28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

AB: Türkiye kilit ortak olmaya devam etmekte

Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, AB'nin genişleme paketinde yer alan ülkelerle ilgili AB Komisyonunca hazırlanan raporların açıklanmasından sonra basın toplantısı düzenledi. İklim ve göç ile ilgili yüksek düzeyli diyaloglar yürütüldüğünü belirten Varhelyi, bunları yakında sağlık alanındaki yüksek düzeyli diyaloğun takip edeceğini aktardı. ''TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİ VE DİYALOG 2021'DE ARTTI'' Haziran 2019'da AB'nin müzakerelerin durma noktasına geldiğini belirterek yeni fasılların açılmayacağı ve kapanmayacağına yönelik açıklamasını hatırlatan Varhelyi, buna neden olan etkenlerin halen geçerli olduğunu, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve temel haklar gibi alanlarda gerileme olduğunu savundu. Oliver Varhelyi, "Yine de Türkiye ile iş birliği ve diyalog 2021'de artmıştır." diye konuştu. ''AB, TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİNE HAZIR'' Varhelyi, ülke raporlarıyla ilgili Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı sunumda da AB'nin Türkiye ile orantılı, kademeli ve geri çevrilebilir şekilde iş birliğine hazır olduğunu vurguladı. ''TÜRKİYE, AB'NİN ENDİŞELERİNİ GİDERMEDİ'' Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı onaylamasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Varhelyi, Türkiye'nin hukukun üstünlüğü, temel haklar ve yargı gibi konularda AB'nin endişelerini gidermediğini ileri sürdü. ''DÜNYADA EN FAZLA SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKE TÜRKİYE'' Göç konulu 18 Mart Mutabakatı'nın sonuç verdiğini belirten Varhelyi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki göç konusunda kilit rol oynadığını, dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğunu aktardı. Varhelyi, özellikle Türkiye'nin doğu sınırlarındaki göç yönetimi ve sınır kontrolü için sistemler sağlayacaklarını dile getirdi.

2 yıl önce

10 büyükelçiye çok sert tepki: Hadsiz açıklama kabul edilemez

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri, Kavala’nın yargılandığı davayla ilgili sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarından dolayı Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. 10 ülkenin diplomatik misyon şefi bu çerçevede dün 10.00 sıralarında Dışişleri Bakanlığı’na geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, büyükelçilere Türkiye’nin resmi tepkisini iletti. ‘Teamüllere aykırı’ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Ülkemizde devam eden bir davayla ilgili olarak, diplomatik teamüllere aykırı şekilde dün (önceki) akşam ortak bir açıklama yayımlayan Ankara’daki bir grup büyükelçi bu (dün) sabah Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştır. Bu ülkelerin büyükelçileri/maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir. Adı geçenlere, anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilmiş, büyükelçiler/maslahatgüzarlar, Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır.” Tepkiler sürüyor Dışişleri Bakanlığı tarafından bizzat uyarılan büyükelçilere siyasilerin tepkileri dün de sürdü: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Görevli bulundukları ülkenin bağımsızlığına sadakat göstermek zorunda olan ve ‘yargı bağımsızlığından’ söz eden bazı ülkelerin büyükelçileri, hadlerini aşarak ‘siyasetin yargıya müdahalesini’ talep etmişlerdir. Türkiye’de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bu aralar çok moda oldu, canı sıkılan bildiri yayımlıyor. 10 tane büyükelçilik bir araya gelmiş, içinde Amerika’sı da var Almanya’sı da var. 10’unuz değil, 100’ünüz gelse Türkiye’ye zerre toz konduramazsınız... Osman Kavala için seferber olmuş Batı’ya diyeceğim şudur; Türk yargısı ‘bitti’ demeden, bitmez, bunu da herkes böyle bilsin... Burası bir çadır devleti değil, 2 bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Herkes aklını başına alsın, haddini bilsin.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Terörü bitirdiğimizin, FETÖ’yü tasfiye ettiğimizin mi hesabını soracaksın?

Diyarbakır'a ziyarette bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır anneleri ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bakan Soylu, daha sonra gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Burada yaptığı konuşmada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Soylu, şu ifadeleri kullandı; Bir alt yapımızı güçlendirdik. Onlar batının tuzağı ile çok geriye düştüler. Batı ile mesafeyi açmak için çok çabaladılar. AK Parti Türkiye’nin her yanına elini uzattı. Türkiye eski günlerine dönmesin güçlü bir şekilde ilerleyebilsin diye. Türkiye güçlü bir şekilde ayakta durmaktadır. Bu siyasi muhalefet hem miyoptur uzağı göremez hem de yakını. Salgın döneminde mağdur olmadan, hesap sorulmadan tedavi edildi. Devletimizin bütün birimleri el ele oldu. Hangi fitneyi ortaya koyarlarsa koysunlar Türkiye çok büyük adımlar attı. Recep Tayyip Erdoğan geri kalmışlığı attı. Biz gece dün gece 2-2 buçukta şehrin merkezindeydik. Huzur da ekonomik zenginlik de Diyarbakır’ın hakkı. "ALLAH BİZE 10 TANE BÜYÜKELÇİNİN ŞIMARTTIĞI BİR SİYASET NASİP ETMESİN" Bize hesap soracaklarmış, terörü bitirdiğimizin, FETÖ’yü tasfiye ettiğimizin mi hesabını soracaksınız. Neyin hesabını soracaksın Kılıçdaroğlu Avrupa’nın 10 büyükelçisi ile. Halep ordaysa arşın burada. 2023’ü beklersin boyunun ölçüsünü alırsın. Allah bize 10 tane büyükelçinin şımarttığı bir siyaset nasip etmesin. Cumhur ittifakının yapacağı çok iş var. Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı çok iş var.

2 yıl önce

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a vatandaştan tepki: Seni davar çobanı bile yapmazlardı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan her ziyaretinde esnaftan ve vatandaştan tepki görmeye devam ediyor. Partisinin Kahramankazan İlçe Kongresi öncesi esnafı ziyaret eden Babacan yine sert tepkilerle karşılaştı. SENİ DAVAR ÇOBANI TUTAN OLMAZDI Pazar alışverişi yapan bir vatandaş Babacan'a "Nankör olmayın. Seni bu hale getiren Erdoğan'dır. Nankörsün" diyerek tepki gösterdi. Pazarcılık yapan başka bir vatandaşın "Allah akıl fikir versin. Seni davar çobanı tutan olmazdı. AK Parti'de itibar kazandın. AK Parti'nin karşısına geçince kime hizmet edeceksin?" sözleri karşısında Babacan zor anlar yaşadı. "KILIÇDAROĞLU'NA PAYANDA MI OLACAKSIN" Pazar yeri ziyareti sırasında bir vatandaşın yönelttiği soru karşısında Babacan soğuk terler döktü. "Kılıçdaroğlu'na payanda mı olacaksın?" sorusuna Babacan, "Şuan yalnız yürüyoruz. İlerde ne olacağını bilemeyiz" diyerek yanıt verdi.

2 yıl önce

ABD'deki askeri üslerde bekletilen Afgan mültecilerin yaklaşık yarısı çocuk

Austin, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli üyesi Cumhuriyetçi Jim Inhofe'un ABD'nin tahliye ettiği mültecilere ilişkin soru önergesine yanıt verdi. Wall Street Journal'ın ulaştığı mektupta, Asutin, ABD topraklarındaki üslerde işlem için bekletilen 53 binden fazla Afgan mültecinin yüzde 22'sinin kadın, yüzde 34'ünün ise erkek yetişkin olduğunu kaydetti. Austin, mektupta Afganların kalan yüzde 44'ünün ise çocuk olduğuna dikkati çekerken, bunlardan kaçının ebeveynsiz olduğu konusunda detay vermedi. ABD'nin toplam 124 bini aşkın kişiyi Afganistan'dan tahliye ettiğini kaydeden Austin, bunların yaklaşık 104 bininin Afgan olduğunu belirtti. ABD, Afganistan'dan çekilme sürecinde tahliye ettiği 124 bin kişinin sadece 53 binini Amerikan topraklarına getirirken geri kalanını Avrupa ve Orta Doğu'daki askeri üslerde tutuyor.

2 yıl önce

Türkiye ile İran arasında güvenlik alanında iş birliği mutabakatı imzalandı

Resmi temaslarda bulunmak üzere Tahran'a gelen Soylu ve İranlı mevkidaşı Vahidi arasında yapılan ikili ve heyetler arası görüşmelerin ardından mutabakat zaptı imzalandı ve ortak basın açıklaması yapıldı. Konuşmasında heyetler arası verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini ve bakanlıklar arasında birbirine yakın bir anlayışın olduğunu belirten Soylu, "PKK terör örgütü ve tüm terör örgütleri ile mücadelede birlikte ortak bir irade sergiliyoruz. Birçok çalışma grubumuz var ve bu, iki ülkenin talepleri ile dinamiklerini ortaya koymuştur. Bugün bir kez daha terörle mücadele konusundaki kararlılığımızı ve mücadeledeki birliğimizi teyit ettik." ifadelerini kullandı. Afganistan'da son dönemde meydana gelen olaylar sonrası kaçak göçün hareketlenmesine karşı yıllardan beri ortak olarak sürdürülen çalışmaları ve kaçak göçle mücadele konusunu bir kez daha ele aldıklarını dile getiren Soylu, şunları söyledi: "Daha önce irtibat noktası olarak değerlendirdiğimiz birçok çalışmayı bir üst kademeye taşıyoruz. Sınır güvenliği İran ve Türkiye arasındaki en temel konu başlıklarından biridir. Özellikle güvenlik duvarları, fiziki entegre ve teknolojik sistemler konusunda muhataplarımızın, İranlı dostlarımızın bize göstermiş oldukları kolaylaştırıcı tavır konusunda teşekkür ederim." İki ülkenin sınır illerinde İranlı Bakan Vahidi'nin önerisiyle yeni ortak çalışma grupları oluşturulduğunu aktaran Soylu, şöyle devam etti: "Kaçakçılık, organize suçlar ve uyuşturucu ile mücadele için ortak gruplar oluşturuldu. Gerek Türkiye gerekse İran uyuşturucu ile en yüksek düzeyde mücadele etmekte ve bu konuda ortak bir irade ortaya koymaktadırlar. Yine silah kaçakçılığı konusunda 2019 yılında ortak çalışma grubundan aldığımız sonuçları daha da ilerletmek konusunda birlikte bir karar aldık." Bakanlıklar arasındaki iş birliğini farklı alanlarda genişletecek mutabakat zaptını imzaladıklarını ifade eden Soylu, Müslüman coğrafyanın karşı karşıya kaldığı sıkıntıları değerlendirdiklerini ve üzerlerine düşen sorumlulukları tekrar hatırlayıp hatırlattıklarını vurguladı. İmzalanan mutabakat zaptı iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğinin artırılması ve geliştirilmesini hedefliyor. Mutabakat sınır bölgeleri başta olmak üzere iki ülkeyi ilgilendiren hey türlü terör ve yasa dışı eylemlerin önlenmesi ve bu doğrultuda yürütülen her türlü kolluk faaliyetinin karşılıklı olarak geliştirilmesini öngörüyor. Mutabakatla birlikte hem operasyonel iş gücü kabiliyetinde istenilen sonuçların elde edilmesi, hem de iki bakanlık adasında bilgi ve tecrübe paylaşımının daha seri bir şekilde gerçekleşmesi hedefleniyor.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç'ten 10 ülkeye "Osman Kavala" tepkisi: Türkiye'ye bu şekilde ültimatom kabul edilemez

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, bakanlıkta basın bilgilendirme toplantısı düzenledi. Bilgiç, haziran ayında yapılan Antalya Diplomasi Forumu'nu gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, bu forumun ikincisinin 13 Mart'ta Antalya'da yapılacağını söyledi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bilgiç, F-35 projesi Türkiye'nin F-16 modernizasyonuna ilişkin, "F-16 filomuzun iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, modernizasyon faaliyetleri zaten ihtiyaca göre yıllarca yapılıyor. S-400 tedariki nedeniyle F-35 programından ayrılmak durumunda kaldık. F-35 programından ayrılmamız sadece Türkiye'ye değil NATO'nun da caydırıcılığına önemli bir darbe vuran bir adım. Türkiye F-35 projesinin kurucu ortaklarından biri, biz yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Bu F-35 projesi çerçevesinde ABD'ye yaklaşık 1,4 milyar dolar ödeme yaptık. Bizim için aslında seçenekler basit ya bu programa geri döneceğiz ya bize vaat edilen uçakları alacağız ya da paramızı iade edecekler. Bu çerçevede F-35 için ödenen meblağın F-16 filomuzun modernleştirilmesi için kullanılması da bir seçenek olarak gündemde. Bu konuyu ABD'li paydaşlarımız ile tartışıyoruz. Bunun sonucuna göre de hareket edeceğiz" dedi. 'HEDEFİMİZ KALICI İSTİKRARIN SAĞLANMASI' Bilgiç, Suriye Anayasa Komitesi görüşmelerinin devam ettiği zaman içinde, rejim güçlerinin İdlib'de sivillerin ölümüne neden olan saldırısına ilişkin, "Rejimin dün toplu saldırıları neticesinde aralarında çocukların da bulunduğu çok kişinin hayatını kaybettiğini öğrendik. Cenevre'de 6'ncı turu devam eden Anayasa Komitesi Toplantıları sırasında sivillerin bu şekilde doğrudan hedef alındığı saldırı aslında rejimin askeri çözüme yönelik tavrını maalesef koruduğunu gösteriyor. Bizim temel hedefimiz İdlib'de kalıcı istikrarın sağlanması. Tabiatı ile siyasi çözümü öncülüyoruz. Rejimin destekçileri Rusya ve İran'a de gerekli mesajları vermekteyiz" diye konuştu. 'KABİL ZİYARETİ İÇİN KESİN TARİH SÖYLEMEK ZOR' Bilgiç, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Kabil'e yapacağı ziyaretin netleşip netleşmediğine ilişkin soruya, "Bu ziyaret konusu aslında New York'ta gündeme gelen bir husustu. Daha sonra Endonezya Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye yaptığı ziyarette görüş alışverişi yapıldı. Lojistik düzenlemeler, kimlerin katılacağına ilişkin gerekli düzenlemeler devam ediyor. Kesin tarih söylemek zor; ama düzenlemeler devam ediyor" yanıtını verdi. Bilgiç, Suriye Şam yönetimi ile gelecek dönemde diyaloğun mümkün olup olmadığı sorusuna, rejim ile herhangi bir temasın bulunmadığı yanıtını verdi. 'KESİNLİKLE KABUL EDİLEMEZ' Sözcü Bilgiç, 10 büyükelçiliğin Osman Kavala açıklaması ile ilgili, "AB Konseyi'nin 47 üyesi var. Onların sadece 10'u böyle bir açıklamada bulundu. Biz açıklamaya tepki verdik. Hiçbir organ, makam, merci, kişi tarafından yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hakimlere emir ve talimat verilemez, tavsiye ve telkinde bulunulamaz. Türkiye'de devam eden bir yargı süreci var. Aslında yargıya müdahale edilmemesi gerektiğini bu ülkelerin kendileri çok da iyi biliyor. Türkiye'de bu şekilde Türkiye devletine ültimatom verilmesi kesinlikle kabul edilemez. Biz bunu kabul etmediğimizi söyledik. Büyükelçiliklerin görevleri ve yükümlülükleri bulundukları ülkelerin iç işlerine karışmamak. Kabul etmediğimizi, reddettiğimizi söyledik" dedi. 'BİZİM AÇIMIZDAN AB'NİN NE SÖYLEDİĞİ ÖNEMLİ DEĞİL' Bilgiç, AB Komisyonu'nun Türkiye raporuna ilişkin ise "AB Komisyonu'nun raporu çifte standartlı yaklaşım ile yayımlanmış bir rapor. Tepkimizi geniş şekilde ortaya koyduk. Bizim açımızdan AB'nin ne söylediği çok önemli değil. Rapor baştan aşağıya çifte standart ile yazılmış. İddialar var raporda; biz bunların hiçbirini kabul etmiyoruz" diye konuştu. ABD İLE İLİŞKİLER Tanju Bilgiç, ABD ile ilişkilerle ilgili "Türkiye olarak biz her ülke ile iyi ilişkiler tesis etmek istiyoruz. ABD ile müttefikiz. NATO'da beraberiz. Müşterek çıkarlar ve benzer hedeflere sahibiz. Koronavirüs sonrası dünya ekonomisi gibi konularda benzer görüşlerimiz var. ABD yetkilileri ile temas ediyoruz. İlişkilerimizin mükemmel olduğunu da söylemek zor. Özelikle PKK, YPG, PYD ve FETÖ terör örgütlerine destek, tek taraflı yaptırımlar gibi konularda izledikleri tutum nedeniyle ABD ile ilişkilerimizde bazı sorunlar var. Bizim temel beklentilerimiz 'ilişkilerimizi etkin yönetelim' diğer yandan sorunlarımızı çözelim. Önümüzdeki dönemde de ABD ile temaslarımız sürecek" dedi. 'GEREKLİ CEVABI VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ' Sözcü Bilgiç, Doğu Akdeniz konusuna ilişkin, "Doğu Akdeniz konusunda hem Yunanistan hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Doğu Akdeniz'de gerginliği arttıracak adımlar atıyor. Akdeniz'de kıta sahanlığımıza araştırma gemisi gönderme çabaları devam ediyor. Biz bu tahriklere hem sahada hem de masada yanıtlarını veriyoruz ve haklarımızın ihlaline de asla müsaade etmiyoruz. Rum kesimi de kasım ayında yeni bir sondaja başlayacaklarını duyurdu. Bu gerçekleşirse biz de Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için Türkiye olarak bu tür meydan okumalara gerekli cevapları vermeye devam edeceğiz" diye konuştu. Dışişleri Sözcüsü Bilgiç, Yunanistan ile istişari görüşmelerin de devam ettiğini vurguladı. Bilgiç, "Cumhurbaşkanı'mız açık şekilde ifade etti. Türkiye'ye herhangi bir tehdit nereden gelirse gelsin Türkiye'nin tepkisi ile karşılaşacaktır. Türkiye Cumhuriyeti gerekli adımları kararlı şekilde atacaktır. Bu Suriye için de geçerli. Ne zaman şartlar uygun olursa Türkiye Cumhuriyeti gerekli operasyonu, harekatı yapar" dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı acı haberi duyurdu! Jandarma Uzman Çavuş Burak Tortumlu şehit oldu

Şehidimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Operasyonda çıkan çatışmada jandarma personelimizi de şehit eden Gri kategorideki Kurtay Şerzan kod adlı Hayrettin Güneş adlı terörist dahil 2 terörist ölü olarak ele geçirilmiştir. İşte Bakan Soylu'nun paylaşımı... Tunceli’de devam eden ve 2 teröristin etkisiz hale getirildiği Eren-7 Operasyonu'nda, ağır yaralanan Kahraman Jandarmamız Burak Tortumlu Şehit düştü. Rabbim, Şehidimizin, ailesine sabr-ı cemîl ihsan eylesin; makamı cennet, mekanı âlî olsun inşallah.

1 2 ... 72 73 74 75 76 77 78 ... 335 336