24 Nisan Çarşamba 2024
1 yıl önce

Malcolm X'in dava arkadaşı: Yeni Türkiye'nin bir tuğlası olmak istiyorum

Hıristiyan inancına mensupken 57 yıl önce dava arkadaşı Malcolm X'in sayesinde İslam ile müşerref olan Şeyh Khalid Yasin'in en iyi dostları arasında ise Muhammed Ali ve Mike Tyson bulunuyor. İslami ilmini büyük İslam âlimlerden edinen, yaşamını İslam'ı tebliğe adayan Şeyh Khalid Yasin, ABD'deki vaazları dışında bugüne kadar 117 ülkede ve onlarca şehirde İslam'ı anlattı, 75 binden fazla insanın Müslüman olmasına vesile oldu. Şeyh Khalid Yasin, Amerika Birleşik Devleti'nin (ABD) New York şehrinin meşhur Harlem bölgesinde 1945 yılında dünyaya geldi. Beyaz ırkçıların siyahilere ayrımcılık uyguladığı dönemi gençlik yıllarında derinden yaşadı. Koyu bir Hıristiyan değildi ama her pazar kiliseye mutlaka gidiyordu. Yaşadığı Harlem bölgesi çetelerle anılsa dahi onun çete üyeliği hiçbir zaman olmadı. 19 yaşına geldiğinde ise Afro-Amerikalı bir birey olarak İslam ile müşerref oldu. Adı "Charles" iken "Khalid Yasin" adını aldı. Genç Khalid Yasin, büyük bir yolculuğa çıkacağını bilmiyordu ama ilk Müslümanlık zamanlarında kendini İslami ilimlerde daha da geliştirmek istedi. Okudukça okudu ama bu ona yetmedi. Dünya çapındaki İslam âlimlerinden İslami konularda ilim öğrenmeye başladı. Ve İslam'ı tebliğ sorumluluğunu yüreğinde hisseden, ABD'deki vaazlarının yanı sıra sık sık denizaşırı seyahatlerinde vaazlarını sürdüren Şeyh unvanlı Khalid Yasin, bugüne kadar 117 ülkede tebliğ görevini yerine getirmenin huzurunu yaşıyor. Onlarca konferansında ise İslam'a karşı önyargısı olan ya da hiçbir bilgisi olmayan insanları İslam'a davet ederken hayatın amacının ne olduğunu insanlara sorgulatıyor. Bu tebliğ göreviyle de 75 binden fazla insanın da Müslüman olmasına vesile olmasının mutluluğunu yaşıyor, buna şükrediyor. İslam'ı tebliğ görevinin ise Allah'ın kendisine bir lütfu olarak görüyor. Sabah'ın haberine göre; Hem İslam ülkelerinde hem de Hıristiyan dünyasında çok iyi tanınan Şeyh Khalid Yasin, şu an 76 yaşında. Onunla yeni bir seyahatinde İstanbul'da yolumuz kesişti. Sultanahmet Meydanı'nda Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin hemen yamacında Şeyh Khalid Yasin ile koyu bir sohbete başladık; nasıl Müslüman olduğunu, Malcolm X ile bağını, tebliğ yolculuğunda neler yaşadığını, verdiği konferansları ve Türkiye'yi konuştuk. İşte Şeyh Khalid Yasin'in hayat hikâyesinden kesitler... New York'un Harlem bölgesinde Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiniz. Sonra ne oldu, neler yaşandı, nasıl Müslüman olmaya karar verdiniz? O zamanlar bazı insanların konuşmalarını dinledim. Malcolm X ile tanışıyordum. 1964 yılında Malcolm X'in New York Times'da yayınlanan mektubunu okudum. Mektubunda Mekke'yi anlatıyordu. Mektupta Hz. İbrahim'in (a.s) makamını, siyah taşı, Arafat'ı, Kur'an-ı Kerim'i, Hz. Muhammed'i (s.a.v) anlatıyordu. Ben bunları okulda hiç duymamıştım. O mektubu okuduktan sonra araştırmaya başladım. Dindar bir Hıristiyan bile değildim ama pazar günleri kiliseye gidiyordum. Henüz 19 yaşınızda, Malcolm X'in mektubunu okuduktan sonra İslam'a ilgi duyup hemen Müslüman mı oldunuz? Hemen Müslüman olmadım. Okumaya başladım, araştırdım. İslam'a dair çok iyi okuyordum, her şeyi okumayı seviyordum. 1965'te Malcolm X son vaazını verdi. New York Harlem'de vaazın yapıldığı yerde ben de oradaydım. Onun konuşmasında her şeyi dikkatlice dinledim. Kendisini zaten tanıyordum ve Malcolm X'de çok büyük bir değişiklik gördüm. Malcolm X, hacca gidip geldikten sonra çok değişmişti. Hacca gitmeden evvel ve hacdan sonra çok büyük bir fark vardı. Önceden vaazlarında sadece siyahiler hakkında konuşuyordu, ayrımcılık vardı. Hacca gidip geldikten sonra vaazlarının içeriği de değişti daha global konuları konuşmaya başladı. Sakalı yoktu, sakal bıraktı. İsmini değişip El-Hacc Mâlik eş-Şabâz yaptı. Benim bulunduğum vaazda da değişimi konuşmasına yansımıştı. Eskiden Malcolm X konuşurken nefret ve siniri hissederdiniz. Bu sefer ki konuşmasında sinir yoktu, nefret yoktu. O günkü konuşması çok güçlü ve berrak bir konuşma oldu. Bu değişimi görünce ilgimi daha da çekti. "Hacda ne oldu?" diye merak ettim. Malcolm X, hacdan sonra herkesi bir araya toparlamaya başladı ve "Dünyayı nasıl düzeltiriz?" , "Sıkıntıları nasıl gideririz?" , "İnsanlığın sıkıntılarını nasıl gideririz?" diye düşünmeye başladık. Sadece dört ayda onun bütün hayatı değişti. O konuşmasında ben ve üç kişi çok büyük bir duygu yoğunluğu yaşadık. Yukarı katta oturuyorduk, bizim duygu yoğunluğumuzu fark edince Malcolm X bize "Gelin" dedi. Orada tanıştık zaten. Sonra ben de Müslüman oldum. İnancım ve dinim için halen görevimin hâkimiyim. Sosyal aktivist olarak insanların kendi insanlıklarını yükseltmek için görevimi yapmaya devam edeceğim. "MALCOLM X ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE ÇOK ZORUMUZA GİTTİ, İNSAN OLAN HERKES AĞLADI!" Malcolm X'in vurulduğu anı gördünüz mü, katıldığınız toplantı o toplantı mıydı, aynı gün mü vuruldu? Harlem'deydim. Bu katıldığım toplantıdan kısa bir süre sonra başka bir yerde Malcolm X vuruldu. O anı görmedim ama aynı gün olmadı. Malcolm X'e suikast yapıldığını ve öldüğünü öğrendiğinizde ne hissettiniz? Malcolm X'in vurulması çok zorumuza gitti. İnsan olan herkes, beyaz olsun siyah olsun o gün ağladı. Ben de çok üzüldüm. Malcolm X'in öldürüldüğü senede (14 Şubat 1965), bu olayın sonunda 5 Ekim 1965 yılında Müslüman oldum. Harlem bölgesi çeteleriyle biliniyor. Hakkınızda yazılanlara göre o dönem siz de çete üyesiymişsiniz... Bazı insanlar zamanında benim çete üyesi olduğuma dair şeyler söyledi ama öyle bir şey yok. Bu doğru değil. New York'ta Harlem bölgesinden gelen herkesi çete üyesi olarak görüyorlar. Örneğin bütün Çinlilerin Kung Fu bildiğinin sanılması gibi bütün İtalyanların gangster olduğunun düşünüldüğü gibi... Getto olan Brooklyn ve Harlem'den geldiğim için haliyle "çete üyesidir" diye hemen karar veriyorlar. "ŞEHADET GETİRDİĞİMDE SANKİ BİR KAPI AÇILMIŞ GİBİ HİSSETTİM, ÇOK ŞÜKRETTİM" Yaşamınızın sonraki sürecinde neler oldu? İslam hakkında okumaya devam ettim. ABD'deki Müslümanların ahlakı, hareketleri beni çok etkiledi. Çoğu genç starların ahlakları değişti, yaşam tarzları değişti, biraz da değil yüzde 100 değişti ve çok hızlı bir değişim yaşamışlardı. Birden bire tanıdıklarım ter temiz insanlar oldular. Disiplinli ve saygılıydılar. Hayatlarında küfür yok, içki yok, sigara yok, uyuşturucu yok, zina yoktu. Beni en güçlü bir şekilde etkileyen Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçenlerin bu hızlı değişimiydi. "Bir din insanları nasıl değiştirir?" diye düşündüm. Şimdiye kadar Müslüman ülkelerde bunu hâlâ göremedim. O dönem ise orada çok iyi hissettim. Şehadet getirdiğimde çok şükür ettim. Sanki bir kapı açılmış gibi hissettim. "SİYAHLARA KARŞI IRKÇILIK VE AYRIMCILIK ÇOK VARDI" Amerika'da Müslüman olduktan sonra hem siyahi olmanız hem de Müslüman olmanızdan kaynaklı nasıl zorluklar yaşadınız? Ciddi bir şekilde doğruyu söylemek istiyorum sana. Yaşadığımız zorlukları düşündüğüm zaman başkaları ya da kendimin yaşadığı sıkıntılar olsun gerçekten çok sıkıntı yaşadık, zorluklar çektik. Çok büyük sıkıntılar vardı. Ben de zorluklar yaşadım ama ben bunu bir sıkıntı olarak görmedim. İnanıyorum ki, Allah beni korudu! Siyahlara karşı ırkçılık ve ayrımcılık çok vardı. ABD'de bu durum daha yeni yeni toparlanıyor. Müslüman olanlar için de aynı zorluklar geçerliydi. Kısacası o dönem hayatımızın kalitesini düzeltmek için elimize imkân verilmedi. Son 30 senede her şey rahatlamaya başladı ve şimdi ise rahatladı gibi... "MUHAMMED ALİ ÇOK İYİ ARKADAŞIMDI, OKULUMUZA DESTEK OLURDU!" Malcolm X dışında o dönemden gelen gruptan arkadaşlarınız arasında Muhammed Ali'nin de olduğunu duydum. Nasıl bir dostluğunuz vardı? Çok mütevazı, çok iyi bir insandı. Dünya çapında çok meşhur olduğu halde çok saygılı bir insandı. Konuşmasını bilen biriydi. Dünyada en fazla tanınan insanlardandı, poptan bile daha çok tanınıyordu. Muhammed Ali ile çok yakın arkadaşlığımız vardı, çok iyi arkadaşımdı. Muhammed Ali ile beraber iki kere hac yapma imkânım oldu. Çok gurur duyuyorum onunla. Aynı zamanda 1982 yılında başlayan hem dini hem de normal bir okul olan okulumuza (New York Brooklyn'deki İslamic İnstitute) yardımı çok dokundu. Bize çok faydası oldu, desteği oldu bize... Ya Mike Tyson... Nasıl bir arkadaşlığınız vardı? Onunla da tanışıyoruz. Mike Tyson çok iyi bir arkadaş. İslam onun da hayatını değiştirdi. Halen çabalıyor. Kendisine ve çabasına çok saygım var. Gururlu bir insan. Birlikte hac da yaptık, iyidir Mike Tyson... Amerika'da böyle bir süreci yaşadıktan ve Müslüman olduktan sonra İslam'ı anlatmaya ve vaaz vermeye nasıl başladınız? Vaaz verme kararı vermenizde Malcolm X öldürülmesinin etkisi oldu mu? Allah'ın takdiri bu. Allah'ın bana verdiği bir hediye gibi bu! Ben bunu düşünerek yapmadım. Hayat beni vaaz vermeye sürükledi. İhlastan kaynaklı. "İLİM DENİZ GİBİDİR! İSLAM'I ANLATMAK İÇİN 117 ÜLKE GEZDİM, 75 BİN KİŞİ MÜSLÜMAN OLDU! İlim yolculuğunuz da var sizin. Birçok ülkeye gidip İslam ilimlerinde bilgi birikimi sağladınız... Bir bardağı bir yere kadar doldurabilirsin. İlim de deniz gibidir. Allah'a şükür 117 ülkeyi gezdim. ABD dışında yıllarca farklı ülkelerde de kaldım. İslami ilimleri öğrendim, büyük İslam âlimlerden dersler aldım. Her taraftan İslami bilgi edindim. Dile kolay 117 ülkede, onlarca şehirde İslam'a dair konferanslar verirken kaç kişinin Müslüman olmasına vesile oldunuz? Bunun araştırması yapıldı. Ciddi bir araştırmaydı bu. 2012-2015 arasında araştırmasını yaptılar. 2015'e kadar dünya çapında 75 bin kişinin Müslüman olduğunu tespit ettiler. Bunlar bildiklerimiz bir de bilmediklerimiz var. Bir kişi Müslüman olduğu zaman beş-on kişiyi etkileyebiliyor. Konferanslardaki konuşmalarım sonucu diyelim ki 10-15 kişi İslam'ı çok seviyor. İslamiyet'in arkadaşı oluyor. Onların sonradan ne olduğunu bilemiyoruz. Şehadet getiren 75 bin kişi dışında belki onların arasında da sonradan Müslüman olanlar vardır. Bizim bildiğimiz 75 bin kişinin şehadet getirerek Müslüman olduğu... "ANNEMİN ŞEHADETİ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİYDİ! AİLEMDEN 39 KİŞİ MÜSLÜMAN OLDU!" Ya aileniz... Dokuz kardeşiniz varmış... Onlar da Müslüman olmanızdan etkilendiler mi? Şöyle söyleyeyim size: Bütün herkese verdirdiğim şehadetler arasında ağırlık olarak annemin şehadeti benim için çok değerliydi. Yedi ay önce 99 yaşında rahmetli oldu. Müslüman olarak vefat etti, çok şükür yıkadık, Müslüman olarak Amerika'daki cami karşısına gömdük. Annem ölmeden önce "Herkese söyleyelim, 'hiç borcum yok!" diye" demişti. Hiç kimseye borcu olmadan ölmek kendisi için çok önemliydi. Hayatında en ciddiye aldığı konu buydu. Müslüman olarak geçirdiğim 56 yıl içinde ailemden 39 kişinin Müslüman olmasını Allah lütfetti. Annem, ablalarım filan. Bu benim için çok değerli bir şeydi... "65 KİŞİ BİRDEN AYAĞA KALKTI VE MÜSLÜMAN OLDU!" 75 bin kişi içerisinde Müslüman olanlar arasında sizi en çok etkileyen an hangisiydi? Müslüman olanların hepsi pırlanta gibi. Düşünsene Allah sana bir çanta dolusu pırlanta veriyor. Hepsi birbirinden güzel insanlar. Değişik bir şekilde cevabını vereyim: 1994 yılında Suudi Arabistan'a misafir olarak davet edildim. "Hayatın hedefi nedir?" diye bir dersim vardı. İlk anlarda Kur'an-ı Kerim ve Hz Muhammed (s.a.v) hakkında konuşmuyordum. "Bizim dünyadaki hedefimiz nedir?", "Hayatın anlamı nedir?" diye konuşmalar yapıyordum. Tefekkür âlemini açtık insanlara. "Siz nereden geldiniz?", "Ne kadar kalacaksınız?", "Dünyada bundan sonrasında ne var?" sorularına hiç kimse cevap veremiyordu. O günkü konuşmamda da orada 65 Filipinli vardı. Onlara "Söylediklerime inanıyor musunuz?", "Allah'a Hz. Muhammed'e inanıyor musunuz?" diye sordum ve "İnanıyorsanız ayağa kalkın!" dedim. Hepsi ayağa kalkarak Müslüman olmayı kabul etti ve şehadetlerini getirdiler. Orada İslam'ı anlatmanın çok güçlü bir şey olduğunu öğrendim. Orada bunu daha çok hissettim ve anladım ki İslam'ı tebliğ etmek en önemli şeydir. Bu dersten önce 5 bin kişi şehadet etmişti, o günden sonra parladı ve şehadet edenlerin gerisi gelmeye başladı. Çünkü her konferansta konuştuğumuz mevzular insanların ilgisini çekiyordu. Konferanslarınız devam edecek mi? Real Media Grubu aracılığıyla Purpose.tv'den İslam'ı anlatmaya başlayacağım. Konuşmalarım Türkçeye de çevrilecek. Her konferansıma 20 bin, 30 bin kişi katılıyordu. Şimdi sosyal medyadan daha büyük kitlelere ulaşmak istiyorum. Ayrıca ülkelere giderek İslam'ı anlattığım konferanslarımı sürdüreceğim. Türkiye Avrupa'ya daha yakın olduğu için stratejik olarak Türkiye'de stüdyoyu açmak istiyorum. "YENİ TÜRKİYE'NİN BİR TUĞLASI BİR PARÇASI OLMAK İSTİYORUM!" Türkiye'ye sekiz defa geldiniz. Türkiye sizin için ne ifade ediyor, neler dersiniz Türkiye için? Türkiye'nin tarihini çok iyi okudum. Müslüman ülkeler içerisinde Türkiye'nin tarihi müthiş. Müslüman memleketlerinin içerisinde tarihi en müthiş olan ülke Türkiye. Müthiş bir memleket. Allah hayat verirse burada biraz daha fazla kalmak istiyorum. Bir ofisimi burada açmak istiyorum. Ben de yeni Türkiye'nin bir tuğlası bir parçası olmak istiyorum! Türkiye'yi çok seviyorum. "BAŞKAN ERDOĞAN'IN VİZYONU ÇOK İYİ, DÜNYAYA YARDIM EDEBİLECEK İLK BEŞ İNSANIN İÇİNDE!" Ya Başkan Recep Tayyip Erdoğan hakkında neler düşünüyorsunuz, hiç görüştünüz mü onunla? Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın ise vizyonu çok iyi, onun vizyonuna sahip insan yok. Dünyaya yardım edebilecek ilk beş insanın içinde. Erdoğan ile hiç görüşmedim, görüşmek isterim. Benim aciz fikrimden kendisinin büyük vizyonuna bir katkım olabilirse mutlu olurum. Ne söylemek isterdiniz? İlk başta yaptıkları için kendisine teşekkür ederdim çünkü kolay değil yaptıkları... Erdoğan sadece kendi memleketine faydalı değil, dünyaya da faydalı. Ve şu an ki vizyonunu koruması için kendisine dua ederdim. Bazen suyun yanında yaşayan insanlar onun kıymetini en az anlayanlar olur. "AYASOFYA CAMİİ'NİN HİKMETİNİ HİSSETTİM!" Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin hemen yamacındayız. Ayasofya Camii'ye yeniden dönüştürüldükten sonra gezdiniz mi, neler hissettiniz? - Evet, gezdim ve Ayasofya'nın hikmetini hissettim! Onu gördüm! Hz. Ömer'in (r.a) Kudüs'ü fethindeki tutum İstanbul'daki Ayasofya Camii'nde birleşti bence. Saygıyı bozmadan cami oldu. Müzeyken de gezmiştim. Nereden baksan dua yeri. Saygı gösterilerek camiye dönüştürülmüş. Hıristiyanlara hiçbir zaman saygısızlık yapılmadan güzelleştirildi. Şimdi daha fazla Hıristiyan gelip Ayasofya'yı ziyaret ediyor. Ayasofya daha da güzelleşti. Bence tarih "Ayasofya Camii için 'güzelleştirildi' diyecek. En iyisini Allah bilir! "MÜSLİMFOBİ VAR! KENDİMİZE BAKMALIYIZ!" Avrupa'da son dönemde İslamofobi git gide yaygınlaştı. Müslümanlara karşı bu tutumu Müslümanlar nasıl kırabilir, neler dersiniz? - İslamofobi'nin de dersini veriyorum. İslamofobi devam etmez, geçecek! Allah hepsini düzeltecek. Müslümanlara hatırlatmak istiyorum: İnsanların İslamofobi dedikleri çoğu zaman İslamiyet'e karşı bir nefret değil ya da İslam'dan korkmak değil. Bildiğin şeyden korkar, bildiğin şeyden nefret edersin. Onlar bilmedikleri için öyleler. İslam'dan değil aslında Müslümanların bazı yaptıkları şeylerden nefret ediyorlar ama bundan onların da haberi yok. Müslümanların hareketlerinin bozulmasından kaynaklı bu nefret. Çünkü Müslümanların yaptığı bazı şeyleri İslamiyet olarak görüyorlar. Biz kendimize dönüp ciddi olarak bakmalıyız. Hz. Yunus (a.s) balinanın içindeyken suçu balinanın üstüne atmadı. Hz. Yunus "La İlahe İlla Ente Sübhaneke İnni Küntü Minezzalimin" dedi. (Senden başka ilâh yoktur. Sen her türlü noksanlıktan, eşi-ortağı olmaktan uzaksın. Şüphesiz ben kendine yazık edenlerden oldum) Hz. Yunus böyle diyerek "suçlu benim" diye gördü kendisini... Biz de kendi kendimize yanlış yapıyoruz. Biz İslam'a yanlış hareket yapıyoruz. Kendimize bakmamız lazım! İslamifobi varsa bile biz kendimize Hz. Yunus'un yaptığı gibi bakmamız lazım. En azından kendi aynamızı temizleriz. Yolu açarız ki İslamiyet yayılsın! Benim gördüğüm kadarıyla sadece İslamofobi değil Müslimfobi var. Bizim çoğu dersimizin de mevzusu bunun üzerine.

1 yıl önce

Bakan Soylu Şırnak’ta: İlkbahar-Yaz Eren operasyonlarında 98 terörist etkisiz hale getirildi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2022-2023 Eren Abluka sonbahar kış operasyonlarının 1600 personelle başlatıldığını açıkladı. Soylu, 2022 yılında ilkbahar-yaz Eren Abluka operasyonlarında; 368 silah, 710 el bombası, 110 EYP, 4100 kilogram patlayıcı, 330 bin mühimmat, bin 50 tüp, 78 milyon kök kenevir, 5 milyon kök skunk, 12 ton esrar, 25 jeneratör, 75 dürbün, 30 güneş paneli ve 28 ton gıda ve yaşam malzemesi ele geçirildiğini açıkladı. Bakan Soylu'nun açıklamaları şöyle: İlkbahar-yaz Eren operasyonlarında 98 teröristin etkisiz hale getirildi. Sonbahar-kış operasyonlarında da işin gereği, bu sayı artırılacaktır.  İnşallah 15 Nisan'a vardığımızda terörist sayısı daha da azalmış, daha çok mağaralarına girilmiş, daha çok mühimmatları ele geçirilmiş şekilde bu dağlar tertemiz olacak. Bu dağlar bizimdir, bu büyük milletindir. Dün başlayan operasyonlarda 2 terörist daha sarı torbaya girmiştir. İki teröristin de kırsal yapılanmaya dahil olduğu tespit edilmiştir. 

1 yıl önce

Resepsiyonda 28 Şubat zihniyeti! Rütbeli askerler, Vali'yi görmezden geldi

Tokat Valiliği tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda tepki çeken görüntüler meydana geldi. Bir grup rütbeli asker adeta 28 Şubat zihniyetini andıran bir eylem gerçekleştirdi. RESEPSİYONDA 28 ŞUBAT ZİHNİYETİ! RÜTBELİ ASKERLER, VALİ'Yİ GÖRMEZDEN GELDİ 30 Ağustos kapsamında Tokat Valiliği'nde gerçekleştirilen resepsiyonda kalabalık bir askeri grup, kendilerini kapıda karşılayan ve Cumhurbaşkanı'nı temsilen kenti yöneten Tokat Valisi Numan Hatipoğlu'nun elini sıkmadı. O görüntüler sosyal medyadan da büyük tepki topladı. https://twitter.com/elonue/status/1576233850123845632?s=46&t=a8OuRId39xaVKhczUGQyqg

1 yıl önce

Kimin sabotajı? İşte gaz savaşında olağan şüpheliler

Milliyet’ten Can Çırnaz’ın haberine göre; Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş devam ederken, Rusya’nın vanaları çeşitli gerekçelerle kapaması sonucu Avrupa’daki enerji sıkıntısı büyüyor. Kuzey Akım gaz boru hatlarında yaşanan patlamalar ve bunun sonucunda bu hatlar kullanılarak Avrupa’ya gaz ulaştırma ihtimalinin ortadan kalkması ise ortaya daha da vahim bir tablo çıkardı. Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 hatlarında gerçekleşen patlamaların sabotaj sonucu olduğu artık çoğunluk tarafından kabul edilen bir durum. Hatlarda dört farklı patlama yaşanma ihtimalinin doğal sebeplerle açıklanması oldukça zor. Patlamaların bir sabotaj olduğu fikri üzerinde anlaşma sağlansa da, bu saldırının kim ya da kimler tarafından gerçekleştirildiği ve hangi menfaatlere hizmet ettiği konusunda geniş görüş ayrılıkları bulunuyor. Daha önce NATO’dan yapılan açıklamalarda, ‘mevcut olan tüm bilgilerin, bunun kasıtlı, pervasız ve sorumsuz sabotaj eylemlerinin sonucu olduğunu gösterdiği’ ifade edilmişti. AB yönetimi de söz konusu krizi bir sabotaj olarak değerlendirerek, “Kuzey Akım sabotaj eylemleri, AB’nin enerji arzını daha da istikrarsızlaştırma girişimi gibi görünüyor” ifadelerini kullanmıştı. ABD Başkanı Joe Biden Kuzey Akım gaz hatlarındaki sızıntıya değinerek, “Bu kasıtlı bir sabotaj eylemiydi ve şimdi Ruslar dezenformasyon ve yalan pompalıyor. Biz müttefiklerimizle birlikte tam olarak ne olduğunu anlamak için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, “Gerçekleri ortaya çıkarmak ve bu saldırıların arkasında kimlerin olduğunu belirlemek için devam eden soruşturma çabalarını destekliyoruz” şeklinde konuştu. OLAĞAN ŞÜPHELİ RUSYA Bununla birlikte bölge ülkeleri, Batı dünyası ve uluslararası kurumlar, saldırı sonrası açıkça ilan etmeseler de Rusya’yı sorumlu görüyor. Rusya’nın bu eylemi gerçekleştirmek için en önemli sebebinin Avrupa’yı daha da zora sokmak olduğu ifade ediliyor. Hatların tamamen kapanmasıyla Rusya’nın Avrupa’ya gaz akışını kesmek için başka bahanelere sığınması gerekmeyecek. Enerji krizine giren Avrupa’da iç siyasi dengelerde değişimler, uzun vadede hükümet değişiklikleri yaşanabilecek. Rusya karşıtı olmayan hükümetlerin göreve gelişi Moskova’nın elini rahatlatacak. Rusya’nın boru hattında kalan gazı kaybetse de, bu durumdan ekonomik gelir elde edeceği de iddialar arasında. Gaz kesintileri nedeniyle Avrupalı müşterilerine tazminat ödemek durumunda kalabilecek olan Rus şirketi Gazprom, elinde olmayan nedenlerden hattın kapanması sonrası sorumluluk üstlenmek durumunda kalmayacak. Rusya’nın olası sabotajıyla Norveç ve Polonya arasında açılan yeni boru hattına bir uyarı yaptığı ve gerek duyulursa benzer saldırılar düzenleyebilecek kapasitesi olduğunu gösterdiği de iddialar arasında. Deniz altından geçen iletişim kabloları ve enerji altyapıları oldukça hassas ve saldırıya açık durumda. ‘ABD SATIŞ YAPACAK’ Rus yönetimi ise iddiaları tamamen reddediyor ve olası bir saldırının ABD veya müttefikleri tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği tezini savunuyor. Rusya’nın tezi ise ‘bu durumdan en çok kimin ekonomik fayda sağlayacağı’ sorusu üzerine kuruluyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sabotaj ihtimali üzerinde durarak, “Son birkaç yıldır ABD’li yetkililerin söyledikleri dikkate alınırsa Kuzey Akım boru hattının kapanması ABD’nin Avrupa’ya LNG arzını artırmasını sağlayacak” ifadelerini kullandı. Zaharova ayrıca ABD’nin Kuzey Akım 2 hattı hakkındaki olumsuz siyasetine de dikkat çekerek projenin Washington’dan eşi görülmemiş ekonomik ve siyasi baskıya maruz kaldığını ifade etti. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da kendilerine yönelik suçlamaları “aptalca” olarak nitelendirmiş, sızıntıların ‘devlet terörü’ olduğunu söylemişti. Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narişkin ise, “Bu terör saldırısının organize edilmesi ve gerçekleştirilmesinde Batı’nın izlerini işaret eden bulgular var” ifadelerini kullanmıştı. Narişkin, Rusya’nın ne tür bulgular elde ettiğini ise açıklamadı. Kuzey Akım’ın kapanmasının Avrupa’yı Rus enerjisine bağımlılıktan çıkartacağı ve kalan boru hatlarının Ukrayna üzerinden geçmesi sebebiyle bu ülkenin öneminin artacağına yönelik bir fikir de bulunuyor. Rus gazını Baltık Denizi üzerinden Avrupa’ya taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında ikisi Danimarka, ikisi de İsveç kara sularında olmak üzere 4 sızıntı meydana gelmiş ve sabotaj iddiası ortaya atılmıştı. Sızıntıların meydana gelmesinin ardından Rusya ve Batılı ülkeler birbirini suçlamaya devam ediyor. RUSYA DİYENLER: Avrupa’yı daha da zora sokacak. Avrupalı hükümetlerin siyasi manevra alanı daralacak
Ekonomik fayda sağlayacak. Rusya tazminat ödemek durumunda kalmayacak
İleride gerçekleştirebileceği benzer saldırılar konusunda bir uyarı ABD DİYENLER: ABD’nin Avrupa’ya LNG arzını artırmasını sağlayacak
Avrupa’yı Rus enerjisine bağımlılıktan çıkartacak
Ukrayna’nın önemini artıracak

1 yıl önce

AK Partili Sarıeroğlu: 4 buçuk milyon kardeşimizin tamamı EYT çalışması içerisinde olacak

Yeni yasama yılının 1 Ekim’deki özel oturumuna katılan AK Parti Sosyal Politikalar Sorumlusu Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, Keçiören’de düzenlenen “1 Ekim Yaşlılar Haftası” etkinliğinde aynı gün çeşitli televizyonlarda emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili yaptığı açıklamalar üzerine konuştu. Sarıeroğlu, "EYT’ye çok büyük bir beklenti var biliyorsunuz. Emeklilikte yaşa takılanlar burada da vardır. Bugün birkaç televizyon programında bununla ilgili açıklama yaptık. Yaklaşık dört buçuk milyon emekçimiz bu konuda bir çalışmanın artık sonlandırılmasıyla ilgili beklenti içerisinde. İnşallah 2022'nin sonunda bu çalışmayı meclisimizde yasalaştıracağız” ifadelerini kaydetti. 4 buçuk milyon emekçinin tamamının EYT kapsamında bekledikleri düzenlemeye kavuşmalarının sağlanacağını vurgulayan Sarıeroğlu, şöyle konuştu: "Bu kapsamda biliyorsunuz geçmişte sosyal güvenlikle ilgili çok farklı uygulamalar var ama 1999 yılının Eylül ayından önce farklı bir sigortalılık içinde emekli sandığımız, bağ kurumuz SSK’larımızla ilgili şartlar vardı. Bu şartlar kapsamında bağkur sigortalarımız, emekli sandığı işitirakçılarımız için kadınlar 7 bin 200 gün pirim öderlerdi. Erkekler 9 bin gün pirim öderlerdi. Yine SSK sigortalıları da kadınlarda 20 yıllık bir sigortalılık süresi vardı ve 5 bin günlük bir pirim ödeme gün sayısı aranıyordu. Yine erkeklerde 25 yıllık bir sigortalılık ve 5 bin günlük bir pirim ödeme gün sayısı aranıyordu. 1999 Eylül ayından itibaren buna bir yaş kriteri eklendi. Sonraki dönemlerde farklı düzenlemeler oldu. Bununla ilgili inşallah bu kapsamlarda olan 4 buçuk milyon emekçimizin tamamının EYT kapsamında o bekledikleri düzenlemeye kavuşmalarını da sağlayacağız. 4 buçuk milyon kardeşimizin tamamı EYT çalışması içerisinde olacak." “İçerikle ilgili sözün sahibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat Bilgindir” Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının çözüme kavuşacağını ifade eden Sarıeroğlu, "Bugün bizim yaptığımız televizyonlardaki açıklamalardan dolayı farklı bakışlar olmuş. Acaba 'Kademeli mi olacak?' diye. İçerikle ilgili sözün sahibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat Bilgindir. Bakanımız bu konunun detaylarını açıklayacaktır. Biz sadece kapsamı söylüyoruz" dedi. Sarıeroğlu, açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi: Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının çözüme kavuşacağını ifade eden Sarıeroğlu, “Bugün bizim yaptığımız televizyonlardaki açıklamalardan dolayı farklı bakışlar olmuş. Acaba 'Kademeli mi olacak?' diye. İçerikle ilgili sözün sahibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat Bilgindir. Bakanımız bu konunun detaylarını açıklayacaktır. Biz sadece kapsamı söylüyoruz. Her kim kendini emeklilikte yaşa takılan olarak, az önce söylediğimiz eski şartlar varken farklı bir kural uygulaması sebebiyle o hakları kullanamamış ise bunların tamamı emeklilikte yaşa takılan olarak yapılacak düzenlemelerden faydalanmış olacak. Çok teknik bir alan bu teknik alanla ilgili bazen kullandığımız cümlelerde hızla yaptığımız zaman bir ayağa atlayabiliyoruz. Yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Burada da özellikle bu hususları basınımız da varken tekrardan bir gündeme almak istedim. Emeklilikte yaşa takılanların inşallah sorunlarını çözeceğiz. 2 bin liradan az, GSM operatörlerine telefon borcu olan, doğal gaz borcu varsa, elektrik borcu varsa bunlarla alakalı icralık olduysa bu durumda olan vatandaşlarımızın bu borçlarının da iptaliyle alakalı da bir sürecimiz olacak. Yine gençlerimiz, yaşlılarımız her bir vatandaşımız için meclis açıldığında Salı gününden itibaren torba kanunlarımız, yeni düzenlemelerimiz, meclisimizde yaşlılarla ilgili yaşlı hakları komisyonumuz kuruldu. Onların çalışması sonucunda bizim

1 yıl önce

Mersin'deki polisevine saldıran teröristlerin Türkiye'ye gelişte kullandığı paramotora ulaşıldı

Mersin'in Mezitli ilçesindeki Tece Polisevi'ne saldıran teröristlerin, Suriye'den gelmek için kullandıkları paramotora ulaşıldı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1576178833988149249?s=46&t=gCWeyN3OiAfZkBl6Y5B3tg İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün AK Parti Giresun İl Başkanlığınca düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda, teröristlerin paramotorla Münbiç'ten Tarsus'a geldiklerini açıklamıştı. Bakan Soylu, teröristlerin eylem öncesinde yaptıklarına ilişkin, şu bilgileri paylaşmıştı: "Bu eylemi gerçekleştirenler, Münbiç'ten hareket ettiler. Eylemden önceki akşam saat 20.00 itibarıyla tam 12-13 saat paramotorla Tarsus'a geldiler. Tarsus'ta kıyıya yakın bir yere indiler, sabah saat 10.00'a doğru. Akşama kadar orada kaldılar ve oradan yürüyerek sonra birilerinin arabalarına binerek, normal vatandaşların, onlar da insaniyet namına götürmüşler ve ondan sonra eylemi gerçekleştirdiler." Mezitli ilçesindeki Tece Polisevi'ne yönelik 26 Eylül'de düzenlenen terör eylemine ilişkin yapılan çalışmalarda, bugün sabah saatlerinde Tarsus'a bağlı Çöplü Mahallesi'nde yapılan aramada, terör örgütü mensuplarınca kullanıldığı değerlendirilen paramotorun parçaları ele geçirildi. Yapılan ön inceleme neticesinde "Trike" olarak da bilinen hava aracının İtalya menşeili "FLY Products Marka ECO 2 Light" model çift kişi taşıma kapasiteli paramotor olduğu tespit edildi. Paraşüt şeklinde kanadı bulunan üç tekerlekli şasi yapısıyla yerden kalkış ve iniş yapabilen paramotorun, çok geniş kanat yapısı nedeniyle yüksek irtifalara çıkabildiği ve 2 kişinin yanı sıra haricen ağırlık da taşıyabildiği belirlendi. Teröristlerin paramotorun alt ve yan kısımlarına özel eklemeler yaptığı, bu alanların silah, patlayıcı madde, yaşam malzemesi taşımak için kullanıldığı değerlendirildi. Rotası belirlendi Teröristlerin Mersin'e ulaşmak için kullandığı rota da yapılan çalışmalar sonucu netlik kazandı. Paramotorun muhtemel rotasıyla ilgili yapılan çalışmalarda, 25 Eylül 2022 saat 20.23 sıralarında Suriye'nin kuzeyindeki Münbiç bölgesinden hareket ederek, 22.30 sıralarında Afrin bölgesine geldiği belirlendi. Teröristlerin daha sonra Afrin'den hareket ederek, 25 Eylül'ü 26 Eylül'e bağlayan gece sabaha karşı Mersin Tarsus ilçesine bağlı Çöplü Mahallesi'nde tarım arazilerinin bulunduğu bir alana indiği değerlendiriliyor.

1 yıl önce

Göç İdaresi Başkanlığı: Ülke genelinde son bir haftada 2 bin 265 düzensiz göçmen sınır dışı edildi

Başkanlığın sosyal medya hesabından yapılan videolu paylaşıma göre, yurt genelinde son bir haftada 5 bin 119 düzensiz göçmen yakalandı. Bunların arasında 1943 Afganistan, 265 Pakistan uyruklu bulunuyor. Yasa dışı yollardan ülkeye girdikleri tespit edilen 2 bin 265 düzensiz göçmen sınır dışı edildi. Sınır dışı edilenlerin 1690'ını Afganistan, 308'ini Pakistan uyruklular oluşturuyor. Düzensiz göçle mücadele kapsamında, 1 Ocak-29 Eylül'de ülkelerine geri gönderilen düzensiz göçmen sayısı 87 bin 258'e ulaştı. Bunlar arasında 50 bin 264 Afganistan, 9 bin 756 Pakistan uyruklu yer alıyor. Sınırda alınan güvenlik tedbirleri sayesinde son bir haftada ülkeye yasa dışı yollardan girişi engellenen düzensiz göçmen sayısı 5 bin 352 olarak kayıtlara geçti. Yılbaşından bu yana ülkeye girişi engellenen düzensiz göçmen sayısı 224 bin 716 oldu. Geri gönderme merkezlerinde 16 bin 512 düzensiz göçmen kalıyor. Merkezde kalanların arasında 3 bin 202 Afganistan, 4 bin 811 Pakistan uyruklu yer alıyor. https://twitter.com/gocidaresi/status/1576255680776114178?s=46&t=gCWeyN3OiAfZkBl6Y5B3tg

1 yıl önce

Rudaw, Afyonspor-Amedspor maçı öncesi Afyon Jandarma komutanını hedef yaptı! PKK’lılar ve HDP vekilleri saldırdı

Alınan bilgilere göre; Jandarma komutanı Kırgel, Afyonspor-Amedspor maçı öncesinde stat içinde ve çevresinde alınan önlemleri denetlemek için geldiği statda oyuncularla yaptığı motivasyon konuşmasının izni ve bilgisi olmadan Rudaw adlı haber sitesi tarafından yayınlandı. “Maksadım sporcularımıza devletimizin tüm güvenlik unsurlarının maçın spor ruhuna yakışır şekilde gerçekleşmesi ve sonuçlanması için görevi başında olduğunu, sporun ruhuna yakışmayacak herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermemeleri gerektiğini ifade etmekten ve maçla ilgili motivasyonlarını arttırma gayretinden ibarettir.” diyen Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanı Albay Yılmaz Kırgel, “Bir futbol karşılaşmasının bu noktaya çekilmesinden ve kendi aramızdaki yaptığımız sohbette maksadımı aştığını anladığım sözlerimin yanlış anlamalara sebebiyet vermesinden dolayı duyduğum üzüntüyü ifade eder, müsabakanın sporun ruhuna uygun centilmenlik içerisinde geçmesini dilerim.” açıklamasında bulundu. PKK’LILAR VE HDP’Lİ VEKİLLER KOMUTANI HEDEF ALDI Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanı Albay Yılmaz Kırgel’ın yapıcı ve birleştirici açıklamalarına rağmen, sosyal medyada PKK’lıların ve HDP’li vekillerin komutanı hedef aldığı görüldü.

1 2 ... 1250 1251 1252 1253 1254 1255 1256 ... 2646 2647