26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

"Türk Hava Yolları ve büyük holdinglerle işbirliği" iddiasına yanıt!

Engin Sigorta tarafından yapılan açıklamada şu ifdelere yer verildi: "1996 yılında Gaziosmanpaşa'da kurulmuş, 25 yıldır aynı yerde ticari faaliyetlerini sürdüren, ülkemizin önde gelen şirketlerinin acenteliklerini bünyesinde barındıran ve gerek ciro gerekse personel kapasitesi bakımından sigorta acente sektöründe orta ölçekte sayılabilecek bir sigorta acentesiyiz. Kurucumuz sayın Süleyman Soylu'nun siyasi kimliği dolayısıyla, kaynağı ve maksadı belli ancak temelsiz iddialarla siyaset gündemine çekilmeye çalışıldığımız daha önce de vaki olmuştur. Sayın Soylu'nun AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğu 2014 yılında, FETÖ kaynaklarının servis ettiği, bir muhalefet milletvekilinin de meclise soru önergesiyle getirdiği 'THY uçaklarının sigorta işlemlerini yaptığı' gibi mesnetsiz, mesnetsiz olduğu kadar sektör işleyişine de aykırı bir iddiaya ne yazık ki konu edilmiş, bu asılsız iddialarla ilgili gerekli açıklamayı kamuoyu ile paylaşmıştık. Son günlerde yine aynı kaynaktan beslendiği ve aynı hedefe yöneldiği anlaşılan provakatif bir gündem çalışmasının öznesi haline getirilmeye çalışılmakta olduğumuzu üzülerek izliyoruz. Bu iddialara kesin ve net bir cevap olması için paylaşmak isteriz ki; Engin Sigorta ve Aracılık Hizmetleri'nin ne Türk Hava Yolları ile ne de ülkemizin büyük holdingleri ile hiçbir ticari bağı, ilişkisi, herhangi bir sigorta ilişkisi, geçmişte olmadığı gibi bugün de söz konusu değildir. Sigortacılık tekniği gereği, yaptığımız bütün işlemler, ana şirketlerin dijital altyapıları üzerinden gerçekleşmekte olup, tüm acente olduğu gibi bizim işlemlerimiz de bu sistemlerde kayıt altındadır. İddia sahipleri gerekli başvuruları yaparak iddiasını ispat imkanına sahiptir ve bununla mükelleftir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

2 yıl önce

Türk Hava Yolları’nın başarısını dünya konuşuyor

CNN International’da Türk Hava Yolları’nın başarısına yönelik soruları yanıtlayan THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı, havacılık uzmanı Richard Quest'in sunduğu 'Quest’s Means Business' programına konuk oldu. Aycı, Türk Hava Yolları’nın özellikle pandemi sürecinde rakiplerinden nasıl ayrıştığını, pandemiye rağmen yüzde 71 doluluk oranına ulaşarak 28 milyon yolcu taşıdıklarını anlattı. Aycı, Türk Hava Yolları'nın pandemi sürecindeki başarı hikayesini, küresel hava yolunun Avrupa'nın en yoğun network taşıyıcısı sıralamasına nasıl ulaştığını ve dünyanın en iyi beş hava yolundan biri olma hikayesine dair organizasyonu ifade etti. “2020 YILINI 6,7 MİLYAR DOLAR GELİRLE KAPATTIK” Aycı, konuşmasında, “Türk Hava Yolları olarak 2019 yılının yüzde 50’sine karşılık gelmesine rağmen 2020 yılını 6,7 milyar dolar gelir ve 1,9 milyar dolar EBITDAR (faiz, vergi, amortisman, itfa ve kira/yeniden yapılandırma maliyetleri öncesi karlar) seviyelerinde bir başarıyla kapattık. Devletimizden nakit yardım almayarak, 2020'de rakiplerimize oranla çok iyi bir performans sergiledik.” dedi. Türk Hava Yolları’nın maliyet azaltıcı faaliyetler, yatırım harcamalarını düşürmesi, aktif kapasite ve etkin finansal yönetimi gibi stratejiler sayesinde Avrupa network taşıyıcısı hava yolları arasında doluluk oranı, gelirler ve karlılık açısından pozitif olarak ayrıştığına değinen Aycı, Türk Hava Yolları’nın başarıları hakkında bazı istatistiklere de vurgu yaptı. “YÜZDE 71 DOLULUK ORANIYLA 28 MİLYON YOLCU TAŞINDI” Aycı, Türk Hava Yolları’nın 2020 yılına ait istatistiklerine de değinerek, şu bilgileri paylaştı: “Önlemler alınırken nakit devlet desteği olmadan, krizi kendi kaynaklarımızla ve operasyonel verimliliğimizle yönettik. 2020 takvim yılı içerisinde Türk Hava Yolları, yüzde 71 gibi etkileyici bir doluluk oranı ile 28 milyon yolcu taşıdı. EuroControl verilerine göre 2020 yılını uçuş sayısı bazında Avrupa'nın en yoğun network taşıyıcısı olarak, dünyada ilk 5 hava yolu arasında yer aldık. Türk Hava Yolları, bugün 369 (yolcu ve kargo) uçak filosuyla beş kıtada 127 ülkede 276 uluslararası ve 50 yurt içi olmak üzere dünya çapında 326 noktaya hizmet veren geniş bir uçuş ağına sahip. Dünyanın yaşadığı bu derin kriz esnasında Türk Hava Yolları, güçlü network ağını korumaya devam etti. Ocak-Ağustos 2021 döneminde taşınan toplam yolcu sayısı, 2019 yılının aynı döneminde 49,7 milyon yolcu iken, bu rakam krize rağmen yaklaşık 26 milyona ulaştı. Toplam gelirler 2021’in yılın ilk yarısında 2019 seviyesinin yaklaşık yüzde 67’sine karşılık gelerek 4 milyar dolar seviyesine ulaştı.” “HİÇBİR ÇALIŞANIMIZLA YOLLARIMIZI AYIRMADIK” Dünyanın önemli hava yolu şirketleriyle rekabet stratejisine de değinen Aycı, “Avrupa'nın en iyi performans gösteren bayrak taşıyıcı hava yolu şirketi olarak başarımız tesadüf değildir. Aldığımız çok sayıda önlemin yanı sıra başarımızı çalışanlarımızın öz verisine borçluyuz. Diğer hava yolları çalışanları işten çıkarmalarla karşı karşıya kalırken, bu süreçte hiçbir çalışanımızla yollarımızı ayırmadık, diğer taşıyıcılara göre daha iyi hizmet verebilmek ve daha hızlı bir iyileşme sağlamak için personel çıkarmama kararı aldık.” diye konuştu. Türk Hava Yolları’nın hava kargo markası Turkish Cargo’nun performansının da pandemi sürecinde başarıda önemli rol oynadığını belirten Aycı, Turkish Cargo’nun toplam küresel kargo gelirlerindeki pazar payının 2009'da yüzde 0,6'dan 2020'de yüzde 5,1'e yükseldiğini belirtti. HER 20 KARGODAN 1'İNİ TURKISH CARGO TAŞIDI Şubat 2021 itibarıyla dünya genelinde taşınan her 20 hava kargosundan birinin Turkish Cargo tarafından gerçekleştirildiğini anlatan Aycı, “Kargo gelirleri ise 2021 yılının ilk yarısında 2019 yılına göre iki katının üzerinde bir artış sağladı. 2021'in ikinci çeyreğindeki kar 114 milyon dolara ulaştı. Turkish Cargo, toplamda bin 150 ton aşıya denk gelen 210 milyon dozdan fazla aşı taşıma başarısı göstererek salgınla mücadelede önemli rol oynadı. Aşılar, toplam 541 uçuşla 40'tan fazla noktaya başarıyla ulaştırıldı. Markamız günlük 40 milyon dozluk bir kapasiteye sahip ve hepsini aynı anda 127 farklı ülkeye teslim edebiliyor.” diye konuştu. “MALİ İSTİKRARI KORUMAK İÇİN HIZLI POZİSYON ALDIK” M. İlker Aycı, “Küresel havacılık sektörü bir yılı aşkın süredir bugüne kadarki en büyük krizle karşı karşıya kaldı ve tarihin en ağır kayıplarını yaşadı. Diğer küresel taşıyıcılar gibi süreç içerisindeki birçok zorluğa hızla uyum sağladık. Mali istikrarı korumak için hızlı pozisyon aldık ve sonucunda krizi başarılı bir şekilde atlatan hava yolları arasında olmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

1 yıl önce

İcraat yok! İşi gücü mağdurum edebiyatı! Türk Hava Yolları, Ekrem İmamoğlu'nun iddialarını böyle çürüttü: Tek tek yanıtladı

Türk Hava Yolları (THY) 2009 yılından beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile yapılan sözleşme çerçevesinde kiracı olarak elinde bulundurduğu Fehime Sultan ve Hatice Sultan Yalıları ile ilgili olarak Ekrem İmamoğlu’nun 3 Eylül 2022 Tarihinde İBBTV’ de yaptığı açıklamalara cevap verdi. THY Basın Müşavirliği'nden yapılan açıklamada hâlihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mülkiyetinde olan ve THY'nin 2009 yılından beri 'Kiracı' sıfatıyla elinde bulundurduğu Fehime Sultan ve Hatice Sultan Yalıları ile ilgili olarak, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 03 Eylül 2022 tarihinde İBBTV' de yayınlanan açıklamalarında yer verdiği gerçek dışı, hukuki durumu doğru yansıtmayan, yer yer itham ve hatta iftiraya varan açıklamaların hayret ve esefle izlenmiş olduğu ifade edilerek fiili ve hukuki gerçeğe aykırı hususların tek tek cevap verilmesi zarureti doğduğu kaydedildi. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, Türk Hava Yolları'nın açıklaması şöyle: YANLIŞ: "HALKIN MALI OLAN YALILAR, KİM OLDUKLARI, NE OLDUKLARI, HANGİ AİLE MENSUBU OLDUKLARI BELLİ OLMAYAN KİŞİLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR." DOĞRUSU: Şirketimiz THY DO&CO İkram Hizmetleri A.Ş., Yalıların 2009 yılından bu yana kiracısıdır. Şirketimizin iki ana ortağı: bayrak taşıyıcı havayolu şirketimiz Türk Hava Yolları ("THY") (%50) ve DOCO İstanbul Catering Restaurant Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.'dir (%49,997). Şirketimiz, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip olan havayolu şirketimiz Türk Hava Yolları başta olmak üzere havayolu firmalarına ikram hizmetleri sunmaktadır. YANLIŞ: "3 YIL İÇİNDE RESTORE EDİLECEKTİ, 13 YILDIR BİTİRİLEMEDİ." DOĞRUSU: 2009 yılındaki kira sözleşmesine göre, yanmış ve yer yer yıkılmış vaziyetteki tarihi Yalıların restorasyonunun 3 yıl içinde bitirilmesi ve işletmeye açılması gerektiği doğrudur. Ancak, otel olarak turizme kazandırılacak tarihi Yalıların ihtiyacını karşılayacak otopark kapasitesi bulunmadığı için Yalıların altına, deniz seviyesinin de altında ve İstanbul Boğazı'nın hemen yanında bir yer altı otoparkı yapılması İBB tarafından talep edilmiş, böylesine zor ve maliyetli bir iş, mülk sahibi kamu otoritesi tarafından şirketimize yüklenmiş, 25 yıllık kira süresinin 31 yıla çıkartılması karşılığında şirketimiz bu büyük yükün de altına girmiştir. Dolayısıyla, 3 yıl içinde hizmete açma yükümlülüğü ortadan kalkmıştır. YANLIŞ: "13 YILDIR ÇÜRÜMEYE TERKEDİLDİ." DOĞRUSU: Boğazın iki incisi ve kültür mirasımızın eşsiz iki örneği olan Yalılar, bu niteliklerine uygun şekilde yangın ve yıkıntılardan sonra elde kalan unsurları, uluslararası en iyi uygulama standartlarında korunarak ve aslına uygun şekilde rekonstrüksiyon çalışmaları yapılarak ilk günden beri ihya çalışmalarına devam edilmektedir. İhya ve inşa çalışmalarının beklenenden uzun sürmesinin başlıca sebepleri şunlar olmuştur: *Her şeyden önce, projede bulunmayan ve altından ancak kamunun kalkabileceği bir yatırım maliyeti olan deniz seviyesinin 5 kat altında bir yer altı otoparkı yapılması İBB tarafından istenmiş, bu yatırım şirketimize yüklenmiş, kültürel mirası ihya etmek ve Boğaza bir değer katmak anlayışıyla şirketimiz bu yükün altına girmiştir. *Bulunan tarihi eser ve temel kalıntıları, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na bildirilmiş, kurumun karar ve talimatları beklenmiş, projede bulunmayan seyis evi, hamam gibi müştemilat yapıları da ihya edilerek asıllarına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. *Şirketimizin hizmet verdiği havacılık sektörünü doğrudan etkileyen bir takım müessif ve menfur hadiseler (Sultanahmet saldırısı, İstiklal caddesi saldırısı, Ankara'daki saldırılar, Beşiktaş stadyum saldırısı, Paris ve Brüksel saldırıları, Atatürk Havalimanı saldırısı ve en son hain darbe girişimi) zaman zaman ihya ve inşa çalışmalarını da yavaşlatmış, son olarak sokağa çıkma yasaklarının dahi uygulandığı Covid-19 salgını tüm faaliyetin uzunca bir süre mecburen durmasına sebep olmuştur. Tüm bunlara rağmen, kira bedelleri mülk sahibi İBB'ye aksatılmadan ve düzenli olarak ödenmiş, her hangi bir ihtilaf çıkmamıştır. YANLIŞ: "13 YILDIR KAMU ZARARI OLUŞMAKTADIR." DOĞRUSU: Yalılar'da Şirketimize gelir getirici bir faaliyet başlamamış olmasına rağmen, kira sözleşmesinde öngörülen kira bedelleri (aylık 3,6 milyon TL), öngörülen artışlar düzenli olarak yapılarak hiçbir aksamaya yer verilmeden 13 yıldır ödenmeye devam edilmektedir. Kamu zararı ile ne kastedildiğini anlamak mümkün değildir. Kira bedellerinin yanı sıra, kamuya ait tarihi eserlerin ihyası ve deniz seviyesinin altına otopark inşası için şirketimizce 13 yılda 130 milyon ABD dolarına yakın bir yatırım yapılmıştır. Aslında kamusal bir kazanım olan bu yatırımdan kamu zararı diye bahsetmek hayret vericidir. YANLIŞ: "SÖZLEŞME MAHKEME KARARIYLA FESHEDİLMİŞTİR" DOĞRUSU: Sözleşme mahkeme kararıyla feshedilmemiştir. Aksine ortada Şirketimiz aleyhine açılan bir fesih ve tahliye davası bile yoktur. Yalılar mevzuat gereği İl Genel Meclisi kararı ile Şirketimize verilmiş ve yine İl Genel Meclisi kararı ile otopark yatırımı karşılığında kira süresi uzatılmış iken; şimdi İstanbul Belediye Meclisi'nin herhangi bir fesih kararı olmadan, Sayın İBB Başkanı talimatı ile şirketimiz Yalılardan hukuksuz ve usulsüz bir şekilde tahliye edilmek istenmektedir. YANLIŞ: "KAMU KURUMLARI KARŞI KARŞIYA GELMEKTEDİR." DOĞRUSU: İBB yetkilileri ve zabıtası, ortada kira sözleşmesinin feshi yönünde bir belediye meclisi kararı olmaksızın, Yalıların tahliyesi yönünde herhangi bir mahkeme kararı da olmaksızın, Sayın İBB Başkanı'nın talimatıyla hukuksuz ve usulsüz şekilde şantiye basma girişimlerinde bulunmuş, ayrıca suç teşkil eden bu tür girişimlerin önlenmesi için Şirketimizce mahkemelerden alınan ihtiyati tedbir kararları doğrultusunda yetkili kamu kurumlarına müracaat edilmiş, yetkili kamu kurumları da bu tür fiili müdahale ve mütecaviz eylemlere müsaade edilmemesi için gerekli tedbirleri almıştır. Kamu kurumlarının karşı karşıya gelmesi değil, Sayın İBB Başkanı'nın kanuna ve kamu düzenine karşı gelmesi söz konusudur.