18 Nisan Perşembe 2024
1 yıl önce

Hayati Yazıcı'dan Suriye ile diyalog açıklaması

Türkiye, Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası büyük bir göç yükü altına girdi. Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik düzenlenen operasyonlarla, Suriye sınırında bir terör koridoru oluşmasına izin verilmedi. Bu süreçler yaşanırken iç savaşın 11'nci yılında Türkiye ve Suriye arasında diplomatik seviyede görüşmeler başladı. Son olarak geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuyla ilgili, Esad yönetimiyle istihbaratlar arasında geçmişte görüşmeler olduğunu söyledi. AK Partili Yazıcı'dan açıklama geldi Diplomasi trafiğinde tüm bu süreç yaşanırken, görüşmelerle ilgili önemli bir açıklamada AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'dan geldi. AK Parti'nin 21'nci kuruluş yıl dönümü için hazırlanan program öncesi NTV'de soruları yanıtladı. "Şam ile ilişkiler direkt hale gelebilir" Hayati Yazıcı yaptığı açıklamada "Şam ile ilişkiler direkt hale gelebilir, seviyesi de yükselebilir." ifadelerini kullandı. Yazıcı ayrıca yaptığı açıklamada çekişmeleri çözebilecek en önemli adımın diyalog olduğunun altını çizdi. Görüşmeler tekrar başladı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, daha sonra görüşmelerde kesintiler olup şimdi tekrar başladığını belirterek "Uzun zamandır Putin ve Rus yetkililer Esad ile cumhurbaşkanımızı görüştürmek istediler. Cumhurbaşkanımız da istihbaratların görüşmesinin faydalı olacağını söylemişti. Bir ara istihbaratlar arasında görüşmeler olmuştu geçmişte. Daha sonra kesintiler oldu şimdi tekrar başladı." dedi. Bahçeli: Atılan adımlar isabetli Konuyla ilgili ise MHP Lideri Devlet Bahçeli'den süreç için izlenen yol haritasına destek geldi. "Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlar değerli ve isabetlidir." diyen MHP Lideri Bahçeli, Türkiye ve Suriye arasında siyasi diyalog ciddiye alınmalıdır açıklamasında bulundu.

1 yıl önce

İstanbullu sağanak çilesi çekerken bakın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ne demiş! Şaka gibi açıklama…

https://twitter.com/bugunguncel/status/1559166977503100930?s=21&t=AdjOOTf9sQspxNZUnqn6Ug İstanbul haftanın ilk gününe yağmurla uyandı. Anadolu Yakası'nda aniden bastıran yağış nedeniyle vatandaşlar zor anlar yaşadı. Yağış, Anadolu Yakası'nda Sarıyer, Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye ve Ataşehir'de etkili oldu. ARAÇLAR SUYA GÖMÜLDÜ Yağışın nedeniyle D-100 Karayolu ve TEM Otoyolu'nda yoğunluk yaşanırken, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Avrupa'ya geçişlerde yoğunluk oluştu. Avrupa Yakası’nda ise yağışın etkisiyle D-100 Karayolu Ankara istikameti Haliç Köprüsü, Okmeydanı, Mecidiyeköy, Zincirlikuyu mevkileri ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü girişinde trafik yoğunluğu yaşandı. İstanbul Maltepe'de etkili olan yağış nedeniyle yollar göle döndü, araçlar mahsur kaldı. Araçları kurtarmak için çalışmalar devam ediyor. Fatih’te etkili olan sağanak yağış nedeniyle tarihi Kapalıçarşı’yı su bastı. Eminönü Beyazıt’ta bulunan çevre sokakları da su basarken, esnaflar zor anlar yaşadı. METRO SEFERLERİ İPTAL Bazı metro seferleri iptal edildi. Metro İstanbul'dan yapılan açıklamada "TF2 Eyüp-Piyer Loti ve TF1 Maçka-Taşkışla teleferik hatları hava muhalefeti nedeniyle işletmeye kapatılmıştır. Anlayışınız için teşekkür ederiz" denildi. Yeni yapılan açıklamada ise "T1 Kabataş-Bağcılar tramvay hattında şiddetli yağış nedeniyle, seferlerimiz Kabataş-Karaköy ve Bağcılar-Sirkeci istasyonları arasında yapılmaktadır" ifadeleri kullanıldı. İSTANBULLULAR İSYAN ETTİ Sosyal medyada yüzlerce kullanıcı yaşanan olumsuzluklara isyan ederek, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu göreve davet etti.

1 yıl önce

Ankara'da şiddetli fırtına ve sağanakta 1 can kaybı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden yapılan uyarılar sonucu, beklenen sağanak yağış yurdun büyük bir kısmında etkili oldu.. Özellikle İstanbul'da yaşamı olumsuz etkileyen yağış, Ankara'da da su baskınları ve can kaybına neden oldu. 1 can kaybı Ankara Valisi Vasip Şahin, şiddetli fırtına ve sağanak nedeniyle Yenimahalle'deki bir inşaatta kolon devrilmesi sonucu yaralanan 3 kişiden birinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Vali Vasip Şahin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaşanan fırtına nedeniyle Yenimahalle ilçemizde bir inşaatta kolon devrilmesi neticesinde üç vatandaşımız yaralanmış olup, hastaneye kaldırılan vatandaşlarımızdan biri maalesef hayatını kaybetmiştir. Diğer iki yaralı vatandaşımızın tedavisine devam edilmektedir." Zor anlar yaşandı Öğle saatlerinde yağmura teslim olan bölgede vatandaşlar zor anlar yaşadı. Fırtına ve sağanak yağmur nedeniyle çatılar uçtu, ağaçlar devrildi, yollar adeta göle döndü. Araçlar güçlükle ilerledi Çankaya ilçesi başta olmak üzere kent merkezinde birçok yerde su baskınları yaşandığı ve ağaçların devrildiği görüldü. Göle dönen caddede araçlar güçlükle ilerlerken vatandaşlar ise yürümekte zorlandı ve bir köşede yağmurun dinmesini bekledi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kutlu mücadelemizi 2023 seçimlerini de kazanarak taçlandıracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da AK Parti 21'inci Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar: Bundan tam 21 yıl önce bir 14 Ağustos günü, ‘Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyerek’ AK Parti’nin kuruluşunun müjdesini milletimizle paylaştık. Bizim önümüzü okuduğumuz bir şiiri bahane ederek kesmek isteyenlere milletimizle birlikte AK Parti’yi kurarak geldik. Girdiğimiz ilk seçimde bizi yüzde 34 oyla iktidara getirten milletimiz bugüne kadar, AK Parti’yi sandıktan hep yüzde 40 ile yüzde 50 arasındaki oy oranlarıyla birinci çıkarmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve halk oylamalarında bu oranlar yüzde 52’lere, hatta yüzde 69’lara kadar çıkmıştır. Gençler, Türkiye’nin siyasi, ekonomik, sosyal açıdan en sıkılı döneminde, AK Parti’nin kurucular kurulunda yer alarak bu büyük davaya omuz veren her bir kardeşime şahsım milletim adıma şükranlarımı sunuyorum. Ne sebeple olursa olsun bu kutlu çatının dışına çıkarak kendine başka yollar çizenlere de geçmişteki hizmetleri için teşekkür ediyorum. Son nefesine kadar bir büyük davanın bugünkü bayraktarı olan AK Parti saflarında sadakatle hizmet etme kararlılığında olan milyonlarla birlikte biz kendi yolumuzda ilerlemeyi sürdüreceğiz. İnşallah önümüzdeki yıl rabbim lütfederse, partimizle ilgili yıl dönümünü Ankara Kapalı spor Salonu’nda yapacağız. Her şey gibi bu büyük davanın mensubu olmak da bir nasip işidir. AK Parti kadroları olarak, Rabbimizin bize bahşettiği bu nasibe hamd ederek kendi işimize bakacağız, kendi sorumluluklarımızı yerine getirmenin mücadelesini vereceğiz. AK Parti 21 yıl önce siyaset sahnesine adım atmakla Türkiye’de yeni bir dönemi başlatmış, bu ülkeyi uçurumdan kurtarmıştır. Bu sürenin yaklaşık 20 yılı da iktidarda geçmiştir. Asırlık eksikleri tamamlayarak geleceğin dünyasının altyapısını kurarak ülkemizi hep yukarı taşıdık. Tüm ilçeleri, beldeleri, köyleri ve mahalleleriyle her karışıyla 81 vilayetimizin her birine, eserlerimizle, yatırımlarımızla damgamızı vurduk. İnancımızın ve insanlığımızın gereği olarak yürüttüğümüz bu kutlu mücadeleyi 2023 seçimlerini de kazanarak inşallah taçlandıracağız. Türkiye, 2023 vizyonunu artık demokraside ve kalkınmada eksiklerini tamamlama değil, siyaseti ve ekonomisiyle dünyanın en büyükleri arasında yer alma hedefini inşa etmektedir. İçimizdeki gafillerin bizi bu yoldan alıkoymasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ülkemize, eski Türkiye’nin tuzaklarıyla irtifa kaybettirilmesine asla rıza göstermeyeceğiz. Son günlerde, kim olduğu belirsiz tipler tarafından körüklenmek istenen ırkçı ve mezhepçi nefretin ülkemizin birliğini zedelemesine asla müsaade etmeyeceğiz. Kardeşlerim, AK Parti’nin genel başkanından, teşkilatlarına ve sadece sandıkta oy veren seçmenine kadar tüm mensupları, şu kalan 10 ayda büyük bir gayretle koşma sorumluluğunun vebalini üstlenmiştir. AK Parti’de görev alan, üye olan her bir kardeşim, kutlu mücadelemizin kendi bölgesindeki temsilcileridir. Bu anlayışla tüm yol arkadaşlarımdan var gücüyle çalışmasını çabalamasını bekliyorum. Unutmayın omuzlarınızda ağır bir yük taşıyorsunuz. Sadece 85 milyonun değil, gönül coğrafyamızdaki yüz milyonlarca kardeşimizin de umudunu taşıyorsunuz. Helal rızık peşinde koşan emekçilerimizin, ülkeye hayırlı evlatlar yetiştiren anaların, hayatlarının baharındaki gençlerimizin, güneş altında ter döken çiftçilerimizin devlete hizmet eden kamu görevlilerimizin, el tetikte nöbet bekleyen askerimizin, polisimizin, jandarmamızın, güvenlik korucularımızın, al bayrağımızı dünyanın dört bir ucunda gururla dalgalandıran tüm temsilcilerimizin, ülke geleceğine yatırım yapan tüm girişimcilerimizin, ciğer parelerine kavuşmak için 1080 gündür evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerine, 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle tankları durduran 85 milyonla birlikte yüzlerce milyon dostumuzun da mesuliyetini taşıyorsunuz. Her birinizin attığı her adımda, yürüttüğü her faaliyette bu şuurla hareket ettiğine yürekten inanıyorum. Bizim bu ülkeye yapacak daha çok işimiz var, bizim bu ülkeye getirilecek daha çok hizmetimiz var. Bizim Orta Asya’dan Balkanlar’a, Afrika’dan dünyanın dört bir yanına kadar, gözünü ve kalbini Türkiye’ye yöneltmiş yüz milyonlara verecek daha çok umudumuz var. Bu yolda yapacak çok işimiz var. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız müddetçe Allah’ın izniyle bunların hepsini hayata geçireceğiz. AK Parti’nin bundan sonraki yıl dönümlerini işte bu adımların eşliğinde daha büyük bir gurur ve sevinçle kutlayacağız. Herkes gibi biz de bir gün bu fani alemden göçüp gideceğiz. Malum, 2 metreküplük bir mezar bekliyor bizi ve geride tıpkı bugün bizim ecdada yaptığımız gibi nesiller boyunca hep hayırla yad edilmemizi sağlayacak eserler, hizmetler, zaferler bırakmış olmayı ümit ediyoruz.

1 yıl önce

CHP’li Mansur Yavaş’tan tanıdık firmaya peşkeş! 3 aylık şirkete 616 bin lira

CHP’li Belediyelerin şaibeli işbirliklerine bir yenisi daha eklendi. CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş sosyal medya yönetimi için bir şirketle anlaşma imzaladı. 3 AYLIK ŞİRKETE 616 BİN TL ANLAŞMA Anlaşma imzalanan şirketin geçmişi ve imza atılan fiyat ise tepkilere sebep oldu. Söz konusu şirketin sadece 3 ay önce kurulduğu ve anlaşma karşılığında belediyeden 616 bin TL alacakları ortaya çıktı. Mansur Yavaş’ın sosyal medya yönetimi için ayırdığı bütçe ise CHP’nin algı operasyonları verdiği önemi gözler önüne serdi.

1 yıl önce

Sözcü yazarı Çiğdem Toker, tutuklanan ihale mafyası İrfan Güneş’ten rüşvet mi aldı? Toker’in Günfalt İnşaat sevgisi…

Yalan haberleri yüzünden defalarca hakkında mahkumiyet kararı verilen Çiğdem Toker’in geçtiğimiz günlerde tutuklanan ihale şantajcısı İrfan Güneş’in firması Günfalt İnşaat için yazdığı yazılar başına büyük işler açacak gibi duruyor. İrfan Güneş ile birlikte hareket edip tehdide boyun eğmeyen firmalarla ilgili asılsız haberler yapan medya tetikçileri ile ilgili savcılık soruşturması devam ederken Sözcü yazarı Çiğdem Toker’in Güneş’in firmasının en büyük savunucularından olduğu ortaya çıktı.   İHALE ŞANTAJCILARI İÇİN YAZI YAZDI Sözcü yazarı Çiğdem Toker’in yalan haberlerinin arasına serpiştirdiği “ücretli” ihale takip yazıları geçtiğimiz aylarda Medyaradar’da ifşa edilmişti. Geçtiğimiz aylarda tutuklanan ihale şantajcısı İrfan Güneş’in şirketi Günfalt İnşaat’ı yere göğe sığdıramayan yazılar kaleme alan Toker hakkındaki iddialar ise yenilir yutulur cinsten değil. ‘İHALE ÇANTACILIĞI YAPIYOR’ Medyaradar’da Günfalt İnşaat ile olan kirli ilişkisine dikkat çekilen Toker için şu yazı kaleme alınmıştı: Sözcü gazetesinin ekonomi yazarı Çiğdem Toker bu aralar ‘Bursa’ diyor başka bir şey demiyor. Radarında tam adıyla, ‘Bursa Emek Şehir Hastanesi Hafif Raylı Sistemi Hattı İnşaat ve Elektromekanik Sistemler Temin, Montaj ve İşletmeye Alma Yapım İşi’ ihalesi var. Evet bu ihale Bursa halkı için gerçekten çok ama çok önemli. Çünkü bu proje Emek’ten Geçit-Balat güzergahıyla Bursaray’ı Şehir Hastanesine uzatacak. Peki Ankaralı Çiğdem Toker’i proje neden bu kadar ilgilendiriyordu? Toker, köşesinde şöyle yazıyordu: ‘30 Ekim 2020’de 21/b usulü, yani acil durumlarda başvurulan pazarlıkla yapılan ilk ihalede, yaklaşık maliyet: 1.787.026.747,90 TL’ydi. Davetli dört katılan arasında Söğüt-Taşyapı ortaklığının verdiği 1.607.824.000,00 TL teklif kabul gördü. Ulaştırma Bakanlığı bu ortaklık ile sözleşme imzaladı. Danıştay ihaleyi iptal etti. 7 Mayıs 2021’de yeniden ihale edildi. Aradan 6 ay geçmişti. Teklifin yükselmemesi mümkün değildi. İkinci ihalenin maliyeti 2.350.180,369,64 oldu. İhaleyi yine Söğüt-Taşyapı ortaklığı kazandı. Fiyat ise 1.950.628.508,85 TL.’ Toker sözde devletin parasını korumaya çalıştığını anlatmaya çalışıyordu. Toker yazısında mahkemeye giderek ihaleyi iptal ettiren Günfalt İnşaat’a dikkat çekiyordu. Nerdeyse kahraman gibi gösteriyordu. Peki Çiğdem Toker bu yazılarıyla kime hizmet ediyordu. Bunu yazarak kime fayda sağladın? Sen Ankara’yı iyi bilen bir gazetecisin. Bu ihale işlerinde tecrübelisin. Biraz araştırsan bu Günfalt İnşaat’ın hiç iş bitirmesi olmadığını görebilirdin. Ama nedense gerek duymamışsın. Üstüne de bu ‘ihale çantacılarına’ destek olmaya devam ettin. Tüm Ankara biliyor bunların bu işlerden nasıl paralar götürdüğünü. Çiğdem Toker bu yazılarınla devletin parasını çalan ihale çantacılarına nasıl destek olduğunu anlatayım sana; -İhale çantacıları işlerini görünce 19.11.2021 günü Danıştay’a başvurarak davalarından feragat ettiler. Sence neden? …. -Yazılarınla destek verdiğin İrfan Güneş’in sahibi olduğu Güneş-Yol ve Günfalt İnşaat hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık suçlamalarıyla bir soruşturma olduğunu biliyor musun? Google’da bir tarasan sayfa sayfa bu şirketler hakkında ki haberleri görebilirdin. Sen araştırmacı gazetecisin niye bakmadın? Neden bu firmaların silahşörlüğünü yaptın? -İhale çantacıları bu hareketleriyle ihaleyi durdurup bakanlığa 343 milyon daha külfet yüklemiştir. Milletin parasını kim çalmıştır bu durumda sevgili Çiğdem? –Bursa halkının yıllardır beklediği proje gecikti. Geçen 7 aylık sürede artan maliyetlerle devletin sırtına bir 500 milyon daha bindirildi. -Bu kadar harç ve avukat parası varken sence ihale çantacıları neden davadan feragat etti? Nedenini sana ses kayıtlarını dinleterek anlatabilirim istersen.  Senin bu işte masum olduğuna inanmıyorum. Sen bu silahşörlüğünle devletin, yetimin 800 milyon lirasını ihale çantacılarına çaldırdın. Araştırmacı gazeteci Çiğdem, senin asıl görevin bu parayı korumak mı yoksa devleti soyan çetelere destek vermek mi? Evet Ankara’yı iyi bilen Çiğdem Toker, yukarıda sorduğum soruları cevaplamanı bekliyorum. Valla zor sorular değil sen akıllı bir gazetecisin hemen cevaplarını bulursun. Tabi ki işine gelirse. Bunu okuduktan sonra bir sonraki yazını heyecanla bekleyeceğim. İhale çantacıları size de bir mesajım var. Ben de bir sonraki yazımda sizin de feragat etme karşılığında ne kadar rüşvet aldığınızı yazacağım. Günfalt, Güneş Yol, Ege Gökmen İnşaat. Çiğdem Toker’in tüm yazılarını okumalarını okuyucularımdan rica ediyorum. Sizler de göreceksiniz bu ihale çantası 3 şirketi nasıl koruduğunu. Toker bu 3 şirketleri neden bu kadar on plana çıkarttığını anlayacaklar . Savcılığa bu 3 şirket hakkında ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘ kamuyu zarara uğratma’ iddialarıyla suç duyurusunda bulunuldu.  Hepsini şok olacağınız bir ses kaydıyla açıklayacağım. Devleti soyan bu akbabaların kirli yüzlerini tüm Türkiye şok olarak dinleyecek.   TOKER’İN İHALE TAKİPÇİLİĞİ YAPTIĞI İRFAN GÜNEŞ TUTUKLANDI Bitirdiği bir tek proje olmayan üstelik adı tehdit şantajla iş insanlarından maddi çıkar sağladığına ilişkin soruşturmalarla gündemden düşmeyen isim Günfalt İnşaat sahibi İrfan Güneş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve Asayiş Şube Gasp Büro Amirliği’nin başarılı operasyonuyla gözaltına alındı. Polisteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen şüpheli Güneş tutuklanarak cezaevine gönderildi. https://www.youtube.com/watch?v=JbPfuQX8ZUw&feature=youtu.be Hakkında yürütülen soruşturma bilgilerine göre şüpheli Güneş yine ihale alan bir iş insanına kabus oldu. Önce yargıdaki irtibatlarıyla ihaleyi şikayet etti konu danıştay aşamasına geldiğinde ise bilindik şantaj yöntemi olarak ‘ihalesini iptal ettirmemek’ karşılığında para istedi. Israrlı şantajlarına rağmen iş insanından ‘Hayır’ cevabını aldı bu defa bir suç örgütüyle işbirliği yaparak iş yerini kurşunlattı. İfadelerinde kendilerini İrfan Güneş’in azmettirdiğini itiraf ettiler. Hakkında ‘tehdit şantaj ve konut dokunulmazlığının ihlali’ suçlarından işlem yapılan şüpheli Güneş tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şüpheli Güneş, Söğüt ve Taş Yapı gibi yüzlerce firmayı şantaj amaçlı şikayet etti onlarcasından para aldıktan sonra feragat etti. Şimdilerde bu şantajcı iş adamın medya ayağı merak ediliyor. HTS KAYITLARIYLA DEŞİFRE OLACAK Yargıda olduğu gibi medya dünyasından da İrfan Güneş ile birlikte hareket edip tehdide boyun eğmeyen firmalarla ilgili asılsız haberler yapan kalemi kiralık kirli basın mensupları da hem başsavcılıktaki ses kaydı hem de HTS kayıtlarıyla deşifre olacak. İptal ettirdiği ve sonra maliyet artışıyla daha yüksek paraya yaptırılan işler yüzünden devlete milyarlarca dolar zarar veren, firmalara yaptığı şantajı silahlı saldırıya dönüştüren İrfan Güneş ve kirli ilişkiler ağındaki işbirlikçilerini daha da zor günler bekliyor.

1 yıl önce

‘Su taşkını sorunlarını çözdük’ diyen Ekrem İmamoğlu, İstanbulluları Melek Subaşı’na döndürdü: ‘Sen 10 milyar, 600 milyon TL sen ne yaptın?’

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun, “Alt yapı sorununu çözdük” dediği ve sel, su baskını gibi problemlerin yaşanmayacağını söylediği Maltepe’de yağan yağmurun ardından sokaklar göle döndü. İstanbul’da birçok ilçeden sayısız mağdur vatandaş haberi geldi. İçinde yolcu bulunan metrobüsleri su bastı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1559123412685131776?s=21&t=FTkt31cFebTYVuKPfDKVTA Göçük altında kalan bir vatandaşa ulaşılmaya çalışılırken onlarca ilçede sel suları ile mücadele ediliyor. Yaşanan aksaklıklar sonrasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sosyal medyada en çok konuşulan isim haline gelirken binlerce tepki tweeti atıldı. İşte Ekrem İmamoğlu hakkında atılan yağmur tweetleri ve İstanbul’un sel mağduriyetinden görüntüler https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1559104648409227264?s=21&t=FTkt31cFebTYVuKPfDKVTA ALTYAPIYI ÇÖZDÜK DEDİĞİ MALTEPE’DE BÜYÜK MAĞDURİYET İstanbul’un Anadolu Yakasında başlayan ve neredeyse tamamında etkili olan yağış sonrası Maltepe’de sokaklar göle döndü. Birçok araç yollarda mahsur kaldı. Maltepe İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sorunlarını çözdük dediği noktalardan biriydi. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1559094553432522755?s=21&t=FTkt31cFebTYVuKPfDKVTA METROBÜSLERİ SU BASTI! İstanbul’un birçok noktasından gelen görüntülerin en ilginçlerinden biri de otobüs ve metrobüsleri su basması ve içerideki vatandaşların kaçacak yerleri de olmadığı için yaşadığı panikti https://twitter.com/bugunguncel/status/1559100183195033600?s=21&t=FTkt31cFebTYVuKPfDKVTA ELEŞTİRİ, TEPKİ VE MİZAH TWEETLERİ Daha önce İstanbul’un yaşadığı birçok yağış sırasında tatilde olması ile gündeme gelen Ekrem İmamoğlu hakkında çok sayıda eleştiri ve tepki tweeti atılırken mizah içerikli olanları da dikkat çekti. https://twitter.com/aaydemir4/status/1559151401728708608?s=21&t=xFi281BASkDRDqOIVD3PHg

1 yıl önce

Fatih Kaymakamlığı'ndan ‘ekümenlik’ açıklaması

Fatih Kaymakamlığı'nın açıklamasında  Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine Dair Mukavelename hatırlatılarak ekümenlik kavramının olmadığını belirtti. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1558892390882091010?s=21&t=FTkt31cFebTYVuKPfDKVTA Fatih Kaymakamlığı'nın açıklaması şu şekilde:  - Fener Rum Patrikhanesi Patriği Dimitri Bartholomeos’un ve Patrikhanenin zaman zaman “ekümenik” kavramını kullanması nedeniyle bu açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. - 30 Ocak 1923’te Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan “Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine Dair Mukavelename”de Patrikhanenin durumu ve statüsü ile ilgili bir hükme yer verilmemiş; bu mukavele ile Türkiye’de yaşayan Rumlarla Yunanistan’da yaşayan Müslüman Türkler yer değiştirmişler, İstanbul ve Bozcaada ile Gökçeada’daki Rumlarla Batı Trakya’daki Müslüman Türkler mübadele dışında bırakılmışlardır. - Aynı şekilde, azınlıklar konusunda Türkiye’nin temel hukuki dayanağını oluşturan 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nda da Patrikhâne ile ilgili bir hükme yer verilmemiş, Patrikhanenin İstanbul’da kalması karşılığında mübadele dışı tutulan Rum cemaatinin dini bir kurumu olarak kalacağına, siyasi bir faaliyetinin bulunmayacağına ilişkin katılımcı ülke delegasyonlarının sözlerinin senet olarak kabul edildiği belirtilerek, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile ruhanî meclisinin yetki alanı İstanbul başpiskoposluğu ile Bozcada ve Gökçeada bölgesi Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı tutulmuştur. - Lozan Antlaşmasının azınlıkların korunması başlıklı 38-44. maddelerinde gayri müslim Türk vatandaşlarının statüsü belirlenmektedir. Buna göre: azınlık statüsüne alınan vatandaşlarımızın dini serbestiyet içerisinde kendi dilleriyle ibadet ve eğitim yapmaları, ayrıca ibadethaneleri ile mezarlıklarını korumaları hususunda gerekli kolaylığın gösterileceği taahhüt edilmiş, Antlaşmanın 45. maddesinde ise Türkiye’nin azınlıklara tanıdığı bu hakları Yunanistan’ın da Batı Trakya’daki Türk azınlığına tanıyacağı taahhüdü yer almıştır. - Hülasa; Lozan Antlaşmasının müzakereleri sırasında durumu uzun süren tartışmalar sonunda belirginleşen Patrikhane Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile yeni bir statüye dönüştürülmüş bulunmaktadır. Bu durum çerçevesinde Patrikhane, Türkiye’deki Rum azınlığın bir kilisesi olarak sadece dini yetkileri haiz bir kilise niteliğinde Antlaşmanın “Azınlıkların Korunması” başlıklı çerçevesinde mütalaa edilmesi gereken dini bir kurumdur. Yunanistan’ın uygulamasının tersine, Türkiye’de din görevlilerini kendilerinin seçme özgürlüğü bulunmakla birlikte Patrikhane’nin siyasi-yönetsel açıdan “ekümenik” vasfı bulunmamaktadır. - Nitekim Rum olmayan diğer Ortodoks kiliselerinin işlerine dönük müdahalesinin yargıya taşınması sonucunda Yargıtay 4. Dairesinin E:2005/10694, K.2007/5603 sayılı kararında: “Egemen bir devletin kendi topraklarında yaşayan azınlıklara kendi vatandaşlarından farklı bir hukuk uygulayarak çoğunluğa dahi tanımadığı bir takım ayrıcalıkları onlara tanımak suretiyle özel bir statü vermesi, Anayasanın 10. maddesinde gösterilen eşitlik ilkesine açıkça aykırılık oluşturacağından kabul edilemez. Bu nedenle Patrikhanenin ekümenik olduğu iddiasının, yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. İstanbul Valiliğinin 6 Aralık 1923 tarih ve 1092 sayılı yazılarından da anlaşılacağı üzere Patrikhanede dini ve ruhani seçimlere katılacak ve seçilecek kişilerin Türk Vatandaşı olmaları ve seçim sırasında Türkiye'de görevli bulunmaları gerekmektedir. Bu husus da, Patrikhanenin ekümenik sıfatının bulunmadığının açık bir göstergesidir.” şeklinde vurgulanmıştır. - Sonuç olarak; Lozan anlaşması tutanakları ile Yargı kararlarında Fatih Kaymakamlığına bağlı dinî bir kuruluş olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesinin “ekümeniklik” iddiası hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır.

1 2 ... 1369 1370 1371 1372 1373 1374 1375 ... 2640 2641