29 Mart Cuma 2024
1 yıl önce

Selçuk Bayraktar: Dünya Türk'ün neler yapabileceğini Karabağ Savaşı'nda gördü

Türkiye dışında ilk kez Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali "TEKNOFEST"in son gününde de etkinlikler tüm hızıyla devam ediyor. Uçakların, insansız hava araçlarının, helikopterlerin ve zırhlı araçların sergilendiği festivale ziyaretçiler büyük ilgi gösteriyor. Festivalin son günü olması dolayısıyla buruk bir sevinç yaşandığını belirten Baykar Teknoloji lideri Selçuk Bayraktar, "Bir taraftan çok heyecanlıyız, bir taraftan üzgünüz. TEKNOFEST'in bugün son günü. Hiç bu kadar büyük bir ilgi beklemiyorduk. Burada, Bakü'de Türk uşaklarının geleceğinin yazıldığı ve hayallerinin yeşertildiği yerde olmak geleceğimiz için bizi çok mutlu ediyor. Keşke daha da devam etseydi ama gerçekten hiç unutamayacağımız bir deneyim oldu. TEKNOFEST'i ilk defa yurtdışında düzenledik ve can Azerbaycan'da oldu. O anlamda çok mutluyuz" dedi. "DÜNYA TÜRK'ÜN NELER YAPABİLECEĞİNİ KARABAĞ SAVAŞI'NDA GÖRDÜ" O esnada gökyüzünde devam eden Akıncı gösterisini işaret eden Bayraktar, "Toplumdaki büyük ilgiyi gördüm. Bu bizleri çok umutlandırıyor. Bu da büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Özellikle bizler bu kardeşliğimizi güçlendirirsek çok daha büyük işler yapacağız. Dünya zaten Türk'ün neler yapabileceğini Karabağ Savaşı'nda gördü. İnşallah tüm teknolojinin sivil alanlarında, tüm dünyaya dokunabilecek şekilde işler yapacak bizim uşaklar. O günleri de hep birlikte göreceğiz" açıklamasında bulundu. "İNŞALLAH BİR DAHA BÖYLE ACILAR YAŞANMAZ" Şuşa'yı ziyaret ettiğini ve çok etkilendiğini belirten Bayraktar, "Eşimle ve ekibimizle birlikte Şuşa'ya gittik. Gördüğüm manzara karşısında çok etkilendim. Eşimle iki rekat şükür namazı kıldık. Rabbime bugünleri gösterdiği için şükrettim. Çünkü bütün bunları ve zaferi veren rabbimiz. İnşallah bir daha böyle acılar yaşanmaz. Biz de nesillerimizi bu şuurla yetiştirmeliyiz ki böyle acılar bir kez daha yaşanmasın" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

'Çukurova'ya fark katacak' dediği proje kendi villasının yanında çıktı

CHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın dört gün önce açılışını yaptığı kent merkezine 40 kilometre uzaklıktaki 10 bin 200 metre kare alana sahip "Çukurova'ya fark katacak" dediği parkın hemen yanında üç katlı villası çıktı. "Sen Adana'ya ne kadar fark kattıysan bu parkta Çukurova'ya o kadar fark katacak eminim", "Etrafında şehirleşmenin çok az olduğu bir bölgeye 10 bin 200 metrekarelik park yapmak da şovmenliğe dahil mi?" yorumları yapıldı. Yeni yapılan parkla birlikte Karalar'ın villasının da fiyatının 6 katına çıktığı öğrenildi. Parkta bulunan süs havuzu ve botanik bahçenin başkanın 6 milyon TL değerindeki villasının tam önünde olması ve kapısının parka açılması "Bu kadarına da pes" dedirtti. İKİ SİTE ARASINA 10 DÖNÜMLÜK PARK Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar Çukurova ilçesi Karahan Mahallesi'nde bulunan villasının yanındaki alana "Karahan Sağlıkçılar Parkı" yaptırdı. 10 bin 200 metrekare alana yaptırılan ve içinde yürüyüş yolları, şelaleler, oyun ve spor alanlarının bulunduğu park 25 Mayıs tarihinde görkemli bir törenle açıldı. Parkın açılışı Zeydan Karalar, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi ve partililer tarafından gerçekleşti. VİLLANIN KAPISI PARKA AÇILIYOR Karalar'ın açılışını yaptığı parkın yanında 3 katlı villası olduğu ve parkın tamamlanmasıyla birlikte fiyatının 6 kat artarak 6 milyon liraya çıktığı öğrenildi. Ayrıca parkta bulunan süs havuzu ve botanik bahçenin başkanın villasının tam önünde olması ve kapısının parka açılması "Bu kadarına da pes" dedirtti. PEYZAJI BELEDİYE İŞÇİLERİNE YAPTIRMIŞTI CHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, koltuğa oturur oturmaz Karahan'da yaptırdığı söz konusu bu villanın peyzaj çalışmalarını belediye işçilerine yaptırmıştı. Karalar, daha sonra ise villada çalıştırdığı işçilerden C.K.'yı (28) belediyedeki işçi fazlalığını gerekçe göstererek işten çıkarmıştı.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Azerbaycan dönüşü net mesaj: Teröristlerin kökünü kazıyacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşünde Yeni Şafak Yazı İşleri Müdürü İdris Saruhan'ın da aralarında olduğu gazetecilerin sorularını cevapladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Azerbaycan ziyaretine ilişkin değerlendirmesi şöyle: Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in davetine icabetle gerçekleştirdiğimiz ziyareti hayırlısıyla tamamladık. Can Azerbaycan’da gerçekten gurur verici bir gün yaşadık. Azerbaycanlı gençlerimizin heyecanı, coşkusu, orada gördüğümüz tablo bizleri gerçekten çok çok mutlu etti. “Tek Millet, İki Devlet” şiarıyla Bakü’de yeni bir “Tek Festival” geleneği başlatmanın heyecanını yaşadık. Bunun şimdi diğer Türk devletlerinden de aynı şekilde bir çağrı alacağını görüyorum. Böylece Azerbaycan’ın 28 Mayıs Bağımsızlık Günü’nü muhteşem bir etkinlikle taçlandırmış olduk. Türkiye dışında ilk kez Can Azerbaycan’da düzenlenen TEKNOFEST’in sunduğu teknoloji şöleninin tüm katılımcıların gönüllerini fethettiğini gördük. Bilhassa istikbalimizin teminatı olan gençlerimizin festivale yönelik yoğun ilgisinden büyük memnuniyet duyduk. Profesör Doktor Aziz Sancar hocamızın da programı teşrif etmesi TEKNOFEST’e ayrı bir boyut kazandırdı. Azerbaycanlı gençlerimizin emek verdikleri bilim ve teknoloji projeleriyle, takım ruhu içinde yarışmalara katılmaları bizleri son derece gururlandırdı. Türk Yıldızları, SOLOTÜRK, Hürkuş, Akıncı, TB2 gibi göz bebeklerimiz de Bakü semalarında görsel bir şölen sundular. Sanayi ve Teknoloji Bakanlıklarımız arasında, dijital dönüşüm ve teknokent alanlarında iş birliğini geliştirecek iki önemli anlaşma imzalandı. Ülkemizden kendi alanlarının öncüsü 50’ye yakın firmamız festivale iştirak etti. Bu savunma sanayii şirketlerimizin sergiledikleri milli ve yerli ürünlerimiz büyük bir ilgiyle karşılandı. "TEKNOFEST'İ DOST ÜLKELERDE DÜZENLEMEYİ HEDEFLİYORUZ" Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerden heyetlerin de bu festivalde yer almasından büyük bir bahtiyarlık duyduk. TEKNOFEST’in tüm Türk dünyasını bilim ve teknolojide buluşturan bir platform olmasını da arzu ediyoruz. Festivalimizi önümüzdeki dönemde diğer dost ve müttefik ülkelerde de düzenlemeyi hedefliyoruz. TEKNOFEST’e projeleriyle katılan gençlerimiz yarının insansız hava araçlarını, yapay zekalarını, dijital teknolojilerini tasarlayan, üreten bilim insanları olacaklar. Savunma sanayiinde de birlikte en ileri milli teknoloji ve yazılım sistemleri üreten ortaklıklar kurmayı hedefliyoruz. Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerini müttefiklik düzeyine çıkaran iki kardeş ülke olarak, inşallah daha nice projelere birlikte imza atacağız. Bu sene ayrıca, Türkiye-Özbekistan ilişkilerini “kapsamlı stratejik ortaklık”, Türkiye-Kazakistan ilişkilerini de “geliştirilmiş stratejik ortaklık” seviyesine yükselttik. Malum, halihazırda Türk Devletleri Teşkilatı’nın Dönem Başkanıyım. Bu çerçevede ekonomik iş birliği, eğitim, çevre ve enerji gibi, bilim ve teknoloji de öncelik verdiğim başlıklardır. Ziyaretimde, Sayın Aliyev’le mükemmel seviyede bulunan ikili ilişkilerimizi ve Karabağ Zaferi sonrasında bölgemizdeki durumu gözden geçirdik. Heyetimde yer alan Bakan arkadaşlarım da muhataplarıyla önümüzdeki döneme dair iş birliğimizi güçlendirecek verimli görüşmeler yaptılar. Karabağ’ın ulaşım bağlantılarının kurulması, şehirleşmesi ve üretim dünyasıyla yeniden bütünleşmesi yolunda desteklerimiz devam edecek. Tarım arazilerinin ihya edilmesi için ilgili kurumlarımız, şirketlerimizle birlikte, Azerbaycanlı muhataplarıyla ortak faaliyetlerini sürdürecekler. Böylelikle Azerbaycanlı kardeşlerimizin yıllarca hasretini çektikleri ata topraklarına bir an evvel kavuşmalarına katkıda bulunacağız. Öte yandan Karabağ Zaferi’yle Kafkasya’da artık yeni bir dönem başlamıştır. Bu destansı zafer, ortak coğrafyamızda kalıcı barış ve kapsamlı normalleşmenin önündeki engelleri kaldırmıştır. Bu tarihi fırsatın heba edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan’ın aralarındaki meseleleri doğrudan çözme yönünde attığı adımlardan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye olarak, tarafların, sınır meselelerini halletme, barış antlaşması yapma, ulaştırma koridorlarını açma çabalarını destekliyoruz. Bu gayretlerin başarıya ulaşması hepimizin, tüm bölgemizin faydasınadır. Sınır komisyonlarının ilk toplantısını 24 Mayıs’ta yapması ve Zengezur Koridoru konusunda ilerleme kaydedilmesi özellikle memnuniyet vericidir. Biz de Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştirme sürecini samimiyetle yürütüyoruz. Azerbaycan’la, bölgenin güvenliği ve refahı için dayanışmamızı artırarak sürdüreceğiz. İlham kardeşimle birlikte iki ülke dostluğunu ve iş birliğini inşallah her alanda zirveye taşıyacağız. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin. İlham kardeşimin şahsında, bizi muhabbetle bağrına basan Azerbaycan halkına teşekkür ediyorum. TEKNOFEST Azerbaycan’ın başarıyla icra edilmesine destek veren Azerbaycan makamlarını, Bakanlıklarımızı, firmalarımızı, resmî kurumlarımızı ve T3 Vakfını gönülden tebrik ediyorum. "DÜRÜST VE SAMİMİ DEĞİLLER" SORU: İsveç ve Finlandiya heyeti geçtiğimiz günlerde Türkiye’deydi ve görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde Türkiye’nin endişeleri giderilebildi mi? Öte yandan teröristlerin iadesi noktasında bir adım atılması bekleniyor mu karşı taraftan? CEVAP:Finlandiya ve İsveç’le bizim heyetimizin yapmış olduğu görüşmeler maalesef beklenen düzeyde olmadı. Bunların beklentisi var fakat Türkiye’yle ilgili atmaları gereken adımları atmadıkları gibi, bu görüşmeleri yaptığımız süreç içerisinde hala bunlar, özellikle İsveç, Stockholm’ün caddelerinde teröristleri gezdiriyor, kendi polisleriyle onları güvence altına alıyor. Hatta hatta görüşmeyi yaptıkları günün akşamında İsveç devlet televizyonunda Salih Müslim denen teröristi konuşturarak bize her türlü yanlışı yaptıkları gibi, F16 meselesinde vesaire yine olumsuz tavırlarını, yaklaşımlarını sürdürüyorlar. Bunlar dürüst değiller, samimi değiller. Bir güvenlik teşkilatı olan NATO’da bu tür teröristleri bağrına basan, bu tür teröristleri kucağında besleyen ülkelerle ilgili biz geçmişte yapılan yanlışın tekrarını yapamayız. Neydi o? Özellikle Yunanistan geçmişte NATO’dan çıkmıştı, o zamanın Türkiye yönetimi Yunanistan’ın tekrar NATO’ya girmesinin yolunu açtı. Yunanistan da aynı şeyleri söylüyordu, herhangi bir şeyin olmayacağını söylüyordu. Bakın şu anda Yunanistan’ın Avrupa’ya 400 milyar avro borcu var, fazlası var azı yok. 5+4 yani 9 tane şu anda Amerika’nın Yunanistan’da üssü var. Peki bu üsler kime karşı kuruluyor, bu üsler niye var? Söyledikleri şu; ‘Rusya’ya karşı…” Yalan… Dürüst değiller. Bütün bu olanlar karşısında bunların Türkiye’ye karşı takındıkları tavır ortada. İşte geçen gün Miçotakis’e ne yaptılar? Amerika’da Temsilciler Meclisi ve Senato’nun kapısını açtılar, orada konuşturdular. Bu konuşmasında alkışladılar mı? Alkışladılar. Bütün bu olaylarda tekrar F16’lar gündeme getirildi mi? Getirildi. Biz şuna inanıyoruz; Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bu delikten bizi bir kere soktular, bir daha sokturmayız. Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olduğu sürece, teröre destek veren ülkelerin kesinlikle NATO’ya girmesine biz ‘evet’ diyemeyiz. "PAZARTESİ GÜNÜ RUSYA VE UKRAYNA İLE GÖRÜŞMELERİM OLACAK" SORU: İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılma talebi ve sürecinin Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bitişine veya savaşın bitmesi yönündeki ümidi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? CEVAP: Tabii her şeyden önce Rusya bu işlere olumlu bakmıyor malum. Özellikle Finlandiya konusu Rusya için rahatsız edici. Niye? Çünkü sınır… Sınır ülke olduğu için de bir defa Finlandiya’nın NATO’ya girmesine hiç sıcak bakmıyor. Aslında İskandinav ülkelerinin hiçbirinin NATO’ya girmesine Rusya sıcak bakmadı. Bizim gönlümüzden geçen o ki şu anda Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaş bir an önce barışla nihayete ersin, fakat görünen o ki her geçen gün bu iş daha da olumsuz bir şekilde devam ediyor. Pazartesi günü gerek Rusya gerekse Ukrayna’yla telefon görüşmelerim olacak. Tarafları diyalog ve diplomasi kanallarını işletmeleri yönünde teşvik etmeyi sürdüreceğiz. ÜNAL ÇEVİKÖZ'ÜN AÇIKLAMALARI SORU: Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunda Türkiye’nin aldığı bir pozisyon var. Türkiye’deki muhalefetin de buna bir tavrı var, yani bizim ortaya koyduğumuz çekincelere bir tavrı var. Ünal Çeviköz Finlandiya’da bir gazeteye röportaj verdi ve bunun taktik bir hata olduğunu söyledi. Ona göre, taktik hata bizim güvenlik endişelerimizi dile getirmemizmiş. Buradan hareketle Türkiye’deki muhalefetin genel olarak bu konudaki yaklaşımına dair ne söylemek istersiniz? CEVAP: Tabii Türkiye’deki muhalefetin taktik doğrularının ne olduğunu bugüne kadar öğrenemedik. Onların ‘taktik yanlış’ dediklerinin ne olduğunu anlamak da hiç mümkün değil. Kaldı ki bu açıklamayı yapan zat, Azerbaycan’da geçmişte bir görev yaptığı halde, daha sonra Karabağ patlak verince Azerbaycan’ın aleyhinde açıklamalarda bulundu. Dolayısıyla bunların aklının, fikrinin, düşüncesinin hangi istikamette çalıştığını anlamak mümkün değil. Biz attığımız adımlarda taktiklerimizi, stratejilerimizi gayet iyi düşünüyoruz, istişarelerimizi en geniş manada yapıyoruz ve adımlarımızı da ona göre atıyoruz. İşte Yunanistan’ın geçmişte tekrar NATO’ya girmesini sağlayan kişiler de bunlarla aynı zihniyetteydi. Bu zihniyetin temsilcileri de geçmişte Yunanistan’ın tekrar NATO’ya girmesini salık vermişti. Dolayısıyla asıl taktik yanlış orada yapılmıştı. Onun bedelini şimdi biz ödüyoruz. İnşallah bir daha yeniden bedel ödemeyeceğiz. Tabii şunu da söyleyeyim; olay sadece İsveç, Finlandiya değil. Olaya bu terör örgütlerinin durumundan bakacak olursak, şu anda aynı yanlışı Almanya da yapıyor, aynı yanlışı Hollanda yapıyor, aynı yanlışı Fransa yapıyor. Bunların birbirinden farkı yok. KILIÇCAROĞLU'NUN İDDİALARI SORU: İç siyasete ilişkin bir soru sormak istiyorum. Sizin çok sert tepki göstermenize hatta tazminat davası açmanıza, yardımcılarınızın, İletişim Başkanınızın bu konuda açıklamalar yapmasına rağmen Kılıçdaroğlu ‘kaçacak’ iddiasını sürdürüyor ve her gün buna yeni şeyler ekliyor. Bu konuda ne diyeceksiniz? CEVAP: Bunların söylediği şu sözler var ya, geçmişte aynı şeyleri bunlar rahmetli Menderes için söylediler. Değişen hiçbir şey yok. Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda 27 Mayıs darbesinin 62. yıldönümü programında bunları belgelerle açıkladım, belgelerle gösterdim. O zaman ne diyorlardı, ‘uçaklar dolusu altın, uçaklar dolusu elmas kaçırmışlar’. Kim? İşte o şehadete giden Menderes ve arkadaşları. Menderes ve diğer hepsi için aynı yalanları söylüyorlardı. Şimdi aynı yalanları bunlar söylüyor. Bunlar da aynı telden çalıyorlar. Değişen bir şey yok. Açıyorlar o sayfaları, oralara bakarak ağa babalarının yalanlarını tekrar ediyorlar, onlar da aynı şeyi söylüyor, aynı şeyi yapıyorlar. Şimdi, 15 Temmuz gecesi ben eğer 15 dakika geç kalmış olsaydım bugün ne şahsım, ne çocuklarım, eşim, damadım, torunlarım hiçbirimiz belki de hayatta olmayacaktık. Nitekim o gün bulunduğumuz yere baskın yapanlar bizim iki tane korumamızı şehit ettiler, iki tane bayan korumamız ağır yaralandı. Bunları biz yaşadık, gördük. Biz saat 01.15 gibi Atatürk Havalimanı’na indik, 11 gibi Bay Kemal oradaydı ve FETÖ’cüler tankların arasından Bay Kemal’i geçirdiler, Bakırköy Belediye Başkanının evine gönderdiler. Kaçan kim? O tankların arasından giden kim? Bay Kemal. Biz ise milletimizi havalimanına çağırmıştık, biz de oradaydık ve milletim de bizi yalnız bırakmadı. Gece hep birlikte geldiler, alanda toplandılar. Üzerimizden helikopterler, jetler geçiyordu ama onlar orada bizimle beraber buluştular. Kimin kaçtığı, kimin kaçabileceği ortada. Biz yola kefenimizi giydik öyle çıktık. Bugün de aynı şekilde yola devam ediyoruz. İSRAİL İLE İLİŞKİLER SORU: İsrail’le ilişkilere değinmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İsrail’e bir ziyarette bulundu. Önümüzdeki günlerde de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in bir ziyaret gerçekleştirmesi bekleniyor. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u ağırladığınızda alternatif enerji projelerine kapının aralık olduğu izlenimi oluşmuştu. Bu kapsamda İsrail gazının ya da Doğu Akdeniz gazının -ki önümüzdeki günlerde yeni sondaj gemisinin çalışmalarını yapması da bekleniyor- oluşabilecek yeni hidrokarbon kaynaklarının Avrupa’ya doğru gönderilebilmesi için bu projenin Türkiye üzerinden geçmesi noktasında neler yapılabilir? Malum Azerbaycan’dan dönüyoruz TANAP hattıyla bir bağlantı kurulabilir mi? CEVAP: Her şeyden önce tabii bu yeni sondaj gemimizle birlikte burada sismik araştırma yapan gemilerimizin belirlediği yerler var. Bu belirlenen yerlerde sondaj gemilerimiz çalışmalarını yapacaklar. Tabi doğalgaz konusunda İsrail’le böyle bir adımı atma hususunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın muhatabıyla ve İsrailli yetkililerle yapacağı görüşmeler olacak. Bu tür bir adımı atma noktasında şu anda Dışişleri Bakanımızın da bize getirdiği bilgilere bakarsak, hazır olduklarını söylüyorlar ve bu çerçeve içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye-İsrail ilişkilerini daha olumlu bir noktaya getirmenin adımlarını böylece atmış olacağız. Şu anda konuyla ilgili bakışlar olumlu. Temennim odur ki bu olumlu istikametteki gelişmeleri süratle tamama erdiririz. "TERÖRÜN KÖKÜNÜ KAZIYACAĞIZ" SORU: Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken yaptığınız “Yeni operasyon olabilir” açıklamasıyla gözler Suriye’ye çevrilmişti. Daha önce 4 başarılı harekât yapıldı bu bölgeye. Tanıdık bir bölge aslında. Harekatın zamanı yakın mı? Harekât bölgesine bakıldığında ciddi terör noktaları var güney sınırımızda. Bu noktalarla ilgili yeni güvenli bölgenin neresi olacağı da merak konusu. Aynı zamanda Suriyeli 1 milyon mültecinin dönüşü için bu operasyonun belirleyici olabileceğini söyleyebilir misiniz? CEVAP: Tabii Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye karşı yapılabilecek en ufak bir saldırıyı bizim cevapsız bırakmamız mümkün değil. Suriye’nin kuzeyinde malum terör örgütlerinin odaklanma noktaları var. Bu odaklanma noktaları, Suriye’nin kuzeydoğusundan kuzeybatısına kadar bütün o bölgelerde mevcut. Başta ABD olmak üzere tüm koalisyon güçleri maalesef bu terör örgütlerine ciddi manada silah, araç, gereç, mühimmat yardımı yapıyorlar ve bunu hala devam ettiriyorlar. ABD buraya binlerce tır bu yardımları yaptı. Kime yapıyor? PKK, YPG, PYD terör örgütlerine. Hepsine bu yardımlar yapıldı, hala da devam ediyor. Hatta bunlara bölgede eğitim de veriyorlar. Şimdi, bu gerçekler ortada dururken biz hala bunları görmezlikten mi geleceğiz? Nasıl ki Kuzey Irak’ta PKK’ya ve PKK’nın adeta yavrucuklarına karşı yaptığımız operasyonlar var, aynı durum Suriye için çok daha geçerli, çok daha önemli. Her zaman söylediğim gibi, bir gece ansızın onların da tepelerine ineriz, inmeye de mecburuz. Biz şehitlerimizin bedelini bunlara ödetmeyecek miyiz? İşte iki günde yaklaşık 30 civarında teröristin işini bitirdik. Kuzey Irak’takilerle beraber şu anda 100’ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik. Bu süreç devam edecek, bırakamayız. Terörizmin ve teröristlerin kökünü kazıyacağız. SORU: Bugüne kadar Türkiye terörle mücadele kapsamında Suriye’nin kuzeyine 4 operasyon gerçekleştirdi. O operasyonlar da malum ABD’nin her seferinde karşı çıktığı operasyonlardı. Şimdi de sizin açıklamanızdan anladığımız kadarıyla önümüzde yeni bir operasyon görülüyor. Bununla ilgili ABD ile bir temasımız, diplomasi trafiğiniz var mı? Varsa bu süreç nasıl ilerliyor? CEVAP: Bu konularla ilgili her şeyden önce herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika’nın da üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika eğer üzerine düşen görevi terörle mücadelede yerine getirmiyorsa biz ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Bir yerlerden izin alarak terörle mücadele yapılmaz. YUNANİSTAN İLE İLİŞKİLER SORU: Yunanistan’da iktidarlar değişmesine, Çipras’ın gidip Miçotakis’in gelmesine rağmen Yunanistan’ın Türkiye karşıtlığında en ufak bir değişiklik olmuyor. Yunanistan’ın milli marşında, müfredatında Türk karşıtı ifadeler var. Yunanistan’da yeni nesiller sürekli Türk karşıtlığı ile yetiştiriliyorken Yunanistan’ın normalleşmesi sizce mümkün müdür? Yunanistan’ın Türk karşıtlığından vazgeçmesi gibi bir ihtimali nasıl görüyorsunuz? CEVAP: Yunanistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantılarına son verdik mi? Bunu açıkladık mı? Bu ne demektir? ‘Ey Yunanistan kendine çeki düzen ver’ demektir. Sen kendine çeki düzen vermedin, biz de Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi kaldırdık. Artık şu an itibarıyla Miçotakis muhatabım değildir. Niye? Ben siyaseti şahsiyetli bir şekilde yürüten insanları muhatap alırım. Benimle konuşacaksın, yemek yiyeceğiz, ‘üçüncü ülke veya şahısları aramıza koymayalım’ diyeceğiz, bunun sözünü vereceksin; ondan sonra 15 gün geçecek, ABD’ye gideceksin, Amerikan Kongresinde Türkiye’nin aleyhinde konuşma yapacaksın. Neymiş? Oradan alacağı alkışlar için. Kusura bakma. Bizim bunlarla yapacağımız bir şey yok. Bu denli silahlanma şu, bu, vesaire; bu süreci işletenlerle yapılacak bir şey yok. Yapacağımız tek şey var; bize dost olana dostuz ama bir defa şunu iyi bilsinler ki bize düşman nazarıyla bakanlarla da biz gereğini yaparız. SORU: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 6’lı masanın adayı olabilmek için çok eleştirilen, tehdit dili içeren, kamu kurum ve kuruluşlarına baskı da içeren bir politika güdüyor. Ama bazı yorumlara göre aslında aday olmayacak, yani dikkatleri üzerine çekecek seçim yaklaştığı zaman başkasına adaylığı verecek diyorlar. Sizin değerlendirmeniz nedir? CEVAP: Benim gündemimde Bay Kemal’in adaylığı filan, bunlar söz konusu değil. Gündemimde böyle bir şey yok. "ASTIKLARI PANKARTLARLA SOSYAL BELEDİYECİLİK OLMAZ" SORU: Siz belediye başkanlığınızdan itibaren sosyal belediyeciliğe çok önem verdiniz. CHP yönetimi bunu “makarnacı, göbeğini kaşıyan adam’ gibi müstehzi ifadelerle de eleştirirdi. Ama şimdi seçimlere doğru giderken kendi belediyelerinde bu tür sosyal yardımlar yapıyorlar. Seçimleri böyle kazanacaklarını ifade ediyorlar. Bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? CEVAP: Bu üst geçitlere astıkları pankartlarla sosyal belediyecilik olmaz. Oralarda şunu yaptık, bunu yaptık diye ifade edilenlerin hiçbirine ben inanmıyorum. Böyle bir şey yok. Araştırın; bunların yapılmadığını göreceksiniz. Çünkü bunların işi gücü yalan. Elektrik kesildi diyorlar, bir eve gidiyorlar, öyle bir şey yok. Sayaçlar kontrol ediliyor, böyle bir şey olmuş değil. Bunların hepsi akşam yalan, sabah yalan. Biz ise yalan üzerine bina edilen bir siyaset yapmıyoruz. "MERAL AKŞENER'E ACIYORUZ, GİTTİĞİ YOL YOL DEĞİL" SORU: Gezi Parkı olaylarında da Boğaziçi olaylarında da Türkiye’nin atacağı her adıma karşı çıkan kesimlerden, CHP, İYİ Parti ve PKK ve FETÖ’den aynı sloganı duyuyoruz. Son zamanlarda da Sultan Abdülhamit’i tahttan indirenlerin, darbecilerin sloganını kullanıyorlar. Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı açıkça ‘1909’un intikamını almaya çalışıyor Sayın Erdoğan’ dedi. Sizin şu anda Abdülhamit olduğunuzu söyledi ve ‘biz kazanacağız’ dedi. Şu anda Türkiye düşmanlarının o dönemin darbecilerinin sloganını kullanmasını, hala 113 yıldır Sultan Abdülhamit düşmanlığı yapmasını ve bu noktada sizi de hedef göstermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? CEVAP: Tabii bu hanım, ne yazık ki tarihçiyim diye geçinirken kendi tarihini inkâr edecek kadar talihsiz bir noktaya geldi. Nasıl Osmanlı’yı 33 yıl yöneten Sultan Abdülhamit’e saygısızlık yapan, hakaret eden, ‘kızıl sultan’ diyen cibilliyetsizler varsa maalesef aynı güzergaha bu hanımefendi de düştü. O da onların izinde, onların yolunda giderek maalesef cennet mekân Sultan Abdülhamit’e bu saygısızlığı yaptı. Biz kendisine acırız. Gittiği yol yol değil. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Meral Hanım kimle yürüyor şu anda? Bay Kemal’le. Bay Kemal’in ne olduğu belli. Dolayısıyla onunla beraber yürüyenlerden, HDP gibi PKK terör örgütünün parlamentodaki uzantılarıyla beraber olanlardan daha başka ne bekleyebiliriz. Sultan Abdülhamit gibi sırat-ı müstakim üzere olan, bu şekilde yaşamış bir Ulu Hakan’a bu şekilde saldırmanın bu millet tarafından affedilmeyeceğine inanıyorum. Onun ruhaniyeti bunların gömülmesine inşallah yetecektir.

1 yıl önce

ODTÜ'nün bahar şenliğinde terör propagandası yapan 16 şahıs gözaltına alındı

Türkiye'nin en iyi üniversiteleri arasında gösterilen ODTÜ, uzun yıllardır öğrencilerin karıştığı olaylarla gündemde. 27 Mayıs'ta ODTÜ'de düzenlenen etkinlikte büyük bir skandala izin verildi. Üniversitede bir grup öğrenci, terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptı. Teröristler için hazırladıkları afişleri ellerinde tutan terör sempatizanları, örgüt sloganları da attı. O anlara ait görüntülerin kamuoyunun gündemine oturmasıyla birlikte emniyet ekipleri harekete geçti. 2'si öğrenci 16 kişi yakalandı Olayla ilgili tespit edilen 16 şüpheli, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Yakalanan şüphelilerden sadece 2’sinin ODTÜ öğrencisi olduğu öğrenildi. Suç dosyaları kabarık Gözaltına alınanlardan 4’ünün daha önce terör örgütü üyesi olmak ve propagandası yapmaktan, 2’sinin kanuna aykırı yürüyüş yapmaktan, diğer 2’sinin ise kasten yaralama ve tehdit suçlarından kayıtları olduğu belirtildi. Operasyon çerçevesinde yapılan aramalarda ise, çok sayıda dijital materyal ile yasadışı yayın ve örgütsel dokümanın ele geçirildiği belirtildi.

1 yıl önce

Türkiye genelinde eş zamanlı Motosiklet, Traktör ve Servis Uygulaması

İçişleri Bakanlığı koordinesinde; Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı birimlerince çalıntı, aranan, ruhsatsız, sahte veya ikiz plakalı motosiklet, traktör ve servis araçlarına yönelik ülke genelinde eş zamanlı “Motosiklet, Traktör ve Servis Uygulaması” gerçekleştirildi. Uygulama, 9.501 ekip ve 27.564 personelin katılımıyla 7.304 noktada eş zamanlı yapıldı. Uygulama sonucunda; toplam 175.468 araç, motosiklet, traktör ve servis aracı kontrol edildi. 92 çalıntı ve aranma kaydı bulunan araç ile motosiklet yakalandı. 1.358 araç, motosiklet, traktör ve servis aracı trafikten men edilirken 12.184 araç, motosiklet, traktör ve servis aracına idari para cezası uygulandı. 829 şahsa adli ve idari işlem yapıldı, 314 aranma kaydı bulunan şahıs yakalandı, 16 şahıs gözaltına alındı. Ayrıca 2 adet tabanca, 1 adet kuru sıkı tabanca, 3 adet mermi/fişek, 1 gr eroin, 7,92 gr esrar, 1 adet diğer uyuşturucu madde, 9.200 adet makaron, 4 gr metamfetamin uyuşturucu maddesi ele geçirildi. Türk Polis Teşkilatı olarak ülke başta asayiş, terör ve narkotik olayları olmak üzere suç işleyen şahıs ve şahıslar ile mücadelemizi ve aranan şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalarımızı tavizsiz bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan evlat nöbetindeki ailelere seslendi: Sizlere ne kadar teşekkür etsem az

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır annelerinin başlattığı oturma eyleminin 1000. gününde, canlı bağlantıyla Diyarbakır'daki ailelere hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: Diyarbakır'daki yüreği yanık anaların her birine şahsım, eşim, milletim adına teşekkür ediyorum. Evlatlarını veya yakınlarını terör örgütünden kurtaran anneleri tebrik ediyorum. Hala bu mücadeleyi yürüten annelerimizin de bir an önce evlatlarına ve yakınlarına kavuşmalarını diliyorum. Sizler terör örgütüne ve onun güdümündeki partiye Diyarbakır'dan çok önemli bir mesaj verdiniz. Bu ülkenin cesur anneleri olarak onlara boyun eğmeyeceğinizi gösterdiniz. Evlatlarınıza ve yakınlarınıza kavuşmak için verdiğiniz eşsiz mücadeleyi en başından beri takdirle takip ediyoruz. Mücadelenizin her aşamasında İçişleri Bakanımızla ve diğer arkadaşlarımızla birlikte yanınızda yer aldık. Bundan tam 1000 gün önce Hatice Akar kardeşimizle başlayan mücadeleniz, eşine ender rastlanır bir evlat sevgisi ve azim destanı olarak tarihe altın harflerle yazıldı. Terör örgütü artık evlatlarımıza kolayca kanca atamıyor. Örgütün güdümündeki parti de bu alçak plana pervasızca aracılık yapamıyor. Şahsım, ülkem ve milletim adına sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır.

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın “İkamet izni alan yabancıların kimliğinde ‘dul’ yazıyorsa ‘dul maaşı’ alıyor” yalanı

Daha önce Suriyelilerin devletten maaş aldığı iddiasını defalarca gündeme getiren ancak her defasında resmi belgelerle yalanlanmasına rağmen aynı yalanda ısrar eden Ümit Özdağ yine bildiğiniz gibi… Yalan olduğunu bile bile “Suriyeliler Devletten Maaş Alıyor” iddiasını belirli zaman aralıklarında (özellikle Türkiye’nin sınır ötesi operasyona başladığı dönemlerde) tekrarlaması artık alışagelmiş bir durum haline geldi. Özdağ’ın defalarca gerçek olmadığı ispat edilen “Suriyeliler devletten maaş alıyor” iddiaları gibi bu iddia da yalan! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kasasından Suriyeliler ve diğer geçiçi koruma altında bulunanlar için hiçbir ödeme yapılmamaktadır. Yapılan yardımlar Avrupa Birliği tarafından yapılmaktadır. YARDIMLAR AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİNDEN  Türk Kızılay, Aile, ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (ASHB) ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) ile ortaklaşa yürütülen SUY Programı, Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Ofisi (ECHO) tarafından fonlanmaktadır. SURİYELİLERE YAPILAN AB YARDIMLARI Sadece belli şartları sağlayan geçici koruma ve uluslararası koruma statüsüne sahip kişilerin aldığı bir aylık vardır. Bu aylığın adı Sosyal Uyum Yardımıdır (SUY). Sosyal Uyum Yardımının finansmanı Avrupa Birliği’dir. AB’nin vermeyi taahhüt ettiği 3+3 milyar avroluk mali destek programından karşılanan sosyal uyum yardımı aşağıdaki şartları sağlayan kişilere verilmektedir. Sosyal Uyum Yardımı Alabilme Şartları | Muhtaçlık ve Demografik Kriterler * 99 ile başlayan yabancı kimlik numarasına sahip olmak * Tek başına olan, kimsesi olmayan 18-59 yaş arası kadınlar, * Tek başına olan, kimsesi olmayan 60 yaş ve üzeri yaşlılar * 18 yaşın altında en az bir çocuğu olan yalnız anne veya yalnız babalar * Engel düzeyi %40 ya da üzerinde bir ya da daha fazla engelli bireyi olan aileler (engel durumu, yetkili devlet hastanesinden alınacak engelli raporu ile belgelenmelidir). * 4’ten fazla çocuğu olan aileler. * Çok sayıda bakmakla yükümlü olunan bireyi (çocuk, yaşlı, engelli) olan aileler (bu kriter ailedeki sağlıklı yetişkin (18-59 yaş arası) birey başına 1.5 ya da daha yüksek oranda bakmakla yükümlü olunan birey düşmesiyle belirlenir) TÜRKİYE KASASINDAN TEK KURUŞ ÇIKMIYOR AB tarafından fonlanan en yüksek bütçeli insani yardım operasyonu olan Sosyal Uyum Yardımı programının finansörü ECHO – AB Sivil Koruma ve İnsani Yardım Genel Müdürlüğüdür. Bu para Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarından KARŞILANMAMAKTADIR. Kişi başı verilen aylık 155 liranın yanında bu yardımın uygulanmasında oluşan tüm maliyetler de proje kapsamında AB’nın gönderdiği paradan karşılanmaktadır. Uygulama uluslararası koruma veya geçici koruma altındaki yabancıların tespiti, kayıt işlemleri, banka hesaplarının açılması, kart basımı, kartların dağıtımı, paraların hesaplara aktarılması, hesap kullanımı hakkında teknik destek ve aile incelemesi gibi birçok konuyu içermektedir. Uygulayıcı ortaklar Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), Türk Kızılayı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıdır.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Kimse kürtçe şarkı söylüyor diye engelleniyor değil. Kimse dilinden dolayı ötekileştirilemez.”

Bakan Soylu konser iptallerineyle alakalı yaptığı açıklamada, “Kimse kürtçe şarkı söylüyor diye engelleniyor değil. Kimse dilinden dolayı ötekileştirilemez. Bu konuları, Halk nezdinde itibarını kaybedenlerin, terör örgütü siyasilerinin, kendilerine ait yeni bir zemin bulma arayışı olarak değerlendiriyorum. Buradan ekmek çıkmaz. Çünkü, Tayyip Erdoğan Türkiye’de bu zihniyeti dönüştürdü.” dedi. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1530815317072551937?s=21&t=3wlN1mF8_NuREtW2A1ccGA

1 2 ... 1544 1545 1546 1547 1548 1549 1550 ... 2612 2613