04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek. Buna da hiçbir alçağın gücü ve nefesi yetmeyecek."

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar: Dünyanın gözü her zaman üzerimizdedir, her dönemde tüm hakikatler bize çevrilmiştir. Maruz kaldığımız muhtelif sorun başlıklarını ele alırken, tarih şuurunun rehberliğiyle kararlarımızı somutlandırmalıyız. Her zaman resmin büyüğünü görmeye odaklanmalıyız. Tutarlı olacaksak başkaca bir seçenek olmadığını bilmeliyiz. Bugüne kadar akıntıya kapılıp onun bunun dolduruşuna gelerek siyaset yapmadık. Dibi görünmeyen sulardan su içmedik, korkuya hiç rehin düşmedik. Türkiye'yi yakın markaja alarak karanlık operasyonlara hedef yapmak için ellerini ovuşturanlara taviz veremeyiz. Tam tersi olursa milletin yüzüne bakamayız. "HERKESİ UYARIYORUM, HEDEF TÜRKİYE'DİR" Telaşa kapılmadan, daha soğukkanlı davranmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin çevresindeki sinsi kuşatma sertleşmektedir. Asıl mesele gündemi işgal eden iddiaların hem taraftarlarından hem de cesametinden çok daha ötesidir. Yerli ve yabancı mihraklar tacizlerine, şer kampanyalarına hız vermişlerdir. Herkesi uyarıyorum; hedef Türkiye'dir. Bir tezgah kurulmuştur. Türkiye'nin üzerine gölge düşmesi, siyasi ve hukuki çözülme yaşaması konusunda alçak bir rekabet maalesef devrededir. Amaç Türkiye'nin itibarını lekelemektir.  Amaç Türkiye'nin mukavemetini kırarak her türlü müdahaleye açık hale getirmektir. 6 ay içinde başka bir Türkiye'nin görüleceğini söyleyen Kılıçdaroğlu kaosun bekçisi konumundadır. MERAL AKŞENER'E TEPKİ Asıl bizi düşündüren İP'in Başkanı tarafından üstlenilen provokatörlük rolüdür. Geçen haftaki grup konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı'nı katil Netanyahu'ya benzeten ve siyonizme gülücükler saçan bu şahsın, birkaç gün sonra Rize'yi ziyaret ederek müessif olaylara sebebiyet vermesi çok yönlü incelenmeli ve mercek altına yatırılmalıdır. İP Başkanı'nın bile bile sanki toplumsal huzurluğun fitilini tutuşturmak için Rize'ye gitmesi yalnızca öngörüsüzlükle izah edilemez. Bu şahsın, Netanyahu benzetmesinden sonra Rize'ye ziyareti baştan ayağa planlıdır.  Esnaf geziyorum diyenler esnafa tekme tokat musallat olmalıdır. İP'in Başkanı ateşle oynamıştır. 1959 Uşak olaylarında oluğu gibi şiddet olaylarının ilk halkası olması için ortaya çıkarılmıştır.  AA muhabirinin ısmarlama sorusu birden bire gündeme oturmuştur. Viranşehir Savcısı'nın durumu da bir başka üzerinde durulması gereken muammalı durumdur. Şaibeli olaylar üst üste çakışmış, biri biterken diğeri başlamıştır. PKK'NIN MAKET UÇAKLI SALDIRILARI PKK, YPG'ye eğitim ve silah desteği veren ülkeler çok tanıdıktır. Alayı dost ve müttefiklikten bahsederler ancak dürüst değillerdir, utanmaları yoktur. Yüzlerine bakınca ar damarlarının çatladığını hemen görürsünüz. Suriye'deki terör kamplarında ne arıyorsunuz? diye sorsanız iblisi bile hayrete düşürecek bahaneleri öne sürerler. Petrol kokusu aldılar mı kan kokusu almış köpek balığına dönerler. "BİZ HER ŞEYİN FARKINDAYIZ" Türkiye haksızlıklara karşıdır, adaletsizliklerin karşısındadır. Küresel emperyalizmin tam olarak karşı kutbundadır. Terörle mücadelede kahramanca devam ederken, bu mücadelenin içinde yer alan asker ve devlet adamlarını itibarsızlaştırma çalışmaları hain bir amaç taşır. Biz her şeyin farkındayız. Şirret kampanyayı görüyor ve takip ediyoruz. Türkiye'nin önünü kesmek için yarış halinde olanlar el ele vermişler, yıkım ittifakının potasında birleşmişlerdir. Tekraren uyarıyorum, oyun büyüktür, oyun kirlidir, çok boyutlu ve çok aktörlüdür. Libya'daki varlığımızın rövanşını almak istiyorlar. Doğu Akdeniz'deki tavizsiz duruşumuzdan korkuyorlar. Bölücü terör örgütü PKK'ya dünyayı zindan etmemizden dolayı üstümüze geliyorlar. Boyun eğmediğimiz için, al bayrağın solmasına müsaade etmediğimiz için deliye dönüyorlar. Terörist elebaşları Sofi Nurettin ile Aydın Şimşek'i gömdük ya, işte bunu hazmedemiyorlar. 104 emekli amirale bildiri yayınlattılar kimse yemedi... Cumhur İttifakı'nı karalayın, Türkiye'yi kötüleyin diye işbirlikçilerine tembihte bulundular, küçük bir azınlık dışında inanan çıkmadı. Çabalar boşuna, hevesler beyhudedir. Türkiye sömürge devleti, karpuz cumhuriyeti, aşiretler koalisyonu değildir. Hiçbir zaman da olmamış ve olamayacaktır. Bir suç varsa, suçluların delil ve belgelerle tespiti yapıldıysa adres bağımsız Türk mahkemeleridir.  "KİMSE İÇİŞLERİ BAKANI'NIN BOYUNA TASMA GEÇİREMEYECEK" İkazen diyorum ki, hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek, buna kimsenin gücü yetmeyecektir. "TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİ VİDEO KAYITLARLA REHİN ALINAMAZ" Herkes yerini yurdunu bilmek zorundadır. Herkes ağzından çıkanlara dikkat etmekle mükelleftir. Türkiye'nin gündemi video kayıtlarla rehin alınamaz, sosyal medya iftiraları ile ele geçirilemez. Sayın Binali Yıldırım'ı evladıyla birlikte töhmet altında bırakmak, uyuşturucu ticareti ile ilişkilendirmek müfteriliktir. Tarafsız kalmak destek vermektir, kimsenin hakkı yok. Konu devletimizin saygınlığı ve bekasıdır. Biden lobisinin zehir saçan lobileri Türkiye Cumhuriyeti'ni düşüremeyecektir. İhanete teşne olanların bu gerçeği akıllarından çıkarmaması tavsiyemdir. Türkiye'yi düğümleyip seçime veya başka arayışlara zorlamak demokrasi düşmanlığının yansımasıdır. Türkiye bir hukuk devletidir.  Türkiye sokakta bulunmadı, harita üzerinde kurulmadı. Bağımsızlık hediye alınmadı, sınırlarımız icazetle çizilmedi, varsa kendine güvenen çıksın karşımıza... Eğer devletimizi, eğer milletimizin tarihi haklarını can pahasına savunamazsak bu beden hepimize haram olsun. Hiç kimse hayal peşinde koşmamalı, içinden geçtiğimiz dönemde herkesin sağduyunun rehberinde hareket etmesi, toplumsal huzurun korunması hususunda sorumlu davranması tarihi bir görevdir. biz hükümetimizin yanındayız. 7 düvelin karşısındayız çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Hep birlikte Türkiye'yiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu farklılaşma üzerine değil kucaklaşma üzerine şekillenmiş, mutabakat sağlanarak yeni devletin dayanakları tesis edilmiştir.  AP'NİN RAPORU Milliyetçi ülkücü hareketi terörle anmak sadece terör sevicilerin harcıdır. Yayınlanan rapor Avrupa değerlerinin inkarıdır. Türkiye eleştirisinin yer aldığı raporu kendilerine iade ettiğimizi, çok net olarak kınadığımızı söylemek boynumuzun borcudur. Rapor bir Haçlı organizasyonudur ve yok hükmündedir.  Çok şükür oradan bakınca ülkücü hareketten rahatsızlık duyulması bizim doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. Gelecek ay yıldızlı bayrağın altındadır.  Gün saflarımızı sıklaştırma günüdür. AP'nin kabul ettiği rapor aslında malumun ilanından başka bir şey değildir. Husumet cephesi kalabalıktır. Nefret salgını Avrupa'ya vebadan daha şiddetli zarar vermektedir.

2 yıl önce

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı'ndan Peker'e suç duyurusu

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar ve avukat Barbaros Yılmaz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçesi vererek Ankara Adliyesi önündeki basın açıklaması yaptı. Vakıf Başkanı Lokman Aylar, Sedat Peker'in sözlerine ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya değil Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu kaydetti. Başsavcılığına verilen dilekçede, Peker hakkında "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama" suçundan kamu davası açılması talep edildi. 'ÜLKEMİZİN LİDERİNİ YIPRATMAYA ÇALIŞIYORLAR' Aylar, devlet içinde şaibe yaratılmaya çalıştığını kaydederek, "Hükümet düşürmeye, bakan düşürmeye, ülkemizin liderini yıpratmaya, kurumları karıştırmaya, devletimiz için şaibe oluşturmaya, 'Türkiye mafya devletidir' algısı inşa etmeye ve 'zaaflar ülkesi' görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Bu sebeple İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu hakkında kamuoyu tarafından organize suç örgütü lideri olarak bilinen Sedat Peker isimli şahıs tarafından sarf edilen beyanlar, bakanımız Süleyman Soylu beyin şahsı hakkında münferiden değerlendirilemeyeceğini, yapılan açıklamaların Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne, anayasal organların tamamına, vatanına, milletine ve varlığına yönelik saldırı mahiyetinde olduğundan bu uğurda canlarını feda eden kahramanlarımız ve bu uğurda uzuvlarını kaybeden gazilerimiz adına bu ülkeye beden ödeyen kahramanlar ve aileleri bu toprakları vatan yapmak için hayallerini feda eden gazilerimiz ve vatan yürekli Türk milleti buna müsaade etmeyecektir" dedi.

2 yıl önce

Türkiye'nin 28 Mayıs koronavirüs tablosu açıklandı: Vaka sayısı yeniden 8 binin altında

Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, "covid19.saglik.gov.tr" adresinden paylaşıldı. Sağlık Bakanlığı son 24 saatte 164 kişinin hayatını kaybettiğini, 7 bin 773 kişiye ise koronavirüs tanısı konduğunu açıkladı.

2 yıl önce

Türkiye Uzay Ajansı Başkanı: Uzayda yapılacak üretimlerde de söz sahibi olmayı istiyoruz

Serdar Hüseyin Yıldırım, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliği ile gerçekleştirilen 1. Uzay Ekonomisi, Uzay Hukuku ve Uzay Bilimleri Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, ekonomi ve hukuk boyutunun uzayda ihmal edilmemesi gerektiğini anlattı. Uzay ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, uzayla ilgili ekonomik faaliyetlerin dünya üzerindeki ve uzaydaki boyutlarının olduğuna dikkati çekti. Yıldırım, milli uzay çalışmaları esnasında uzay ekonomisinin durumu detaylı analiz ettiklerini dile getirerek, şunları kaydetti: "Pandemi süreci öncesindeki son rakamlara göre, yapılan yatırım noktasında devletlerin uzay konusundaki harcamalarının toplamı 80 milyar dolar civarında. Aynı dönem için toplam uzay ekonomisinin büyüklüğüne baktığımızda bu yaklaşık 480 milyar dolarlara kadar geliyor. 2030 yılına kadar bunun 1 trilyon doları bulacağı öngörülüyor." Bölgesel bir konumlama sisteminin oluşturulmasını hedeflediklerine işaret eden Yıldırım, bunun sadece ülkeye değil tüm bölgeye ekonomik faydasının olacağını söyledi. Yıldırım, bu alanda yapılacak yatırımların ciddi getirisinin olacağını vurgulayarak, uzayda ana başlıkları oluşturan 3 ekonomik faaliyetin "uzayda üretim, uzay madenciliği ve uzay turizmi" olduğunu anlattı. Uzayda üretim konusunda gündemde olan konulara değinen Yıldırım, dünyanın yakın yörüngesinde 7 platform oluşturularak, bu platformlarda özellikle kristalize yapılar ve biyoteknoloji alanlarında üretime başlanmasının planlandığını söyledi. Yıldırım, bu 7 platformun yavaş yavaş farklı ülkeler ve şirketler tarafından oluşturulmaya başlandığını belirterek, şunları kaydetti: "En azından 2 tane platformun üreticileri Ajansımızla temas ettiler. Türkiye'nin ilgi duyup duymadığını, bu projelerde yer almak isteyip istemediğini sordular. Tabii ki biz ilgi beyan ettik. Bunun kullanıcısı olmaktan ziyade başından itibaren içinde olan bir paydaş gibi görünmek isteriz dedik. Kabul etmeleri için bizim teknik ve bütçe olarak bu paydaşlığı kaldırabileceğimizi görmek isteyeceklerdir. Ben inanıyorum ki kaldırabiliriz. Gelişen zaman içerisinde bu platformlardan en azından birine bir paydaş olmak arzusundayız. Orada yapılacak üretimlerde de söz sahibi olmayı istiyoruz." "Ay ilerde dünyanın uzaya açılan kapısı olacak" ABD'nin Artemis Programı ile "Ay kolonisi" kurulmasını hedeflediğini anımsatan Yıldırım, Ay'ın ileride dünyanın uzaya açılan fırlatma kapısı olacağını söyledi. Yıldırım, bu yüzden Türkiye'nin Ay programının çok önemli olduğunu aktararak, "Ay'dan yapılan bir fırlatma ile dünyadan yapılan fırlatma arasında yer çekimi faktörü, atmosfer olmaması, çevre gibi çok büyük farklar var." dedi. Türkiye olarak uzay konusunda gelişmeleri çok sıkı takip ettiklerini aktaran Yıldırım, "Ülkemizin bu ekonomik devrimden nasibini alması gerekiyor. Gelişmelerin dışında kalmamamız gerekiyor. Bunun için de gereken tedbirleri almamız gerekiyor." diye konuştu. "Göktürk Yenileme uydu sisteminin kontrat imzalama işlemleri bitmek üzere" Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil de sempozyumda Türkiye'nin uydu ve uzay projelerine ilişkin sunum yaptı. Sunumunda TUSAŞ'ın faaliyetlerine ilişkin de bilgiler paylaşan Kotil, Göktürk-1, Göktürk-2, Göktürk-3, Göktürk Yenileme, İMECE, Türksat 6A ve Small Geo uydularının özelliklerinden bahsetti. Göktürk-1'in yerine geçecek "Göktürk Yenileme" uydu sisteminin devlet tarafından TUSAŞ'a verildiğini aktaran Kotil, şu anda kontrat imzalama işlemlerinin bitmek üzere olduğunu söyledi. Kotil, elektrikli itki sistemine sahip haberleşme uydusu Small Geo'yu şu anda yaptıklarını dile getirerek, Arjantin telekomünikasyon şirketi için ilk ihracat uydusunu da yakında teslim edeceklerini bildirdi.

2 yıl önce

Türkiye Deprem Platformu ilk deniz araştırma seferine yarın çıkıyor

TÜBİTAK koordinasyonunda oluşturulan Türkiye Deprem Platformu, çalışmalarına, yarın TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi'nin 1. Deniz Araştırma Seferi ile İzmir'den başlayacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında yapılan yazılı açıklamaya göre, TÜBİTAK, 30 Ekim 2020'de Ege Denizi'nde meydana gelen depremin ardından, Kuşadası Körfezi'ne karadan uzanan fayların depremselliğini araştırmak üzere kolları sıvadı. TÜBİTAK, Kovid-19 salgınında milli aşı ve ilaç geliştirme konusunda uyguladığı birlikte çalışma ve başarma yaklaşımını deprem çalışmalarında da harekete geçirdi. Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, ülkenin yetkin kurumlarının, akademisyenlerinin tek bir çatı altında toplandığına ve bu çatı altında tıpkı COVID-19 Türkiye Platformu'nda olduğu gibi, deprem konusunda da altyapıların, bilgi ve deneyimlerin paylaşılarak, Ege Denizi'ndeki depremlerin ve fay hatlarının karakteristiğinin araştırılacağını belirtti. Mandal, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türk Deniz Kuvvetleri Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı (SHOD) ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) koordinasyonunda, İstanbul Teknik Üniversitesinin (İTÜ) yürütücülüğünde "Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi"nin başlatıldığını bildirdi. Projenin, Kuşadası Körfezi'ne karadan uzanan fayların karakterlerinin ve aktif tektonik özelliklerinin araştırılması için yüksek çözünürlüklü batimetrik ve jeofizik veri setlerinin toplanmasını, bu faylar üzerinde meydana gelmiş geçmiş depremlerin deniz tabanındaki jeolojik izlerinin tespit edilmesi için karot örneklerinin alınmasını hedeflediğini ifade eden Mandal şunları söyledi: "Proje kapsamında icra edilecek ve yaklaşık 10 gün 24 saat üzerinden kesintisiz sürmesi planlanan 1. Deniz Araştırma Seferi, 31 Mayıs 2021'de gerçekleştirilecek. Çalışmaların batimetri ve jeofizik ölçümleri ağırlıklı bu ayağında, TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü (ÇTÜE), DEU, İstanbul Üniversitesi (İT), İTÜ, ODTÜ, AFAD ve SHOD'dan 11 araştırmacı, TÜBİTAK MAM ÇTÜE'den 12 gemi mürettebatı yer almaktadır." "İLK MİLLİ DENİZ ARAŞTIRMA PROJESİ" Mandal, platform kapsamında gerçekleşecek projede Kuşadası çevresindeki aktif fayların yaratacağı deprem tehlikesinin ortaya konmasının hedeflendiğine dikkati çekerek, "İzmir yakın zamanda yıkıcı bir deprem yaşadı, çok sayıda vatandaşımızı depremde kaybettik. Sahadan gelecek ortak akıl, çaba, bilimsel araştırma ve yetkinlikle Ege Denizi'ndeki deprem risklerinin ortaya konulması büyük önem taşıyor. İzmir, topyekun ortaya konan bu çalışmanın pilot bölgesi olacak. Bu proje Ege Denizi'nde hem ulusal hem de uluslararası sularda tamamen ulusal destekle, ülkemiz araştırmacıları ve kurumları tarafından ortak yapılacak ilk milli deniz araştırma projesi olma özelliğine sahip. Bu yönüyle Türkiye'nin deprem alanında bilimsel altyapısının da gücünü gösterecek." değerlendirmesinde bulundu. Mandal, elde edilen veriler ışığında birlikte çalışma ve başarma prensibiyle üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin deniz araştırmaları alanında bilimsel yetkinliklerinin artırılmasının da platformun hedefleri arasında olduğunu vurguladı. TÜBİTAK MARMARA ARAŞTIRMA GEMİSİ, 10 GÜN KESİNTİSİZ GÖREV YAPACAK Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi kapsamında TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi, yarın İzmir Alsancak Limanı'ndan ayrılarak 10 gün boyunca 24 saat kesintisiz sürmesi planlanan 1. Deniz Araştırma Seferi'ne başlayacak. Çalışmalarda batimetri ve jeofizik ölçümleri ağırlıklı ayağında, TÜBİTAK MAM ÇTÜE, Dokuz Eylül Üniversitesi, İT, İTÜ, ODTÜ, AFAD ve Türk Deniz Kuvvetleri Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığından 11 araştırmacı, TÜBİTAK MAM ÇTÜE'nden 12 gemi mürettebat yer alacak. Projeyle, Kuşadası Körfezi'ne karadan uzanan fayların karakterlerinin ve aktif tektonik özelliklerinin araştırılması için yüksek çözünürlüklü batimetrik ve jeofizik veri setlerinin toplanması, bu faylar üzerinde meydana gelmiş geçmiş depremlerin deniz tabanındaki jeolojik izlerinin tespit edilmesi için karot örneklerinin alınması hedefleniyor. Birinci sefer sonucunda elde edilen verilerin değerlendirmesinden sonra daha kapsamlı ikinci sefer hazırlıklarına başlanacak. İlk seferde haritalanan fayların deprem üretme potansiyelleri detaylı bir şekilde tespit edilecek, ikinci seferle Kuşadası Körfezi'nin depremselliği aydınlatılmış olacak. 2 yıl sürecek projede, seferde yer alacak araştırmacıların yanı sıra proje ortağı kurumlardan 17 araştırmacı da projeye laboratuvarlardan katkı verecek. Bu şekilde toplamda 28 araştırmacı ve 12 gemi personeli olmak üzere 40 kişi projede yer alacak. Ayrıca gelecekte bu konuda yetkin araştırmacılar da projeye dahil olabilecek.

2 yıl önce

Türkiye'nin 30 Mayıs koronavirüs tablosu açıklandı: Vaka sayısında hedefe az kaldı

Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu, "covid19.saglik.gov.tr" adresinden paylaşıldı. Sağlık Bakanlığı son 24 saatte 134 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 bin 933 kişiye ise koronavirüs tanısı konduğunu açıkladı.

2 yıl önce

Türkiye'den KKTC'ye SİHA üssü

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e hakim bir konumdaki Kıbrıs adasına İHA ve SİHA üssü kurma kararı iki yıl önce Libya ile yapılan deniz yetki alanlarını belirleme anlaşmasından sonra alındı. 16 Aralık 2019 tarihinde Dalaman'daki üssünden Kalkan Bayraktar TB-2 modeli silahlı insansız aracı, 5 saatlik bir uçuşun ardından KKTC'nin Geçitkale Askeri Hava Üssüne inmişti. "İNİŞ NOKTASI" OLARAK KULLANILDI Aradan geçen sürede Doğu Akdeniz nöbeti tutan SİHA'lar, Geçitkale'ye indi. Ancak daimi üs olarak Dalaman kullanıldı. Türk SİHA'ları Geçitkale'yi daimi olarak değil, "iniş noktası" olarak kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli SİHA ve İHA'ların üsleneceği bir üs olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Geçitkale Askeri Havaalanı'na 'yeni bir isim' verileceğini de belirtti. KKTC'nin Ercan Havalimanı'nın adının, Kıbrıs Türklerinin Lideri Dr. Fazıl Küçük ile değiştirilmesi, 1974 şehidi Pilot Binbaşı Fehmi Ercan'ın adının da Geçitkale'ye verilmesi gündemde bulunuyor. DOĞU AKDENİZ'E HAKİM NOKTADA 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra askeri üs amacıyla inşa edilen Geçitkale Havaalanı Başkent Lefkoşa'nın 40 kilometre doğusunda Doğu Akdeniz'e hakim bir noktada bulunuyor. Uzun yıllar hava sporları amacıyla kullanılan, küçük uçakların indiği Geçitkale'de iki yıl önce ilk SİHA gelmesinin ardından modernleştirme çalışmaları başladı. DAİMİ KULLANILMASI İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATILDI CNN Türk'ün haberine göre, Türk SİHA'larının daimi olarak kullanması amacıyla hangarlarlar ve binalarda çalışmalar başlatıldı. Pist yenileme çalışmaları da yapıldı. Geçitkale Hava Üssü'nün, daimi SİHA üssü olması ve SİHA'ların sürekli üslenebilmesi için bakım ve onarım merkezlerinin kurulması, silah sistemlerinin ve cephanelik gibi depolarının inşa edilmesi, mevcut yapıların yenilenmesi gerekiyor. KULENİN FAALİYETE GEÇMESİ GEREKMİYOR SİHA ve İHA'ların komuta sistemlerinin mobil olması nedeniyle havalimanının kulesinin faaliyete geçmesi gerekmiyor. Askeri uzmanlar, 1974 sonrasında Türk savaş uçaklarının inebileceği nato standartlarında bir havaalanı olarak inşa edilen Geçitkale'nin, bakım ve yenileme çalışmalarıyla kısa sürede F-16'ların da üslenebileceği bir üs haline gelebileceğine dikkat çekiliyor. Doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarının keşfi ve Rum Yunan ikilisinin bölge ittifaklarıyla Türkiye'yi dışlama çalışmaları Kıbrıs adasının stratejik olarak daha da önemli hale getirdi. ULUSLARARASI GÜÇLER ÜS ARAYIŞINA GİRDİ Birçok uluslararası güç, Fransa, İsrail ve ABD Kıbrıs Rum Yönetiminde üs arayışına girdi. İngiltere'nin de Rum yönetiminde biri deniz diğeri hava olmak üzere iki askeri üssü bulunuyor. İngiliz üslerini ABD de yoğun bir şekilde kullanıyor. KKTC'nin Geçitkale Hava Üssü'nün fonksiyonel SİHA üssü olmasının ardından Türkiye'nin Kıbrıs'ta bir de savaş gemilerinin daimi olarak üsleneceği deniz üssü de kuracağı belirtiliyor. Günümüzde Türk Savaş Gemileri Gazimağusa'ya yanaşıyor. Türk savaş gemilerinin, Gazimağusa'nın doğusunda modern bir deniz üssü inşa edeceği de zaman zaman medyanın gündemine geliyor.

2 yıl önce

Türkiye ve Yunanistan dünyaya duyurdu: Anlaşma tamamlandı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Yunanistan’ın başkenti Atina’da mevkidaşı Nikos Dendias ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Yunanistan ile yirmi beş maddede ilke olarak görüş birliğine varıldığını ifade eden Çavuşoğlu, “Covid-19 aşılarının karşılıklı tanınması kararını aldık” dedi. Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias düzenlenen ortak basın toplantısında, “Nikos Dendias’ın da söylediği gibi bugün Covid-19 aşılarının karşılıklı tanınması kararını aldık. Bu konuda hem Türkiye hem Yunanistan farklı ülkelerle anlaşmaya ya da mutabakata varmıştı. Biz de daha önce yine AB üyesi olan Macaristan ve Bulgaristan ile ayrıca Sırbistan ile karşılıklı anlaşmaya varmıştık. Ben inanıyorum ki bugün vardığımız mutabakat, karşılıklı olarak turizm sektörümüze olumlu etki yapacaktır. Bu olumlu adımları önümüzdeki süreçte, özellikle turizm iş birliği konusunda artırmak istiyoruz” dedi. Bakan Çavuşoğlu, hem Türkiye’nin hem de Yunanistan’ın iş birliği odaklı somut  projeler üzerinde çalışma konusunda iradeye sahip olduğunu vurgulayarak, “Artık somut projeler üzerinde eylem ve iş birliği odaklı çalışmaya başladık. Yirmi beş maddede ilke olarak görüş birliğine vardık. Ulaştırmadan enerjiye, turizmden çevre, ticaret ve geniş yelpazede birçok iş birliği alanında ilgili kurumlarımız bundan sonraki süreçte bir araya gelecek. İmzalanacak mutabakat zabıtları ve tesis edilecek mekanizmalar aracılığıyla somut iş birliği projelerini hayata geçirmek konusunda mutabık kaldık. Bu konularda Türkiye olarak gerekli iradeye sahip olduğumuzu söylemek isterim. Yunanistan’da da aynı iradeyi görmekten mutluluk duyduk. Böyle giderse bu konularda hızlı adımlar atabiliriz ve çok hızlı mesafe kat edebiliriz” diye konuştu. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE MİÇOTAKİS GÖRÜŞMESİ Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Zirvesi kapsamında Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile bir araya geleceğini açıkladı. Çavuşoğlu, “Liderlerimizin NATO Zirvesi marjında bir araya gelmesi öngörülüyor. Bu konuda birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Yine Nikos’un söylediği gibi uzun süredir çözüm bekleyen meselelerimiz var, görüş ayrılıklarımız var. Bunların iyi komşuluk, uluslararası hukuk ve karşılıklı hak ve çıkarlara saygı temelinde çözülmesini istiyoruz. Bunun için de diyaloğumuzun kesintisiz sürmesi gerekiyor. Bu konuda da her iki tarafta da irade vardır. Bugün bir kez daha teyit ettik” dedi. DENDIAS: BÜTÜN KONULARA İLİŞKİN GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUK Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, iki ülke arasındaki bütün konuların değerlendirildiğini ve görüş alışverişinde bulunulduğunu belirtti. Dendias, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün dostum ve mevkidaşım Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte iki ülke arasındaki bütün konulara ilişkin bir görüş alışverişinde bulunma fırsatı bulduk. Sadece ikili ilişkileri değil, Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri konusunu da tartışma fırsatı bulduk. Tabi ki birçok konuda fikir ayrılıklarımız, pozisyon farklılıklarımız var Yunanistan ve Türkiye olarak. Bugünkü görüşmemizin amacı, bir ilk anlaşma sürecini başlatmaktı. Eğer bu mümkün olabilirse daha sonra da aşamalı olarak zaman içerisinde bir normalleşme yönünde ilerlemek istiyoruz. Bu çerçevede ekonomik iş birliği program listesi üzerinde anlaşma sağlandı. Yine Covid-19 aşı sertifikalarının karşılıklı olarak tanınması konusunda anlaşmaya vardık. Her iki ülke vatandaşları da aşı olmuş vatandaşlar ya da test sonuçları negatif olan vatandaşlar, karşılıklı olarak iki ülkeyi ziyaret edebilecekler. Sevgili dostum Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Efes’in dünkü başarısı nedeniyle seni yine tebrik etmek istiyorum.” Siyasi ve askeri diyaloğun tüm kanallarda devam ettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, 'Türkiye olarak, Yunanistan ile ön koşulsuz ve ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirmek için diyaloga, görüşmelere hazırız' dedi. Çavuşoğlu 'Artık somut projeler üzerinde eylem ve iş birliği odaklı çalışmaya başladık. 25 maddede görüş birliğine vardık' ifadelerini kullandı. Bakan Çavuşoğlu, daha önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’le görüştük. Diyalog kanallarımızın yeniden canlandırılması olumlu. Sorunlarımızın çözümü için ilişkilerimizin güçlendirilmesi önem arzediyor' demişti. Dün Türk azınlığın yoğun yaşadığı Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesine giden Çavuşoğlu, buradan başkent Atina’ya geçmişti. Başbakan Miçotakis ile görüşen Çavuşoğlu, daha sonra Dışişleri Bakanlığı binasında Dendias ile bir araya gelmişti.

1 2 ... 24 25 26 27 28 29 30 ... 186 187