01 Mayıs Çarşamba 2024
1 yıl önce

15 DEAŞ'lı terörist ABD destekli YPG/PKK'nın kontrol ettiği hapishaneden kaçtı

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, 15 DEAŞ'lı terörist, ABD destekli YPG/PKK'nın kontrol ettiği hapishaneden kaçtı. Kaçan DEAŞ'lılar, Rakka ilindeki Rimeli ve Masafir mahallelerinde saklandı. Hapishane çevresi ile Rimeli ve Masafir mahallelerinde sokağa çıkma yasağı uygulayan terör örgütü YPG/PKK, DEAŞ unsurlarını yakalamaya çalışıyor. Ocak 2022'de Haseke ilindeki Guveyran hapishanesinde tutuklu onlarca DEAŞ'lı, ABD destekli YPG/PKK'lı teröristlerin kontrol ettiği hapishaneden kaçmıştı.

1 yıl önce

Didim Belediye Başkanı Atabay, 150 milyonluk araziyi CHP’li Veli Ağababa’nın ağabeyi Hür Ağabaya’ya 18 milyona peşkeş çekti

Didim Gazetesi ve liderbursa.com'da yer alana habere göre; İki kez, Didim mahkemelerinde görülen davada yasa dışı olarak tanımlanan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “Hırsızlık-Yolsuzluk” olarak tanımladığı 21 B ihale yöntemi ile yaptırılan Didim anfitheatre binasının hemen bitişiğindeki Çamlık Mahallesi 2790 Ada, 2 Parsel’de kayıtlı SGK’ya ait 5 bin 800 metre kare arsa, ihale yöntemiyle satışa çıkarıldı. Daha önce deniz sıfır konumdaki aynı yerdeki 2 bin 500 metrekarelik arsa 12 milyon liradan açık ve artırımlı ihale yöntemiyle satışa çıkmış, 50 milyon liraya satılmıştı. Denize 800 metre mesafede 10 bin metrekarelik başka bir kamu arazisi ise, 235 milyon liraya alıcı bulmuştu. Fakat iş SGK’ya ait 5 bin 800 metrekarelik ve değeri 150 milyon lira hesaplanan araziye gelince, Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın bizzat girişimleri ile arazi 18 milyon liraya CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın ağabeyi Hür Ağbaba’nın ortağı olduğu, Trio Girişim Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi’ne kaldı. İhale öncesi ihaleye girebilecek kişiler ve firmalar Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay tarafından tek tek aranarak o alanın belediye tarafından alınacağı ve rekreasyon alanı yapılacağı, bu nedenle ihaleye girilmemesi talep edildi. Hatta bazı kişilere, “Sizin devam eden inşaatlarınız, yatırımlarınız var. Sıkıntılar yaşanmasın” şeklinde tavsiye bazında aba altından sopa gösterildiği de öne sürüldü. Ancak 20 Mayıs 2022 tarihinde yapılan ihaleye Didim Belediyesi girmedi. Sadece biri Veli Ağbaba’nın ağabeyi Hür Ağbaba’nın ortağı olduğu şirket dahil iki firma ihaleye katıldı. 18 milyon lira alt limitle açılan ihaleye göstermelik katılan diğer firma, hiçbir artırımda bulunmayınca tek teklif veren Hür Ağbaba’nın şirketi, 150 milyon değer biçilen araziyi 18 milyona almış oldu. Siyasi kulislerde ihale ortamının hazırlanmasında yardımcı olan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın, yeniden adaylık için bunun karşılığına CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın desteğini aldığı da iddialar arasında yer alıyor. İhaledeki Ali Cengiz oyununu son anda farkeden SGK yapılan ihale sözleşmesini henüz imzalamadığı öğrenildi.

1 yıl önce

Ali Babacan göz göre göre yalan konuştu! PKK’lılar, FETÖ’cüler gibi emniyete yüklendi

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1538482823484538881?s=21&t=RZbxfSptoL3ad-tH7L1e6g DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun Ankara Kızılay’da Somalili vatandaşa ait iş yerinde yapılan denetimler sırasında yaptığı provokasyon ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü açıklama yapmıştı. Yapılan açıklamada "Ülkemizde kullanılan tabelalar için belirlenen kurallar çerçevesinde, "yabancı dilde ifadenin yer aldığı tabelalarda yabancı dildeki ifadeler Türkçe ifadelerin %25'ini geçmeyecek büyüklükte puntolarla yazılması gerekmektedir" hükmü doğrultusunda işlem yapılmak istenirken, içeride bulunan milletvekili dışarı çıkarak, polislerimizin kanuna ve hukuka uygun olarak yaptığı işlemi provoke ederek engellemeye çalışmıştır. Söz konusu milletvekilinin hukuki çerçevede yapılan bu işlemi, iş yeri sahibinin uyruğuna bağlayarak siyasi bir zemine çekmeye çalışarak ırkçılık yapıldığını iddia etmesi de ayrı bir garabettir" denilmişti. Bunun üzerine Deva Parti’li Yeneroğlu hukuksuzluğu savunmaya devam etmişti. Hukuksuzluğu savunan Yeneroğlu’na bir destek de Genel Başkanı Ali Babacan’dan geldi. https://twitter.com/alibabacan/status/1538567430687150080?s=21&t=RZbxfSptoL3ad-tH7L1e6g Konuyu amacından saptıran Babacan, FETÖ ve PKK’nın yaptığı gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya saldırdı. Babacan, konu ile hiç alakası olmayan şu tweeti attı: “Bir polisin yaptığı edepsizliği ve hukuksuzluğu tüm Emniyet teşkilatına mal eden bu açıklama, ülkem adına bir utanç vesikasıdır! Sayın Erdoğan çık ve gereğini yap! Bugün devlet kurumları vatandaşı tehdit ediyorsa bu; sen ve sana bağlı bakanın hukuk tanımazlığı yüzündendir!” FETÖ VE PKK TAKTİĞİ Babacan ve Yeneroğlu’nun konuyu amacından saptırarak, hukuksuzluğu savunarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu’ya saldırması akıllara FETÖ ve PKK’nın yaptıkları hukuksuzlukları gizleyerek devlete attıkları iftiraları getirdi.

1 yıl önce

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ: CHP, İzmir'de ciddi bir taban kaybetmektedir

Dağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2015 yılından bu yana milletvekili olduğu İzmir'e ilk defa 3 gün zaman ayırdığını belirtti. Kılıçdaroğlu'nun İzmir'de turistik bir gezi yaptığını iddia eden Dağ, şunları kaydetti: "23 ilçe ve bir büyükşehir belediyesinin olduğu bu kentte bir tane temel atma veya bir hizmete açma durumu söz konusu olmadı. CHP Genel Başkanı, 3 gün boyunca İzmir'de bir rüzgar estirmiştir ama bu yalan rüzgarıdır. Yalan söylemeyi adet haline getiren CHP Genel Başkanı ne yazık ki Küçük Menderes havzasında çiftçi kardeşimizi yalanlarına alet etmiştir. Yalanları açığa çıkmıştır. O bölgeden bize yüzlerce CHP'li hemşehrilerimizden telefonlar gelmiştir. Ne yazık ki dedikleri 'CHP Genel Başkanı bizim bu bölgemizde bu yalanları söylememeliydi, söyletmemeliydi. Biz doğrulardan yanayız. Bu hareket dahi bizim Cumhuriyet Halk Partisinden, bugüne kadar oy vermiş kişilerden soğumamıza sebebiyet vermektedir.' diye çokça telefon gelmiştir." CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 3 gün boyunca körfez kokusuyla ilgili tek bir kelime etmediğine işaret eden Dağ, kent içi ulaşımda ücretlerin artması, sokak ve yollardaki bozukluklarla ilgili de bir şey söylemediğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu'nun, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in sunumunun sonunda "Yürekten tebrik ediyorum." şeklinde bir söz söylediğini aktaran Dağ, "Bu söz, CHP'nin yöneticilerinin İzmir'e ne kadar yabancı olduğunu göstermiştir. Bu İzmirlilerle dalga geçmektir. İzmirli hemşehrilerimiz söylenen 'Yürekten tebrik ediyorum.' sözüne ne yazık ki gülerek ve istihza ile cevap vermektedir." ifadelerini kullandı. Soyer'in 3 yıl önce "İzmir Körfezi'nde yüzeceğim." dediğini hatırlatan Dağ, şimdi ise "dönem sonunda yüzeceğini" söylediğini ancak bu yönde bir çalışma yapılmadığını aktardı. Dağ, sözlerini şöyle tamamladı: "CHP, İzmir'de ciddi bir taban kaybetmektedir. Bunun birinci sebebi PKK'yı cesaretlendiren politikaları İzmirliler tarafından sorgulanmaktadır. İkincisi de son dönemde Yunanistan'ı cesaretlendiren söylemler yine İzmirliyi rahatsız etmektedir. Ayrıca 23 ilçe belediyesi bir büyükşehir belediyesinin bugüne kadar hizmet üretemiyor olması yine hemşerilerimizi rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık genel merkeze ulaşmış olmalı ki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olaya bizzat müdahale etmek istemiştir. Ama geçen haftaki ziyarete baktığımızda Sayın Kılıçdaroğlu İzmirlilerle hiçbir görüşme yapmadan şehirden ayrılmıştır. Çünkü önceki görüşmelerinde sokakta tepkiyi bizzat yaşamıştır. Onun için sadece partililerle yapılan toplantılarla bu ziyaret geçiştirilmiştir."

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor”

Küresel Parlamenter Göç Konferansı’nda konuşan TBMM Başkanı Şentop, “Düzensiz ve zorunlu göç olgusu bugün ülkelerin veya bölgelerin sorunu olmaktan çıkmış; bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir” dedi. Konferansa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video mesaj ile katıldı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Sayın parlamento başkanları, kıymetli milletvekilleri, değerli misafirler sizlere en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Siz kıymetli parlamenterleri medeniyetlerin ve kıtaların kavşak noktası güzel İstanbul'umuzda ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Konferansın icrasına destek veren, katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum. Gerek burada yapacağınız istişarelerin gerekse gerçekleştireceğiniz görüşme ve temasların başarılı geçmesini diliyorum. Parlamentolar arası birlik, farklı siyasi sistem ve düşüncelere sahip parlamenterler için önemli bir diyalog zemini işlevi görüyor. Halklarımızın temsilcileri olan parlamenterlerin görüşlerini ve tecrübelerini birbirlerine aktarmalarına imkân veren birlik küresel sorunlara çözümler geliştirilmesine de katkı sağlıyor. EKONOMİK SIKINTILAR TÜM DÜNYADA YABANCI KARŞITLIĞINI KÖRÜKLÜYOR Parlamentolar Göç ve Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatlar' temasıyla düzenlenen küresel Parlamenter Konferansı'nın bu bağlamda önemli bir ihtiyacı gidereceğine inanıyorum. Son iki buçuk yılımıza damga vuran Koronavirüs salgınıyla beraber nefret söylemlerinin küresel ölçekte ürkütücü boyutlara vardığını görüyoruz. Ekonomik sıkıntıların başta batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyada yabancı karşıtlığını ve Mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemliyoruz. Bununla eş zamanlı olarak salgının tetiklediği ekonomik krizle birlikte daha fazla insan yurt ve evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 85 milyona, mültecilerin sayısı ise 30 milyona yaklaştı. Rusya, Ukrayna arasında devam eden çatışmalarla beraber mevcut mülteci sayısına 5 milyon kişi daha eklendi. Bu insan hareketliliğinde maalesef içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. GÖÇ VE MÜLTECİLER MESELESİNDE YÜKÜ BİZİM GİBİ ÜLKELER ÇEKMEKTEDİR Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak, güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor. Geride bıraktığımız dönemde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun ise nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı, akıbetlerinin ne olduğu bilinmiyor. Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darp edilen hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz. Esasen göç ve mülteciler meselesinde yükü; sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir. İNSANİ KRİZLER KARŞISINDA HİÇBİR SORUMLULUK ÜSTLENMİYORLAR Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7, mülteci barındırırken, orta ve düşük gelirli ülkeler ise. 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan bir ülke olarak göç olgusu tarih boyunca beşeri ve sosyal hayatımızın bir parçası olmuştur. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlar'daki soydaşlarımız da başları dara düşünce güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındı. TARİHİMİZİN BİZE YÜKLEDİĞİ BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ Birinci Körfez Savaşı'nda, Irak'tan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktığımız gibi, Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da topraklarımızda kabul ettik. Kapımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığı günümüzde hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz. Uluslararası toplum göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemez. Konferans çerçevesinde yapacağınız tartışmaların ortaya koyacağınız fikirlerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını temenni ediyorum.

1 yıl önce

Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu muhalif medyada dışlanıyor: “Sıkıysa aday olun”

2023 seçimleri için geri sayım başlarken CHP ve İyi Parti; Saadet Partisi dışında kurdukları Millet İttifakı'na Demokrat, DEVA, ve Gelecek Partisi'ni de katarak çalışmalarına başladı. Ancak 6'lı masa etrafında toplanan liderlerin kendi aralarındaki talep kavgaları, kamuoyunun gündeminden düşmüyor... Masaya muhafazakar kimlikleriyle oturan parti liderleri de muhalefet medyasında da henüz kabul görmedi. Bu isimler ise eski AK Partili bakanlar, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu... Dışlandılar Son olarak İyi Parti'ye yakınlığı ile bilinen Halk TV yazarı Mehmet Tezkan da bugün köşesinde, iki lideri eleştiren bir yazı kaleme aldı. "Babacan ile Davutoğlu Truva atı mı?" başlıklı yazısında Tezkan, iki lider için "İkisini vur kafa kafaya yüzde 3 etmezler ama kendilerini altılı masanın önemli aktörleri sayıyorlar." diyerek şunları söyledi; "Davutoğlu efeleniyor" "Anketlerde (sonuçlarının sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Bu düşüncemi defalarca dile getirdim) ölçüme dahi girmeyecek kadar düşük oy alan Davutoğlu efeleniyor… "İkisi de yüzde 3 etmez" Erdoğan’ın karşısına çıkacak adayı ben belirlerim demek istiyor… Babacan da aynı görüşte… İkisini vur kafa kafaya yüzde 3 etmezler ama kendilerini altılı masanın önemli aktörleri sayıyorlar… "Sıkıysa aday olun" Ortak adayda uzlaşamazlarsa kendileri aday olurmuş… Olun o zaman? Sıkıysa olun!.. CHP ve İyi Parti’nin sırtına yapışarak siyaset yapmayı, böbürlenmeyi,..." Mehmet Tezkan'ın İyi Parti bağlantısı Mehmet Tezkan daha önce İyi Parti'den İzmir 1. bölge 3. sıradan milletvekili adayı olarak gösterilmişti.

1 yıl önce

'Annem, babam vefat etti' diyerek yürekleri dağlamıştı: Vali Erdinç Yılmaz, Ayşe'ye kucak açtı

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafında yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) sınavına Osmaniye Anadolu Lisesi’nde giren Ayşe Sabancanlı, giriş kapısında polis ekiplerince yapılan belge kontrolünde kimliğini unuttuğunu fark etti. Gözyaşlarına boğulan Sabancanlı’yı giriş kapısında görevli polis ekipleri güçlükle sakinleştirdi. Yaşadığı şokun ardından polis ekiplerine verdiği numaradan aile yakınlarıyla görüşen genç kız, kimliğinin geleceğini anlamasıyla biraz da olsa sakinleşmişti. Gözyaşları içerisinde beklerken gelen telefonla koşmaya başlayan genç kızın kimliğine kavuşma anı İhlas Haber Ajansı kameralarına anbean yansımıştı. OSMANİYE VALİSİ İLE GÖRÜŞTÜ Yaşanılan olayın Türkiye genelinde geniş yer bulmasının ardından Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Ayşe Sabancanlı ile valilik makamında görüştü. Makam girişinde Ayşe’yi karşılayan Vali Yılmaz, daha sonra bir süre Ayşe ile sohbet etti. Sohbetin ardından gazetecilere açıklama yapan Vali Erdinç Yılmaz, Ayşe’nin her zaman yanında olacaklarını söyledi. Ayşe’nin verdiği cevaptan dolayı duygulandığını ifade eden Vali Erdinç Yılmaz, “Ben de Ayşe’nin sınava geç kaldığını medyadan öğrendim. Ayşe’nin o günkü davranışı ve verdiği cevaplar bütün Türkiye’yi olduğu gibi tabi bizi de çok duygulandırdı. Biz Ayşe’nin yanındayız her zaman da yanında olacağız. Tabi Ayşe sonuçta sınava girdi, girmeseydi çok üzülürdük. Ayşe davranışıyla çok da örnek bir davranış sergiledi. İnşallah bu şekilde hedefine gidecek” dedi. 'ANNEM GÖZÜMÜN ÖNÜNDE VEFAT ETTİ' Anne ve babasının ölümünden bahseden Ayşe Sabancanlı, “Babam 2016 yılında vefat etti. Liseye daha yeni başlamıştım. Akciğer kanseriydi. Daha sonra yatalak hasta oldu. Babama annem baktı daha sonra da vefat etti. Annem de 2021 yılı Ağustos ayında vefat etti. Annemin ALS hastalığı vardı. Annem de yatalak hasta oldu. Anneme de ağabeyimle ben baktım. Annem gözümün önünde evde vefat etti” diye konuştu.

1 yıl önce

Müjdat Gezen hakkında yakalama kararı bulunan Gezi davası firarisi Mehmet Ali Alabora ile Yunan adasında buluştu

Oyuncu Müjdat Gezen, Gezi Parkı davasında hakkında yakalama kararı bulunan ve yurtdışına kaçan Mehmet Ali Alabora ile Yunanistan'ın Rodos Adası'nda görüştü. RODOS ADASI'NDA BİR ARAYA GELDİLER Yargılanma süreci devam ederken Türkiye'den kaçan ve "Ben artık Gallerliyim" diyen Memet Ali Alabora ile görüştüğünü yazarı olduğu Cumhuriyet'ten duyuran Gezen şu ifadeleri kullandı: "Memet Ali Alabora ile Anadolu toprağına 40-50 kilometre uzaklıktaki Rodos Adası'nda görüştük" Gezen, Alabora ile birbirlerine sarıldıkları bir fotoğrafa da yer verdi. Gezi olaylarının başlamasında etkili olan isimlerin başında yer alan Alabora firar etmesinin ardından "Fark ettim ki, benim aidiyet duygum biraz daha geçişkenmiş. Şimdi aynı zamanda bir Gallerliyim" açıklamasında bulunmuştu.

1 2 ... 151 152 153 154 155 156 157 ... 335 336