03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Milli Muharip Uçak TF-X Amerikan basınında: ABD ve Rus teknolojisi yerli savaş uçağında birleşiyor

ABD merkezli DefenseNews gazetesi, Türkiye'nin beşinci nesil savaş uçağı TF-X projesiyle ilgili dikkat çeken bir makale yayımladı. Makalede, projenin Amerikan-Rus teknolojilerinin bir birleşimi olacağı belirtildi. Star.com.tr'de yer alan habere göre, Makalede, Türkiye'nin, TF-X programı kapsamında ilk etapta General Electric'in yan kuruluşu GE Aviation tarafından üretilen art-burning turbofan jet motoru olan F110 motorunu kullanacağı belirtilirken, General Electric'in F118 motorunun, Türkiye'de halihazırda devlet kontrolündeki bir şirket olan Eskişehir TUSAŞ Motor Sanayii'nde lisans altında üretildiği ifade edildi. TF-X İLK ETAPTA F-110 MOTORU Makalede, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in 4 Aralık'ta TF-X ile ilgili bazı açıklamalarına yer verildi. Demir bu açıklamasında, TF-X programının bir sonraki aşamasının modifikasyonlar, geliştirmeler, iyileştirmeler ve yerli üretime geçişi içereceğini söyleyerek, şu ifadeleri kullanmıştı: 'Yerli olarak üretmek istediğimiz[TF-X]parçaları hakkında Rusya ile görüşeceğiz... F110 motor tedariki konusunda herhangi bir sorun yok.' Ancak makalede, Kongre'nin büyük olasılıkla Türkiye'ye motor satışlarını desteklemeyeceğine dikkat çekildi. RUSYA'DAN ALINACAK TEKNOLOJİLER İddiaya göre, TF-X'i tasarlayan, geliştiren ve inşa eden Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nden bir kaynak, isminin açıklanmaması kaydıyla Defence News'e konuştu. Kaynak, "Rusya aeroakustik, aerotermodinamik ve savaş uçağı inşa edecek altyapıya sahip. Rusya, beşinci nesil bir turbofan motoru üretmek için teknolojiye sahip. İş birliği ayrıca aviyonik, tahrik sistemi, radar, sensörler, fırlatma koltuğu ve veri bağlantı sistemlerini de içerecek." dedi. Savunma Sanayii Başkanlığı geçtiğimiz günlerde TF-X'e güç sağlayacak yerli bir motorun geliştirilmesi için Türk şirketlerine bir teklif talebinde bulundu. Demir, teklif talebinin Türkiye'de savaş uçağı motoru teknolojisi geliştirmek için bir yol haritası oluşturmayı hedeflediğini söyledi. Demir, "Teklif talebi, ulusal motor geliştirme çabamızda yeni bir adımdır." dedi. ABD'NİN ŞANTAJI TF-X'İ HIZLANDIRDI Temmuz 2019'da ABD, Ankara'nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemini satın alma kararından vazgeçirmek için tehdit ve şantajlara başladı. ABD, tehdit ve şantajlara boyun eğmeyen Türkiye'yi, Amerikan liderliğindeki çok uluslu F-35 Müşterek Taarruz Uçağı programından çıkardı. Türkiye o zamandan beri TF-X programına hız verdi. Hükümet, TF-X programının 1. Aşaması için ek 1,3 milyar dolar ayırdı. Program üzerinde toplam 6.000 mühendis çalışıyor ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, uçak için ilk hangarını yakında inşa edeceğini duyurdu. Türkiye, ilk TF-X'i 2023'te hangardan çıkarmayı ve 2025 veya 2026'da uçurmayı hedefliyor.

2 yıl önce

Biden, Zelenskiy ile görüşmesinde ABD'nin Ukrayna'ya "sarsılmaz" desteğini yineledi

Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Biden Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik "saldırgan" tavırları konusunda ABD ve Avrupalı müttefiklerinin endişelerini dile getirdi. Rusya'nın askeri müdahalesini ilerletmesi durumunda ABD ve Avrupalı ortaklarının Rusya'ya yönelik güçlü ekonomik yaptırımlar ve diğer önlemler getireceğini kaydeden Biden, Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan "sarsılmaz desteğini" yineledi. Görüşmede Biden, ABD ve ortaklarının "Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında karar ya da istişare olmaz" ilkesine bağlılığını sürdürdüğünü vurguladı. Biden ve Zelenskiy, Rusya'ya gerginliği azaltma çağrısı yaptı ve sorunların çözümü için en iyi yolun diplomasi olduğunu vurguladı. Biden, ABD'nin Minsk Anlaşmalarının uygulanması için güven tesis edici adımlar atılmasına desteğe hazır olduğunu dile getirdi. Rusya'nın Ukrayna sınırına asker yığması ardından bölgedeki gerilim artarken Biden, 7 Aralık Salı Günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile video konferans yöntemiyle görüşmüş ve Ukrayna'yı işgalin "ağır sonuçları" konusunda Rus mevkidaşını uyarmıştı.

2 yıl önce

Pakistan Başbakanı: ABD Afganistan'da hatalar yaptı, yükümlülüğü İslamabad çekti

Pakistan Başbakanı İmran Han, İslamabad Politika Araştırması Enstitüsü (IPRI) tarafından düzenlenen 'Margala Diyaloğu'nun' açılış konuşmasını gerçekleştirerek, Batılı medya organlarını eleştirdi ve Pakistan'ın Afganistan'daki fedakarlıklarının göz ardı edildiğini belirtti. Han, Batı'da Pakistan'ın Afganistan'da ikili oynamakla suçlandığını ve uluslararası alanda isminin kötülendiğini ifade ederek İslamabad'ın uluslararası toplum tarafından yanlış nedenlerle suçlandığını ifade etti. ABD’nin Afganistan’da hatalar yaptığını ancak bunun yükümlülüğünü Pakistan’ın çektiğini dile getiren Han, Afganistan’daki savaştan en büyük ikinci zararı ülkesinin gördüğünü söyledi. Han, ABD’nin müttefikleri arasında 80 bin kişinin hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yerlerinden olduğu ve 100 milyar doların üzerinde ekonomik kaybın yaşandığı tek ülkenin Pakistan olduğunu vurguladı. Hindistan'ın 'ırkçı hükümetin Keşmir dahil olmak üzere azınlıklara karşı ırkçı politikalar izlediğini' öne süren Han, ancak Batılı ülkelerin Yeni Delhi’yi eleştirmediğini kaydetti.

2 yıl önce

ABD-Çin arasında ticaret savaşı! Türkiye, alternatif olarak öne çıkıyor

Türkiye-ABD arasındaki ticaret ilişkilerine ilişkin soruları cevaplayan Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Türkiye - ABD İş Konseyi'nin (TAİK) eski Yürütme Kurulu Üyesi Davut Ökütçü, "ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, diğer yandan Kovid-19 salgını sebebiyle küresel tedarik zincirinde yaşanan köklü değişimler ülkemiz için büyük fırsatları beraberinde getirdi" dedi. ABD'nin, 20 trilyon dolarlık ekonomiye sahip olduğuna, resmi verilere göre ABD'nin 2.3 trilyon dolarlık ithalat yaptığına dikkat çeken Ökütçü, "Şüphesiz böyle büyük bir ekonomiden daha fazla yararlanmak, ikili ticaretimizi bugünkü seviyelerin oldukça üzerine taşımak Türk iş dünyasının ortak arzusu" diye ekledi. "ABD İLE İKİLİ TİCARET HACMİMİZDE 30 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE HIZLA YAKLAŞIYORUZ" Almanya'nın yüzde 8.2 ile Türkiye'nin ihracatında en büyük paya sahip ülke olduğunu, bu ülkeyi yüzde 6.3 ile ABD'nin izlediğini vurgulayan Ökütçü, "Özellikle Covid-19 salgını sebebiyle 2020 yılında ivme kaybeden ABD ile ticaretimizin 2021 yılında hızlı bir büyüme kaydettiğini söylemek mümkün" dedi ve şöyle açıkladı: "Bugün gelinen noktada ABD ile dış ticaretimizde ticaret fazlası vermeye başladık. Kısa süre önce yayınlanan resmi rakamlara baktığımızda 2021'in ilk 11 aylık döneminde ABD'den ithalatımız 11.7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ABD'ye ihracatımız ise 13.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. ABD ile ikili ticaret hacmimizde 30 milyar dolar seviyesine hızla yaklaşıyoruz. Kısa vadede şahsen ticaret hacmimizdeki bu yükselişin devam edeceğini ön görüyorum." "ORTA UZUN VADEDE İSE ARZUMUZ VE HEDEFİMİZ ABD İLE STA'NIN İMZALANMASIDIR" Ökütçü, "Öte yandan, orta uzun vadede ise arzumuz ve hedefimiz ABD ile serbest ticaret anlaşmasının (STA) imzalanmasıdır. İnancım o ki, dost ve müttefik ABD ile imzalanacak serbest ticaret anlaşması ticaret hacmimizi kayda değer bir şekilde artıracaktır" dedi. Sözlerini, "Potansiyelin yüksek olduğu yerlerde azla yetinmenin doğru olmadığı kanaatindeyim" diye sürdüren Ökütçü, ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşının uluslararası tedarik zincirini yeni baştan şekillendirdiğini vurguladı ve ekledi: "Sadece bir yıl içinde ABD'nin Çin'den ithalatı 90 milyar dolara yakın azaldı. Bu daralmanın 2023 yılına kadar yılda 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor. ABD'nin tedarik zincirini Çin'den kaydırmasıyla Vietnam, Kamboçya, Tayvan, Meksika ve Kanada'nın yanı sıra Türkiye de alternatif bir tedarikçi olarak ön plana çıkmaya başladı. Bu noktadan hareketle, potansiyelleri de göz önünde bulundurarak ABD ile güncel ticaret rakamlarımızı ümit verici olarak değerlendiriyorum." "ELEKTRİK VE ELEKTRONİK, DİJİTAL EKOSİSTEM VE ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDE OLASI İŞ BİRLİĞİ İMKÂNLARI" Ticaret için 'anlayış ve yaklaşım birliğinin' oluşturulması gerektiğini vurgulayan Ökütçü, "Bu noktada, ticaretin güncel siyasi ve askeri anlaşmazlıkların gölgesinde bırakılmaması büyük önem arz ediyor. Sorunların çözümü için ticaretin bir araç olarak kullanılabileceği kanaatindeyim. Bugün baktığımızda her iki ülkenin de siyasi ve askeri anlaşmazlıklara rağmen ticarete ve ekonomik iş birliğine önem verdiğini görüyoruz" diye açıkladı. Küresel ve bölgesel gelişmelerin doğurduğu fırsatların da değerlendirilmesinin önemine dikkat çeken Ökütçü, TAİK'in, Boston Consulting Group (BCG) ile birlikte hazırladığı 2019 ve 2020 tarihli raporlarda iki ülke arasındaki ticaretin ve ekonomik ilişkilerin geliştirilebilmesi için hangi adımların atılması gerektiğini 'kapsamlı bir şekilde' ortaya koyduğunu anımsattı ve ekledi: "TAİK'in öngörülü davranarak hazırlamış olduğu bu raporlarda; tekstil, mobilya, inşaat ve yapı malzemeleri gibi uzmanlık ve tecrübelerimizin bulunduğu sektörlerin yanı sıra üç başlık daha ön plana çıktı: Elektrik ve elektronik, dijital ekosistem ve üçüncü ülkelerde olası işbirliği imkânları. Bu alanlarda atılacak cesur adımların Türkiye'nin ABD'ye ihracatını kuvvetli bir şekilde artıracağı kanaatindeyim." "TAİK, ÖZAL'IN 'DAHA FAZLA YARDIM DEĞİL, DAHA FAZLA TİCARET İSTİYORUZ' ÇAĞRISI İLE KURULDU" TAİK'in, Türkiye'nin en eski ve büyük iş konseyi olması nedeniyle 'ciddi bir sorumluluk' üstlendiğinin altını çizen Ökütçü, "Merhum Özal'ın 'daha fazla yardım değil daha fazla ticaret istiyoruz' çağrısı ile kurulan TAİK, ilk günden beri ikili ticaretin ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor" dedi ve bunlara örnek olarak her sene geleneksel olarak gerçekleştirilen New York'taki Türkiye Yatırım Konferansı'nı (TRICON) ve Washington DC'de gerçekleştirilen Amerikan Türk Konferansı'nı (ATC) gösterdi. Her sene iki ülkenin önde gelen iş dünyası temsilcilerinin yanı sıra devlet başkanları ve üst düzey bürokratların ağırlandığı bu etkinliklerin, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. TAİK'in New York, California, Texas, Florida, Massachusetts, Illinois ve Virginia'yı kapsayan 7 ayrı eyalet komitesinin bulunduğunu ve bu komiteler aracılığıyla ABD'de yatırımı olan Türk şirketlerinin çeşitli ihtiyaçlarının, eyaletleri merkeze alan bir yaklaşımla ele alındığını belirten Ökütçe, "Ayrıca, az önce ifade ettiğim üzere TAİK, hazırlamış olduğu sektörel raporlar aracılığıyla iki ülke arasındaki fırsatları tespit ediyor ve Türk iş dünyasını temsilen bu tespitleri hayata geçirmek için projeler üretiyor" diye ekledi.

2 yıl önce

ABD, Uygurlara yönelik baskıda rol oynamaları ve güvenlik gerekçeleri nedeniyle Çinli şirkete yönelik ihracat kısıtlaması getirdi

Reuters'ın haberine göre, ABD Ticaret Bakanlığı ayrıca ABD menşeli ürünleri İran'ın savunma sanayiesine maddi destek sağlamak için temin ettikleri veya temin etmeye girişiminde bulundukları iddiasıyla Türkiye, Çin, Gürcistan ve Malezya'daki bazı kuruluşlara ticaret kısıtlamaları getirecek. Açıklama ABD resmi gazetesinde yer aldı.

2 yıl önce

ABD ve PKK sivilleri birlikte katletti: Kırmızı ‘Öldürün' demekti

Yayımlanan yeni bilgilerle birlikte ABD'nin Suriye'deki sivil katliamları PKK'dan aldığı istihbartla gerçekleştirdiği gün yüzüne çıktı. Geçtiğimiz günlerde New York Times (NYT) gazetesinde yayımlanan bir raporda, ABD ordusunun Suriye'de sayısız sivil katliam düzenleyen gizli birimi Talon Anvil'ın (Pençe Örs) katliamları PKK/YPG'den aldığı istihbaratla gerçekleştirdiği belirtilmişti. Yine ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, istihbarat konusunda PKK/YGP ile işbirliği yaptıklarını itiraf etmişti. Gelişmeler üzerine 2015 yılında yine NYT'de yayımlanan başka bir haber yeniden gündeme geldi. Haberde istihbarat görevi verilen bir PKK'lı teröristin, GPS ile bombalanacak bölgeleri kırmızı nokta ile işaretlediği, PKK unsurlarını ise sarı nokta ile işaretleyip koruma altına aldığı belirtiliyor. TERÖR ÖRGÜTÜ YÖNLENDİRDİ New York Times gazetesinin Ağustos 2015 yılında yayımladığı bir rapor, PKK'nın katliamlarda nasıl bir rol aldığını ayrıntılı biçimde gözler önüne serdi. Raporda Talal Raman isimli bir teröristin, tablet bilgisayarla Google Earth üzerinden bombalanacak noktaları ABD'li yetkililere ilettiği belirtildi. ABD'nin o dönem sözde DEAŞ'la mücadele kapsamında oluşturulan koalisyon güçlerinde görev alan PKK'lı teröristin, bombalanacak noktaların GPS koordinatlarını kırmızı ile işaretlediği, PKK unsurlarını ise saldırıya maruz kalmaması için sarı ile işaretlediği kaydedildi. Haberde Raman'ın istihbaratı ile caminin yanında bulunan bir evin bombalandığı ifade edildi. Her saldırıdan önce geri sayım yapıldığı, PKK militanlarının bulundukları bölgelerden ayrılmamalarının sağlandığı ve ardından hedefin vurulduğu kaydedildi. PENTAGON İTİRAF ETTİ Pentagon'dan yapılan açıklamada, ABD güçlerinin PKK/YPG ile istihbarat konusunda iş birliği yaptığını itiraf etmişti. Bir toplantı sırasında, Pentagon'un terör örgütü PKK/YPG'den edindiği istihbarat bilgileriyle bölgedeki Arap nüfusuna yönelik gerçekleştirilen sivil katliamların eleştirilmesi üzerine Kirby, terör örgütünü savunmuştu. PKK/YPG'nin DEAŞ'a karşı sahadaki en büyük müttefikleri olduğunu belirten sözcü, ABD güçlerinin araziyi ve bölgeyi bildikleri için PKK ile işbirliği yaptığını ifade etmişti. KATLİAM HÜCRESİ Geçtiğimiz günlerde New York Times, ABD'nin Suriye'de sayısız sivil katliamda vur emrini veren hayalet birimini açığa çıkarmıştı. "Talon Anvil" isimli askeri hücre, sözde DEAŞ'a karşı mücadele görevi sırasında Amerikan Predator ve Reaper SiHA'larından atılan 112 bin bomba ile kadın çocuk gözetmeksizin birçok masumu katletti. Hayalet birimde çalışan askerlerin ifadesine göre,çoğu zaman, ABD'nin bölgede eğittiği ve askeri teçhizatla donattığı PKK/YPG unsurlarından alınan istihbarat raporları, sivillerin katledildiği, resmi kayıtlardan dahi gizlenen ölümcül saldırılara temel oluşturdu.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'na tepki

Dışişleri Bakanı Sözcüsü Tanju Bilgiç, ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'nda Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadelesinin ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkılarının hakkaniyetle değerlendirilmediğini vurgulayarak, raporun bu konuda eksik ve ön yargılı olduğunu söyledi. ''120’DEN FAZLA MASUMUN ÖLÜMÜNE YOL AÇAN  TERÖR SALDIRILARINA YER VERİLMEMESİ KABUL EDİLEMEZ'' ''Türkiye, terörizme karşı mücadelesini terör örgütleri arasında ayrım yapmadan, hukuk temelinde yürütmekte, güvenlik-hak ve özgürlükler dengesini hassasiyetle gözettiğini belirten Bilgiç, şunları söyledi: ''Raporun Suriye bölümünde, PKK iltisaklı grupların ülkemizin Suriye’deki öncelikli terörle mücadele kaygısı olduğunun belirtilmesi, bu gruplar ismen zikredilmese dahi, SDG/PYD/YPG’nin PKK ile aynı olduğunun ikrarıdır. ABD’nin DEAŞ ile mücadele kisvesi altında destek verdiği sözde “SDG”nin PKK’nın güdümünde olduğunu ABD’li muhataplarımız da gayet iyi bilmektedir. Bu nedenle, PKK iltisaklı grupların Suriye’de hastaneler dahil sivilleri hedef alan ve son bir yılda 120’den fazla masumun ölümüne yol açan terör saldırılarının raporda yer bulmaması kabul edilemez. Diğer yandan, sözde “SDG”nin YTS’leri Suriye’de gözetim altında tutmasına atıf yapılan bölümde, uluslararası basınca da belirtildiği üzere örgütün YTS’leri rüşvet karşılığında serbest bırakmasına değinilmemiş olmasını da örgütün gerçek niyetlerini örtbas etme çabası olarak değerlendiriyoruz.'' ''FETÖ FAAL OLDUĞU HER ÜLKENİN GÜVENLİK VE İSTİKRARI İÇİN BİR TEHDİTTİR'' Raporda, Türkiye’nin hain terör örgütü FETÖ’ye karşı haklı ve meşru mücadelesinin, bu sinsi örgütün giriştiği kanlı darbe girişimi ve örgütlü suç faaliyetleri dikkate alınmadan önyargıyla değerlendirildiği söyleyen Bilgiç, sözlerine şu şekilde devam etti: ''FETÖ’nün acımasız bir terör örgütü ve suç şebekesi olduğu somut delillerle ve yargı kararlarıyla ortaya koyulmuştur. FETÖ, sadece ülkemiz bakımından değil, faal olduğu her ülkenin güvenlik ve istikrarı için de bir tehdittir. ABD’den beklentimiz, daha fazla gecikmeden ülkesindeki FETÖ mevcudiyetine ve faaliyetlerine son vermesi, FETÖ elebaşı dahil FETÖ mensuplarına melce sağlamaması, bu alanda Türkiye ile somut işbirliği yapmasıdır. Türkiye, ABD ve müttefiklerinden terörle mücadelede tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım beklentisini muhafaza etmektedir. Bunun dışında kalan tutum ve söylemler, terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi çabaları ve müttefiklik ilişkisinin ruhuyla bağdaşmamaktadır.''

2 yıl önce

Washington Post: “ABD iç savaşın eşiğinde”

Washington Post’un haberine göre, Amerika Merkezi Haberalma Servisi (CIA) için danışmanlık yapan ve görevi dünya üzerindeki ülkelerde yaşanacak çatışma olasılıklarını inceleyen “Siyasi İstikrarsızlık Görev Gücü” üyelerinden Kaliforniya Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Barbara F. Walter, ABD’nin, son beş yılda siyasal alanda yaşanan kutuplaşma ve ayrışma neticesinde, uluslararası ölçümlemelere göre iç savaşın eşiğinde olduğu uyarısında bulundu. Uzmanlığını iç savaş yaşayan ülkeler üzerine yapan CIA danışmanı Walter, diğer ülkeler için uygulanan CIA analiz parametreleriyle “Hiçbirimizin inanmak istemeyeceği kadar iç savaşın eşiğindeyiz” değerlendirmesinde bulundu. Amerikalı istihbarat uzmanı, “Eğer ABD’ye dışarıdan bir gözle bakacak olsanız, elinizdeki veri listesiyle, bu ülkenin bir iç savaşa doğru ilerlediğini tespit ederdiniz” değerlendirmesinde bulundu. SUİKASTLAR DAHİL SÜREKLİ ŞİDDET Yazıda ABD’nin Polity Index’inin de 10 üzerinde 5 puan ile “Kısmi Demokrasi” kategorisine düştüğü kaydedildi. CIA Danışmanı, ABD’nin mevcut durumunu “Kısmi Demokrasi ya da “Demokrasi ile Otokratik Yönetim karışımı (Omokrasi)” diye niteledi. Stockholm merkezli Uluslarararası Demokrasi ve Seçim Destek Enstitüsü’nün de ABD’yi “Gerileyen Demokrasi” sınıfına düşürdüğüne işaret edildi. Walter, “Ayaklanma” aşamasına geçildiğinde, CIA’in “Suikastlar dahil sürekli şiddet ortamı” değerlendirmesinde bulunduğuna dikkatleri çekti.

1 2 ... 25 26 27 28 29 30 31 ... 87 88