26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

PKK'lı teröristlerce babaları şehit edilen Deryan Aktert ile Gülay Demir'in sosyal medyada yaptığı paylaşımlar duygulandırdı

PKK'lı teröristlerce Diyarbakır ve Mardin'de şehit edilen babaları için sosyal medyada paylaşımda bulunan kızların mesajları duygulandırdı. Diyarbakır'da 5 yıl önce şehit edilen AK Parti Dicle İlçe Başkanı Deryan Aktert ile Mardin'in Nusaybin ilçesinde 2 yıl önce sınır ötesinden atılan bombayla şehit olan Mehmet Şirin Demir'in kızlarının sosyal medyada yaptığı paylaşımlar takipçiler tarafından ilgi gördü. "SAVAŞIN ORTASINDA KOMUTANSIZ KALMAKTIR BABASIZ KALMAK!" Deryan Aktert'in kızı Nazlı Aktert, 10 Ekim'de "10.10.2016... Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak!" şeklinde paylaşımda bulundu. Aktert, 7 Ekim'deki bir başka paylaşımında ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla hakkında açılan davalardan tutuklu yargılanan Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın bir televizyon kanalında "kızlarımız babalarına 19 aydır sarılamadı" şeklinde sözlerine atıfta bulunarak, "10 ekim pazar günü 5 yıl olacak babama sarılmayalı. 5 yıldır yaz gelince güneşten kavrulmuş, kış gelince soğuktan buz kesmiş mezar taşına sarılıyoruz. Ne mutlu ki o mezar taşında al bayrak, babamın isminin önünde şehit unvanı var ama siz ve sizin gibiler asla muvaffak olmayacaksınız." ifadelerine yer verdi. "MAZLUMUN DÜNYASINDA KIYAMET KOPARKEN, ZALİME YATAĞINDA RAHAT VERME ALLAHIM" Gülay Demir ise 7 Ekim'de yaptığı paylaşımda, "1.10.2019'da babam şehit oldu. PKK'ya destek veren sözde "vekiller" ile aynı uçakta öğrenmiştim bu haberi. Bugün aynı kişiler ile aynı uçakta "babamın şahadetinin 2'ci yılı için verilecek mevlide gidiyorum. "Mazlumun dünyasında kıyamet koparken, zalime yatağında rahat verme Allahım" ifadelerini kullandı. Demir, aynı gün bir başka paylaşımında ise katıldığı Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın "Kızlarımız babalarına 19 aydır sarılamadı" sözlerini hatırlatıp "Babaya sarılamamak" ne demek görmek istiyorsan; 11 Ekim'de şehit babam ile beraber şehit edilen onlarca can için verilecek mevlide bekliyorum!" şeklinde paylaşımda bulundu. Şehit kızları Nazlı Aktert ile Gülay Demir'in babalarının ardından yaptığı paylaşımların altına terör örgütünü lanetleyen çok sayıda yorum yapıldı. AK Parti Dicle İlçe Başkanı Deryan Aktert, ilçe merkezi çıkışında kendisine ait akaryakıt istasyonunda bulunduğu sırada 10 Ekim 2016'da teröristlerce uzun namlulu silahlarla açılan ateş sonucu olay yerinde şehit olmuştu. Mehmet Şirin Demir ise Suriye'de terör örgütü YPG/PKK işgali altındaki bölgelerden, 11 Ekim 2019'da Mardin'in Nusaybin ilçesine gerçekleştirilen bombalı saldırıda şehit düşmüştü.

2 yıl önce

AB ile Birleşik Krallık arasında Brexit kavgası bitmiyor

Brexit'le AB üyeliği sona eren Birleşik Krallık'ın birlik ülkeleri ile arasındaki pek çok sorunu çözememiş olması taraflar arasındaki gerilimi yükseltti. Birleşik Krallık, Brexit nedeniyle başta İrlanda, İspanya ve Fransa olmak üzere AB ülkeleri ile çeşitli konularda yoğun biçimde anlaşmazlık yaşıyor. AB ve Birleşik Krallık arasında ayrılık sürecinin başından beri tartışmalara neden olan konuların başında Kuzey İrlanda geliyor. İrlanda Adası'nda Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren "Hayırlı Cuma Anlaşması" gereği, İrlanda ve Kuzey İrlanda arasında fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Brexit Ayrılık Anlaşması'nın bir parçası olarak imzalanan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticari ilişkileri düzenliyor. Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük kurallarına tabi olmaya devam ediyor. AB kuralları gereği Tek Pazar'a, dolayısıyla Kuzey İrlanda'ya İngiltere gibi artık AB üyesi olmayan bir ülkeden bazı ürünlerin doğrudan gönderimi sona erdi. Bu nedenle resmi olarak Birleşik Krallık egemenliğinde yer alan Kuzey İrlanda'nın İngiltere ile ticareti limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor. Limanlarda ve denizde gümrük kontrolleri yapılması kararının uygulaması ise pratikte ciddi sorunlara neden oluyor. Bu durumda Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda'ya pek çok ürünü doğrudan gönderemiyor. Özellikle, Birleşik Krallık'tan Kuzey İrlanda'ya sosis, salam ve kıyma gibi ürünlerin gidemeyecek olması İngiltere tarafında büyük rahatsızlığa neden oluyor. Bu nedenle İngiltere, Brexit anlaşmasının tam olarak uygulamaya koymuyor ve söz konusu ürünlerin gönderilmesine "kesintisiz" biçimde devam ediyor. İngiltere'nin Kuzey İrlanda'ya gidecek ürünlere gümrük denetimi yapmayı devamlı "erteleme" yoluna giderek anlaşmaya uymaması AB tarafını rahatsız ediyor. PROTOKOLÜNÜN DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ Londra, AB'den İrlanda protokolünün değiştirilmesini talep ediyor. Bu çerçevede Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda'ya ürün ihracatında denetleme yapılmamasını istiyor. Karşılıklı gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi de İngiltere'nin istekleri arasında. Ayrıca, Birleşik Krallık, protokolün uygulanmasında yaşanacak uzlaşmazlıkların Avrupa Adalet Divanı'na taşınmasına ilişkin maddenin de değiştirilmesini talep ediyor. Londra, AB'nin protokolde değişiklik talebine yanıt vermemesi durumunda farklı tedbirler alabileceğini belirtiyor. İrlanda protokolün 16'ncı maddesi AB ve Birleşik Krallık'a ciddi ekonomik, sosyal ve çevresel zorlukların kalıcı olma eğilimi göstermesi durumunda tek taraflı olarak gerekli koruyucu önlemlerin alınmasına imkan veriyor. Bir tarafın bu maddeyi tetiklenmesi Brexit anlaşmasının "askıya alınması" anlamını taşıyor. Londra ve Brüksel, Kuzey İrlanda'dan dolayı yaşanan sorunları aşmak için farklı yaklaşımlar ortaya koyuyor. Başta bu duruma sıcak yaklaşmayan AB'nin yakın zamanda protokolün güncellenmesi amacıyla masaya çeşitli öneriler koyması bekleniyor. CEBELİTARIK İngiltere'nin denizaşırı topraklarından Cebelitarık, Akdeniz'in Atlantik'e açılan kapısı. AB ile İngiltere arasında varılan Brexit anlaşmasının dışında bırakılan ve daha önce Gümrük Birliği ile Schengen içinde yer almayan Cebelitarık'ın konumu iki tarafın ilişkilerini geren bir başka başlık olarak beliriyor. İspanya ve Birleşik Kralık, 2020 sonunda Cebelitarık hakkında uzlaşılmıştı. Buna göre, Cebelitarık, Schengen Bölgesi'ne dahil edilecek, sınır kontrollerini 4 yıllık bir süre için AB kurumu olan Frontex üstlenecekti ancak söz konusu uzlaşının AB ile Birleşik Krallık arasında resmi bir "uluslararası anlaşmaya" dönüşmesi gerekiyor. Bu çerçevede AB üyesi ülkeler, geçen hafta AB Komisyonu'na Londra ile Cebelitarık konusunda anlaşma müzakerelerine başlama yetkisi verdi. Böylece Brüksel, Cebelitarık'ın durumunun netleştirilmesine yönelik Londra'yla görüşmelere başlayacak. Bu noktada, AB üyesi İspanya, AB sınır koruma ajansı Frontex'in Cebelitarık'ta faaliyet göstermesini istiyor. AB tarafı, Cebelitarık'ın göç, idare, vize, oturum gibi konularla birlikte polis ve veri paylaşımı gibi başlıklarda kendi kurallarına uymasını talep ediyor. Birleşik Krallık ise Cebelitarık'taki egemenliğinin tartışılmayacağını belirtiyor. Londra, İspanya'nın Cebelitarık'ın ekonomik ve siyasi işlerinde etkin rol almaması gerektiğini belirtiyor. Cebelitarık, İngiltere ile İspanya'yı sıklıkla karşı karşıya getiriyor. İngiltere yarımadanın kendi siyasi statüsünü belirleme hakkına sahip olduğunu savunuyor. Cebelitarık'ın ekonomisi önemli ölçüde off-shore bankacılık, internet üzerinden bahis ve turizm gibi alanlara dayanıyor. BALIKÇILIK AB ve İngiltere arasında Brexit müzakerelerinde balıkçılık ve kotalar konusu en zor başlıklar arasında yer alıyordu. Anlaşma gereği kara sularındaki balık stoku ortak yönetilecekti. İngiltere, balıkçılık aktivitelerini geliştirebilecek, Avrupalı balıkçıların faaliyetleri de devam edecekti. Taraflar arasında yapılan ticaret ve iş birliği anlaşmasında, İngiliz kara sularındaki AB kotasının 2026 yılına kadar yüzde 25 düşürülmesi ve her balık türü için yıllık kotaların ayrı olarak belirlenmesi öngörülmüştü. AB ve İngiltere arasında 2021'deki balıkçılık kotalarının belirlenmesine yönelik müzakerelerde uzlaşı sağlanabildi ancak özellikle Fransız balıkçılar belirlenen bölgelerde faaliyet gösteremedi. İngiltere'ye bağlı Jersey Adası yönetimi, kendi sularında avlanmaya devam etmek isteyen Fransız balıkçı teknelerinden, geçmişteki faaliyetlerine dair kanıt sunmalarını istemişti. Bu durum, İngiltere ve Fransa arasında gerilime neden oldu. Fransa, Jersey'in elektriğini kesme tehdidinde bulunmuş, Fransız balıkçılar da adanın limanını ablukaya almıştı. İngiliz hükümeti, Jersey Adası'na önlem olarak iki donanma gemisi göndermiş, Fransa da bunun ardından misilleme olarak bölgeye iki donanma gemisi gönderme kararı almıştı. Fransız balıkçıların ablukasını bitmesi üzerine donanma gemileri karşılıklı olarak geri çağırılmıştı. Fransa, balıkçılık konusunda AB'nin Birleşik Krallığa karşı daha katı davranmasını talep ediyor. Böylece, İngiltere'nin AB'den "boşanması" Kuzey İrlanda, Cebelitarık ve balıkçılık gibi çeşitli alanlarda sorunlara neden oldu. Bu yaşanan sorunların yakın zamanda çözülmesi de beklenmiyor. İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. Birleşik Krallık AB'den resmen 31 Ocak 2020'de ayrılmıştı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, AB Komisyonu İçişleri Komiseri Johansson ile bir araya geldi

Bakan Soylu, AB Komisyonu İçişleri Komiseri Ylva Johansson ve beraberindeki heyeti, bakanlıktaki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nde (GAMER) kabul etti.  Johansson, anı defterini imzaladıktan sonra toplantı salonuna geçti. Burada, basına kapalı, 'Türkiye-AB Arasında Göç ve Güvenlik Alanlarında 1'inci Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı' gerçekleştirildi. Bakan Soylu, toplantının içeriğiyle iligili yaptığı açıklamada, “İçişlerinden Sorumlu AB Komiseri Sn. Ylva Johansson Hanımefendi, AB Delegasoyon Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve beraberindeki heyet ile Bakanlığımızda bir araya geldik. İlkini gerçekleştirdiğimiz Türkiye-AB Göç ve Güvenlik Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı’nda ▪️Terör ve Güvenlik, ▪️Göç Yönetimi, ▪️Uyuşturucu ve İnsan Ticareti ile Mücadele, ▪️Kaçakçılık ve Organize Suçla Mücadele ile güncel konularda faydalı ve yapıcı istişarelerde bulunduk. Ele aldığımız küresel ve bölgesel meselelere samimi yaklaşımlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyor, bundan sonraki süreçte eş güdüm ve iş birliğimizin güçlenerek artmasını ümit ediyorum.” dedi.

2 yıl önce

İstanbul'da yakalanmışlardı! Yabancı suç örgütü üyelerinin sınır dışı işlemleri başlatıldı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; "Alman medyasında Afganistan uyruklu S.A isimli bir şahsın, Alman polislerini Afganlılar üzerinden tehdit ettiğine dair haberlerin bulunduğu, Almanya'daki faaliyetlerinde S.A'nın 30'dan fazla suça karışan 'Lions-Cartel' isimli uyuşturucu ve organize suç çetesinin liderliğini yaptığı, Almanya'da bir suç imparatorluğu kurduğu ve bu şekilde kendisine çok büyük miktarlarda haksız menfaat temin ettiği, şahsın Almanya'dan Afganistan'a sınır dışı edildiği, şu an Türkiye'de bulunduğu ve sosyal medya hesabında da Türkiye'den paylaşılmış fotoğrafları olduğu, ayrıca S.A'nın sosyal medya hesaplarında çok sayıda tabanca ve uzun namlulu silahlarla paylaşılan fotoğraflarının bulunduğu tespit edilmiştir." Yapılan detaylı çalışmalarda S.A'nın Bahçelievler'deki bir otelde kaldığının belirlendiği ifade edilen açıklamada, düzenlenen operasyonda otel lobisinde toplantı halinde olan S.A ile J.Y, S.V, M.A.D ve O.M'nin gözaltına alındığı kaydedildi. Konuyla ilgili yürütülen çalışmaların devamında, olaya karıştığı tespit edilen H.S adlı yabancı uyruklu kişinin de yakalandığı aktarıldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından O.M'nin adli makamlarca serbest bırakıldığı, S.A, J.Y, S.V, M.A.D ve H.S isimli yabancı uyruklu kişilerin ise sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildiği belirtildi.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Kabil Havalimanı işletmesi ve düzenli uçuşların başlaması için güvenlik konusundaki beklentilerimizi bir kez daha anlattık

Dışişleri Bakanlığında, Bakan Çavuşoğlu ve Afganistan'dan gelen Taliban heyetiyle görüştü. Görüşme sonrası Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu basın açıklaması yaptı. Çavuşoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle... "İlgili kurumlarımızla beraber bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmede Afganistan'daki son durumla alakalı bilgiler aldık. Acil ihtiyaç olan insanı yardımların ulaştırılması gerekiyor. Şimdi kapsamlı bir yardım paketi için çalışıyoruz. Afganistan ekonomisinin çökmemesi gerekiyor. Bu konuda son gelişmeler hakkında kendilerinden bilgi aldık. Ayrıca terörle mücadele önemli. DAEŞ'in saldırılarını gördük. TALİBAN yönetimine tavsiyelerde bulunduk. Batılılar gibi üstten bakarak emirler değil tavsiyeler verdik. Etnik ve dini gruplardan kişilerinde yönetime dahil edilmesi gerektiğini anlattık. KADINLARIN SOSYAL HAYATTAKİ YERLERİ Kızların eğitimi ve kadınların iş hayatında çalışabilmesi konusundaki tavsiyelerimizi bugün bir kere daha paylaştık. Kadınların, çocukların ve kızların eğitimi konusunda, kadınların iş hayatına katılması konusunda tavsiyeler verdik. Bunları batılı bir ülkenin tavsiyesi olarak görmeyin dedik. İNSANİ YARDIMLAR VE KALKINMA Bizim orada yaşayan vatandaşlarımızla, dönmek isteyen vatandaşlarımızla ilgili konuştuk. TİKA'nın orada ofisi var. Havaalanlarının işletilmesi için özellikle düzenli uçuşların başlatılabilmesi tüm gerekli önlemleri kendilerine anlattık. Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve diğer kurumlara gidip görüşmeler gerçekleştirecekler. Afganistan'a dönmek isteyen Afgan göçmenler için ellerinden gelen desteği de vereceklerini söylediler. Bundan sonra göç akımı olmaması içinde kendileriyle görüştük." Ayrıntılar birazdan…

2 yıl önce

Brexit'ten sonra AB'nin yeni ayrılık sancısı: Polexit

Polonya'nın hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi konulardaki uygulamaları son yıllarda AB içinde eleştirilirken Polonya Anayasa Mahkemesinin 7 Ekim'de AB anlaşmalarındaki bazı maddelerin ülkenin anayasasına aykırı olduğuna hükmetmesi, uluslararası arenada Polonya'nın AB'den ayrılması anlamına gelen Polexit tartışmasını başattı. Anayasa Mahkemesinin kararına aynı gün AB Komisyonunun Adaletten Sorumlu Üyesi Didier Reynders, tepki göstererek Polonya'da Anayasa Mahkemesinin AB hukukunun üstünlüğüne karşı verdiği karardan "kaygı duyduğunu" ve AB'nin söz konusu üstünlüğü korumak için "tüm araçları kullanacağını" söyledi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise 8 Ekim'de yaptığı açıklamada, karara tepki göstererek "AB yasaları, anayasal hükümler dahil ulusal yasalardan önce gelir." ifadesini kullandı. Fransa'nın AB İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune de Polonya Anayasa Mahkemesinin kararının, Polonya'nın AB'den ayrılması riskini taşıdığını belirtti. MACARİSTAN'DAN POLONYA'YA DESTEK Macaristan Başbakan Viktor Orban, Polonya Anayasa Mahkemesinin aldığı kararı memnuniyetle karşılayan hükümet kararnamesini imzalayarak, üye devletlerin yetkili makamlarının, özellikle anayasa mahkemelerinin, AB'nin yetkilerinin kapsamını ve sınırlarını inceleme hakkına sahip olduğunu kaydetti. Bu arada Polonya'nın AB içinde ciddi tartışmalara neden olan kararlarına yurt dışından gelen tepkilerin yanı sıra yurt içinde de özellikle muhalefet partileri, Anayasa Mahkemesinin aldığı son karar başta olmak üzere iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PİS) uygulamalarına karşı çıkıyor. ESKİ AB KONSEYİ BAŞKANI TUSK'DAN İKTİDARA TEPKİ Eski AB Konseyi Başkanı ve muhalefetteki Sivil Platform Partisi Başkanı Donald Tusk, PİS'in attığı adımlarla ülkenin Avrupa'daki geleceğini tehlikeye attığını savundu. Son yıllarda aşırı sağcı grupların etkinliğinin artması ve iktidarın bu hususta kamuoyunu ikna edici adımlar atamamış olması Polexit tartışmalarını canlı tutsa da Rusya'yı ulusal güvenlik sorunu olarak gören Polonya'nın Birlik'ten ayrılması durumunda bu güçlü rakibi karşısında elinin zayıflayacağı bir sır değil. 38 milyonluk nüfusuyla AB'nin Rusya sınırında kritik bir konuma sahip Polonya, Brüksel'le girdiği şiddetli tartışmalar nedeniyle uluslararası kamuoyunun gündemini bir süre daha meşgul edeceği izlenimini bırakıyor. "BU, HUKUKİ BİR OLAYMIŞ GİBİ GÖSTERİLMEK İSTENEN AMA ASLINDA SİYASİ BİR OLAY" Orta Avrupa uzmanı, gazeteci Gabor Stier, Polonya-AB arasındaki anlaşmazlığı AA muhabirine değerlendirdi. Stier, Polonya ve AB arasında uzun süredir yargı reformu konusunda tartışmalar yaşandığını, AB'nin Polonya hükümetinin attığı adımlarla yargı bağımsızlığını ihlal ederek hukukun üstünlüğü ilkesine zarar verdiği görüşünde olduğunu anımsattı. Siyasi yönden olmasa da Almanya, Fransa, Danimarka, İtalya, Çekya, İspanya ve Romanya'da da Polonya Anayasa Mahkemesinin aldığı karara benzer kararlar alındığına dikkati çeken Stier, "Bu, hukuki bir olaymış gibi gösterilmek istenen ama aslında siyasi bir olay. Polonya hükümeti, AB Adalet Divanının kararını yok saymak için AB'nin bu konuda söz hakkı olmadığını söylüyor." ifadesini kullandı. POLEXİT ŞİMDİLİK SÖZ KONUSU DEĞİL Stier, "Bu siyasi bir tartışma. Polonya'nın AB'nin hukuk sisteminden ayrılmasının söz konusu olmadığını söyleyebiliriz. Polexit de söz konusu değil, en azından şimdilik. Ancak taraflar tehlikeli bölgelere girmiş bulunuyor çünkü tüm bu tartışmalar AB'yi zayıflatıyor. Taraflar bir uzlaşma bulamazsa bu konunun ciddi sonuçları olabilir." diye konuştu. Polonya toplumunun yüzde 90'ının AB'den çıkmak istemeyeceğini, iktidar partisinin de böyle bir hedefinin olmadığını vurgulayan Stier, hükümetin, "Federal Avrupa" ve "Ulusların Avrupası" tartışmasında ikincisini savunduğunu aktardı. Stier, iktidarın AB'den ayrılma gibi bir planı olmamasına rağmen muhalefetin mahkeme kararını iç siyasette kullandığına ve siyasi çıkar elde etmek için eylem düzenlediğine işaret ederek, ülkenin yüzde 50'sinin AB-Polonya tartışmasından endişe duyduğunu, diğer yarısının ise herhangi bir endişe yaşamadığını kaydetti.

2 yıl önce

Slovenya Başbakanı Jansa'nın Twitter mesajına AB içinde tepkiler sürüyor

AB Komisyonu sözcülerinden Christian Wigand, Jansa'nın hukukun üstünlüğü ve medya özgürlüğü gibi konularda görüşmeler için Slovenya'da bulunan Avrupa Parlamentosu (AP) heyetini hedef alan "Soros'un kuklaları" başlıklı fotoğraf kolajıyla ilgili soruyu yanıtladı. Wigand, "Sosyal medya, bireylere yönelik kişisel saldırılar için değil, yapıcı ve saygılı tartışmalar için kullanılan bir mecra olmalıdır. Yahudi karşıtlığının AB'de yeri yoktur. Antisemitizm sadece Yahudi toplumuna değil, aynı zamanda açık ve çeşitlilik içeren topluma da tehdit teşkil etmektedir." dedi. AP heyetiyle görüşmeyi reddeden Jansa'nın dün Twitter hesabından paylaşılan ve daha sonra silinen mesajda "AB parlamentosundaki bilinen 226 Soros kuklasından 13'ü" yazısı bulunan bir fotoğraf kolajı yer almıştı. Kolajın ortasında Macaristan doğumlu Amerikalı Yahudi iş adamı George Soros, etrafında ise bazı AP milletvekilleri bulunuyordu. Bu kişiler arasındaki AP heyeti başkanı Hollandalı milletvekili Sophie in 't Veld, kırmızı bir okla işaret edilmişti. Son dönemdeki sağcı görüşleri ve eski ABD Başkanı Donald Trump'a desteğiyle bilinen Jansa'nın mesajındaki kişilerin görüntülerinin eski tarihli olduğu, fotoğrafta yer alan AP milletvekillerinden bazılarının şu anda parlamentoda olmadığı, birinin ise geçen yıl hayatını kaybettiği belirtilmişti. Mesaja AP Başkanı David Sassoli ile AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in dışında Hollanda Başbakanı Mark Rutte de tepki göstermişti.

2 yıl önce

Yunanistan, Fransa’dan sonra ABD’yi de kalkan olarak görüyor

Yunan basını, dün imzalanan ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İş birliği (MDCA) Anlaşması'nın Atina’nın "tehdit" olarak algıladığı Türkiye’ye karşı büyük bir destek olduğunu ileri sürdü. Yunan Devlet Ajansı AMNA, "MDCA Yunanistan için bir kalkan-ABD, 'casus belli'yi kınıyor" başlıklı haberinde, iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile imzalanan benzer anlaşmaların ardından Yunanistan için koruyucu bir kalkan oluşturduğunu savundu. Ajansın, diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberde, Yunanistan’ın toprak bütünlüğünün hem anlaşmadaki ifadelerle hem de ABD güçlerinin Meriç ve Girit’te öngörülen varlığı ile korunacağını iddia ederek, anlaşmadaki "tarafların karşılıklı olarak birbirlerinin güvenlik, egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü, silahlı saldırı ya da saldırı tehdidine karşı koruyacaklarına" ilişkin taahhüdü ABD’nin "casus belli"yi kınaması olarak yorumladı. Yunan basınının yayımladığı, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’e yönelik yazdığı 12 Ekim 2021 tarihli mektup da ABD’nin Yunanistan’a desteğinin bir göstergesi olarak kamuoyuna sunuldu. Diplomatik kaynaklar, mektupta yer alan "ABD’nin Yunanistan ana karası ya da adalarında eğitim ve operasyon yapabileceğine" ilişkin ifadenin, ABD’nin Yunanistan’ın adalardaki tam egemenlik hakkını ve adaların silahlandırılabilmesini "fiili" olarak teyit ettiğini ileri sürdü. MUHALEFETTEN ANLAŞMAYA TEPKİ VAR Ana muhalefetteki Radikal Sol İttifak (SYRIZA) Partisi, anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, Dedeağaç’ta bulunmalarının ABD güçlerine, Bulgaristan ve Romanya’ya kolay geçiş imkanı sağlarken, Yunanistan’ı da Karadeniz’deki tehlikeli gerginliklerin ön sırasına yerleştireceğini belirtti. Açıklamada, buna karşılık hiçbir ABD varlığının Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı Ege ve Doğu Akdeniz’de korumadığı, anlaşmanın bağımsız, itibarlı bir Yunanistan’a yakışmadığı ifade edildi. Yunanistan Komünist Partisinin (KKE) anlaşmaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Adı 'savunma' anlaşması olan ancak gerçekte saldırgan olan Yunanistan-ABD anlaşması, ülkemizin, ABD’nin ve NATO’nun savaş planlarına tehlikeli bir şekilde dahil edilmesidir" ifadesine yer verilerek, "Türkiye tehdidine" karşı ülkenin güvenliği ve sınırları korunuyor iddiasının gerçekçi olmadığı kaydedildi. Yunan Çözümü Partisi de açıklamasında, "Hükümetin, gelecekteki iktidarları Yunanistan’ın egemenlik haklarını garanti altına almayan ve Türkiye’nin savaş tehdidini ortadan kaldırmayan bir anlaşma için taahhüt altında bırakmaya hakkı olmadığını" belirtti. ABD-YUNANİSTAN KARŞILIKLI SAVUNMA İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALAMIŞTI ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile 14 Ekim’de ABD'nin Yunanistan'daki faaliyet alanını genişleten güncel ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İş birliği Anlaşması'nı imzalamıştı. Yunanistan, Fransa ile de 28 Eylül'de imzalanan ve iki ülke arasında savunma, dış politika ve silahlanma alanlarında iş birliğini öngören bir anlaşma yapmıştı.  

1 2 ... 70 71 72 73 74 75 76 ... 334 335