28 Mart Perşembe 2024
2 yıl önce

BAE, Türkiye ile ticaret hacmini iki veya üç katına çıkarmayı hedefliyor

Zuyudi, Bloomberg TV'ye verdiği röportajda, Türkiye'yi lojistik hizmetler ve tedarik zincirleri aracılığıyla BAE'ye yeni pazarlar açacak bir ülke olarak gördüklerini ifade etti. Ülkesinin Türkiye ile ticaret hacmini iki veya üç katına çıkarmayı hedeflediğini söyleyen Zuyudi, BAE'nin Türkiye'nin sanayi sektöründeki büyük yatırımlarından, kalifiye işgücünden ve özellikle Afrika kıtasıyla lojistik ağından yararlanmayı beklediğini kaydetti. Bakan Zuyudi, BAE hükümetinin İsrail ve Hindistan ile ticaret anlaşmalarını sonuçlandırma aşamasında olduğuna işaret ederek, söz konusu ülkelerden biriyle yapılacak anlaşmanın iki ay içinde açıklanmasının beklendiğini aktardı. Abu Dabi yönetiminin Türkiye ile ticaret hacmini artırma çabası, iki ülke arasındaki ilişkilerin yakınlaşmasına en bariz kanıt olarak görülüyor. BAE, 2021'de, hızla büyüyen Asya ve Afrika ekonomileriyle ticari ilişkilerini derinleştirmeyi ve 150 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çekmeyi planladıklarını açıklamıştı. BAE Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanan bir rapora göre, Türkiye ile son on yılda toplam petrol dışı ticaret, yaklaşık 329 milyar dirhem (89,6 milyar dolar) oldu. Aynı rapora göre, iki ülke arasındaki petrol dışı ticaret, 2019 yılında 26,8 milyar dirheme (7,3 milyar dolar) kıyasla, 2020 yılında yüzde 21 artarak 32,7 milyar dirheme (8,9 milyar dolar) ulaştı.

2 yıl önce

Mahkeme kararıyla yalancılığı tescillenen İBB Sözcüsü Murat Ongun’un yalancılığı noter tarafından da tescillenmiş

AA’nın Anıtkabir ve Kocatepe Camii’ni birlikte gösteren fotoğrafın ''fotomontaj'' olduğu iddia eden dönemin HaberTürk Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Murat Ongun’un itirazı üzerine fotoğrafın çekimi Noter huzurunda yeniden yapılmıştı ve İBB Sözcüsü Murat Ongun’un yalan konuştuğu tasdiklenmişti. Başkent Öğretmenevinin terasında noter huzurunda gerçekleştirilen fotoğraf çekimine, dönemin AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Bengi, dönemin Genel Müdür yardımcıları Tahsin Aktı ve Ahmet Tek, Ankara 25. Noter yeminli memuru Mustafa Yurttan, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkan Yardımcısı ve söz konusu fotoğraf için bilirkişi tayin edilen Ümit Bektaş, Anadolu Ajansı foto muhabirleri ve kameramanları, Habertürk ekibi ve diğer bazı basın kuruluşlardan gazeteciler katıldı. Tolga Adanalı iddialara neden olan aynı kareyi, yeniden çekti ve noter, bu çekimi tespit tutanağı ile kayda geçirdi. TUTANAK Tutanakta, ''Anıtkabir ve Kocatepe Camii'ni gören pencereden dijital fotoğraf makinesi balkona konularak saat 14.06'da foto muhabiri Sami Tolga Adanalı tarafından STA 0427 kod numaralı fotoğraf çekildi. Halihazır durumu ile bulunduğu yerden Anıtkabir ve Kocatepe Camii aynı kare içerisinde yer aldı. İş bu fotoğraf, çıktısı alınarak, tutanağa aynen eklendi'' ifadelerine yer verildi. Tespit tutanağı dönemin AA Genel Müdürü Bengi, dönemin Genel Müdür Yardımcısı Aktı ve bilirkişi Ümit Bektaş tarafından imzalandı. Habertürk'ten gelen ekip ise tutanağı imzalamadı. Habertürk muhabiri Gülin Yıldırımkaya, imzalamaya yetkili olmadıklarını söyledi. ONGUN: ''AÇI KONUSUNDA AA GENEL MÜDÜRÜ HİLMİ BENGİ VE FOTOMUHABİRİ TOLGA ADANALI KESİNLİKLE HAKLI'' Murat Ongun da, Anıtkabir ile Kocatepe Camii'ni bir arada gösteren ve AA'nın 2007 takviminde kullanılan fotoğrafla ilgili ''Açı konusunda AA Genel Müdürü Hilmi Bengi ve fotomuhabiri Tolga Adanalı kesinlikle haklı'' demişti. Ongun, Habertürk'ün ana haber bülteninde Ankara'da yıllardır ikamet eden insanların bile böyle bir açıdan haberdar olmadığını, AA fotomuhabiri Tolga Adanalı'nın böyle bir açıyı yakaladığını söyledi. Ongun, AA'nın açı konusunda haklılığını ispatladığını belirterek, şunları kaydetti: ''Açı konusunda AA Genel Müdürü Hilmi Bengi ve fotomuhabiri Tolga Adanalı kesinlikle haklı. Tolga Adanalı tüm Ankaralıları şaşırtan bu açıyı yakaladı. Adanalı'yı bir kere değil, iki kere tebrik ediyorum. Çünkü Adanalı daha 13 ay önce Ankara'ya gelmiş bir fotomuhabiri. Yıllardır Ankara'da olan fotomuhabiri arkadaşlarımız maalesef bugüne kadar bu açıyı yakalayamadılar. Bugün noter, AA ve Habertürk ekipleri saat 14.00'da buluştular ve bu açının olduğunu herkese gösterdiler. Ankaralılar da şaşırdı. Tolga Adanalı'yı da Hilmi Bengi'yi de tebrik ediyorum.''

2 yıl önce

Diyarbakır Anneleri: Oturma eylemine bir aile daha katıldı

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 864'üncü gününde sürüyor. Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden, 17 yaşında dağa götürülen oğlu Enes için gelen anne Çiğdem Adak da oturma eylemine dahil oldu. Anne Adak, gazetecilere, oğlunun tekstil sektöründe çalışırken dağa götürüldüğünü belirterek, evladına kavuşmak istediğini söyledi. Çocukların ve gençlerin kandırıldığını dile getiren Adak, "Çocuğumu HDP'den istiyorum." dedi. Adak, oğluna seslenerek, "Oğlum korkma her zaman devlet yanımızda. Bir yolunu bul, kaç gel. Çocuklarımızı kandırmasınlar, ellerini çocuklarımızın üzerinden çeksinler. Çocuğumu geri istiyorum." diye konuştu.

2 yıl önce

KİPTAŞ kura çekiminde hile iddiası!

İBB şirketi KİPTAŞ'ın, Tuzla Aydınlıkevler Mahallesi'nde inşa ettiği konutlar için, CHP’li Başkan Ekrem İmamoğlu'nun da katılımıyla noter huzurunda düzenlenen kurada istenilen sayının çıkmaması üzerine tekrar kura çekimi yapıldığı görüldü.

2 yıl önce

Kremlin Sözcüsü: ABD'nin Vladimir Putin'e yaptırım kararı bağların kopmasına neden olabilir

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) senatosundaki Demokratlar, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali durumunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve tüm hükümet üyelerinin yanı sıra Rus finans kuruluşlarına da yaptırım uygulanması konusunda yasa tasarısı hazırladı. ABD senatosunun hazırladığı yasa tasarısı ile ilgili Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, "Böyle bir tasarının uygulanması durumunda ABD ile ilişkilerin tamamıyla kopabileceğini söyleyerek "Rusya devlet başkanına yaptırım uygulaması diplomatik ilişkilerde bir kopuşla karşılaşılabilecek çirkin bir öneridir" açıklamasını yaptı. Peskov ayrıca önerilen yasa tasarısına da karşılık verileceğini ve bu durumun diplomatik ilişkileri kesme boyutuna ulaşabileceğini belirtti. "CENEVRE VE BRÜKSEL'DEKİ TOPLANTILARDA ANLAŞMAZLIKLAR KAYDEDİLDİ" ABD ile yapılan güvenlik garantileri toplantısı ve Brüksel'de gerçekleşen Rusya - NATO Konseyi toplantısına dair yorumlarda bulunan Peskov, bu toplantılarla ilgili umutsuz ifadeler kullanarak, "Müzakereler, özellikle ortaya konan temel sorulara somut cevaplar almak için başlatıldı. Bu temel sorularda anlaşmazlıklar kaydedildi. Bu başarısız iki tur ancak eksi olarak sayılabilir" dedi. Görüşmelerde artı sayılabilecek unsurların da kaydedildiğini belirten Peskov, "Bazı olumlu nüanslar, artı sayılabilecek olumlu unsurlar vardı. Ancak bunlar istişarelerin ana hedefi değildi" şeklinde konuştu. Müzakerelerin sürdürülmesi yönünde Rus siyasi iradesinin her zaman yapıcı bir tavır sergilerken ABD'nin ise müzakere etmekten daima kaçındığına değinen Peskov, "Rusya'da müzakereleri sürdürmek için hiçbir zaman siyasi irade eksikliği olmadı. Tam tersine, muhataplarımızın bu müzakereleri yürütme konusundaki isteksizliği ile defalarca karşılaştık" diyerek ABD'yi suçladı.

2 yıl önce

İBB'de haksız yere işten çıkartıldığını kaydeden 15 Temmuz Gazisi Cengiz Özdemir: “Beni neden işten çıkarıyorsunuz, gazi olmam sebebiyle mi?”

Haksız yere CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İşten Atılanlar Platformu adına açıklama yapan Rasim Yağar, “Bildiğiniz üzere “Her şey çok güzel olacak” vaadiyle iş başına gelen Sayın Ekrem İmamoğlu, Seçim öncesi İstanbul halkına verdiği namus ve şeref sözünü unutmuş olmalı ki ülkemizi ve dünyayı kasıp kavuran, gerek pandemi, gerekse ekonomik sıkıntıların yaşandığı şu günlerde, binlerce insanımızı haksız ve hukuksuz şekilde işten çıkarmıştır.' şeklinde konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde haksız yere işten çıkartıldığını kaydeden 15 Temmuz Gazisi Cengiz Özdemir, “ Ben kendilerine söyledim. Beni neden işten çıkarıyorsunuz? Gazi olmam sebebiyle mi. Bunu söyleyemeyiz. İnsan Kaynakları müdürü kadın bu haksızlığa dayanamayarak istifa etti. Benim suçum neydi. Benim 5 yılda hiçbir saygısızlığım yok ama yine de işime son verildi. Benim tek suçum demek ki gazi olmaktı. Gazi olduğum için kapı önüne kondum.' dedi.

2 yıl önce

DEVA Partili Mustafa Günaydı FETÖ’den gözaltına alındı

GÖZALTI KARARI VERİLDİ Edinilen bilgiye göre, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yeniden yapılanması için faaliyetlerde bulunan şahıslara yönelik, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Kastamonu İl Başkanı Mustafa Günaydı hakkında gözaltı kararı verildi. Jandarma ekipleri tarafından Günaydı’nın Taşköprü ilçesinde bulunan evine operasyon düzenlendi. Evde yapılan aramada İl Başkanı Günaydı’na ait olduğu düşünülen çok sayıda doküman, dijital materyal ele geçirildi. YURT DIŞINA KAÇMAK İSTERKEN YAKALANDI Öte yandan, DEVA Partisi Kastamonu İl Başkanı Mustafa Günaydı ise, yurt dışına kaçmak istediği sırada Antalya’da jandarma ekiplerince düzenlenen operasyonla yakalandı. Günaydı’nın jandarma ekiplerince Kastamonu’ya getirildiği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Geri itme hadiselerine ve göçmenlere yönelik uluslararası hukuku ayaklar altına alan uygulamalara son verilmesi şarttır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: Pazartesi sabahı hayatını kaybeden AP Başkanı Sassoli'nin vefatı nedeniyle sizlere de baş sağlığı diliyorum. Geçen sene güvenlik algısının değiştiği bir döneme şahitlik ettik. Geleneksel tehditlerin yanı sıra salgın hastalıklar, terör gibi asimetrik meydan okumaya maruz kaldık. Son asrın en büyük sağlık krizi diye nitelenen bu salgında paylaşma geri plana itilirken birçok ülke içe kapanmayı tercih etti. Aşıya adil erişimde yaşanan adaletsizlikler de günden güne artarak devam ediyor. ATTIĞIMIZ TÜM ADIMLARA AB TARAFINDAN BEKLEDİĞİMİZ KARŞILIĞI GÖREMEDİK Salgına bağlı ortaya çıkan olumsuz iklimden AB de etkilenmiştir. Birliğin geleceğine dair Brexit süreci ile alevlenen tartışmalar salgınla birlikte yeni bir boyuta taşındı. Ortak göç politikası oluşturulması, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı başta olmak üzere pek çok sorun karşısında AB kayda değer adım atamadı. Diyalog ve diplomasiden yana çaba gösterdik. İklim, güvenlik, göç alanlarında toplantılar gerçekleştirdik. Attığımız tüm adımlara AB tarafından beklediğimiz karşılığı göremedik. Bize karşı oyalama taktikleri uygulandı. Esas hesaplanması gereken birliğin iradesinin bir kaç devlet tarafından esir alınmış olmasıdır. İletişim ve ulaşım imkanlarının genişlediği dönemde insan hareketliliği de artmaktadır. Avrupa ve Türkiye'nin çevresinde yaşanan krizler çözülmedikçe göç baskısının durmasını beklemek gerçekçi değildir. Türkiye olarak politikalarımızı bu hakikatler ışığında geliştiriyoruz. Türkiye'nin terörden arındırdığı bölgelerde bugün 4 milyonun üzerinde Suriyeli hayatlarını idame ettiriyor.  TÜRKİYE'NİN ÇABALARI OLMASAYDI SURİYE VE AVRUPA ÇOK FARKLI BİR MANZARA İLE KARŞI KARŞIYA KALACAKTI Türkiye buradaki varlığı ile yeni göç dalgalarının da önüne geçmektedir. Şayet Türkiye'nin çabaları olmasaydı Suriye ve Avrupa çok farklı bir manzara ile karşı karşıya kalacaktı, göç krizi daha fazla derinleşecekti. Türkiye göç krizi ile mücadelesinde AB'den anlamlı bir destek alamadı. AB, Suriyelilere yasal göç yollarını açan programı hayata geçiremedi. Avrupa'nın katkı vermediği iskan ve altyapı projelerini milletimizin desteği ile kendimiz hayata geçirdik. Göç konusunda AB'den beklentimiz sadece adil yük ve sorumluluk paylaşımından ibarettir. Geri itme hadiselerine uygulamalara da son verilmesi şarttır. Ege'de müessif olaylarla ilgili Avrupa'dan daha vicdanlı sesler yükselmesini bekliyoruz. 18 Mart mutabakatı göç alanında işbirliği yanında Türkiye - AB ilişkilerinde 5 alanda daha somut ilerlemeler sağlamayı hedefliyor. Vize serbestisi Turizm ve ticaret yanında Türkiye'nin tam üyeliği yönündeki ön yargıları kırmaya da katkı sağlayacaktır. Sürecin siyasi saiklerle engellenmesi tüm taraflara zarar veriyor. AB'nin 2022 yılında stratejik miyopluktan kurtularak Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde daha cesur davranmasını bekliyoruz.  Bazı üyelerin Türkiye ile pronlemlerini birlik koridorlarında çözme çabasından vazgeçmesi gerekiyor. YUNANİSTAN'LA GERİLİMİN DÜŞMESİ İÇİN BÜYÜK ÇABA GÖSTERDİK Geçen sene Yunanistan'la gerilimin düşmesi için büyük çaba gösterdik. İki komşu ülke olarak doğrudan ve yapıcı diyalogla aramızdaki meseleleri halledeceğimize inanıyorum. Türkiye'nin Kıbrıs meselesindeki duruşu nettir. Rumlar, kendilerini adanın tek sahibi olarak gören zihniyetten bir türlü kurtulamadı. Kıbrıs meselesinin çözümü için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile çaba harcamaya devam ediyoruz. AB açısından samimi bir muhasebe yapma vakti gelmiştir. AB çözüme katkı yapmak istiyorsa 2004'te verdiği taahhütleri yerine getirmeli. Diğer türlüsü yeni bir oyalama, enerji israfından  başka anlam ifade etmeyecektir. TÜRKİYE, AB TAM ÜYELİK HEDEFİNE BAĞLIDIR Yarım asırdan fazla süredir AB'ye üyelik için çaba harcıyoruz. 20 yıllık zaman diliminde Avrupa'da sayısız liderle konuştum. Tam üyelik yolunda attığımız adımların nasıl engellendiğini bizzat gördüm. Coğrafi, tarihi, beşeri olarak Avrupa kıtasının bir parçası olan Türkiye, AB tam üyelik hedefine bağlıdır. AB bizim için stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Yapılması gereken asıl husus, AB'nin Türkiye'nin üyelik sürecine dair adil davranmasıdır. Bosna Hersek'teki siyasi krizin çözümü noktasında yoğun çaba gösteriyoruz.  Azerbaycan'ın topraklarını işgalden azat etmesiyle Kafkasya'da yeni bir döneme girdik. Ermenistan'la normalleşme sürecini başlattık. Ermenistan'ın Azerbaycan'la olumlu ilişki kurması önem taşıyor. AB, Suriye meselesine sadece göç perspektifinden yaklaşmak yerine siyasi sürecin ivme kazanması somut adım atmalıdır. Libya'da seçimler kalıcı istikrara katkı sağlayacak şekilde yapılmalıdır.  İŞBİRLİĞİ VE DİYALOG ÇAĞRISI Türkiye 2022 yılında da girişimci ve insani dış politikasıyla daha adil bir dünya hedefi yönünde gayretlerini sürdürecektir. Müzakere eden aday ülke olarak AB ile işbirliğimizi ve diyalogumuzu güçlendirmeye hazırız. Önyargılar veya korkular yerine uzun vadeli stratejik bir bakış açısıyla hareket edilmesi ortak menfaatimizedir. Sizlerden Türkiye - AB münasebetinde yeni bir sayfa açılmasına destek olunmasını bekliyorum.  

1 2 ... 1855 1856 1857 1858 1859 1860 1861 ... 2610 2611