24 Nisan Çarşamba 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Gülhane Camisi'nin açılış töreninde konuştu: Muhteşem bir mescid

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Camii açılış törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten muhteşem bir mescidin açılışını yapıyoruz. Burada emeği geçenleri şahsım ve milletim adına özellikle tebrik ediyorum. Buranın yapımında Ziraat Katılım’ın ciddi bir yatırımı oldu. Bundan dolayı da Ziraat Katılım’a çok çok teşekkür ediyorum. Hakikaten burada Gülhane Hastanesinin içinde böyle bir mabedin olması ve Sağlık Bilimleri Üniversitemizin tamamıyla manevi boyutunu inşallah güçlendiren bir eser olması bakımından çok önemli. Rabbimiz ne buyuruyor? ‘Kim beni için dünyada bir mescit inşa ederse, ben de onlar için cennette bir ev, saray inşa ederim’ diyor. İnşallah bu mescidin yapımında emeği olanları tekrar şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Burada yapılacak ibadetlerin ve öğrencilerimizin gerek kız gerek erkek, onlar için de hazırlanmış olan çalışma mekanlarının gayet güzel olduğunu gördüm. Bundan dolayı da işin mimari boyutuna özen gösterdiklerinden dolayı mimarından mühendisine, işçisine ve yüklenici firmaya da teşekkür ediyoruz. Sağ olsunlar var olsunlar. Tekrardan Gülhane Askeri Tıp Akademisi içerisindeki bu eserin Ankaralılara hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadelerini kullandı. 2 binin üzerinde kişi aynı anda ibadet edebilecek Temeli 2018 yılının Aralık ayında atılan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Camii, 4 bin metrekare üzerinde bin metrekare olarak tasarlandı. Selçuklu mimarisinin ön plana çıktığı cami, kubbesiz, düz çatı, tek minareli ve tek şerefeli olarak tasarlandı. Cami bünyesinde, aynı anda 100 kişinin kullanabileceği bir kütüphane, 120 kişilik etüt salonu, kapalı otopark, gasilhane ve imam odası bulunuyor. Kapalı alanında aynı anda 2 bin 100 kişinin ibadet edeceği caminin iç ve dış doğramaları ahşap ve vitray cam şeklinde tasarlandı. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.

2 yıl önce

İBB kameraları ile iftira attığını unuttu! İmamoğlu ve fonlu medyası, ‘balıkçı’ skandalını MOBESE ile kapatma çabasında…

Binlerce İstanbullu’nun kar çilesi yaşadığı akşam, AKOM’da çalışmaları koordine etmek yerine İngiliz büyükelçisi ile balık yemeye giden Ekrem İmamoğlu, kendisini aklamak için ne yapacağını şaşırdı. İBB tarafından fonlandığı iddia edilen medya ve sosyal medya trollerinin desteğiyle büyük bir algı kampanyası başlatan İmamoğlu, savunmasını “mobese kameraları” üzerine kurdu. https://twitter.com/genelgundem/status/1486612309560676354?s=21 KENDİ BALIKÇIDA EŞ BAŞKANI İSVİÇRE’DE TATİLDE İBB ekiplerinin yeterli tuzlamamayı yapmaması, toplu taşımanın yavaşlaması, İBB araçlarının kış lastiği olmadığı için karda kayması gibi pek çok sebep; şehrin önemli noktalarında binlerce vatandaşı sabaha kadar araçlarında beklemek zorunda bırakmıştı. 16 milyon İstanbullunun İstanbul’u yönetme yetkisi verdiği İmamoğlu ise tüm mesaisini Cumhurbaşkanlığı adaylığı çalışmalarına harcadığı için belediyeyi yönetme görevi, sözcüsü Murat Ongun’a kalmıştı. Ancak o akşam İmamoğlu balıkçıda İngiliz büyükelçisi ile yemek yerken, Ongun’un da İsviçre’de kayak tatilinde olduğu ortaya çıkmıştı. https://twitter.com/genelgundem/status/1486665246026739716?s=21 KENDİNİ NASIL AKLAYACAĞINI ŞAŞIRDI Vatandaşların kar küreme aracı beklediği anlarda, kar küreme aracının eskortluğunda balık restoranına giden Ekrem İmamoğlu, olayın ortaya çıkmasının ardından “1 saatlik bir yemek” demiş; ancak 3 saat boyunca balıkçıda olduğu ortaya çıkan kamera görüntüleriyle kanıtlanmıştı. Ekrem İmamoğlu, olayın ardından yaptığı ilk açıklamada MOBESE görüntülerinin paylaşılmasının doğru olmadığını söyledi. İBB KAMERALARI İLE İFTİRA ATTIĞINI ÇABUK UNUTTU İstanbul’un kar felaketi yaşadığı akşam kendisinin ve sözcüsünün ifşa olan skandallarını örtmek isteyen İmamoğlu, dikkatleri fonladığı troller ve gazeteciler üzerinden MOBESE kameralarına çekmek için mücadele ediyor. Ancak aynı İmamoğlu, geçtiğimiz yıl sözcüsü murat Ongun aracılığıyla özür dilemek zorunda kaldığı bir iftirada İBB kameralarını kullanmıştı. İBB Sözcüsü Murat Ongun, Çekmeköy Metro İstasyonunda temizlik yapan bir işçinin, çöpü istasyon merdivenlerine doğru süpürüp daha sonra da fotoğrafını çektiğini gösteren video eşliğinde şu tweeti atmıştı: “Bu zor günlerde bile trollük yapanları kınıyoruz. Kamuda partizanlığın akıl tutulmasına yol açtığının da en açık örneğidir. Metro girişine çöpü bırakıp sonra fotoğraf çeken ilçe belediyesinin bu temizlik görevlisini kamu vicdanına havale ediyoruz.” ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA KALMIŞTI Akşam saatlerinde Ongun konuyla ilgili olarak yeni bir tweet daha atarak Ongun Ahmet Poyraz’dan özür dilemişti. https://twitter.com/genelgundem/status/1486996069498200066?s=21

2 yıl önce

Rusya: Ukrayna ile savaş olmayacak ancak çıkarlarımızın görmezden gelinmesine izin veremeyiz

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan Ukrayna krizine ilişkin yeni açıklama geldi. Lavrov, "Moskova savaş istemiyor" dedi. Lavrov, savaşın olup olmayacağının Rusya'ya bağlı olduğunu belirtti. Rusya'nın Ukrayna ile savaş istemediğini ancak çıkarlarının görmezden gelinmesine de izin vermediğini vurguladı. Rus Bakan, Amerika Birleşik Devletleri ve NATO'nun Moskova'nın güvenlik önerilerine yanıtlarını da değerlendirdi. Bakanlıkların önerileri incelediğini belirtti. ABD'nin önerilerinin NATO'nunkinden daha iyi olduğunu söyledi. Batı'nın güvenlik önerilerilerinden "bir şeyler" olduğunu belirten Lavrov, önerilere nasıl yanıt verileceğine Devlet Başkanı Vladimir Putin'in karar vereceğini yineledi. Rus Bakan Amerikalı mevkidaşı Anthony Blinken ile önümüzdeki haftalarda görüşmeyi beklediğini söyledi.

2 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi’den İmamoğlu’na: İşleri güçleri algı operasyonu. Şimdi de yemeğin fotoğrafı ve kamera görüntülerinin üzerine bir algı oluşturmaya çalışıyorlar

Selvi, “Doğruyu söylemedi. İstanbul felaketi yaşarken, insanlar yollarda mağdur halde kalırken Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda olduğu ortaya çıktı. Ama önce sessiz kalındı. Sonra bir saatlik bir yemek diye geçiştirilmeye çalışıldı. Oysa 2 saat 50 dakika süren bir yemek olduğu ortaya çıktı. Kamuoyuyla ve CHP Genel Merkezi’yle doğrular paylaşılmadı.” dedi. İBB yöneticilerinin işten çok algı ürettiğini vurgulayan Selvi, "İşleri güçleri algı operasyonu. Murat Ongun, tatil cenneti Cenevre’den attığı tweet’le sanki AKOM’da çalışıyor gibi bir hava verip eleştirenleri trollükle suçlamadı mı? Ama hiçbir algı operasyonu gerçekler kadar güçlü değildir. Ama bundan vazgeçmiyorlar. Şimdi de yemeğin fotoğrafı ve kamera görüntülerinin üzerine bir algı oluşturmaya çalışıyorlar" ifadesini kullandı.  Selvi yazısına şöyle devam etti: Ama burada bir odak sapmasına izin vermemek gerekiyor. Sorunun adını doğru koymalı. Önemli olan, İstanbul felaketi yaşarken Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıda İngiliz Büyükelçisi ile saatler süren yemek yemesidir. Bu yemek hakkında ne öncesinde ne de olay ortaya çıktıktan sonra, başta CHP Genel Merkezi olmak üzere kamuoyunu bilgilendirmemesidir. “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.” İstanbullular bu kışı geçirir ama İmamoğlu’nun yediği balığı unutmaz.

2 yıl önce

Arnavutköy’de İETT şoförü yolcuları otoyol kenarında indirdi, vatandaşlar isyan etti

İstanbul'da yaşanan kar yağışı ve soğuk hava koşulları, hayatı olumsuz etkilemiş ve bir çok yere ulaşım adeta imkansız hale gelmişti. Olumsuz hava koşullarının ardından yapılan çalışmalarla birçok noktadan karlar temizlenerek yollar yeniden açılmıştı. Ancak 336G Tekstilkent-Taşoluk seferini yapan İETT otobüsü şoförü, yolların açık olmasına rağmen şehir merkezine girmeyerek yolcuları otoyol kenarında indirdi. Yolcular duruma itiraz etse de, sürücü aldırış etmeyerek şehrin dışındaki Membağ Durağında yolcuları indirerek yoluna devam etti. Otoyol üzerinde indirilen vatandaşlar, yürüyerek şehir merkezine gidip başka araçlarla evlerine gitti. İETT şoförünün bahane ederek girmediği ilçe merkezine ise vatandaşların yürüdüğü sırada başka İETT aracının girdiği görüldü. Yürümek zorunda kalan bir vatandaş ise o anları kameraya kaydetti.

2 yıl önce

20 yıllık suikastın karakutusu yakalandı! "Can Dündar" detayı ortaya çıktı

Tarihçi yazar Necip Hablemitoğlu suikastında 20 yıllık sır perdesi aralanıyor. MİT'in Ukrayna'da yakaladığı katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır Türkiye'ye getirilerek emniyete teslim edildi. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Alman Vakıfları davalarının raporlarını hazırlayınca örgütün hedefi haline gelen tarihçi-yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 2002'de Ankara'da evinin önünde silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Soruşturma dosyası karartıldı, katil zanlılarına ulaşılamadı. Hablemitoğlu'nun ismi 15 Temmuz darbe girişimi davalarında da geçti. FETÖ çatı iddianamesinde örgüt üyesi polisler tarafından suikastın bilinçli olarak karartıldığı tespit edildi. Eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, dosyada yeterli delil, ifade ve HTS kayıtları olduğunu belirterek, "Bu cinayet FETÖ tarafından işlenmiştir" dedi. 17 yıldır karanlıkta kalan dosya yeniden açıldı. Hablemitoğlu'nun ölümünden önceki 6 ay boyunca izlendiği belirlendi. Olay yerindeki baz kayıtlarından, TSK'dan ihraç edilen eski asker Nuri Gökhan Bozkır'a ulaşıldı. Ukrayna'ya kaçtığı belirlenen Bozkır, Interpol'ün kırmızı bülten çıkarması sonrası 10 Temmuz 2019'da Kiev'de gözaltına alındı. 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra ev hapsine çıkarılan Bozkır için adli kontrol uygulandı. Türkiye'nin iadesini istediği Bozkır'ın Ukrayna'ya iltica talebi, 8 Aralık 2020'de reddedildi. 16 Aralık'ta Ukrayna Başsavcılığı, Bozkır'ın Türkiye'ye iadesine karar verdi ancak zanlı temyize gitti. 2 Ağustos'taki temyiz duruşması ise Bozkır'ın hasta olduğu gerekçesiyle ertelendi. 9 duruşmaya katılmayan Bozkır'ın davası 11 Ocak 2022'ye ertelenince MİT harekete geçti. SORGUSU 8 GÜN SÜRECEK MİT, önceki gün Bozkır'ı Ukrayna'da yakalayarak Ankara'ya getirdi. Bozkır, MİT'teki işlemlerinin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi. Bozkır'ın yaklaşık 8 gün sürecek ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi. Necip Hablemitoğlu, FETÖ'nün devlet içindeki yapılanmasını anlattığı Köstebek adlı kitabını yayınlamadan önce katledildi. Hablemitoğlu suikastinin kilit ismi Nuri Gökhan Bozkır'ın adı, üst düzey kamu çalışanlarının yer aldığı 'sauna çetesi' içinde de yer alıyor. Bozkır, Şanlıurfa Akçakale'de 8 Eylül 2015'te yakalanan ve bomba yapımında kullanılan mühimmat yüklü "soğan tır'ları" soruşturmasında hapis cezası alacağını anlaması üzerine Ukrayna'ya kaçmıştı. FETÖ'NÜN AĞZIYLA TÜRKİYE'Yİ SUÇLADI Nuri Gökhan Bozkır, FETÖ'nin MİT TIR'ları kumpasıyla Türkiye'yi uluslararası alanda teröre destek veren ülke gibi gösterme stratejisinin uygulayıcısı oldu. Bozkır, Ukrayna'da bazı haber portallarına verdiği demeçlerde Suriye'ye yapılan yasa dışı silah ticaretinin Türkiye'nin bilgisi dahilinde olduğu yalanını dolaşıma soktu. DÜNDAR İLE İLETİŞİM Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Bozkır, bu strateji doğrultusunda Bayır-Bucak Türkmenlerine yardım götüren MİT TIR'ları kumpasının firari sanıkları arasında yer alan Can Dündar ile de temas kurdu. Dündar'ın, "MİT TIR'ları Davası" ile ilgili Türkiye'nin terörist gruplara silah gönderdiğine dair bilgi/belge temin etmesi için tanıklık yapması karşılığında Bozkır'ı destekleme sözü verdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Dündar, Bozkır'dan hazırlayacağı bir belgeselde kullanmak üzere, Ukrayna'dan temin edildiği ve Türkiye tarafından Libya'ya gönderildiği iddia edilen mühimmatların belgelerini istedi. MAFYA KORUMAYA ALDI Hablemitoğlu cinayeti nedeniyle hakkında kırmızı bülten çıkarılan Bozkır, Ukrayna'ya iltica talebinde bulundu. Ancak bu talebi kabul edilmeyince Türkiye'ye iade edileceği korkusuyla uluslararası suç gruplarıyla ilişkilerini kullanarak Romanya'da mafyanın korumasına girdi. Dündar'ın, Bozkır'a Romanya'da da ulaştığı tespit edildi. Dündar'ın Sınır Tanımayan Gazeteciler'den Marcus Bensmann ve Detsche Welle'den bir grup gazeteciyle birlikte Zoom üzerinden görüşmeyi gerçekleştirdiği belirlendi. Dündar'ın, Türkiye tarafından terörist gruplara gönderilen sözde silah/mühimmata ilişkin ticari bilgi/belgeler ve görsel dokümanları istedi. 'YAŞADIKLARIMIZI BİLEMEZSİNİZ' Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu, Twitter'dan "Biz canımızdan olup, hayal bile edemeyeceğiniz zor bir 20 yılı tamamladık. Süreci, yaşadıklarımızı bilemezsiniz" dedi. Ailenin avukatı Ersan Barkın ise "Bu gelişmenin yıllar sonra suikastın aydınlatılmasına katkı sağlamasını umut ederiz" diye konuştu.

2 yıl önce

Fırat Tanış kimdir? Ekrem İmamoğlu’nun eleştirmesiyle başlayan linç yağmuru… Sezen Aksu, Bilgin Gökberk, Cüneyt Özdemir detayları

Bugüne kadar, Sezen Aksu'nun ilk insan ve insanlığın ilk Peygamberi Hazreti Adem (a.s) ile Hazreti Havva validemize yönelik hakaretini savunarak destekleyen Cumhuriyet gazetesinin yazarı Bilgin Gökberk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çarpıtılan sözlerini köşesine taşırken, "Ekrem İmamoğlu'nun 'tiyatro' benzetmesine anında tepki verip artistlik yapan oyuncu tayfası, Sezen Aksu'nun 'dilinin kopartılması' konusunda arazi oldu. Bu boş beleş modelleri iyi tanıyoruz." ifadelerini kullandı. https://twitter.com/firattanis/status/1486619137770201089?s=21 Gökberk'in yazısına tepki gösteren Fırat Tanış, "Altılı bültenine çevirdiniz canım gazeteyi. Bu akılla mı her şey çok güzel olacak? Bu üslupla, bu seviyeyle mi 'ötekilerin' hakkını hukukunu korumaya talipsiniz?" diye sordu. https://twitter.com/firattanis/status/1486714779423035395?s=21 Günlerdir, "Sanatçı özgür olmalı" yaygarası kopararak Sezen Aksu'nun bir Peygambere yönelik çirkin sözlerini savunanlar, eleştiri kendilerine gelince, Fırat Tanış'ı hakaret yağmuruna tuttu. https://twitter.com/cuneytozdemir/status/1486764583771590656?s=21 Tanış'ın sözlerine Twitter hesabından cevap veren Cüneyt Özdemir de Fırat Tanış'ı "trol" olmakla suçladı.

2 yıl önce

Yunus Emre Yılı ödül töreni... Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Türkçenin önemine vurgu: 'Milli mücadeledir'

Türkçe'nin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde; Bugün bizi bir araya getiren, ömrü boyunca yüreğinden süzülüp gelen sözlerinden başka silahı olmayan Yunus Emre'nin asırları aşıp gelen kahramanlığıdır. Üstat Necip Fazıl "Bir milletin edebiyatı yoksa o millet de yok demektir." Meşhur bir Fransız ise milleti şöyle tanılıyor: Edebiyatı olan toplumdur. Terör sadece insanların canına, malına, özgürlüğüne kastetmekle olmaz, milletlerin varlığının ve devamının teminatı olan dilini, edebiyatını, kültürünü bozmak da bir çeşit terördür. Türkiye maalesef her iki teröre birden maruz kalmıştır. Dilini yaşatamayan bir milletin önünde sonunda benliğini oluşturan değerleri birer birer kaybetmesi kaçınılmazdır. Türkçemizi yaşatmadan milletimizin geleceğine güvenle bakamayız. Medya dilimizin korunmasının ve doğru şekilde yeni nesillere aktarılmasının da ana mecrasıdır. Medyada doğru Türkçe kullanımıyla ilgili hassasiyeti çok yerinde görüyorum. Hz. Adem ile Hz. Havva validemizden beri insanoğlu yeryüzüne dağılmış, zamanla farklı kavimler, farklı diller, farklı kültürler ortaya çıkmıştır. Bugün dünyada konuşulan 3 binden fazla dil olduğu biliniyor. Bize düşen görev bunların tamamını bir ağacın yaprağı olarak görüp insanlığın ortak hazinesi telakki etmektir. "TÜRKÇENİN HER BİR KELİMESİ BİZİM İÇİN PAHA BİÇİLMEZ BİR MÜCEVHERDİR" Elbette her lisan kendi içinde estetikle örülmüş bir şiirdir adeta. Hiç şüphesiz kendi dilimiz, Türkçemiz başka güzeldir. Türkçenin her bir kelimesi bizim için paha biçilmez bir mücevherdir. Medarıiftiharımız Türkçemizle insanlığa armağan ettiğimiz her bir eser mukaddes sayarız. Bugün Adriyatik'ten Çin Seddi'ne uzanan geniş bir coğrafyada en çok kullanılan dil Türkçedir. Anadolu'da yeniden inşa edilen Türkçe, Yunus'un şiirleriyle hayat bulmuş, kökleşmiş, aşk ve mana dili olarak yeni bir kimlik kazanmıştır. Yunus'un aşk odunda pişirdiği her bir şiir çağları ve kıtaları aşarak bütün insanlığa mâl olan mısralara dönüşmüştür.  Malazgirt Zaferi'nin ardından Anadolu'yu fikren ve fiziken bayındır hale getirmek, temelinde adalet olan bir nizama kavuşturmak için çok çetin mücadeleler verdik. Fethettiğimiz bu topraklar kısa zamanda bambaşka bir çehreye büründü. Anadolu'ya taşınan medeniyetimiz Osmanlı ile olgunluk çağına erişti. Milletimiz Kur'an'ın temel kavramlarını, fiillerini, tabirlerini hayranlık uyandıracak bir marifetle Türkçeye taşıdı. Türkçe bu sayede kazandığı ifade kudretiyle tarihinin en parlak çağlarını yaşadı. Maalesef Arapça ve Farsça tamlamaların bolca kullanılmasıyla yazı dilimiz ile konuşma dilimiz arasında fark oluştu. Geçtiğimiz asrın başına geldiğimizde yazı diliyle konuşma arasındaki fark büyük ölçüde kapatılmıştı. Türkiye 1930'lu yıllara geldiğinde bu defa sözde dilde sadeleştirme faaliyetleri tefrit derecesinde neticelerin doğmasına neden oldu. "VERİLEN EMEKLER YOK EDİLMEK İSTENDİ" Asırlar boyunca dilimizin musiki kudreti kazanması kelimelerimizin birer nağme alması için verilen emekler yok edilmek istendi. Hayali kurulan şey aslında ecdadın bütün izlerini silmekti. Aleni, bariz, aşikar, ayan, sarih, üryan, berrak kelimeleri yerine günümüzde sadece "açık" kelimesini kullanmaya mahkûm olmamız başka nasıl izah edilebilir? Hele sosyal medya mecralarında kullanılan dil Türkçemiz için tam bir felaket habercisidir. Bugün milletimizin henüz bir asır önce yazılan Mehmet Akif şiirlerini, Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'sini anlayamaması dilimize yapılan suikastın büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Lisanımızı tehdit eden bir diğer unsur ise tabelalarda, yazışmalarda yabancı kelime kullanma hastalığıdır. Türkçe'mizi korumak, geliştirmek ve zenginleştirmek için verdiğimiz mücadele, esasında bir milli mücadeledir, bir beka meselesidir. Türkçemizi kısırlaştırma çabaları aynı zamanda onu Avrupai dillerin istilasına da müsait hale getirmiştir. Çağdaşlıklarını ve ilericiliklerini ortaya koydukları fikirlerle, eserlerle, ürünlerle değil de kullandıkları yabancı kavramlarla göstermeye çalışanları acı bir gülümsemeyle takip ediyoruz. İnşallah diğer mücadelelerimiz gibi dilimizi koruma gayretini de başarıyla neticelendireceğiz. Bu konuda takip edeceğimiz yol Yunus Emre'nin yoludur.

1 2 ... 1856 1857 1858 1859 1860 1861 1862 ... 2647 2648