04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "2022 yılında asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 250 lira olarak uygulanacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkanlar şu şekilde: -İşçi ve işveren temsilcileri kıymetli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bir sonraki yılın asgari ücreti her yılın aralık ayında çalışan ve işveren kesimleri ile belirlenmektedir. Nasıl aralık başında başladıysak, önümüzdeki yıl da yine çalışmalarını sürdürecek ve seçim öncesi o görüşmelerle seçime gideceğiz. ASGARİ ÜCRET 4 BİN 250 TL OLDU Biz de asgari ücreti belirledik. Buna göre 2022'de asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 250 TL olarak uygulanacak. Çalışanın evli olması ve çocuk sayısına göre yükselmektedir. Son 50 yılın en yüksek rakamı olan Asgari Ücret artışı yüzde 50 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yeni asgari ücretim çalışan işveren ülkemize hayırlı olsun. Çalışanlarımızı fiyat artışı karşısında edirmeme kararlılığını ortaya koyduk. Elbette çalışanlarımız fazlasını hak ediyor. Çalışan olmadan işveren olmaz. İşveren olmadan çalışan olmaz. Devletin güçlü olması noktasında taraflar olarak bizim sırtımızı dayadığımız 2 önemli unsurdur. Türkiye büyüdükçe çalışanlarımız hakettiği payı alacaktır. Kimse ne işveren ne de işçi üzerinden spekülasyona girmemeli. Bunların istismarını yapmamalı. "SIKINTILARI AŞACAĞIZ" Geçmişte Dolar şuydu... Doların o olduğu dönemden hesabı dolar üzerinden yaparak olan yaklaşımlar çalışan ve işveren istismarından başka bir şey değidlir. Sizin geçmişinizde siz TL'nin olduğu bu üğlkede dolarla mı çalıştırıyordunuz, avro ile mi çalıştırıyordunuz bu insanları. Bizim paramız bellidir. O da Türk lirasıdır. Biz türk liramızı yedirmeyeceğiz. Bazı sıkıntılar var. Bunları aşacağız. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Önceliğimizi istihdam korumaya verdiğimizi tekrar söylüyoruz. Salgın sürecinde desteklerimizle sıkıntı yaşamadık. " FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARINA DA SON VERMEKTE KARARLIYIZ" Döviz kurundaki dalgalanma ve fahiş fiyat artışlarına da son vermekte kararlıyız. Ülkemizin istihdam yatırım ihracat odaklı büyümesi için gereken adımları almaya sürdüreceğiz. İstikrar ve güven iklimi için çok önemli mesafe kat edeceğimize inanıyorum. Bunun işveren üzerindeki yükünü azaltacak adımları atmayı ihmal etmedik. Vergiden muaf tutulması tartışmaları yaşanmıştır. Bu özlemi de hayata geçiriyoruz. Yılbaşı itibariyle gelir vergisi ve damga vergisini asgari ücretten kaldırıyoruz. 450 TL'lik yüksek işveren kesimini, kurtarmış oluyoruz. SENDİKALARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ Cumhurbaşka'nı Erdoğan'dan önce söz alan Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, "Uzun zamandır merak edilen asgari ücretle ilgili çalışmalarımızı tamamladık. Kararımızı verdik. Biz de bu süreçte özellikle komisyondaki katkılarıyla işveren sendikalarımıza işçi sendikalarımıza teşekkür ediyoruz. Ülkemiz açısından çok önemli. Sadece çalışanlarımızla değil tüm ücret düzeylerini etkileyen bir temel ücret noktasına gelmiştir. Ekonomik kalkınmanın meydana getirdiği sarsıntılar... Değişimler sorun yaratır." dedi. Bakan Bilgin, "Bunları sosyal politikalarla inşa etmek çok önemlidir. Sosyal devletin esas amacı budur. Bu yaklaşımları benimsemek önemlidir. Tüm asgari ücret komisyon üyeleri ve sendikalarımızı tebrik ediyorum. Komisyon kararını Cumhurbaşkanımıza takdim ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın emeği ve üretim devamlılığını sağlayan yaklaşımı ve desteğini hissettik." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Yol Haritası Toplantısı… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Bu yıl hedefimiz erkekler”

Toplantıya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Sağlık Bakan yardımcısı Sabahhattin Aydın katıldı. Dört bakanın katıldığı toplantıda, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda 2022 yılında izlenecek yol haritası hakkında bilgilendirmeler yapıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye’deki bütün erkeklere aile içi ve kadına karşı şiddet konusunda neler yapmamaları gerektiğini anlatan kolluk birimlerimizle, girilmedik yer bırakmayacağımız bir çalışmayı başlatıyoruz” dedi. Soylu, “Yıllara göre yaptığımız çalışmalar ve ortaya koyduğumuz eylem planları bizim bu konuda hem atacağımız adımları hem yol haritamızı hem de ödevlerimizi çok önemli bir şekilde ortaya koymaktadır. Hepimizin sorumlulukları var ve bunları yerine getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kadına şiddetle mücadele ve aile içi şiddetle mücadelenin yalnızca Türkiye’de sadece bir kesimin veya dünyada bir kesimin meselesi olmadığını söyleyen Bakan Soylu, “Sadece burada bir kesimin içi acımıyor. Bir kesimin sorumluluğu var da bizim yokmuş gibi davranışı ortaya koymak son derece hem insanlıkla bağdaşmayan hem de çağımızla uyuşmayan davranış modelidir. Yargıtay başkanımız bu konuda hem Türkiye’yi hem dünyayı ölçümleyen bir değerlendirme yaptı. Söylenmedik söz bırakılmadı. Bir hukuk insanın bu konuda yapmış olduğu değerlendirmeyi neredeyse ‘siz bu konuya nasıl girersiniz? Bu konuda nasıl değerlendirme yaparsınız’ diye linç girişimiyle karşı karşıya kaldı. Bu konuda maalesef bunu siyaset alanının bir parçası olarak değerlendiren ‘acaba ben buradan nasıl bir siyaset üretirim de mevcut siyasi anlayışını yıpratırım’ anlayışı söz konusu. Bunlarla birlikte yol alabilmenin mümkün olmadığını da ifade etmek istiyorum” açıklamasında bulundu. KADES uygulamasının uluslararası bir ödül aldığını hatırlatan Bakan Soylu, “Bizim ödülümüz bu konuda sıfır hadisenin olmasıdır. KADES yaklaşık 3 milyon 52 bin kadınımız tarafından indirildi. Bugüne kadar 279 bin ihbar oldu ve bunun 159 bin ihbarı gerçek ihbardı” ifadelerini kullandı. 81 ilde aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddete yönelik mücadele büroların kurulduğunu bildiren Soylu, “Bunların toplam sayısı bin 102 ve hem polis hem jandarmadan oluşuyor. Geçmişte müracaat eden ve ben bu işten vazgeçtim diyeni de karar olsa da olmasa da takip eden, hal hatır soran ve sürekli sahayı takip eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Bunu da sürekli devam ettireceğiz. Mümkün olduğunca sahadaki vakaların takibini gerçekleştiren bir anlayışa büründüğümüzü ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu. Bakan Soylu kadının korunmasına yönelik önemli adımlar atıldığını ve atmaya da devam edildiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Bu yıl biz bir uygulama başlattık. Bu yıl hedefimiz erkekler. Adım adım Türkiye’deki bütün erkeklere aile içi ve kadına karşı şiddet konusunda neler yapmamaları lazım geldiğini ifade eden ve bunları anlatan kolluk birimlerimizle girilmedik yer bırakmayacağımız bir çalışmayı başlatıyoruz. Bu konuda inşallah kolluk birimlerimiz el birliğiyle tüm paydaşlarımızla birlikte önemli adımlar atacağız.”

2 yıl önce

Seçim barajı, HDP'li Güzel, Rusya-Ukrayna krizi... Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2022 bizim en parlak yılımız olacak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD’nin İsrail gazını Güney Kıbrıs ve Yunanistan iş birliğiyle Avrupa'ya ulaştıracak EastMed Projesinden desteğini çekmesi kararını “Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur” sözleriyle değerlendirdi. Arnavutluk temaslarının ardından gazetecilerin gündemdeki gelişmelerle ilgili sorularını yanıtlayan Erdoğan, şu değerlendirmeleri verdi: FETÖ İLE MÜCADELE “Değerli Dostum Başbakan Sayın Edi Rama’yla başbaşa ve heyetlerarası olmak üzere verimli görüşmeler gerçekleştirdik. İkili ilişkilerimizde son yıllarda kaydedilen mesafeden duyduğumuz memnuniyeti özellikle dile getirdik. Stratejik Ortaklık seviyesindeki ilişkilerimizin geliştirilerek yeni alanlara teşmil ettirilmesi hususunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Geçtiğimiz sene imzaladığımız Ortak Siyasi Bildiri’yle tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısını da en kısa zamanda gerçekleştirmek konusunda mutabık kaldık. Dışişleri Bakanlarımız kendi aralarında görüşmeleri yapacaklar ve daha sonra da biz bu yıl içinde büyük ihtimalle bu toplantımızı gerçekleştireceğiz. Ortak gündemimizde yer alan bölgesel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk. İki NATO müttefiki olarak güvenlik boyutlu gelişmeleri aramızda değerlendirdik. Arnavutluk’un savunma sanayii alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması noktasında atabileceğimiz adımları ele aldık. Başbakan Edi Rama ile özellikle de FETÖ’nün Arnavutluk’taki yapılanmasıyla müşterek mücadelemizi gözden geçirdik. Ayrıca iş birliğimizi daha da güçlendirecek çeşitli anlaşmaları akdettik. Bu kapsamda 7 anlaşmanın imzaları atıldı. Heyetimizde yer alan Bakanlarımız ve ilgili kurum temsilcilerimiz de Arnavut muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdiler. Ziyaretim vesilesiyle Arnavutluk Meclisi’ne de bir hitapta bulunduk. REPLİKA HATIRASI Arnavutluk’ta 2019 Kasım ayında meydana gelen depremde, evsiz kalan Arnavut kardeşlerimiz için talimatımla Laç şehrinde TOKİ tarafından yaptırılan 522 adet deprem konutunun teslim törenini de icra ettik. Bunun yanında model daireleri gördük. Arnavut kardeşlerimizin evlerine misafir olduk. Ayrıca, Tiran şehir meydanının en güzel noktasında bulunan ecdat yadigarı tarihi Ethem Bey Camii’nin TİKA tarafından gerçekleştirilen restorasyon sonrasında yeniden ibadete açılışına hep birlikte şahitlik ettik. Ethem Bey Camii, Başkent Tiran’da Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen sekiz büyük camiden günümüze ulaşan tek tarihi cami olması hasebiyle ayrı bir önem taşıyor. TİKA tarafından 2018 yılında başlatılan bakım, onarım ve restorasyon çalışmaları, geçtiğimiz yıl tamamlandı. Namazgah Camii’mizin yanında bu da tarihi bir eser olarak güzel bir model teşkil ediyor. Sayın Edi Rama ile Ethem Bey Camii’ne birlikte girdik. Karahisari’nin Topkapı Sarayı’ndaki Kur’an-ı Kerim’inin bir replikasını buraya hatıra olarak bıraktık. İnşallah tüm Arnavutluk’taki Müslüman kardeşlerimiz için bu caminin anlamı da büyük olacaktır. Şimdi Namazgah Camii’ni de ramazan sonuna kadar yetiştirmeyi hedefliyoruz. O da 3 bin 250 kişilik bir cami. İnşallah güzel bir eser meydana geliyor. Onu da Diyanet teşkilatımızın KOMAŞ firması yürütüyor. Burada FETÖ meselesinden dolayı bazı sıkıntılar yaşandı. Bu sıkıntılar sebebiyle gecikti. Daha doğrusu işi durdurma noktasına da geldik. Ama bugün Sayın Edi Rama’nın bize verdiği bazı sözler sebebiyle “tamam” dedik. Hayırlısıyla biz işi yükleneceğiz, başlayacağız. Yeter ki diğer sorunları halledelim. Temenni ederiz ki şubat sonuna kadar bunlar bu planı gerçekleştirirlerse ondan sonra da zaten bizler adımlarımızı yoğun bir şekilde atacağız. BALKANLAR TÜRKİYESİZ OLMAZ (Türkiye, Balkan coğrafyasında pek çok eseri ihya ediyor. Bunun yanı sıra Maarif Vakfı yine FETÖ’nün etkisinde olan okullara sahip çıkıyor, yeni okullar içiyor. Bütün bu faaliyetlerin, kültür, sanat, eğitim alandaki faaliyetlerin üstüne bir adım daha koyma noktasında yeni projeler, yeni anlaşmalar olacak mı? Sözgelimi kasım, aralık ayında Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali yapılmıştı. Bunun bir benzeri Balkan coğrafyasındaki ülkelerle olacak mı?) Biz istiyoruz ki Balkanlar’da, her Balkan ülkesinde bir adım atalım; buralarda özellikle de TİKA ile tarihimize sahip çıkalım; kültür ve sanata yönelik de ne gerekiyorsa bunları biz TİKA ile yürütelim. TİKA, hemen hemen Balkan ülkelerinin tamamında şu anda aktif. Yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. İşte camiler, köprüler ve buna benzer bütün eserlere yönelik çalışmaları TİKA yoğun şekilde yürütüyor. Sadece Arnavutluk’ta bugüne kadar 568 adet eser yapıldı. Bunun haricinde yine Bosna-Hersek olsun, Kosova olsun, Makedonya olsun, buraların hepsinde de, Alevi Bektaşi Tekkelerine varıncaya kadar, bunları oralarda yoğun bir şekilde yapıyoruz. Hani bazıları konuşuyor “mezhep meşrep ayrımı vesaire” diye. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olmuş olsa bizim bunlara elimiz değmez. Ama hepsinde de varız, hepsine de elimizden gelen desteği veriyoruz ve oralarda da bunları inşa ve ihya ediyoruz. Balkanlar, Türkiyesiz olmaz. Balkanlar’da Türkiye olarak varız. Nitekim Sayın Edi Rama geçenlerde Bosna Hersek’te son gelişmeler üzerine katıldığı toplantıda “Tamam burada hepimiz varız da Türkiye nerede?” diye sormuş. Diğerlerine “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıdan hayırlı bir karar çıkmaz.” demiş. Aynı kanaati orada Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp Üyesi Dodik de sergilemiş. “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıda Birleşmiş Milletler, Amerika, İngiltere’den gelenlerle bu iş çözülmez” demiş. Bu ilginç bir şey. Bunu tabi daha önceki ziyaretimde, Bosna-Hersek’te hepsinin yanında yine söyledi. “Niçin biz şuradan şuradan arabulucu arıyoruz. Bunu Erdoğan yapsın, Türkiye yapsın.” dedi. Bugün Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Vucic bize geliyor. Sayın Vucic ile Balkanlar’da atılabilecek adımları, Bosna-Hersek konusunu da ele alacağız. Ona da Bosna-Hersek’teki barış ve istikrarın bölge için taşıdığı önemi vurgulayacağım. Biz sorunların çözümünün taraflar arasında daha fazla diyalogdan geçtiğine inanıyoruz. İlerleyen süreçte diplomasi trafiğini yoğunlaştıracağız. Türkiye, bugüne kadar sergilediği kucaklayıcı ve objektif tutumuyla Bosna-Hersek’teki tüm tarafların ve bölgedeki aktörlerin mevcut sorun bağlamında katkısını aradığı bir ülke olarak, saygın konumunu krizin aşılması için devrede tutmaya devam edecektir. BÖLGE SAVAŞI KABULLENEMEZ (Ukrayna’da çatışma ihtimali hala devam ediyor maalesef. Türkiye, krizin her iki tarafıyla da iyi ilişkilere sahip bir ülke. Sizin, adı arabuluculuk olmasa da bu krizin çözümü konusunda taraflarla görüşmeniz söz konusu mu? Eğer korkulan olur da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali söz konusu olursa bir NATO üyesi ülke olarak Türkiye’nin tavrı ne olur?) Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini gerçekçi bir yaklaşım olarak görmüyorum. Çünkü Ukrayna, sıradan bir ülke değil. Ukrayna güçlü bir ülke. Ayrıca Rusya’nın bu adımı atabilmesi için tüm dünyadaki durumu ve kendi durumunu gözden geçirmesi lazım. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Ukrayna’daydı. Şimdi ben de İlham Bey ile bir konuşacağım. Tabi Sayın Putin’le de bu konuları masaya yatırıp konuşmamız lazım. Çünkü bu bölgeler artık savaşı kabullenemez. Bunlar doğru da olmaz. Artık savaşı siyaset tarihinden silip atmamız lazım. “Ben bir yerin topraklarını işgal edeyim, alayım” mantığıyla bu işler yürümez. İşte örneğin Ukrayna’da ne yaptı Rusya? Kırım’a çöktü. Kırım ile ilgili biz her zaman, Kırım’ın işgaline karşı olduğumuzu Sayın Putin’le yaptığımız her görüşmede kendisine söylüyorum. Dışişleri Bakanlığımız aynı şekilde muhataplarına bunları söylüyor. Yani bu konuda bizim politikamız belli. Güneyimize bakıyoruz. Suriye’nin ciddi bir kısmında Amerika’nın üsleri var. Rusya’nın da üsleri var. Öbür tarafta terör örgütleri, Amerika’dan ciddi destekler aldı, hala almaya devam ediyor. Şimdi bunları yok farz etmek mümkün mü? Değil. Bunları biz Biden’la yaptığımız görüşmelerde devamlı kendisine söyledik. Trump ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Obama ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Hepsine de “Siz terör örgütlerini destekliyorsunuz” diye hep söyledim. Bizim güneyimizde, Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütlerine binlerce tır silah, mühimmat, her türlü ciddi desteği bunlar verdiler. Nitekim Irak’taki Koalisyon Güçleri olarak, Suriye’deki Koalisyon Güçleri olarak bu işleri yaptılar, hala da yapmaya devam ediyorlar. “Çekildik, çekiliyoruz. Biz burada terör örgütlerine destek vermiyoruz.” diyorlar. Doğru konuşmuyorlar tabi. Aynı şekilde Rusya, oradan çekilmiyor. Şu anda Rusya, Suriye’ye desteği çekmiş olsa Esed’in ayakta duracak hali yok. Esed, şu anda Rusya’dan aldığı destekle ayakta duruyor. Malum İran’ın desteği var. Böyle bir durum söz konusu. Temennimiz odur ki bir an önce bölgeye sulh ve sükun hakim olur ve bunlardan da böylece kurtulmuş oluruz. TÜRKİYE ÜZERİNDEN OLUR (ABD’nin, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de İsrail ve Güney Kıbrıs Rum kesimiyle birlikteki boru hattı projesinden desteğini çekmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?) Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bunun bütün analizlerini yaptılar, baktılar ki bu işin pozitif olabilecek bir yanı yok. Yani maliyet hesapları tutmuyor. Amerika bütün adımını zaten kapital üzerinde yürüten bir ülke. Bunun maliyet analizleri tutmadığı için de “Bu olacak bir iş değil” diyerek desteğini çekti. Zaten, burada hep konuşulan nedir? Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur. Berat Bey, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde bile İsrailli muhatabı, o zaman o teklifle gelmişti. İş bir yere doğru da gidiyordu. Belki biz o zaman İsrail’le o işi bağlayabilirdik. Peki şimdi bağlama umudu yok mu? Şartlar oturup konuşulur. Çünkü bu işin menfaat analizleri çok önemli. Belli bir yere de geldik. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüşmelerimiz oluyor. İsrail Başbakanı Bennett daha değişik düzeyde Haberler gönderiyor. Bütün bunlarla beraber biliyorsunuz, geçenlerde İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul ettim, onlarla görüşmelerimiz oldu. Eğer biz siyaset yapacaksak siyaset, kavga dövüşle olmaz. Siyaseti barış çizgisinde götürmeye mecburuz. Bizim Doğu Akdeniz’deki yaklaşımımız malum. Libya ile yaptığımız anlaşmamız var. Libya ile yaptığımız anlaşmayla birlikte işi biz resmi bir metne oturttuk. Bu resmi metin üzerinden de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir taraftan dört tane sondaj gemisi, iki tane sismik araştırma gemisi aldık. Bunları biz boşuna mı aldık? Bunlar Karadeniz’de de çalışacak, Akdeniz’de de çalışacak. Bu konudaki en güçlü altyapıya biz sahip olacağız. Onun için de Amerika’nın olayı, tamamen ekonomik analizdir. Bu analizler neticesinde gördüler ki buradan bir şey çıkmaz. 2023’E YETİŞTİRECEĞİZ (Karadeniz gazıyla ilgili ilgili önemli bir gelişme oldu. O gazı Türkiye’ye taşıyacak olan borular Filyos Limanı’na geldi. Bu süreç nasıl ilerliyor?) Boru hattı yapımında kullanılacak borular gelmeye başladı. Boruların tamamının yaklaşık 10 ayrı seferde limana gelmesi planlanıyor. Her bir boru yaklaşık 12 metre uzunluğunda. Boru hattını deniz tabanına yerleştirme işlemi yaklaşık 5 ay sürecek. 2022 yılı içerisinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonları yapılacak. (2023’e gaz yetişecek mi?) İnşallah 2023’e biz bu işi yetiştireceğiz. (Yeni bir müjde daha gelir mi?) Bekliyoruz. İnşallah. Bütün hayalimiz, Bakanlığın yaptığı çalışmalar, arkadaşların verdikleri bilgiler, özellikle sismik araştırma gemilerimizin bize verdiği raporlar, hep bu istikamette. Zaten bu işi şöyle başarıyla neticelendirdiğimiz zaman, ekonomik performans nedir ne değildir diye soranlara inşallah biz oradan gereken cevabı verme imkanını yakalamış olacağız. İSTİKLAL MÜCADELESİ VERMELİYİZ (CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığının önüne giderek “tarafsız olun, torpil yapmayın” gibi birtakım açıklamalarda bulunmuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesine ise 5 bine yakın CHP ve İYİ Parti kökenli isim alındı. Bir de mülakat oldu, 150 kişi girdi, 70 kişi yazılıda 90 almıştı, mülakatta 40 verildi. Yazılıda 40 alanların mülakat puanı da 90’a çıkarıldı. Burada da bir torpil ve iltimas ortaya çıktı. Bu konularla ilgili görüşünüz nedir?) Bu ülkede kadrolaşmanın kitabını CHP yazmıştır. Biliyorsunuz Mehmet Moğultay bu işin en mahir hareket edenlerindendir. Onun “CHP’lileri almayacağım da ülkücüleri mi alacağım” gibi bir ifadesi de vardır. Sadece onunla kalmadı tabi. CHP’nin o dönemlerdeki bakanlarının hepsinde aynı uygulama olmuştur. Seyfi Oktay’ına git, aynı şeyi görürsün. Bunların yönettiği belediyelerde de hep aynı şeyi görürsün. Şimdi burada da bunlar aynı bu uygulamayı yürütüyorlar. Bu yaptıklarını milletimiz görüyor. Bize bu noktada çamur atamazlar. Bunların kadrolaşma yanında beceriksizliklerine de milletimiz hep şahit oldu. Kılıçdaroğlu’nun SSK’nın başında olduğu dönemde bu millet hastanelerde kan revan içinde kalıyordu, serum şişesi bulamıyordu. Savaş Ay’ın o programında kolu kangren olan o yavrunun halini ben unutamıyorum mesela. Bu adam bir SSK’yı yönetemedi. Şu anda gelmiş ülkenin yönetimine talip oluyor. Her şeyi A’dan Z’ye yalan. Bozuk zemberek gibi dönüyor dönüyor aynı yalanı söylüyor. Burada hakikaten bir istiklal mücadelesini hep beraber vermemiz lazım. 2023 bu ülkenin adeta istiklal mücadelesinin verileceği yıl olacaktır. Elhamdülillah, milletimiz her şeyin farkında. İşte bu hafta Aydın’daydık. Aydın’da halkımızın teveccühünü gördük hamdolsun. Aldığım resmi rakama göre meydanda 30 bin vatandaşımız vardı. Ondan sonra Danışma Meclisindeki heyecan, coşku da bambaşkaydı. Bunun yanında Adnan Menderes Müzesi’nin açılışını yaptık. Sağ olsun Süleyman Bey’in riyasetinde orada güzel ve zengin bir müze yapıldı. Bütün bunlarla beraber bir coşku, bir heyecan artık arazide kendini gösteriyor. İnşallah 2023’te çıkacak netice, birçoğunun herhalde siyaset sahnesinden silinmesine de vesile olacaktır. DAR BÖLGEYE GİRMİYORUZ (Siyasi Partiler ve Seçim Kanununda yapılacak bir değişiklik gündeme gelmişti. Özellikle seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesiyle ilgili AK Parti ve MHP arasında bir mutabakata varıldığına dair yorumlar da yapılmıştı. Bu konu çok merak ediliyordu. Öngörünüz var mı, ne zaman Meclis gündemine gelir?) Artık kronolojide gelme süreci başladı. Biliyorsunuz, bizden Hayati Bey’in başkanlığında bir ekip, Milliyetçi Hareket Partisi’nden Feti Bey’in başkanlığında bir ekip çalıştı. Bunun yanında Büyük Birlik Partisi kendi teklifini arkadaşlarımıza göndermişti. Ben, Hayati Bey’in Feti Bey’lerle yaptığı çalışmanın taslak metnini aldım. Bu taslak metni, Devlet Bey’le de paylaştım. Devlet Bey de gerçekten bir nezaket göstermek suretiyle “Bu çalışma bizim için geçerlidir” dedi. Orada bizim yaklaşımımız barajın yüzde 7 olması yönünde. Onun dışında dar bölge, daraltılmış bölge vesaire bu tür şeylere girmiyoruz. Hazırlanan, üzerinde çalışılmış taslak metin konusunda bu hafta veya önümüzdeki hafta arkadaşlar tekrar bir araya gelecekler. Nihai şeklini verip ondan sonra işi bitireceğiz. DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILMALI (HDP’li milletvekili Semra Güzel'in terörist kıyafetiyle terör bataklığında çektirdiği fotoğraflar gündemin sıcak konusu. Konuya dair sizin son açıklamanız, dokunulmazlığın kaldırılması yönündeydi. HDP’li vekilin terör geçmişi tartışılırken muhalefetin pozisyonunun ne olacağı merak konusu. CHP’den, terör ve terörist CHP’nin kırmızı çizgisidir açıklaması geldi. Fakat CHP’li Adana İl Başkanı, PKK yöneticiliğinden hüküm giymiş bir kişi olan HDP’li Aysel Tuğluk’un sağlık nedenlerinden dolayı tahliyesi gerekir şeklinde bir konuşma yaptı ki, bu da çok eleştirildi ve bu bir çelişki olarak görülüyor. Muhalefetin Semra Güzel konusunda aldığı ve alacağı pozisyona dair yorumunuz ne olur?) Biz kendimizi muhalefete göre dizayn etmiyoruz. Bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak tavrımız belli. Sözde milletvekili bu kadınla alakalı ben açıklamamı yaptım. Devlet Bey de aynı şekilde yaptı. İYİ Parti de bununla ilgili galiba “Gelirse bizim kanaatimiz budur” dedi. Bir defa böyle bir sözde milletvekilinin parlamentomuzda olması bizim için bir kara lekedir. Kesinlikle dokunulmazlığının süratle kaldırılması gerekiyor. Çünkü orada bitmiyor. Dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra yargı yolu açılmış oluyor. Biz bu konunun özellikle takipçisi olacağız. Bunların dışında da şu anda hazır olan yaklaşık 15 fezleke var. Bunların da takibinde olacağız. Bunların da dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ve yargı yolunun açılmasının takipçisi olmaya mecburuz. Şu anda Cumhur İttifakı olarak biz bunların peşindeyiz. Bu konuda vatandaşımızın hassasiyetlerini biliyoruz. Parlamentomuzun terörle anılmasını kesinlikle istemiyoruz. KUR DA FAİZ DE DÜŞECEK (Yakın ekonomi tarihinin en kritik günü 20 Aralık 2021 idi. Kur korumalı mevduatta gelinen noktayı tatmin edici buluyor musunuz? Özellikle TL’nin dövize dönüşünü durdurdu ama dövizden TL’ye geçişin teşvik etmek adına yeni adımlar söz konusu mu? Bir de enflasyonla ilgili çok önemli bir hamle yaptınız. Geldiği seviyede dar ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi için hakikaten ezber bozan hamleler var. Ama aynı zamanda enflasyonun bir düşüş trendine ilişkin de bir beklenti yönetmek gerekiyor. Sizce enflasyon ne zaman gerçek anlamda toplumun günlük hayatında hayat pahalılığının azaldığı hissini uyandıracak şekilde bir düşüş eğilimine girer. O konuda ne yapacaksınız?) Öncelikle kur korumalı mevduata vatandaşlarımızın teveccühü bizleri memnun ediyor. Döviz kurlarındaki oynaklığın azalmasından ve istikrarın devamından gayet memnunuz. Finansal piyasalardaki istikrarın devamına ve TL’ye olan ilginin artmasına yönelik ilave çalışmalarımız sürüyor. Diğer taraftan biliyorsunuz benim bir iddiam var; “faiz sebep, enflasyon neticedir.” Nitekim de neticesi, kendini gösteriyor. Enflasyon, düşüşe girmiştir, girecektir. Bu bir defa kesin. 20 Aralık burada bir dönüm noktası oldu. Enflasyonun gerilemesini beklemek, milletimin hakkıdır, bizim de hedefimizdir ve bunu zaten başaracağız. Ama faizde de artık düşüşler başladı. Bir ara biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Fakat bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da ekonomideki şartlara göre şekillenecek. Çünkü bu öyle bir durum ki, hep söylediğim gibi, dere yatağında akar. Burada da aynen bu durumu yakalayacağız. Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. 2023’e de zaten böyle gireceğiz. Bu enflasyonun da düşüşünü getirir, enflasyon düşecek.

2 yıl önce

2017 kar kalınlığı 120 cm! 2022 kar kalınlığı 85 cm! Kadir Topbaşı’ın marifeti… Ekrem İmamoğlu’nun beceriksizliği…

CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi, günlerdir duyurusu yapılan kar alarmına karşı tam bir fiyasko yaşarken en büyük sıkıntıyı da yolda olanlar, evine gidemeyen ve mesai sonrası yollara düşen İstanbullular çekti.  Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün günler öncesinden yaptığı duyuruya rağmen İstanbul'un hemen hemen her semti yeterli önlemin alınmaması yüzünden adeta kara teslim oldu. Binlerce kişi saatlerce yollarda kalırken, Marmaray ve metrolar adeta insan seline dönüştü. Kapanan yollar veya zamanında tuzlama yapılamaması yüzünden yüzlerce kaza meydana geldi.  İstanbul'da kar esaretinin yaşandığı bu günlerde, çok öncesi değil 2017 yılında bazı yerlerde 1 metre 20 santime kadar çıkan kar kalınlığına rağmen İstanbulluların bu denli kabus yaşamadığı o günler akıllara geldi.  AK Parti'li rahmetli Kadir Topbaş'ın  Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 2017'de bugünkünden çok daha fazla etkili olan kar yağışına rağmen alınan önlemler sayesinde kriz atlatıldı. Rahmetli Topbaş alınan tedbirleri ve yapılan çalışmaları tek tek anlatmıştı. KADİR TOPBAŞ VE EKREM İMAMOĞLU FARKI GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ Sosyal medyada paylaşılan bu görüntüyle Kadir Topbaş ve Ekrem İmamoğlu'nun farkı gözler önüne serildi...

2 yıl önce

Rusya, Birlik Kararlılığı-2022 tatbikatlarına Belarus'ta devam ediyor

Kasım 2021'in başlarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko arasında imzalanan, iki ülkenin ekonomi ve askeri alanlarda üzere işbirliğinin derinleştirilmesini öngören anlaşma sonrası başlatılan Birlik Kararlılığı-2022 tatbikatları devam ediyor. Rusya Savunma Bakanlığı, tatbikatlara ilişkin son bilgileri paylaştığı açıklamasında, "Tatbikatta yer alan Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri birimleri, Belarus Cumhuriyeti'ne yeniden konuşlandırmaya devam ediyor. İşlemlerin tamamlanmasının ardından personel, standart teçhizatla bir dizi görevi yerine getirecek ve teçhizatların bakımını yapacak. Hava savunma eğitimi muharebe görevini üstlenecekleri belirtilen alanlara ilerleyecek" denildi. Birlik Kararlılığı-2022 tatbikatının ilk ayağı 9 Şubat'ta, ikinci ayağı ise 10-20 Şubat'ta yapılacak.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: 2022 yılını Afet Tatbikat Yılı ilan ettik

2022 yılının ilk Afetlere Hazırlık Değerlendirme Toplantısı, Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde gerçekleştirildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başkanlığında yapılan toplantıya, Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AFAD Başkanı Yunus Sezer ve kurum temsilcileri katıldı. Bakan Soylu, toplantı öncesi açıklamalarda bulundu. 2022 yılının Afet Tatbikat Yılı ilan edildiğini söyleyen Soylu, afetlere hazır olmak için çalışmaların artırılarak devam ettiğini ifade etti. Soylu, deprem konusunda da uyarılarda bulunarak, bilimsel verilerin ciddi bir deprem tehdidinin çok da uzakta olmadığını gösterdiğini vurguladı. Bu bağlamda AFAD mobil uygulamasının önemine dikkat çeken Soylu, afet anlarında iletişimin rahat bir şekilde sağlanabilmesi için uygulamanın yaygın bir şekilde kullanılması gerektiğini belirtti. “14 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmenle tatbikat yapıldı” İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afetlerle mücadele ve hazırlık planları kapsamında çalışmaların sürdüğünü söyleyerek, “2020 sonlarında başladığımız ve 2021 yılı sonunu nihai hedef olarak belirlediğimiz, İstanbul’da da sayın valimizin koordinasyonunda ve üniversitelerimiz ile beraber Türkiye’nin 81 ilinde yaptığımız gibi İl Afet Riski Azaltma Planı hazırlanmış ve 81 ilde ,ki bütün bunlarla ilgili bitme tarihinde hedef 2025 idi ancak meselenin muaccel olmasına, önemine binaen biz bunu geriye çektik, çok ciddi bir çalışma yürüttük. Hedefimize uygun bir şekilde 81 ilde, İl Risk Azaltma Planlarını tamamladık. Son olarak dün, 14 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen ve okullarda sivil olarak çalışanlar, polislerimiz, jandarmalarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, Kızılay’ından sağlık kurumlarımıza kadar, herkesin katıldığı muhteşem bir tatbikat gerçekleştirildi” dedi. “2022 yılını Afet Tatbikat Yılı ilan ettik” Toplumun afetlere hazır olması için tatbikatların son derece önemli olduğunu vurgulayan Soylu, “Afetlere hazır olma, toplumun afet bilincini sürekli artırma, afet farkındalığımızı diri tutma anlayışı ile Afet Eğitim Yılı kapsamında öğrenilenleri pratiğe dökme hedefiyle, 2022 yılını Afet Tatbikat Yılı ilan ettik. Geçtiğimiz hafta Erzurum’da kış tatbikatı yaparak bunun ilk adımını attık. Bütün okullarda, üniversitelerde, yurtlarda, kamu kurumlarında, havalimanlarında, otobüs terminallerinde, hastanelerde, ceza ve tevkif evlerinde, organize sanayi bölgelerinde, alış-veriş merkezlerinde, konutlarda ve sitelerde, bazıları tematik, yani maden kazası, endüstriyel tesis, kış arama ve kurtarma gibi kendisine ait konusu olan tatbikatlar olacaktır. 2022 yılında bu kapsamda 66 il düzeyi tam tatbikat, 15 bölgesel düzeyde tam tatbikat, İstanbul ilimizde 1 ulusal düzeyde tam tatbikatı, 1 uluslararası düzeyde arama ve kurtarma tam tatbikatı, 18 AYDES uygulama tatbikatı, 11 tematik tatbikat, 2 bin 921 yangın ve tahliye tatbikatı, 51 bin 281 deprem anı tatbikatı, 71 sivil savunma ikaz alarm tatbikatı olmak üzere toplam 54 bin 302 tematik tatbikat planlamış olduk” diye konuştu. “Bu bir sır değil, deprem beklentimiz var” Bakan Soylu, son bir yılda Türkiye genelinde 25 bin 753 deprem meydana geldiğini ifade ederek depremler konusunda uyardı. Soylu, “İstanbul’u afetlere hazırlamakla, özellikle bir deprem afetine karşı hazırlamak için çalışmalarımızı ara vermeden sürdürdük. Böyle bir beklentimiz var mı? Bu bir sır değil, evet var. Bu işe er ya da geç karşılaşacağız. Sonra eyvah para etmez. Biz normal bütün işlerimizi yaparken zihnimizin bir tarafında bu depremle ilgili hangi tedbirleri aldığımız, gerek il risk azaltma planlarımız, gerek Türkiye Afet Müdahale Planı ile ilgili kurumumuzun buna hazır olup olmadığını bir vesile ile sürekli tartmalı, arkadaşlarımızı ve kurumlarımızı buna göre hazırlamak durumundayız. Türkiye, depreminden seline, yangınına kadar afet bölgesidir. Deprem anı karmaşık bir andır. Siz yüzde yüz mükemmeli hazırlamalısınız ki oradan kaybettiğimizle vatandaşımıza ulaşma konusunda kontrolü elinizde tutabilen ve bu konuda derhal toparlanabilen ve yönetimi en üst düzeyde yapabilen bir anlayışı gerçekleştirebilelim. Bu konuda uzmanlığı bulunan neredeyse bütün bilim insanlarımız, bilimsel verilerin tespiti ciddi bir deprem tehdidinin çok da uzakta olmadığı yönündedir. Bunu görmezden görmek kendimizi kandırmak olur. AFAD verilerine göre sadece 2021 yılında ülkemizde küçüklü büyüklü toplam 23 bin 753 deprem meydana geldi. Bunların 255 adedi 4 ile 5 büyüklüğü arasında, 26’sı 5 ile 6 arasındaydı, 3 tanesi de 6’dan büyüktü. Dolayısıyla burada meseleyi ciddiyetle ele alma ve yarın deprem olacakmış gibi hazırlanmak durumundayız” şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Fonlanan muhalif medya kuruluşlarına ait 2022 yılı listesi: Ruşen Çakır’a ait Medyascope’a 1 milyon 200 bin TL, Hasan Cemal’e ait P24’e 970 bin TL ödeme yapılmış

Amerikan Chest Foundation'ın yayınladığı verilere göre, son 10 yıl içinde Türkiye'deki kuruluşlara sağlanan destek miktarı belirlenmişti. İçlerinde Hrant Dink Vakfı, Bianet, İKSV, Mezopotamya, Medyascope ve 140Journos gibi birçok iktidar karşıtı medya grubuna yüksek miktarlarda "bağış" yaptığı tespit edilmişti. 2022 yılına ait yeni liste yayımlandı. Ruşen Çakır’a ait Medyascope’a1 milyon 200 bin TL, Hasan Cemal’e ait P24’e 970 bin TL ödeme yapıldığı öğrenildi. BİANET'E 1.8 MİLYON DOLARLIK FON Açıklanan daha önceki listeye göre, BİANET’in SIDA'dan sadece 2021 yılında 434 bin dolarlık ödeme aldığı belirlenmişti. 2019-2021 arasındaki üç yılda kurumun SIDA’dan toplamda 1.8 milyon dolarlık destek gördüğü ortaya çıkmıştı. Chrest Foundation 2021’de “Sivil toplum reformu çabaları etrafında farkındalık yaratmak” amacıyla Sivil Toplum ve Medya Çalışmaları Derneği’ne 59 bin dolar vermişti.

2 yıl önce

İBB batma noktasında! Yasal borçlanma sınırlarını aşan İBB'nin borcunun 2022 sonu itibarıyla 98 milyar liraya çıkacağı ifade edildi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu seçim döneminde 'İBB'nin yeterli kaynağı var. Öz kaynakları ile belediyeyi rahatça yönetirim" ifadelerini kullanmıştı. Ancak göreve gelmesinin üzerinden daha 3 yıl geçmeden belediyeyi borç batağına soktu. İBB'nin 2021 yılı Faaliyet Raporu görüşmelerinde borç sorunu gün yüzüne çıktı. Sabah'ın haberine göre, İBB'nin borçlanma yasal sınırının aşılması ve borçlanma talepleriyle birlikte 2022 yılı sonu itibarıyla borcun 98 milyar liraya çıkacağı ifade edildi. İBB 2021 Yılı Faaliyet Raporu görüşmelerinde konuşma yapan İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, İBB yönetiminin ihalelerde yaptığı usulsüzleri teker teker incelediklerini söyledi. Göksu şu ifadeleri kullandı: 'İSRAF DENİZİ' "1 Temmuz 2019 ve 31 Mart 2022'de İBB'de yapılan ihale sayısı 15 bin 876. Yüzde 11'ini açık yapmışlar. Geriye kalan yüzde 89, yani 14 bin 53 ihale ise kapalı kapılar arkasında yapılmış. 1 yılda 21B'den yaptıkları ihale sayısı 3 milyar. Asıl skandalı söylüyorum; 2021 yılı Denetim Komisyonu'nda 118 ihaleyi teker teker inceledik, 1 yılda 8 milyarlık ihaledeki yolsuzluk rakamı 1.5 milyar lira. Büyükşehir Belediyesi 25 yılda 28 milyar borçlanmış. 3 yılda getirdiğiniz kesinleşmiş borç, 58 milyar lira. Daha vahimini söylüyorum; 2022 yılı borçlanması İSKİ ve İETT ile birlikte yılsonu itibariyle 98 milyar 752 milyona çıkıyor. Tıkır tıkır işleyen İSKİ gibi bir kurumu 3 yılda 5.2 milyar lira borca soktunuz. Sadece popülizm yapmak için bir kurumu maalesef batırıyorsunuz. Sadece İETT'deki karabatak size tarihi vesika olarak yeter. Daha önce CHP İSKİ'den gitti, bu sefer İETT'den gidecek. İBB Başkanı, bu yolsuzluğa ortak değilsen, yüreğin yetiyorsa, raporu yargıya taşımanı bekliyoruz." İBB'de yatırımın bütçedeki payının yüzde 57'den yüzde 34'e düştüğünü belirten Göksu şöyle devam etti: "İBB 2021'de ilk defa eksi 4.5 milyar zarar göstermiş. Dehşet bir israf denizinin içinde. Bir yemek faturası 603 bin lira. Bir dans gösterisi 400 bin lira. Araç sayıları yüzde 250 artmış. Yetmemiş, Özel Kalem'e 89 lüks araç tahsis edilmiş. Halkçı ya bunlar."

1 2 3 4 5