20 Nisan Cumartesi 2024
1 yıl önce

İTÜ’den ‘misafir araştırmacı’ açıklaması: ‘Unutulmamalıdır ki bilim evrenseldir, tek kriter bilimsel başarıdır'

İTÜ, sosyal medyada misafir araştırmacılarıyla ilgili yapılan yorumlara ilişkin açıklama bulundu. Yönetim, kasıtlı olarak yayılan ırkçı söylemleri üzülerek gördüklerini, bilimsel düşüncenin ırk, dil, din veya cinsiyet söylemleri üzerinden tanımlanmasını kınadıklarını ifade etti.

1 yıl önce

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer: Meslek liselerimize ekmek fabrikası kuracağız

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Konya'daki Selçuklu Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Eğitimden Üretime Tarım Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada meslek liseleriyle ilgili bir müjde verdi. Son zamanlarda ekmekle ilgili çok fazla spekülasyonların başladığına dikkat çeken Özer, Türkiye'de 81 ilde 100 noktadaki meslek liselerine ekmek fabrikası kurulacağını duyurdu. "Meslek liselerinde günde 1 milyon ekmek üretilecek" Liselere kurulan fabrikada günlük 1 milyon ekmek üretileceğini belirten Özer, vatandaşların da düşük fiyatlı ekmekle buluşacağını söyledi: "Ülkemizdeki 15 okulda ekmek fabrikası kurduk. Şu anda 250 bin günlük ekmek üretim kapasitesine ulaştık. Geçen hafta Gaziantep'te günlük 50 bin ekmek üretim protokolü imzaladık. Buradan ilk defa açıklıyorum. "Vatandaşlarımızı düşük fiyatlı ekmekle buluşturacağız" Türkiye'de 81 ilde 100 noktadaki meslek lisemize ekmek fabrikası kuracağız. Günlük 1 milyon ekmek üretim kapasitesiyle, o liselerin satış büfelerinde vatandaşlarımızı düşük fiyatlı ekmekle buluşturacağız." "Yeni bir tarım hikayesi yaşatacağız" Türkiye'nin geleceği adına çok kritik olan tarımla ilgili bir hareketi başlatmak üzere bir araya geldiklerini de söyleyen Özer,  bu hareketle yeni bir tarım hikayesini ülkeye yaşatacaklarını ifade etti. Özer, "Aslında Türkiye'nin mesleki eğitimle ilgili bir sorunu yoktu ama dünyada olup da Türkiye'de olmayan bir süreç yaşandı. Avrupa'ya bakın, Uzak Doğu'ya bakın. Mesleki eğitim, özel sektör tarafından devralınmaya başlandı. Ama Türkiye'de özel sektör maalesef mesleki eğitimi üzerine almak, ona katkıda bulunmak istemedi." diye konuştu. "Türkiye'de tarım alanında ihtiyaç duyulan insan kaynağını yetiştireceğiz" Özer, yıllarca aşağılanan meslek lisesi öğrencilerinin kara gün dostu olduklarını, tarımda da kara gün dostu olacaklarını belirtti. Meslek liselerinin, 28 Şubat sürecinin mimarlarına inat patent, marka tasarımı, ihracat ve ülkesinin dertlerini düşündüğünü dile getiren Özer, "Türkiye'de tarım alanında eğitim veren 123 meslek lisemizi, Tarım ve Orman Bakanlığı ile yönetiyoruz. Yine bu iş birliği kapsamında, 23 tane daha tarım alanında meslek lisesini 2022-2023 yılında aktif hale getireceğiz. Dolayısıyla tüm Türkiye'de tarım alanında ihtiyaç duyulan insan kaynağını birlikte yetiştireceğiz." ifadelerini kullandı. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider ise mesleki eğitimin tüm faaliyet alanlarında şart olduğunu belirterek, yaklaşık 24 yıl önce kesintiye uğrayan, 28 Şubat'ın karanlık günlerinde baltalanan mesleki eğitimin, iki bakanlığın yapacağı yüksek katkıyla değerini bulacağını dile getirdi. Çalıştayda, Konya Valisi Vahdettin Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy ve AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem de birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Milli Eğitim Bakanlığı, Konya Valiliği ve Konya Büyükşehir Belediyesi arasında, "Mesleki Eğitimi Tercih Eden Öğrencileri Destekleme İş Birliği Protokolü"nün imza töreni gerçekleştirildi. Öte yandan, 28 Haziran'a kadar sürecek olan çalıştayda, "Tarım Eğitimini Odağına Alacak Şekilde Üretim Yönetimi", "Tarımda Kaynak Kullanım Etkinliği", "Tarımda Teknolojik Dönüşüm", "Tarımsal Mesleki Eğitim", "Tarımda İşgücü Kullanımı ve İstihdam Politikaları" ana başlıklarının yer aldığı konular görüşülerek raporlanacak. Bakan Özer, daha sonra Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı'nı ziyaret etti.

1 yıl önce

'Annem, babam vefat etti' diyerek yürekleri dağlamıştı: Vali Erdinç Yılmaz, Ayşe'ye kucak açtı

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafında yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) sınavına Osmaniye Anadolu Lisesi’nde giren Ayşe Sabancanlı, giriş kapısında polis ekiplerince yapılan belge kontrolünde kimliğini unuttuğunu fark etti. Gözyaşlarına boğulan Sabancanlı’yı giriş kapısında görevli polis ekipleri güçlükle sakinleştirdi. Yaşadığı şokun ardından polis ekiplerine verdiği numaradan aile yakınlarıyla görüşen genç kız, kimliğinin geleceğini anlamasıyla biraz da olsa sakinleşmişti. Gözyaşları içerisinde beklerken gelen telefonla koşmaya başlayan genç kızın kimliğine kavuşma anı İhlas Haber Ajansı kameralarına anbean yansımıştı. OSMANİYE VALİSİ İLE GÖRÜŞTÜ Yaşanılan olayın Türkiye genelinde geniş yer bulmasının ardından Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Ayşe Sabancanlı ile valilik makamında görüştü. Makam girişinde Ayşe’yi karşılayan Vali Yılmaz, daha sonra bir süre Ayşe ile sohbet etti. Sohbetin ardından gazetecilere açıklama yapan Vali Erdinç Yılmaz, Ayşe’nin her zaman yanında olacaklarını söyledi. Ayşe’nin verdiği cevaptan dolayı duygulandığını ifade eden Vali Erdinç Yılmaz, “Ben de Ayşe’nin sınava geç kaldığını medyadan öğrendim. Ayşe’nin o günkü davranışı ve verdiği cevaplar bütün Türkiye’yi olduğu gibi tabi bizi de çok duygulandırdı. Biz Ayşe’nin yanındayız her zaman da yanında olacağız. Tabi Ayşe sonuçta sınava girdi, girmeseydi çok üzülürdük. Ayşe davranışıyla çok da örnek bir davranış sergiledi. İnşallah bu şekilde hedefine gidecek” dedi. 'ANNEM GÖZÜMÜN ÖNÜNDE VEFAT ETTİ' Anne ve babasının ölümünden bahseden Ayşe Sabancanlı, “Babam 2016 yılında vefat etti. Liseye daha yeni başlamıştım. Akciğer kanseriydi. Daha sonra yatalak hasta oldu. Babama annem baktı daha sonra da vefat etti. Annem de 2021 yılı Ağustos ayında vefat etti. Annemin ALS hastalığı vardı. Annem de yatalak hasta oldu. Anneme de ağabeyimle ben baktım. Annem gözümün önünde evde vefat etti” diye konuştu.

1 yıl önce

3 bakanlıktan çocukların eğitim sürecinin güvenliği için iş birliği

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin, Emniyet Genel Müdürlüğü Dikmen Polis Müzesi Şehit Demet Sezen Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü' imza törenine katıldı. Bakan Soylu, Türkiye’nin büyüdüğünü ve bununla birlikte problemlerinin de çeşitlendiğini belirterek, "Sürekli takip eden, sürekli izleyen, sorunların peşinden giden değil, önleyici tedbirler alan, onları önceleyen ve onlar ile ilgili adım atmayı devlet kapasitesinin en önemli görevi olarak nitelendiren bir anlayışı Sayın Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu ülkede yönetmeye çalışıyoruz. Eğitim ve güvenlik işleyişinde alarmımızın en yüksek seviyede çaldığını ifade etmek isterim. 2017 ile 2022 yılları arasındaki pandemi dönemi de var. Toplam 30 büyük okul çevreleri ve güvenliği operasyonu yaptık. Eğer okulun etrafında tek dal sigara satılıyorsa bizim için tehdittir. Okulun etrafında alkol satılıyorsa, tezgah altından bu bizim için büyük bir tehdittir. Okulun etrafında kafeler, kahveler kumar oynatıyorlarsa bu bizim için büyük bir tehdittir. Uyuşturucuyu konuşmak, söylemek, düşünmek, hatta zihnime bile getirmek istemiyorum. Onun için okulun çevresini güvenli hale getirmek bizim için önemlidir" diye konuştu. '334 OKUL SERVİS ARACI KONTROL EDİLDİ' Bakan Soylu, güvenlik denetimlerine ilişkin verileri de paylaşarak, "Son 5 yılda bu güne kadar 328 bin defa okullarımızın çevresi kontrol edildi. 3,5 milyon insan okul çevresinde defalarca polisimiz ve güvenlik güçlerimiz tarafından okul aile birliği, okul müdürümüz ile irtibatlı şekilde kontrol edildi. 334 okul servis aracı kontrol edildi. Bunun 21 bininden daha fazlasına işlem uyguladık. Lastiğinden muayenesine kadar, içerisinde bulunacak güvenlik görevlisinden şoförünün niteliğine kadar birçok adım uyguladık. Neticede etraftaki iş yerlerini 500 bin kez kontrol ettik. Yani okulumuzun etrafında güvenli bir alan oluşturmak için tüm adımları attık" dedi. 'GENÇLERİMİZ İÇİN İYİ POLİTİKALAR HAZIRLAMALIYIZ' Bakan Derya Yanık ise "Bizim bir taraftan aktif yaşlanmayı diğer taraftan çocuklarımız ve gençlerimiz için o kadar iyi politikalar ve süreçler hazırlamalıyız ki bu genç nüfusun hayata hazırlandığında üretken, kabiliyetli, kendi potansiyelini gerçekleştirme gücünü yakalamış, Türkiye’nin gücünün farkında olan gençler olarak hayata katılmalarını sağlamalıyız. Genel olarak dünyada yaşlanma problemi var ama ülkemizde de var. Bu yüzden şu anda çocuklarımız ve gençlerimiz bizim için sadece çocuk ve genç olmasının yanında Türkiye’nin geleceğini üzerine kuracağımız hazine olarak karşımızda duruyor. Çocuklar ve gençler ile ilgili hiçbir meseleyi ihmal etme, hafife alma ve erteleme şansına sahip değiliz. Tarihe karşı böyle bir sorumluluğu taşıyoruz. Dolayısıyla konunun tarafları olarak üç bakanlık ve Belediyeler Birliği'miz bütün kurum ve kuruluşlarımızın bu işin bir tarafında paydaş olduğu tartışmasız" diye konuştu. 'EĞİTİM, MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR' Bakan Mahmut Özer de eğitimi milli güvenlik meselesi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Bu ülkede yıllardan beri kız çocuklarıyla ilgili, özellikle muhafazakar kesimi irrite edecek şekilde 'Kız çocuklarını okullara göndermiyor vatandaşlarımız’ şeklinde muhafazakar kesimi töhmet altında bırakarak; ama bunun yanında okullar açmayarak, eğitime erişimlerini kolaylaştırmayarak, süreci güçleştirerek geçtiğimiz bir dönemden şu anda kız çocuklarımızın okullaşma oranının erkek çocuklarını geçtiği bir eğitim sistemine evirildik. Bu ülke son 20 yıl içerisinde eğitime erişim sorununu çözdüğü gibi kız çocuklarının eğitime erişme sorununu da çözdü. Bugün beyin göçünü sıklıkla gündeme getirenlerin dün başörtüsü yasağından dolayı yurt dışına giden kadınlar ve kızlarla ilgili hiçbir şey konuşmadıklarını görürsünüz. Çünkü onların kucaklama diye bir dertleri yoktur. Bizim 18,9 milyon öğrencimizin yaklaşık 1 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer yabancılardır. Böyle bir ülke yok. Tüm vatandaşını kucakladığı gibi ona misafir olan insanların çocuklarına da eğitim hizmetini sunan bir ülke yok. Madde bağımlılığından internet bağımlılığına kadar hiçbir bağımlılığa feda edecek tek bir gencimiz yok. Hiçbir terör örgütüne teslim edecek, kaybedecek tek bir gencimiz yok. Özellikle son zamanlarda bakanlık olarak internet bağımlılığıyla ilgili süreçlere çok daha müdahil olduğumuz zaman gördüğümüz şey şu; çok tehlikeli bir sürecin içindeyiz. Gençlerimizi bağımlılıkla ilgili süreçlerde yalnız bıraktığımız zaman kaybetme riskimi çok fazla artıyor."

1 yıl önce

Ankara'da eğitime 'yoğun yağış' engeli

Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara'da yarın beklenen yoğun yağış nedeniyle tüm ilk ve orta öğretim kurumlarında eğitime bir gün ara verildiğini duyurdu. "ÖĞRENCİLERİMİZİN HERHANGİ BİR OLUMSUZLUKLA KARŞILAŞMAMALARI İÇİN" Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "Son meteorolojik değerlendirmelere göre yarın gün boyu yoğun yağış beklendiğinden öğrencilerimizin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları için ilimiz genelindeki tüm ilk ve orta dereceli okullarda eğitim öğretime pazartesi günü bir gün süreyle ara verilmiştir."

1 yıl önce

Mersin Valiliği'nden Arapça ehliyet sınavı açıklaması! 2018 yılından bu yana 6 dilde yapılıyor…

Mersin Valiliği, motorlu taşıt sürücülerine yönelik e-sınav uygulamalarının 2018'den bu yana yabancı uyruklu adayların tercihine bağlı olarak Arapça, Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Farsça ve Rusça yapılabildiğini bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, sosyal medyada, motorlu taşıt sürücülerine yönelik e-sınav uygulamalarıyla ilgili konunun esasını yansıtmayan, yanlış algılamalara yol açabilecek paylaşımlarda bulunulduğu belirtildi. Mersin'de, motorlu taşıt sürücülerine yönelik sınavlara ilişkin bütün iş ve işlemlerin mevzuat hükümleri doğrultusunda yapıldığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, Merkezi Sistem Sınavları Yönergesi ve Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) e-sınav uygulama kılavuzu hükümleri doğrultusunda hazırlanan e-sınav uygulama otomasyon sisteminde, yabancı uyruklu adaylar için Arapça, Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Farsça ve Rusça olmak üzere adayın tercih edeceği dille sınava katılma imkanı sunulmuştur. Dil seçimi adayın kayıtlı olduğu MTSK yetkilileri tarafından adayın talebi doğrultusunda sınav randevusu aşamasında yapılmaktadır. Bu uygulama, 2018 yılından bu yana devam etmektedir."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan eğitimcilerle iftar yaptı: "Sonuna kadar okulları açık tutacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde: Bizleri içinde bin aydan daha hayırlı kadir gecesini barındıran bu mübarek günlere kavuşturduğu içi rabbime hamdediyorum. Yarın bir haftayı yakılıyoruz. Elhamdülillah, çok çok ihtişam dolu bir ramazan ayıyla iç içeyiz. Hep birlikte İslam dünyası, tüm insanlık için barışa, huzura vesile olması için rabbimden niyaz ediyorum. Son iki yıl Koronavirüs nedeniyle ramazan aylarını biraz buruk geçirdik. Zorlu bir dönemi önemli ölçüde geride bıraktık. Salgın sürecinde toplumuzun tüm kesimleri gibi Öğretmen ve öğrencilerimiz de hiç alışık olmadıkları günler yaşadılar. Sizlerin de olağanüstü çabalarıyla Eğitim ve öğretim faaliyetlerini aksatmadan devam ettirdik. Başta Milli Eğitim Bakanımıza, Milli Eğitim camiamızın diğer mensuplarına, siz saygıdeğer hocalarımıza şahsım ve milletim adına çok teşekkür ediyorum. "OKULLARI AÇIK TUTACAĞIZ" 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı'nın dörtte üçünü okullarımızı açık tutma başarısını göstererek tamamlamış bulunuyoruz. Okullarımızın kapısını açık tutmayı sürdüreceğiz. Son 20 yılda öğretmenlerimizin mesleklerini huzuru kalp ile yapabilmeleri için yoğun çaba harcıyoruz. En çok öğretmen ataması bizim dönemimizde gerçekleşmiştir. Öğretmenlerimizi eğitim-öğretim sistemimizin kilit taşları olarak görüyoruz. Öğretmenlerimiz eli öpülesi insanlardır. Biz bodrum katlarında şu andaki sınıflarınız gibi 50-60 metrekarelik yerlerde beden eğitimi dersi yapardık. Ama şimdi okullarımız birbirleriyle yarışıyor. Spor salonları inşa ediliyor ve aynen bunlara devam edeceğiz. İstiyoruz ki bu tür salonlardan her branşta çok güçlü, sportmen öğrenciler yetiştirelim. Kütüphanesi okul kalmayacak sloganıyla iki ayda 16 bin 361 yeni kütüphane inşa ettik. Türkiye Avrupa'da son 20 yılda öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren, zorunlu ders saatini en düşük tutan ülkedir. OECD'nin verilerine göre en az stres yaşayan öğretmenler de bizim öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerimizin 60 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürdük. Böylece Türk eğitim tarihinde ilk kez öğretmenlerimizi müstakil bir meslek kanununa kavuşturduk. Öğretmenlerimize önemli avantajlar da getiren bu düzenlemenin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Sosyal medya mecralarının da yaygınlaşmasıyla evlatlarımızı yabancı kültürlerin etkisine daha fazla girdiğini görüyoruz. Özellikle aile ortamında başlayarak küçük yaştan itibaren çocuklarımıza milli ve manevi değerlerimizi aşılamanın mücadelesini vermeliyiz. Öğretmenlerimize de anne baba seviyesinde saygı gösterilmesini hep birlikte sağlamalıyız. Zİra ülke olarak ancak siz değerli öğretmenlerimizin desteği sayesinde yanlışlarımızı ilga, doğrularımızı ihya edebiliriz.

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü İnci'den Kılıçdaroğlu'na cevap: Yapılan açıklamalar gerçeği yansıtmıyor

Prof. Dr. İnci, kurumun adının siyasi tartışmalara konu edilmesine, yeni açılan fakültelere, kampüslerdeki değişime ve devam eden protestolara ilişkin açıklamalarda bulundu: Siyasetle üniversiteyi karıştırmamak gerektiğine vurgu yapan İnci, şunları kaydetti: "İki ayrı alanın farklı durması gerektiğine inanıyorum. Üniversiteye siyaseti karıştırmak doğru değil. Doğru bilgilendirilmek gerekir ayrıca. Üniversitemizde yaptığımız tasarruflarla alakalı daha sağlıklı bir bilgilendirmenin alınmasını ve bu bağlamda açıklamaların yapılmasını arzu ederdik. Maalesef böyle yapılmadı. Yapılan açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirtmek zorundayım." İnci, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Yerleşkeyle ilgili de bazı düzenlemeler yaptılar. Yerleşkeyi de eski hukuki statüsüne kavuşturmak bizim görevlerimizden birisi olacaktır." söylemlerine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Açıkçası ne kastettiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Bizim yaptığımız her şey hukuka uygun şekilde ilerliyor. Zannedersem burada bazı öğretim üyelerinin ve öğretim elemanlarının yaptığı açıklamalar bağlamında hukuk ve iletişim fakültesini kastediyor. Hukuk ve iletişim fakültesi hakkında yargıya giden bir durum vardı. Bunlar en son yapılan itirazlar Danıştay tarafından reddedildi. Hukuki süreç sona erdi. Burada herhangi bir hukuksuzluk söz konusu değil. Yapılan her şey hukuka uygun olarak ilerliyor. Oranın kuruluşu belli bir prosedür gereği, üniversiteden YÖK'e, YÖK'ten Cumhurbaşkanımızın onaylamasıyla devreye girmişti. Buna karşı bir itiraz vardı. Bu da yargıya gitti. En son mercide de bunlar reddedildi. Herhangi bir hukuki süreç kalmadı." SORBONNE'DAN, OXFORD VE LONDRA'DAN ÖĞRETİM ÜYELERİ Rektör İnci, Hukuk Fakültesinin güz döneminde öğrenci almaya başlayacağını ve çok seçkin üniversitelerden öğretim üyelerinin kadroya dahil edildiğini açıklayarak, şöyle devam etti: "Bir tanesi hariç diğer öğretim üyelerinin doktoralarının tamamı yurt dışından. Londra Üniversitesinden, Sorbonne'dan var. Bir arkadaşımızın doktorası Türkiye'deki prestijli üniversitelerimizden. Onun da yüksel lisansı Oxford'dan. Burası İngilizce eğitim yapan bir kurum. Hukuk Fakültesinin yüzde yüz İngilizce olması imkansız bir şey. Bu YÖK'ün de bir uygulaması. Yüzde 30 İngilizce gerekiyor. Biz de aynı şekilde minimum yüzde 30 olacak şekilde gerekli kurullarımızdan geçirdik. Çünkü idare, ceza veya ticaret hukukunu yabancı dilde vermeniz mümkün değil, doğru da olmaz. Sonuçta bu ülkede çalışacaklar. Bu hiçbir ülkede yüzde 100 farklı bir dilde olamaz. Bu mümkün değil. Buna da bir itiraz vardı. Hukuksuzluktan kastın ne olduğunu biz de anlamadık. Her şey hukuka uygun olarak ilerliyor. Sanırım yanlış bir bilgilendirmeden dolayı böyle bir açıklama yapıldı." "AÇILIMA VE BÜYÜMEYE KARŞI BİR DİRENÇ VAR" Boğaziçi Üniversitesine araştırma üniversitesi statüsü verilmesine de değinen İnci, üniversitenin zaten belli bir aşamaya kadar geldiğini söyledi. İnci, araştırma üniversitesinin çok daha ileriye gitmesi gerektiğini belirterek, dünyada önemli bir yere sahip olmak için bunun gerekli olduğunu kaydetti. Değişim ve büyümenin karşısında bir direnç olduğunu aktaran İnci, şöyle konuştu: "Maalesef bu açılıma ve büyümeye karşı bir direnç var. Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü'nü açtık ve onu donatmaya başladık. Hukuk Fakültesi neredeyse sürecini tamamladı. Veri bilimi ve yapay zeka çok önemli bir enstitü. Dünyanın önde gelen üniversitelerinde de benzer enstitüler kuruldu. İnanılmaz kaynaklar alıyorlar ve araştırma potansiyelleri çok yüksek. Buradan geri duramayız. Böyle bir enstitüyü kurarken tabii ki bunun üst yönetim tarafından yapılması gerekiyor. Üst yönetim ki, biz danışıyoruz. Var olan bölüm ve fakültelere danışıyoruz. Onlar da 'Bunlar tamamen bizim kontrolümüzde olacak. Biz istersek olacak, istemezsek olmayacak.' diyorlar. Genelde de bunun olmamasını istiyorlar. Değişimi kabullenmek istemiyorlar. Geldiğimiz noktada, süreç gidişatına baktığımızda siz değişimden etkilenmeden duramazsınız." "EMEKLİ OLMUŞLAR AMA BURADA EN İYİ OFİSLERİ TUTUYORLAR" Birçok akademisyenin yeni yapılanmaya katkı sunmak istediğini dile getiren İnci, baskı görme çekincesiyle akademisyenlerin sürece katkı sunamadığını söyledi. İnci, değişimi istemeyenlerin başında emekli öğretim üyelerinin olduğunu anlatarak, şöyle devam etti: "Boğaziçi Üniversitesinde bizim bir geleneğimiz var. Öğretim üyeleri emekli olduktan sonra ofislerini tutuyor, yarı zamanlı ders veriyorlar. Kağıt üzerinde emekli olmuşlar ama fiili olarak buradalar. En iyi ofisleri onlar tutuyorlar. Bundan bir problem yok, hocalarımız değerli. Değişime karşı çıkanlar da en çok onlar. Maalesef genç nesilden katkı vermek isteyen çok öğretim üyesi var. Bunları kendilerinden duyuyoruz. Daha huzurlu ve rahat çalışma ortamı istiyorlar." "ANADOLU HİSARI'NDAKİ KAMPÜS, MARMARA ÜNİVERSİTESİNDEN DEĞİL, MİLLİ EMLAK'TAN ALINDI" Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci, daha önce Marmara Üniversitesinin kullanımında olan Anadolu Hisarı'ndaki kampüs hakkında da kamuoyuna yanlış bilgiler verildiğini söyledi. Boğaziçi Üniversitesinin Kilyos Kampüsü'nde bir hazırlık okulu olduğunu belirten İnci, şunları aktardı: "Malumunuz Marmara Üniversitesi yeni bir kampüse kavuştu. Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi'ne taşınıyor. Anadolu kampüsünü de Milli Emlak'a devrettiler. Sonuçta buranın devrinden sonra devletimize bu yönde bir ihtiyacımız olduğunu arz ettik. Cumhurbaşkanımız da yardımcı oldular. Bunun için şükranlarımızı sunuyoruz. Bakanımız Murat Kurum'un büyük destekleri oldu. Biz burayı Marmara Üniversitesinden almadık. Milli Emlak'a zaten devredilmişti. Talebimiz uygun görüldü ve bize tahsis edildi. Yapacağımız şey teknoloji geliştirme bölgesi olarak teknoparklarla Kilyos'u kullanmak. Hazırlık okulunu da Anadolu Hisarı Kampüsü'ne almak. Ana kampüse yakın. Füniküler de yapılıyor. İki kampüs karşılıklı olacak."

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 11 12
Server Error
500
Server Error