16 Haziran Pazar 2024
1 yıl önce

Hamile bıraktığı genç sevgilisi Elif Şahin’i darp eden İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran istifa etti

Antalya’da E.Ş. isimli kadın Konyaaltı ilçesindeki polis merkezine giderek, İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Başaran’ın kendisini tehdit ettiği iddiasıyla şikayetçi oldu. Mehmet Başaran ile 3 yıldır ilişki yaşadıklarını, bu ilişkiden 4 aylık hamile olduğunu iddia eden E.Ş., Başaran’ın bebeğini aldırmak için kendisine baskı yaptığını, bu konuda tehdit ettiğini öne sürdü. “HER TÜRLÜ TESTE RIZAM VAR” İddialar üzerine açıklama yapan İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Başaran, “Çirkin bir iftira kampanyası ile karşı karşıya kalmakla beraber tarafıma isnat edilen hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Aklanacağımdan emin olduğum ve bu sürecin hızla son bulması için yapılacak her türlü teste rızam vardır. Siyasetin yargıya, yargının da siyasetin alanına girmemesi, karşı tarafın şikayetiyle şüpheli olarak ben de şikayetçi olduğum için dava yürüyeceğinden bu süreçte soruşturmanın selameti ve mensubu olduğum siyasi partinin zarar görmemesi için il başkanlığı görevimden istifa ettiğimi bildiririm. Bu soruşturmala sonucunda tüm kamuoyunda aklandığım zaman aktif siyasete devam edeceğim” dedi. ‘SİYASİ SUİKASTTIR’ Mehmet Başaran’ın avukatı Şali Arslan, suçlamaları hiçbir şekilde kabul etmediklerini ifade etti. Arslan, “Böyle bir tehdit suçu hiçbir şekilde söz konusu değildir. Asılsız iddia ve iftiralarda bulunan E.Ş. isimli kadının geçmişte de birçok suç kaydı olduğu sosyal medyaya da yansımıştır. E.Ş. isimli kadının beyanları iddia niteliğindedir. Ortada somut ve ispatlanabilir herhangi bir delil yokken, yargı kararı gibi kesin ve kati beyanlarda bulunup, kamuoyunu yanıltması tamamen siyasi bir suikasttır” diye konuştu. ‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK’ Şadi Arslan, “Müvekkilimin iddialarla alakalı her türlü biyolojik teste de rızası vardır. Suçlamalar isnatsız olup, müvekkilimin siyasi, ticari ve sosyal ilişkilerini zedelemek ve yıpratmak için yapılmış bir kumpastır. Biz de konu ile alakalı E.Ş. isimli kadın hakkında suç duyurusunda bulunduk. Son sözü yargı söyleyecek” dedi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Siyaseti bırakacağım anlamına gelmez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasi temaslarını tüm hızıyla sürdürüyor. Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet Başkanları Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün yurda döndü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, memlekete inişi sonrasında uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Samsun Mitingi sırasında sarf ettiği, "2023'te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye Yüzyılı'nın inşasını başlatıp bu kutlu bayrağı gençlere teslim edeceğiz" ifadelerinin sorulduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cümleleri kullandı; "Erdoğan'ın siyasetten çekilmesi anlamına gelmez" "Bu soruya iki cevap verilir. Bir; şu anda cumhurbaşkanı adayı olarak iki kez seçime girme, aday olma şansınız var. Üçüncü kez böyle bir şans yok. Dolayısıyla tabii AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık işin içinden çekilmesi anlamına gelmez ve Tayyip Erdoğan'ın da siyasetten çekilmesi anlamına gelmez. "Bundan sonraki 5 seneyi de başarılı bir şekilde sürdüreceğiz" Öncelikle biz bu seçimde Cumhur İttifakı olarak adayız, şu anda çalışıyoruz. Milletimizin teveccühünün olması halinde Cumhurbaşkanı olarak görevimize inşallah devam edeceğiz. Parlamentoda da ciddi bir desteği milletimizden almamız halinde parlamentoda da güçlü bir görüntüyle inşallah bundan sonraki 5 seneyi de başarılı bir şekilde sürdüreceğiz. Gerek altyapı gerek üst yapıda bugüne kadar 20 yılda ne gibi başarılar ortaya koyduysak, bundan sonra da aynı başarıları inşallah devam ettireceğiz." "AK Partiliyim, ben partimden ayrılır mıyım?" "Siyaseti bırakmadığınız zaman neler yapacaksınız?" sorusunu cevaplayan Cumhurbaşkanı, "AK Partiliyim. Ben bu partimden ayrılır mıyım? Ben kurmuşum bu partiyi. Bu arkadaşlarımı yalnız bırakmam mümkün mü? Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey AK Parti'yi söylüyor." şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları; EYT çözüme kavuşacak mı? "Tabii bizim hedefimiz, arkadaşlarımızla da yaptığımız görüşmelerde, bu yıl sonuna kadar emeklilikte yaşa takılanlar olayını çözmek. Asgari ücret meselesiyle ilgili çalışmalar da aynı şekilde zaten yoğun bir şekilde devam ediyor. 2023’e bu iki önemli konuyu masamızın üzerinden kaldırarak girelim diyoruz. Çalışma bu istikamette devam ediyor. İnşallah güzel bir neticeye varır ve böylece de adımı atarız." Rusya ile Suriye adımı "Suriye'de Türkiye-Rusya-Suriye olarak adım atalım istiyoruz. Sayın Putine teklifi sundum. O da buna olumlu baktı." "Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin geleceğe adımların atılması bekleniyor mu?" "Atılan bu adımlarla bu noktada sağladığımız gelişmeler her alanda hamdolsun olumlu sinyaller vermeye devam ediyor. Kaldı ki burada Hazar'a kıyıdaş olan ülkeler -Rusya ve İran hariç- zaten Türk Devletleri Teşkilatı’nda da bir aradalar. Bir arada olan bu ülkeler birbirleriyle olan münasebetlerini gayet sıkı tutuyorlar. Bunların içerisinde Türkmenistan daimî üye değildi, şu anda daimî üyeliği de bundan sonraki süreçte gündemde. Ama gözlemci üye olarak son bir araya gelişimizde, hatta İstanbul zirvesinde başlayan süreçte ve sonrasında Semerkant’ta bu yeni bir noktaya geldi. Artık bundan sonraki süreç, Türkmenistan’ın da burada daimî üye olması sürecidir. Bunların hepsi zaten olumlu adımların, olumlu gelişmelerin bir tezahürüdür." Türkmen gazı süreci "Tabii Sayın Putin’in özellikle de Türkmenistan’la olan münasebetleri gayet ileri bir konumdaydı. Türkmenistan gazından o da istifade ediyordu. Tabii şu anda yeni bir süreç başladı. Bu yeni süreçte Rusya gazını Avrupa'ya satmada Putin’in eski rahatlığı yok. Böyle bir durum şu anda söz konusu değil. Şu anda Türkmenistan'ın böyle bir imkânı var. Ama Türkmenistan’ın da bu doğalgazını Avrupa'ya acaba direkt kendisinin satma şansı var mı yok mu diye baktığımız zaman, bu konuda tabii Türkiye, Türkmen gazının Avrupa'ya satılabilmesi noktasında önemli bir hub. "Önemli bir adım olacak" Gerek Rus doğalgazının bizim üzerimizden Avrupa'ya satılması noktasındaki son gelişmeler gerekse şu anda Türkmen gazının yine bizim üzerimizden satılabilmesi olayı da tabii önemli bir adım olacak. Ancak burada atılması gereken bir adım var. O da nedir? Şu anda Hazar’a kıyıdaş olarak Türkmenistan’ın Azerbaycan’la bu işi çözmesi konusu var. Şu anda görüşmeler devam ediyor. Bugün bizimle beraber yapılan görüşmelerde olumlu bir noktaya geliniyor. Bu olumlu noktada da tabii bu işin üç boyutu gözüküyor. Bir, Azerbaycan ve Türkmenistan bu adımı atarken bu işin mali boyutunu kim, ne kadar üstlenecek? Azerbaycan ve Türkmenistan’ın bu konuda bu işi paylaşmaları gerekiyor. Hatta bu konunun içinde Türkiye olarak biz de eğer yer alacaksak bizim de bu konuda bir mali külfeti üstlenmemiz lazım. Yok, Avrupa Birliği de bu işin içinde yer alacaksa Avrupa Birliği de ne kadarını üstlenecek? Şimdi bugün biz bir karara vardık. Bu kararda da üç ülke, Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan enerji bakanları süratle bir araya gelmek suretiyle bu konunun etraflıca detaylarını konuşacaklar. Enerji Bakanımıza “Gerek Azerbaycan'daki muhatabınla gerek Türkmenistan’daki muhatabınla görüşmek suretiyle hiç gecikmeden bir ay içerisinde bu işi bir neticeye bağlayacaksınız” diye talimat verdim. Onlar neticeye bağladıktan sonra da biz görüşmelerimizi yapacağız. "TANAP bütün hacmini doldurmuş durumda" 2023’ün başında da Türkmenistan Devlet Başkanı Serdar Bey inşallah resmi ziyaretini bize yapacak. Orada da bu işin noktasını inşallah koyacağız. Aynı zamanda İlham Bey’le de bunları görüşeceğiz. Süratle bu adımı atıp inşallah bu süreci kolaylaştıracağız. Avrupa Birliği noktasındaki konuları ondan sonra görüşeceğiz. TANAP bütün hacmini doldurmuş durumda; 32 milyar metreküp. TAP, 6 milyar metreküp; o da böyle bir konumda. Dolayısıyla şimdi arkadaşlarımız yeni bir hattın kurulup kurulmaması konusunda bununla ilgili çalışmaları yapacaklar ki ona göre adımlar atılsın. Bunu biz tabii üç lider aramızda görüştük. Ama şimdi bu işin teknik alt yapısını, maliyet boyutlarını, hepsini görüşmek suretiyle biz geleceğe yönelik adımı da atmış olacağız." Rusya ile Suriye adımı "Burada her ikisi de hatta şu anda belki gündemde olmayan ama daha sonra gelişmelerle gündeme gelebilecek birçok başlık söz konusu. Ama dikkat ederseniz bir şeyi daha açıkladım. O da şu; biz şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. "Putin olumlu baktı" Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız. Süratle adım atılması gereken bir diğer konu daha var. O da nedir? Terör örgütleri Suriye'de, özellikle Suriye'nin kuzeyinde rahat durmuyorlar. Zaman zaman ülkemizi oradan tehdit, tahrik ediyorlar, her şeyi yapıyorlar. Bizim de Soçi Mutabakatı olsun, Astana olsun buralarda verilmiş kararımız var. Nedir bu karar? Sınırımızdan 30 kilometre güneyde biz rahatsız edildiğimiz zaman bu bizim güvenlik koridorumuzdur. Bu güvenlik koridorunda biz her türlü adımı atarız. "Biz bugüne kadar hep sabrettik. Ama artık sabır bitti." Bu yeni bir şey değil Astana’da da gündemde olan bir şeydi. Daha sonra Soçi’de de görüştük, konuştuk. Yapılan iş bu. Kaldı ki bizim Suriye’de Rusya’yla olan koordinasyonumuz da yeni değil. Suriye'de bir de koalisyon güçleri olayı var. Bu koalisyon güçlerinin içinde kim var? Başta Amerika var. Yanında Fransa’sı, Almanya’sı, İngiltere’si var. Bütün bunların olduğu bir coğrafyada biz ülkemizin güvenliği için tedbirlerimizi alıyoruz. Ama hepsinden de öte Suriye'de bir defa terör örgütünün besleyicileri var. Şimdi bu terör örgütü en büyük destekleri nereden alıyor? Koalisyon güçlerinden alıyor. Nereden alıyor? Petrol kuyularından alıyor. Bu petrol kuyuları şu anda koalisyon güçlerinin de aynı zamanda güvencesinde. Nereye satıyorlar? Rejime satıyorlar. Kim satıyor? Terör örgütü satıyor. Biz tabii bugüne kadar hep sabrettik. Ama artık sabır bitti. Şimdi onların, o rafinerileri, petrol kuyuları vesaire, bunlara yönelik de her türlü adımı attık, atıyoruz. "Her zaman söylediğimiz gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz" Bu da tabii terör örgütlerinin çok büyük bir şaşkınlığın içerisine girmesine neden oldu. Bundan sonraki süreçte de olacak. Ama özellikle başta Amerika olmak üzere diyoruz ki eğer sizler hala binlerce TIR silah, mühimmat, araç, gereç bunları bu terör örgütlerine vermeye devam edecek olursanız biz de her zaman söylediğimiz gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz." Esad ile görüşme "Siz demek ki hala Cumhurbaşkanınızı tanıyamadınız. Ben kiminle, ne zaman, nasıl görüşeceğimi birilerinden izin alarak yapmam. Ben Mısır Cumhurbaşkanıyla Katar’da bir görüşme yaptım. Kimseden izin almadım. Suriye konusunda atacağımız adımlarda belirleyici husus da ulusal çıkarlarımız olacaktır. Suriye’de güvenli bölgeden tutun, terör örgütüne karşı alacağımız tedbirler içerisinde bu da bizim atacağımız adımlardan bir tanesidir." "Borell'i muhatap almıyorum" "Borrell’i muhatap olarak almıyorum. O, olsa olsa Mevlüt Bey’in muhatabı olabilir. Yaptığı açıklama hiç şık değil. Yani bir defa bizim Rusya'yla ilişkilerimizi Borrell tayin, tanzim edemez. O bu konularda böyle bir karar verecek ne kalitededir ne kapasitededir. Çok çirkin bir açıklama. Sen nasıl olur da kalkarsın bizim Rusya'yla ilişkilerimizi yaptırımlar içerisinde değerlendirirsin. Yani Avrupa'nın şu anda çektiği tahılın yüzde 44’ü nereden geliyor? Karadeniz'den geliyor. Bunun aracısı kim? Türkiye. Bunun için bir teşekkür etti mi? Yok. Bütün Avrupa liderleri teşekkür ediyor, sen kalkıp böyle bir açıklamayı yapıyorsun. Kaldı ki şimdi Rusya'yla ilgili de aynı zamanda gübre konusu, amonyak konusu gündeme gelecek. Bir de Sayın Putin'in çok ilginç bir jesti var. O da nedir? “Ben göndereceğim tahılı bilabedel göndereceğim” diyor. “Biz de bunu sizden aldıktan sonra bilabedel değirmenlerimizde öğütüp ondan sonra az gelişmiş ülkelere gönderelim.” dedik. Tabii Sayın Putin'e bizim verdiğimiz bu cevap da onu çok mutlu etti. Çünkü yüzde 44-46 Avrupa, yüzde 14 Afrika’ya gidiyor. Biz bu teklifle beraber çıkınca demek ki herhalde Borrell’in burada oyunu, planı bozuldu. O da böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı." Almanya'daki darbe girişimi "Alman makamlarının darbe hazırlığındaki kişilere karşı aldıkları önlemleri doğru buluyoruz. Sürecin hukuk devleti ilkeleri ışığında tüm boyutlarıyla aydınlatılması önemlidir. Darbe planlarına karşı Almanya’da oluşan hissiyatı en iyi anlayacak olan benim halkım, benim ülkemdir. Ancak maalesef, dostumuz ve müttefikimiz Almanya’dan aynı duygudaşlığı ve anlayışı gördüğümüzü söylemem mümkün değildir. "Şu anda terör örgütünün Avrupa'daki en önemli sığınak yeri Almanya’dır" Biz on yıllardır Almanya'nın Türkiye'yle empati yapması gerektiğini hep savunduk. Ama son dönemlerde nedense gariplikler olmaya başladı. Şu anda terör örgütünün Avrupa'daki en önemli sığınak yeri Almanya’dır. Şu anda PKK/YPG/PYD bunlar nerede? Orada. FETÖ nerede? Orada. Bunları istiyoruz, bunları vermek gibi bir dertleri de yok. Şimdi tabii geldi terör bunların da kapısını çaldı. Yani biz bir Solingen faciasını unutamayız. Bir de o malum NSU cinayetini unutamayız. Biz Merkel’le kaç kere konuşmuşuzdur. “Yaptık yapıyoruz, çözdük çözüyoruz” dedi. Bu hala devam edip gidiyor. "Hiçbir şeyin çözüldüğü falan yok" Bir de tabii özellikle oradaki bizim vatandaşlarımız ne eğitimde ne öğretimde maalesef o beklenen hak ve özgürlükler noktasında olmadığı gibi, bizim oradaki sivil toplum kuruluşlarına da çok ciddi cezalar yağdırıyorlar. Bunları da hep söyledik kendilerine. Dediler ki “Endişe etmeyin çözeceğiz, merak etmeyin.” Ama hiçbir şeyin çözüldüğü falan yok. Şu anda Almanya'da bizim etraflıca ele aldığımız zaman çifte vatandaş, tek vatandaş olmak üzere 3 milyonun üzerinde vatandaşımız var. Bu insanlar 1960’lı yıllarda oraya gittiler, orada çok ciddi mücadeleler verdiler. Sıkıntılarla başlayan bir süreçten sonra orada artık üçüncü kuşak meydana geldi. Bu üçüncü kuşak orada artık yer yurt sahibi olduğu gibi, esnafa bakıyorsunuz çok ciddi manada iş sahibi olan ve toplamda 100 binlerce Alman’ı kendi iş yerlerinde çalıştıran Türkler var. Bütün bunlar ortadayken, biz Almanya'yla çok daha güzel günleri hazırlayalım derken maalesef bunu başaramadılar. "Türkiye'nin Almanya'ya, Almanya'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğuna inanıyorum" Şu anda Sayın Scholz’la da bunları hep görüştük, görüşüyoruz. Tabii ikili görüşmelerimizde Scholz’dan ben doğrusu memnunum. Yani anlaşılmayacak bir insan değil. Bu konuda da münasebetlerimiz gayet iyi. Fakat daha kararlı bir çıkış ve kararlı adımlar bekliyoruz ki Türkiye'nin Almanya'ya, Almanya'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Hele hele savunma sanayiinde bizim Almanya'yla attığımız ve atacağımız birçok adım var. Ama bu adımlarda maalesef ön kesenler var. Bu ön kesme noktasında bu işin önü maalesef açılmıyor. Eğer bunlar açılsa Türkiye-Almanya arasındaki ticaret hacmi inanıyorum ki şu andaki rakamın çok çok fevkinde olacaktır."

1 yıl önce

İstanbul’da ABD Başkonsolosu’nun eşi alkollü kaza yapınca arabayı bırakıp kaçtı!

İstanbul Şişle’deki Cevahir AVM’nin önünde ABD İstanbul Başkonsolosu Julie A. Eadeh’in eşi Mounir Elkhamri gece 05.00 sıralarında kaza yaptı. Mounir Elkhamri resmî plakalı araçla, önünde ilerleyen otomobile çarptı. Kazada otomobilin sürücüsü yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. https://twitter.com/gundemedairhs/status/1603345699474644992?s=46&t=eRH1XzQd-_jn5J0SJxW3jw OLAY YERİNDEN KAÇTI Sağlık ekipleri yaralanan sürücüyü hastaneye kaldırırken polis ise resmî plakalı aracı kullanan Mounir Elkhamri’ye alkolmetre üfletti. 2.40 promil alkollü çıkan Elkhamri, resmî aracı bırakarak olay yerinden ayrıldı. Yaralı sürücünün hastanede tedavisi devam ederken kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

1 yıl önce

DYP, AK Parti, MHP, 6’lı Masa! İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yolda bıraktığı son isim Kemal Kılıçdaroğlu mu olacak?

Akşener’in 4 Temmuz 2001’de DYP’den istifa ettiğinde yanında  30 bağımsız milletvekilinin bulunduğunu belirten Çelik, “Bu isimlerden biri Kayseri Bağımsız Milletvekili Abdullah Gül’dü. O gün “Ortak aklın olduğu bir kadro hareketi düşünüyoruz. Liderliğin sorun olacağını düşünmüyoruz” diyen Akşener iki ay içinde fikir değiştirdi. AK Parti’nin kuruluşunda yer almadı. Erdoğan ve Gül’ü 'Milli Görüş çizgisini sürdürüyorlar' diye eleştiren Akşener, soluğu MHP’nin Kızılcahamam kampında aldığında takvimler 3 Kasım 2001’i gösteriyordu” diye yazdı.  Akşener’in 1 Kasım’da tekrarlanan seçimlerde MHP’nin aday listesinde yer almamasının ardından 2017 yılında MHP’den kopardığı isimlerle İyi Parti’yi kurduğunu hatırlatan Çelik şöyle devam etti: “Akşener’in siyasi geçmişini hatırlatma ihtiyacını neden mi duydum? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle verilen ve henüz kesinleşmeyen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası üzerine kopan fırtına, Kılıçdaroğlu-Akşener cephesinde yeni bir kopmaya işaret ediyor. Kendisinin Almanya’dan dönüşü bile beklenmeden düzenlenen ve Akşener-İmamoğlu gövde gösterisine dönen Saraçhane görüntülerinden sonra İmamoğlu’na telefonla talimat vererek 6’lı Masa liderlerinin katılacağı ikinci bir miting düzenlenmesini isteyen Kılıçdaroğlu, Saraçhane konuşmasında İstanbul’a hizmet vurgusu yaptı. Oysa aynı Saraçhane’de Meral Akşener ‘Artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyonluk Türkiye’nin de senin yanında olduğunu buradan görüyoruz’ demişti.” Akşener’in İmamoğlu’na yönelik sözlerinin Kılıçdaroğlu cephesinde rahatsızlık yarattığını belirten Çelik “Bu rahatsızlık önümüzdeki günlerde siyasi ortalığın yönünü değiştirir mi? Aday anlaşmazlığı 6’lı Masa'yı dağıtır mı? Kılıçdaroğlu, Akşener’in İmamoğlu hamlesine karşı nasıl bir hamle yapacak bekleyip göreceğiz. Kulisler olasılıklarla çalkalanırken Akşener’in siyasi geçmişine hâkim olanlar her türlü ihtimalin mümkün olabileceği konusunda hemfikir” dedi.

1 yıl önce

Paris'i savaş alanına çeviren PKK'lılara HDP'den destek! Sezai Temelli: Bırakın Paris yansın

Dün Fransa'nın başkenti Paris'in 10. Bölgesindeki Enghien Caddesi'nde bir Fransız vatandaşının, etrafında bulunan kişilere silahla ateş açtığı saldırıda ilk belirlemelere göre 3 kişi ölmüş, biri ağır 3 kişi yaralanmıştı. Fransız basınında adı "William M." olarak geçen 69 yaşındaki saldırgan olay yerinde gözaltına alınmıştı. Saldırganın Fransa'nın resmi demir yolu şirketi SNCF'ten emekli bir Fransız vatandaşı olduğu belirtilmişti. Saldırganın 2016 ve 2021'de 2 kez cinayete teşebbüs ettiğinin polis kayıtlarına geçtiği, Aralık 2021'de elinde kılıçla Paris'te bir göçmen merkezine saldırdığı ve 2 kişiyi yaraladığı, bu nedenle hapse atıldığı ve bu ay hapisten çıktığı ifade edildi. 31 POLİS YARALANDI Paris emniyeti, başkentte terör örgütü PKK destekçilerinin yol açtığı şiddet olaylarında 31 Fransız polisinin yaralandığını açıkladı. TERÖR ÖRGÜTÜ YANDAŞLARI SOKAKLARA DÖKÜLDÜ Saldırıda ölenlerin PKK'lı olduğunun ortaya çıkmasının ardından terör örgütü sempatizanları Fransa'yı savaş alanına çevirdi. Polislerle çatışan, araçları, dükkanları yakıp yıkan PKK'lılara ilk destek HDP'den geldi. HDP'Lİ TEMELLİ'DEN SKANDAL: "PARİS YANIYOR, BIRAKIN YANSIN" Terör örgütünün siyasi kolu HDP'nin vekili Sezai Temelli, Paris'te yaşananlara ilişkin Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Kürtçe "Paris yanıyor, bırakın yansın" ifadelerini kullandı. Temelli, gelen tepkilerin ardından paylaşımını sildi. BAŞKAN ERDOĞAN UYARMIŞTI: "BESLEDİĞİNİZ YILAN SİZİ DE SOKABİLİR" Başkan Recep Tayyip Erdoğan, daha önce bir çok kez terör örgütüne destek veren Batı ülkelerini açık açık uyarmıştı.

1 yıl önce

İBB’ye yönelik terör soruşturmasının basın toplantısında Canan Kaftancıoğlu Ekrem İmamoğlu’nu neden yalnız bıraktı?

Kaftancıoğlu dışında tüm İstanbul il başkanlarının toplantıda yer aldığını ifade eden Saymaz, “Kaftancıoğlu’nu aradım. Neden katılmadığını sordum. Yurtdışında okuyan kızını havalimanına götürdüğünü, toplantı ile uçak saati çakıştığı için gelemediğini anlattı” dedi. "İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ile yaptığı baş başa görüşmede Kaftancıoğlu ile yaşadığı gerilimi masaya getirdi" Yazısına, “Bu arada, Saraçhane sürecine rağmen İmamoğlu ve Kaftancıoğlu gerginliği yatışmadı” notunu düşen Saymaz, “Hatta İmamoğlu, geçen pazar günü Ahlatlıbel’de Kılıçdaroğlu ile yaptığı baş başa görüşmede, şikâyet ve anlaşmazlık konularından biri olarak Kaftancıoğlu ile yaşadığı gerilimi masaya getirdi. ‘Bu mesele artık çözülmeli’ dedi” diye yazdı.

1 yıl önce

CHP'li Barış Yarkadaş’tan Ali Babacan'a destek: Bırakın bu SİHA'ları!

CHP'li Barış Yarkadaş, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a destek vererek İHA ve SİHA'ları hedef aldı. Yazar Hacı Yakışıklı'nın İHA'lara yönelik sözlerine tepki gösteren Yarkadaş, "Bırakın bu SİHA'ları. İtiraz edilebilir" dedi. Babacan'ın İHA'lara yönelik, "İktidara gelince dokunacağız" sözlerine destek veren CHP'li Barış Yarkadaş, "Neden eleştirilmesin" ifadelerini kullandı. Yazar Hacı Yakışıklı'nın SİHA'lara yönelik sözlerine tepki gösteren Yarkadaş, "İHA ve SİHA konusunda eleştiri yapılamaz mı?" dedi. 'ANAYASA'DAN TÜRK İFADESİNİ ÇIKARAN BUNLAR' Yazar Hacı Yakışıklı, "SİHA'lara dokunacağız, Anayasa'dan Türk ifadesini çıkaracağız diyen bu altılı masa oldu. İki yıldır bizlere bunları dayatıyorlar. Sonra tabii ki yeter söz milletindir denilecek" ifadelerini kullandı. 'KUTSAL MIDIR?' Yakışıklı'nın sözlerine tepki gösteren CHP'li Yarkadaş, "Bırakın bu SİHA'ları. İtiraz edilebilir. Kutsal bir şey midir? Neden eleştirilmesin?" dedi.

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Ümit Özdağ depremi bir kenara bırakıp provokasyona kalkıştılar…

Türkiye büyük bir felaketin tam ortasında. Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem ülkeye tarihi bir yıkım yaşattı. Şimdiden ölü sayısının 9 bine dayandığı felakette enkaz altındakilere sağ ulaşılması için büyük bir çalışma var. Büyük emek harcanan sahada çalışmalar devam ederken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bu felaketin ortasında siyasi ikballeri için yapmadıklarını bırakmadılar. KEMAL KILIÇDAROĞLU Devlet kurumlarının çalışmalarını CHP belediyeleri yapmış gibi gösteren Kılıçdaroğlu, bir taraftan da provokasyonlara ve dezenformasyon yapan sosyal medya kullanıcılarına sahip çıktı. Depremden sonra yaptıkları paylaşımlarla depremzedelerin yaşadığı acıları hiçe sayarak nefret ve dezenformasyon yayıp gözaltına alınan kullanıcıların derhal serbest bırakılmasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Ya hepimizi tutuklayın ya da geceden beri tutukladığınız gençleri, gazetecileri serbest bırakın. Çok işimiz var." dedi. MUHARREM İNCE Depremzedelere hiçbir katısı olmayan Muharrem İnce, yıkılmamış yerlede AFAD personeli aradı, sosyal medya hesabı üzerinden devlet yetkililerine saldırdı. ÜMİT ÖZDAĞ Yüzyılın felaketi Kahramanmaraş depremini siyasi ikbali için bir fırsat olarak gören Ümit Özdağ, trolleri aracılığı ile göçmenleri hedef gösterdi. Deprem bölgelerinde Suriyelilerin yağmacılık yaptığını iddia etti. Sözde yağmacıların güvenlik güçleri tarafından vurulmasını istedi.

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 ... 26 27