28 Mart Perşembe 2024
2 yıl önce

Bakan Soylu: Bu ülkede mafyalara hayat hakkı tanımayız

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TRT Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Thodex soruşturmasından organize suç örgütleriyle ilgili tartışmalara ilişkin soruları da yanıtlayan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar: "Mümkün olduğunca kısıtlamaları ortadan kaldırmak istiyoruz" Süreç boyunca sağlık sistemimiz hiçbir zaman alarm vermedi. Aldığımız tedbirlerle vaka sayılarını 63 bin seviyelerinden 11 bin seviyelerine düşürdük. Bu süreci yönetebiliyoruz. Bizim geçişlerimizin de tedbirli olması lazım. Vatandaşlarımız da bu süreçte birçok fedakarlık ortaya koydu. 1 Haziran'dan itibaren daha rahatlayacağımıza inanıyorum. Niyetimiz mümkün olduğunca kısıtlamaları ortadan kaldırabilmek. Aşılamada ivmeyi yakaladığımız zaman rahat bir adım atacağız. Birinci aşılama bitti, ikinci aşılamada önemli bir noktaya geldik, devam ediyoruz.  "Toplu taşıma işini bu dönemde beceremedik" Toplu taşıma işini bu dönemde büyükşehirlerde beceremedik, becerilebilirdi. Biz elimizden geldiğince yaptık. Benim otobüsü durdurup inin aşağı dememin anlamı yok. Burada ne kadar insanın binip, binmeyeceği. Benim burada milletimize de istirhamım, toplu olarak bulunduğunuz yerlerden biraz sarfı nazar etmeleri. "Vatandaşımıza yönelik görevini aşan muameleye müsamaha göstermeyiz" Bekçilik sistemi sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye'ye emanet ettiği, Türkiye'nin asayişini başarılı bir şekilde yönetilmesini sağlayan sistemin adıdır. Birileri korkuyor, nereden çıktı bu bekçi diyorlar. Buna yönelik ideolojik bir bakış açısı var. Biz bugün bekçileri polis akademisinde eğittik. Toplam 5 aylık eğitim. Yüzde 100'e yakın lise ve üniversite mezunları. Uyuşturucudan her türlü asayişsizliğe, hırsızlığa ve hatta terör meselesine kadar bekçilerimiz görevdedir. Vatandaşımıza yönelik görevini aşan hiçbir muameleye müsamaha göstermeyiz. "ABD Büyükelçisi randevu istiyor, vermedim" Türkiye sağlık sistemi, hastane, üniversiteleriyle 27 Nisan öncesi mi? Hayır, kapasite geliştirmiştir. Atak helikopterinden kendi ürettiğimiz mühimmatlara kadar. Simetrik ve asimetrik birçok saldırıyla karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz'un faili bugün nerede? Bugün Cumhurbaşkanımıza antisemitist diye saldıranlar 15 Temmuz'un failini ülkelerinde tutuyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Ben bu sözlerimden dolayı Amerika'dan iki defa kısıtlama almış bir insanım. ABD Büyükelçisi randevu istiyor, vermedim, vermeyeceğim. Bu ülkeye saygı duymaya başladıkları andan itibaren ancak veririm. Cumhurbaşkanımız var, ne meseleleri varsa görebilirler. Bizim bu konuda bütün vekaletimiz sayın Cumhurbaşkanımızdadır. Meral Akşener'e tepki Meral Akşenr'in dediği yakışır mı? Akşener bu güne kadar ne yapmış o insanlarla ilgili, Cumhurbaşkanımız ne yapmış? Bir gitsin İdlib'e. Biraz yürek ister. 50-100 yıl sonra o memleketin evlatları diyecekler ki: Bizi öldürüyorlardı, Türkler sahip çıktı. Ne yaptın bu ülkeye de, ne ortaya koydunuz da siz Netanyahu ile Erdoğan'ı aynı kefeye koyuyorsunuz? Elinize verilen sipariş var. Kılıçdaroğlu bizi suçlayacağına CHP'nin bir oyuna bak bakalım! CHP'liler hadi sorun partinizin oyunu. Telaştalar, acele ediyorlar. "Kandil ve uzantıları Bakanlıklarda da adamları olsun istiyor" Mesele sadece bakanlık değil, başka meseleler de var. Kandil ve uzantıları Bakanlıklarda da adamları olsun istiyor. Bugün Türkiye'de kalan terörist sayısı 260. Beytüşşebap'ta ise 4 terörist daha etkisiz hale getirildi. Bundan 5 yıl önce Türkiye'de her gün bir patlama vardı. Şimdi bunların önüne geçtik. Bunu çekemiyorlar. Netanyahu ile sayın Cumhurbaşkanımızın benzetilmesinin altında tamamen bu vardır. Türkiye burada bambaşka bir ivme yakaladı. Bütün bunlar yapılırken siyaseti elemanlaştırmışlar. Siyaset elemanlaşamaz. Siyaset kutsal bir şeydir, siyaset milletin emanetinin sözcüsüdür, tarihin sözcüsüdür. "Türkiye tarihinin en büyük uyuşturucu ile mücadelesini biz veriyoruz" Türkiye'ye göz koyanlar sadece dışarıda değil. İçeride de bunların şakşakçıları, işbirlikçileri var. Türkiye tarihinin en büyük uyuşturucu ile mücadelesini biz veriyoruz. Bu mücadelesinde Avrupa, Türkiye'yi her raporunda tebrik eder. Biz uyuşturucuda hem hedef hem transit ülkeyiz. Üç eroin rotası, birisi kuzey, birisi Balkan, biri de aşağıdan Afrika üzerinden Akdeniz'den güney rotası. Biz bu üç rotadan birisinde olmamıza rağmen Avrupa'nın yüzde 60 bazen 75 eroinini biz yakalarız. Dünyanın uyuşturucu ile mücadele eden bir numaralı ülkesi Türkiye. "2 uyuşturucu baronunu yakaladık" Bataklık operasyonunun içinde FETÖ var ve buna ulaştık. 2 uyuşturucu baronunu yakaladık. Bataklık operasyonu içerisinde biraz önce resmi çıkanlar da var. Şimdi Kılıçdaroğlu diyor ki, "Kolombiya'dan şu kirli bilgi rotasını getirir misiniz" diyor. Bunun nasıl büyük bir baron olduğunu anlatırsam herkesin aklı şaşar. 'Kolombiya'dan Türkiye'ye gelen' dedi Kılıçdaroğlu? Bunu kim söylemiş FETÖ firarisi söylemiş. FETÖ'cülerin kaynağına binen bir ana muhalefet lideri olur mu? Bunu burada söylüyorum, bırakın bu ülkeye ihanet etmeyi, işimi yapamadığımı düşündüğüm an, bir dakika koltukta kalan namussuzdur. "HDP'den seçilen bir milletvekili bu operasyonun içinde" 25 Şubat'ta 13 ton kokain yakalandı? Nerede? Hamburg'ta. Şansölye Merkel bu kokainin sahipleri midir diyeceğiz? Tam tersine "yakaladınız tebrik ediyoruz" dedik. FETÖ'cülerin kayığına binen bir ana muhalefet başkanı olur mu? Organize suç örgütlerinin emrinde bir ana muhalefet başkanı olur mu? Özgür Özel'in suçlamaları var. Ben sistemi ifade etmek istiyorum. HDP'den seçilen bir milletvekili bu operasyonun içinde. Bizim görevimiz dibine kadar gidip, bu meselenin esas sahibini bulmak. Bulduğumuz zaman ilan ediyoruz zaten. Bizim kadar dünya ile ortak çalışan başka bir ülke sözkonusu değil. Özgür Özel bu açıklamayı saat kaçta yapıyor, video saat kaçta çıkıyor? Türkiye ana muhalefet partisi genel başkanının sistemine kadar oturmuş ve onu spekar haline getirmiş bir operasyonla karşı karşıyayız. Grup başkan vekili çıkıyor, orada böyle bir kaset çıkıyor, bilginiz olsun diyor. Her şeyi kurgulamışlar. 15 Temmuz'dan bugüne 30 ulusal çete çökertildi. Organize suç örgütleri gayri nizami harplerin en önemli aparatları. Sırbistan'daki suç örgütü Skaljarı'ın kurucusu Jovica Vukotiç'i Antalya'da yakalatık ve teslim ettik. Yakaladığımız 14 önemli mafyayı ülkelerine gönderdik. Sedat Peker konusu Burada uluslararası bir operasyon var. Ama devlet Süleyman Soylu ile kaim değildir. Bu devlet suçlu ile suçsuzu en iyi bilen anlayışa sahip. Bu bir operasyondur ve operasyon devam ediyor. Bunlarla mücadele etmek bizim namusumuzdur. Bunları silmek ve süpürmek de namusumuzdur. Bu ülkede mafyalara hayat hakkı tanımayız. Bu operasyonları başlatan benim. Korumalar ben göreve gelmeden önce verilmiş, benim dönemimde kaldırıldı. Bütün bu tartışmaların hepsi suyu bulandırmaya yöneliktir. Devlet dönem dönem koruma verir. Bugün Kobani davasında yargılanlarda da koruma var.Bir maraza çıkmasın, provokasyonla karşı karşıya kalınmasın diye bunlar yapılır. Gazeteci bir yazı yazar, tehdit edilir. DHKP/C, PKK gibi terör örgütleri mafya tehdit eder. Bunlar sağlanabilir. Tehdit geçerse alınabilir. Hadi ve Süleyman Özışık konusu (Hadi ve Süleyman Özışık konusu) Anlıyorum ki ben uzun zamandan beri organize suç örgütünün hedefindeyim. Peki benimle temas edebilmiş mi hiç kimse. Edememiş. Hadi Bey'i Günaydın Gazetesindeki fotoğrafçılığından tanırım. Babamla ilgili söylenenleri de kabul etmem. Kimse onun yanına yaklaşamaz. Aracılık konusunda benim haberimin olması benim idam edilmem. Böyle bir şey olabilir mi. Keklemişler, ben ne yapayım. Kim keklediyse hesabını ondan sorsun. Hangi siyasetçiye ayda 10 bin dolar gönderdiyse hesabını ondan sorsun. Karısının iç çamaşırına sığınan acizler. Birinci ve ikinci videoyu izledim, hedef Türkiye. Cumhurbaşkanımızla bu konuyu görüşmedik.    "Faruk Fatih Özer'i yakalama çalışmaları sürüyor"   Başka bir ülkeye geçtiği konusunda herhangi bir bilgimiz yok. Arnavutluk'ta olduğunu düşünüyoruz. Nerede olduğunu biliyoruz, alacağız inşallah. Operasyonumuz devam ediyor. 

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistin'de yaşanan zulme karşı çıkmayı sürdüreceğiz

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: Aramızda ülkemizin 81 vilayetinin yanı sıra KKTC'den gelen gençlerimiz bulunuyor. Milletimizin her bir ferdinin 19 Mayıs Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı tebrik ediyorum. Gazi Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışıyla yakılan İstiklal meşalesi Anadolu'yu sarmış ve cumhuriyetin kuruluşu ile nihai hedefine ulaşmıştır. Kutlu yürüyüşte verilen her mesaj ya istiklal ya ölüm kararlılığının ifadesidir. Bu topraklardaki mücadelemizin devam edeceği anlaşılıyor. Bir asır önce sınırları Balkanlar'dan Kafkaslara kadar uzanan Osmanlı'yı yıkmakla yetinmeyenlerin Anadolu'yu mezar etme heveslerini kursaklarında bırakmıştık. Ülkemize yönelik tehditler kimi zaman milletimizi değerlerinden koparma gayretleri kimi zaman terör örgütleri eliyle varlığımıza saldırı olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin başlattığı her demokrasi hamlesinin önünü kesenler bilerek ya da bilmeyerek sinsi oyuna hizmet etmişlerdir. Son 19 yılda sağladığımız güven iklimi sayesinde ülkemiz her alanda kendi gerçek potansiyelini hayata geçirme imkanına kavuşmuştur. Türkiye halen içinde geçmekte olduğu süreci başarıyla tamamlandığında 21. yüzyılda küresel sistemde hak ettiği yer, alacaktır. Bu tarihi mücadeleyi zafere ulaştırmamız da elbette kolay olmayacaktır. Bugün de sınırlarımızı terör koridoru ile kuşatma, ekonomimizi sinsi tuzaklarla çökertme hesabı yapanları bulunuyor. 19 Mayıs'ı işte bu güçlü duruşun sembollerinden biri olarak görüyoruz. Salgın şartları nedeniyle 19 Mayıs'ı da arzu ettiğimiz coşku ile geçirememenin üzüntüsü içindeyiz. "BU AKŞAM 19.19'DA TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE İSTİKLAL MARŞIMIZI OKUYACAĞIZ" Bu akşam saat tam 19.19'da Türkiye'nin her yerinde vatandaşlarımızla birlikte balkonlarımıza, kapı önlerine çıkıp yürekten gelen bir sesle İstiklal Marşımızı okuyacağız. Bugüne gelene kadar nice tehditlere göğüs geren, nice karanlık senaryoları yırtıp atan milletimiz 19 Mayıs vesilesiyle demokrasiye sahip çıkma azmini tüm dünyaya bir kez daha haykıracaktır. 19 Mayıs'ın gerçek anlamını kavrayabilen, ruhuna nüfuz edebilen herkesi 2023 hedeflerimize dört elle sahip çıktığına inanıyoruz. Türk milletinin her kökenden, inançtan, mezhepten, ve meşrepten insanıyla gerçekleştirdiği zaferin manasını eski coğrafyamızda yaşanan hadiseler çok daha iyi gösteriyor. "BİZ KANAYAN BİR YARA GÖRDÜK MÜ CİĞERİMİZ YANAR" Saçtıkları fitne tohumlarıyla bu kötü manzaranın ortaya çıkmasına sebep olanlar kurtarıcı edasıyla çok daha büyük yıkımlara sebep olmaktan geri durmuyor. 30 yıl önce Balkanlarda, Kafkaslarda yaşanan katliamlar hala gözlerimizin önündedir. Suriye'de 10. yılını geride bırakan krizin yol açtığı sonuçları her gün tekrar tekrar yaşıyoruz. 2. Dünya savaşından sonra Filistin topraklarında başlayan sürgünleri haydutluklar son haftalarda yeniden zire yapmıştır. yüzlerce masum insan teknolojinin son ürünü ağır silahlarla öldürülüyor. dünyaya hukuk, özgürlük vaazı veren kurumlar ve devletler ise bu zulmü sessizce seyrediyor. Öbür taraftan bize ''Erdoğan bu şekilde konuşmamalı'' diyorlar. Ne yapmalı? Alkış mı tutmalı? Biz zulmü gördüğümüz yerde en yüksek eda ile haykıracağız. Biz kanayan bir yara gördük mü ciğerimiz yanar. ''BİRİLERİ ŞÖYLE DEMİŞ, BÖYLE DEMİŞ... ONLAR BİZİ İLGİLENDİRMİYOR'' İşte Filistin'de gördüğünüz gibi 8 yaşında, 10 yaşındaki çocuk babası şehit ediliyor, annesi şehit ediliyor, kardeşleri şehit ediliyor, o çırpınarak onların arkasından gidiyor. Ve şu ifadeye bakın: 'Baba yolun açık olsun'... Ve biz de babası için şahadete kavuştuğu bu yolculukta yolun açık olsun diyecek kadar şuurumuz var. Biz de o yavruyla birlikte şahadet yoluna çıkanlara 'yolunuz ve yolumuz açık olsun' diyoruz. Birileri şöyle demiş böyle demiş, onlar bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren hak, adalet, demokrasi diyorsak gereğini yapacağız. Güçlüyüm, öyleyse haklıyım. Hayır hayır. Güçlü her zaman haklı diye bir şey yok. Haklının güçlü olduğu bir dünyayı kurmak için Türkiye var. ''ÖLEN ÇOCUKLAR DEĞİL İNSANLIĞIN KENDİSİ'' Kudüs'te, Gazze'de ölen çocuklar değil insanlığın bizatihi kendisidir. Yıkılan evler insanlığın başına çökmektedir. Medeniyetimizin ve ecdadımızın bize emri zalime karşı çıkma, mazluma kol kanat germek. Gençlerimizle birlikte dünyanın her yerinde Filistin'de yaşanan zulme karı çıkmayı sürdüreceğiz. Kapımıza sığınanlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bir bedel ödenmesi gerekiyorsa bunu da ödemekten asla çekinmeyeceğiz. Bölgemizi kana, ateşe bulayanlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.  Bugün nasıl demokrasimize saldıranlara eyvallah etmiyorsak, kardeşlerimizi hedef alan zulme de karşı çıkmayı sürdüreceğiz. Bugün tarihin üzerimize yüklediği sorumlulukları fedakarca yerine getirmezsek yaşadığımız toprakları bize zaten çok görenlerin yarın tepemize bineceğini biliyoruz. Bu tarihi mücadelede en büyük güç kaynağımız gençlerimizdir. Sizlerden 2 yıl önce Samsun'da yine bir 19 Mayıs programında gençlerimizden aldığım sözleri tekrar duymak istiyorum. Yeni bir spor kanalımızın da tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Test yayınlarını tamamlayan TRT-SPOR 2 bundan sonra yayın hayatına TRTSPOR Yıldız olarak devam edecek.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK/KCK'daki çözülme teröristlere baskı ve işkenceyi artırdı

"Ara, bul ve yok et" stratejisiyle terör örgütlerine nefes aldırmayan güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları sonucu PKK/KCK'nın sözde üst düzey sorumluları etkisiz hale getiriliyor. Sözde üst düzey örgüt mensuplarının etkisiz hale getirilmesi PKK/KCK'daki çözülmeyi hızlandırırken kaçarken yakalanan teröristlere ise işkence yapılıyor. Dokümanlar örgütteki çözülmeyi ortaya çıkardı Terör örgütü PKK/KCK, kutuplaşma ve baskılar sonucu artan örgüt içi infazlar ve intihar vakalarını saklamakta zorlanıyor. İç güvenlik operasyonları kapsamında, Mardin İl Jandarma Komutanlığınca 8 Mayıs'ta Nusaybin ilçesi kırsalında Jandarma Özel Harekat (JÖH), komando, silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve F-16 uçaklarının katıldığı operasyonda etkisiz hale getirilen 7 teröristin üzerinde bulunan bazı dokümanlar da örgüt içinde yaşanan çözülmeyi gün yüzüne çıkardı. Gri listedeki kadın terörist intihar etti Teröristlerin üzerinde bulunan dokümanlarından elde edilen bilgilerle, İçişleri Bakanlığının Terörden Arananlar Listesi'nde "gri kategoride" yer alan "Nehir" kod adlı Ayla Kaya'nın baskı ve işkencelere dayanamayarak intihar ettiği belirlendi. Terörist Kaya'nın intiharının örgüt içi moral ve motivasyonu olumsuz etkileyeceği, çözülmeleri daha da hızlandıracağı korkusuyla "sözde soruşturma" adı altında örtbas edilerek gizlendiği belirlendi. Güvenlik güçlerinin PKK/KCK'ya yönelik yurt içi ve dışında eş zamanlı başlattığı operasyonlarla büyük darbe vurulan terör örgütünün, teröristlere yönelik baskılarını daha da artırdığı tespit edildi. Teslim olma fırsatı bulamayan aralarında sözde sorumlu düzeyinde faaliyet gösterenlerin de bulunduğu birçok örgüt mensubunun intihar yolunu seçtiği, ele geçirilen yazışmalara yansıdı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, Hadi ve Süleyman Özışık hakkında suç duyurusunda bulundu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gazeteciler Hadi ve Süleyman Özışık hakkında "hakaret", "iftira" ve "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım"dan suç duyurusunda bulundu. Soylu'nun avukatı Uğur Kızılca'nın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçede, organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker hakkında daha önce suç duyurusunda bulunulduğu, firari Peker'in iş birliğinde olduğu kişilerin tespit edilmesinin istendiği hatırlatıldı. Peker'in 18 Mayıs'ta sosyal medya hesabından, başlatılan soruşturmaları sulandırma, kamuoyunda kendi lehine algı oluşturma çabasıyla Hadi Özışık ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin 2 video yayınladığı anlatılan dilekçede, şüphelinin görüntüleri, Soylu tarafından sözde aracı gönderildiği iddiasını ispatlamak için yayımladığını ifade ettiği bildirildi. Soylu'nun avukatının sunduğu dilekçede, şunlara yer verildi: "ÖZÜR SUÇTAN KURTULMASI İÇİN YETERLİ DEĞİL" "Ancak videonun içeriğinden müvekkilimin bu görüşmenin gerçekleştirildiğinden, görüşmede geçen olaylardan bilgisinin olmadığı çok net bir şekilde anlaşılmaktadır. Diğer yandan bu görüşme aslında şüphelilerin acizliğini, müvekkilime yönelik kumpaslarını da net bir şekilde ortaya çıkarmaktadır. Müvekkilimin video içeriğinde kendisiyle görüşmeye geldiği iddia olunan Süleyman Özışık ile 20 Haziran 2020'den bu yana görüşmesi olmamıştır. Hadi Özışık'tan da bu yönde bir talepte bulunmamıştır. Ancak buna rağmen videoda Hadi Özışık'ın müvekkilimin ismini, tanışıklığını kullandığı, video içeriğiyle ilgili yönlendirmeler yaptığı görülmektedir. Yine video içeriği incelendiğinde bu videoların önce bundan yararlanacak olan terör örgütleri mensuplarına, bunlarla iş birliği halinde olan bazı siyasilere ve firari şüpheliyle iş birliği halinde olan kişilere servis edildiği anlaşılmaktadır. İş bu dilekçenin hazırlanması sırasında şüpheli Hadi Özışık müvekkilimin bilgisinin olmadığını, müvekkilimin isminin kullanıldığını kabul eden bir özür beyanı yayımlamıştır. Ancak bu özür beyanı şüpheli hakkında iddia ettiğimiz suçtan kurtulması için yeterli bir sebep değildir." Soylu'nun İçişleri Bakanı olarak tüm görevleri eksiksiz yerine getirmek için gece gündüz çalıştığı vurgulanan dilekçede, son dönemde Türkiye'nin iç ve dış politikasında başarılı işlere imza atıldığı belirtildi. Dilekçede, geçmişte olduğu gibi özellikle Türkiye ve Türk milletinin bölünmez bütünlüğünü hedef alan terör örgütlerine, milletin huzur ve sükununu bozan diğer tüm suç örgütlerine, bireysel suçlara karşı mücadelede ciddi başarı sağlanmasından rahatsız olan iç ve dış kesimlerin saldırısının şimdi de sürdüğü kaydedildi. "HAYALİ SENARYOLAR İÇNEREN BİR VİDEO" Dilekçede, şu ifadeler yer aldı: "Genç yaştan itibaren siyasetin içinde olan müvekkilim bu durumun bilincindedir. Müvekkilim, organize suç örgütü lideri firari şüphelisinin kendisinin düşmüş olduğu aciz durumdan kurtulmak için hezeyanlarıyla ve sığındığı çevrelerin eline tutuşturduğu senaryolarla yayımladığı uydurma içerikli videosuyla ilgili gerekli yasal başvuruları yapmıştır. Firari şüphelinin videolarını hatta içeriklerini önceden haber veren, videolar yayımlanır yayımlanmaz her nasılsa gerek sosyal medya gerekse televizyon kanallarında önceden bilgi sahibi oldukları her halinden anlaşılır şekilde analiz yapan, algı yaratmaya çalışan terör örgütleri mensuplarıyla bunlarla iş birliği halinde olan siyasilerin nemalanmaya çalıştığı bu mafya saldırısı da hiç şüphesiz sonuçsuz kalacaktır. Şikayetimize konu sözde görüntülü görüşmeye dair video da tıpkı diğeri gibi bu amaçla yapılmış özellikle müvekkilimin isminin kullanıldığı uydurma ve hayali senaryolar içeren bir videodur. Şüpheli eninde sonunda yakalanacak ve iş birliği halinde olduğu kişilerle birlikte mutlak surette yargılanacaktır. Dolayısıyla firari şüphelinin müvekkilim tarafından dolaylı ve doğrudan muhatap alınması mümkün değildir. Ülkemizin ve milletimizin 2023, 2071 hedeflerine huzur ve güvenle, tam bağımsız olarak ulaşmak elbette saldırısız olmayacaktır. Ancak organize suç örgütü lideri firari şüphelisi ile içerden ve dışardan iş birliği halinde olduğu şüphelilerin başlattığı mafya saldırısının, kumpasların tüm yönleriyle soruşturma tedbirlerine başvurmak suretiyle araştırılması ve şüphelilerin cezalandırılması için ceza davası açılması büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle iş bu şikayette bulunma zorunluluğu hasıl olmuştur." Suç duyurusu dilekçesinde, şüpheliler hakkında gerçeğe aykırı iddialarda yer alan hakaret ve iftiralarla ilgili soruşturma yapılarak delillerin toplanması ve ceza davası açılması talep edildi.

2 yıl önce

“17-25 Aralık’ta da tape'lerin ve Fuat Avni’nin peşinden gidiyordunuz”

Küçük’ün Türkiye Gazetesi’ndeki yazısı şöyle; “Muhalefet hükûmeti eleştirecek, hiç şüphe yok. En doğal hakları. Sonuna kadar hem de. Ama savunduğunuz argümanlar sizin olacak, başkasının değil.  Ne yazık ki öyle olmuyor. Muhalefet ipe sapa gelmez iddialarla gündeme geliyor. Gerçekleri de asla görmüyorlar. Neden mi? Anlatayım.  17-25 Aralık darbe girişimi zamanını hatırlayın. Erdoğan artık bitti diyorlardı. Günleri sayılı diye zil takıp oynuyorlardı. Bunu diyen muhalefetin tek bir argümanı yoktu. Sarıldıkları ve bel bağladıkları tek şey FETÖ’ydü.  Her akşam kimi gerçek kimi montajlı tapeler yayınlıyorlardı. Muhalefet nasıl sevindirik oluyordu. Akşam 21.00 olunca YouTube ve diğer sosyal medya mecralarının başına geçiyorlar ve FETÖ’nün yayınlayacağı tape'leri bekliyorlardı.  O tapeler de milyonlarca kez dinleniyordu. Muhalefet Erdoğan’ın gideceğinden emindi. Kendi başlarına bir argüman ortaya koyamayan muhalefetin tek umudu FETÖ ve yasa dışı tape'lerdi.  31 Mart 2014 yerel seçimleri oldu. AK Parti yerel seçimlerde tarihî rekor oy aldı. 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve sonraki seçimlerin hepsini AK Parti kazandı.  O süreçte FETÖ bu ülkeye hizmeti olan ve büyük projeleri gerçekleştiren herkesi hedef almıştı. Şimdi de öyle. Ve ne yazık ki muhalefet hâlâ FETÖ argümanlarıyla konuşuyor. “15 Temmuz kontrollü darbe”, “Saray rejimi çökecek”, “5’li çete” gibi argümanların hepsini kullandılar.  Ben bugünlerde olan biteni görünce sanki 17-25 Aralık sürecini yaşar gibi oluyorum. O günlerde yasa dışı tape'lerden medet umanlar şimdi de bir suç örgütü liderinin videolarından medet umuyorlar. 2014’teki tape'ler de milyonlarca kez dinlendi, şimdikiler de öyle. Sadece aktörler değişiyor ama hedefleri aynı. Yerli ve millî insanları hedef almak.  Geçen yazımda aynen şöyle yazmıştım: “Terörle mücadele eden baştaki kadrolara saldıranların bu ülke için tek iyi planı yoktur. AK Parti’nin gitmesi için vallahi, billahi DEAŞ’tan bile medet umarlar!.. O noktaya kadar geldiler. Çünkü muhalefet pandemi şartlarında bile oylarını artıramadığı gibi geri gidiyorlar. Gerçekten merak ediyorum: Siz niye böylesiniz? Niye Türkiye düşmanlarından, yurt dışına kaçıp başka ülkelerin istihbaratına saklanan ayak takımından medet umuyorsunuz? Niye FETÖ argümanlarına sarılıyorsunuz? Niye böylesiniz?” Şimdi de terörle mücadele eden siyasileri hedef alıyorlar. 17/25 Aralık’ta Erdoğan’ın etrafını hedef almışlardı. Ama esas nokta atışları Erdoğan’dı. Şimdi de aynı yöntemi uyguluyorlar.  Ha, bir de Fuat Avni vardı. Her akşam yayınlanan tape'lerle beraber o da gündemdeydi. Sıralı onlarca tweet atıyor, muhalefet de o tweetlerle hükûmeti yıkacağını sanıyordu. Hükûmet gidici diyorlardı. Yalanlardan başka elinde hiçbir şey olmayan FETÖ, Fuat Avni üzerinden topluma korku salıyordu. Şimdi de suç örgütlerinin videolarına umut bağlamış durumdalar.  Ya muhalefetin kendi argümanı niye yok? Önceden FETÖ, tape'ler ve Fuat Avni’nin tape'lerine kadar düşmüştünüz. Gene aynı yoldasınız. Yazık, geçmişten hiç ders almamışsınız.  İnsan merak ediyor, muhalefetin akıl hocası kim diye!.. Baksanıza Meral Akşener, Başkan Erdoğan’ı çocuk katili Netanyahu ile kıyaslayacak kadar aklını tatile göndermiş. Yazık ki yazık!..”

2 yıl önce

ABD Dışişleri Sözcüsü'ne Türk Yahudi toplumundan tepki

Türk Yahudi toplumunun sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yahudi karşıtı olduğunu öne sürmek çok haksız ve çok ayıptır. Tam tersine kendisi bize karşı her daim yapıcı, destekleyici ve teşvik edici olmuştur" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, Erdoğan'ın Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva ve Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh'in de aralarında bulunduğu azınlık cemaati temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıdan fotoğraflara da yer verildi.

2 yıl önce

Hulki Cevizoğlu CHP'den oylarının hesabını sordu

CNN Türk'te gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan gazeteci Hulki Cevizoğlu, CHP'nin AK Parti karşısındaki başarısızlığına isyan etti. AK Parti'nin bir dönem daha iktidar olacağını söyleyen Cevizoğlu, CHP'den kimsenin hesap soramayacağını belirtti. 18 YILDIR OY VERİYORUM, HESAP VER CHP'den, CHP'ye oy verenlerin hesap sorabileceğini söyleyen Hulki Cevizoğlu, diğer konuk gazeteci Şaban Sevinç'i örnek göstererek, "Şaban oy vermiş hesap sorabilir, ben 18 yıldır oy verdim, ben hesap sorabilirim." dedi. CHP'ye, "Ben oy veriyorum hesap ver!" diyen Cevizoğu sözlerini şöyle sürdürüdü: "GERÇEKLERİ YOK EDEMEZSİNİZ" "Nasıl bir şeydir bu? Her seçim öncesi çeşitli numaralarla toplumu arkanızdan sürükleyerek gerçekleri yok edemezsiniz. Gerçek ortada. 19 yıldır, 20 yıldır iktidar olamıyorsun. İktidar olamayanların iktidar olan bir partiye eleştiri yöneltmesi ne demektir? "ELEŞTİRİYİ KENDİNİZE YÖNELTİN" Eleştiriyi biraz da kendine yönelt, ben neden olamıyorum de. Olamıyorsam ben buradan gideyim de. Burası şahsi bir mesele mi, memleket vatan meselesi mi, ülke yönetme meselesi mi? Eğer mesele ülke yönetmek için parti kurmak ve politika yapmak ise yapamıyorsam geri gidiyorum diyeceksiniz. "7 ORTAKLA NASIL YÖNETECEKSİNİZ" Eğer mesele şahsi mesele ise orada oturur kalırsınız. İktidar olamıyorsun. Olamamak için de uğraşıyorsun. 7 ortaklı Millet İttifakı'nda kim yönetecek bu ülkeyi? Hanginiz yönetecek? 7 ortak birbirinden ne kadar çok taviz koparma peşinde bir ülke yönetimi mi olacak? Türkiye buna layık mıdır?"

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Yarın Hadi ve Süleyman Özışık hakkında suç duyurusunda bulunacağım

SuperHaber'den Cengiz Er'in haberine göre 'arabuluculuk' iddiasını yalanlayan Soylu, Süleyman Özışık ile yakın zamanda görüşmediğini ifade etti. Soylu, Hadi ve Süleyman Özışık hakkında yarın suç duyurusunda bulunacağını da belirtti. Sedat Peker ile hayatında hiç tanışmadığını söyleyen İçişleri Bakanı, açıklamasında, kendisi ile gerçekleştirildiği öne sürülen "arabuluculuk" ziyaretinin hiç yaşanmadığını vurguladı. Soylu, iddiaya ilişkin "Süleyman Özışık ile en son geçen yıl haziran ayında görüştüm, yakın zamanda Süleyman Özışık ile temasımız olmadı" ifadelerini kullandı. Kendisine bir kumpas kurulduğunu kaydeden Soylu sözlerine şöyle devam etti: "Yakından tanıdığımız arkadaşlar ismimizi kullanarak bir mafya lideri ile bana tuzak ve tezgah kurdular. Yarın sabah Hadi Özışık ile Süleyman Özışık hakkında suç duyurusunda bulunacağım. PKK ile terör örgütleri ve çeteler ile bu kadar mücadele veriyoruz, keşke başıma bir şey gelseydi de bugünleri görmeseydim."

1 2 ... 796 797 798 799 800 801 802 ... 942 943
Server Error
500
Server Error