24 Nisan Çarşamba 2024
1 yıl önce

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'dan Ümit Özdağ'a yanıt: Bir deliyi başımıza saldılar

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın valiliklere yazı yollanarak Suriye'de yapılan briket evler için il bütçelerinden kaynak istendiği iddiasına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Çataklı, "Bir deliyi başımıza saldılar. Uğraşıp duruyoruz. Hayırlısı Allah’tan. Ümit Özdağ’ın bitmek bilmeyen, koskoca yeni yalanına Ordu Valiliğimizin cevabı" ifadelerini kullanarak Ordu Valiliği'nin cevabını paylaştı. Ordu Valiliği tarafından yapılan açıklamada, "Bu iddia tamamiyle gerçek dışı ve provokasyon amaçlıdır. Valiliğimizden gönderilen ne bir ödenek ne de il bütçesinden yapılan bir harcama sözkonusudur. Hayırsever vatandaşların STK'lara yaptığı bağışlarla gerçekleşen projeye, 2020 yılında 35 briket yapımı için ilimizdeki STK'lar ve hayırsever iş insanlarımız toplam 210 bin TL bağış ile katkıda bulunmuştur" denildi. https://twitter.com/ismailcatakli/status/1555909720812158979?s=21&t=S2gjs_9J84dWHxwBpWvqSg

1 yıl önce

Kimler kimlerle beraber! Kemal Kılıçdaroğlu darbeden yargılananların aileleriyle doğum gününde

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi davasında tutuklanan Tayfun Kahraman’ın kızı Vera’nın doğum gününe katıldı. Kılıçdaroğlu, Gezi tutuklusu Çiğdem Mater ile Mine Özerden’in annesi Halide Özerden’in de doğum günlerini kutladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi tutuklularının alileri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’na CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da eşlik etti. https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1555865429767331840?s=21&t=kgD1lrdRdh4gEAIhjulDCQ Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabında; şu açıklamayı yaptı: “Bugün Gezi rehini Tayfun Bey’in güzel kızı Vera’nın doğum günü, hep birlikte kutladık. En büyük hediyemiz, onu babasına kavuşturmak… En kısa zamanda olacak inşallah. Bu vesileyle bir başka rehin olan Çiğdem Mater’in ve sevgili Halide Özerden’in de doğum gününü kutluyorum.”

1 yıl önce

PKK'nın hain planı deşifre oldu: TSK atış yaparken saldırıp suçu Türkiye'ye atmışlar!

PKK terör örgütü üst yönetiminin Kuzey Irak’ta devam eden Pençe Harekâtının durdurulması, KDP’nin Türkiye’ye verdiği desteğin sonlandırılması ve Türkiye ile TSK aleyhine propaganda yapılması maksadıyla uyguladığı senaryo ortaya çıktı. Üs bölgesine PKK’nın yaptığı saldırı sonrasında karşı ateş açıldığı sırada örgütün piknik yapan sivil halka ateş açtığı, bu saldırının da Türk askerine mal edilmeye çalışıldığı ortaya çıktı. Eylem talimatını veren ismin ise PKK sözde yürütme konseyi üyesi Fehmi Atalay olduğu belirlendi. ÇOK SAYIDA SİVİL HAYATINI KAYBETTİ Kuzey Irak'ta TSK'nın Pençe Harekât bölgesinde bulunan bir üs bölgesine, 20 Temmuz'da teröristlerce roket ile saldırı gerçekleştirilmişti. Saldırıya güvenlik güçlerine karşı atış yapıldığı esnada terör örgütü tarafından bölgeye 4-5 km mesafede piknik yapan sivillere de aynı anda ateş açıldı. PKK terör örgütü saldırısında piknik yapan 9 sivil yaşamını yitirdi, 33 sivil de yaralandı. PKK terör örgütü öldürdüğü Iraklı vatandaşların Türk güvenlik güçlerinin atışı sonucu öldürüldüğü yönünde propaganda yaparak Türkiye'yi uluslararası alanda suçlu durumuna düşürmeye çalıştı. EYLEM TALİMATI FEHMİ ATALAY'DAN Eylemin talimatını terör örgütünün sözde Yürütme Konseyi Üyesi Amed Malazgirt kod adlı Fehmi Atalay'ın verdiği ortaya çıktı. Bölgede faaliyet yürüten teröristlerin 2 ay boyunca TSK'nın terörist saldırılarına verdiği tepkiyi ölçmek, keşif ve saldırı yapmak için hazırlık yaptıkları belirlendi. GEÇEN YIL DA AYNI BÖLGEDE SALDIRI DÜZENLEMİŞTİ Yapılan hain plan Türkiye'ye yönelik ilk karalama kampanyası değil. Yurt içi ve yurt dışında sürdürülen başarılı operasyonlarda ağır darbe alan, sözde üst düzey yöneticileri etkisiz hale getirilen terör örgütü, kurulduğu günden bu yana sivilleri hedef almaktan vazgeçmiyor. Geçen yıl da aynı bölgede 22 Ağustos'ta, iki Iraklı turistin araçlarına düzenlenen saldırı neticesinde öldürülmesi olayında Türkiye'yi suçlamaya yönelik karalama kampanyası başlatılmıştı. Ancak olayın hemen ardından PKK terör örgütünün olayın sorumlusu olduğu ortaya çıkmıştı. PKK terör örgütü Irak Devleti Zaho/Parah köyünde piknik yapan Irak vatandaşlarını katlederek gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş oldu.

1 yıl önce

Et ve Süt Kurumu fiyatları yüzde 25 indirdi! Bu defa da indirimi protesto ettiler

Gaziantep'te toplanan yüzlerce küçükbaş hayvan besicisi, Et ve Süt Kurumu'nun kuzu eti fiyatlarında yaptığı yüzde 25'lik indirim kararına tepki gösterdi.  Gaziantep-Nizip arasındaki ulaşımın sağlandığı D-400 karayolunda toplanan hayvan besicileri, yolun 20. kilometresini çift taraflı trafiğe kapatarak Et ve Süt Kurumu'nun kuzu eti fiyatlarında yaptığı yüzde 25'lik indirim kararını protesto etti. MAĞDUR OLDUKLARINI İDDİA ETTİLER İndirim kararıyla mağdur olduklarını ve zarar ettiklerini söyleyen küçükbaş hayvan besicileri, yetkililere çağrıda bulanarak yaşadıkları sıkıntılara çözüm bulunması ve canlı hayvan ihracatının önünün açılması konusunda destek istedi. 
Öte yandan, trafiğe kapatılan ve yüzlerce araç kuyruğunun oluştuğu D-400 karayolu, olaya müdahale eden jandarma ve polis ekiplerinin çalışmasıyla 30 dakika sonra tekrar trafiğe açıldı.

1 yıl önce

Macaristan Başbakanı Orban’dan Kılıçdaroğlu’nu üzecek LGBT tepkisi! Ayakta alkışlandı…

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ABD’nin Teksas eyaletinde Amerikalı muhafazakarlara hitap etti. BBC’nin haberine göre, Muhafazakar Siyasi Eylem Konferası’nda (CPAC) konuşma yapan Orban, eski ABD Başkanı Barack Obama, iş insanı George Soros ve “küreselcileri” eleştirdi. Orban, büyük alkış alan konuşmasında, “Batı, bir medeniyetler çatışmasına kilitlenmiş durumda. Washington ve Brüksel’deki kurumları geri almalı ve birliklerimizin hareketini koordine etmeliyiz.” ifadesini kullandı. Macaristan Başbakanı, ABD’de 2024 yılında yapılacak başkanlık seçimlerine açıkça atıfta bulunarak, kendisini dinleyen kalabalığa “Hazırlanmak için iki yılınız var.” dedi. Orban, Macaristan anayasasından alıntı yaparak ailenin, sadece bir erkek ile bir kadın tarafından kurulabileceğini söylemesi de ayakta alkışlandı. Viktor Orban ayrıca Hıristiyan bir politikacının ırkçı olamayacağını savunarak kendisinin ırkçı olduğunu düşünenleri “ahmaklar” diye nitelendirdi. Orban, ABD’de salı günü eski ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya gelmişti.

1 yıl önce

KPSS soruşturmasında ön rapor hazırlandı: 3 soru aynı, 10 soru benzer

KPSS soruşturması derinleşiyor. Sınavdan önce sızdırıldığı iddia edilen 20 soru uzmanlarca incelendi. Konuya ilişkin hazırlanan ön rapora göre şüpheli 13 soru var. Genel Yetenek-Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri sınavında çıkan sorular ile sınavdan önce sosyal medyada yayınlanan sorular karşılaştırıldı. Uzmanlarca yapılan incelemede 3 sorunun birebir aynı olduğu tespit edildi. Bu soruların cevap şıklarının örtüştüğü de ortaya çıkarılırken, 10 sorunun ise benzerlik gösterdiği kaydedildi. Soru benzerliğinin tesadüf mü yoksa bir sızıntıdan mı kaynaklandığına ilişkin incelemenin halen devam ettiği bildirildi. SORU KOMİSYONU ÜYELERİNİN İFADESİNE BAŞVURULDU Devlet Denetleme Kurulu’nun ÖSYM’deki incelemesi sürüyor. Bu kapsamda Genel Yetenek-Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri sorularını hazırlayan uzmanlar ile soru komisyonu üyelerinin ifadesine başvuruldu. Soruların sızdırıldığı iddia edilen Yediiklim yayınevi yönetici ve soru uzmanları ile ÖSYM çalışanlarının telefon arama ve baz kayıtları da mercek altına alındı. Sınav öncesi, şüpheli görüşme olup olmadığı araştırılıyor. ÖSYM çalışanları ve yöneticilerine yönelik ididalar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı memur suçları bürosunca yürütülürken, Yediiklim Yayınevi ve çalışanlarına yönelik soruşturmanın Müracaat ve Suçüstü Savcılığı’nca yürütüldüğü öğrenildi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şanghay Beşlisi toplantısına katılacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları; Türk-Rus ilişkileri karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden diyalog ve iş birliği ile gelmeyi hep başarmıştır. Sayın Putin’le tesis ettiğimiz karşılıklı güven ve saygıya dayalı ortak anlayış, ilişkilerimizin teminatıdır. Mevcut şartlar altında önemli olan; ilişkilerimizi ortak çıkarlarımız temelinde ve uluslararası sistem içinde sürdürmek, ileri götürmektir. İkili görüşmemizde ticari ve ekonomik iş birliğimizin daha da geliştirilmesi üzerinde etraflıca fikir alışverişinde bulunduk. Ticarette hedefimizi daha önce 100 milyar dolar olarak ifade etmiştik. Bu doğrultuda enerji başta olmak üzere, ticaret, turizm ve tarım gibi alanlarda iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. İkili ticaret hacmimizin daha dengeli bir zemine kavuşmasını temin etmek noktasında kararlıyız. Ekonomik ve ticari ilişiklerimize dair yol haritası mahiyetinde bir mutabakat zaptı da Soçi’de Ticaret Bakanımız ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak tarafından imzalandı. Suriye’de yuvalanan terör örgütlerine karşı atılabilecek adımları da aramızda mütalaa ettik. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden, Suriyeli kardeşlerimizle birlikte askerimize, polisimize, güvenlik güçlerimize, sivil vatandaşlarımıza saldıran bu katil sürüleriyle mücadelemize birlikte gereken cevabı verme kararında da mutabık kaldık. Rusya’yla sürdürdüğümüz diyaloğun müspet yansımalarına Kafkaslarda, Suriye’de ve Ukrayna’da şahit oluyoruz. Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihraç edilmesine yönelik girişim, bunun en son küresel örneğidir. Şimdi önemli olan, planın sağlıklı şekilde uygulanması ve oluşan müspet havanın İstanbul’daki müzakerelere dönüşe yönelik somut adımlara tahvil edilmesidir. Ukrayna’daki savaşın kazananı olmayacağını başından beri vurguluyorum. Sahadaki sıkıntılara rağmen, krizin müzakere masasında çözüleceğine olan güçlü inancımı da koruyorum. Sayın Putin’e, Sayın Zelenski’yle görüşmesine ev sahipliği yapabileceğimizi bir kez daha hatırlattım. Karadeniz’den komşumuz Rusya’yla diyaloğumuzu, bölgesel ve küresel barışa katkı sunmak maksadıyla her alanda ilerletmeye devam edeceğiz. Soçi’deki görüşmelerimizin, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere, bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Türk diplomasisi tüm dünyanın odağında. Bu anlamda imzalanan Tahıl Koridoru Mutabakatı gerçekten çok başarılı sonuçlar doğurdu tüm dünya için. Merak edilen, Ukrayna ve Rusya savaşının önlenmesinde, bitirilmesinde bir ateşkes söz konusu mu, yakın zamanda gerçekleşir mi ve Türk diplomasisi bu noktada rol alır mı? Türk diplomasisi aslında üzerine düşen bu görevi başarılı bir şekilde sürdürüyor. Burada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Ancak tabii tarafların buradaki yaklaşımı büyük önem arz ediyor. Eğer taraflar verilen sözlerin üzerinde gerçekten hassasiyet gösterip dururlarsa bu işi ciddi manada çözebilecek bir imkana sahip olduğumuzu veyahut da yaklaştığımızı görüyorum. Bunun olmaması için bu noktada bir sebep söz konusu değil. Suriye ile ilgili bir soru yöneltmek istiyorum. Görüşmede bu konuyu ele aldığınızı söylediniz. Tel Rıfat ve Münbiç’e yönelik olası askeri harekatla ilgili zaman zaman ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ şeklinde açıklamalarınız oluyor. Daha önce Rusya böyle bir askeri harekata karşı çıktığını, çok sıcak bakmadığını açıklamıştı. Bu tavrı devam ediyor mu Sayın Putin’in? Bugün yaptığımız görüşmelerde bu konu hangi çerçevede ele alındı? Sayın Putin konuyla ilgili Türkiye’ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını özellikle de ifade ediyor. Burada şunu bize ima ediyor; ‘Mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur’ gibi bir yaklaşımı var. Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor ama bütün mesele netice almak. Eğer istihbaratımız, Suriye istihbaratıyla bu çalışmayı yürütürken, buna rağmen hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda bize destek vermeniz gerekiyor diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var. Akkuyu Nükleer Santrali, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden bir tanesi. Bunun önemli olmasının sebebi, sadece elektrik üretim kapasitesi değil, aynı zamanda enerji arzı konusunda Türkiye’nin beklentilerinin bir bölümünü karşılamasının öngörülmesi. Diğer taraftan sizin enerji konusunda da en başından beri çok sık vurgu yaptığımız konulardan bir tanesi yerlileşme ve millileşme. Bu çerçevede Rus tarafı ile bir Türk ortağın girişimi olarak yola çıkan IC İçtaş zaman içinde önemli bir bilgi birikimi ve know-how üretmişti. Fakat kısa süre önce ilginç bir gelişme oldu ve Rus tarafı Rosatom yarı yarıya ortak olduğu bu şirkette çalışmalarını durdurdu ve feshetti. Acaba bu konu gündeme geldi mi? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu adım bu projenin gecikmesi veya Türk tarafının bir miktar daha böyle taşeronlaştırılmasına neden olabilir mi? Böyle bir risk görülüyor mu? Tabii böyle bir konuyu görüşmemek olamaz. Görüştük. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ülkemizin enerji stratejisi içinde ayrı bir öneme sahip. Akkuyu’nun ilk reaktörünü 2023 yılında hizmete alma hedefimiz sürüyor. Bu hususları, Rus tarafıyla görüşmelerimizde bir kez daha ele aldık. ‘25 bin kişi şu anda çalışmıyor. Burası kapatıldı’ gibi ifadeler söyleniyor. Böyle bir şeyi ben de kabul etmedim, Rus tarafı da kabul etmiyor. Çalışıyorlar. Şimdi önümüzdeki hafta Mersin Taşucu’nda Abdülhamit Han sondaj gemimizi uğurlamaya gittiğimde aynı gün oradan Akkuyu’ya geçeceğim. Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceğim. Ondan sonra da Sayın Putin’e oradaki gelinen durumu aktaracağım, söyleyeceğim. Ona göre de yol haritamızı belirleyelim diyeceğim. Yani onlar da bir defa kesinlikle süreci durdurmak gibi bir şeyi kabul etmiyorlar. Bütün dünya basını sizin bu ziyaretinizin ekonomi boyutunu konuşuyor. Birkaç ayrıntı var mı? Özellikle doğal gazda yeni bir anlaşma Türkiye-Rusya arasında? Rus sanayicilere serbest bölgesi, Türkiye’de iş kurabilecekleri, bankalar arası ortaklık gibi bir takım dev bir paket diye yazmışlar. Bizim şu anda Türkiye olarak kapımız herkese açık. Ülkemizde kimler yatırım yapmak isterse biz onlara her türlü desteği veririz. Çünkü Türkiye dünyada sadece bu son gelişmelerde değil, bunun dışında da serbest pazar ekonomisinin en önemli bir açık kapısıdır. Tabii bu Soçi ziyaretinin bir güzel tarafı da şu oldu; Sayın Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık. Ruble noktasında bu alışverişlerimizi yapacağımız için o da tabii Türkiye-Rusya arasında mali noktada ayrı bir güç kaynağı olarak Rusya’ya ve Türkiye’ye inşallah kazandıracak. Bir de Rusya’nın Mir kartı var. Şu anda bizim beş bankamız bunun üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Burada da çok ciddi gelişmeler var. Bu da tabi Rusya’dan gelen turistleri çok çok rahatlatan bir süreç. Onlarla alışverişini, otel ödemelerini yapabiliyorlar. Bu da tabi hem onlar için hem bizim için çok çok rahatlatıcı bir sistem. Bu ziyaretimizde Rusya Merkez Bankası Başkanı ile bizim Merkez Bankası Başkanımız da görüşmelerini yaptılar. Azerbaycan-Ermenistan gerilimi konusunu sormak istiyorum. En son bir Azerbaycan askeri şehit oldu. Londra’daki Azerbaycan Büyükelçiliğe bir saldırı yapıldı. Rusya'dan da iki taraf için de itidal açıklaması geldi. Gerilim artar mı? Bir yandan da provokasyon olabilir iddiaları var. İlham kardeşimle iki gün önce bunları etraflıca konuştuk. Öncelikle bir Azerbaycanlı kardeşimizin şehit olmasına neden olan saldırıyı kınıyoruz. Karabağ, Azerbaycan’ın uluslararası tanınmış sınırları içerisinde yer alan Azerbaycan toprağıdır. Azerbaycan, tabiatıyla topraklarında yasadışı hiçbir silahlı unsurun bulunmasını istemiyor. Üçlü Bildiri’den bu yana yaklaşık iki yıl geçti. Ermenistan’ın buradaki taahhütlerini de bir an önce yerine getirmesi önem taşıyor. Azerbaycan’ın Londra Büyükelçiliğine saldırıyı da kabul edilemez buluyoruz. Bu olayın ciddiyetle ve detaylı bir şekilde soruşturularak faillerine gerekli cezaların verileceğini ümit ediyoruz. ABD Temsilciler Meclisi Başkanının Tayvan’dan ayrılmasının ardından Çin, işgal senaryosunu andıran bir tatbikat başlattı. Bu gerilimin nereye evrileceğini düşünüyorsunuz? Pasifik’te olası bir çatışma, Türkiye’nin pozisyonunu nasıl etkiler? Ekonomik anlamda özellikle bir kriz çıkarsa hazırlık mıyız? Biz hepsine hazırız, bir sıkıntı yok. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ukrayna’daki savaş ve koronavirüs salgınının küresel ekonomi ve istikrara olumsuz etkilerinin sürdüğü bir dönemde yeni bir krizin ortaya çıkmasına izin vermemeliyiz. Tayvan’la ilgili ortaya çıkan gerginliğin azaltılması için tüm tarafların sağduyulu ve itidalli hareket etmesi çok çok önemli. Eylül ayında Şanghay Beşlisi, Özbekistan’da toplanacak. Görüşmemizde Sayın Putin de rica etti; nasip olursa biz de inşallah oradaki toplantıya katılacağız. Şanghay Beşlisi’nin gerek üyeleri gerek gözlemci ya da diyalog ortağı olarak oraya katılacak olanlarla biz de beraber olalım diyoruz. Örneğin Çin geliyor, öbür tarafta Suud gelecek, Katar gelecek. Orada onlarla bir arada olmayı hedefliyoruz. Şu anda fevkalade bir durum olmazsa inşallah ben de oraya katılacağım. Orada bunları çok daha iyi değerlendiririz. Avrupa derin bir enerji kriziyle baş başa. Buna karşın hem Almanya’nın hem Fransa’nın, Yunanistan’ın haksız iddialarını sahiplenerek, savunarak Türkiye’yi hedef aldıklarını görüyoruz. Türkiye tam da tahıl ve enerji krizini çözecek bir diplomasi ortaya koyarken Berlin ve Paris’ten gelen açıklamaları bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu taraflı açıklamalara Dışişleri Bakanımız gerekli yanıtları verdi. Ne yazık ki Almanya da Fransa da Rum-Yunan propagandasına alet oluyor. Yunanistan’ın uluslararası hukuku hiçe sayan adımlarına göz yumulurken, doğru olmayan değerlendirmelerle ülkemizin eleştirilmesi kabul edilemez. Avrupa’nın istikrar ve güvenliği için Türkiye’nin yeri aşikâr. Bu rolümüzü küresel tahıl krizinin çözümünde öncü olarak bir kez daha gösterdik. İstanbul’dan geçen Razoni kuru yük gemisi aslında bir ilkti. Bunun arkasında bu şekilde sırada olan 20 civarında gemi var. Hepsinden öte, şu anda Rusya diyor ki ‘Bizim ciddi manada çıkabilecek hazırlığımız var, gücümüz var. Bizdekilere ne zaman aracılık edeceksiniz?’ İlgili bakanlıklarımız, birinci derecede de Ticaret Bakanlığımız bu işlerin şu anda sorumlusu olduğu için bu konuda hızla çalışıyorlar. Hele hele burada imzayı attıktan sonra sorumluluğu daha da artmış vaziyette. Rusya diyor ki ‘Benim malım çok fazla. Örneğin asgari 40 milyon ton ben şu anda mal çıkarabilirim.’ Tabii arada kara kediler var, güya Türkiye gemileri durdurmuş gibi dedikodu dolaştırıyorlar. Böyle bir şey yok. Aksine, ilk gemi nasıl Lübnan'a gittiyse, bu tür gemilerin hepsi bizim üzerimizden gitmeleri gereken ülkelere ulaşmaları için yola revan olacaklar. Bunun aracılığını da Türkiye en güzel şekilde ortaya koyacak. İstanbul’daki sözleşmeyle sağladığımız o başarıyı bundan sonra da devam ettireceğiz. Yunanistan’da çok enteresan bir gelişme oldu. İstihbarat Teşkilatı Başkanı istifa etti. Gerekçesi de Yunanistan muhalefet liderinin cep telefonundan casus yazılım bulunması. Miçotakis’in yeğeninin de işin içerisinde olduğu iddiaları söz konusu. Bir değerlendirmeniz olur mu? Ben Yunanistan’ın iç işlerine karışmam. Bu onların iç işleridir. Kuzey Irak’taki Zaho olayını sormak istiyorum. Hem dış politika açısından hem iç politika açısından soracağım. 9 sivil öldürüldü iki hafta önce. Bu 9 sivil defnedilmeden işi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığına dair tezvirat yaptılar. Zaho’daki son durum nedir? Bunu Türkiye’ye karşı küresel bir kumpas olarak değerlendirenler oldu. Böyle bir kumpas var mı? Birileri acaba Suriye'ye operasyon yapılacakken böyle işler mi yapıyorlar? Daha önce gerek Dışişleri gerekse Savunma Bakanlığımız açıklamaları yaptı. Bu, terör örgütü PKK’nın bilindik saldırılarının bir değişik versiyonu. Nasıl bugüne kadar bu tür şeyleri yapıp ondan sonra kaçtıysalar, ortada görünmeme gibi yolları seçtiyseler şimdi burada da yine aynı şekilde bu tür suikastları yaptıktan sonra topu hemen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Türkiye’nin üzerine atmışlardır. Olayın aslı budur. Buna yönelik de bugüne kadar yapılmış olan açıklamalarımızın arkasındayız. Tabii başta Amerika olmak üzere, Avrupa’nın değişik ülkelerine bunları İletişim Başkanlığımız da anlattı ve bu şekilde süreç devam ediyor. Biz ilk andan itibaren orada yerel muhataplarımızla konuşmak, görüşmek, temas sağlamak suretiyle her konuda yardımcı olabileceğimizi, bu olayın açığa çıkması için elimizden geleni göstereceğimizi kendilerine söyledik. Bu teklifimiz halen baki. Onlar da teşekkür ettiler. Hatta oradaki yaralılarla alakalı eğer arzu ederlerse onlara sağlık desteği sağlayabileceğimizi kendilerine ifade ettik. Sadece Kuzey Irak’ta veya Irak’ta değil, biz oradan ülkemize alıp en yakın vilayetlerdeki şehir hastanelerimizde, eğitim araştırma hastanelerimizde, ameliyatsa ameliyat, bakımsa bakım bunların hepsini yapabileceğimizi söyledik. Bütün muhataplarımıza taziyelerimizi ilettik. Bizim başlangıçtan itibaren yaptığımız bütün operasyonlarda sivillerin, tarihi, dini, kültürel yapıların ve çevrenin dokunulmaz olduğunu, planlamada ve icrada kesinlikle bu konulara hiçbir ordunun yapmadığı kadar dikkatli ve hassasiyetle yaklaştığımızı ilave ettik. Zaho’daki olaydan sonra Musul Konsolosluğumuza bir saldırı oldu. Oranın bir sivil hedef olduğu biline biline oraya aleni saldırı yapıldı. Kimin sivil hedeflere saldırabileceğini, bu alçaklığı kimlerin yapabileceğini herkesin görmesi lazım. Zaho olayı iç siyasette yansıması da şöyle oldu. Olayın ilk saatlerinde HDP yetkilileri resmi sosyal medya hesaplarından da dahil olmak üzere ‘Zaho ikinci Uludere’dir’ açıklamasını yaptılar. CHP Genel Başkanı da HDP’nin ‘Zaho ikinci Uludere’dir’ açıklamasından iki hafta sonra Uludere’ye gitti ve bunu helalleşme konsepti altında yaptı. Bu helalleşme konsepti altında Uludere’ye gidilmesini, HDP’nin çağrısının iki hafta sonra gidilmesini nasıl değerlendirirsiniz? Biliyorsunuz ben Uludere’deki o olayda ebediyete irtihal eden bütün kardeşlerimizin aileleriyle bir araya geldim. Şırnak’ta Şerafettin Elçi Havalimanı’nın açılışında o ailelerle görüşmelerimi yaptım. Bizzat eşimi de Uludere’ye gönderdim. Eşim Uludere’ye gitti, oradaki ailelerle yerinde görüşmeler yaptı. Dolayısıyla bizim Bay Kemal gibi kalkıp da nerede bir fırsatçılık var, o fırsatçılık anı geldiğinde onlarla bir araya gelmek gibi bir yaklaşımımız yok. Bay Kemal helalleşmeden bahsediyor. Sen bu ifadeyle bir defa kendini açığa çıkarıyorsun. Nedir o? Bir yerde bir borç varsa gidersin helalleşirsin. Demek ki sen bu işlerde tarafsın. Böyle bir durum zaten söz konusu. Onun için de helalleşme zarureti doğuyor. Bizim öyle bir helalleşme sıkıntımız yok. Çünkü biz bütün vatandaşlarımıza karşı her türlü yapmamız gerekenleri yaptık, yapıyoruz ve bundan sonra da aynı şekilde yapmaya devam edeceğiz. Bizim vatandaşlarımıza karşı hak noktasında evelallah bir sıkıntımız yok, buna inanıyoruz. Hele hele orada belediyeyi de biz kazandığımız için, nasıl oluyor bu iş, hem öyle hem öyle… KPSS iptal kararınızın detayını merak ediyoruz. Bununla birlikte son duruma ilişkin bilgi verebilir misiniz? FETÖ parmağı var mı? Sosyal medya tarandığında, bakıldığında resmi olarak parmağı olmasa da hükümetle gençleri karşı karşıya getirmek isteyen bir FETÖ’cü grubun varlığı çok aşikar görülüyor. FETÖ’cü grup mu desek; 6’lı masa mı desek; bir de masanın altı var, yedi… Şimdi dikkat ederseniz, aynı anda hepsi adeta aynı cümlelerle, aynı kelimelerle bunu tanımlamaya çalıştılar. Yani biz orada boşta bulunsak veya boşluğa düşsek bunu seçime kadar satacaklardı. Çünkü gençleri nasıl aldatırız gayreti içerisindeler. Tabii bu tutmadı. Çünkü biz durumu gördük. Durumu gördükten sonra, ben ÖSYM başkanı olan arkadaşımızı da bir zan altında bırakmak istemem ama soruşturmaların hayırlı bir netice vermesi noktasından hareketle kendisini görevden almak suretiyle oraya hemen, 24 saati bulmadan bir arkadaşımızın atamasını yaptık. Bu atamayla beraber de hemen ekibini en güzel şekilde kurması için talimat verdik. Üst düzey de bir ekip oluşturduk ve bu ekiple çalışmalarına anında başladılar. Atamayı yaptığımız gibi çalışmayla da hemen ertesi sabah çıktı basın toplantısını yaptı ve önümüzdeki ayın 17’sinde de süreci başlatma kararını aldık. Sınavı iptal edilenlerden herhangi bir ücret talebi de kesinlikle olmayacak. ÖSYM, bundan sonraki süreci, kademeleri de inşallah en güzel surette devam ettirerek, şaibeleri de ortadan kaldırarak yoluna devam edecek. Siz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken sürekli ‘Bay Kemal’ ifadesini kullanıyorsunuz. O da ‘Evet ben Bay Kemal’im dedi. Buna dair ne diyorsunuz? Bay Kemal demeye devam edecek misiniz? Şimdi burada da söyledik ya… ‘Bay Kemal’ tabii uzun zamandır kendisine lütfettiğimiz bir isimdi ama bu ismi kabullenmekte önce zorlandı, sonra kabul etti. Bize düşen nedir? Hayırlı olsun demektir. Fakat enteresan olan bir şey daha var, bizim bu ziyaretler de kendisini rahatsız ediyor. Biz bu ziyaretleri yapacağız. Ne Bay Kemal ana muhalefet olarak ne yavru muhalefet, onlar bu tür şeylere giremezler. Bizim şu 40 yıllık siyasetimizin tamamı elhamdülillah bu yolda geçti. Dünyanın gitmediğimiz ülkeleri istisnadır, nadirdir. Bundan sonraki süreçte de Rabbimizin bize verdiği ömür boyunca bunları inşallah yapmaya devam edeceğiz.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: 5 milyon erkeğe ‘Kadına El Kal-Ka-Maz’ denilecek

https://twitter.com/suleymansoylu/status/1555854488455585799?s=21&t=P5LYfDdwzT-to4dTuJGv8w Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında “Kadına El Kal-Ka-Maz” sloganıyla yıl sonuna kadar en az 5 milyon erkeğe bilgilendirme ve farkındalık eğitimleri verilecek. Bu kapsamda bugüne kadar berber, stadyum, taksi durağı, pazar yeri gibi alanlarda 1 milyon 455 bin erkeğe kadına karşı şiddetle mücadele eğitimi verildi. Seferberlik başlatıldı Aile ve Sosyal Hizmetler, Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığınca imzalanan “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Faaliyet Planı” protokolü kapsamında İçişleri Bakanlığınca kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik eğitim seferberliği başlatıldı. Bu kapsamda kahvehane, kıraathane, kuaför, berber, taksi durakları, organize sanayi bölgeleri, İş Geliştirme Merkezleri (İŞGEM) ve fabrikalar, şehir içi ve şehirlerarası ulaşım araçları, havalimanı, gar ve otogarların bekleme alanları, stadyum, spor salonları, hipodrom vb. yerlerde, üniversite şenlik, program ve diğer etkinliklerinde, yerel festival ve panayırlarda, pazar yerleri ve alışveriş merkezlerinde, esnaf, sanayi, ticaret, ziraat, şoförler vb. oda teşkilatlarında ve birliklerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında, sinema ve tiyatro salonlarında, halkın yoğun olarak bulunduğu cadde ve meydanlar ile cuma günleri camii giriş ve çıkışlarında yapılacak eğitimler ile en az 5 milyon erkeğe ulaşılması hedefleniyor. 1 milyon 455 bin erkeğe ulaşıldı Bakanlık/Başkanlık il/ilçe birimlerinde oluşturulan üçer kişilik heyet tarafından gerçekleştirilen eğitimlerde bugüne kadar 1 milyon 455 bin erkek, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda bilgilendirildi. En fazla eğitim ve farkındalık çalışması Bursa’da yapıldı Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında 5 milyon erkeğe bilgilendirme ve farkındalık eğitimi verilmesi çalışmalarında Bursa ilinde 157 bin 332 vatandaşa ulaşıldı. Ülke genelinde en fazla eğitimin verildiği Bursa’yı, 92 bin 638 kişiyle Mersin, 88 bin 804 kişiyle Gaziantep, 80 bin 981 kişiyle Antalya ve 67 bin 769 kişiyle Malatya takip etti. İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde ise toplam 78 bin 375 erkeğe, kadına yönelik şiddetle mücadele eğitimi verildi. Eğitimler her noktada sürüyor Yüz yüze gerçekleştirilen eğitimlerin yanı sıra tanıtıcı ve bilgilendirici pankart/ afiş ve broşür de dağıtılıyor. Bugüne kadar 31 bin 68 pankart/afiş asıldı ve 472 bin 853 broşür erkek vatandaşlara dağıtımı yapıldı.

1 2 ... 1401 1402 1403 1404 1405 1406 1407 ... 2647 2648