25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

Bakan Soylu'dan '3600 ek gösterge' açıklaması: Düğüm 2022'de çözülecek

Bakan Soylu, Ankara'nın Çankaya ilçesindeki otelde düzenlenen 'Türkiye Polis Emeklileri Sosyal Yardım Derneği 26'ncı İstişare Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Soylu, Türkiye'de ele geçirilen uyuşturucu miktarının özellikle belli başlıklarda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tamamının 2 katı olduğunu belirterek, "Geçen yıl 86 ton esrar yakalamıştık, bu yıl 51 ton yakaladık. Geçen yılın tamamında 13 ton eroin yakalamıştık, bu yıl daha 15 Kasım itibarıyla sayı 18 tonu geçmiştir. Bu yıl da kendi ülkemizin rekorunu kıracağız, yaklaşık 21,5 ton içerisinde bitebileceğini düşünebiliyoruz. Captagon geçen yılın tamamında 2,7 milyon adet yakalanmıştı, bu yıl 5,2 milyon adede ulaştık. Bu ülkede 2016 yılında uyuşturucu suçlarında tutuklama sayısı 7 bin 461 kişiydi, bu yıl 21 bin 801'dir" dedi. 'WHATSAPP KULLANMIYORUZ' Göçle mücadeleye de değinen Bakan Soylu, 40 yılda kurulan AB'nin 10 yıllık göç meselesinden sarsılmaya başladığını kaydedip, "Almanya'da bir sel afeti yaşandı, neredeyse 3 ay devlet vatandaşın yanına gidemedi. Bozkurt'ta 20 günde yolları açtık, 5 metre rüsubatla kaplı ilçede 1 ayda çarşı, pazarı işler hale getirdik. Bütün bunları anlatmamın sebebi şudur; birileri bize çok farklı bir Türkiye tablosu göstermeye, daha doğrusu Türkiye'yi bir yangın yeri gibi göstermeye çalışıyor ama işin aslı öyle değil. Birileri bugün polisi yeni keşfetmeye çalışıyor, muhtarı yeni keşfetmeye çalışıyor. İnterpol Genel Kurulu Türkiye'de yapıldı. Orada herkes Türk Polis Teşkilatı ile gurur duydu. 169 ülke geldi, onların birçoğu ile görüştüm. Interpol'un kendisi dahil olmak üzere gelen tüm misafirlerimiz Türk Polis Teşkilatı'nın ortaya koymuş olduğu misafirperverliği, gıpta ve takdirle takip ediyor. Interpol'un İcra Kurulu üyeliğine Avrupa Delegasyonu'ndan girmiş olduk. Polis teşkilatı olarak WhatsApp kullanmıyoruz. Başka türlü bir yazılım da kullanmıyoruz. Bizim evlatlarımızın, bizim polis mühendislerimizin yazdığı WhatsApp'tan daha kaliteli; kaynak kodlarını kendilerinin yazdığı, çok yüksek güvenlikli bir iletişim kanalından haberleşiyoruz. Siber suçlar, yine gurur duymamız gereken bir anlayış. Bütün ülkeler, siber suçlarla mücadelede çok iyi olduğumuzu söylüyor ve eğitim almak istiyor. Her şeyi becerebilen kritik kabiliyetlerini ortaya koyabilen bir polis teşkilatı var" diye konuştu. '2023'ÜN İLK EMARELERİNİ ŞİMDİDEN GÖRMEYE BAŞLADIK' Bakan Soylu, Türkiye'de 2017 yılında 941 kişinin uyuşturucu kaynaklı hayatını kaybettiğini anımsatarak, "Bugün bu sayı, 2020 yılı sonu itibarıyla 314'e düştü. Suçluların üzerine gidiyoruz. Türkiye'yi terörden tamamen arındırmaya çalışıyoruz. Ne yaşadığımızı biliyoruz. Bu büyük yolculuğun nereye gittiğini de biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 2014'te bir vesileyle ifade ettiği bir sözü var, diyor ki '2023'e giden yol, elbette bir gülistan olmayacaktır'. Bu sürecin ciddi zorlukları ve sıkıntıları olacaktır. Bu yaşananlar tesadüf değildir. Türkiye'nin geleceğe yürüyüşünü kıskananlar, mani olmaya çalışanlar elbette ki olacaktır. Güçlü bir Türkiye, herkesin işine geliyor değildir. Faiz lobilerinden umudunu terör devletine bağlayanlara, PKK'nın yatırımcılarından içimizdeki batıya tapan zihniyetlere kadar pek çok haset noktası, bugün bu yürüyüşe mani olmak istemektedir ancak 20 yıldır Allah'ın izniyle bu yolda ilerliyoruz ve bir hedefimiz var. 2023'ün ilk emarelerini şimdiden görmeye başladık. Doğu ve Güneydoğu'nun gündemi PKK değildir, turizmdir. Doğu ve Güneydoğu'da insanların gece yarılarına kadar iş yerlerini açık tutmaları, parklarda caddelerde gezmeleri, 2023 Türkiye'sinin provalarıdır" dedi. 'POLİS TEŞKİLATINA İFTİRA ATMAK AYIPTIR' Soylu, ana muhalefet partisi liderinin 'Polis, Ankara'daki bir vakfın toplantısını bastırdı' diyerek iftirada bulunduğu kaydederek, "'Polis bunu yaptı' diye iftira atmak; ana muhalefet partisi başkanına yakışır mı, ana muhalefet partisi başkanı çıktığı programda suçluyu över, İçişleri Bakanı'na iftira atar mı? İktidar olmak başka bir şey, siyaset yapmak başka bir şeydir. Türk polisini, her zaman kendilerine rakip olarak görürler ama 2023 yaklaştıkça polis onlar için kıymetli olmaya başlar. Büyük başarılara imza atan bir teşkilata iftira atmak ayıptır, günahtır, yazıktır. Dertlendiğim için söylüyorum. Vallahi bu kadar basit değil billahi bu kadar basit değil. Ben bunu kabul etmiyorum, tek başına kalsam da kabul etmiyorum" dedi. 'EMEKLİ OLDUKTAN SONRA DA YALNIZ BIRAKMAYIZ' Bakan Soylu, polisin 3600 ek gösterge beklentisiyle ilgili de "3600 meselesi, Türk Polis Teşkilatı'nın anasının ak sütü gibi helaldir, bu kadar basit. Emeklilik maaşıyla çalıştığı maaş arasındaki fark ve standart açık olduğu için ve bunun hakkaniyetli bir çizgiye gelmesi için böyle bir talebi ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanı'mız da memleketimizin ölçüleri çerçevesinde bunun yapılacağını söyledi. Bundan birkaç ay önce de kabinede Sayın Hazine ve Maliye Bakanı'mız ile Çalışma Bakanı'mıza talimat verdi. İnşallah 2022'de bu düğüm çözülecektir. Polisimizi emekli olduktan sonra da yalnız bırakamayız" diye konuştu.

2 yıl önce

Kasım ayı ihracatında rekor!

Ticaret Bakanı Mehmet Muş yaptığı açıklamada, "İhracatımız kasımda, geçtiğimiz yılın kasım ayına göre yüzde 33,4’lük artışla 21,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu değer, en yüksek aylık ihracatımız" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Azerbaycan ile Türkiye arasındaki Nahçıvan Koridoru çok sayıda ürünün daha ucuz maliyetlerle ihracat ve ithalatının önünü açacak

Ermenistan ile Azerbaycan arasında geçtiğimiz yıl yaşanan ve 44 gün süren savaşın ardından Azerbaycan işgal altındaki topraklarını geri alırken, yıllar sonra gelen zafer Türkiye ile Azerbaycan arasında ticaret yolunun da kapısını araladı. Azerbaycan, Ermenistan ile imzaladığı anlaşma kapsamında Türkiye sınırında yer alan ve ülkenin geri kalanıyla bağlantısı bulunmayan tek toprağı olan Nahçıvan ile de bir kara koridoru kurulması sözünü aldı. Bölgenin hem çehresini hem de kaderini değiştirecek kara ve demir yolu anlaşmalarına yönelik son açıklama Ermenistan Başbakanı Paşinyan'dan geldi. Paşinyan, anlaşmanın Ermenistan ve Türkiye ilişkilerini normalleştirmek adına büyük bir adım atılacağını ifade etti. Paşinyan, "Bu, Azerbaycan toprakları üzerinden Rusya ile kara yolu ve demir yolu bağlantısı, İran ile demir yolu bağlantısı sağlayacağımız anlamına geliyor. Azerbaycan da Nahçıvan ile bizim topraklarımız üzerinden demir yolu ve kara yolu bağlantısı sağlayacak." diye konuştu. Türkiye ile Azerbaycan arasında ticari köprü olacak Nahçivan koridoru iş dünyasını da heyecanlandırmış durumda. MÜSİAD Konya Şube Başkanı Mehmet Hilmi Kağnıcı, Türkiye'nin Azerbaycan ile ticaretine ilişkin, "Nahçıvan koridoru açılması durumunda hem Azerbaycan'a hem Azerbaycan üzerinden diğer Kafkas ülkelerine, Türk Cumhuriyetlerine ulaşımımız kolaylaşacak. Bu da çok daha rahat ticaret yapabilmemizi sağlayacaktır." dedi. Azerbaycan'ın Türkiye için çok ciddi potansiyeli olduğuna vurgu yapan Kağnıcı, ''Azerbaycan ile şu anda ticaretimizin ya da ihracatımızın düşük rakamlarda kalmasının en büyük sebebi aramızda direk geçebileceğimiz bir kara yolu hattının olmaması. Eğer Nahçıvan koridoru açılması durumunda hem Azerbaycan'a hem Azerbaycan üzerinden diğer Kafkas ülkelerine, Türk Cumhuriyetlerine ulaşımımız kolaylaşacak. Bu koridor çok daha rahat ve avantajlı ticaret yapabilmemizi sağlayacaktır. Bu kapı açılırsa amacımız buradan Kafkaslara da inmektir. Orada çok daha büyük bir pazar var. Oradan alacaklarımız, oraya satacaklarımız var. Gıda ve tarım ürünlerinde o bölgede çok cazip ürünler var. Bu ilişkilerin artması hem aldığımız ürünlerin daha uygun şartlarda ulaşılabilir olmasını sağlayacak, hem de ürettiğimiz ürünleri daha iyi sunabileceğimiz pazarlar oluşacaktır." dedi. Dağlık Karabağ'ın işgalden kurtulması ile masaya gelen anlaşmada Nahçıvan koridorunun yer almasını değerlendiren uzmanlar ise bu hat ile Azerbaycan'ın uluslararası taşımacılık ve lojistik sistemindeki konumunun daha da güçleneceğinin altını çiziyor. Azerbaycan'ın diğer bölgeleri ile Nahçıvan arasındaki doğrudan ulaşım bağlantılarının yalnızca hava yoluyla mümkün olduğunu, ve söz konusu ulaşım koridorunun açılmasıyla, bu pahalı ulaşım aracına alternatif olan, daha ucuz ve daha fazla ihracat-ithalat hacimleri getirebilecek karayolu ve demiryolu hatlarının yapılmasının mümkün olacağını vurgulayan uzmanlar, böylelikle Nahçıvan'ın bölgesel ulaşım sisteminin ana damarı haline geleceğini vurguluyor. Kuzey-Güney ulaşım koridoruna ve planlanan Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryoluna entegre edilmesiyle hattın uluslararası kargonun Avrupa'ya taşınmasında da önemli bir rol oynaması bekleniyor. Nahçıvan-Tiflis-Kars demiryolu, gelecekte Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun uzunluğuna göre nakliye maliyetlerini ve süresini de 1,7 kat azaltacak. Nahçıvan üzerinden Türkiye'ye arabayla 343 km'lik kısa mesafe nedeniyle, iki ülke arasındaki ikili turist hareketine bağlı olarak ülkeye giriş yapan turist sayısının da artacağı öngörülüyor. Bu koridorun bir diğer avantajı da Türkiye ve Azerbaycan'ın karadan bağlaması olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, Azerbaycan'dan Türkiye'ye yük taşımacılığının kolaylaşacağını ve hali hazırda geliştirilmekte olan Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolu hattına katılarak uluslararası kargoların Avrupa'ya taşınmasının mümkün olacağını ifade ediyor. Bu adım ile Azerbaycan'dan ihraç edilen ürünlerin nakliye maliyetlerinin düşeceği ve Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars şehirlerini kapsayan Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesi de dahil olmak üzere tüm Türkiye ile ticari ilişkilerin daha da genişleyeceğine işaret ediliyor. Öte yandan oluşturulacak koridor Rusya'nın Türkiye'ye erişimini de kolaylaştıracak. Rusya ile Türkiye arasındaki yıllık ticaret cirosu 25 milyar doların üzerine çıkarken, bu denli büyük bir ticaret hacmi göz önünde bulundurulduğunda daha uygun bir yolunun bulunması Rusya'nın da işine gelecek. Azerbaycan'ın Ermenistan ile yaptığı anlaşma Türkiye için de ucuz gazın yolunu açacak. Azerbaycan'ın Nahçıvan'a kuracağı karayolu koridoru Türkiye'ye uzanacak yeni bir enerji hattını da gündeme getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov arasında “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nde Doğal Gaz Tedarikine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı. Hattın kurulması halinde Türkiye'nin Azerbaycan'dan ucuza gaz almasının da önü açılacak. Azerbaycan ve Nahçıvan arasındaki koridor Tahran'ı ise endişelendiriyor. Türk ülkeleri arasındaki ticarette kavşak olan İran koridorun açılması ile bu özelliğini yitirebilir. İran günümüzde Türkiye'den Orta Asya'ya giden karayolu ticaretinde kilit öneme sahip. İran Yol ve Ulaştırma Bakanlığı'nın 2020 verilerine göre, bu yıl koronavirüsün ticaret üzerindeki etkisine rağmen her ay 12 bin civarında Türk kamyonu İran-Türkiye sınırını geçiyor ve bunların önemli bir kısmı Türki cumhuriyetleri ile Afganistan'a gidiyor. Bu ticaret İran için çok kârlı. Türkiye'den girip Türkmenistan sınırından çıkan bir kamyon, 1.800 kilometrelik bu yol için İran'a yaklaşık 700-800 dolar geçiş ücreti ödüyor. Ermenistan'da açılacak koridor bu trafiği önemli ölçüde azaltabilir.

2 yıl önce

Merkez Bankası'ndan kritik toplantı: Başkan Kavcıoğlu yatırımcılarla görüşüyor

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yerli ve yabancı yatırımcılarla toplantı yapıyor. Merkez Bankası dün yaptığı açıklamada, "Sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir" ifadelerini kullanmıştı. MERKEZ BANKASI'NDAN DÖVİZ KURUNA MÜDAHALE Merkez Bankasından yapılan açıklamada, “Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir” ifadeleri kullanıldı. Merkez Bankası en son Ocak 2014 tarihinde 3,2 milyar dolarlık doğrudan satım müdahalesinde bulunmuştu.

2 yıl önce

Muş'ta evlat nöbetindeki aile sayısı 21’e ulaştı

Çocuklarına kavuşma ümidiyle Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme destek veren 21 aile, her hafta çarşamba günü yaptıkları eylemi bu hafta da sürdürdü. HDP il binası önünde bir araya gelen aileler, "Yavrumu verin bana", "Anneler direniyor", "Artık yeter, yakamızdan düşün", "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" ve "Evlatlarımızı vereceksiniz" yazılı pankartlar açtı. Çocuklarının fotoğraflarını ellerinden düşürmeyen anne ve babalar, HDP aleyhine slogan attı, tepkilerini dile getirdi. Kızı için eyleme yeni katılan Ali Uyğaç, gazetecilere, yıllardır haber alamadığı kızı için geceleri uyuyamadığını söyledi. Gözyaşlarına hakim olamayan ve kızına teslim olması çağrısında bulunan Uyğaç, şöyle konuştu: "Kızım için ağlıyorum. Ciğerim yanıyor. Kızım beni duyuyorsan gel, devlete teslim ol. Türk bayrağı altında yaşıyoruz. Oranın faydası yok, dön buraya gel. Devlet bizim babamızdır, toprağımızdır, bizim bayrağımızdır. Niye gelip teslim olmuyorsunuz? Kızımı 10 yaşındayken kandırıp götürdüler. Allah götürenin belasını versin. Yaylada çobanlık yaptığımda eşim sabah erken saatte beni aradı, kızımın odasında olmadığını söyledi. Tam 7 yıl oldu kızım hala kayıp. Hiçbir haber alamadım. Kızımın bir fotoğrafı bile yok. Niye kızımı kaçırıp ocağımı söndürdünüz? 10 yaşında bir çocuğu kaçırmaktan utanmıyor musunuz?" "7 yıldır oğlumdan haber alamıyorum" Anne Ayten Koçhan ise eyleme yeni katılan aileyle birlikte sayılarının 21'e yükseldiğini belirtti. Kar, kış demeden eylemlerine devam edeceklerini dile getiren Koçhan, "Gelin teslim olun yavrum. Gelin devletimize teslim olun. Siz gelene kadar biz buradayız, bir yere ayrılmayacağız. 7 yıldır oğlumdan haber alamıyorum. Ersin, beni görüyorsan gel teslim ol." dedi. Anne Naciye Sönmez Yıldız da oğlunun 15 yaşındayken kandırılarak kaçırıldığını ifade ederek, "Biliyorum oğlumu HDP götürdü. Oğlumu istiyorum, onlara bırakmayacağım. Dağda kimin çocuğu varsa gelip devletine teslim olsun. Türkiye'nin evlatlarının orada ne işi var. Çocuklar orada taşta, karda, çamurda sürünüyorlar. Yiyecek bir şey bile bulamıyorlar." diye konuştu.

2 yıl önce

Rezaletin belgeleri ortaya çıktı! CIA çalışanları küçük çocukları böyle istismar etmiş

Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası (FOIA) davaları aracılığıyla yüzlerce dahili CIA raporunu elde eden BuzzFeed News, bazı raporlara yansıyan rezaletlerden birini kamuoyuyla paylaştı. 2004'ten 2019'a kadar uzanan belgeler ve bunlara erişim elde etmek yaklaşık on yıl sürdü. Belgelerde en az 10 CIA çalışanının çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına karıştığı, belge ve kanıtlara rağmen yalnızca birinin suçla itham edildiği tespit edildi. CIA REZALETİ GİZLEDİ Belgelere göre, 10 CIA görevlisinden biri "iki yaşında kimliği belirsiz bir kız çocuğunu istismar etti" ve altı yaşındaki bir çocuğu da istismar ettiğini itiraf etti. Çalışan ajanstan kovuldu, ancak hiçbir zaman suçlanmadı. İkinci bir çalışanın, kurbanların anneleri tarafından kaydedilen çocukların videolarını satın aldığı iddia edildi. Bu olay istifasına yol açtı, ancak yine herhangi bir şekilde suçlama yapılmadı. Bir diğer, aslında gizli görevdeki bir çocuğu istismar etmeye çalışırken yakalandı. Yine hiçbir suçlamada bulunulmadı. BuzzFeed'e göre, çocuklara yönelik cinsel suçlardan fiilen suçlanan tek CIA çalışanı da gizli materyalleri yanlış kullanmaktan soruşturma altındaydı. İsmi açıklanmayan eski bir yetkili BuzzFeed'e, CIA'nın olaylarla dahili olarak ilgilenmeyi tercih ettiğini çünkü bir suçla suçlanan çalışanların "kaynakları ve yöntemleri açıklamaya zorlanabileceğini" söyledi. İLK BELGELER DEĞİL Bu, CIA'de çocuklara yönelik cinsel suç sorununun ve teşkilatın bununla dışarıdan ilgilenme konusundaki isteksizliğini gösteren belgelerin ilk yayınlanışı değil. 2015 yılında Vice News, CIA'in personeli tarafından işlendiği iddia edilen çocuk istismarı ve çocuk pornografisi suçları hakkında bilgi sahibi olduğunu gösteren FOIA talepleri aracılığıyla da belgeler elde etti.

2 yıl önce

Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt yatırım için Türkiye'yi seçti

Son 18 yılda Körfez ülkelerinin Türkiye'ye yatırımı 11,4 milyar doları bulurken, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı İffet Polat "Bu yatırımlar daha da artacak. Önümüzdeki dönemde de Körfez ülkelerinden ciddi yatırım ve ortaklıklar geleceğini düşünüyorum" dedi. Sanayiden finansa, enerjiden ulaşıma, madencilikten perakendeye kadar pek çok alanda yabancı yatırımcı çeken Türkiye, Körfez ülkeleri tarafından da tercih edilen ülkelerin başında geliyor. Bu kapsamda, Körfez ülkelerinin Türkiye'de sanayi, finans, medya, taşımacılık, imalat, enerji, inşaat ve gıda sektörüne kadar geniş bir alanda yatırımları bulunuyor. Son 18 yılda Körfez ülkelerinin Türkiye'ye yatırımı 11,4 milyar dolara ulaştı. Bu ülkeler arasında Türkiye'ye en fazla yatırımı 4,3 milyar dolarla Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) yaptı. BAE'nin 11 milyar dolarlık daha doğrudan yatırımı ile bu rakam 15,3 milyar dolara yükselecek. Körfez ülkeleri arasında Katar 2,7 milyar dolar yatırım yaparken, 15 milyar dolar daha yatırım yapacağı açıklamıştı. Suudi Arabistan'ın 2 milyar dolar yatırımı, Kuveyt'in ise Türkiye'de 1,9 milyar dolarla doğrudan yatırımları bulunuyor. BAE, Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın ardından bir diğer Körfez ülkesi Bahreyn'in de Türkiye'ye yatırım için gelmesi bekleniyor. POLAT: YATIRIMLAR ARTACAK Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Körfez ülkelerinin yatırımlarındaki ilk adresi Türkiye olurken, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı İffet Polat "Türkiye'ye gelen yatırımlar, hukuki ve demokratik altyapının ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor. Demokrasi ve hukuki altyapının sağlam olmasından dolayı Türkiye'yi tercih ediyorlar. Hatırlarsanız 11 Eylül döneminde ABD bankalarındaki Arapların 1 trilyon dolara yakın parası verilmedi. Daha sonra birçok Arap ülkesi Türkiye gibi demokrasisi sağlam ve güvenilir ülkelere yöneldi. Bu yatırımlar daha da artacaktır. Önümüzdeki dönemde de Körfez ülkelerinden ciddi yatırım ve ortaklıklar geleceğini düşünüyorum" dedi. YATIRIM İÇİN CAZİP BİR ÜLKEYİZ Türkiye'de ciddi bir pazar derinliği oluştuğuna işaret eden Polat "Kuveyt'e, Katar'a göre Türkiye'nin nüfusu çok yüksek. Dolayısıyla yapılan yatırımın karşılığı alınıyor. Öte yandan, yatırım yapmak için Türkiye'nin lojistik ağı çok güçlü. Deniz taşımacılığı, hava taşımacılığı ve kara taşımacılığımız çok geliştik. Türkiye'de ayrıca güçlü bir insan gücü, eğitimli ve kalifiye insan sayısına sahip. İnsanlar yatırımlarının geri dönüşünü alabilmesi için bu parametreleri kontrol ediyorlar ve Türkiye'nin her yönden yatırım yapılabilecek bir ülke olduğu görüyorlar. Bu güzellikler, Türkiye'yi cazip hâle getiriyor" diye konuştu.

2 yıl önce

CHP'den ihraç edilen Sevigen'den çok konuşulacak ''Kılıçdaroğlu'' açıklaması: Bir yerden talimat geldi

FETÖ, Türk siyasetini dizayn etme hedefleri doğrultusunda CHP Genel Başkanını değiştirmek için 2010 yılında düğmeye bastı. Dönemin CHP lideri Deniz Baykal'ı yıllarca usulsüz bir şekilde dinleyen örgüt, son olarak 6 Mayıs 2010'ta bazı internet siteleri üzerinden Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntüleri yayınladı. Böylece CHP'de yıllar sürecek değişimin temelleri atılmış oldu. Baykal, 10 Mayıs 2010 tarihinde istifa ederken, göreve Kılıçdaroğlu seçildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdiği için CHP'den ihraç edilen Mehmet Sevigen, TVNET'te katıldığı programda soruları cevaplandırdı. "KILIÇDAROĞLU'NA BİR YERDEN TALİMAT GELDİ" Mehmet Sevigen, kaset kumpası sürecinde yaşananlara ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı. ABD'nin siyasetine karşı olan dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, "Kılıçdaroğlu aday olacak" söylentilerini ciddiye almadığını ifade eden Sevigen, "Kılıçdaroğlu ilk önce, 'aday olmayacağım' dedi. Kumpasın ardından Deniz Bey yeniden adaylığını açıklayacaktı. Baykal eleştirildiği için görevden çekilerek, geçici olarak Cevdet Selvi'yi koydu. Baykal'ın yeniden başkan olmasını konuşuyorduk. Sonra Kemal Bey, adı geçince 'aday olmayacağım' dedi. Cenazemiz vardı, yakınımız vefat etmişti. Nereden talimat geldiyse; Kemal Bey, cenaze sonrası adaylığını açıkladı. Bir gün önce aday olmayacak denilen ortamda adaylığını açıkladı. Bir yerden bir talimat geldi belli ki. Bir gecede bir şey oldu. Arkadaşlarımız diğer tarafa gidince Baykal da aday olmadı." diye konuştu. "SÜREÇ LİBYA OPERASYONU AÇIKLAMALARINI ELEŞTİRMEMLE BAŞLADI" CHP'den neden ihraç edildiğine ilişkin konuşan Sevigen, "Libya konusunda bir konuşma yaptım. Tayyip Erdoğan, AK Parti düşmanlığı parti içinde büyüyünce, bizim Ecevit döneminde yaptığımız anlaşmayı görmezden geldiler. Bülent Ecevit başbakan, Deniz Baykal maliye bakanıyken Kaddafi'ye göndermiş. Bunları anlatarak 'yanlış yaptınız' dedim. 'Ecevit'in imzası var yanlış bu' dedim. Parti politikalarını eleştirdiğim için önce İstanbul il örgütünden disipline sevk edildim" diye konuştu. "CHP İSTANBUL İL BAŞKANI NASIL BUNU SÖYLER" Ermenilere soykırım yapıldığını öne süren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Yunanistan ile yaşanan gerilimde Türkiye'yi işgalci olarak nitelendiren Ünal Çeviköz gibi isimlere de tepki gösteren Sevigen, "Canan Hanım, Ermeni soykırımına ilişkin ciddi bir açıklama yaptı. Türkiye'yi soykırım yapmakla suçladı. Biz profesörleri getirerek konferanslar yaptırdık bu konuda. Bayraktarlığını yaptık. Atatürk diyemiyorlardı, 'Mustafa Kemal'in askerlerine' karşı geliyordu. Biz bunları eleştiriyoruz. Dünya başımızda, ambargo için çaba sarf ediyorlar. Böyle bir ortamda İstanbul İl Başkanı bunu nasıl söyler?" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin geçmişte yaptığı yanlışlar nedeniyle helalleşme yolculuğuna çıkacağını açıklamasının da partiden ihracını hızlandırdığını ifade eden Sevigen, "Kemal Bey, helallik isterken, biz kimden istiyoruz? CHP Genel Başkanı böyle bir konuda Atatürk, İsmet Paşa, Ecevit dönemini nasıl hedef alır. CHP'nin başta olduğu hiçbir dönem yoktu saydığı 12 maddede. Kendi döneminizden helalleşin, biz acı çekmedik mi? Helalleşme karşılıklı olur." dedi. "CHP DALLAS GİBİ BİR PARTİ OLDU" Yaşananlardan sonra son olarak kendisine bir yazı geldiğini ve disipline sevk edildiğini söyleyen Sevigen, "Genel başkanı neden eleştiriyorsun diye beni uyardılar. Atatürk'e kefere diyen Mehmet Bekaroğlu partide görev yapıyor. Cihangir İslam törenle karşılanıyor. 'Anıtkabir'e nasıl masraf ediyorsunuz' diye adamı baş köşeye koyduk. PKK'ya terör örgütü diyemeyenler, FETÖ liderine evliya diyenler partide duruyor, biz atılıyoruz. CHP'nin ne olduğu belli değil Dallas gibi bir parti olduk. Kimin eli kimin cebinde belli değil.'Bunları engellemeniz gerek' dedim. Bunu söyledim, ihraç edildim" diye konuştu. "PARTİYİ 14. KATTAN YÖNETİYOR" Sevigen, Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz'ın "CHP'de 14'üncü kat var. Hiç çıkamadık, biz göstermelik makam işgal ediyorduk" açıklamasını değerlendirdi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmasının ardından 157 MYK üyesinin değiştiğine dikkat çeken Sevigen, "Kemal Bey 12 yılda 10 tane seçime girdi. Atatürk'ten daha fazla süredir görev yapacak neredeyse. 14 yıldır genel başkan. Hep başarısız. Geliyor ve MYK değişiyor. Seçilmiş insanları alıp kapı önüne koyuyor, dışarıdan gelen ve nereden geldiği belli olmayan insanlarla partiyi yönetiyor. 14. katta yönetiyor partiyi." dedi. SEÇİMLE GELEN İNSANLARI DIŞARI ATIYOR" "Ünal Çeviköz kurultayda çizgi yemesine rağmen genel başkan yardımcısı oldu. Tuncay Özkan da kurultayda çizgi yedi onu da genel başkan yardımcısı yaptı." ifadesini kullanan Sevigen, "Seçimle gelen insanları dışarı atıyor ve dışarıdan gelen ekiple yönetiyor. İki üç tane danışmanı var FETÖ olayından dolayı hapiste yatıyor. Fatih Gürsu mesela. Onu Elazığ'dan milletvekili adayı bile gösterdi. O kadar çile çeken CHP'li var..." diye konuştu. "BUNLARIN HESABI SORULMAYACAK MI?" Sevigen, sözlerini şöyle sürdürdü: Kemal Bey'in daha önce getirdiği bir milletvekili şu an ABD'de. Aykan Erdemir... Bunların hesabı sorulmayacak mı? Bunları eleştirince partiden ihraç edilmemiz mi gerekiyor? 4.76'ydı oy oranı başladığımızda Kemal Bey o zaman sıcak yatağında yatıyordu. Diğer arkadaşlar da öyle. Abdullatif Şener'i aday koydu... O kadar iyi il başkanları ilçe başkanları var. Ellerimizle ittik, getirdik onu koyduk milletvekili yaptık. Biz CHP'yi bunun için mi kurduk?

1 2 ... 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 ... 2647 2648