16 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

Afganistan'dan tahliye edilen 357 kişi daha İstanbul'a geldi

Afganistan'daki Türk vatandaşlarının tahliyesine yönelik çalışmalar sürüyor. Başkent Kabil'den tahliye edilen 16'sı bebek toplam 357 yolcu, önce Türk Hava Kuvvetleri'nin askeri nakliye uçağı ile Pakistan'ın başkenti İslamabad'a, oradan da Türk Hava Yolları'na (THY) ait tahliye uçuşu ile İstanbul'a getirildi. Bugün gerçekleştirilen beşinci tahliye ile, yaklaşık bin kişi Afganistan'dan Türkiye'ye getirildi. İstanbul'a dönenler için bildirdikleri adreslerde 10 günlük karantina süreci başladı.

2 yıl önce

G7, Taliban ile kurulacak ilişkilerin yol haritasında uzlaşı sağlandı

Avrupa Birliği, zirvede ABD’ye hayatı tehlikede olan Afganlıların tahliye operasyonlarını tamamlamak için Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin “gerekli olduğu sürece” güvence altına alınması çağrısında bulundu. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise G7 liderlerin Taliban ile kurulacak ilişki konusunda bir yol haritası üzerinde uzlaştığını duyurdu. İngiltere Başbakanı, Afganistan'ın yurt dışındaki fonlarının Taliban için koz olarak kullanılacağı mesajını verdi. Buna göre planın en önemli maddesi ABD’nin çekilme tarihi ilan ettiği 31 Ağustos’tan sonra da Taliban militanlarının ülkeyi terk etmek isteyenlerin güvenli geçişine izin vermesi için baskı yapmak olacak. Johnson, Biz sadece tahliye operasyonlarına nasıl yaklaşacağımız konusunu değil ayrıca Taliban ile nasıl bir ilişki kuracağımıza dair bir yol haritası konusunda da uzlaştık.” dedi. Afganistan'ın yurt dışındaki fonları Taliban için koz olarak kullanılacak Taliban’a sunulacak koşullardan bahseden Johnson, “Belirlediğimiz bir numaralı koşul, 31 Ağustos ve sonrasında da yurt dışına çıkmak isteyenler için güvenli geçişi garanti etmeleri gerektiği. Bazıları bunu kabul etmediklerini söyleyebilir, bazıları da umarım bunun anlamını gayet iyi anlayacak. Çünkü G7'nin çok önemli bir ekonomik, diplomatik ve siyasi ağırlığı var.” dedi. Johnson, Taliban ülkede kontrolü ele geçirmesinden sonra G7 ülkelerini Afganistan’ın yurt dışındaki fonlarını askıya aldığını hatırlattı. AB Konseyi Başkanı Charles Michel, ABD’den Afganlıların tahliye operasyonlarını tamamlamak için Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin “gerekli olduğu sürece” güvence altına alınması çağrısında bulunduklarını söyledi. G7 zirvesi bildirisinden G7 ülkelerinin liderleri, önceliklerinin Afganistan'dan tahliyelerin güvenli şekilde sağlanması olduğunu belirterek, Taliban'ı sözlerine göre değil, eylemlerine göre değerlendireceklerini ve kurulacak hükümetin meşruiyetinin, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmedeki yaklaşıma bağlı olduğunu duyurdu. Birleşmiş Milletler (BM) ve NATO genel sekreterlerinin de katıldığı zirve sonrasında yayımlanan bildiride, Afganistan'daki durumla ilgili "ciddi şekilde endişeli" olunduğu belirtildi. Savunmasız Afganistan ve diğer ülkelerin vatandaşlarının güvenliğinin sağlanması ve insani bir krizin önlenmesi için itidal çağrısında bulunulan bildiride, kadınların, kız çocuklarının ve azınlık gruplarının haklarının korunmasına ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesi istendi. "Afganistan'ın bir daha asla terör için güvenli bir bölge veya başkalarına yönelik terör saldırılarının kaynağı olmaması" gerektiği kaydedilen metinde, NATO müttefikleri başta olmak üzere ortaklarla beraber nerede olursa olsun terörizmle kararlılık ve dayanışma içinde mücadele edileceği mesajı verildi. Beklentiler Bildiride, gelecekte kurulacak bir Afgan hükümetinin, ülkenin uluslararası yükümlülüklerine uyması, terörizme karşı koruma sağlaması, başta kadınlar, çocuklar, etnik ve dini azınlıklar olmak üzere tüm Afganların insan haklarını güvence altına alması, hukukun üstünlüğünü koruması, engelsiz ve koşulsuz insani erişime izin vermesi, insan ve uyuşturucu kaçakçılığına karşı etkili şekilde karşı koyması gerektiği belirtildi. Afganistan'daki tüm tarafların, kadınların ve azınlık gruplarının önemli derece katılımıyla kapsayıcı bir hükümet kurmak için iyi niyetle çalışmaya davet edildiği aktarılan bildiride, insani yardım ve mültecilerin desteklenmesi sözü verildi. Tahliyeler "Acil önceliğimiz, vatandaşlarımızın ve son 20 yılda bizimle çalışan ve çabalarımıza yardım eden Afganların güvenli bir şekilde tahliyesini ve Afganistan'dan sürekli güvenli çıkışı sağlamaktır." ifadesine yer verilen bildiride, G7 ülkelerinin bu konuda yakın iş birliğine devam edeceği vurgulandı. Tüm tarafların bunu kolaylaştırmaya devam etmesi, insani ve sağlık personelleri dahil uluslararası hizmet sağlayıcıların güvenliğinin temin edilmesinin beklendiğinin altı çizilen bildiride, mültecilere ev sahipliği yapan bölgedeki komşu ülkeler ve diğer ülkelerle birlikte iş birliği yapılacağı da duyuruldu. "Sözleriyle değil, eylemleriyle değerlendireceğiz" Afganistan'ın karşı karşıya olduğu kritik sorunları ele almak için BM, G20 ve diğer müttefikler ve bölge ülkeleriyle birlikte çalışılacağı belirtilen metinde, "Bunu yaparken Afgan partilerini sözleriyle değil, eylemleriyle değerlendireceğiz. Özellikle, Taliban'ın terörü önleme, kadın hakları, kız çocukları ve azınlıkların insan hakları ve Afganistan'da kapsayıcı bir siyasi çözüm arayışı konusundaki eylemlerinden sorumlu tutulacağını bir kez daha teyit ediyoruz." ifadeleri kullanıldı. Bildiride, gelecekteki bir Afgan hükümetin meşruiyetinin de uluslararası yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmedeki yaklaşıma bağlı olduğu vurgulandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "2053 ve 2071 vizyonlarıyla, Türkiye'yi her bakımdan dünyanın en güçlü ülkeleri arasında ilk sıralara yerleştirme görevini miras bırakıyoruz."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Milletimize Anadolu'nun kapılarını açan, büyük zaferin 950. yılında bu toprakların vatanımız haline gelmesi ve  o şekilde kalması için canlarını ortaya koyan şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle yad ediyorum. Ahlat'ın hikayesi ise tamamen kendine özgüdür çünkü bu şehir tarih boyunca doğu ve batı medeniyetleri arasında köprü meziyeti görmüştü. Orta Asya'dan Batı'ya doğru yönelen Müslüman Türk göçenlerinin toplanma alanı olmuştur.  Ahlat günümüzde de tarihe şahitlik etmeyi sürdürüyor. Tarihi İslam mezarlıklarının en büyüğü unvanını taşıyan Selçuklu Mezarlığı bizim burada varlığımızın hafıza taşlarıdır. Bu büyük mirası ecdadımıza çok görüp başka toplumlara yamama girişimlerine şahit olmuyor değiliz. Biz buranın neresi olduğunu, ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz. Malazgirt Savaşı'nın kazanılmasında da bu şehrin çok büyük önemi vardır. Horasan Bölgesi'nden Ahlat'a gelen ve buradan bütün Anadolu'ya dağılanlar burada hoşgörüyü tesis ettiler. Birçok bilim adamını, mimar ve sanatkarı bu şehir yetiştirdi. Yıllarca ihmal edilen bu hazineyi yeniden ayağa kaldırmanın boynumuzun borcu olduğu maksadıyla kapsamlı çalışmalar başlattık. Hem ecdadı yad ediyor, hem bu toprakları ilelebet toprağımız olarak korumayı dünyaya haykırıyoruz. İnsanların hayatların çok uzun gibi gözüken 30,50 yıllık dönemler devletlerin tarihlerinde oldukça kısa sürelerdir. Bu kısa süreleri hakkıyla değerlendirdiğimizde, milletimizin önünde bir ışık yaktığımızı unutmamalıyız.  Gençlerimizin gözündeki azim ve kararlılık, birliğimize, beraberliğime, kardeşliğimize yönelik saldırıların hiçbirinin başarıya ulaşamayacağının göstergesidir. Artık hiç kimsenin hiçbir kesimin hiçbir gücün ülkemize, milletimize, gençlerimize kayıplar verdirmesine müsaade etmeyeceğiz. "AHLAT'IN ŞANINA LAYIK BİR ESER OLDU" 5. yılına ulaşan bu programların salgın dönemi haricinde her yıl daha geniş katılımla zenginleştiğini görmekten memnuniyet görüyorum. İşte bu gördüğünüz mekan bunun en güzel ifadesidir. Ahlat Gençlik Kampı'nın açılışını yapmıştık, bugün de Ahlat Millet Bahçesi'nin açılışını yapıyoruz. Bu eserlerin şehrimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Millet kıraathanesi, oba çadırları, at ve okçuluk sporları üniteleri ve diğer hizmet birimleriyle millet bahçemiz Ahlat'ın şanına layık bir eser oldu. Maziden atiye kurduğumuz köprünün sembollerinden biri olduğunu düşündüğüm bu eserde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Gören göz, işiten kulak, en önemlisi ülke ve millet sevdasıyla dolu bir yürek lazımdır. Milletimizle aynı istikamete baktığımız, aynı mücadeleleri verdiğimiz için ülkemizi hep ileri taşıdık. Küresel siyasi ve ekonomik düzenin yeniden yapılanma sürecinde ülkemizin bu gücünün önemini çok daha iyi görüyoruz.  "GENÇLERİMİZ BU DEFA OYUNA GELMEMİŞTİR, GELMEYECEKTİR" Gençlerimizle birlikte kendimiz ve tüm dostlarımız için inşa ettiğimiz refahın, adaletin, vicdanın sembolü olan geleceğe inşallah az kaldı. Kimi zaman sağcı solcu diyerek kimi zaman Alevi-Sünni diyerek kimi zaman Türk-Kürt diyerek birbirine düşürmek istedikleri gençlerimiz bu defa oyuna gelmemiştir, gelmeyecektir.  İlhamını kendi medeniyetimizden alan iyi, güzel, doğru, hakka ve adalete uygun ne varsa hepsini milletimizin emrine sunmak için daha çok çalışacağız. Biz 84 milyon vatandaşımızın her birine layık olduğu hizmetleri sunmak için tüm imkanları harekete geçiriyoruz. Doğu Karadeniz'de yapılanları gördünüz. Öbür tarafta Bartın, Kastamonu, Sinop'ta yapılanları gördünüz. Bütün felaketlerde attığımız adımları gördünüz. Mücadele bayrağını hep daha yukarıya taşıyarak yolumuza devam edeceğiz. Malazgirt Zaferi'nin 950. yıldönümünü bir kez daha tebrik ediyoruz. Bu vesileyle 2 yıl önce elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Prof. Dr. Haluk Dursun hocamızı rahmetle yad ediyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, Kalın sağlıcakla...

2 yıl önce

Askerlik günlerini unutamayan 79 yaşındaki 'Coşkun dede' sel bölgesinde yaraları saran Jandarma’ya moral veriyor

Sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde yaşayan 79 yaşındaki Coşkun Arol, selin yaralarını sarmak için canla başla çalışan askerlere her sabah üzerindeki üniformayla moral veriyor. Şiddetli yağışın ardından ilçede 11 Ağustos'ta Ezine Çayı'nın taşması sonucu yaşanan sel felaketinin ardından günlük hayata yavaş yavaş dönülüyor. Türkiye'nin farklı illerinden bölgeye sevk edilen jandarmalar, ilçedeki hayatın normale dönmesi için özveriyle çalışıyor. Yıkımların yaşandığı, balçık altında kalan ilçede, kimi kazma, kimi de kürekle çalışan jandarmalar, fırçalarla da ince temizlik yapıyor. İlçede yaşayan ve askerlik günlerini unutamayan Coşkun Arol da üzerine giydiği askeri kıyafetle her gün askerleri ziyaret ederek tekmil veriyor. Arol'u her gün sempatiyle karşılayan askerler, tekmil sırasında ona karşılık veriyorlar. Arol, zaman zaman da askerlere şiir okuyor. Coşkun Arol, askerliği çok sevdiğini söyledi. Sürekli asker elbisesi giydiğini kaydeden Arol, "Asker elbisesi giyip asker evlatlarımın yanına gidiyorum. Asker evlatlarımı gördüğümde her zaman tekmil veriyorum. Onların morali düzelsin diyorum. Onlar da beni görünce gülüyorlar, seviniyorlar, çok hoş karşılıyorlar. Onlar için dede, baba yerindeyim." dedi. Bozkurt'un büyük bir felaket yaşadığını dile getiren Arol, "Kastamonu'nun Bozkurt kazasında çok büyük bir sel felaketi oldu. Çok vatandaşımız Allah rahmet eylesin hayatını kaybetti. Birçok bina yıkıldı. Asker evlatlarım uzaklardan gelip Bozkurtumuz için çalıştılar, güç kuvvet harcadılar. Allah onlardan razı olsun." diye konuştu.

2 yıl önce

Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 oranla rekor büyüme kaydetti

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ikinci çeyreğine (nisan-haziran) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Buna göre, GSYH tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 21,7 artış gösterdi. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH tahmini, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 52,4 artarak 1 trilyon 581 milyar 120 milyon lira olarak gerçekleşti. GSYH'nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 188 milyar 566 milyon dolar oldu. GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla zincirlenmiş hacim endeksi olarak hizmetler yüzde 45,8, sanayi yüzde 40,5, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 32,4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 32,3, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 25,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 8,5, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 3,7, inşaat yüzde 3,1 ve tarım, ormancılık ve balıkçılık yüzde 2,3 arttı. Finans ve sigorta faaliyetleri ise yüzde 22,7 azaldı. Bu arada, 1999 yılından itibaren açıklanan yeni serideki en yüksek büyüme oranına ulaşıldı. Bu büyümede, geçen yılın aynı çeyreğinde oluşan yüzde 10,4'lük küçülme etkili oldu. Öte yandan, TÜİK, geçmiş dönem büyüme rakamlarında revizyona gitti. Bu yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamı yüzde 7'den 7,2'ye revize edildi. Ekonomistler, yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 21,8 büyümesini öngörmüştü. Türkiye ekonomisinin 2010 yılından bu yana büyüme hızı yıllar ve çeyrekler itibarıyla şöyle: Yıllar 1.Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek Yıllık 2010 6,9 8,1 8,7 9,7 8,4 2011 11,8 11,5 11,6 10 11,2 2012 6,7 5,0 3,6 4,2 4,8 2013 8,4 9,7 8,9 7 8,5 2014 8,6 2,8 3,4 5,5 4,9 2015 3,5 7,2 5,7 7,6 6,1 2016 4,9 5 -0,7 4,4 3,3 2017 5,3 5,3 11,8 7,3 7,5 2018 7,5 5,8 2,5 -2,6 3 2019 -2,5 -1,6 1 6 0,9 2020 4,4 -10,4 6,3 6,2 1,8 2021 7,2 21,7 Gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerine göre, yılın ilk çeyreğini yüzde 7,2 büyümeyle geride bırakan Türkiye ekonomisi, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyüme gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın ikinci çeyreğine ilişkin GSYH verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyüdü. Bu dönemde GSYH, cari fiyatlarla yüzde 52,4 artarak 1 trilyon 581 milyar 120 milyon lira olarak gerçekleşti. GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2021 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak hizmetler yüzde 45,8, sanayi yüzde 40,5, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 32,4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 32,3, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 25,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 8,5, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 3,7, inşaat yüzde 3,1 ve tarım, ormancılık ve balıkçılık yüzde 2,3 arttı. Finans ve sigorta faaliyetleri ise yüzde 22,7 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH, zincirlenmiş hacim endeksinde, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,9 yükseldi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 artış gösterdi. HANE HALKI NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 22,9 ARTTI Hane halkı nihai tüketim harcamaları yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlemiş hacim endeksi olarak yüzde 22,9 yükseldi. Devletin nihai tüketim harcamaları, yüzde 4,2, gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 20,3 artış kaydetti. Mal ve hizmet ihracatı, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 59,9, ithalatı yüzde 19,2 arttı. İŞ GÜCÜ ÖDEMELERİNDE YÜZDE 36,1 ARTIŞ İş gücü ödemeleri yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 36,1, net işletme artığı/karma gelir yüzde 78,2 yükseldi. İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 37 iken bu oran yılın ikinci çeyreğinde yüzde 32,9 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 42,8'den yüzde 49,8'e çıktı. AA Finans Büyüme Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, 2021 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 21,8 büyümesini öngörmüştü. - Tablolar Yıl Cari fiyatlarla GSYH Cari fiyatlarla GSYH GSYH Zincirlenmiş Hacim Değişim oranı (milyon lira) (milyon dolar) Endeksi(2009=100) (yüzde) 2019 1. Çeyrek 925.663 172.470 154,6 -2,5 2019 2. Çeyrek 1.030.127 175.523 170,8 -1,6 2019 3. Çeyrek 1.157.446 204.059 187 1 2019 4. Çeyrek 1.204.551 208.303 192 6 2019 Yıllık 4.317.787 760.355 176,1 0,9 2020 1. Çeyrek 1.071.223 176.200 161,3 4,4 2020 2. Çeyrek 1.037.692 152.585 153 -10,4 2020 3. Çeyrek 1.413.883 196.582 198,8 6,3 2020 4. Çeyrek 1.524.085 191.535 203,8 6,2 2020 Yıllık 5.046.883 716.902 179,2 1,8 2021 1. Çeyrek 1.389.231 188.455 173 7,2 2021 2. Çeyrek 1.581.120 188.566 186,3 21,7 TÜİK verilerine göre, GSYH iktisadi faaliyet kollarına göre zincirlenmiş hacim endeksi değişim oranı (yüzde) şöyle: Sektörler 2020 2. çeyrek 2021 2. çeyrek Tarım, ormancılık ve balıkçılık 5,4 2,3 Sanayi -15,9 40,5 İmalat sanayisi -17,7 43,4 İnşaat -5,4 3,1 Hizmetler -26,7 45,8 Bilgi ve iletişim 11,6 25,3 Finans ve sigorta faaliyetleri 32,7 -22,7 Gayrimenkul faaliyetleri 1,6 3,7 Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri -17,5 32,4 Kamu yönetimi, eğitim ve sosyal hizmet faaliyetleri -2,1 8,5 Diğer hizmet faaliyetleri -17,7 32,3 Sektörler toplamı -11,3 23,5 Vergi-sübvansiyon -2,1 7,9 Gayrisafi yurtiçi hasıla (Alıcı fiyatlarıyla) -10,4 TÜRKİYE İKİNCİ ÇEYREKTE OECD'NİN EN YÜKSEK ORANDA BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKESİ Türkiye ekonomisi, 2021'in ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 21,7 büyüme kaydederken Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında Birleşik Krallık'ın ardından ikinci sırada yer aldı. OECD ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden göre, geçen yıl dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle keskin düşüşler gösteren gayri safi yurt içi hasılada (GSYH), bu yılın ikinci çeyreğinde 2020'nin aynı dönemine göre baz etkisiyle yüksek büyüme oranlarına ulaşıldı. OECD ülke ekonomilerinin ikinci çeyrekte ortalama büyümesi yüzde 13 olarak hesaplandı. Söz konusu dönemde ekonomik büyüme Avrupa Birliği'nde yüzde 13,2, Avro Bölgesi'nde yüzde 13,6 olarak kayıtlara geçti. Birleşik Krallık, ikinci çeyrekte yüzde 22,2 ile OECD'nin en çok büyüyen ekonomisi oldu. Birleşik Krallık, geçen yılın aynı çeyreğinde 21,4 küçülmüştü. İkinci çeyrek büyüme oranı, geçici verilere göre İspanya'da yüzde 19,8, Meksika'da yüzde 19,5 olarak belirlendi. İkinci çeyrek büyüme verisi açıklanan OECD ülkelerinden ekonomisi en fazla büyüyen diğer ülkeler yüzde 18,7 ile Fransa, yüzde 18,1 ile Macaristan, yüzde 17,3 ile İtalya yüzde 17,2 ile Şili ve yüzde 17 ile Kolombiya şeklinde sıralandı. Öte yandan ikinci çeyrekte Norveç yüzde 5,7, Güney Kore yüzde 5,9, Finlandiya yüzde 7 ve Japonya yüzde 7,6 büyüdü. TÜRKİYE EKONOMİSİNDE TOPARLANMA SÜRÜYOR Türkiye ekonomisi ise geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,4 büyürken ikinci çeyrekte salgının etkisiyle yüzde 10,4 daralmıştı. Ekonomi normalleşme adımlarının atıldığı üçüncü çeyrekte ise yüzde 6,3, son çeyrekte de yüzde 6,2 büyüme kaydetmişti. Böylece Türkiye, Kovid-19 ile mücadeleyle geçen 2020 yılında yüzde 1,8 büyüyerek diğer ülkelerden olumlu ayrışmıştı. Türkiye bu yılın ilk çeyreğinde de yıllık bazda yüzde 7,2 büyümüştü. İkinci çeyrekte baz etkisiyle ekonomisinde yüzde 21,7 büyüme kaydeden Türkiye, bu oranla OECD ülkeleri arasında Birleşik Krallık'ın ardından ikinci sırada yer aldı. Öte yandan bu oran, 1999'dan bu yana elde edilen en yüksek büyüme rakamı olarak dikkati çekti. Ayrıca ilk Kovid-19 vakalarının görülmeye başlandığı ve OECD üyesi olmayan Çin de salgın sonrası ekonomik toparlanmasını sürdürerek yılın ikinci çeyreğinde yüzde 7,9 büyüme kaydetti. OECD verilerine göre bazı ülke ve ülke gruplarının açıklanan birinci çeyrek büyüme oranları şöyle: Birleşik Krallık 22,2 İspanya 19,8* Meksika 19,5* Fransa 18,7 Macaristan 18,1 İtalya 17,3 Şili 17,2 Kolombiya 17 Portekiz 15,4* Belçika 14,9* Kanada 13,8 Avro Bölgesi 13,6 AB 13,2 OECD 13 ABD 12,2 Avusturya 11,4 Polonya 10,8 Slovakya 10,2 Letonya 10,1 Hollanda 10* İsveç 9,5 Almanya 9,4* Litvanya 8,5 Danimarka 8,3 Çekya 8,2 Japonya 7,6 Finlandiya 7* Güney Kore 5,9* Norveç 5,7

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Cumhur İttifakı’nın baraj kararı yüzde 7 olarak tescillenmiştir

MHP Lideri Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde: 31 Ağustos 2021 tarihi itibariyle ABD’nin Afganistan’da konuşlandırdığı askeri unsurlarını çekme ve işbirlikçilerini tahliye işlemi büyük oranda tamamlanmış, geride birbirine girmiş, duygusal, fikri ve siyasi temelde bölünmüş bir ülke tablosu bırakılmıştır. ABD Başkanı Biden’in “olağanüstü başarılı” sözleriyle tevile çalıştığı, gerçekte son derece ilkel, oldukça kaotik, bir o kadar da acıklı tahliye manzaraları insanlığın hafızasına mıh gibi çakılmıştır. Başarı diye takdim ve teşhir edilen siyasi ve askeri faaliyetler aslında yıkımın perdelenmesinden, 20 yıl süren ağır bir işgali makyajlama pişkinliğinden başka bir manaya gelmemiş ve de gelmeyecektir. Zira Afganistan emperyalizmin açtığı şiddet kulvarına hızla yuvarlanmış, adım adım genişleyen kavga ve iç karışıklıklar ortamına vahim derecede yuvalanmıştır. 21’inci yüzyıl dünyasında Afganistan’da yaşanan trajediler, ülkelerinden korkuyla kaçan insanların mahvı perişan halleri küresel vicdanı sızlatmakla kalmamış, insanlığın bugüne kadar ki evrensel değer ve kazanımlarını tehlikeli şekilde boşluğa düşürmüştür. Uçak tekerlerine sarılıp gelecek arayanların, sonra da tutunamayıp metrelerce yükseklikten aşağıya düşenlerin feci akıbetleri, yalnızca Afganistan’ın değil, bir bakıma bulanık ve çalkantılı dünya düzeninin de dehşet simgesi haline gelmiştir. ABD Başkanı’nın strateji değişikliği olarak açıkladığı askeri çekilmenin, gerçek mi yoksa göz boyama mı olduğu elbette yakında daha da netlik kazanmış olacaktır. Çünkü ABD politikalarının bir görünen ve gösterilen yüzü varken; bir de arka planda, sahne ve sütre gerisinde asıl maksat ve emelleri muhtevasına alan zalimane uygulamaları, sinsi ve gizli projeleri hâkim ve havidir. Bunu görmek için dış politika duayeni olmaya gerek yoktur. Sadece geçmişi, bölgesel ve küresel gelişmelerin istikamet boyutunun incelemesi bile pek çok şeyi çarpıcı şekilde gözler önüne serecektir. Biden’in dünkü açıklamasında, “terör neredeyse orada peşine düşeceğiz” sözleri dayanaksız, temelsiz, tutarsız ve gerçeklerle terstir. Aynı ABD’nin sınırlarımızın hemen yanı başında, terör örgütü PKK/PYD/YPG’den sözde sınır tugayı kurma girişimi ne hukuk açısından, ne insanlığın müktesebatı bakımından, ne de dostluk ve müttefiklik zaviyesinden kabul edilemez bir çirkeflik, izahı yapılamayacak bir çirkinliktir. Irak ve Suriye’nin yanında, Afganistan’ın da toplumsal ve siyasi bölünme tüneline hapsolmasının yegâne müsebbibi emperyalizmin kanlı komplolarıdır. Türkiye’nin inanç, kültür ve tarih bağlarıyla ilişki kurduğu kardeş ülkelere karşı ihmal ve inkâr edilemez sorumlulukları olduğuna herkes itiraz etse bile Milliyetçi Hareket Partisi ısrarla söyleme devam edecektir. Karşılıklı sınırları paylaştığımız ülkelere ilave olarak, tarihin derinliklerinden gelen yakınlığımız ve yapıcı diyaloglarımız olan Afganistan gibi ülkelerin de istikrarı, güvenliği, iç barış ve huzur ortamı her zaman müdafaa edilmelidir. İstismarcı ve iradesi meflüç CHP yönetimiyle, aklı ve siyasi anlayışı esir düşmüş İP yönetiminin, aynı şekilde terörizmin siyaset devşirmesi olan HDP’nin neyi iddia ettiğinin, ne söylediğinin maşeri vicdan nezdinde herhangi bir karşılığı, en küçük meşruiyeti bulunmamaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 16 Ağustos 2021 tarihinde yaptığımız, beş maddelik teklifimizi de içeren “Afganistan’daki Gelişmeler ve Düzensiz Göç” başlıklı yazılı basın açıklamasının sonuna kadar arkasında olduğumuz meşrebi lekeli siyasi muhataplar ve sicili karanlık yazar-çizer ve çeyrek porsiyon aydınlar tarafından özellikle bilinmelidir. Bizim açıklama ve düşüncelerimizin hükümetin siyasi tasarrufuyla çeliştiğini, bu vesileyle Cumhur İttifakı’nda anlaşmazlık çıktığını iddia eden güdük ve sefil akıl sahipleri, değişen ve gittikçe ağırlaşan şartları dikkate almayan bir dış politika uygulamasının maceracı ve marazi sonuçlara kapı aralayacağını öngöremeyecek kadar gerçeklerden kopmuşlardır. CHP Genel Başkanı’nın bugün sabah bir televizyon kanalında 16 Ağustos 2021 tarihli yazılı basın açıklamamızdan bazı bölümleri aynısıyla okuması kendisi adına bir gelişme, ancak hatalı yorumu ve kasti çarpıtma hevesi de cehaletinin bir oyunudur. Hiç kuşkusuz Türkiye Afganistan’da bulunmalıdır. En azından düzensiz göç hareketliliği kaynağında engellenmelidir. Bunun yanında Afganistan’ın birliğine, dirliğine ve toplumsal dengesine azami ölçülerde destek vermelidir. Bunun ön şartının ise cari şekilde egemen olan yüksek risk ve tehditlerin yatışmasına ve yumuşamasına bağlı olduğu tartışmasızdır. Laçkalaşmış CHP sözcüsünün, “Afganistan’da şu anda en bol olan terör ve uyuşturucudur. Türkiye’yi böyle bir coğrafyaya sokmak için bu ısrar neden?” sorusu kendi içinde tuhaflıklarla, tezatlarla ve tamiri imkansız yoz bakışlarla doludur. Bu sözcü müsveddesinin Afganistan’a bakınca uyuşturucu ve terör görmesi talihsiz ve telifi mümkün olmayan bir savrulma halidir. Bizim baktığımız yerde soydaşlarımız vardır, din kardeşlerimiz vardır, Milli Mücadele yıllarından bu yana kurulan dostluk ve kardeşlik köprüleri alenen görülmektedir. Bu zavallının zırvalarını amiri ve emri altında olduğu Kemal Derviş bile düzeltemeyecek, o bile düştüğü dipsiz uçurumdan kurtaramayacaktır. Türkiye ekonomisinin 2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyümesi CHP yönetimini kuvvetle muhtemel yasa büründürecek, yeni iftiraların, yeni yalanların, yeni karalama kampanyaların peşine düşmelerini tahrik ve teşvik edecektir. Zillet ittifakı Türkiye’ye kurulmuş tuzaktır. İradeleri yabancı başkentlerin kontrolündedir. Diğer yandan seçim barajının yüzde 5 mi, yüzde 7 mi olsun tartışmaları lüzumsuz emek ziyanıdır. Cumhur İttifakı’nın iki ana partisi kurulan bir komisyon marifetiyle, seçim sistemi ve barajın oranı hususunda samimi ve iyi niyetli şekilde görüşmeler yapmışlardır. Televizyon ekranlarında bilirkişilik taslayan kerameti kendinden menkul şahıslarla, gazete köşelerinde ahkâmlar kesen bazı kalem sahiplerinin seçim barajı etrafında anlamsız tartışmaları körüklemek istedikleri anlaşılmaktadır. Bu yolla da Cumhur İttifakı sanki bir görüş ayrılığı varmış gibi ima, ihsas ve hatta iddia içine gömülmüşlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız Bosna-Hersek ve Karadağ ziyaretinin ardından uçakta bulunan basın mensuplarına barajın yüzde 7 olacağını açıklamıştır. Nitekim baraj konusundaki arayış ve çalışmalar bu açıklamayla noktalanmış ve Cumhur İttifakı’nın baraj kararı yüzde 7 olarak tescillenmiştir. Artık başka bir değerlendirmeye de gerek kalmamıştır. Siyasi gündemi meşgul eden sadece seçim sistemi ve barajın ne olacağı değil, zillet ittifakının siyasi düşkünlüğü, bu zihniyetin üslubuna ambargo koyan tehlikeli kirliliktir. İP Başkanı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı rahmetle andığımız kutlu hünkarımız Fatih’e benzetmesi, bu şahsı ikinci Fatih diye tarif etmesi, buna karşılık oy vermeyen milyonlarca vatandaşımızı Bizans ve haçlı diye yaftalaması korkunç ve kahredici bir seviyesizlik, duvarlara zulüm 1453’de başladı yazan soysuzlara ikramdır. Siyasi eğilim ve gönül verdiği partisi ne olursa olsun hiçbir vatandaşımız böylesi bir izansız ve itibarsız dile müstahak olamayacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde rant, ihale ve çıkar ittifakı kuranlar taksit taksit diyet ödeme kuyruğuna girmişlerdir. Bir başka husus da şudur: İmamoğlu’ndan Fatih çıkarmak için kendini paralayan, tellere tutunduğu gibi bu şahsa da tutunan İP Başkanı, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna esasen kimi layık gördüğünü de açık etmiştir. Bundan sonrası kuşkusuz Kılıçdaroğlu’nun meselesidir. Cumhurbaşkanı adaylığı etrafında süren rekabet anlaşılan gittikçe kızışmış; taraflar, talipler öne çıkmak, loş sahne ışıklarının altında tek kalmak için kıyasıya çatışmaya başlamışlardır. Zillet ittifakının ne yapacağı, kimi aday göstereceği ilgi ve merak sahamız dışındadır. Onlar birbirine çelme takmak için uğraşırken, eşanlı olarak Türkiye’yi de çelmelemek, önünü kesmek için mücadele halinde oldukları görülmektedir. Bilinmelidir ki, Türk milleti ucuz işporta siyaset taktiklerine, Türkiye düşmanlarına maşalık ve muhiplik yapan siyasi çürümüşlere müsaade etmeyecektir. Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarının kazanmasının 30’uncu yıl dönümünde, uyanan Orta Asya ruhu Türkiye’ye tarihi fırsatlar sunarken, yadsınamayacak sorumluluklar da yüklemektedir. Bu şuurla gelecek hem batının hem de doğunun kucaklanmasıyla çok daha parlak, çok daha güven verici bir seviyeye çıkacaktır. Aynı anda hem Ortadoğu’da, hem de Orta Asya’da Türkiye çekim gücü, ağırlık merkezi, mihenk taşı, istikrar abidesi, gönülleri ve hedefleri kaynaştıran irade burcu halinde yükselirken, kendi iç çekişmelerine kapılan zillet ittifakının milli yürüyüşü gölgelemesi söz konusu olamayacaktır. Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’den medet umması, KHK mağdurları üzerine politika inşası, PKK’nın dümen suyuna girmesi, İP’in bir nevi bölücülük açılımı olan vicdan kardeşliği safsatası sonuçsuz kalacak, bu siyaset bezirganlarının ademe mahkumiyetini hızlandıracaktır. Geleceğin rotasını Cumhur İttifakı çizecektir. Geleceğin süper gücü Türkiye olacaktır. Muzaffer geçmişimiz ümitlerle beslediğimiz aydınlık gelecek ülküleriyle eklemlenecek, hatta perçinlenecek; 2023’de bir Türk destanı yazılacak, Türkiye’yi hiç kimse tutamayacaktır. Bu kararlılık, bu duruş, bu inanç büyük Türk milletinin sözüdür, özüdür, özlemidir, yerine getirme görevi de Cumhur İttifakı’nın ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin üzerinedir.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik: "Yüzde 7 seçim barajı netleşmiştir. Cumhur İttifakı'nın yaklaşımı budur."

İşte Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar... Kurucu Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm silah arkadaşlarını rahmetle ve şükranla anıyoruz. Pek çok gündemimiz var. Gençlik ve kadın kollarımızın çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Acı kayıplarımız var. Ferhan Şensoy'u kaybettik, rahmet diliyoruz. Yine çok kıymetli ses sanatçımız İnci Çayırlı'nın vefat ettiğini öğrendik. Çok ciddi felaketlerle karşı karşıya kaldık. Sahadaki tüm arkadaşlarımıza bir kere daha teşekkürlerimizi iletiyoruz. Son olarak 2021 Avrupa Voleybol Şampiyonası'nda Filenin Sultanları yarı finale yükseldi, hepsini tebrik ediyoruz. "TÜRKİYE'NİN BİR GÖÇMEN DAHA ALACAK DURUMU YOKTUR" Kuşkusuz Türkiye tüm dünyanın gözü önünde insanların katledilmesine göz yumacak bir ülke değildir. Bunun yanı sıra tüm dünyanın şunu bilmesi gerekiyor; dünyanın gözü önünde mültecilere sahip çıkma görevini tek başına Türkiye üstleniyor. Bundan sonra Türkiye'nin bir göçmen daha alacak durumu yoktur. Biz bunu çok çeşitli defalar muhataplarımıza ifade etmişizdir.  Hemen geri göndermenin ne manaya geldiğini geçen MYK'da anlatmıştım. Dolayısıyla herkesin biraz geçmişine bakıp biraz dikkatli konuşmasında fayda vardır. Türkiye kimseyi ölüme terk edecek bir ülke değildir. Bunu herkesin bilmesi lazım. Biz orada güvenli bölgelere zaten gönderiyoruz. Türkiye en geniş kapsamlı iade merkezlerine sahip ülkelerin başında geliyor. Dönmek isteyenlere bu kolaylıkları da sağlıyoruz. Buradaki meseleye kapsamlı bir yaklaşımla bakmak gerekir. İşin hem insani, hem siyasi boyutunu düşünerek, Türkiye'nin nüfus güvenliği önceliklidir.  "HAYATLARININ EN BÜYÜK HATALARINI YAPARLAR" Özellikle Afganistan üzerinden oluşacak mülteci krizi nedeniyle bu uyarıları yapıyoruz. Geçmişte nasıl Suriye'de mesela 'Herkes elini taşın altına koysun' önerisinde bulunmuştuk. Ama buna yanaşmayanlar, o insanlar ölümle karşı karşıya kalınca göç dalgasının ortaya çıktığını gördü. Afganistan'daki kaos devam ederse göç dalgası büyüyecektir, gelişmiş ülkelerin sınır ülkeleri sorumluluk alır diyorsa hayatlarının en büyük hatalarını yaparlar. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN BALKANLAR ZİYARETLERİ Partimiz açısından Balkan ülkeleri çok önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Bosna Hersek ve Karadağ ziyareti çok önemli olmuştur. Balkanların barış ve istikrarı bizim için çok önemlidir. Hem bölge barışı için, hem dünya barışı için... Yine bakıyoruz Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti sonrası bazı Avrupa ülkeleri basınları 'Balkanları Avrupa'ya bırakmamalıyız' gibi yorumlar yapıyorlar. Türkiye'nin gelişen savunma ihtiyaçları açısından altyapının güçlendirilmesine her zaman önem veriliyor. TSK'nın altyapısının daha da kuvvetlendirilmesi açısından son derece önemli olacaktır. Dünyada savunma sanayindeki yarış çok büyük boyutlarda. Yeni gelişen teknolojilerin savunma teknolojilerine nasıl uygulanacağı her zaman bir mesele olmuştur. Geçen hafta Cumhurbaşkanımızın katıldığı Akıncı TİHA teslimat töreni son derece önemlidir. Sık sık ABD basınında, İngiliz basınında, Rusya'da, bir takım stratejik analizlerinde Türkiye'nin İHA, SİHA, TİHA'larıyla oyun değiştirici kabiliyete kavuştuğu yazılıyor. Bu son derece önemlidir. Bayraktar ailesinin bu teknolojileri ülkemize kazandırmak adına ortaya koyduğu performans takdire şayandır. Orman yangınlarıyla ilgili olarak da bunların ne kadar önemli olduğunu gördük. En sıcak dış politika konusu Afganistan konusudur. Çok yakından takip ediyoruz. 7 seferde 1409 vatandaşımız tahliye edilmiştir. 16 Ağustos'tan itibaren tahliyeleri gerçekleştiren herkese teşekkürlerimizi iletiyoruz. Kahraman silahlı kuvvetlerimizi bir kez daha tebrik ediyoruz. Her gün iç savaşın yaşandığı bir ortamda başarıyla, mazlumların teveccühünü kazanarak gerçekleştirmiştir. Tabii ki değişik seçenekler değerlendiriliyor. Diplomatik çabalar değerlendirildikten sonra kahraman Mehmetçik Afganistan'dan ayrılmıştır. Geçiş dönemini yakından takip ediyoruz. Taliban yakın zamanda bir hükümet açıklayacağını söyledi. Fiili güç olan Taliban'la da temaslarımızı sürdürüyoruz. Kadın hakları konusunda, temel hak ve hürriyetler konusunda tüm kaygıların ortadan kalkmasını arzu ederiz. Bizim basınımızda da tartışılıyor, dışarıda da tartışılıyor. Taliban tarafından Türkiye'nin işletip işletmeyeceği konusunda bir teklifle bulunuldu. Bu tabi inceleniyor. Bu değerlendirme yapılacaktır.  Adli yıl başladı, çok önemli, bütün hukukçulara iyi bir adli yıl diliyoruz. Cumhurbaşkanımız açıkladı; bu dönemde de yeni reformların hazırlığı yürütülüyor. Yeni Yargıtay binasının da hayırlı olmasını diliyoruz. SORU-CEVAP Sosyal medya düzenlemesinde gelinen aşama nedir? Bu konu sürekli olarak bizim gündemimize gelen bir konudur. Hem yalan haberlerin çok kolay yayıldığı bir zemin burası. Burayla ilgili olarak bir düzenleme ihtiyacı söz konusudur. Bununla ilgili olarak bir iki toplantı yapıldı ama bu toplantılarda henüz sonuca varılmıştır diyemeyiz. En önemli konu, vatandaşımızı ve demokrasimizi yalan habere karşı korunaklı hale getirmek. Bir de şunu unutmamak gerekir, hem yabancı devletlerin, terör örgütlerinin sosyal medyayı çok yoğun bir şekilde kullandığını görüyoruz. Aşırılıkçı gruplar kullanabiliyor. Burada terör örgütleri bunu çok yoğun bir şekilde kullanabiliyorlar. En önemlisi internet medyasının ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi hazırlamak. Bütün bu perspektifler değerlendirilerek, henüz bir tartışma aşamasında, bu bir ihtiyaçtır. Sosyal medyaların çoğu devletleri aşan güce ulaşmıştır. Bazı siyasilerin mesajlarını öne çekebiliyorlar.  SORU-CEVAP Sosyal medya düzenlemesinde gelinen aşama nedir? Bu konu sürekli olarak bizim gündemimize gelen bir konudur. Hem yalan haberlerin çok kolay yayıldığı bir zemin burası. Burayla ilgili olarak bir düzenleme ihtiyacı söz konusudur. Bununla ilgili olarak bir iki toplantı yapıldı ama bu toplantılarda henüz sonuca varılmıştır diyemeyiz. En önemli konu, vatandaşımızı ve demokrasimizi yalan habere karşı korunaklı hale getirmek. Bir de şunu unutmamak gerekir, hem yabancı devletlerin, terör örgütlerinin sosyal medyayı çok yoğun bir şekilde kullandığını görüyoruz. Aşırılıkçı gruplar kullanabiliyor. Burada terör örgütleri bunu çok yoğun bir şekilde kullanabiliyorlar. En önemlisi internet medyasının ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi hazırlamak. Bütün bu perspektifler değerlendirilerek, henüz bir tartışma aşamasında, bu bir ihtiyaçtır. Sosyal medyaların çoğu devletleri aşan güce ulaşmıştır. Bazı siyasilerin mesajlarını öne çekebiliyorlar. Bu çağın önemli sorunlarından bir tanesi...  Seçim barajında yüzde 7 mesajları verildi... Dar veya daraltılmış bölge olacak mı? Cumhur İttifakı'nın yaklaşımı budur. Benimsediğiniz ve benimsemediğiniz bir sürü başlığı tartışırsınız, bu doğasında vardır. Dar veya daraltılmış bölgeyle ilgili verilmiş bir karar yoktur, birer taslak çalışması olarak görmek lazım. Çalışma olgunlaşana kadar, bütün maddelere mutabakata varılana kadar böyle bir çalışma olduğunu ifade etmiyoruz. Tanju Özcan'ın bir kadına yönelik açıklaması oldu, çok tepki geldi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu tabi insanlık dışı bir yaklaşım. Bir kişi bir konuda faşistçe açıklama yapıyorsa, arkasından hemen ahlaksızca açıklama yapar. Daha da vahimi şu; bir kadınla ilgili olarak böyle bir değerlendirmede bulunmak insanlık dışı bir şey. Kılık kıyafetini de ayrıca vurguluyor. Bu iğrençliğe başka bir iğrençlik katıyor. Meseleyi hikaye etmeye çalışıyor. Daha da üzücü olan şu; İnsanda biraz edep olur, bu kadar tepki geldi. çıkarsınız bir özür dilersiniz. Bunu yaparken bile şerh koşuyor. Sonuna kadar kınıyoruz ve lanetliyoruz. ABD'li Senatör'ün Kıbrıs'ta yaptığı açıklama...

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nun 77 bin TL’lik saati

Bir çok ünlü ismin kullandığı saatlerin paylaşıldığı “the premium watch club” adlı Instagram hesabında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kullandığı saatin 77 bin TL değerinde Panerai Luminor Marina olduğu iddia edildi.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 61 62