05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 büyüdü

Yurt içinde haftanın en önemli verilerinden olan 3.çeyrek dönem için GSYH verileri Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklandı. TÜİK'in açıkladığı verilere göre Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 büyüdü. Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri 2021 yılı üçüncü çeyreğinde %25,4 arttı GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2021 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %25,4, bilgi ve iletişim faaliyetleri %22,6, hizmetler %20,7, diğer hizmet faaliyetleri %11,7, sanayi %10,0, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %8,3 ve gayrimenkul faaliyetleri %4,7 arttı. Finans ve sigorta faaliyetleri %19,9, inşaat %6,7, tarım, ormancılık ve balıkçılık ise %5,9 azaldı. GSYH 2021 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla 1 trilyon 915 milyar 467 milyon TL oldu Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %35,5 artarak 1 trilyon 915 milyar 467 milyon TL oldu. GSYH'nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 225 milyar 497 milyon olarak gerçekleşti. Yerleşik hanehalklarının tüketim harcamaları 2021 yılı üçüncü çeyreğinde %9,1 arttı Yerleşik hanehalklarının tüketim harcamaları, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %9,1 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları %9,6 artarken gayrisafi sabit sermaye oluşumu %2,4 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı 2021 yılı üçüncü çeyreğinde %25,6 artarken ithalatı %8,3 azaldı Mal ve hizmet ihracatı, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak %25,6 artarken ithalatı %8,3 azaldı. İşgücü ödemeleri 2021 yılı üçüncü çeyreğinde %36,3 arttı İşgücü ödemeleri, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %36,3, net işletme artığı/karma gelir ise %38,6 arttı. İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı %29,8 oldu İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde %30,1 iken bu oran 2021 yılında %29,8 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise %54,4'ten %54,6'ya yükseldi. BEKLENTİ NEYDİ? Ekonomistlerin 3. çeyrek büyüme beklentileri, yüzde 5,3 ile yüzde 13,5 aralığında yer aldı. Ekonomistlerin 2021 yılı büyüme beklentilerinin ortalaması ise yüzde 10 olarak gerçekleşti. Ekonomistlerin 2021 yılı büyüme beklentileri, yüzde 8,4 ile yüzde 12,5 aralığında oldu.

2 yıl önce

Türkiye, seçime hazırlanan Libya'yı her koşulda desteklemeye devam edecek

Kalın, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) Brüksel ofisinde düzenlenen "Libya'nın seçim öncesindeki siyasi belirsizlikleri" konulu çevrim içi panelde konuştu. "Libya'nın toprak bütünlüğü ve siyasal birliğinin önemini vurgulamak gerektiğini düşünüyorum." diyen Kalın, iç savaşın bitişinin siyasal istikrar ve demokratik yönetim için zemin hazırladığının, 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimlerin de bu nedenle ekseriyetle önemli olduğunun altını çizdi. Kalın, seçimlerle ilgili siyasi zorlukların bulunduğu ve seçimlerin yapılıp yapılamayacağının Libyalı tarafların vereceği bir karar olduğunu vurgulayarak "Her halükarda ne karar verirlerse versinler, Libyalılarca yürütülen bir süreç olmalı. Tüm uluslararası aktörler bu sürece saygı duymalı ve onu desteklemeli." diye konuştu. Avrupalı ülkeler ve ABD'nin Libya'ya "terör, göç ve enerji" çerçevesinden baktığını belirten Kalın, bunun oldukça dar bir açı olduğunu, Türkiye'nin ise farklı bir yaklaşım benimsediğini ifade etti. Kalın, Türkiye'nin Libya'nın askeri konularını "yalnızca Libya halkı, hükümeti ve seçilmiş yetkilileriyle" müzakere ettiğini vurgulayarak Berlin ve Paris konferanslarının, Türkiye'nin Libya'ya dahlinden memnun olunduğunu teyit ettiğini belirtti. "Birleşmiş bir Libya ordusu görmek istiyoruz. Türkiye olarak bu hedef doğrultusunda yardım etmeye her zaman hazırız." diyen Kalın, Türkiye'nin Libya'daki rolünü "Biz orada Libya hükümetine güvenliği sağlama ve birleşmiş bir ordu oluşturma amacıyla yapılan bir anlaşanın parçası olarak bulunuyoruz." sözleriyle özetledi. Kalın, "Türkiye'nin müdahalesi, olayların (olumsuz) gidişatını değiştirdi, çatışmaya bir denge getirdi." diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, "Trablus'ta herhangi birine sorun. Bağımsız bir uluslararası gözlemciye sorun. Türkiye'nin güvenlik durumunu daha iyi bir düzeye getirmekteki ve siyasi sürecin ilerlemesini sağlamaktaki katkısını kabul edecektir. Bunun, Berlin Konferansı ve Paris toplantısında da altı çizilmiştir." ifadelerini kullandı. Kalın, "Seçimlerin 24 Aralık'ta yapılamaması durumunda da Libya'yı siyasi ve ekonomik olarak ve diğer alanlarda da desteklemeye devam edeceğiz. Uluslararası toplumdan da aynısını yapmasını bekliyoruz." diyerek seçimlerin ertelenme ihtimalinin kötüye kullanılmaması gerektiğinin altını çizdi. "Bu belirsizlikler, bizi iki kez düşünmeye sevk ediyor" SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran da Birleşmiş Milletler (BM) liderliğindeki uluslararası barış çabalarının, Libya'ya istikrar getirmediğine ancak sahada askeri denge oluştuktan sonra ülkenin gerçek bir siyasi sürece geri döndüğüne dikkati çekti. Libya'da seçimlerle ilgili "pek çok belirsizlik" olduğunu ifade eden Duran, "Bu belirsizlikler, bizi iki kez düşünmeye sevk ediyor. Libya'daki kırılgan barış, pek çok faktöre ve koşula bağlıdır." diye konuştu. Duran, Libya'da seçimlerin planlanan tarihte düzenlenmesi konusunda Libyalı yerel aktörler üzerinde uluslararası baskı olduğunu belirterek "Libyalı aktörlerin ve sorumlu uluslararası paydaşların seçim sonrası kaos çıkması durumunda ne yapacakları konusunda bir eylem planı veya yol haritası yok. Libya'nın geleceği konusunda iyimser olmak istiyoruz. Libya'nın barış ve istikrar yönünde hareket ettiğini görmek istiyoruz." değerlendirmesini yaptı. Libya halkının da istediği üzere ülkedeki barışı ve istikrarın ancak yerel aktörlerin samimi siyasi katılımı ve diyaloğu yoluyla geri getirilebileceğini vurgulayan Duran, 24 Aralık seçimlerinin ve seçimlerden sonraki gelişmelerin Libya'nın barış ve istikrarına katkıda bulunmasını umduklarını dile getirdi.

2 yıl önce

Macron'un telefonlarını dahi açmadı! Bölgeden siliniyorlar: Rotayı Türkiye'ye çevirdiler

İlişkilerin mutlaka yeniden başlayacağını ancak bunun yeni belirleyicilerle gerçekleşeceğini kaydeden Kasımi, Cezayir'in İspanya, İtalya, Almanya gibi Avrupa Birliği içinden yeni ortaklarla ilişkiler kurma konusunda önemli adımlar attığını; Rusya, Çin ve Türkiye'yle de stratejik ilişkilerini güçlendirdiğini aktardı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2 Ekim'de Le Monde gazetesinde yayımlanan "Cezayir'in sömürge tarihini Fransa nefreti üzerine inşa ettiği" şeklindeki sözleri, Fransa'nın Cezayir'deki "kanlı sömürge" tarihiyle ilgili tartışmaları ciddi şekilde tırmandırdı. Cezayir yönetimi, Macron'un açıklamalarına tepki olarak 3 Ekim'de hava sahasını Fransız askeri uçaklarına kapattı ve ardından Cezayir'in Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud'u istişare için ivedilikle ülkeye çağırdı. CEZAYİR CUMHURBAŞKANI ÖFKELİ Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un sözlerinin, iki ülke arasında son dönemde büyük bir krizin yaşanmasına neden olduğu görülüyor. Fransa'nın tavrına tepkisini açık bir şekilde gösteren Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, arayı düzeltmek için girişimde bulunan taraf olmayacaklarını belirtiyor. Almanya'da yayınlanan haftalık siyasi dergi Der Spiegel'de Kasım ayı başında yayınlanan röportajda, Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'un Fransız mevkidaşından gelen aramaları reddettiği ifade edildi. Macron'un açıklamalarının "çok tehlikeli" olduğunu kaydeden Tebbun, krizi hafifletmek için girişimde bulunmayacaklarını, "hiçbir Cezayirlinin, söz konusu hakaretleri yapanlarla tekrar temasa geçmesini kabul etmeyeceğini" söyledi. Fransa'daki Libya konulu Paris Konferansı'na katılan Cezayir Dışişleri Bakanı Ramazan Lamamra da, sadece Libyalıları desteklemek amacıyla Paris'te bulunduğunu dile getirdi. Lamamra, ziyareti süresince de Fransız mevkidaşıyla bir araya gelmedi. Elysee Sarayı'ndan yapılan bir açıklamada, Macron'un, söz konusu açıklamalardan kaynaklanan yanlış anlamalardan üzüntü duyduğu belirtilerek, kendisinin, "Cezayir ulusuna, tarihine ve bu ülkenin egemenliğine büyük saygı duyduğu" aktarıldı. KRİZ DAHA DA BÜYÜYEBİLİR Elysee Sarayı'nın bu açıklaması dışında, krizi aşmak için somut adımlar atılmaması nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkilerin yakın gelecekte krizin büyümesi de dahil tüm ihtimallere açık olduğu ifade ediliyor. Analistler, Macron'un Cezayir karşıtı aşırı sağın oylarını umarak bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar Cezayir ile gergin ilişkileri sürdürmek istediği değerlendirmesinde bulunuyor. AA muhabirine konuşan tarihçi Amir Rahile, Fransa'nın resmi tavrının, dostça davranma ve tehdit arasında gidip geldiğini belirtti. Siyasi Bilimler alanında çalışmaları bulunan İdris Atiyye de aynı görüşü paylaşıyor. Atiyye, Fransız Cumhurbaşkanlarının seçim kampanyaları sırasında daha önce de Cezayir'e yönelik "kabul edilemez" açıklamalar yaptığını kaydetti. Cezayir'e karşı bu tavrın ve Elysee Sarayı'na yeni liderlerin gelmesini beklemenin, krizi daha da büyütebileceğini ifade eden Atiyye, "Fransa Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan üzüntü açıklaması, asla bir özür olarak değerlendirilemez. Bu, tarihten ve siyasi boyutlardan uzakta ilişkileri yeniden normale döndürmek için yapılan bir manevra sadece." dedi. ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK Uluslararası kriz uzmanı Hasan Kasımi de Cezayir-Fransa ilişkilerinin en kötü dönemini yaşadığını söyledi. İki ülke arasında ilişkiler yeniden başlasa bile "eskisi gibi olmayacağını" kaydeden Kasımi, "Cezayir, siyasi anlamda, özel ekonomik ayrıcalıklar sağladığı Fransa'nın himayesi değil." diye konuştu. "Bugün Cezayir, Val de Grasse'nin Cezayir'i de değil." ifadesini kullanan Kasımi, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın 2013 yılında tedavi gördüğü Fransız hastanesine işaret etti. Kasımi, "Fransa'nın Buteflika'ya tedavi ve sağlık dosyasıyla milyonlarca avro imtiyaz karşılığında şantaj yaptığını" belirtti. İlişkilerin mutlaka yeniden başlayacağını ancak bunun yeni belirleyicilerle gerçekleşeceğini kaydeden Kasımi, Cezayir'in İspanya, İtalya, Almanya gibi Avrupa Birliği içinden yeni ortaklarla ilişkiler kurma konusunda önemli adımlar attığını; Rusya, Çin ve Türkiye'yle de stratejik ilişkilerini güçlendirdiğini aktardı. Cezayir'in hava sahasını Fransız askeri uçaklarına kapattığını belirten Kasımi, söz konusu adımın, karşılıksız ayrıcalıklar üzerine değil, eşitlik ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkilerin kurulması için yeni kuralların benimsendiğinin açık bir göstergesi olduğunu dile getirdi.

2 yıl önce

Türkiye 3'üncü çeyrek büyüme oranıyla G20'nin zirvesinde

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,4 büyüme kaydederken salgının olumsuz etkilerinin görülmeye başlandığı ikinci çeyrekte yüzde 10,4 daralmıştı. Ekonomide normalleşme sürecinin etkisiyle 2020'nin 3'üncü çeyreğinde yüzde 6,3, son çeyreğinde de yüzde 6,2'lik büyüme oranına ulaşıldı. Kovid-19 ile mücadeleyle geçen 2020 yılında ortalama yüzde 1,8 büyüyerek diğer ülkelerden olumlu ayrışan Türkiye, bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,4, ikinci çeyreğinde baz etkisiyle yüzde 22 büyüme kaydetti. Türkiye, bugün açıklanan 3'üncü çeyrekteki yüzde 7,4'lük büyüme performansıyla verisi açıklanan G20 ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüyen ülke olarak dikkati çekti. Birleşik Krallık yüzde 6,6, Suudi Arabistan yüzde 6,2'lik büyümeyle Türkiye'yi izledi. G20 ülkelerinden ABD ve Çin yüzde 4,9, Meksika yüzde 4,7 büyüme kaydetti. Güney Kore'nin 3'üncü çeyrekte elde ettiği büyüme oranı yüzde 4, İtalya'nın yüzde 3,8 ve Endonezya'nın yüzde 3,7 olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde Fransa yüzde 3,3, Almanya yüzde 2,6, Japonya yüzde 1,3 büyüme performansı sergiledi. TÜRKİYE, OECD ÜLKELERİ ARASINDA DA 2. SIRADA Öte yandan Türkiye, 3'üncü çeyrek büyüme verisiyle OECD ülkeleri arasında da öne çıktı. Şili, bu dönemde baz etkisiyle yüzde 17,3 büyüyerek listenin zirvesinde yer alırken Türkiye, ikinci oldu. Şili geçen yılın aynı döneminde yüzde 9,8 daralmıştı. Verisi açıklanan G20 ülkelerinin yılın 3'üncü çeyreğinde elde ettikleri büyüme oranları şöyle: Ülkeler Büyüme oranları (yüzde) Türkiye 7,4 Birleşik Krallık 6,6 Suudi Arabistan 6,2 ABD 4,9 Çin 4,9 Meksika 4,7 Güney Kore 4 İtalya 3,8 Endonezya 3,7 Fransa 3,3 Almanya 2,6 Japonya 1,3

2 yıl önce

Türkiye'den Mısır'a sürpriz Doğu Akdeniz teklifi

Dış politikada son dönemde hareketli günler yaşanıyor. Özellikle ilişkilerin bir süredir olumsuz seyrettiği Körfez Bölgesi ülkeleri ile normalleşme süreci olumlu seyrediyor. Türkiye ile Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) arasındaki buzlar erirken, Ankara ve Kahire arasında da sıcak rüzgârlar esiyor. Türkiye'ye sıcak mesajlar gönderen Suudi Arabistan'la da benzer bir süreç yaşanıyor. İsrail de Türkiye ile normalleşmenin yollarını arıyor. SİNYAL ERDOĞAN'DAN GELDİ Ankara-Kahire hattında bir süredir istihbarat yetkilileri düzeyinde devam eden görüşmeler, yerini diplomatların siyasi istişarelerine bırakırken, iki ülke arasındaki diplomatik ilişki seviyesinin yükseltileceği sinyalini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. Türkmenistan seyahati dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kararımızı verdiğimiz zaman tabii ki büyükelçileri belli bir takvim içinde atama durumunda olacağız" ifadelerini kullandı. DİYALOG MEKANİZMASI KURULUYOR Erdoğan'ın açıklamasının ardından Dışişleri Bakanlığı da Mısır'la normalleşmenin yol haritası üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Türk Dışişleri Heyetinin mart ayında Kahire'yi ziyaret etmesi ile başlayan, Mısır heyetinin ise eylül ayında Ankara'yı ziyaret etmesi ile ivme kazanan iki ülke arasındaki siyasi istişarelerin devam etmesi bekleniyor. Bu kapsamda, Ankara ve Kahire öncelikli olarak ikili siyasi ilişkiler meselesini ele alacak. 2013 yılından bu yana başkentlerde karşılıklı büyükelçiler bulunmazken, ilişkilerin maslahatgüzar seviyesinden yeniden büyükelçilik seviyesine çıkarılması için çalışılacak. İki ülke arasında diyalog mekanizmasını kurulması ve Dışişleri Bakanları seviyesinde görüşmelerin yapılmasının yolları aranacak. Öncelik, anlaşmazlık konularına değil, iki ülke ve bölgeye fayda sağlayacak Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları ve ticaret gibi iş birliği konularına verilecek. KAHİRE'YE DOĞU AKDENİZ TEKLİFİ Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Bir taraftan diplomatik olarak normalleşme sürecini yürütmek isteyen Ankara, diğer taraftan Kahire'ye Doğu Akdeniz'de kazan-kazan modelini sunacak. Mısır'a, Türkiye ve Libya'nın mutabık kalarak iki ülkeye de fayda sağlayan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması anlaşması hatırlatılacak. Ayrıca, Türkiye ve Mısır, 2013 yılından bu yana süresi dolan ikili ticaret anlaşmalarını henüz yenilenmezken, ilişkilerin normalleşmesi ile beraber iki ülkenin ekonomisi de katkı sağlayacak ticaret anlaşmalarının güncellenmesi bekleniyor. RİYAD'LA ESKİYE DÖNÜŞ YAŞANIYOR Suud gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından ilişkilerin gerilediği Riyad'la da son aylarda buzlar erirken, iki ülke arasındaki ilişkilerde eskiye dönüş yaşanıyor. Türkiye'ye yönelik agresif bir siyaset yürüten Riyad yönetimi, Ankara ile yakınlaşma politikası izleyeceğinin sinyallerini veriyor. Suudi Arabistan ile Türkiye arasında doğrudan görüşmeler sürerken, önümüzdeki günlerde karşılıklı resmî ziyaretlerin olabileceğine belirtiliyor. NORMALLEŞME İSRAİL'E BAĞLI BAE, Suudi Arabistan ve Mısır'ın yanı sıra İsrail'le de normalleşme süreci devam ediyor. İsrail tarafından ilişkilerin normalleşmesi için son dönemde güçlü sinyaller gelirken, Ankara'ya göre, normalleşme İsrail'e bağlı. Tel Aviv, Filistinlilere karşı illegal ve saldırgan tutumundan vazgeçerse ilişkilerin normalleşmesine sıcak bakılıyor. İsrail ile şu anda diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesinde devam ederken, diplomatik ilişki düzeyinin yeniden büyükelçi seviyesine çıkarılması iki ülkenin gündeminde yer alıyor. FİDAN VE ÇAVUŞOĞLU ABU DABİ YOLCUSU BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed en-Nahyan'ın Türkiye'yi ziyareti ile normalleşme sürecine giren ilişkiler, önümüzdeki süreçte de daha ileri bir boyuta taşınacak. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, şubat ayında Abu Dabi'ye iadeiziyaret gerçekleştirecek. Erdoğan'ın gerçekleştireceği iadeiziyaretten önce ise bu ay, Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu ile MİT Başkanı Hakan Fidan BAE'ye gidecek. Erdoğan'ın seyahati öncesinde BAE'de ön hazırlık toplantısı yapacak olan Çavuşoğlu ve Fidan, karşılıklı atılması planlanan adımlar ele alınacak. Ayrıca görüşmede bölgesel ve ikili siyasi ilişkiler masaya yatırılacak.

2 yıl önce

OECD, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini yükseltti

OECD bugün yayınladığı "Ekonomik Görünüm" raporunda Türkiye için 2021 yılı GSYH Büyüme tahminini ara dönem raporunda yer alan tahminde açıklanan yüzde 8,4'ten yüzde 9,0'a çıkarıldı. 2022 yılı için tahmin yüzde 3,1'den yüzde 3,3'e yükseltilirken, 2023 yılı için tahmin yüzde 3,9 seviyesinde oluştu. Kurum ortalama enflasyon beklentilerinde de yukarı yönlü revizyona gitti. Buna göre, bu yıl için ortalama tüketici fiyat tahmini yüzde 17,8'den yüzde 18,7'ye, 2022 yılı tahmini yüzde 15,7'den yüzde 23,9'a çıkarıldı. 2023 yılı ortalama tüketici fiyatları tahmini yüzde 21,7 olarak açıklandı. "DAHA FAZLA BASKI ARTTI" OECD, "Enflasyon çok yüksek ve yapışkan. Faiz oranlarındaki son indirimler enflasyon bekleyişleri, kur, reel hane halkı geliri ve dış finansman üzerinde daha fazla baskı yarattı." değerlendirmesinde bulundu. Raporda, "Makroekonomik politika duruşu ve politika karışımı normalleştirilmeli. Para politikası resmi enflasyon hedefine ulaşmak için gerçekçi bir patikaya yönelik güvenilir yönlendirme sunmalı. Bu, pandemi sürecinde sübvansiyonlu kredilere bel bağlayan yüksek borçlu şirketlere ve hane halklarına hedefli mali destek ile bir araya gelmeli. YENİ FIRSATLARI DAHA İYİ YAKALAYABİLİR Türkiye, global değer zinciri yeniden yapılanmasından çalışanlar üzerinde alınan vergileri ve istihdamdaki katılıkları azaltarak yeni fırsatları daha iyi yakalayabilir" değerlendirmelerine de yer verildi. Manşet enflasyona paralel olarak çekirdek enflasyon tahminlerinde de artış görüldü. 2021 yılı için gıda ve enerji hariç tüketici fiyat beklentisi yüzde 17,3'ten yüzde 17,6'ya, 2022 yılı için yüzde 15,6'dan yüzde 21,6'ya gelirken, 2023 yılı için beklenti yüzde 21,4 oldu. OECD, 2021 yılı için işsizlik oranı beklentisini yüzde 14,0'ten yüzde 12,2'ye, 2022 yılı için yüzde 14,2'ten yüzde 12,5'e çekti. 2023 yılı için yüzde 12,6 tahmininde bulundu. Cari denge/GSYH için tahmin bu yıl yüzde -3,6'dan yüzde -2,1'e, gelecek yıl yüzde -3,4'ten yüzde -1,7'ye revize edilirken, 2023 yılı tahmini yüzde -1,6 olarak belirlendi.

2 yıl önce

Yunanistan, AB vatandaşı FRONTEX çalışanı bir kişiyi sığınmacı sandığı için zorla Türkiye’ye gönderdi

The New York Times'ın haberinde, eylülde, Yunan sınır muhafızlarının sığınmacı sandıkları çevirmene önce saldırdığı, ardından da kendisini onlarca sığınmacı ile Türkiye sınırını geçmeye zorladığı belirtildi. Söz konusu çevirmenin Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi (FRONTEX) için çalışan ve AB'de yasal ikamet eden biri olması nedeniyle iddiaların Yunan yetkililer için sorun teşkil edebileceği vurgulanan haberde, çevirmenin iddialarına ilişkin kanıtları da yetkililere sunduğu kaydedildi.

2 yıl önce

Standard & Poor’s, Türkiye’nin 2021 ve 2022 yılları için büyüme tahminlerini yükseltti

Kredi derecelendirme kuruluşunun Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Gelişen Piyasalar raporunda, Türkiye'nin 2021 yılı için ekonomik büyüme tahmininin 1,2 puan artırılarak yüzde 9,8'e, 2022 yılı için büyüme tahmininin ise yüzde 0,4 artırılarak 3,7'ye revize edildiği kaydedildi. Raporda, Rusya'nın bu yıl için ekonomik büyüme tahmininin 0,2 puan artırılarak 4,2'ye, 2022 yılı için ise 0,1 puan artırılarak 2,7'ye yükseltildiği bildirildi. S&P'nin raporunda, Güney Afrika'nın 2021 için büyüme tahmininin 0,3 puan artırılarak 4,9'a, 2022 için 0,2 puan düşürülerek yüzde 2,4'e revize edildiği hatırlatılırken Polonya'nın 2021 için büyüme tahmininin 0,1 puan artırılarak 5,2'ye, 2022 için 0,3 düşürülerek yüzde 5 olarak revize edildiğine vurgu yapıldı. Raporda, gelişen piyasalarda yüksek enflasyon ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin belirsizliklerin ekonomik büyümeyi yavaşlatma riski taşıdığının altı çizildi. Öte yandan raporda, bu yılın üçüncü çeyreği itibarıyla Avrupa içerisindeki tüm gelişen piyasaların salgından çıkış sırasında anlamlı bir ekonomik büyüme kaydetmeyi başardığı bildirildi. Gelişen piyasalarda ekonomik toparlanmanın henüz tamamlanmadığının da vurgulandığı raporda, bazı sektörlerin kapasitesinin altında performans sergilemesine rağmen, çoğu gelişen piyasa ekonomisinin 2022 yılında ortalamanın üzerinde bir büyüme kaydetmesinin beklendiği kaydedildi.

1 2 ... 53 54 55 56 57 58 59 ... 186 187