20 Nisan Cumartesi 2024
1 yıl önce

17 Ağustos depreminde Bülent Ecevit’in yaptığı açıklama hafızalarda: ‘İletişim yok, bilgi yok, hasarın boyutlarını bilmiyoruz’

Marmara Bölgesinde ülke tarihinin en büyük yıkımlarından birine neden olan 17 Ağustos 1999‘da meydana gelen depremin üzerinden 22 yıl geçti. Hükümet deprem bölgesinde ancak 3 gün sonra gelebilmişti. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit deprem esnasında uyuyordu. Depremle ilgili hazırlanan 32. Gün belgeselinde de o dönem, Bülent Ecevit’in deprem sonrası uyandırılmadığı, yetkililerin başbakanı “uyandırmaya kıyamadıkları” anlatılıyor. Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve yerel saatle 03.02’de gerçekleşen Marmara depremi, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Yaklaşık 45 saniye süren 7.4 şiddetindeki depremde resmi raporlara göre 17 bin 840 insan hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı ve 505 kişi de sakat kaldı. Büyük can ve mal kaybına neden olan depremde 285 bin 211 ev ve 42 bin 902 iş yeri de büyük hasar gördü. Çoğu vatandaş akşam geç saatlerde gerçekleşen depreme uykularında yakalanırken, özellikle Kocaeli Gölcük’te binaların depreme dayanıklı yapılmaması, yanlış ve eksik malzeme kullanımı can ve mal kaybının fazla olmasına neden oldu. 3 GÜN SONRA MÜDAHALE Depremin gerçekleştiği 17 Ağustos 1999 tarihinde iktidarda ANAP-DSP-MHP koalisyon hükümeti vardı. Hükümet deprem bölgesinde ancak 3 gün sonra gelebilmişti. “UYANDIRMAYA KIYAMADIK” Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit deprem esnasında uyuyordu. Depremle ilgili hazırlanan 32. Gün belgeselinde de o dönem, Bülent Ecevit’in deprem sonrası uyandırılmadığı, yetkililerin başbakanı “uyandırmaya kıyamadıkları” anlatılıyor. Enkazların altında kalan vatandaşlar devletten bir yardım eli uzatılması için günlerce beklemek zorunda kalmıştı. Hükümetin çaresiz kalması, can sayısının daha da artmasına neden oldu. Deprem felaketi için toplanan yardım paralarından, memur ve işçi maaşlarının ödenmesi de dönemin skandalları arasında yer almıştı. https://twitter.com/bugunguncel/status/1559826541818830849?s=21&t=GIhroq2u2s5_FMzQ5Uio8A

1 yıl önce

Didim’deki tecavüz soruşturmasında flaş gelişme! CHP’li Ahmet Deniz Atabay yeniden yargılanacak

Aydın’da kendisine iş istemeye gelen S.T. isimli kadına meclis üyesi arkadaşının çiftliğinde alkol ve uyuşturucu vererek tecavüz etmekle suçlanan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile ilgili soruşturmada verilen ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı kaldırılmıştı. Mağdur kadın S.T’nin avukatı Murat Sultansu’nun ünlü sanatçı Zerrin Özer’den alıntı yaparak Söke Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı itiraz kabul edilmişti. Söke Sulh Ceza Hakimi Ebru Ümüş Çevik yazdığı cevapla adeta Didim Cumhuriyet Başsavcılığı’na hukuk dersi vererek, Didim Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmayı eksik delil toplayarak tamamladığı gerekçesiyle ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararını kaldırmış, yeni karar doğrultusunda soruşturmanın genişleterek yeniden ele alınmasını istemişti. Bu doğrultuda soruşturma dosyası Didim Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeniden ele alındı. Didim Cumhuriyet Başsavcılığı, Söke Sulh Ceza Hakimliği’nin istediği şekilde soruşturmayı genişletti. Tamamlanan genişletilmiş soruşturma Söke Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderildi. CHP’Lİ BAŞKAN HAKKINDA İDDİANAME DÜZENLENECEK Didim Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Söke Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilen belgede, “Başsavcılığımızca yürütülen soruşturmada 3 Mart 2021 tarihinde şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildiği, söz konusu karara 15 Mart 2021’de itiraz edildiği, 3 Mayıs 2021 tarihli karar ile takipsizlik kararımız hakkında soruşturmanın genişletilmesine karar verildi. Hakimliğinizce kararda bulunulması istenen hususlar maddeler halinde genişletme kararınızda belirtildiği gibi başsavcılığımızca yürütülen soruşturmada, istenen hususların tamamı yerine getirildi. Takipsizlik kararı yeniden değerlendirmek üzere tarafınıza gönderilmiştir” denildi. Önümüzdeki günlerde CHP’li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ve diğer şüpheliler hakkında iddianame düzenlenmesi bekleniyor. İddianamenin kabul edilmesinin ardından Atabay ve diğer şüphelilerin Söke Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacağı öğrenildi. KADIN HAKİM ADETA HUKUK DERSİ VERDİ Konu ile ilgili SABAH’a konuşan mağdur S.T.’nin avukatı Murat Sultansu, “Başta Didim Başsavcısı olmak üzere Didim savcılarına fevkalade isabetli bir şekilde hukuk dersi veren Söke Sulh Ceza Hakimi Ebru Ümüş Çevik’in aynı dersi devam ettireceğini ve dosyada iddianame düzenlenmeyen hayli hayli yeterli olan deliller kapsamında dava açılacağına inancımız tamdır. Adalet olan güvenimiz hiçbir zaman bitmemiştir. Her ne kadar Didim’de soruşturmayı yürüten Didim Cumhuriyet Başsavcısı ve soruşturma savcısı hukuka uygun soruşturma yapmasalar da Söke Sulh Ceza Hakimi tarafından yapılan yanlışların düzeltileceği ve şüpheliler hakkında dava açılarak en ağır şekilde cezalandırılacakları kanaatimce kesindir. Ülkemizin iyi ki Söke Sulh Ceza Hakimi gibi örnek hukukçuları var. Bize ‘neden 4 yıl şikayet etmek için bekledin?’ diye soran savcıya ben de ‘2 yıl bu soruşturmayı neden beklettin? 2 yıl soruşturma sürer mi?” diye ben de soruyorum” şeklinde konuştu.

1 yıl önce

Bakan Soylu, Munzur'da İHA'ların çektiği hayvancılık faaliyeti görüntülerini paylaştı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "İHA'ların kamerasından Tunceli Munzur'da sıradan bir gün. Şu koyunların dağlarda otlamasına bak hele. Bu topraklarda artık her mevsim bahar, her mevsim huzur hüküm sürüyor." ifadelerine yer verdi. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1559789209245949954?s=21&t=qCegnfrxlI6L0-iz4TjIEQ

1 yıl önce

Emniyet raporu yayımlandı: PKK uluslararası uyuşturucu ticaretine doğrudan dahildir

Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'ndan, NARKOTERÖR ve PKK ilişkisiyle ilgili rapor yayımlandı. 'PKK ve uyuşturucu ticareti ilişkisi: NARKOTERÖR' başlığı ile yayımlanan raporda, terör örgütü PKK'nın Türkiye ve Avrupa'daki uyuşturucu ticaretine ilişkin veriler paylaşılırken "Yıllardır sistematik şekilde devam ettiği uyuşturucu ticaretinden milyarlarca dolar gelir sağlayan, çocuklarımızı zehirleyen, elde ettiği gelirle terörist faaliyetlerini sürdüren PKK, yandaşları ve NARKOTERÖR'le mücadelede kararlıyız" ifadeleri yer aldı. 'PKK TARAFINDAN, TÜRKİYE ÜZERİNDEN YAPILAN KAÇAKÇILIK FAALİYETLERİNDEN HARAÇ ALINDI' PKK tarafından, Türkiye üzerinden yapılan kaçakçılık faaliyetlerinde haraç alındığı belirtilen raporda "Başlangıçta uyuşturucu suç organizasyonlarının sözde güvenliklerini sağlama karşılığı haraç alan PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü, zaman içerisinde uyuşturucu madde kaçakçılığındaki kazancın büyüklüğünü anlayınca bizzat bu kaçakçılıkta yer almayı tercih etmiştir. PKK/KCK/PYD/YPG artık; uyuşturucu ticaretini bizzat koordine etmekte, ülkemiz üzerinden yapılan kaçakçılık sevkiyatlarında vergi adı altında haraç almakta, Türkiye ve Avrupa sokaklarında üyeleri kanalıyla uyuşturucu satmakta, uyuşturucu imalatına yer ve koruma sağlamakta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki yasadışı kenevir ekiminde ve ticaretinde aktif rol oynamakta ve Avrupa uyuşturucu pazarının büyük kısmını yönetmektedir" denildi. ULUSLARARASI ALANDAKİ TESPİT VE RAPORLAR Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından yayımlanan raporda, terör örgütü PKK ve uyuşturucu ticaretiyle ilgili hazırlanan uluslararası raporlara da değinilerek şu ifadelere yer verildi: "Paris Kriminoloji Enstitüsü tarafından 1996 yılında hazırlanan 'Kürdistan İşçi Partisi' adlı raporda terör örgütü PKK'nın Avrupa genelinde uyuşturucu nakli ve kaçakçılığını organize ettiği tespiti bulunmaktadır. Aynı enstitünün 'Terörizm ve Politik Şiddet' raporunda Avrupa'da uyuşturucu bağlantılı suçlardan yakalanan Türk vatandaşlarının çoğunluğunun PKK militanı olduğu veya bu örgütle sıkı bağı bulunduğu ifade edilmektedir. ABD Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarının 1995 ve 1996 yıllarında yayınladıkları raporlarda, PKK'nın terör eylemlerini finanse etmek amacıyla eroin üretimi ve kaçakçılığı yaptığı belgelenmektedir. Yine ABD Dışişleri Bakanlığının 1998 raporunda PKK'nın uyuşturucu ticaretinden sadece pay almadığı, söz konusu uyuşturucunun Avrupa'ya taşınmasında ve pazarlanmasında da doğrudan rol aldığı vurgulanmaktadır. 1998 yılında Beyrut'ta toplanan BM/UNDCP Orta ve Yakın Doğu'da Yasadışı Uyuşturucu Ticareti ve Bağlantılı Sorunlar Alt Komisyonu'nun nihai raporunda PKK, NARTOTERÖR örgütlerine örnek olarak gösterilmiştir. NATO'nun 2007 tarihli Takviyeli Ekonomik Komite toplantısındaki raporunda uyuşturucunun üretiminden dağıtılmasına, sokaklarda pazarlanmasından Avrupa'da vergilendirilmesine kadar, PKK terör örgütünün narkotik ticaretin her safhasında yer aldığı ifade edilmiştir." 'PKK ULUSLARARASI UYUŞTURUCU TİCARETİNE DOĞRUDAN DAHİLDİR' Terör örgütü PKK'nın uyuşturucu ticaretine doğrudan dahil olduğu aktarılan raporda, "1998 yılı raporlarında İtalya mali polisine göre; PKK uluslararası uyuşturucu ticaretine doğrudan dahildir ve yasa dışı gelir elde etmektedir. EUROPOL tarafından 2011 yılında yayımlanan 'Avrupa Terörizm ve Trendleri' başlıklı raporda, PKK gibi ayrılıkçı terör örgütlerinin, finansman sağlamak amacıyla uyuşturucu ve insan kaçakçılığı suçlarıyla uğraştığı belirtilmektedir. 'Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Eylem Görev Gücü (FATF)' tarafından Ekim 2015'te yayımlanan raporda PKK'nın yasa dışı uyuşturucu trafiğinden gelir elde ettiği ve uyuşturucunun Türkiye üzerinden Avrupa pazarına ulaştırılmasında vergi aldığı belirtilmiştir. Der Spiegel Dergisi Aralık 1995 tarihli sayısında, bölücü PKK terör örgütünün Almanya'da, 8-12 yaş arasındaki çocuklara sokaklarda uyuşturucu sattırarak bu paraları örgüte aktardıkları haberi yer almıştır. EUROPOL tarafından çıkarılan '2013 Terörizm Durumu ve Trend Raporu'na göre; PKK'nın terörist faaliyetlerini finanse etmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığına dahil olduğu ifade edilmiştir" denildi. ABD HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI'NDAN UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI İLANI Raporda, ABD Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 'Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı' ilanında PKK üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok gibi isimlerin yer aldığı belirtilerek, şu ifadeler yer aldı: "BM 2012 Dünya Uyuşturucu Raporuna göre de 'Balkan rotasının bazı bölgelerinde, organize suçların işlendiği yerler ile terörizm faaliyetlerinin yaşandığı yerler örtüşmektedir. PKK'nın uyuşturucu ticaretine dahil olması, 2008'de bazı üyelerin Avrupa'da eroin kaçakçılığı suçundan tutuklanmasıyla daha da gözler önüne serilmiştir. Almanya Başsavcılığı, Avrupa'da yakalanan uyuşturucunun yüzde 80'nin PKK ile bağlantısı olduğunu öne sürmüştür (1994). PKK'nın Avrupa'daki organize suç ve uyuşturucu ticareti faaliyetine vurgu yapmıştır. Şemdin Sakık ve yakalanan birçok PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü mensubu, örgütün Bekaa Vadisi'nde ve Kuzey Irak'ta uyuşturucu imal ettiği ve Avrupa'da pazarladığını itiraf etmiştir."

1 yıl önce

6'lı masa için sürpriz iddia: Adayın eşkâli metinde yer alacak

Saadet Partisi'nin (SP) ev sahipliğinde ilk turun son toplantısına hazırlanan 6'lı masadan bu kez adaya ilişkin 'eşkâl' bekleniyor. Liderlerin geçmiş süreçte olası adaya ilişkin ferdi olarak dile getirdiği kriterlerin bu kez toplantı sonrasında yayınlanan ortak metne girebileceği ileri sürülüyor. SON BULUŞMA SAADET'TE CHP'nin öncülüğünü yaptığı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş hedefiyle bir masa etrafında toplanan 6 lider, ilk tur aylık buluşmalarının sonuncusunu bu pazar Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun ev sahipliğinde gerçekleştirecek. Toplantıda oluşturulan teknik komisyonların çalışmalarına ilişkin raporlar gözden geçirilecek. ORTADA HENÜZ ADAY YOK Kamuoyunda, 6'lı masaya yönelik hedeflenen sistemden ziyade tek bir adayda uzlaşma sağlanıp sağlanamayacağı ve bu adayın kim olacağı merakı ağır basıyor. Yeni Şafak'ın haberine göre, Söz konusu merakın giderilmesinde masayı oluşturan partilerin koridorlarında önümüzdeki aylar işaret edilirken, sürpriz bir iddia da konuşuluyor. Buna göre hafta sonu yapılacak zirve sonrasında mutat olarak paylaşılan metinde gelecekte izlenecek yol haritasının yanı sıra olası adayın eşkâline yer verilebileceği ifade ediliyor. Böyle bir durumda olası adayda bulunacak özellikler ve kriterler ilk kez ortaklar tarafından vurgulanmış olacak.

1 yıl önce

Suç kaydın varsa işin garanti: Ataşehir Belediyesi şaşırtmıyor

İçişleri Bakanlığı, CHP’li Ataşehir Belediyesi’nin terör örgütlerine yardım ettiği ve terör bağlantılı kişileri işe aldığı yönündeki haberler üzerine inceleme başlattı. Belediye ve belediyeye bağlı iştiraklerde işe alınan kişileri tek tek inceleyen müfettişler, kan donduran bir manzarayla karşılaştı. İnceleme sonuçlarına göre belediye ile iştiraki olan ATABEL ve ATAPER adlı şirketlerde çalışan 125 kişinin suç kaydı olduğu tespit edildi. HER ÖRGÜTTEN ÇALIŞAN Suç türlerinde “terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” başı çekiyor. Listedeki isimlerin PKK/KCK, DHKP/C, FETÖ, TKEP/L, TKPM/L, MKP ve Nusret Cephesi irtibatı olduğu belirtiliyor. Listede silahlı yağma, yaralama, resmi belgede sahtecilik, hırsızlık, dolandırıcılık, tefecilik, cinsel taciz, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek, ticaretini yapmak ve kullanmak gibi suçlardan suç kaydı bulunan isimler de var. İSİM İSİM SIRALANDI Hazırlanan raporda terör iltisaklı isimler yıl yıl sıralandı. 2018 yılında işe başlatılan 16 çalışanın terör örgütleriyle iltisak ve irtibatı var. Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde çalışan B.A., Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde çalışan H.K., Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nde çalışan M.Ş. DHKP/C bağlantılı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde çalışan E.K. ve T.K., İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nde çalışan İ.D., Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde çalışan İ.T. ve Y.S.’nin de adı terörle anılıyor. BÜTÜN BİRİMLERDE VAR Fen İşleri Müdürlüğü’nde çalışan K.Ö., M.A., M.M. ve Y.K., Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’nde çalışan Ö.U.Y., Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nde çalışan Ü.A., Zabıta Müdürlüğü’nde çalışan Y.A., Muhtarlık İşleri Müdürlüğü’nde çalışan Z.Ş. de terör örgütleriyle bağı olduğu gerekçesiyle 125 kişilik listede. Benzer şekilde 2019’dan sonra işe alınan 13 kişinin de ya kendisi ya da birinci derece yakınları terör örgütleriyle bağlantılı. Kadın ve Aile Müdürlüğü’ne tacizci personel Listedeki 125 kişinin çalıştığı birimler de dikkat çekiyor. Terör iltisaklı kişiler Fen, İnsan Kaynakları ve Muhtarlık İşleri Müdürlükleri gibi kişisel verilerin bulunduğu birimlerde istihdam edilmiş. Cinsel taciz suçundan kaydı olan bazı kişilerin ise kadın ve çocukların yoğun olarak bulunduğu alanlarda hizmet sunan Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Kadın ve Aile Müdürlüğü gibi birimlerde çalıştırıldığı tespit edildi. İnceleme sonucu toplanan bilgi ve belgelerle birlikte sorumlular hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

1 yıl önce

Bakan Soylu: Bütün hazırlıklarımızı İstanbul'da yaşanabilecek deprem üzerine yapıyoruz

Gölcük ilçesi Kavaklı sahilinde düzenlenen "17 Ağustos Depremi Anma Töreni"nde konuşan Soylu, Marmara Depremi'nde İstanbul'da olduğunu belirterek o süreçte vatandaşların yaşadığı sıkıntılara değindi. Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Soylu, her afet ve her zorluktan birçok ders aldıklarını, aldıkları dersin kendilerine birçok adım attırdığını söyledi. Geçen yıl yaşanan sellerin ardından alınan önlemlere ve AFAD'ın gönderdiği uyarı mesajlarına değinen Soylu, bu yıl uyarı mesajları sayesinde Batı Karadeniz'de kurumların ve vatandaşların tedbirlerini mümkün olduğu ölçüde aldığını kaydetti. Soylu, afetten etkilenen vatandaşların her zaman yanında olduklarını vurgulayarak "Devlet eski devlet değil. Türkiye de eski Türkiye değil, Allah'a hamdolsun." dedi. Sel, yangın gibi afetlerden etkilenen vatandaşların yaşadığı ümitsizliğin giderilmesi için yapılan çalışmaları hatırlatan Soylu, şunları söyledi: "O gün gördüğümüz ümitsiz yüzlerin, gözlerin yerini geleceği yine kucaklayabilecek umutlu insanlar almıştı. Bunu biz kendimiz yapmadık. Bunu tam da sizin desteklerinizle, katkılarınızla ve bu devletin azametiyle, bu devletin gayretiyle ve işini bilen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu iradeyle beraber. Başımız yere eğik olabilirdi. 'Ne yapacağız, elimizden bir şey gelmiyor' diyebilirdik. Ama sadece burası için değil. Allah'ınızı severseniz, ben her zaman söylüyorum, söylemeye devam edeceğim. Bir millet olarak, şu Ayasofya'nın minareleri kadar dik olun, başınız göğe değecek kadar dik olun, hiçbir zaman kimseye boynunuzu eğmeyecek kadar dik olun. Bu kardeşiniz, bu memleketin gücünü ve kuvvetini dünyanın birçok yerinde gören bir kardeşiniz." Terörle mücadele çalışmalarını anlatan Soylu, "Bugün sabah milletimize bir müjde daha verdik. Tendürek Dağı'nı temizledik. Kolay bir iş değil. Sadece Tendürek Dağı'nı temizlemedik. Tendürek Dağı'nın en tepesine ay yıldızlı bayrağı diktik. Ve Allah bize ömür boyu oradan etrafımızdaki coğrafyaya bakabilme fırsatı sağlayacak." diye konuştu. "ALLAH BİZİ MİLLETİMİZE MAHCUP ETMESİN" Soylu, doğal afetlerin yanında bir de yalan afetiyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek siyasetin her yerde yapılabileceğini ancak yalan söylenmemesi gerektiğini söyledi. "Baraj patladı" şeklinde söylemlerde bulunulduğunu ifade eden Soylu, "Barajın patlamadığını anlatmakla mı uğraşalım yoksa evin 4. katından 5. katından, aşağıda şuramıza kadar su varken, 'ne olursunuz hamileyim' diye işaret yapan kadını kurtarmakla mı uğraşalım? Bunu bütün milletimize 17 Ağustos'un 23 yıl sonrası belki de afette yapabileceğimiz en hayırlı işlerden bir tanesi. Ben de muhalefet partilerinde siyaset yaptım. Orman yangınlarına gittim. Yapacağınız bir şey var; Allah kolaylık versin, Allah yardım etsin deyip yapabileceğimiz bir şey var mı? Üzerimize düşen bir şey var mı? deyip afette elini taşın altına gerekiyorsa sokmandır." diye konuştu. Soylu, helikopterle köylere jeneratör götürerek 24 saatte elektrik bağladıklarını, şeker hastası varsa doktoru vatandaşın ayağına getirdiklerini dile getirerek hiç kimseyi yalnız bırakmadıklarını kaydetti. "Allah başımıza bir afet vermesin" diyen Soylu, "Bütün hazırlıklarımızı yine İstanbul'da yaşanabilecek 7,5'luk bir deprem üzerinden yapıyoruz. Zamanını bilmiyoruz. Yerküreyi tutabilecek bir halimiz ve gücümüz söz konusu değil ama tedbir almak bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Bu tedbirleri almak için bir taraftan öncesinde yapmamız gerekli olduklarını, zamanında yapmamız gerekli olduklarını ve sonrasında yapmamız gerekli olduklarını gücümüz yettiğince yapmaya çalışıyoruz. Allah bizi milletimize mahcup etmesin." ifadesini kullandı. Soylu, 23 yıl önce yaşanan deprem gerçeğini unutmamaları gerektiğini belirterek bunu gelecek nesillere aktarmaları gerektiğini vurguladı. Çok çalışmaları gerektiğine işaret eden Soylu, "Sadece bizim bize ihtiyacımız yok. Filistin'in bize ihtiyacı var. Bu ülkenin öyle bir Cumhurbaşkanı var ki Lübnan'da ekonomik kriz yüzünden 0-2 yaş arasındaki çocukların süt içemediklerinden dolayı onların süt ihtiyacını nasıl karşılayacağım diye dert edinen ve bunu karşılamak için çaba üreten ve Müslüman ve bütün dünyada kimseyi mağdur ve mazlum bırakmamak için gayret sarf eden bir taraftan Libya'da kendi gücümüzü ortaya koyan, diğer tarafta Yemen'de insanlara elini uzatan, Suriye'de kimseyi yalnız bırakmamak için gayret gösteren bir Cumhurbaşkanımız var. Bu milletimizin özüdür ve milletimizin tecrübesidir." şeklinde konuştu. Soylu, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ve diğer afetlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek, gelecek nesillere güçlü ve büyük Türkiye bırakmanın kendilerinin en büyük sorumlulukları olduğunu bildirdi. Konuşmanın ardından Soylu, Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın depremde hayatını kaybedenler anısına denize karanfil bıraktı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Cemil Meriç Engelsiz Yaşam Merkezi'nde eğitim gören engelliler bireyler, çakıl taşları kullanarak yaptıkları "Türk Bayrağı" tablosunu Bakan Soylu'ya takdim etti. Anma programına Soylu, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Vali Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükakın, AK Parti Kocaeli milletvekilleri Cemil Yaman, Radiye Sezer Katırcıoğlu, Mehmet Akif Yılmaz, Emine Zeybek, Sami Çakır, MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, AFAD Başkanı Yunus Sezer, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, İl Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ellibeş, MHP İl Başkanı Yunus Emre Kurt, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

1 yıl önce

Ukrayna'dan yapılan tahıl ihracatında Türkiye başı çekti!

BM'nin İstanbul'daki tahıl koordinasyon merkezinin açıkladığı verilere göre, Türkiye, Ukrayna'dan tahıl ve gıda maddeleri ihracatında yüzde 26 ile başı çekti. 1-15 Ağustos tarihlerinde Ukrayna'nın Odesa, Çornomorsk ve Yuzni/Pivdennyi limanlarından tahıl yüklü 21 gemi çıktı ve bu gemilerde 563 bin tondan fazla tahıl ve diğer diğer gıda maddeleri yer aldı. Artan gıda fiyatlarının çözümüne yönelik Ukrayna'dan şimdiye kadar yapılan tahıl ihracatında Türkiye'yi, yüzde 22 ile İran ve Güney Kore izledi. Ukrayna tahılının yüzde 8'i Çin, yüzde 6'sı İrlanda, yüzde 5'i İtalya, yüzde 4'ü Cibuti, yüzde 2'si ise Romanya'ya gitti.

1 2 ... 1367 1368 1369 1370 1371 1372 1373 ... 2642 2643