20 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Seçim kanunu teklifi açıklandı: Baraj için yüzde 7 teklif

AK Parti ve MHP’nin ortak imzasıyla sunulacak düzenlemedeki en kritik değişiklik seçim barajı olacak. Buna göre, yüzde 10 olan seçim barajı yüzde 7’ye düşürülecek. Düzenlemeyle siyasi partilerin seçime girebilmeleri için Meclis’te grup kurma şartı kaldırılacak. Düzenlemeye göre, partilerin seçimden 6 ay önce en az 41 ilde örgütlenmeyi tamamlamaları gerekecek. Bu madde ile milletvekili transferlerinin önüne geçilecek. Özellikle muhtarlık seçimlerinde tartışma konusu olan seçmen kütüklerinin değiştirilmesinin de önüne geçilmesi planlanıyor. Seçimlere kısa bir süre kala seçmen kütüklerinin yer değiştirilmesi mümkün olmayacak. Bunun için de seçmenin son bir yıl içerisinde sürekli olarak bulunduğu adres dikkate alınacak. Tayin ve atama gibi zorunlu haller istisna tutulacak. Diğer yandan, yeni düzenlemeyle en kıdemli üç hâkim arasında kura yapılacak. İl Seçim Kurulu Başkanı bu kura sonucu belirlenecek. YAZICI VE YILDIZ'DAN AÇIKLAMA AK Partili Hayati Yazıcı, Seçim Sistemi'ne ilişkin şu açıklamayı yaptı: "9 maddesi seçimlerin temel hükümleri, 1 maddesi mahalli idareler seçimiyle ilgili. Teklifimizin birinci maddesiyle seçim barajını yüzde 7'ye indirilmesini teklif ediyoruz. İkinci maddesiyle, kelime düzeltmeleri yapıp 'İttifakın aldığı oy toplamı barajı geçtiği takdirde milletvekili hesabı ve dağılımı partilerin oy sayısı dikkate alınarak yapılır' deniliyor. Teklifin üçüncü maddesiyle, siyasi partilerin seçimlere katılmalarına ilişkin TBMM'de grubu bulunma koşulunu çıkarıyoruz ve örgütlenme oranında kongre işlemlerinin yapmış olmasının aranmasını öngörmüş oluyoruz. Beşinci maddesiyle il seçim kurulunun ilişkin düzenleme mevcut. İl seçim kurulunun birinci sınıf hakimler arasından kura ile belirlenmesine ilişkin düzenlemeyi içerir. Altıncı maddesiyle, benzer düzenlemeyi ilçe seçim kurulları için öneriyoruz. Yedinci maddesiyle, 'Sandık kuruluna üye bildime hakkı olan bir parti, bir başka parti üyesini sandık üyesi olarak gösteremez' fıkrasını ekliyoruz. Sekizinci maddesiyle, mahalli idareler seçiminde yerleşim yeri adresine göre oluşturulan 1 yıl önceki seçmen kütüğüne göre yapılır düzenlemesi. Dokuzuncu maddesiyle, 'Adresi kapanmış olması sebebiyle, sistemde gözükmeyenler son seçmen olduğu yerde devam eder' fıkrası ekleniyor. Onbirinci maddesiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyum düzenlemesi yapıyoruz."

2 yıl önce

Tansu Çiller: Koalisyon Türkiye'yi bitirir

2023 seçimlerine geri sayım başlarken, seçime girecek partiler arasında hareketli günler de başladı. Partiler arasında gelecek seçimler için 6 muhalefet partisinin ittifak ve koalisyon kurulması için görüşmeler başlarken eski Başbakanlardan Tansu Çiller'den, gündeme ilişkin önemli açıklamalar geldi. A Para'nın düzenlediği Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi'nde Siyasette Kadın oturumuna konuk olan Çiller, 6 muhalefet partisinin güçlendirilmiş parlamenter sistem deklarasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, koalisyon ihtimallerini de değerlendirdi. Türkiye'nin siyasette koalisyon dönemlerini yaşayan Çiller, başbakan iken yaşadığı somut olaylar üzerinden koalisyon yönetimiyle ilgili şunları söyledi; "KOALİSYONUN BAŞKANI OLMUŞTUM..." Bir koalisyonun başbakanı olmuştum. Türkiye'nin ekonomisi Turgut Özal'dan beri bozulmuştu. Kafamda bunu düzeltecek çok özel bir proje vardı. 40 milyar dolar kazandıracak bir projeydi. Türkiye'nin borcu 20 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir kriz geliyordu. O zamanlar telefonlar yeni çıkmıştı. Ben 'telefonun bir kısmını satalım' dedim. Daha sonra zaten herkes PTT'yi satmaya başladı. 40 milyar dolar gibi büyük bir para geldi önümüze, derdim krizi önlemekti. Bu projeyi masanın üzerine koydum, koalisyon hükümeti olarak bunu yapalım diyorum. Bunu koalisyondan bir bakan muhalefetle birlikte o zaman Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve bunu reddettiler. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'ydü. Ona rağmen kendi partisinden dışişleri bakanı bunu engelledi. Bunu çıkarabilmek için Meclis'te kaç gece sabahladım ama iptal ettiler. Gerekçe ise 'Türkiye'nin bağımsızlığını tehdit altına almak... PTT ÖRNEĞİ Koalisyonlar bittikten sonra PTT'nin T'si 5 milyara satıldı. Biz onu o sırada yapsaydık, sadece terör mücadelesinde başarılı olmayacaktım. Türkiye'nin o krizden 5 Nisan kararlarını yaşamadan çıkarabilecek, ekonomide sıkıntı duymayacaktık. Koalisyondan sonra o dışişleri bakanına bir gün 'Neden muhalefetle birlik olup bunu engellediniz' diye sordum. 'Benim size karşı bir husumetim olmaz. Ben sol bir partinin mensubuyum ama bu karar bize yaramazdı. Bu karar sağa yarardı. "KOALİSYONLAR DARBENİN ÜRÜNÜ" Darbeler Türkiye'yi mahvetti. Zaten koalisyonlar da onlardan sonra çıktı. Aman Allah'ım o koalisyonlar... Türkiye'nin darbeler döneminde büyümesi yüzde 3,1'dir. Tek parti iktidarları döneminde ise yüzde 6'nın üzerinde. Koalisyonlara geldiğimizde ise sadece 2 koalisyon döneminde biri, merhum Süleyman Demirel'in diğeri ise benim ve merhum Necmettin Erbakan'ın başbakanlığındaki koalisyonlar başarılı olmuşuz. Biz yüzde 7,8'i yakalamışız. Bütün bunların ortalaması da yüzde 3,4 oluyor. Darbeler döneminde 3.1, koalisyonlar en başarılarıyla birlikte 3,4. Başarılı koalisyonları da çıkardığımız zaman ortalama yüzde 2,6'dır. "KOALİSYON DARBEDEN BETERDİR" Koalisyonlar darbelerden beterdir. Ben durup dururken 'Siyasi manşet olsun diye bunu milletin önüne umut diye koyarsanız bu ihanettir' diye boşu boşuna söylemem."

2 yıl önce

28 Şubat'ta bir araya gelen 6 parti liderini anlatan animasyon sosyal medyada gündem oldu

Güçlendirilmiş parlamenter sistem görüşmeleri için 28 Şubat günü bir araya gelen 6 parti liderinin görüşmesini canlandıran animasyon film, sosyal medyada tıklanma rekorları kırıyor.

2 yıl önce

6 muhalefet partisinin lideri, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnini imzaladı: “Kayyum uygulamalarına son verilecek”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan salona birlikte geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Savaşa Hayır" diyerek başladığı konuşmasında, Türkiye'nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldiklerini söyledi. 'Yarının Türkiyesini inşa edeceğiz' Yarının Türkiyesini inşa etmek için hazırladıkları Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metni üzerinde, demokrasinin temel ilkeleri olan istişareyi ve uzlaşmayı esas alan yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerinin altını çizen Erkek, "Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türkiye siyasi tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında gerçekleşmiştir." görüşünü aktardı. Bu dönemde, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkelerinin yok sayıldığını, anayasa değişikliğinin geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmediğini savunan Erkek, şöyle devam etti: "İki partinin genel başkanının belirlediği dar bir komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa değişikliği, demokratik bir biçimde müzakere edilmeden, komisyonda ve Genel Kurul'da 41 gün gibi kısa bir sürede kabul edilmiştir. Devletin tüm imkanları 'Evet' kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi neden yanlıştır? Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış, cumhurbaşkanına yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz." Seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile TBMM'nin temsil yeteneğinin arttırılacağını, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevlerinin etkili kılınacağını, böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olmasının sağlanacağını söyledi. Yeneroğlu, şöyle devam etti: "Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3'e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Mecliste temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler Hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacak. Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz. Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şartıyla kabul ediyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanının, Meclisin yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Kanun yapım sürecinde, ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşlerine başvurulmasını sağlayacağız. Meclisin denetim yetkisini güçlendireceğiz. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız. Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Komisyonunun Başkanı ana muhalefet partisinden olacak." "Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak ve bir kere seçilebilecek" Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp ise hesap verebilir bir yürütme organı oluşturacaklarını belirterek, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde yürütme organının, devletin ve milletin birliğini temsil eden, tarafsız, siyasi sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclise karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulundan oluşacağını bildirdi. Şahinalp, şunları kaydetti: "Bu sayede, cumhurbaşkanı, kendisinden beklenen uzlaştırıcı hakem rolünü üstlenebilecek, cumhurbaşkanlığı devletin ve milletin birliğini temsil etmesi amacıyla tarafsız ve partilerüstü bir yapıya kavuşturulacaktır. Cumhurbaşkanı ile Meclisin görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanının yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacak. Yürütmeye dair icrai yetkiler, TBMM'ye karşı siyasi sorumluluğu Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak. Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak TBMM üyeleri arasından belirlenecek. Başbakanın belirlenmesi bakımından, cumhurbaşkanı Mecliste en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecek. Hükümetin Anayasa'da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecek. Bakanlar, TBMM üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından, başbakan tarafından atanacak. OHAL ilan etme yetkisi Yürütme başlığı altında ele aldığımız diğer bir konu ise Olağanüstü Hal Yönetimi. Buna göre, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'de, cumhurbaşkanının ya da bakanlar kurulunun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına tabi tutulacak." Kayyum detayı HDP’nin olmadığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ metninde, “Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek.” İfadeleri dikkat çekti.

2 yıl önce

Alpay Özalan’dan Ekrem İmamoğlu’na tepki: “Belediyecilik yapmıyor, hizmet etmiyor, eser üretmiyor. İşi olmayan her konuya da burnunu sokuyor”

https://twitter.com/genelgundem/status/1495269806781648901?s=21 İmamoğlu’nun belediyecilik konusunda beceriksiz olduğunu vurgulayan ve işi olmayan her konuya karıştığını belirten Özalan şu ifadeleri kullandı: “Belediyecilik yapmıyor, hizmet etmiyor, eser üretmiyor. İşi olmayan her konuya da burnunu sokuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerekli diplomasiyi yürütüyor. Yetkisi ve vasfı olmayan Ekrem İmamoğlu, haddini bilmeli. Karikatür gibi ama hiç komik değil. Sadece utanç verici.” https://twitter.com/alpayozalan35/status/1495371093934325764?s=21

2 yıl önce

Altı muhalefet partinin katıldığı yuvarlak masadan, Türkiye'nin egemenlik haklarını tartışmaya açacak taahhütler çıktı

Ankara'da CHP öncülüğünde bir araya gelen 6 partinin 'yuvarlak masa' toplantısından Türkiye'nin egemenlik haklarını tartışmaya açacak taahhütler çıktı. 6 partinin yayınladığı bildiride, Ayasofya'dan, Ege adalarına, Doğu Akdeniz'den Libya'ya kadar Türkiye'ye birçok konuda dayatmada bulunan Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği kararlarının uygulanacağı ilan edildi. ORTAK BİLDİRİ YAYINLADILAR Yeni Şafak'ın haberine göre; Pazar günü Ankara'da yuvarlak masada bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Deva Partisi Ali Babacan'ın zirve sonrasında ortak bir bildiri yayınladı. 6 muhalefet lideri iktidara gelmeleri durumda izleyecekleri yol haritasını açıkladı. Liderler bildiride, Avrupa Konseyi (AK) ve Avrupa Birliği (AB) karar ve normlarına uymayı taahhüt etti. Muhalefetin sözde 'demokratik ülke inşa etmek için" hayata geçirmeyi vaat ettiği AK ve AB kararlarında Türkiye'nin egemenlik haklarından tavizler isteniyor. İşte o kararlardan bazıları: 1- AYASOFYA YENİDEN MÜZE OLSUN Ayasofya'nın statüsünün camiye dönüştürülmesi üzüntü verici. Karardan vazgeçin. Ayasofya'yı yeniden müzeye dönüştürün. 2- ADALARI YUNANİSTAN'A VERİN Yunanistan'ın Ege adalarındaki egemenliği sorgulanamaz. Türkiye buna saygı duymalı, bu bağlamda provokatif ifade ve eylemlerden kaçınmalı, net bir biçimde iyi komşuluk ilişkilerini taahhüt etmeli ve her türlü ihtilafı barışçıl biçimde çözmek için çaba göstermeli. 3- AKDENİZ'DE SONDAJI DURDURUN Sondaj ve sismik arama gemilerini Akdeniz'den çekin. Doğu Akdeniz'de doğal gaz arama faaliyetlerine derhal son verin. Avrupa Birliği ile kapsamlı bir diyaloğa tam ve iyi niyetle katılın. 4- TERÖR OPERASYONLARI BİTSİN Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK/YPG'ye karşı başlatılan askeri operasyon/ harekata son verin. Suriye'den askerinizi çekin. 5-LİBYA'DAN ÇEKİLİN Türkiye'nin Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti ile yaptığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin anlaşma geçersizdir. Türkiye diğer yabancı güçler gibi Libya'dan çekilmelidir. 6-KAVALA VE DEMİRTAŞ'A ÖZGÜRLÜK AİHM kararları uygulanarak Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş derhal serbest bırakılsın. Kararların gereği yerine getirilmezse Türkiye'ye yaptırım uygulansın. 7- MARAŞ YENİDEN KAPATILSIN Kapalı Maraş'ın yeniden açılmasına karşıyız. Maraş'ta atılan tüm adımların derhal geri alınsın. Aksi halde tüm araç ve seçenekler kullanılacak. 8-İSTANBUL SÖZLEŞMESİ GERİ GELMELİ Türkiye'yi İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını yeniden gözden geçirmeli. 9-ÖCALAN'A 'UMUT HAKKI' VERİN AİHM kararı uyarınca ömür boyu hapis cezası alan Abdullah Öcalan'a ve diğer mahkumlara "umut hakkı" verilsin.

2 yıl önce

Muhalefet Masası’nın fotoğrafı ortaya çıktı! Çember şeklinde oturmuşlar…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısı üzerine HDP dışında Millet İttifakı’nı oluşturan 6 siyasi partinin liderleri bugün bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ankara Ahlatlıbel’deki Çankaya Belediyesi Tesisleri’nde buluştu. Parlamenter sistem ile ilgili çalışmanın değerlendirileceği toplantı öncesi liderler birlikte poz verdi. ÇEMBER ŞEKLİNDE OTURDULAR Masaya nasıl oturacakları konusunda uzun süren görüşmeler yapan muhalefet liderleri, çareyi yuvarlak masada oturmakta buldular.

2 yıl önce

Ak Partili Göksu’dan CHP’li İmamoğlu’na: Partizanlığın, liyakatsizliğin İstanbul'u ne hale getirdiğini kar fırtınasında gördük

Ülke TV ekranlarında yayınlanan 'Başkanlar Konuşuyor' programına konuk olan Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, İstanbul'daki gündemle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2017 yılında daha şiddetli yağan kar yağışında çökmeyen sistemin beş yıl sonra çöktüğünü belirten Göksu, "İBB, kurumsal hafızayı yok etti. Bu işle mücadele etmek için nerede, ne zaman müdahale edeceğinizi bilmeniz gerekir. Kurumsal hafızayı yok ederseniz, karla mücadele ediyormuş gibi görünerek bu işi beceremezsiniz. Rahmetli Kadir abi Moskova'ya karla mücadele için ekip gönderdi. İBB o görevlileri tasviye etti. "AK PARTİ DEVREYE GİRMESEYDİ NE OLURDU İSTANBUL'UN HALİ" O akşam AK Parti belediyeleri devreye girmeseydi, Bakanlık devreye girmeseydi, İstanbul'un hali ne olurdu! İBB daha önce günler öncesinden prova yapardı. İstanbul'un ana akslarını açacak tatbikatlar yapılırdı. Sıkıntının yaşanabileceği yerlere mobil büfeler konulurdu. Partizanca İBB'ye öyle kişileri yerleştirdiler ki işin ehli kişiler yok. Kar küreme aracındaki şoför aracı nasıl kullanacağını bilmediği için bırakıp kaçıyor. Başka bir örnekte ise cenaze aracında tabut var. Cenazeyi bırakıp kaçıyorlar" dedi. ARAÇLARI REKLAM OLSUN DİYE GÖRÜNEN YERLERE KOYDULAR Algı ve reklamla göstermeye çalıştıkları CHP zihniyetinin çöktüğünü söyleyen Göksu, "İBB, CHP'nin aynasıydı. O algı yerle bir oldu. Bu durumda en çok zararı ise İstanbullular gördü. Esenler Belediyesi olarak bütün ana arterleri biz açtık. İBB bu kadar büyük kapasiteye rağmen çöktü. Araçları reklam değeri en yüksek olan bölgelere yerleştirdiler. Arnavutköy'ü İstanbul'un dışına mı ittiniz! Hani 16 milyonu kucaklıyordunuz. Bir tane memur çıkmış İstanbul halkını trollükle suçluyor. Sen kimsin ya. Herkesin patronu İstanbullulardır. Cumhurbaşkanımıza hakaret eden Sedef Kabaş, CHP'lilere iletişim dersi verirken 'Koca koca yalan söyleyeceksiniz' diyordu. İBB de koca koca yalanlar söyledi. Ve sonunda sistem çöktü." diye konuştu. TUZ VE KUM SKANDALI Tuzun içine kum katıldığını belirten Göksü şöyle devam etti: "İmamoğlu tuz deposunu gezerken üç defa 'Kum' dedi. Biz de inceledik ve gerçekten de tuz değil kummuş. Bize verdikleri tuzlar kumluydu. Tuzun içine kum kattığında ne olur bütün araçlar arızalanır. Bunu da ilk kez burada söylüyorum, tuz ihalesini CHP'lilere verdiler. Partizanlığın, liyakatsizliğin İstanbul'u ne hale getirdiğini sadece kar fırtınasında gördük. Belediye yönetimini sadece ve sadece kendileri için bir kaynak olarak kullandıklarını çok net gördük. İBB, İmamoğlu'nun kariyer basamak merkezidir. Ciddiye almış olsalardı bu sıkıntıyı yaşamazdık. 2017 yılında 136 bin ton tuz kullanılırken, bu yıl 55 bin ton tuz kullanıldı. 2017'de 539 ton solüsyon kullanılırken, bu yıl ise sadece 21 yon solüsyon kullanıldı. Bu 2 tanker demek. Bunu da ilk kez açıklıyorum. Ellerinde kullanacakları araçları bile yoktu. Kışla mücadeleyi İsfalt'a vermişler. İsfalt'a verdikleri Kışla Müdahale İhalesini de karşıyı bir firmaya vermişler. Avrupa Yakasını eski Kadıköy Belediye Başkanı'nın kardeşine vermişler. O da o akşam araç arıyor." ENGELLENİYORUZ YALANI 'Cumhurbaşkanı metroya izin vermedi' durumunun yalan olduğunu vurgulayan Göksu şunları söyledi: "Siz bir yatırım yapmak istiyorsanız, dış krediyi kullanmak için Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Yatırım Programı'ndaki rehberde bütün kaideler yazıyor. Buraya sunacağınız proje kesin proje olacak. Bütün etütleri yapılmış olması gerekiyor. Buna Ulaştırma Bakanlığı izin verecek. 2012 yılında Kadir Topbaş döneminde başlamış projedir bu. 2021 Mayıs ayında başvuru evraklarını toplamışlar bakanlığa göndermişler. Bakanlık eksiklerin var düzelt demiş. Bunlar tekrar göndermiş. Bakanlık yine eksiğin var demiş. Kasım ayında yeniden göndermişler. Bakanlık yeniden eksik gönderdin diyerek geri çeviriyor. 2022 ocak ayında yine eksik evraklardan dolayı reddedilmiş. 300 gündür engelleniyoruz diyorlar bir de, yalan. Yüreğin yetiyorsa, cesaretin varsa hangi televizyon kanalında istiyorsan karşıma çık. Yüreğin yetiyorsa bana cevap ver. "İBB'nin 42 milyar lira borcu var" Biz İBB'yi devrettiğimizde 28 buçuk milyar borcu vardı. Şuandaki borcu 42 milyar borcu var. Hani diyor ya "Cumhurbaşkanlığı izin vermedi!" Cumhurbaşkanlığı bununla ilgilenmez. Bu krediyi kullanabilmek için senin borç limitin olması gerekiyor. Projenin tamamlanmış, fizibilitesi bitmiş olacak. İmamoğlu'nun kariyer planlamasında İstanbul yok. İngiliz anahtarıyla yeni kapılar açmaya çalışıyor. Bu milletin gönlüne girmeden hangi anahtarı alırsan al. Meclise gelen teklifleri 'Ben yapacaktım da engellediler' demesinler diye nezaketen reddetmiyoruz. İş yapma kapasiteleri yok. İş yapma vizyonları yok, iş yapma samimiyetleri yok. Bu da şununla alakalı, CHP'nin misyonu var, bu millete hizmet etmek değil, milletin istikametini değiştirmektir. CHP, altını çizerek söylüyorum bu ülkede halkımıza eğitilecek varlıklar olarak bakar. Eğer hizmet etmek isteseler İBB'ye merkezi bütçeden olağanüstü para geliyor.

1 2 ... 21 22 23 24 25 26 27 ... 53 54
Server Error
500
Server Error