25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

Bayraktar TB2'ye ilgi artıyor

Baykar Teknoloji Lideri ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı TEKNOFEST kapsamında Tuz Gölü'nde düzenlenen Roket Yarışları'nı izlemek için geldiği Aksaray'da, ülke gençlerini bilim ve teknolojiye teşvik etmekten duydukları memnuniyeti dile getirdi. "Bu gibi yarışmalar bir anlamda mucitlerin çıkmasına ön ayak oluyor" diyen Bayraktar, otomotiv sektörünün ve bu sektörde büyük devrim sayılan elektrikli ve akıllı otomobillerin de böyle yarışmalardan doğduğunu söyledi. Otomotiv sanayisinin doğuşuna bakıldığında Paris'te düzenlenen bir teknoloji yarışmasının göze çarptığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: "O dönemde motor teknolojisi üzerine bir yarışma yapılmış. 'Peki yakın dönemde akıllı arabalara geçişte ne etkili oldu?' diye soracak olursanız, benim de araştırma görevlisi olarak yurt dışında eğitim gördüğüm dönemde, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir yarışma düzenlendi; Otonom Akıllı Araçlar Yarışması ve bu dönüşümün temelinde de o yarışma yatıyor. Bugün en büyük devrimlerden biri olarak bu arabalar yavaş yavaş hayatımıza girmeye başladılar. Bu gibi yarışmaların böyle bir anlamda kıvılcım çakıp, tutuşturup, dönüşümü tetiklediğini, yeni alanlar açtığını görüyoruz." Bayraktar, TEKNOFEST'in bu anlamda önemli ve dev bir organizasyon olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Biz burada bir anlamda geleceğin trendlerine bugünden hazırlanan öğrencileri bir taraftan yarıştırıp, tüm toplumun önünde bunu bir festival olarak kutlayıp, bu milli teknoloji hamlesinin paradigma dönüşümünü gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Nedir o paradigma dönüşümü? 20 sene önce insansız hava araçları için 'Hiç uğraşmayın, dışarıdan alın. Dışarısı yürümüş gitmiş. Siz sadece onlarla aramızdaki bağı kurarsınız' diyen anlayıştan bugün 'biz insansız hava aracı yaptık mı, dünyanın en iyisini yaparız. Bir kere yaptık mı en gelişmişini yaparız, bu yaptığımız şey de dünyanın en iyisi olur' anlayışına evrildiğini görüyoruz. İşte tam da hedeflediğimiz bu. Diğer tüm sivil alanlarda da biz bırakın dışarıdan almayı 'Kendimiz gayret gösterirsek yaparız. Yapınca da en iyisini yaparız' anlayışını yerleştirmeyi hedefliyoruz." "Bayraktar TB3 ve insansız savaş uçağı projemizi hızla geliştirmeye devam ediyoruz" Baykar'ın geliştirdiği insansız hava araçlarına ilişkin bilgi veren Bayraktar, şöyle konuştu: "İnsansız hava araçlarımıza tüm dünyadan büyük bir ilgi var. Özellikle İdlib ve Azerbaycan Karabağ harekatlarından sonra bu ilgi çok arttı. Aslında Bayraktar TB2 insansız hava aracımız İdlib harekatına (Bahar Kalkanı Harekatı), Zeytin Dalı Harekatı'na, Fırat Kalkanı Harekatı'na ve son olarak da Azerbaycan'daki harekata katıldığından dünyadan yoğun bir ilgi var hatta Bayraktar TB2 için 'zaman zaman talepleri yetiştirmekte zorlanıyoruz' diyebilirim. Baykar bu sayede gelirlerinin yüzde 70'inden fazlasını ihracattan elde ediyor. Şu ana kadar imzalanmış 10'dan fazla sözleşme var. Bunların bir kısmının ihracatı da gerçekleşti. Diğer taraftan Akıncı'ya da çalışıyoruz. Akıncı'nın ilk teslimatını gerçekleştirdik.Ona da yoğun bir ilgi var. Henüz o taleplere yanıt vermedik çünkü hava araçlarımızı teslim etmeyi ve kalifiye etmeyi bekledik. Şu anda Bayraktar TB2 alan her yerden, ihracat sözleşmesini imzaladığımız her yerden, artı başka ülkelerden de ilgi olduğunu görüyoruz. Akıncı daha gelişmiş bir sistem çünkü çok daha stratejik görevleri yapabiliyor. Biz de bir yandan Bayraktar TB3 ve insansız savaş uçağı projemizi hızla geliştirmeye devam ediyoruz." Selçuk Bayraktar, ülkenin savunma sanayisinde adından söz ettirmeye devam edeceğine inandığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Teknolojinin tarihine baktığımızda, savunma sanayisi hep lokomotif olmuş. Kullandığımız bütün büyük teknolojilerin kökünün savunma sanayisinde olduğunu görüyoruz. Bilgisayar teknolojisi, küresel konumlama sistemi, bütün dünyayı dönüştüren değiştiren internet teknolojisi böyle ilk defa savunma sanayisi maksadıyla ortaya çıkmış teknolojiler. Kullandığımız cep telefonları, mobil cihazların hepsinin altyapısı savunma sanayisinin ihtiyaçlarıyla doğmuş. Ülkemiz o 'erken doğum' dönemini yaşıyor. Bundan sonra bu sivil alanlara yayılarak, savunma sanayisindeki başardığı bu dönüşümü sivil alanlara da yaymayı başarırsa, dünyada çok daha geniş bir yelpazede ülkemizden büyük teknoloji girişimlerinin çıktığını göreceğiz. SİHA'lardaki bu başarıyı, diğer sivil alanlarda, çok farklı alanlarda görmeye başlayacağımızı düşünüyorum."

2 yıl önce

AKINCI TİHA TSK'ya teslim edildi! Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarından' dedi

Savunma sanayinde çok önemli bir adım daha atıldı. AKINCI TİHA, bugün Tekirdağ'da düzenlenen törenle TSK'ya teslim edildi. Törende açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, savunma sanayisindeki yerlilik oranının yüzde 20'lerden yüzde 80'lere çıkmasının Cumhuriyet tarihindeki en önemli başarılardan biri olduğunu ifade etti. Erdoğan AKINCI ile birlikte Türkiye'nin, bu alanda dünyadaki en iyi 3 ülkeden biri olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkanlar şu şekilde: *Aziz milletim, değerli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bugün burada bağımsızlığımızın yeni temsilcisi AKINCI'nın vesilesiyle bulunuyoruz. *Ağustos bizim için zaferler ayıdır. Türkiye'nin son 10 yıldır başarı hikayesinin en başında savunma sanayi vardır. Çok değil bundan 10 yıl önce bize bu aracı parasıyla bile satmayan, 'Bugün git yarın gel' diyenler vardı. *Bu başarının arkasında 'Yapamayız, becemeyiz' diyenlere inat 'En iyisini biz yaparız' diyenler var. Bugün AKINCI'yla birlikte Türkiye'de dünyanın en iyi 3 ülkesinden biri olmuştur. *Bu başarının arkasında Bayraktar ailesini şahsım ailem ve milletim adına yürekten tebrik ediyorum. Son yüzyılda 2 büyük savaş yaşayan dünyamız çetin çatışmalarla karşı karşıya kaldı. Göç, salgın, açlık, kıtlık gibi felaketler dünyanın gündem maddesi olmayı sürdürüyor. "GELİŞTİRDİĞİMİZ TEKNOLOJİYİ İNSANLIĞIN HİZMETİNE SUNUYORUZ" *Dünyanın dört bir yanında zulümler yaşanıyorsa hangimiz sırtımızı mazlumlara dönerek yaşamaya devam edebiliriz? Elbette bu sorunlar çözümsüz değildir. Dünyada olup bitenlere baktığımızda kimi ülkelerin teknolojilerini sınırları değiştirmek için kullandığını görüyoruz. Türkiye olarak geliştirdiğimiz her bir teknolojiyi insanlığın hizmetine sunuyoruz. *Türk askerinin adım attığı her toprak huzur buluyor. Terör örgütlerinin işe yaramadığı durumlarla gizli ambargolarla netice almaya yöneldiler. Dünyada örneklerini sıkça görmeye başladığımız, geçmişte milletçe de yaşadığımız deneyimler Türkiye'nin gücünü artırması gerektiğini söylüyor. Değerli kardeşlerim bizim başka vatanımız yok. Bizim gidecek başka bir yerimiz de yok. Onun için vatanımıza milletimize sıkı sıkı sahip çıkacağız. Eğer bölgemizde huzur ve istikrar sağlanacaksa bunun Türkiye'siz gerçekleşmesi düşünülemez. "BUGÜN BİRÇOK ÜLKE İHA'LARIMIZI KONUŞUYOR" *Değerli misafirler yüzde 20'lerde yerliliğe sahip savunma sanayimizin yüzde 80 yerliliğe sahip olmasını sağlamak Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarındandır. Türkiye pek çok savunma sanayi yanında İHA teknolojilerinde kendini ispatlamış bir ülkedir. Bugün birçok ülke İHA'larımızı konuşuyor. Binlerce TIR silah ve mühimmat yardımı yapılan terör örgütlerinin Türk SİHA'ları karşısında nasıl çaresiz duruma düştükleri araştırılıyor. *Bölgemizde bir taşı bile yerinden oynatmak isteyen, bir tasarrufta bulunmak isteyen önce Türkiye'ye bakacak. Bizim için bu tablo bir böbürlenme bir küçümseme sebebi değildir. Medeniyetimiz ve tarihimiz bizim gücü böyle kullanmamızı söylüyor. Bugün savunma sanayimizin ürettiği tüm SİHA'lar dünyada rağbet görüyor. Polonya'nın da içinde olduğu 10'dan fazla ülkeyle anlaşma imzaladık. Elbette bunlar her parayı basanın alabileceği ürünler değildir. Bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz. * Şimdi de AKINCI'yı güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuyoruz. Detaylar zaten paylaşıldı. Tüm kritik sistemleri yerli-milli olarak hazırlandı. AKINCI'nın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu teknolojiyle ilk 3'e girmemiz yeter mi yetmez? Şimdi hedefimiz kendi inşa ettiğimiz kısa pistli uçak gemilerimize inip kalkabilen sihalar geliştirmektir. *Bu hedefler yalnız bir adım ötemizde. Diyorla ya Z kuşağı, işte burda z kuşağı... Sağda solda aramaya gerek yok. Hiç merak etmeyin sizi hiç yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Ne diyorduk oku, araştır, öğren... Sizlere güveniyorum. Tayyip Erdoğan olarak arkadaşınız olacağımı bir kez daha ifade ediyorum. Büyük başarılar için bireysel gayretlerin ötesinde takım oyunu gereklidir... İnşallah u üretimi yapacak fabrika Gerede'de faaliyete geçiyor. "ÇOK DAHA BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATACAĞIZ" *Bütün bu yatırımlar sayesinde savunma sanayimiz gelişmeye devam edecektir. Savunma sanayide çok daha büyük başarılara imza atacağız. Bugün İHA liginde türkiyeye basamak yükselten TİHAyı teslim ediyoruz. Bu önemli yükü omuzlayacak her bir kardeşime başarı diliyorum. Unutmayın sizin geçirdiğiniz her uykusuz gece milletimizin huzur içinde geçirdiği gece demektir. Önümüzdeki genç arkadaş Selçuk, kendisini arardım aldığım cevap: Akıncı için fabrikada çalışıyorum... Gece 12. 'Durmak yok yola devam' diyordu. AKINCI TİHA'nın öncü olup bizi gururlandırmasını Rabbim'den niyaz ediyorum.

2 yıl önce

Haluk Bayraktar'dan BirGün'e sert tepki: Her yıl aynı yalan, aynı iftira

BirGün gazetesi TÜBİTAK ve TEKNOFEST üzerinden algı operasyonuna girişti. Gazete, TÜBİTAK'ın TEKNOFEST için 7.6 milyon TL harcadığını öne sürdü. Atılan iftiraya tepki gösteren Baykar Genel Müdürü ve T3 Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar Twitter hesabından şöyle yazdı: Her Yıl Aynı Yalan, Aynı İftira... 35 teknoloji yarışması, 2 yürütücü, 72 paydaş kurum ile 200 bin yarışmacının başvurduğu dünyanın en büyük teknoloji organizasyonu TEKNOFEST'e atılan bu iftiraları #MilliTeknolojiHamlesi'ne gönül verenler için yargıya taşıyacağım!

2 yıl önce

Jeff Bezos uzaya çıktı

ABD'li e-ticaret devi Amazon'un kurucusu Jeff Bezos beraberindeki 3 kişi, Blue Origin şirketinin geliştirdiği New Shepard aracıyla Teksas'ın batısından uzaya fırlatıldı. Kapsül 11 dakikanın ardından Dünya'ya döndü.  CNN'nin aktardığına göre, inişin ardından Bezos'un kapsül içinde ' Şimdiye kadar en iyi gün' dediği duyuldu. Mürettebatının tamamı sivillerden oluşan ve pilotsuz yapılan uçuş, tarihte bir ilk olma özelliği taşıyor. Uçuşta Bezos'a kardeşi Mark Bezos'un yanı sıra Amerikalı kadın havacı 82 yaşındaki Wally Funk ve Somerset Capitals Partner şirketinin üst yöneticisinin 18 yaşındaki fizik öğrencisi oğlu Olivier Deamon eşlik ediyor. Oliver Deamen uzaya gidecek "en genç", Funk ise "en yaşlı" kişi olacak.

2 yıl önce

Londra merkezli Drone Wars: Türkiye İHA gücü olarak yükseliyor

Dünya medyasının manşetinden düşürmediği Türk İHA/SİHA'larıyla ilgili bir yazı da Londra merkezli Drone Wars (Dron Savaşları) Platformu tarafından yayımlandı. "Türkiye önemli bir oyuncu haline geldi" Doğu Akdeniz Politik'in haberine göre, yazıda, Türkiye’nin S/İHA üretimini hızlandırdığı ve bu alanda liderliğe oynadığına dikkat çekilerek "İHA programı, Türkiye’yi küresel drone pazarında önemli bir oyuncu haline getirdi" denildi. Caner Çifti'nin çevirisine göre yazıda şu ifadelere yer verildi: Türk SİHA'ları savaşta kanıtlanmış makinalar Türkiye’nin dünya pazarındaki prestijli itibarının bir başka nedeni de ürünlerinin savaş alanında yüksek profilli başarılar elde etmesidir. TB2 ve diğer S/İHA’ların artık savaşta kanıtlanmış makineler olduğu konusunda yaygın bir kabul var. "Avrupalıların utanıyor olması muhtemel" Avrupalı güçlerin, Türkiye’nin bir insansız hava aracı süper gücü olarak yükselişinde uyumaktan utanıyor olması muhtemel. "Türkiye pazara liderlik etmeyi amaçlıyor" Türkiye, küresel drone endüstrisinde bir prestij elde etti. Türkiye’nin, giderek artan sayıda ölümcül insansız hava aracı kapasitesi var. Türkiye, üretim hattından çıkan yeni nesil silahlı insansız hava araçlarıyla artık sadece küresel pazarı takip etmeyi değil, ona liderlik etmeyi amaçlıyor.

2 yıl önce

Yerli ve milli helikopterlerin yolu açıldı

TUSAŞ Organizasyon Onayları Müdürü Yetiş Uysal, AA muhabirine, sertifikasyon çalışmalarının uçuşa elverişliliğin belgelendiği bir süreç olduğunu ve uçak ya da helikoptere verilen tip sertifikasının alınmasıyla tamamlanacağını söyledi. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden alınan tasarım organizasyonu onayı sertifikasının tip sertifikası öncesinde, tasarımı yapan organizasyonun yeterliliğini, yetkinliğini tasdik eden bir belge niteliği taşıdığına işaret eden Uysal, "Bunu aldığımız için gururluyuz. Arka planda parçaların, yazılımların testleri devam ederken Gökbey helikopterinin uçuş testleri yoğun olarak sürüyor. Bunları test cihazlarıyla en son teknolojiyle izliyor, kaydediyor, analizini yapıyor ve sertifikasyonunun şartlarını tek tek yerine getirip getirmediğini kontrol ediyoruz. Bunları da bitirdikten sonra Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüze sunacağız ve onlardan helikoptere tip sertifikasını alacağız. Bu da ikinci sertifikamız olarak süreci bitiren son adım olacak." dedi. Tasarım organizasyon onayının sınıf bazında verilen bir sertifika olduğunu dile getiren Uysal, 2014'te Hürkuş vesilesiyle küçük uçaklar sınıfında bu sertifikayı aldıklarını ifade etti. Uysal, şöyle konuştu: "Bu kez Gökbey vesilesiyle büyük helikopterler için alıyoruz. Bundan sonra ne zaman bir küçük uçak ya da büyük helikopter geliştirecek olsak tasarım organizasyonu onayımız bulunuyor, yeniden almamıza gerek kalmıyor. Geliştireceğimiz uçak ya da helikopter için ayrıca tip sertifikasını almamız gerekecek. Ön sertifikayı almamıza ise gerek kalmayacak." Tip sertifikasının uçağın, helikopterin uçuşa elverişli olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Uysal, "Bir hava aracının emniyetli olduğunu kanıtlamak demek, aslında gönül rahatlığıyla kullanıcıların müşterilerin bunu satın almasını sağlamak demektir. Dolayısıyla bu sertifika, uçuşa elverişli olduğunu aynı zamanda uçuşa elverişliliğin sürekliliğinin sağlanacağının teminatı olduğunuzu da anlatıyor. Satış için kullanıcının güvenle helikoptere binmesi, satın alması için dünya piyasasında bunlar çok önemli belgeler." değerlendirmesinde bulundu. Yetiş Uysal, Gökbey helikopterinin sertifikasyon sürecinin tamamlanmasına ilişkin de şu bilgileri verdi: "Önümüzdeki günlerde uçuş testlerini hızlandırarak devam ettireceğiz. Bunları bitirerek dosya haline getirip Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne sunduğumuzda ve kendilerinin onayını aldığımızda süreç bitecek. Bunun da uzak bir zaman olmayacağını söyleyebilirim. Çünkü şu anda uçuş testlerimiz yoğun şekilde devam ediyor." Gökbey'in sivil amaçlı birçok görevi yapabilecek, askeri kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir helikopter olarak geliştirildiğini anlatan Uysal, farklı görevlerin gerektirdiği askeri ekipmanların da sertifikalandırılarak helikoptere entegre edileceğini belirtti. Uysal, "Birçok varyasyon, konfigürasyonla piyasaya güçlü olarak bu helikopterle geliyoruz." dedi. "GÖZBEBEĞİMİZ, SEVEREK VE ÖZVERİYLE ÇALIŞIYORUZ" TUSAŞ Uçuş Hattı Başteknisyeni Abdurrahman Uğurlu da uçuş hattına gelen helikopterlerin emniyetli şekilde görev yapabilmeleri için planlanan faaliyetleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Uğurlu, havacılık kalite kurallarına uygun olarak helikopteri en iyi şekilde hazırlamaya çalıştıklarını ve pilotlara emanet ettikleri belirtti. 19 kişilik ekiple donanımların planlı bakım ve onarımlarını gerçekleştirdiklerini dile getiren Uğurlu, bunun yanında uçuş sonrasında hava aracının kontrollerini yerine getirip, onu bir sonraki uçuş için hazırladıklarını anlattı. Uğurlu, "Bu projede çalışmanın heyecanını yaşıyoruz ve hava aracımızı seviyoruz. Ülkemizin ve şirketimizin olmakla beraber bizim de gözbebeğimiz, severek ve özveriyle çalışıyoruz. Şirketimizin bize verdi yükümlülüğü de omuzlarımızda hissediyoruz. Ülkemiz için çok iyi bir proje olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.

2 yıl önce

ASELSAN'ın hayat kurtaran cihazı OED

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Finlandiya ile oynanan maçta fenalaşan Danimarkalı futbolcu Christian Eriksen'in sahadaki hızlı müdahale ve kalp masajıyla kurtarılması, bu tür acil durumlar için geliştirilen tıbbi cihazların önemini ortaya koydu. ASELSAN, 40 yılı aşan birikimini son dönemde sağlık alanında ihtiyaç duyulan ürünlerin geliştirilmesine yönelik kullanıyor. Şirketin sağlık alanında geliştirdiği ilk ürünlerden biri OED oldu. OED cihazları ASELSAN HEARTLINE markası altında sağlık sektörünün kullanımına sunulmaya başlandı. Yurt dışından da talep artıyor ASELSAN İş Geliştirme Yöneticisi Nil Ateş, OED'nin yazılım ve tasarımıyla Aralık 2018'den bu yana ASELSAN tarafından geliştirildiğini anlatarak, "OED, ilk yardım yönetmeliklerinde zorunlu hale getirildi. Bu yüzden eğitim çok önemli. Sonrasında beklentimiz özellikle ilk yardımcıların ve eğitim almış kişilerin defibrilatörü ihtiyaç duyulan yerlerde kullanabilmeleri. Bu nedenle standart cihazlarımızın üretimine başlandı. Fransa ve İtalya'ya ihracatımız yapıldı. Diğer ülkelerden de güzel talepler alıyoruz. Yurt içinde de taleplere cevap vermeye çalışıyoruz" dedi. İlk 2-6 dakikadaki müdahale çok önemli Ani kalp durmalarının çok farklı noktalarda her an karşılaşılabilecek elektriksel bir durum olduğunu vurgulayan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Kalbin aniden durması söz konusu. İlk 2-6 dakika arasında müdahale edilmesi gerekiyor. Bu müdahalede de elektroşok ve kalp masajı gibi bir uygulama hastanın hayata hızlı geri dönebilmesi için hayati bir önem taşıyor. OED'lerin özellikle kalp krizi geçirme riskinin yüksek olduğu noktalarda, ağır spor, işçilik yapılan yerlerde, kalabalık alanlarda, havaalanları, uçaklar, okullar gibi yer ve araçlarda bulunması gerekiyor. Aslında bir yangın söndürme cihazı gibi düşünülebilir. Zaman içerisinde gerekli regülasyonlarla bu uygulamanın dünyada olduğu gibi Türkiye'de geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Mevzuat üzerinde bildiğimiz kadarıyla Sağlık Bakanlığı çalışıyor. Türkiye'de ilk önce eğitim cihazlarına, ilk yardımcıların eğitim almasına yönelik bir mevzuat yayımlandı. Sonraki mevzuatların daha geniş kapsamlı ve yaygın alanlarda kullanıma yönelik olacağını düşünüyoruz." Cihazlar özel takip sistemiyle izleniyor Nil Ateş, bu cihazların özellikle ABD ve Avrupa'da yoğun olarak kullanıldığını söyledi. Cihazların özel takip sistemleriyle takip edildiğini belirten Ateş, "Ülkede nüfus başına oranlayanlar, iş yerlerindeki yoğunluğa ya da kalabalıkların geçiş noktalarına oranlayanlar var. Çok çeşitli çalışmalar mevcut. Her 100 ila 200 metre arasında konumlandırılan yerler var. Potansiyeli çok büyük. Türkiye'de yapılmış net bir çalışma yok ama yıllık 100-150 bin vakadan bahsediliyor. Umarız hiç olmaz ama olduğu noktada bir defibrilatör ulaştırabilirsek, bunlar uygun noktalara konumlandırılabilirse en mutlusu biz oluruz" dedi. Ani kalp durması yoksa şok vermiyor Defibrilatörün kullanımına ilişkin de bilgiler veren Ateş, uygulamaların ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini anlatarak, şöyle konuştu: "Dünyada ise gönüllülük esasına göre uygulamalar mevcut. OED'ler ani kalp durması yaşamayan kişilere zarar vermediği, herhangi bir risk teşkil etmeyeceği için özellikle gönüllülük teşvik ediliyor. Cihaz normal bir insan düşüp bayıldıysa, kalbiyle ilgili bir sorunu yoksa ancak elektroşok cihazı yerleştirilmişse kişiye zarar vermez. Önemli bir modu var. Ventrikuler fibrilasyon ölçüyor, bu ölçüm ani kalp durması verisidir. Bu veriyi almazsa cihaz kesinlikle şok vermez, bu nedenle de güvenlidir."

2 yıl önce

Türk SİHA'ları bir NATO ülkesine daha ihraç edilebilir!

Bayraktar TB-2'ler hem konvansiyonel, hem hibrit hem de teröre karşı gerçek vakalarda sahada bizzat denenmiş ve başarılı olduğu görülmüş dünyadaki tek silahlı insansız hava aracı olma özelliğini taşıyor. Tüm ülkelerin toplamında aktif olarak çalışan 160 tane TB-2 görev yapıyor. Bu bağlamda da bu ölçekte satışı gerçekleşen ilk hava aracı olma sıfatını da edinmiş oluyor. Hem Libya'da, hem Azerbaycan'da hem de Suriye'de Rus hava savunma sistemlerine karşı kazandığı başarılar ve bu coğrafyalarda Türkiye'nin aldığı sonuçlar yabancıların gözünden kaçmadı. ÖZELLİKLE RUSYA'NIN KORKULU RÜYASI: BAYRAKTAR TB-2 Gözünü TB-2'lere çeviren ülkelerin başında ise Rusya'nın saldırganlığından endişelenen Rusya'ya komşu Batı ve Kafkas ülkeleri geliyor. Azerbaycan, Ukrayna ve Polonya'nın Bayraktar TB-2 SİHA'larını satın almasının ardından sıra Baltık ülkelerine gelmiş durumda.  TB-2'ler aynı zamanda Libya ve Katar'a da satılıyor. Sizler için hazırladığımız yukarıdaki haritaya baktığımızda görülüyor ki TB-2 satın alan ülkelerin (yeşil) sınırlarını çizmeye başladığımızda kendimizi neredeyse Rusya (kırmızı) sınırlarını çizerken buluyoruz. LETONYA'DAN HEYET GELDİ En son gelişmelere göre, tıpkı Polonya gibi hem AB hem de NATO üyesi olan Letonya'dan gelen ve Letonya Savunma Bakanı Artis Pabriks liderliğindeki bir heyet, Bayraktar TB2 SİHA’ların üreticisi olan Baykar Savunma’nın Milli S/İHA Ar-Ge ve Üretim Tesisleri’ni ziyaret etti.  UÇAN ARABA CEZERİ'Yİ DE İNCELEDİLER Baykar Genel Müdürü ve Selçuk Bayraktar'ın abisi olan Haluk Bayraktar tarafından karşılanan ve içerisinde askeri yetkililerin de bulunduğu heyet, Bayraktar TB2 SİHA ve Baykar Savunma tarafından geliştirilen CEZERİ Uçan Araba’yı inceledi. Haluk Bayraktar’ın Letonya Savunma Bakanı Pabriks’e Bayraktar TB2 SİHA maketi hediye ettiği görüldü. HEDİYE EDİLEN TB-2 MAKETİNİN ANLAMI Hediye edilen bu maketin aynısı, daha önce Polonya heyetine hediye edilmiş ve yetkililer maketin fotoğrafını paylaşıp 'İyi haberler geliyor, beklemede kalın!' twitini atmalarının akabinde TB-2 SİHA'larını satın alma kararlarını açıklamışlardı.  İşte yukarıdaki paragrafta bahsi geçen ve Polonya'nın TB-2 satın alma kararını açıklamadan birkaç gün önce göndermiş olduğu twit: https://twitter.com/mblaszczak/status/1394976623343067141?s=21 Bu paylaşımı yapmalarından kısa süre sonra satın alma kararlarını açıklamışlardı. Şimdi aynı maket uçak Leton heyetine de hediye edildi.  'TÜRKİYE EN YÜKSEK DÜNYA STANDARTLARINA SAHİP' Ziyaret sonrasında Letonya Savunma Bakanı Pabriks ise, Baykar’ın sosyal medyadan yaptığı paylaşıma şu ifadelerle yanıt verdi: “Harika bir ağırlama için teşekkür ederiz! Türk sanayisi ve Ar-Ge’si en yüksek dünya standartlarına sahip ve NATO müttefiki olarak buna çok değer veriyoruz. Hepinize başarılar diliyorum!” TB-2'NİN YAKINDA LETONYA'DA OLMASINI UMUYORLAR Savunma Bakanı Pabriks, bir Twitter kullanıcısının kendisine yönelttiği “Bayraktar TB2’nin ‘Litvanya’dayım” demesini ne zaman bekleyebiliriz?” sorusuna “Umarım yakında” diyerek cevap verdi. ARKASINDAN DİĞER BALTIK ÜLKELERİNİN GELMESİ MUHTEMEL Rusya ile 282 kilometrelik bir sınır paylaşan Letonya, Estonya ve Litvanya ile beraber aynı zamanda bir Baltık ülkesi. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlıklarını ilan eden bu ülkeler 2004 yılında Avrupa Birliği, 2005 yılında ise de NATO’ya üye oldular. Baltık Devletleri, Rusya’ya bağlı olan ancak Rusya ile kara bağlantısı olmayan Kaliningrad Bölgesi ile Rusya arasında yer almakta ve Rus agresyonu endişesini sürekli üzerlerinde taşımaktalar. MACARİSTAN DA BİR HEYET GÖNDERMEYE HAZIRLANIYOR Türk Konseyinde gözlemci olarak bulunan, uzay çalışmalarında TUA'yı örnek alacağını açıklayan ve hem AB hem de NATO üyesi olan Macaristan da TB-2'lere yüksek ilgi duyuyor ve çok yakında onların da bir heyet göndermesi bekleniyor.

1 2 ... 12 13 14 15 16 17 18 ... 20 21