25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

Kabine sonrası önemli mesaj! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Canımızı yakan fiyat artışları, hepsi geçici

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 4 saat süren Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şu şekilde: 5 Şubat Cumartesi yaptırdığımız Kovid-19 testinde koronavirüsün Omikron varyantına maruz kaldığımız anlaşılmıştı, bunun üzerine kendimizi karantinaya almıştık. Hastalığı hafif belirtilerle geçirdik, çalışmalarımızı evden sürdürdük. KDV İNDİRİMİ... TAKİP EDİLECEK Devlet ve hükümet işlerini de hem yakından takip ettik hem de gereken yönlendirmeleri yaptık. Gıda ürünlerindeki KDV'yi yüzde 8'den yüzde 1'e düşürme, yani etiketlerde doğrudan 7 puanlık bir indirim yapma kararımızın müjdesini milletimizle paylaşmıştık. Üreticiden toptancıya ve perakendeciye kadar gıdanın tüm süreçlerini kapsadığı için enflasyonla mücadeledeki kararlılığımızın bir ifadesi olan bu KDV düzenlemesi devlet olarak bizim attığımız bir adımdır. Bakanlıklarımız KDV indiriminin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığını yakından takip edecek, aksi yönde davranış sergileyen firmalara gereken yaptırımları uygulayacaktır. TÜRKİYE-BAE İLİŞKİLERİ Pazartesi ve salı günleri BAE'ye giderek hem Abu Dabi'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdik hem de EXP 2022 Dubai-Türkiye'ye katıldık. Toplam 13 anlaşmaya ülkemiz arasındaki münasebetlerin ahdi temelini güçlendirdik. Bir süredir durgunluk içerisinde olan Türkiye ile BAE ilişkilerine yeni bir ivme kazandıran anlaşmaların hayırlı olacağına inanıyorum. Karantina sürecinde yaptığımız takiplerde tespit ettiğimiz en önemli eksiklik ülkemizde dün ile bugün arasında yeterince güçlü bir irtibatın kurulamadığıdır. Hükümete geldiğimizde ülkenin nüfusu 65 milyondu. Ülkemizin altyapısı her alanda sorunların, eksikliklerin ağırlığı altında eziliyordu. Temel hak ve özgürlüklerden güvenliğe kadar yaşadığımız diğer sıkıntıları da bunlara ilave etmek gerekiyor. GÜÇLÜ TÜRKİYE VURGUSU Her isteyen evladımızın üniversite başta olmak üzere eğitime ulaşabilmesinin, her vatandaşımızın kaliteli sağlık hizmeti alabilmesinin, kamuda ve hatta sokakta değerlerine ve kültürlerine saygılı muamele görebilmesinin 81 vilayetimizin hepsinin de belirli bir standardın üzerinde temel altyapılardan faydalanabilmesinin, insanca bir hayat sürmesinin çok zor olduğu dönemlerden geçerek bugünlere geldik. Eski Türkiye ile bugünkü Türkiye fotoğraflarının doğru, sağlıklı bir mukayesesini yapmak hepimizin görevidir. Dün önceliğimiz can ve mal güvenliğimizi tehdit eden terör, dün önceliğimiz egemenlik haklarımızı ve milli çıkarlarımızı hiçe sayan kuşatmalardı. Dün önceliğimiz işsizlikti, teröre ve işsizliğe çözüm bulunmasına mani olan siyasi istikrarsızlıktı, hayatımızın dört bir yanını saran yokluklardı. Bugün ise artık ülke geneline yaydığımız her seviyedeki eğitim kurumumuzla, dünyanın imrenerek baktığı şehir hastanelerimizle, uzunluğunu 28 bin km'yi geçirdiğimiz bölünmüş yol ağımız ve sayısını 56'ya çıkardığımız havalimanlarımızla, yüz binlerce aileyi ev sahibi yaptığımızı toplu konut projelerimiz, millet bahçelerimizle, yerli ve milli katkı oranını yüzde 80'lere doğru taşıdığımız savunma sanayiimizle, 225 milyar dolara çıkardığımız ihracatımızla, 55 milyona vardırdığımız turist ağırlama altyapımızla hedeflerine doğru hızla ilerleyen, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme yolunda son dönemece giren bir Türkiye'de yaşıyoruz. "BUGÜN ARTIK DÜNYADA SÖZ SAHİBİ, BAYRAĞI VE PASAPORTU İTİBARLI BİR TÜRKİYE VAR" Bugün artık sınırları içinde hiçbir terör faaliyetine izin vermeyen, sınırları dışındaki terör örgütlerini de adım adım takip eden bir Türkiye var. Bugün artık siyasi, askeri, diplomatik ve ekonomik olarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi, bayrağı ve pasaportu itibarlı bir Türkiye var.  Salgın döneminde sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm alanlarda bu gerçekleri gördük, yaşadık. Gelişmiş ülkeler bile halklarının işini ve hayat seviyesini korumanın derdine düşerken biz yatırıma, istihdama, ihracata, büyüme yoluna giderek kendimizi diğerlerinden ayrıştırdık. Hükümet olarak uyguladığımız ekonomi programının odağında vatandaşlarımızın işini korumak, sürekli yeni iş alanları oluşturarak istihdamı geliştirmek vardır. Nüfusumuz 20 yıl öncesine göre 20 milyon artarken istihdama katılan kişi sayısı da 20 milyondan 34 milyona çıktı. Salgının ilk aylarında işgücüne katılım 29 milyona, istihdam 25 milyona kadar gerilemişti. Bu dönemde biz farklı bir politika izleyerek üretimi ve bireyleri destekledik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla hedefli ekonomi programımızı ısrarla ve kararlılıkla uygulayarak salgının ilk aylarında kayıpları hızla telafi etmekle kalmadık, ötesine de geçtik. Hükümetlerimiz döneminde 11 milyonun üzerinde insanımıza çalışacak iş sağladık, geçinecek gelir temin ettik. FİYAT ARTIŞLARI... ERDOĞAN: BUNLARIN HEPSİ GEÇİCİ Hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar elbette var, canımızı yakan fiyat artışları var. Emin olun, bunların hepsi geçicidir. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar tüm çalışanların gelirlerinde yüksek oranlı artış yaparak esnaf ve sanatkarlarımızı kredi paketleriyle destekleyerek hayat pahalılığının insanlarımızın üzerindeki yükü azaltmanın gayretindeyiz. Alım gücündeki düşüş bir süre sonra telafi edilebilirken kaybedilen işin, huzurun, vaktin geri kazanımı çok daha zordur. ENFLASYON Bunun için fabrikaların çalışması, esnafın dükkanının açık kalması, toprağın ekilmesi, emlak ve araç satışlarının sürmesi çok önemlidir. Halihazırdaki en önemli sorunumuz yüksek enflasyondur. İnşallah onun da üstesinden her ay indirerek geleceğiz. Türkiye'yi 30 milyonun üzerinde vatandaşını istihdam eden bir ülke haline getirmiş olmak en büyük iftihar sebebimizdir. Avrupa'dan Amerika'ya kadar tüm gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunun önümüzdeki döneme ilişkin en önemli sancısı işsizliktir. Bunun için batıdaki merkez bankaları enflasyonları 6-7 kat artığı halde faizleri yükseltmekten ısrarla kaçınıyorlar. "ENERJİ FİYATLARI TÜM DÜNYADA YÜKSELDİ" Son dönemde üzerine en çok konuşulan, istismar edilen konulardan biri de enerji fiyatlarıdır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmek suretiyle ülkemizin santral sayısını bin 808'e yükselttik. Son dönemde enerji fiyatları tüm dünyada yükselmiştir. Ama bu sadece bize ait değil. Küresel düzeyde doğalgaz fiyatları 10 kat, kömür fiyatları 5 kat, petrol fiyatları 3 kat artmıştır. Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının avro cinsinden rakam ve asgari ücrete oranları üzerinden Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmasını yaparak sizlerin dikkateine sunmak istiyorum. Konutlarda aylık 200 kw üzerinden bakıldığında Türkiye Avrupa'daki 34 ülke arasında vatandaşlarına en uygun fiyatla elektrik hizmeti sunan 3. ülkedir. Ülkemizdeki elektriğin 200 kw'!a denk gelen tutarı 18 avro iken bu rakam Norveç'te 35 avro, Fransa'da 45 avro, Hollanda'da 60 avro, Belçika'da 92, Almanya'da 100 avrodur. Asgari ücretle mukayese ettiğimizde ülkemizde yüzde 5.5'luk bir oran, ALmanya'da 6.2'lik, Çekya'da yüzde 10'luk, Romanya'da yüzde 15'lik oranlarla karşılaşıyoruz. Türkiye 100 m3'lük tüketime 18.5 avroluk faturayla Avrupa'nın vatandaşına en ucuz doğalgaz hizmeti sunan ülkesidir. Geçtiğimiz yıl 165 milyar liralık sübvansiyon yaparak salgın sebebiyle zaten sıkıntı içinde olan vatandaşımızın ilave yükler altına girmesine mani olduk. Sadece bu 3 kalemdeki sübvansiyon rakamının Türkiye'nin toplam yatırım harcamaları kadar olduğuna dikkatlerinizi çekmek istiyorum. ELEKTRİK FİYATLARINDA YENİ DÜZENLEME Geçtiğimiz Kabine toplantısında 150 kw olan en düşük tarife dilimini 210 kw'a yükseltmiştik. Ocak ayı itibarıyla tüketicilerin yüzde 64'ünün düşük tarifeden faydalandığını görülmektedir. Bugünkü toplantımızda vatandaşlarımızı daha da rahatlatacak yeni adımların karawrını aldık. 210 kw saate kadarki düşük tarife ve üzerindeki yüksek tarife rakamları ilgili kurumlarımızca vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir. Küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak şekilde benzer bir kademelendirme yapılacak. STK'ların elektriği ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürülecek. DOĞALGAZ DESTEĞİ Doğalgaz tüketim desteğiyle ilgili hazırlıklar tamamlandı. 4 milyon hane için yılda 2 defada ödenmek üzere 450-1150 arasında dğeişen miktarlarda doğalgaz desteği sağlayacağız. Kronik hastaların bulunduğu haneler için bu rakama yüzde 5 ilave yapılacaktır. Başvurular cuma günü başlayacaktır. 15 milyar liralık yeni bir sosyal destek paketiyle ilgili hazırlıklara başlanması talimatını da verdik. Rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti uyguluyoruz. Mevcut desteklerin kapsamını genişleterek lisanssız faaliyetler kapsamındaki yatırımların 4. bölge desteklerinden faydalanabilmesini temin ediyoruz. böylece yüzde 30 oranında vergi indirimi, 6 yıl boyunca prim, sigorta, işveren desteği hissesi sağlamış oluyoruz. Eğitim-öğretim yılının yeni dönemine başladık. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu geçtiğimiz hafta yürürlüğe koyduk. Öğrenci sayıları 159 binden 335 bine yükselen mesleki eğitim merkezlerimizde hedefimiz bu rakamı 1 milyonun üzerine taşımaktır. Önümüzdeki haftasonu açılışını yapacağımız 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu projesinin inşasını 2 milyar 545 milyon avro yatırım tutarıyla tamamladık. 1915 Çanakkale Köprüsü 88 km'si otoyol ve 13 km'si bağlantı yolu olmak üzere toplam 101 km uzunluğa sahip önemli bir projedir. Bu köprü kendi alanında dünyada ilk sırada yer alan bir eserdir. Hizmete açacağımız otoyol projesi Malkara-Çanakkale arasını 40 dakika kısaltacak. Yaklaşık 5 bin 100 personel ve 740 iş makinesiyle tamamladığımız otoyolumuzu 26 Şubat 2022'de hizmete sunuyoruz. ÇİFTÇİLERE MÜJDE Tarım Kredi Kooperatiflerinin satış merkezlerinde hafta başı itibarıyla çay gübrelerinin fiyatlarında yüzde 30'a varan indirim yaptık. Yarından itibaren can gübreyi, amonyum sülfat ve nitro power ürünlerinde de yüzde 30 indirime gidiliyor. Karma hayvan yemi yüzde 12 indirimle yarından itibaren satılmaya başlanacak. Mart ayında alınacak pancar bedellerini 1 ay öne çekip cuma günü hesaplara yatırıyoruz. Bu sezonunu pancar alım fiyatını hasattan önce açıklayacağız. KYK YURTLARINDAKİ ÖĞRENCİLERE MÜJDE Yurtlarda 16 GB olan internet desteğini 2 kat artışla 32 GB'a çıkardık. Şimdi de ikinci dönemden başlamak üzere beslenme yardımını aylık 570 liradan 750 liraya yükseltiyoruz. AŞI TAVSİYESİ Omikron varyantı vaka sayılarının fevkalade arttırmasına rağmen hastaneye yatışlarda sistemi zorlayacak bir yükselişle karşılaşmadık. Aşısı bulunmayan veya eksik olan vatandaşlarımıza en kısa sürede kendi aşımız TURKOVAC'ı yaptırmaları tavsiyesinde bulunuyorum.

2 yıl önce

Kastamonu’da yangın! 40 hanenin 15 hanesi yandı! Vali Çakır: “can kaybı yok”

Edinilen bilgiye göre, Kastamonu’nun merkez ilçesine bağlı 40 hane bulunan Akkaya Başören köyünde henüz belirlenemeyen sebeple çıkan yangında 15 hane tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. Yangın kontrol altına alınırken, soğutma çalışmaları sürüyor. Bölgeye gelerek incelemelerde bulunan Kastamonu Valisi Avni Çakır, vatandaşlarla görüştü. Yetkililerden yangın hakkında bilgi alan Vali Çakır, “Bugün saat 15.00 sıralarında Merkez Başörün köyümüzde maalesef ciddi bir yangın meydana geldi. 40 haneli köyümüzün şu anda 15 hanesi maalesef tamamen yandı. Sevindirici olan şudur ki çok bu yangında herhangi bir can kaybımız yok. Vatandaşlarımız hayvan varlıklarını da büyük oranda uzaklaştırmışlar, şu anda üç tane buzağı yavrusu aranıyor, belki de bu buzağıların hayatını kaybetmesi söz konusu olabilir. Onun dışında çok şükür bir can kaybımız yok. Yangın ilimize en uzak mesafede olan köyümüzde oldu. Hem rakım olarak yüksek hem de yollarda kar var halen. Buraya normal taşıtla 1 saatte geliniyor. Ağır vasıtalarda yaklaşık 1,5 saat ya da 2 saatte gelebiliyor. Maalesef itfaiyemiz gelene kadar rüzgarında etkisiyle yangın şiddetli bir şekilde yapılaşmanın da ahşap ve yakın olmasından dolayı hızlı bir şekilde yayıldı ve vatandaşlarımızda ancak ya eşyalarını da ya da canlarını kurtarabildiler. Yangın şu anda kontrol altında başka bir alana sıçrama gibi durumu kalmadı. Şu anda itfaiyelerimizde zaten soğutma çalışmalarımıza da başladı. Ben büyük geçmiş olsun diyorum. Valilik ve AFAD olarak planlarımızı yaptık. Vatandaşlarımızın hiçbir tanesini açıkta bırakmayacağız. 8 evimizde vatandaşlarımız ikamet ediyorlar, diğerleri evlerini yazlık olarak kullanıyorlardı. Bu vatandaşlarımızın da hem köylerinin yakınlarında hem de boş kamu binalarında ya da konteynırlarda yerleştirme planlarını yaptık. Merkezden de yeteri kadar konteynırlarımız mevcut zaten, talep edenlere konteynırlar vereceğiz. Hızlı bir şekilde inşallah iyi bir fırsatta hızlı bir şekilde inşallah devlet olarak vatandaşlarımızın yaralarını saracağız. Tesellimiz can kaybının olmamasıdır. Hepimize büyük geçmiş olsun” dedi.

2 yıl önce

BBC Türkçe gündeme getirmişti! Geri gönderme kararı verilen İranlı şahıslar PKK ve yasa dışı sol örgütlerle bağlantılı çıktı

Bazı medya kuruluşları tarafından “Denizli’de İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları için haklarında sınır dışı kararı verildi” şeklinde haber yapılan İranlı şahısların terör örgütü YPG/PKK sempatizanı oldukları ortaya çıktı. 20 Mart 2021’de yapılan eyleme katıldıkları için gözaltına alınan ve sınır dışı edilmelerine karar verilen Esmaeil Fattahi, Leili Faraji, Zeinab Sahafi ve Mohammad Pourakbari Kermani’nin Türkiye’de bulundukları süre içinde yasa dışı sol örgütler ve YPG-PKK militanlarıyla sıkça görüştükleri tespit edildi. Haklarında sınır dışı kararı verilen Esmaeil Fattahi’nin sosyal medya üzerinden de YPG/PKK’lı teröristlerle sürekli iletişimde olduğu, PKK kanallarını takip ettiği anlaşıldı. HDP VE CHP SAHİP ÇIKTI Denizli İdare Mahkemesi, İranlı mültecilere ilişkin verdiği kararda, “kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturduğu anlaşıldığı” ifadelerine yer vermişti. İdare mahkemesi kararda, mültecilerin sınır dışı edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığını da yazdı. CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ile HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, haklarında sınır dışı kararı verilen İranlı mültecilerle ilgili TBMM’ye soru önergesi vermişti. BBC’DE TÜRKİYE’YE İFTİRA Geri Gönderme Merkezlerindeki gayretli çalışmaları ve insani tutumuyla tüm dünyaya örnek gösterilen Türkiye’yi karalamak için BBC’ ye konuşan İranlı aktivistlerden Esmaeil ve Leili, Aydın Merkezi’nde kaldıkları süre boyunca psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını ve görevliler tarafından ülkelerine gönüllü geri dönüş belgesi imzalamaya zorlandıklarını iddia etti.

2 yıl önce

Muş'ta evlat nöbeti tutan, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ailelerin sayısı 27'ye yükseldi

Muş'ta, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin eylemi devam ediyor. Her hafta çarşamba günleri HDP İl Başkanlığı önünde eylem yapan ailelerin sayısı, bir ailenin daha katılımıyla 27'ye yükseldi. 44 haftadır eylemlerini sürdüren aileler arasına, Şefik Mutlu da katıldı. 1999 yılında çobanlık yaptığı sırada dağa çıkarılan oğlu için eyleme katılan baba Şefik Mutlu, 23 yıldır haber alamadığı ve 37 yaşında olduğunu söylediği oğlunun dönüp gelmesi için teslim ol çağrısında bulundu. Baba Mutlu, “Oğlum 1999 yılında çobanlık yapıyordu. Dağda hayvanları otlattığı sırada PKK'ya rastlamış ve çocuğumu götürmüşler. O günden beri evladımdan hiçbir haber alamadık. Eğer oğlum beni duyuyorsa, neredeyse bize göndersinler. Oğlum var mı, yok mu bilgimiz olsun. Ben çocuğumu istiyorum. Ben hiç unutamıyorum çocuğumu. O gelene kadar da eylemdeyim” diye konuştu. Evlat nöbetindeki annelerden Ayten Koçhan ise “Biz sadece çocuklarımızı istiyoruz. Çocuklarımızı bize versinler. Yeter anneler ağladı. Oğlum Ersin, eğer beni duyuyorsan, görüyorsan yavrum bizi düşünmüyorsan kızını düşün ve kızın şu anda perişan bir halde. Kızın Hira için gel, teslim ol yavrum” dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Terör eylemleri yüzde 95 azaldı

İşte İçişleri Bakanı Soylu'nun açıklamalarından satır başları: Burada Allah nazardan korusun, memleketine sadakati olan bir kadroyla birlikteyiz. Terör örgütünü tarumar etmiş kutlu bir kadroyla birlikteyiz. Bir büyük mücadele azmini gerçekleştiren bir kadroyla birlikteyiz. Huzurunuzda bulunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Teknolojinin en üstünü kullanan, bütün dünyaya terörle mücadeleyi gösteren kutlu bir kadroyla beraberiz. Sözlerimin başında her birinize yıllarca milletimizin bu terörle mücadele ne olacak diye dert edip düşündüğü meselede alınan yol için minnetlerimizi iletmek istiyoruz. Uğradığımız ihanetlerin bir kez daha tekrarlanmaması adına minnetlerimizi ve şükranlarımızı ifade etmek istiyoruz. En son darbe girişiminin ardından 6 yıl geçmemesine rağmen ortaya koyduğunuz güçlü irade için minnetlerimizi ve şükranlarımızı ifade etmek istiyoruz. Allah razı olsun. Bunu milyonlarca vatan evladı söylemektedir. Size, ailelerinize teşekkür ediyoruz. Bu Türk devlet tarihinde Sahil Güvenliği'nden emniyete kadar, jandarmadan tüm bakanlık birimlerine kadar ortaya koyduğunuz bu anlayışın sürdürülebilir olduğunu gösterdiğiniz için. Bu salonda her değerlendirme toplantısında bir araya geldik. Sizler istişare ettiniz. Eksikliklerimiz, planlayıp başardıklarımız, planlayıp başaramadıklarımız... Hangi adımları atmamız gerektiğini değerlendirdiniz. Birlikte rahmet vardır. Biz gerek tecrübelerimiz, gerek bilgi, gerek sahada gördüklerimiz ışığı altında daha sonuca odaklı bir anlayışı gerçekleştirmek için bu toplantıyı yapıyoruz. Birbirimizin enerjisinden faydalanabilmek için bu toplantıları yapıyoruz.  Bütün düzenin bir disiplin ve hiyerarşi içinde devam etmesini sağlamak için bir aradayız. Milyonlarca insan üzerinizdeki üniformayı görse de görmese de Cenab-ı Allah'tan dua niyaz etmektedir. Değerlendirme toplantımızın hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. Böyle programlarda BAE ziyareti gibi, hem ülkemize hem dünyaya bakışımızda farklılık oluşturuyor. Dünyayı Batı'dan ibaret gördük. Bizden iyi bahsedilirse iyi Haber, kötü bahsedilirse dünya başımıza yıkılır sandık. Bangladeş'te, Azerbaycan'da, Afrika'da, Katar'da daha pek çok ülkede Türkiye rol model bir ülkedir, takip edilen bir ülkedir. Batı'ya hayran hayran bakarak geleceğe ilerleyebilir miyiz? Afganistan'da uçak tekerlerinden düşen insanları unutabilirler mi? Oradaki yangının bize yansımaması düşünülemez. Türkiye'nin son 20 yılının ilk 10 yılı kendisine ait. Kendi altyapısını tahsis etti. Marmaray gibi, İstanbul Havalimanı gibi... Göç yönetimini sadece barınma merkezi bulma değil eğitimine kadar yapılandırması. 21. yüzyıl Türkiye'si geleceğini Azerbaycan'dan Libya'ya kadar uzanan. Altını çizerek söylüyorum, bu değişimi durdurmak da sorundur. Geçen hafta İdlib'deydim, oradaki insanlara sordum nereden geldiniz diye, Halep'ten gelmişler... Üzülmesinler diye sormadım... Coğrafyamızdan bahsediyorum Amerika'dan bahsetmiyorum. Bu coğrafyayı kaos coğrafyasına döndürmek isteyenler var.   DEAŞ'la PKK'yla FETÖ'yle mücadele ederken bu mücadeleyi engelleyen Batı'yla, sapkın zihniyetle karşı karşıyayız. Batı'nın Doğu'nun üzerinde tepinmek istediği bir 21. yüzyılın ilk çeyreğindeyiz. Bunun karşısında duran, dünya beşten büyüktür diyen bir ülkeyiz. Bunun ayıbı bize ait değildir. Bunun ayıbı bu insanları sömüren, kendilerine medeni diyen, Mehmet Akif'in dediği gibi tek diş, kalmış canavarlarındır o ayıp.  Uyuşturucu, göç, aktüel güvenlik başlığıdır. Bu mücadelenin tam ortasındayız. Bu yıl ki bakanlık temamız, 2022 yılında bu yılı terörün tüm kırıntılarını temizleyeceksiniz, yılanı deliğinden çıkaracağız. Altını kaldırmadığımız taş bırakmayacağız. Artık süpürme zamanı. Ya teslim olacaklar, ya da yok olacaklar. Yemin etmeliyiz milletimize.  Cumhuriyet'in 2. asrına, 1. asrında bize bırakılan hiçbir ağırlığı bırakmamalıyız. Gelecek nesillere aydınlık ve büyük bir Türkiye bırakmalıyız.  "DAĞDAKİ TERÖRİST SAYISI 150'YE DÜŞTÜ" Allah'a hamdolsun bu kadro dünyaya neleri başarabileceğini gösteren bir kadrodur. Cumhuriyet'in 100. yılında bir tek terörist bırakmamalıyız. Ya olacağız ya öleceğiz. Yegane parolamız budur. Biz çocuklarımızın okula giderken şenlik içinde sek sek oynayarak gitmesini istiyoruz. Biz üniversitelerden ilim yükselmesini istiyoruz. Biz kendimiz için bunu isterken Suriye'deki kardeşlerimiz için de Irak'taki kardeşlerimiz için de bunu istiyoruz. Türkiye üzerine yıkılan terör maliyetini Cumhuriyet'in ikinci yarısına taşıyamaz. Terör örgütüne katılım sayısı 50'li sayılara düştü. Dağdaki terörist sayısı 150 seviyelerine düştü. Ticaretin canlanması, eğitimin canlanması demek terörün bir daha canlanmaması demektir. 2022 yılında terörün bütün kırıntılarını temizlemek zorundayız. İkinci mücadele alanımız uyuşturucuyla mücadeledir. Gözünüzü dört açın, bir tane kök kenevir yaprağını bile kaçırmamalısınız. Bu terör örgütüne vurulan en büyük darbedir. Her bir kök kenevir teröre kaynaktır. Geçen yıl ki Narko-Terör operasyonunda 55 milyon kök keneviri imha ettik. Bunun terör örgütüne kaybı 17.9 milyar olarak hesaplanmaktadır. "SINIRDAN SADECE KAÇAK GÖÇ GELMİYOR" Kaçak göç işinde PKK da DEAŞ da aynıdır. Sınırdan sadece kaçak göç gelmiyor. Terör örgütünün mühimmatları da geliyor. Terör örgütleri mühimmat aktarımı yapıyor. Yol kontrollerini çok iyi yapmalıyız. Bu yıl kaçak göçle mücadelede farklı bir yıl olmasını istiyoruz. Bizim sınırlarımız devlet sınırı ama sosyolojik sınırımız çok daha geniştir. 2018 yılından itibaren 10 tane ATAK helikopteri aldık. İlk aldığımızda çocuk gibi şendik, sanki bir bayram gününe hazırlanıyorduk. İnşallah 2022 yılı sonu itibarıyla toplam ATAK helikopteri sayımız 17 olacak. Özgüven içerisinde bir Türkiye yürüyor, bu yoldan bizi döndüremezler. bugün toplam 46 SİHA'mız var. 144 üs bölgemiz oldu. Her taşın altına bakmak zorundayız. 15 Temmuz'un personel tahribatını giderdik. Jandarma sayısını 139 binden 193 bin seviyesine çıkardık. Jandarma teşkilatımız bir tarih yazmaktadır.  Yangınlarda birileri dedikodu yaparken, 16 helikopterimizi orada tek bir ağaç yanmasın diye bütün dünyaya parmak ısırtan bir yangın mücadelesi gerçekleştirdik. Bizim mesleğimizin en önemli yanlarından bir tanesi rehaveti kabul etmez. Sürekli kendinizi yenileyeceksiniz. Her sabah güneş doğduğunda kendinizi yenileyeceksiniz. Cumhuriyet'in 2. asrına jandarmanın imzasını atmasını istiyoruz. 

2 yıl önce

Anayasa Mahkemesi, HDP'ye savunma için 60 günlük ek süre verdi

Yüksek Mahkeme, 29 Kasım 2021'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak AYM'ye gönderilen esas hakkındaki görüşü, savunmanın hazırlanması için HDP'ye göndermiş ve partiye, savunmasını hazırlamak için 30 günlük süre vermişti. Alınan bilgiye göre HDP, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için 4 aylık daha süre istedi. HDP'nin savunma yapmak için istediği süre talebini görüşen Anayasa Mahkemesi, partiye 60 günlük daha ek süre verilmesine karar verdi. Tanınan toplam 60 günlük ek sürenin de sonra ermesinin ardından esas hakkında savunmanın tamamlanarak mahkemeye sunulması gerekiyor. Süreç nasıl işleyecek? Kapatma davasında işleyen süreç kapsamında, daha sonra belirlenecek bir tarihte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve davalı HDP, ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından AYM Başkanı Zühtü Arslan, toplantı için gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. 15 üyenin 10'unun oy çokluğuyla karar verilebilecek HDP hakkındaki kapatma davasını, 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek. Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak. Anayasa Mahkemesinin, siyasi yasak istenen partililerin, beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde bu kişiler, kesin kararın Resmi Gazete'de gerekçeli yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetimcisi olamayacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, 7 Haziran 2021'de HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine dava açmış, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu da 21 Haziran 2021'de iddianamenin kabulüne oy birliğiyle karar vermişti.

2 yıl önce

BBC Türkçe’nin “Belçika'da 4 kadını öldüren erkek Türkiye'de serbest bırakıldı” yalanı

Belçika’nın Gent şehrinde 2004 yılında dört kadını öldüren Osman Çallı, Oost-Vlaanderen Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezasını Türkiye’de çekmek isteyen şahsın dönüşüm yargılaması sonucunda infazının uluslararası ve iç hukuk kurallarına uygun olarak yerine getirildiği belirtildi. BBC Türkçe'nin, şahsın cezasını infaz etmediği yönündeki haberine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bazı haber siteleri ile basın yayın organlarında 'Belçika’nın Gent şehrinde dört kadını öldüren O.Ç isimli kişinin Türkiye’ye iade edilmesi ile serbest kaldığına yönelik' haberlerle ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla bir basın açıklaması yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. O.Ç’nin 2004 yılındaki kasten öldürme, öldürmeye teşebbüs, genel güvenliği tehlikeye sokma, nitelikli yağma gibi eylemleri sebebiyle yargılandığı Oost-Vlaanderen Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 Ocak 2009 tarihinde verilen kararla ömür boyu (müebbet) hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan O.Ç’nin cezasının infazı devam ederken kalan cezasını Türkiye’de çekmek istemesine yönelik talebinin Belçika adli makamlarınca uygun görülmesi üzerine Türkiye’de infaz işlemlerine başlanabilmesi amacıyla Ankara 5.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan dönüşüm (Uyarlama) yargılaması sonucunda; O.Ç’nin 4 kişiyi öldürme suçundan 4 kez ayrı ayrı müebbet hapis cezası ile birlikte diğer eylemleri sebebiyle de süreli hapis cezalarına 30 Kasım 2012 tarihinde verilen karar ile hükmedilmiş ancak uyarlama yargılaması sonucunda verilecek cezanın Oost-Vlaanderen Ağır Ceza Mahkemesi tarafından O.Ç hakkında verilen bir kez ömür boyu hapis cezasını geçemeyeceğine dair yasal düzenlemeler uyarınca O.Ç’nin müebbet hapis cezası üzerinden cezasının infazına karar verilmiştir. O.Ç’nin 28 Haziran 2013 tarihinde ülkemize iade edilmesi üzerine infaz işlemlerinin Belçika ülkesinde yerine getirilmesi halinde 28 Haziran 2015 tarihinde tahliye edilecek olan O.Ç’nin suç tarihinde yürürlükte olan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun ilgili hükümleri uyarınca derhal infaz işlemlerine başlanılarak mevcut infaz düzenlemeleri uyarınca 10 Kasım 2019 tarihi itibariyle Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanmak suretiyle, 10 Kasım 2020 tarihi itibariyle ise şartla tahliyesine karar verilerek infaz işlemleri tamamlanmıştır. Adı geçenin infaz işlemleri, lehe kanun ve infaz hukukunun derhal uygulanma prensipleri dikkate alınarak uluslararası ve iç hukuk kurallarına uygun olarak yerine getirilmiş olup, adı geçenin cezasını infaz etmediği ya da yeni çıkan yasal düzenlemeler doğrultusunda kişinin tahliye edildiğine yönelik yapılan haber ve paylaşımlar gerçeği yansıtmamaktadır.”

2 yıl önce

Gaziantep’te Suriyeli sığınmacıların bir araya gelerek taşkınlık edip arbede çıkardığı iddiası yalan çıktı

Sosyal medyada provokasyon amaçlı paylaşım yapan hesaplardan paylaşılan ve Gaziantep Şehitkamil’de çok sayıda Suriyeli sığınmacının bir alanda bağırıp koşarak ilerlediğini gösteren görüntüler hızla yayılmaya başlandı. https://twitter.com/yildirimbircan/status/1493312010527948800?s=21 https://twitter.com/multecihaberler/status/1493241571046834178?s=21 Öncesi kesilen görüntülerde, bir kız çocuğunun çatıdan düşmesi nedeniyle olay yerine koşan sığınmacıların görüldüğü; herhangi bir asayiş sorununun bulunmadığı anlaşıldı.

1 2 ... 592 593 594 595 596 597 598 ... 947 948
Server Error
500
Server Error