05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt yatırım için Türkiye'yi seçti

Son 18 yılda Körfez ülkelerinin Türkiye'ye yatırımı 11,4 milyar doları bulurken, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı İffet Polat "Bu yatırımlar daha da artacak. Önümüzdeki dönemde de Körfez ülkelerinden ciddi yatırım ve ortaklıklar geleceğini düşünüyorum" dedi. Sanayiden finansa, enerjiden ulaşıma, madencilikten perakendeye kadar pek çok alanda yabancı yatırımcı çeken Türkiye, Körfez ülkeleri tarafından da tercih edilen ülkelerin başında geliyor. Bu kapsamda, Körfez ülkelerinin Türkiye'de sanayi, finans, medya, taşımacılık, imalat, enerji, inşaat ve gıda sektörüne kadar geniş bir alanda yatırımları bulunuyor. Son 18 yılda Körfez ülkelerinin Türkiye'ye yatırımı 11,4 milyar dolara ulaştı. Bu ülkeler arasında Türkiye'ye en fazla yatırımı 4,3 milyar dolarla Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) yaptı. BAE'nin 11 milyar dolarlık daha doğrudan yatırımı ile bu rakam 15,3 milyar dolara yükselecek. Körfez ülkeleri arasında Katar 2,7 milyar dolar yatırım yaparken, 15 milyar dolar daha yatırım yapacağı açıklamıştı. Suudi Arabistan'ın 2 milyar dolar yatırımı, Kuveyt'in ise Türkiye'de 1,9 milyar dolarla doğrudan yatırımları bulunuyor. BAE, Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın ardından bir diğer Körfez ülkesi Bahreyn'in de Türkiye'ye yatırım için gelmesi bekleniyor. POLAT: YATIRIMLAR ARTACAK Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Körfez ülkelerinin yatırımlarındaki ilk adresi Türkiye olurken, AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı İffet Polat "Türkiye'ye gelen yatırımlar, hukuki ve demokratik altyapının ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor. Demokrasi ve hukuki altyapının sağlam olmasından dolayı Türkiye'yi tercih ediyorlar. Hatırlarsanız 11 Eylül döneminde ABD bankalarındaki Arapların 1 trilyon dolara yakın parası verilmedi. Daha sonra birçok Arap ülkesi Türkiye gibi demokrasisi sağlam ve güvenilir ülkelere yöneldi. Bu yatırımlar daha da artacaktır. Önümüzdeki dönemde de Körfez ülkelerinden ciddi yatırım ve ortaklıklar geleceğini düşünüyorum" dedi. YATIRIM İÇİN CAZİP BİR ÜLKEYİZ Türkiye'de ciddi bir pazar derinliği oluştuğuna işaret eden Polat "Kuveyt'e, Katar'a göre Türkiye'nin nüfusu çok yüksek. Dolayısıyla yapılan yatırımın karşılığı alınıyor. Öte yandan, yatırım yapmak için Türkiye'nin lojistik ağı çok güçlü. Deniz taşımacılığı, hava taşımacılığı ve kara taşımacılığımız çok geliştik. Türkiye'de ayrıca güçlü bir insan gücü, eğitimli ve kalifiye insan sayısına sahip. İnsanlar yatırımlarının geri dönüşünü alabilmesi için bu parametreleri kontrol ediyorlar ve Türkiye'nin her yönden yatırım yapılabilecek bir ülke olduğu görüyorlar. Bu güzellikler, Türkiye'yi cazip hâle getiriyor" diye konuştu.

2 yıl önce

Azerbaycan ile Türkiye arasındaki Nahçıvan Koridoru çok sayıda ürünün daha ucuz maliyetlerle ihracat ve ithalatının önünü açacak

Ermenistan ile Azerbaycan arasında geçtiğimiz yıl yaşanan ve 44 gün süren savaşın ardından Azerbaycan işgal altındaki topraklarını geri alırken, yıllar sonra gelen zafer Türkiye ile Azerbaycan arasında ticaret yolunun da kapısını araladı. Azerbaycan, Ermenistan ile imzaladığı anlaşma kapsamında Türkiye sınırında yer alan ve ülkenin geri kalanıyla bağlantısı bulunmayan tek toprağı olan Nahçıvan ile de bir kara koridoru kurulması sözünü aldı. Bölgenin hem çehresini hem de kaderini değiştirecek kara ve demir yolu anlaşmalarına yönelik son açıklama Ermenistan Başbakanı Paşinyan'dan geldi. Paşinyan, anlaşmanın Ermenistan ve Türkiye ilişkilerini normalleştirmek adına büyük bir adım atılacağını ifade etti. Paşinyan, "Bu, Azerbaycan toprakları üzerinden Rusya ile kara yolu ve demir yolu bağlantısı, İran ile demir yolu bağlantısı sağlayacağımız anlamına geliyor. Azerbaycan da Nahçıvan ile bizim topraklarımız üzerinden demir yolu ve kara yolu bağlantısı sağlayacak." diye konuştu. Türkiye ile Azerbaycan arasında ticari köprü olacak Nahçivan koridoru iş dünyasını da heyecanlandırmış durumda. MÜSİAD Konya Şube Başkanı Mehmet Hilmi Kağnıcı, Türkiye'nin Azerbaycan ile ticaretine ilişkin, "Nahçıvan koridoru açılması durumunda hem Azerbaycan'a hem Azerbaycan üzerinden diğer Kafkas ülkelerine, Türk Cumhuriyetlerine ulaşımımız kolaylaşacak. Bu da çok daha rahat ticaret yapabilmemizi sağlayacaktır." dedi. Azerbaycan'ın Türkiye için çok ciddi potansiyeli olduğuna vurgu yapan Kağnıcı, ''Azerbaycan ile şu anda ticaretimizin ya da ihracatımızın düşük rakamlarda kalmasının en büyük sebebi aramızda direk geçebileceğimiz bir kara yolu hattının olmaması. Eğer Nahçıvan koridoru açılması durumunda hem Azerbaycan'a hem Azerbaycan üzerinden diğer Kafkas ülkelerine, Türk Cumhuriyetlerine ulaşımımız kolaylaşacak. Bu koridor çok daha rahat ve avantajlı ticaret yapabilmemizi sağlayacaktır. Bu kapı açılırsa amacımız buradan Kafkaslara da inmektir. Orada çok daha büyük bir pazar var. Oradan alacaklarımız, oraya satacaklarımız var. Gıda ve tarım ürünlerinde o bölgede çok cazip ürünler var. Bu ilişkilerin artması hem aldığımız ürünlerin daha uygun şartlarda ulaşılabilir olmasını sağlayacak, hem de ürettiğimiz ürünleri daha iyi sunabileceğimiz pazarlar oluşacaktır." dedi. Dağlık Karabağ'ın işgalden kurtulması ile masaya gelen anlaşmada Nahçıvan koridorunun yer almasını değerlendiren uzmanlar ise bu hat ile Azerbaycan'ın uluslararası taşımacılık ve lojistik sistemindeki konumunun daha da güçleneceğinin altını çiziyor. Azerbaycan'ın diğer bölgeleri ile Nahçıvan arasındaki doğrudan ulaşım bağlantılarının yalnızca hava yoluyla mümkün olduğunu, ve söz konusu ulaşım koridorunun açılmasıyla, bu pahalı ulaşım aracına alternatif olan, daha ucuz ve daha fazla ihracat-ithalat hacimleri getirebilecek karayolu ve demiryolu hatlarının yapılmasının mümkün olacağını vurgulayan uzmanlar, böylelikle Nahçıvan'ın bölgesel ulaşım sisteminin ana damarı haline geleceğini vurguluyor. Kuzey-Güney ulaşım koridoruna ve planlanan Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryoluna entegre edilmesiyle hattın uluslararası kargonun Avrupa'ya taşınmasında da önemli bir rol oynaması bekleniyor. Nahçıvan-Tiflis-Kars demiryolu, gelecekte Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun uzunluğuna göre nakliye maliyetlerini ve süresini de 1,7 kat azaltacak. Nahçıvan üzerinden Türkiye'ye arabayla 343 km'lik kısa mesafe nedeniyle, iki ülke arasındaki ikili turist hareketine bağlı olarak ülkeye giriş yapan turist sayısının da artacağı öngörülüyor. Bu koridorun bir diğer avantajı da Türkiye ve Azerbaycan'ın karadan bağlaması olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, Azerbaycan'dan Türkiye'ye yük taşımacılığının kolaylaşacağını ve hali hazırda geliştirilmekte olan Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolu hattına katılarak uluslararası kargoların Avrupa'ya taşınmasının mümkün olacağını ifade ediyor. Bu adım ile Azerbaycan'dan ihraç edilen ürünlerin nakliye maliyetlerinin düşeceği ve Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars şehirlerini kapsayan Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesi de dahil olmak üzere tüm Türkiye ile ticari ilişkilerin daha da genişleyeceğine işaret ediliyor. Öte yandan oluşturulacak koridor Rusya'nın Türkiye'ye erişimini de kolaylaştıracak. Rusya ile Türkiye arasındaki yıllık ticaret cirosu 25 milyar doların üzerine çıkarken, bu denli büyük bir ticaret hacmi göz önünde bulundurulduğunda daha uygun bir yolunun bulunması Rusya'nın da işine gelecek. Azerbaycan'ın Ermenistan ile yaptığı anlaşma Türkiye için de ucuz gazın yolunu açacak. Azerbaycan'ın Nahçıvan'a kuracağı karayolu koridoru Türkiye'ye uzanacak yeni bir enerji hattını da gündeme getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov arasında “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nde Doğal Gaz Tedarikine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı. Hattın kurulması halinde Türkiye'nin Azerbaycan'dan ucuza gaz almasının da önü açılacak. Azerbaycan ve Nahçıvan arasındaki koridor Tahran'ı ise endişelendiriyor. Türk ülkeleri arasındaki ticarette kavşak olan İran koridorun açılması ile bu özelliğini yitirebilir. İran günümüzde Türkiye'den Orta Asya'ya giden karayolu ticaretinde kilit öneme sahip. İran Yol ve Ulaştırma Bakanlığı'nın 2020 verilerine göre, bu yıl koronavirüsün ticaret üzerindeki etkisine rağmen her ay 12 bin civarında Türk kamyonu İran-Türkiye sınırını geçiyor ve bunların önemli bir kısmı Türki cumhuriyetleri ile Afganistan'a gidiyor. Bu ticaret İran için çok kârlı. Türkiye'den girip Türkmenistan sınırından çıkan bir kamyon, 1.800 kilometrelik bu yol için İran'a yaklaşık 700-800 dolar geçiş ücreti ödüyor. Ermenistan'da açılacak koridor bu trafiği önemli ölçüde azaltabilir.

2 yıl önce

Malezya devinden Türkiye kararı: 40 milyon dolarlık yatırım yapacak

Ev dekorasyonu mağazalar zinciri olan ve ilk mağazasını 18 Kasım'da açan Malezyalı MR. D.I.Y., her yıl 40 milyon dolarlık yatırımla Türkiye'de 5 yılda 400 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. MR. D.I.Y. Türkiye Ülke Müdürü Dilara Neyişçi Çağlı, ilk mağazalarını İstanbul Meydan AVM'de açtıklarını belirterek, "Sırada Metrogarden, Torium, Marmara Forum gibi AVM'ler var. Her hafta devamlı açılışlarımız olacak. Yıl başına kadar beş mağaza açacağız. Mayıs ayına kadar 24 mağaza açmış olacağız. 2023'e kadar İstanbul'da büyüyeceğiz daha sonra diğer şehirlere açılacağız. 81 ilin hepsinde olacağız. Her yerde ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. İlk etapta AVM'lerde olacağız daha sonra caddelere de açılacağız. Türkiye'de beş yıl içinde mağaza sayımız 400'leri bulacak" dedi. Milliyet'in haberine göre, Malezyalı grubun her yıl Türkiye'ye 40 milyon dolar yatırım yapacağını açıklayan Çağlı, "Grubun çok potansiyel gördüğü bir ülkeyiz. Bu yıl ocak ayında Türkiye'ye girme kararı alındı ve bir yıl dolmadan ilk mağaza açıldı. Hiçbir ülkeye bu kadar hızlı girmediler. Genç nüfusu ve potansiyeli açısından Türkiye grup için ilgi odağı. Buradan da çevre ülkelere ve Avrupa'ya açılma planları var. Avrupa'da ilk hedef İspanya. Şirket, Malezya dahil 8 ülkede var. Türkiye dokuzuncu pazar. Ülke sayısı da artacak" diye konuştu. Çağlı, Türkiye'deki ilk mağazalarının 500 metrekare olduğunu, genel olarak mağaza büyüklüklerinin 500 – 1200 metrekare arasında olacağını da aktararak, şunları anlattı: "MR. D.I.Y, 'daima en ucuz' sloganıyla 18 bin ürünle hizmet veriyor. Kendimizi yapı market sektörü, hırdavat gibi zincirlere rakip olarak görmüyoruz. Biz ev güzelleştirme sektöründeyiz. Bizde farklı kategoriler var. Kırtasiye, ev aksesuarı, evcil hayvan aksesuarı, spor malzemesi, takı, otomobil aksesuarı gibi kategorilerimiz var. Bizim kategorimizde kimse yok. Ürün fiyatlarımız 3 TL'den başlıyor, 600 TL'ye kadar çıkıyor. Ürünlerin yüzde 30'unu iç pazardan alacağız, yüzde 70'i yurtdışından gelecek. Ama yerli ürün oranı giderek artacak. Hatta buradaki üreticilere, üçüncü partilere diğer MR. D.I.Y ülkelerine ihracat yapma şansı da vereceğiz." 3 BİN KİŞİYE İSTİHDAM Çağlı, "Genel merkezde 24 kişiyiz. Mağaza başına 15 kişi istihdam edeceğiz. Beş yıl sonraki projeksiyonda genel merkez çalışan sayısının 300, mağaza çalışan sayısının 3 bin kişi olmasını hedefliyoruz" dedi. 'DÖVİZ KURU BİZİ ETKİLEMEZ' Çağlı, artan döviz kurlarıyla ilgili de şu yorumu yaptı: "Biz zaten bu artışı öngörüyorduk. Panik havasında değiliz, zam hiç gündemimizde olmadı. Biz fiyat seviyesini koruyup müşteriyle aramızdaki güveni oluşturacağız. İsteğimiz, müşterimiz bizi tanısın, sevsin. Şirketin finansal gücü kuvvetli. Büyük bazlı satın almalar yapıyor, fiyat artışından rahatsız olmuyoruz. Biz ayrıca bu artışın geçici olacağını öngörüyoruz, Türkiye'nin bu süreçten çıkacağına inanıyoruz".

2 yıl önce

Fitch Türkiye'nin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 10,5'e yükseltti

Fitch'ten yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkili olmaya başladığı 2020'de gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 1,8 arttığı anımsatılan açıklamada, ülke ekonomisinin 2021'de ise yüzde 10,5 büyümesinin tahmin edildiği aktarıldı. Fitch, eylül ayında yayımlanan Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 9,2 büyüyeceğini öngörmüştü. Açıklamada, ülke ekonomisine ilişkin 2022 yılı büyüme tahmininin ise yüzde 3,5'ten yüzde 3,6'ya yükseltildiği kaydedildi. Türkiye'nin büyümesi emsallerine göre güçlü Türkiye'nin ekonomik büyümesinin, emsallerine göre güçlü olduğuna işaret edilen açıklamada, ancak ülkede kişi başına düşen milli gelirin dolar bazında 2013'ten bu yana düşüş eğiliminde olduğu ifade edildi. Türkiye'nin kredi notunun "BB-" olarak teyit edildiği belirtilen açıklamada, ülkenin kredi not görünümünün ise "durağan"dan "negatif"e çevrildiği kaydedildi.

2 yıl önce

HDP'li Beştaş Meclis'te bebek katili Öcalan'ın Türkiye'ye barış getireceğini savundu

Meclis'te konuşan HDP vekili Meral Danış Beştaş, terörist başı Abdullah Öcalan'ın engellendiğini söyledi. SKANDAL 'ÖCALAN' SAVUNMASI İmralı'da farklı bir hukuk sistemi uygulandığını iddia eden Beştaş, Öcalan'ın Türkiye'ye barış getireceğini savundu. HDP vekili, iddia ettiği hukuksuzlukların başlıca sebebinin Öcalan'ın engellenmesi olduğunu ifade etti. "SİZ ÖCALAN'IN BARIŞ GETİRECEĞİNİ BİLİYORSUNUZ" Çözüm sürecini her fırsatta savunduklarını belirten Beştaş, "Siz Abdullah Öcalan'ın barışı getireceğini biliyorsunuz, bunu engellemeye çalışıyorsunuz. Biz iktidar döndü diye dönmeyiz." dedi.

2 yıl önce

Türkiye düşmanları yine para yağdırdı! CIA'nın vakfı iş başında

Yurt dışı merkezli Türkiye düşmanı kuruluşlardan, muhalif basın-yayın organları ve STK'lara para yağıyor. ABD, İngiltere, Belçika, Kanada ve Almanya merkezli kuruluşlar arasında FETÖ ve PKK savunuculuğu yapanlar da, istihbarat servisleriyle çalışanlar da var. İşte kime, nereden, ne kadar para aktığının cevabı. 2023 seçimleri için geri sayım başlarken ABD, İngiltere, Belçika, Kanada ve Almanya gibi ülkeler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dostlarına fon yağdırmaya başladı. Son 3 yılda Türkiye'deki muhalif basın-yayın organları ile sivil toplum kuruluşlarına yüzbinlerce dolar/Euro para yağdı. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, merkezi ABD'de bulunan Chrest Vakfı'nın Türkiye'deki birçok STK ve yayın organına 2 milyon 75 bin 477 dolar akıttığını ilan etmişti. Açıklamada derneklerin bu fonları kayıtdışı kullandığı, vergi kanununda belirtilen esas ve usullere uyulmadığı belirtilmişti. VERİLERİ GİZLİYORLAR Yeni Şafak'ın haberine göre, Fon yağdıranların sadece Chrest Vakfı ile sınırlı kalmadığı ortaya çıktı. Merkezi ABD, İngiltere, Belçika ve Almanya gibi ülkelerde bulunan ve küresel çapta faaliyet gösteren birçok sözde sivil toplum kuruluşu da benzer şekilde para yağdırdı. Bu kuruluşlardan bazıları ülkelerin istihbarat servisleri ile yakın çalışan vakıflar, bazıları da para kaynağını doğrudan devletlerden alan merkezler. Aralarında toplum mühendisliği çalışmaları yapan küresel zenginlerin kurduğu STK'lar da var. Daha önce Türkiye'den fonladığı kuruluşların listesini yayınlayan merkezlerin bunu artık gizlemesi ise dikkat çekti. ERDOĞAN'I HEDEF ALAN KURUM Merkezi Brüksel'de bulunan ve 23 ülke tarafından doğrudan fonlanan "Avrupa Demokrasi Vakfı", Türkiye'deki paydaşlarına 55 bin Euro, Londra merkezli "Index on Censorship" adlı kuruluş 5 bin 173 Euro yolladı. Index on Censorship'in Türkiye'yi hedef alan makalelerin yer aldığı bir dergisi var. Kuruluş bu yıl başlattığı "2021 Yılının Tiranı kim?" anketinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da hedefe koydu. FETÖ VE PKK SAVUNUCULARI İngiltere Merkezli sözde insan hakları örgütü "Article19" ise 2 yılda 281 bin 51 Euro para akıttı. Kuruluş, Soros, Bill Gates ve Ford Vakfı gibi küresel vakıflardan aldığı paralarla yine sözde insan hakları örgütleri ile LBGTİ derneklerini fonluyor. Kuruluşun sitesinde FETÖ ve PKK'ya yönelik operasyon/yargı süreçleri eleştirilerek "ARTICLE 19 davaları izleyip bilirkişi görüşleri hazırlayarak ve bu bilgileri uluslararası toplumla paylaşıyor" deniliyor. CIA BAĞLANTISI VAR Bir dönem FETÖ ve PKK'nın kapatılan medya organlarının savunuculuğunu yapan Almanya'daki "Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi" 20 bin Euro para yolladı. ABD gizli servisi CIA'ya bağlı çalışan, fonları yine ABD Dışişleri Bakanlığı'nın onayları ile veren "Ulusal Demokrasi Vakfı" (NED) da fon yağdıranlar arasında. Vakıf Türkiye'deki dostlarına 271 bin 200 dolar aktardı. Fon sağlayanlar arasında aslan payı İngiltereli yayıncı Sigrid Maria Elisabet Rausing adına kurulan "Sigrid Rausing Trust" vakfında. Yayınlarında Türkiye'yi hedef alan, Gezi olaylarının organizatörü Osman Kavala ile ilgili çağrılarıyla ön plana çıkan vakıf da yaklaşık 200 bin dolar fon sağladı. BUNLAR DA DİĞERLERİ Merkezi Lonra'da olan "Media Legal Defence" 44 bin 997 Sterlin, Hollandalı "Avrupa Kültür Vakfı" 8 bin 750, Osman Kavala'nın Anadolu Kültür Vakfı ile ilişkili olan Almanya merkezli "Mitost A.v" 4 bin Euro, Hollanda Dışişleri Bakanlığı'nın sübvanse ettiği "Prens Baba Fonu" 20 bin Euro, "Freemuse" 6 bin 760 Euro, Münih Merkezli "Allianz Kültür Merkezi" 11 bin 933 Euro, Soros tarafından desteklenen Newyork merkezli "NeoPhilanthropy" ise Türkiye'deki fondaşlarına 100 bin dolar para gönderdi. KİMLER PARA ALDI? Türkiye'de yabancılardan fon aldığı tespit edilen kurum, kuruluş ve STK'lardan bazıları şöyle: -Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Derneği -Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Derneği -Sivil Toplum ve Medya Çalışmaları Derneği -Serbest Fikirler Derneği -Punto24 Bağımsız Gazetecilik Derneği -Demokrasi Barış ve Alternatif Politikalar Araştırma Derneği -Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği -Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi Derneği -Türkiye Kadın Girişimciler Derneği -Hakikat Adalet ve Hafıza Çalışmaları Derneği -Mekanda Adalet Derneği -Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği -Türkiye İnsan Hakları Vakfı -Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı -Pembe Hayat -Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği -Medyascope -Anadolu Kültür Derneği -Hrant Dink Vakfı -140Journos -Sivil Sayfalar -Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi (EDAM) -TESEV -Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) -Yurttaşlık Derneği -T24 -Gazete Duvar ELÇİLİKLER DE BOŞ DURMUYOR Türkiye'deki bu kuruluşları fonlayanlar sadece vakıflar değil. Yabancı ülke bakanlıkları ve elçilikleri de listede. -Norveç Büyükelçiliği 291 bin Euro -Kanada Büyükelçiliği 23 bin 700 dolar -Lüksemburg Büyükelçiliği 13 bin 963 Euro -ABD Dışişleri Bakanlığı 15 bin 992 dolar -İngilere Dışişleri Bakanlığı 24 bin 68 Sterlin -Almanya Büyükelçiliği ise 65 bin 165 Euro fon sağladı.

2 yıl önce

Türkiye ile Libya arasındaki yolculu gemi seferleri 25 yıl sonra yeniden başladı. ilk gemi İzmir'e geldi

Libya'nın Misrata şehri ile İzmir arasında başlatılan yolcu seferlerinin ilki gerçekleştirildi. 25 yıl sonra yeniden başlatılan sefer kapsamında, üç gün önce Misrata'dan çıkan 'Kevalay Queen' isimli 500 yataklı, 700 yolcu, 520 araç kapasiteli, 2 bin ton yük taşıyabilen gemi bugün İzmir'e demirledi. Karanfil Group ile Misrata'dan Kevalay Turizm ve Libya Demir Çelik Şirketi (LISCO) ortaklığıyla hayata geçirilen proje kapsamında, 107 yolcunun bulunduğu gemi İzmir'de karşılandı. Seferlerin haftada bir gerçekleştirileceği Türkiye- Libya hattında yolculuk süresinin iki gün olacağı ifade edildi. DEIK Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı, Türkiye Libya İş Adamları Derneği Başkanı ve Karanfil Group Yönetim Kurulu Başkanı Murtaza Karanfil, "Bu gemiler yolcu, yük ve araç taşıyacak. Gemi üç gün önce Libya'dan çıktı. Üç gün sonra İzmir'e vardı. İzmir'de dün fırtına olduğu için bir gün aksama yaşandı. Normalde iki günlük bir süre olacak. Bu seferleri diğer şehirlere de taşıyabiliriz" dedi. 25 YIL SONRA YENİDEN Libya'nın 1992 yılında ithalata açıldığını hatırlatan Karanfil, “Libya ithalata açılmadan önce insanlar yolcu gemileriyle Türkiye'ye gelirdi. Hem turistik faaliyetlerde bulunur hem ticaretlerini yaparlardı. Libya ithalata açıldığı zaman gemi seferlerinde düşüş oldu. Libya'ya havayolu ve ticaret açıldığı için insanlar gemi ile ticaret yapma ihtiyacını hissetmediler. Bu seferler 95'li yıllarda bitti. Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması'nda Libya ile iki yıl önce komşu olduk. Biz bu komşuluğa nasıl katkı sağlayabileceğimizi düşünürken nostaljiyi canlandırmak istedik ve İzmir'e seferleri başlattık" ifadelerini kullandı. '500 YILA DAYANAN ARKA PLAN KÜLTÜRÜ' İki ülke arasındaki ilişkilere değinen Karanfil, "İki yıl önce Libya ile imzalanan anlaşma dolayısıyla Cumhurbaşkanımıza ve Libya Başbakanına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz de komşuluk ilişkisini geliştirmek için elimizden ne gelirse yapmaya hazırız. Libya Afrika'nın anahtarı konumunda bir ülkedir. 7 milyon nüfusu vardır ancak Libya'da 300 milyon nüfus varmış gibi bir tüketim vardır. Lojistikte Türkiye'nin jeopolitik konumu oldukça önemlidir. İki ülke iş birliği hem Afrika'ya giren ürünlerde hem de Afrika'dan dünyaya dağılacak ürünlerde ciddi rol oynayacak. Libya ile 500 yıla dayanan bir arka plan ilişkimiz, kültürümüz vardır. Biz Libya'ya kardeş ülke olarak bakıyoruz. Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması ile Libya halkında belki de yüzyıllarca unutulmayacak bir vefa duygusu oluşturmuşuzdur. Libya'nın Akdeniz'deki haklarının korunması Libya'da nesilden nesile aktarılacak önemli olaylardan biridir" dedi. 'LİBYALILARIN SEVİNCİNDEN DOLAYI GURUR DUYDUK' Libya'dan İzmir'e düzenlenecek seferlerin kış mevsimi dolayısıyla haftada bir gerçekleştirileceğini belirten Karanfil, "Yazın muhtemelen bu seferler artacaktır. Libya'daki geminin çıkış törenine altı bakan, bir eski başbakan ve Libya'nın hemen hemen bütün üst düzey bürokratları geldi. Bir bayram havasıydı. Bizler de Libyalıların bu sevincinden dolayı gurur duyduk. Bu gemilerde hem turizm hem ticaret olacak. Libyalı kardeşlerimiz istedikleri zaman arabalarına binip, arabalarıyla Türkiye'ye gelip seyahat edebilecekler. Libya nüfusunun 2002'den bu yana neredeyse yüzde 60'ı Türkiye'ye gelmiştir" diye konuştu. Libya Kevalay Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mecihi ise, "İzmir'de olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye ve Libya arasında ekonominin tesis edilmesi ve ilişkinin artmasından memnunuz. Türk makamları bu yolcu gemisini başlatırken her türlü kolaylığı gösterdi. Biz gelecekte ikili ilişkiyi geliştirmek için elimizden ne gelirse yapmaya hazırız" dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Türkiye´de terör gündemi alt sıralara düştü

Türkiye'de terör gündemi kalmadığını belirten Soylu, 'Birçok vesayet üzerinden bizi engellemeye çalıştılar. En önemli meselelerinden bir tanesi terördür. Ve bugün Doğu ve Güneydoğu huzurun, sükunun, yatırımın, kalkınmanın, eğitimin ve bereketin timsalidir. Onu kaosa itmek isteyenlerin elinden çekip alındı ve Türkiye'de terör gündemi alt sıralara, çok tartışılmayacak noktalara geldi. Endişe ettikleri budur. Türkiye'nin dışında oluşturmaya çalıştıkları koridora bu ülke müsaade etmemiştir.' dedi.

1 2 ... 54 55 56 57 58 59 60 ... 186 187