10 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

3 bakanlıktan çocukların eğitim sürecinin güvenliği için iş birliği

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin, Emniyet Genel Müdürlüğü Dikmen Polis Müzesi Şehit Demet Sezen Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü' imza törenine katıldı. Bakan Soylu, Türkiye’nin büyüdüğünü ve bununla birlikte problemlerinin de çeşitlendiğini belirterek, "Sürekli takip eden, sürekli izleyen, sorunların peşinden giden değil, önleyici tedbirler alan, onları önceleyen ve onlar ile ilgili adım atmayı devlet kapasitesinin en önemli görevi olarak nitelendiren bir anlayışı Sayın Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu ülkede yönetmeye çalışıyoruz. Eğitim ve güvenlik işleyişinde alarmımızın en yüksek seviyede çaldığını ifade etmek isterim. 2017 ile 2022 yılları arasındaki pandemi dönemi de var. Toplam 30 büyük okul çevreleri ve güvenliği operasyonu yaptık. Eğer okulun etrafında tek dal sigara satılıyorsa bizim için tehdittir. Okulun etrafında alkol satılıyorsa, tezgah altından bu bizim için büyük bir tehdittir. Okulun etrafında kafeler, kahveler kumar oynatıyorlarsa bu bizim için büyük bir tehdittir. Uyuşturucuyu konuşmak, söylemek, düşünmek, hatta zihnime bile getirmek istemiyorum. Onun için okulun çevresini güvenli hale getirmek bizim için önemlidir" diye konuştu. '334 OKUL SERVİS ARACI KONTROL EDİLDİ' Bakan Soylu, güvenlik denetimlerine ilişkin verileri de paylaşarak, "Son 5 yılda bu güne kadar 328 bin defa okullarımızın çevresi kontrol edildi. 3,5 milyon insan okul çevresinde defalarca polisimiz ve güvenlik güçlerimiz tarafından okul aile birliği, okul müdürümüz ile irtibatlı şekilde kontrol edildi. 334 okul servis aracı kontrol edildi. Bunun 21 bininden daha fazlasına işlem uyguladık. Lastiğinden muayenesine kadar, içerisinde bulunacak güvenlik görevlisinden şoförünün niteliğine kadar birçok adım uyguladık. Neticede etraftaki iş yerlerini 500 bin kez kontrol ettik. Yani okulumuzun etrafında güvenli bir alan oluşturmak için tüm adımları attık" dedi. 'GENÇLERİMİZ İÇİN İYİ POLİTİKALAR HAZIRLAMALIYIZ' Bakan Derya Yanık ise "Bizim bir taraftan aktif yaşlanmayı diğer taraftan çocuklarımız ve gençlerimiz için o kadar iyi politikalar ve süreçler hazırlamalıyız ki bu genç nüfusun hayata hazırlandığında üretken, kabiliyetli, kendi potansiyelini gerçekleştirme gücünü yakalamış, Türkiye’nin gücünün farkında olan gençler olarak hayata katılmalarını sağlamalıyız. Genel olarak dünyada yaşlanma problemi var ama ülkemizde de var. Bu yüzden şu anda çocuklarımız ve gençlerimiz bizim için sadece çocuk ve genç olmasının yanında Türkiye’nin geleceğini üzerine kuracağımız hazine olarak karşımızda duruyor. Çocuklar ve gençler ile ilgili hiçbir meseleyi ihmal etme, hafife alma ve erteleme şansına sahip değiliz. Tarihe karşı böyle bir sorumluluğu taşıyoruz. Dolayısıyla konunun tarafları olarak üç bakanlık ve Belediyeler Birliği'miz bütün kurum ve kuruluşlarımızın bu işin bir tarafında paydaş olduğu tartışmasız" diye konuştu. 'EĞİTİM, MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR' Bakan Mahmut Özer de eğitimi milli güvenlik meselesi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Bu ülkede yıllardan beri kız çocuklarıyla ilgili, özellikle muhafazakar kesimi irrite edecek şekilde 'Kız çocuklarını okullara göndermiyor vatandaşlarımız’ şeklinde muhafazakar kesimi töhmet altında bırakarak; ama bunun yanında okullar açmayarak, eğitime erişimlerini kolaylaştırmayarak, süreci güçleştirerek geçtiğimiz bir dönemden şu anda kız çocuklarımızın okullaşma oranının erkek çocuklarını geçtiği bir eğitim sistemine evirildik. Bu ülke son 20 yıl içerisinde eğitime erişim sorununu çözdüğü gibi kız çocuklarının eğitime erişme sorununu da çözdü. Bugün beyin göçünü sıklıkla gündeme getirenlerin dün başörtüsü yasağından dolayı yurt dışına giden kadınlar ve kızlarla ilgili hiçbir şey konuşmadıklarını görürsünüz. Çünkü onların kucaklama diye bir dertleri yoktur. Bizim 18,9 milyon öğrencimizin yaklaşık 1 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer yabancılardır. Böyle bir ülke yok. Tüm vatandaşını kucakladığı gibi ona misafir olan insanların çocuklarına da eğitim hizmetini sunan bir ülke yok. Madde bağımlılığından internet bağımlılığına kadar hiçbir bağımlılığa feda edecek tek bir gencimiz yok. Hiçbir terör örgütüne teslim edecek, kaybedecek tek bir gencimiz yok. Özellikle son zamanlarda bakanlık olarak internet bağımlılığıyla ilgili süreçlere çok daha müdahil olduğumuz zaman gördüğümüz şey şu; çok tehlikeli bir sürecin içindeyiz. Gençlerimizi bağımlılıkla ilgili süreçlerde yalnız bıraktığımız zaman kaybetme riskimi çok fazla artıyor."

1 yıl önce

Ankara'da eğitime 'yoğun yağış' engeli

Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara'da yarın beklenen yoğun yağış nedeniyle tüm ilk ve orta öğretim kurumlarında eğitime bir gün ara verildiğini duyurdu. "ÖĞRENCİLERİMİZİN HERHANGİ BİR OLUMSUZLUKLA KARŞILAŞMAMALARI İÇİN" Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "Son meteorolojik değerlendirmelere göre yarın gün boyu yoğun yağış beklendiğinden öğrencilerimizin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları için ilimiz genelindeki tüm ilk ve orta dereceli okullarda eğitim öğretime pazartesi günü bir gün süreyle ara verilmiştir."

1 yıl önce

Mersin Valiliği'nden Arapça ehliyet sınavı açıklaması! 2018 yılından bu yana 6 dilde yapılıyor…

Mersin Valiliği, motorlu taşıt sürücülerine yönelik e-sınav uygulamalarının 2018'den bu yana yabancı uyruklu adayların tercihine bağlı olarak Arapça, Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Farsça ve Rusça yapılabildiğini bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, sosyal medyada, motorlu taşıt sürücülerine yönelik e-sınav uygulamalarıyla ilgili konunun esasını yansıtmayan, yanlış algılamalara yol açabilecek paylaşımlarda bulunulduğu belirtildi. Mersin'de, motorlu taşıt sürücülerine yönelik sınavlara ilişkin bütün iş ve işlemlerin mevzuat hükümleri doğrultusunda yapıldığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, Merkezi Sistem Sınavları Yönergesi ve Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) e-sınav uygulama kılavuzu hükümleri doğrultusunda hazırlanan e-sınav uygulama otomasyon sisteminde, yabancı uyruklu adaylar için Arapça, Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Farsça ve Rusça olmak üzere adayın tercih edeceği dille sınava katılma imkanı sunulmuştur. Dil seçimi adayın kayıtlı olduğu MTSK yetkilileri tarafından adayın talebi doğrultusunda sınav randevusu aşamasında yapılmaktadır. Bu uygulama, 2018 yılından bu yana devam etmektedir."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan eğitimcilerle iftar yaptı: "Sonuna kadar okulları açık tutacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde: Bizleri içinde bin aydan daha hayırlı kadir gecesini barındıran bu mübarek günlere kavuşturduğu içi rabbime hamdediyorum. Yarın bir haftayı yakılıyoruz. Elhamdülillah, çok çok ihtişam dolu bir ramazan ayıyla iç içeyiz. Hep birlikte İslam dünyası, tüm insanlık için barışa, huzura vesile olması için rabbimden niyaz ediyorum. Son iki yıl Koronavirüs nedeniyle ramazan aylarını biraz buruk geçirdik. Zorlu bir dönemi önemli ölçüde geride bıraktık. Salgın sürecinde toplumuzun tüm kesimleri gibi Öğretmen ve öğrencilerimiz de hiç alışık olmadıkları günler yaşadılar. Sizlerin de olağanüstü çabalarıyla Eğitim ve öğretim faaliyetlerini aksatmadan devam ettirdik. Başta Milli Eğitim Bakanımıza, Milli Eğitim camiamızın diğer mensuplarına, siz saygıdeğer hocalarımıza şahsım ve milletim adına çok teşekkür ediyorum. "OKULLARI AÇIK TUTACAĞIZ" 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı'nın dörtte üçünü okullarımızı açık tutma başarısını göstererek tamamlamış bulunuyoruz. Okullarımızın kapısını açık tutmayı sürdüreceğiz. Son 20 yılda öğretmenlerimizin mesleklerini huzuru kalp ile yapabilmeleri için yoğun çaba harcıyoruz. En çok öğretmen ataması bizim dönemimizde gerçekleşmiştir. Öğretmenlerimizi eğitim-öğretim sistemimizin kilit taşları olarak görüyoruz. Öğretmenlerimiz eli öpülesi insanlardır. Biz bodrum katlarında şu andaki sınıflarınız gibi 50-60 metrekarelik yerlerde beden eğitimi dersi yapardık. Ama şimdi okullarımız birbirleriyle yarışıyor. Spor salonları inşa ediliyor ve aynen bunlara devam edeceğiz. İstiyoruz ki bu tür salonlardan her branşta çok güçlü, sportmen öğrenciler yetiştirelim. Kütüphanesi okul kalmayacak sloganıyla iki ayda 16 bin 361 yeni kütüphane inşa ettik. Türkiye Avrupa'da son 20 yılda öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren, zorunlu ders saatini en düşük tutan ülkedir. OECD'nin verilerine göre en az stres yaşayan öğretmenler de bizim öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerimizin 60 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürdük. Böylece Türk eğitim tarihinde ilk kez öğretmenlerimizi müstakil bir meslek kanununa kavuşturduk. Öğretmenlerimize önemli avantajlar da getiren bu düzenlemenin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Sosyal medya mecralarının da yaygınlaşmasıyla evlatlarımızı yabancı kültürlerin etkisine daha fazla girdiğini görüyoruz. Özellikle aile ortamında başlayarak küçük yaştan itibaren çocuklarımıza milli ve manevi değerlerimizi aşılamanın mücadelesini vermeliyiz. Öğretmenlerimize de anne baba seviyesinde saygı gösterilmesini hep birlikte sağlamalıyız. Zİra ülke olarak ancak siz değerli öğretmenlerimizin desteği sayesinde yanlışlarımızı ilga, doğrularımızı ihya edebiliriz.

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü İnci'den Kılıçdaroğlu'na cevap: Yapılan açıklamalar gerçeği yansıtmıyor

Prof. Dr. İnci, kurumun adının siyasi tartışmalara konu edilmesine, yeni açılan fakültelere, kampüslerdeki değişime ve devam eden protestolara ilişkin açıklamalarda bulundu: Siyasetle üniversiteyi karıştırmamak gerektiğine vurgu yapan İnci, şunları kaydetti: "İki ayrı alanın farklı durması gerektiğine inanıyorum. Üniversiteye siyaseti karıştırmak doğru değil. Doğru bilgilendirilmek gerekir ayrıca. Üniversitemizde yaptığımız tasarruflarla alakalı daha sağlıklı bir bilgilendirmenin alınmasını ve bu bağlamda açıklamaların yapılmasını arzu ederdik. Maalesef böyle yapılmadı. Yapılan açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirtmek zorundayım." İnci, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Yerleşkeyle ilgili de bazı düzenlemeler yaptılar. Yerleşkeyi de eski hukuki statüsüne kavuşturmak bizim görevlerimizden birisi olacaktır." söylemlerine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Açıkçası ne kastettiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Bizim yaptığımız her şey hukuka uygun şekilde ilerliyor. Zannedersem burada bazı öğretim üyelerinin ve öğretim elemanlarının yaptığı açıklamalar bağlamında hukuk ve iletişim fakültesini kastediyor. Hukuk ve iletişim fakültesi hakkında yargıya giden bir durum vardı. Bunlar en son yapılan itirazlar Danıştay tarafından reddedildi. Hukuki süreç sona erdi. Burada herhangi bir hukuksuzluk söz konusu değil. Yapılan her şey hukuka uygun olarak ilerliyor. Oranın kuruluşu belli bir prosedür gereği, üniversiteden YÖK'e, YÖK'ten Cumhurbaşkanımızın onaylamasıyla devreye girmişti. Buna karşı bir itiraz vardı. Bu da yargıya gitti. En son mercide de bunlar reddedildi. Herhangi bir hukuki süreç kalmadı." SORBONNE'DAN, OXFORD VE LONDRA'DAN ÖĞRETİM ÜYELERİ Rektör İnci, Hukuk Fakültesinin güz döneminde öğrenci almaya başlayacağını ve çok seçkin üniversitelerden öğretim üyelerinin kadroya dahil edildiğini açıklayarak, şöyle devam etti: "Bir tanesi hariç diğer öğretim üyelerinin doktoralarının tamamı yurt dışından. Londra Üniversitesinden, Sorbonne'dan var. Bir arkadaşımızın doktorası Türkiye'deki prestijli üniversitelerimizden. Onun da yüksel lisansı Oxford'dan. Burası İngilizce eğitim yapan bir kurum. Hukuk Fakültesinin yüzde yüz İngilizce olması imkansız bir şey. Bu YÖK'ün de bir uygulaması. Yüzde 30 İngilizce gerekiyor. Biz de aynı şekilde minimum yüzde 30 olacak şekilde gerekli kurullarımızdan geçirdik. Çünkü idare, ceza veya ticaret hukukunu yabancı dilde vermeniz mümkün değil, doğru da olmaz. Sonuçta bu ülkede çalışacaklar. Bu hiçbir ülkede yüzde 100 farklı bir dilde olamaz. Bu mümkün değil. Buna da bir itiraz vardı. Hukuksuzluktan kastın ne olduğunu biz de anlamadık. Her şey hukuka uygun olarak ilerliyor. Sanırım yanlış bir bilgilendirmeden dolayı böyle bir açıklama yapıldı." "AÇILIMA VE BÜYÜMEYE KARŞI BİR DİRENÇ VAR" Boğaziçi Üniversitesine araştırma üniversitesi statüsü verilmesine de değinen İnci, üniversitenin zaten belli bir aşamaya kadar geldiğini söyledi. İnci, araştırma üniversitesinin çok daha ileriye gitmesi gerektiğini belirterek, dünyada önemli bir yere sahip olmak için bunun gerekli olduğunu kaydetti. Değişim ve büyümenin karşısında bir direnç olduğunu aktaran İnci, şöyle konuştu: "Maalesef bu açılıma ve büyümeye karşı bir direnç var. Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü'nü açtık ve onu donatmaya başladık. Hukuk Fakültesi neredeyse sürecini tamamladı. Veri bilimi ve yapay zeka çok önemli bir enstitü. Dünyanın önde gelen üniversitelerinde de benzer enstitüler kuruldu. İnanılmaz kaynaklar alıyorlar ve araştırma potansiyelleri çok yüksek. Buradan geri duramayız. Böyle bir enstitüyü kurarken tabii ki bunun üst yönetim tarafından yapılması gerekiyor. Üst yönetim ki, biz danışıyoruz. Var olan bölüm ve fakültelere danışıyoruz. Onlar da 'Bunlar tamamen bizim kontrolümüzde olacak. Biz istersek olacak, istemezsek olmayacak.' diyorlar. Genelde de bunun olmamasını istiyorlar. Değişimi kabullenmek istemiyorlar. Geldiğimiz noktada, süreç gidişatına baktığımızda siz değişimden etkilenmeden duramazsınız." "EMEKLİ OLMUŞLAR AMA BURADA EN İYİ OFİSLERİ TUTUYORLAR" Birçok akademisyenin yeni yapılanmaya katkı sunmak istediğini dile getiren İnci, baskı görme çekincesiyle akademisyenlerin sürece katkı sunamadığını söyledi. İnci, değişimi istemeyenlerin başında emekli öğretim üyelerinin olduğunu anlatarak, şöyle devam etti: "Boğaziçi Üniversitesinde bizim bir geleneğimiz var. Öğretim üyeleri emekli olduktan sonra ofislerini tutuyor, yarı zamanlı ders veriyorlar. Kağıt üzerinde emekli olmuşlar ama fiili olarak buradalar. En iyi ofisleri onlar tutuyorlar. Bundan bir problem yok, hocalarımız değerli. Değişime karşı çıkanlar da en çok onlar. Maalesef genç nesilden katkı vermek isteyen çok öğretim üyesi var. Bunları kendilerinden duyuyoruz. Daha huzurlu ve rahat çalışma ortamı istiyorlar." "ANADOLU HİSARI'NDAKİ KAMPÜS, MARMARA ÜNİVERSİTESİNDEN DEĞİL, MİLLİ EMLAK'TAN ALINDI" Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci, daha önce Marmara Üniversitesinin kullanımında olan Anadolu Hisarı'ndaki kampüs hakkında da kamuoyuna yanlış bilgiler verildiğini söyledi. Boğaziçi Üniversitesinin Kilyos Kampüsü'nde bir hazırlık okulu olduğunu belirten İnci, şunları aktardı: "Malumunuz Marmara Üniversitesi yeni bir kampüse kavuştu. Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi'ne taşınıyor. Anadolu kampüsünü de Milli Emlak'a devrettiler. Sonuçta buranın devrinden sonra devletimize bu yönde bir ihtiyacımız olduğunu arz ettik. Cumhurbaşkanımız da yardımcı oldular. Bunun için şükranlarımızı sunuyoruz. Bakanımız Murat Kurum'un büyük destekleri oldu. Biz burayı Marmara Üniversitesinden almadık. Milli Emlak'a zaten devredilmişti. Talebimiz uygun görüldü ve bize tahsis edildi. Yapacağımız şey teknoloji geliştirme bölgesi olarak teknoparklarla Kilyos'u kullanmak. Hazırlık okulunu da Anadolu Hisarı Kampüsü'ne almak. Ana kampüse yakın. Füniküler de yapılıyor. İki kampüs karşılıklı olacak."

2 yıl önce

Esenler'de özel yurtta öğrencilere şiddet uygulayan görevli gözaltına alındı

İstanbul Valiliği, Esenler'deki özel bir yurtta bir yurt görevlisinin erkek öğrencilere yönelik şiddet uyguladığı görüntülere yönelik soruşturma başlatıldığını ve bu kapsamda şiddet uygulayan yurt görevlisinin gözaltına alındığını duyurdu. Öğrencilere yönelik şiddetin kınandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "ÖĞRENCİLERİMİZE YÖNELİK ŞİDDET İÇEREN BU DAVRANIŞ ASLA KABUL EDİLEMEZ" "Basın yayın organları ve sosyal medya paylaşımlarında yer alan; Esenler İlçemizdeki özel bir erkek öğrenci yurdunda öğrencilere şiddet uygulayan yurt görevlisi, başlatılan adli soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğünce müfettiş görevlendirilerek idari soruşturma başlatılmıştır. Öğrencilerimize yönelik şiddet içeren bu davranış asla kabul edilemez, esefle kınıyoruz."

2 yıl önce

Koç Üniversitesi’nde ‘Sen ne diyorsun lan’ kavgası! Dekan ile öğrenci birbirine girdi…

Koç Üniversitesi’nde öğrenciler taleplerini dile getirmek için bir araya geldi. Kadın ve erkek öğrencilerin bir arada yemek yemek istediğini söyleyen öğrenciler, Koç Üniversitesi Öğrenci Dekanı Baha Yiğit Sayın’ın tepkisiyle karşılaştı. Genel Sekreter ile birlikte öğrencilerin olduğu alana gelen Koç Üniversitesi Öğrenci Dekanı Baha Yiğit Sayın, öğrencilerin taleplerini dinledikten sonra Erkin Başar isimli öğrencinin üzerine yürüdü. Sayın’ın öğrenciye yönelik “Sen ne diyorsun lan!” sözleri tepki çekti. https://twitter.com/ebasar16/status/1500902933449302018?s=21

2 yıl önce

Türkiye genelindeki okullarda eş zamanlı deprem tatbikatı yapıldı

Bakanlar Soylu ve Özer, tatbikata Yenimahalle'deki Haydar Aliyev Ortaokulu'ndan katıldı. Tatbikat sırasında öğrencilerin tahliye edilmesine eşlik ederek toplanma alanına geçen Bakanlar Soylu ve Özer, diğer illerde gerçekleştirilen tatbikatı okulun bahçesine kurulan ekranlardan izledi. Tatbikatın ardından konuşan İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin afet bölgesi olduğunu söyledi. Son dönemlerde deprem ve diğer afetlerle karşı karşıya kalındığını belirten Bakan Soylu, 2019 ve 2020'nin afetlere hazırlık, 2021'in ise afet eğitim yılı ilan edildiğini, bu kapsamda 56 milyon kişiye ulaşıldığını bildirdi. Okullarda yapılan tatbikatın afet eğitimlerinin tamamlayıcısı olduğunu dile getiren Soylu, afetlerde neler yapılacağının gelecek nesillere aktarılacağını anlattı. Afet tatbikat yılı ilan edilen 2022'de 54 bin 302 tatbikat yapılacağını ifade eden Soylu, "Bu yıl sonuna doğru büyük Türkiye tatbikatı yapacağız." bilgisini paylaştı. Tatbikata katılan öğretmen ve öğrencilere teşekkür eden Soylu, geçen yıl yaklaşık 1 milyon öğretmenin afet eğitimi aldığını dile getirdi. Soylu, Türkiye Afet Müdahale Planı içerisinde de öğretmenlerin önemli görevler üstelendiğine işaret etti. "Yaklaşık 14 milyon öğrenci tatbikata katıldı" Bakan Özer de bugünkü deprem tatbikatının yaklaşık 14 milyon öğrencinin ve 1 milyon öğretmenin katılımıyla ülke genelindeki tüm okullarda eş zamanlı yapıldığını belirtti. Daha sonra Bakanlar Soylu ve Özer, Afet Tatbikatları Protokolü'nü imzaladı. "2022'de tüm illerimizdeki okul güçlendirmelerini artık tamamlayacağız" Özer, burada yaptığı konuşmada, yaklaşık 17 yıldır 3,5 milyar liralık bütçeyle okulların güçlendirilme çalışmalarının yürütüldüğünü ve yıkılan okulların yerine yenilerinin yapıldığını bildirerek şu bilgileri verdi: "Bu kapsamda 2 bin okul binası güçlendirildi ve bunların 865'i son 2 yıl içerisinde güçlendirildi. Yine yaklaşık 459 okul binamız yıkıldı ve yerine yenisi yapıldı. Bunun da 100'ü son 2 yıl içerisinde gerçekleşti. Protokol kapsamında 2022'de tüm illerimizdeki okul güçlendirmelerini artık tamamlayacağız ve yıkılan okul binaları yerine de yeni okullarımızı ikame edeceğiz." Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini hatırlatan Özer, "Bugün itibarıyla afet güvenli okul ile afet ve acil durum eğitimini uzman öğretmen ve başöğretmen eğitimlerinin tamamına ekleyeceğiz." ifadesini kullandı. Programa, İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, Milli Eğitim Bakan Yardımcıları Sadri Şensoy, Petek Aşkar, Nazif Yılmaz, Ankara Valisi Vasip Şahin, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Yunus Sezer katıldı. 

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 11 12
Server Error
500
Server Error