19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

BioNTech, yılın ilk çeyreğinde 1.128 milyar euro kar açıkladı

BioNTech, 2021'nin ilk çeyreğine ilişkin finansal rakamlarını açıkladı. Buna göre, şirketin birinci çeyrekteki net karı, net gelirlerindeki sert yükselişle, 1 milyar 128.1 milyon euroya ulaştı. BioNTech, geçen yılın ocak-mart döneminde 53.4 milyon euro zarar açıklamıştı. Şirketin toplam gelirleri birinci çeyrekte 2020’nin aynı çeyreğine göre yüzde 7 bin 138 artarak 2 milyar 50 milyon euroya yükseldi. Piyasalarda beklenti 1,71 milyar euro olması yönündeydi. Şirket geçen yıl birinci çeyrekte 27.7 milyon euro gelir elde etmişti. Şirketin hisse başına karı da 4.39 euroya denk geldi. Aşı teslimatlarıyla birlikte 12.4 milyar euro gelir beklentisi BioNTech, aşı üretiminde ortağı Pfizer ile birlikte bu yıl 1 milyar 800 milyon doz dağıtımı için 91 ülkeyle anlaşma yaptıklarını ve 6 Mayıs'a kadar toplam 91 ülkeye 450 milyon doz Kovid-19 aşısı teslimatını tamamladıklarını da bildirdi. BioNTech, bu yıl aşı üretim kapasitesinin 3 milyar doza ulaşmasını ve 1 milyar 800 milyon doz aşının teslimatından 12.4 milyar euro gelir bekliyor.

1 yıl önce

Bakan Karaismailoğlu: Bu yılın ilk çeyreğinde haberleşme sektörü yüzde 21 büyüdü

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bu yılın ilk çeyreğinde haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin net satış gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 25,5 milyar liraya ulaştığını bildirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hazırlanan "Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu'nu" değerlendirdi. Bu yılın birinci çeyreğinde haberleşme sektöründeki büyümenin devam ettiğini aktaran Karaismailoğlu, ilk üç aylık dönem itibarıyla BTK tarafından yetkilendirilen 444 şirketin 801 yetki belgesi bulunduğunu kaydetti. Sektörde faaliyet gösteren işletmecilerin birinci çeyrekte net satış gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 25,5 milyar liraya yükseldiğini duyuran Karaismailoğlu, mobil abone sayısının 87,4 milyona ulaştığının altını çizdi. 160 MİLYON MOBİL NUMARA TAŞINDI Bu yılın ilk çeyreğinde toplam mobil trafik miktarının 76 milyar dakika olduğuna vurgu yapan Karaismailoğlu, "Mobil abone yaygınlığı yüzde 103,2 seviyesinde gerçekleşti. Mobil abonelerin 81,3 milyonunun 2016 yılında hizmete başlayan 4.5G aboneliğini tercih ettiği ve 4,5G hizmetinin toplam abonelerin yüzde 93'ünü oluşturduğu görülüyor. Makineler arası iletişim (M2M) abone sayısı 7,9 milyonu aştı. Taşınan toplam mobil numara sayısı 160 milyona ulaşırken, sabit hatlarda ise toplamda 2,4 milyon numara taşıma işlemi gerçekleştirildi" dedi. 478 BİN KİLOMETRE FİBER ALTYAPISINA ULAŞILDI 70,5 milyonu mobil olmak üzere toplam genişbant internet abone sayısının 88,8 milyona çıktığının altını çizen Karaismailoğlu, abone sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 arttığını ifade etti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, "Geçen yılın aynı dönemine göre en yüksek artış yaklaşık yüzde 70 ile kablosuz-telsiz sabit internet hizmeti abone sayısında yaşandı. 2022 yılı birinci çeyreğinde 478 bin kilometre fiber altyapısına ulaştık. Fiber internet abone sayısı da yıllık bazda yüzde 21 artışla 5 milyonu geçti. Genişbant internet abonelerin kullanımları da 2022 yılı birinci çeyreğinde önemli ölçüde artış gösterdi. Sabit genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımı 229 GByte seviyesinde, mobil genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımı ise 12,6 GByte seviyesinde gerçekleşti. Bir önceki üç aylık döneme göre; sabit genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımında yüzde 12 ve mobil genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımında ise yüzde 15 civarında artış oldu" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Kavcıoğlu: Dijital Türk lirasının ilk pilot uygulamasını yılın ilk çeyreğinin sonu gibi denemeyi düşünüyoruz

Kavcıoğlu, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen yılın ilk Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nın ardından ekonomistlerin ve basın mensuplarının sorularını cevapladı. Dijital Türk lirası ile ilgili önemli bir çalışma sürdürdüklerini ifade eden Kavcıoğlu, "Kapalı devre içinde ilk kullanımını yaptık. Dijital Türk lirasının ilk pilot uygulamasını yılın ilk çeyreğinin sonu gibi denemeyi düşünüyoruz. Daha sonra test aşamasının ne kadar süreceği ve başarısına göre gerekli kanun değişiklikleri, ne zaman geçileceği belirlenecek. Bu çok zor bir süreç. Dünyada bunun uygulaması yok, pilot uygulamasına geçmiş bir iki ülke var, onlar da pilot süreci devam ettiriyorlar. Biz bu süreci en hızlı ve başarılı bir şekilde yürüten merkez bankalarının başında geliyoruz. Umarım pilot aşamasını da en doğru şekilde yönetir ve ilk dijital parayı kullanan ülkelerin başında oluruz." diye konuştu. Kavcıoğlu, TCMB'nin, firmaların yurt dışı kaynaklı dövizlerinin TL'ye dönüşümüne getirdiği desteği, sektörlerden gelen talep üzerine hayata geçirdiklerini ifade ederek, yurt dışına hizmet veren sektörlerin ya da yurt içinde olup yurt dışından gelen turistlere hizmet veren turizm gibi tüm sektörlerin bu desteklere dahil olduğunu söyledi. Söz konusu düzenlemenin yurt dışından paraların daha hızlı bir şekilde gelmesi noktasında bir teşvik olduğunu dile getiren Kavcıoğlu, "Oradan gelecek önemli bir tutar bekliyoruz. Türkiye'nin turizm, hizmet ve diğer sektörlerin desteklenmesine önemli bir katkı yapacağını öngörüyoruz. Sektörlerin talepleri bu yöndeydi, biz de taleplerine karşılık verdik. Sektörlerin de buna nasıl cevap vereceklerini süreç içinde izleyerek göreceğiz." ifadelerini kullandı. "BU YIL ENERJİYE YAKLAŞIK 25 MİLYAR DOLAR DAHA DÜŞÜK ÖDEME YAPMAMIZ SÖZ KONUSU" Kavcıoğlu, henüz ruble ile enerji ödemesinin olmadığını, konuşulmaya devam edildiğini belirterek, Türkiye'nin 2022 yılında ithal ettiği enerjinin parasını ödediğini, borcunun olmadığını bildirdi. Türkiye'nin 2022 yılında bir önceki yıla kıyasla sadece enerjide 50 milyar dolar civarında fazla ödeme yaptığını belirten Kavcıoğlu, "Şu anda bir sıkıntı yok. Bu yıl itibarıyla aynı miktarda enerjiye yaklaşık 25 milyar dolar daha düşük ödeme yapmamız söz konusu. Bu neredeyse bizim cari açığımıza denk gelecek bir rakam. Bu şekilde devam ederse bu rakamın ödemeler dengesine çok önemli bir katkı yapacağını rahatlıkla söyleyebilirim." diye konuştu. Enflasyon tahminlerini olabilecek tüm riskleri dikkate alarak belirlediklerini söyleyen Kavcıoğlu, "Hemen hemen tüm riskler bu enflasyon tahminlerimiz içinde var. Kendi yerli doğal gazımız mart ayında bekleniyor. Muhakkak daha olumlu katkı yapacaktır. Fiyatların yukarı gitmesi noktasında da geçen seneki süreci yaşamış oluruz ki onun için de hazırlığımız var. Merkez Bankamızın rezervleri hazırlıklı." dedi. Kavcıoğlu, gıda enflasyonunda kuraklık riskine dair de şimdiden bunu tahmin ederek konuşmanın çok doğru olmadığını belirterek, "Şubat sonrası için dua ediyoruz, temenni ediyoruz. Ülkemiz ve dünya için iklim şartları önemli ama ülkemizdeki gelişmeler ve tahminler şubattan sonra özellikle yağmurların daha fazla yağarak kuraklık noktasındaki olumsuz beklentileri olumlu olarak değiştireceğini düşünüyorum. Kuraklığı şahsen çok beklemiyorum." ifadelerini kullandı. TCMB Başkanı Kavcıoğlu, seçimin enflasyona etkisine ilişkin de "Seçim dönemi bizim fiyatlamalarımızın, beklentilerimizin içinde. Çok olumsuz, fiyatlara farklı yansıyacak bir durum öngörmüyoruz. Türkiye bugüne kadar çok seçim geçirdi, bir tane daha geçirir, fiyatları çok etkileyecek bir gelişme olacağını tahmin etmiyorum." diye konuştu. Kavcıoğlu, kaynakların hedefli ve selektif kredi kanallarına daha doğru yönelmesini sağlamaya çalıştıklarını vurgulayarak, bunun da GSYH'ye olumlu katkı sağlayacağını, hem liralaşma hem de enflasyonla mücadeleye katkı yapacağını anlattı. Yatırımda, KOBİ'lerde, tarım sektörlerinde hiçbir makro ihtiyati tedbir olmadığını, aralık ayının en fazla kredi kullanımında artışın gerçekleştiği ay olduğunu söyleyen Kavcıoğlu, kredi kullanımında şu an itibarıyla bir sıkıntı olmadığının altını çizdi. "GEREKLİ ADIMLARI ATMAKTAN ÇEKİNMEYİZ" TCMB Başkanı Kavcıoğlu, faiz politikasına ilişkin olarak da Para Politikası Kurulu metinlerinde yaklaşımlarını ifade ettiklerini hatırlatarak şunları kaydetti: "2023 yılındaki gelişmelere de arkadaşlar çalışıyorlar. Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında Türkiye'nin üretimini, yatırımını, ihracatını, istihdamını destekleyecek şekilde, cari fazla vermemizin önündeki engelleri kaldırarak daha fazla üretim yapacak sektörleri destekleme noktasında, finansmanın daha ucuz maliyette erişilebilmesi noktasında para politikası çerçevemizi oluşturuyoruz. Bu gelişmelere göre ileriki dönemlerde de gerekli adımları Merkez Bankası olarak atmaktan çekinmeyiz." Liralaşmayı çok önemsediklerini vurgulayan Kavcıoğlu, swapların süre içinde azaltılması ve Merkez Bankası para politikasının buna göre şekillendirilmesi noktasındaki hedeflerini çok net bir şekilde ifade ettiklerini söyledi. Şahap Kavcıoğlu, KKM uygulamasına yönelik soru üzerine, "Kur korumayla ilgili tarafta gayet iyi bir gidişat var. Liralaşmaya çok önemli katkı veren bir alan, oradaki gelişmeden, gidişattan memnunuz. Dün akşam aldığımız kararların da buna olumlu tarafta katkı yapacağını düşünüyoruz." diye konuştu. Kavcıoğlu, "Liralaşma stratejisiyle beraber kendi mecrasında yolunu bulacaktır, gidişat da onu gösteriyor. Bu anlamdaki öngörülerimizde bir değişiklik, yanılma söz konusu değil, gayet iyi gidiyor. Liralaşma stratejisi içinde hem bankaların kaynak yaratması hem rezervlerimizin artması noktasındaki işlevi önemli şekilde artarak devam ediyor." ifadelerini kullandı. "Sudi Arabistan'dan Merkez Bankasına 5 milyar dolarlık mevduat yatırılmasıyla ilgili gelişme olup olmadığı" sorusuna karşılık Kavcıoğlu, çeşitli ülkelerle bu anlamda görüşmeler yaptıklarını, ancak herhangi bir gelişme olmadığını bildirdi. Kavcıoğlu, bankalarla olan ilişkilerini basınla paylaşmadıkları ifade etti. "BÜYÜK FİRMALARA KREDİ GİTMİYOR ALGISI DOĞRU DEĞİL" Kavcıoğlu, büyük ölçekli ve KOBİ düzeyindeki firmalara kredi kullandırılmasına yönelik soruya yanıt verirken, büyük firmalara destek verilmemesinin söz konusu olmadığını ancak "ekonominin bel kemiği" olan KOBİ'lerin daha fazla desteklendiğini söyledi. "Oradan alıp bir yere bir şey vermiyoruz." diyen Kavcıoğlu, "Yatırım yapılması noktasında hiçbir firma, ne boyutta olursa olsun hiçbir makro ihtiyati tedbire tabi değil." değerlendirmesinde bulundu. 50-100 firma tarafından kullanılan kredileri 6 bin şirketin kullanabildiği bir noktaya getirdiklerini belirten Kavcıoğlu, şöyle devam etti: "Büyük firmalara kredi gitmiyor algısı doğru değil. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı kredilerin 2-3 kat arttığını söylüyor ama Oda başkanımız krediye ulaşamadıklarını söylüyor. Buradaki sıkıntıyı iyi görmek lazım. Kredilerin doğru şekilde hedefli ve selektif kullandırılması noktasında çaba sarf etmemiz lazım. Hatamız varsa da düzeltiriz. Şikayetler geliyor, firmalarımızdan ulaşamayanlar, kullanamayanlar var. Bunları da takip ediyoruz. Bizim için üretim, yatırım, istihdam sağlayacak, ihracat yapacak firmaların krediye ulaşımı çok önemli. Bunu kendimize görev addediyoruz. Dün gece aldığımız karar da bu sektörlerin desteklenmesine yönelik bir karardır." "SEÇİM SÜRECİ DİKKATE ALINDI" Kavcıoğlu, enflasyon öngörülerini oluştururken seçim sürecini dikkate alarak fiyatladıklarını söyledi. Hükümetin hayat pahalılığını minimize seviyede tutacak tedbirler aldığını dile getiren Kavcıoğlu, Merkez Bankasının da fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlayacak politikaları taviz vermeden uygulamaya devam ettiğini belirtti. Kavcıoğlu, banka personelinin işten çıkarılması, zorla bir yere gönderilmesinin söz konusu olmadığını, personelin maaş zammının da kamuyla aynı olduğunu ifade etti. "KREDİLERDE ANORMAL BİR ARTIŞ YOK" Kavcıoğlu, TCMB taraflı KKM sisteminde faiz üst sınırının kaldırılmasına ilişkin de katılım finans tarafı için bu tür bir uygulama yapılamadığını ve KKM hesaplarında bankalar arasında geçişlerin söz konusu olduğunu ifade etti. Merkez Bankasına ve Hazine'ye yük getirilmemesi için politika faizinin altında bir faiz verilmemesinin kendileri için önemli olduğunu söyleyen Kavcıoğlu, bankalar ile finans kurumları arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak için söz konusu düzenlemeyi gerekli gördüklerini belirtti. Kredi dağılımında dönemsel olarak kaynakların bazen KOBİ'lere bazen bireysel kredilere kayabildiğini ancak şu anda anormal bir artış görmediklerini dile getiren Kavcıoğlu, bireysel kredilerde 2022'de yüzde 3,6 aylık artış olduğunu, orada anormal bir artış olursa gerekli tedbirleri alabileceklerini söyledi. Firmaların, özellikle büyük şirketlerin, tahvil ihracıyla dış borçlanmasının tavsiye ettikleri bir araç olduğunu belirten Kavcıoğlu, bunun hem banka bilançolarındaki yükü hafifleteceğini hem de sermaye piyasalarının daha fazla derinleşmesini sağlayacağını vurguladı. Süreç içinde firmaların ve bankaların bu yönde hareket etmesini sağlayacak teşvikleri de yapacaklarını ifade eden Kavcıoğlu, "Ama bu 4 aylık tahvil ihracı olmaz bizim karşı olduğumuz nokta bu, 2-5 yıl yapsın tahvil ihracını, banka satın alsın bana da gelsin daha ucuz bir şekilde Merkez Bankasından borçlansın. Bizim destek ve teşvikimiz bu yönde olacak." dedi. "İKİLİ KUR SİSTEMİ YOK" Kavcıoğlu, ihracatçıya döviz çevrimlerinde yüzde 2 prim ödenmesi uygulamasının ikili kur uygulaması olarak yorumlandığı eleştirine yanıt verirken de şunları ifade etti: "Türkiye'de şu anda öyle farklı bir kur yok, bankalarda ihracatçıya ayrı kur uygulaması yok. Kur korumalı ile saat başı verdiğimiz kur var, o piyasa kuruyla aşağı yukarı aynı. Bankacılıkla kapalı çarşı arasında farklı kur uygulanmasında anormal durum söz konusu değil. Eskiden beri kapalı çarşı bir tık piyasanın üzerindedir. Kapalı çarşıya gidenle bankacılıkta işlem yapan aynı müşteri değil zaten. İhracatçının, ithalatçının, banka müşterisinin kapalı çarşıda ne işi var? İkili bir kur sistemi yok bir kere onu çok net ifade edeyim. Banka kuru ile kapalı çarşı arasında her zaman bir fark olabilir ama o bir ikili kur değil." Burada mali sektörde oluşan farklı kur olup olmadığına bakılması gerektiğine işaret eden Kavcıoğlu, "Biz ikili kur uygulamıyoruz, sadece ihracat değil, yurt dışından gelen kaynağı teşvik için ödediğimiz bir prim. Bunun içinde turizmci, ihracatçı, müteahhit, ulaşım var. Tüm kesimler var." diye konuştu. Kavcıoğlu, firmaların finansmana erişimde sorun yaşadığı ve Coca Cola'nın yüzde 30 faizle tahvil ihraç ettiğine ilişkin soru üzerine de "Çok kötü örnek verdin. Coca Cola dünyanın en büyük firması. Coca Cola'nın finansmana erişim noktasında sıkıntısı varsa bu sıkıntı dünyada var demektir, sadece Türkiye'de değil. Bu örnek ne kadar haklı olduğumuzu gösteren, uygulamalarımızın ne kadar iyi yönetildiğini gösteren örnek oldu. Finansmana erişimde problemler olabilir ama bunu genel problemler gibi aktarmak doğru değil." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'de ithal ikamesi alanlara yatırım yapan çok değerli firmalar olduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, "Bizim işimiz onlarla. Onlar daha fazla yatırım yapsın, biz gece gündüz onların hizmetindeyiz. Türkiye'ye üretim, yatırım yapan herkes bizim radarımızda ve onların hizmetindeyiz. Türkiye'den daha fazla hem finansman hem döviz piyasasında hem diğer işlemlerde bu konuların rahatlıkla yapıldığı bir başka ülke yok." ifadelerini kullandı. "YIL SONUNDA CARİ FAZLA VERECEĞİZ" Kavcıoğlu, hangi koşullar altında faiz indirimine gidileceğine ilişkin soruya cevap verirken şunları kaydetti: "Temmuz, ağustos ayındaki Para Politikası Kurulu metnine bakarsanız hangi şartlarda faiz indirimine gittiğimizi çok net görürsünüz. Metinleri okuduğunuzda ileriye dönük nasıl öngörümüz olduğunu çok net görürsünüz. Hangi şartlarda faiz indirimine gideceğimiz, pas geçeceğimiz, nasıl duruş sergileyeceğimize ilişkin öngörümüzü orada bulursunuz. Büyük bankalar, büyük merkez bankaları bile 'faiz artırımını nasıl yapmayalım' diye konuşuyorlar. Bizi çok eleştirdiniz, ancak bu ne kadar doğru şekilde bu süreci yöneterek geldiğimizi gösteriyor. Türkiye, bu faiz politikasıyla sadece ödemeler dengesinde bir önceki yıla göre 100 milyar dolar fazla ödemiş. Kimseye bir kuruş borcumuz yok. Faiz politikamızın ne kadar doğru yönetildiğinin fotoğrafı. Şu 100 milyar doları kimse konuşmadı. Bir önceki yıla göre enerji farkını düştüğünüzde Türkiye cari fazla veriyor. Rusya-Ukrayna Savaşı çıkmasaydı Türkiye zaten cari fazla veriyordu. Biz faizi bunun için indirdik. Biz ödemeler dengesinde cari fazla verecek duruma gelmiş noktadayız. Türkiye, her şeye rağmen dışardan bir kuruş yardım almadan bu bilançoyu Merkez Bankası olarak yönetti. 100 milyar dolar ilave farkı da Merkez Bankası bu ülkenin kaynaklarından ödedi. Biz bugünden itibaren yıl sonunda cari fazla vereceğiz."