Son Dakika:
Yeniden Refah Partisi kurucu isimlerinden Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu partisinden istifa ettiğini duyurdu. Osmanoğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "14 Mayıs 2023 seçimlerinde OSMANOĞLU ailesi olarak Cumhur ittifakını desteklemek üzere, Hanedan Reisi Harun Abdülkerim OSMANOĞLU efendinin müsadeleri ve Dr. Muhammed Ali Fatih Erbakan beyin bilgisi dahilinde Yeniden Refah Partisi görevlerimden istifa etmiş bulunmaktayım..." ifadelerini kullandı. https://twitter.com/osmanoglu_79/status/1638633724181979136?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD Büyükelçisi Jeffry Flake'i makamında kabul etti.
ABD Kongresi, 1991'de Körfez Savaşı'nda Irak lideri Saddam Hüseyin'in kuvvetlerinin Kuveyt'ten çıkarılması ve 2002'de ise Irak'ın işgali için Başkan'a askeri güç kullanma yetkisi vermişti. ABD ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon güçleri 20 Mart 2003'te Saddam Hüseyin'in biyolojik silahlar ürettiği iddiasıyla Irak'ı işgal etmişti. ABD ve ona destek veren İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kararını beklemeden Irak'a 'istikrar ve demokrasi' getireceği iddia edilen Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu'nu başlatmıştı. Yüz binlerce sivilin hayatını kaybettiği, milyarlarca doların harcandığı bu askeri müdahale ülkede sivillerin bedelini ödeyeceği siyasi ve toplumsal kaosun yanı sıra terör örgütü DEAŞ'ın ortaya çıkmasına da zemin hazırladı. İşgale imkan veren yetkiyi iptal eden tasarı Senato'dan geçti Senato'da ABD Başkanı'na 1991 ve 2002'de Irak'a yönelik askeri güç kullanma imkanı veren 'Irak'ta Askeri Güç Kullanımı için Yetki (AUMF)' isimli yetkinin resmi olarak iptal edilmesine yönelik yasa tasarısının geçmesiyle ilgili nihai oylama yapıldı. Oylamada 66 milletvekili 'evet', 30 milletvekili ise 'hayır' oyu kullandı. Tasarıya destek veren senatörler oylama öncesi yaptıkları konuşmalarda Irak'ın işgalinin üzerinden geçen 20 yılda dünyanın değiştiğini belirterek Irak'ın artık ABD'nin önemli ortaklarından olduğuna vurgu yaptı. Biden'ın onayı gerekiyor Yetkinin yürürlükten kaldırılması için Temsilciler Meclisi ve Başkan Joe Biden'ın da onayından geçmesi gerekiyor. Senato Dış İlişkiler Komitesi son üç yılda iki kez yetkinin feshedilmesi için oy kullandı. Temsilciler Meclisi'nde 2021'de söz konusu tasarı oylanmış ancak Senato'da gündeme alınmamıştı. AUMF yetkisini son olarak eski ABD Başkanı Donald Trump, 2020'de İranlı General Kasım Süleymani'nin öldürüldüğü operasyon için kullanılmıştı.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, destek avına devam ediyor. Seçimlere 44 gün kala çeşitli saha çalışmaları yapan Kılıçdaroğlu, siyasi isimlerle görüşmelerini de sürdürüyor. Muharrem İnce ile görüşmesi sonrasında "Hoş geldiniz güle güle" sözleri ile uğurlanarak gündeme gelen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile bir araya geldi. 50 dakikalık görüşme sonrasında Sezer, "Başarılı olmasını diliyorum, destekliyorum" ifadelerini aktarırken, Kılıçdaroğlu da hedefine ulaşmış oldu. Bu sefer Abdullah Gül'ü seçti Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu seferki durağı ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül'e bir ziyaret gerçekleştirdi. Görüşme Gül'ün İstanbul'daki ofisinde gerçekleşirken, ziyarete ilişkin bir açıklama yapılmadı. Bir diğer yandan, Abdullah Gül masa adayını belirlemeden önceki süreçte ismi çok kez zikredildi. Muhalefet ittifakının aday belirleme sürecinde özellikle DEVA, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, Abdullah Gül'ün adaylığı için diretiyordu. Masa, Abdullah Gül gündemiyle birçok kez toplanarak görüşme gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler'deki 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Oturumu'na katılmak üzere geldiği New York'ta, Türkevi'nde bir grup Türk gazeteciyle dış politikadaki gelişmeler konusunda sohbet etti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Türkiye ziyaretiyle ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra Türkiye'yi ziyaret etmek isteyen Lavrov'un 6-7 Nisan'da yapacağı ziyarette, ikili ilişkilerin farklı boyutlarını görüşme imkanı bulacaklarını söyledi. TAHIL ANLAŞMASININ SÜRESİ Çavuşoğlu, depremler sonrasında Rusya'nın çok yardımda bulunduğunu hatırlatarak şu bilgileri verdi: "Geniş anlamda konuşacağımız konular var. İkili ilişkilerin yanı sıra tahıl anlaşmasının uzatılması var. Onunla ilgili perşembe günü (30 Mart) BM Genel Sekreteri ile de bir görüşme yaptık. Genel Sekreter, Türkiye'nin, özellikle Rusların şikayet ettiği bankaların ödemeleri gibi bazı konularda katkı sağlayıp sağlamayacağını sordu. Onun üzerinde çalışıyoruz. Rusya, tahıl anlaşmasının 60 gün uzatılmasına 'evet' dedi. 120 gün şu anda daha net değil, bunu konuşacağız." SURİYE KONULU TOPLANTI 3-4 NİSAN'DA Lavrov ile görüşmede Suriye, Libya ve diğer bölgesel konuların da ele alınacağını bildiren Çavuşoğlu, Suriye ile ilgili siyasi süreç, göçmenlerin durumu ve depremlerden sonra oraya yapılacak insani yardımların artırılması konularının değerlendirileceğini ifade etti. Çavuşoğlu, "Rusya'nın ev sahipliği ve kolaylaştırıcılığında Suriye ile bir angajman süreci başladı biliyorsunuz. Daha sonra İran da bu sürece dahil oldu. Bazılarınız Mısır'ı ziyaretimizde vardı ve Mısır'da sizlere bakan yardımcıları düzeyindeki toplantının ertelendiğini söylemiştik. Şimdi o toplantının tarihi netleşti. Bakan yardımcısı düzeyinde dörtlü toplantı, 3-4 Nisan tarihlerinde Moskova'da gerçekleşecek" dedi. MISIR'LA NORMALLEŞME Mısır ile normalleşme sürecinde de son zamanlarda hızlanma olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, ekonomik ve ticari ilişkiler konusunda şimdiye kadar zaten bir problem olmadığını, siyasi ilişkileri de tamamen normalleştirmek için gayret sarf ettiklerini söyledi. Çavuşoğlu, liderler düzeyinde görüşme için her iki tarafın da tarih üzerinde çalıştığını belirterek, bunun uzaması durumunda büyükelçilerin tekrar atanmasıyla ilgili bir karar alınabileceğini ifade etti. YUNANİSTAN'LA YAŞANAN GERGİNLİK VE KIBRIS MESELESİ Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Yunanistan ile ilişkilerde de olumlu bir hava yakalandığını söyleyen Çavuşoğlu, öncelikle bu olumlu havanın kalıcı olabilmesi için iki tarafın gerginliği artıran adımlardan kaçınması gerektiğini dile getirdi. Bakan Çavuşoğlu, "Anlaşamadığımız, üzerinde uzlaşamadığımız ya da çözemediğimiz tarihi sorunlar var. Bazıları karmaşık. Bunları çözme konusunda samimi bir çalışma ortamının olması lazım. Nasıl çözeceğiz, bu istişari görüşmeler artık istişari olmaktan çıkmalı, sonuç odaklı olmalı. Sorunların ne olduğu tespit edildi, dünyada herkes biliyor" diye konuştu. Kıbrıs meselesi kapsamında adanın etrafındaki hidrokarbon zenginliklerinin hakça paylaşımı sorununa değinen Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta kalıcı bir çözümün olmamasının her zaman bir gerginlik sebebi olduğunu söyledi. ABD'YLE YÜRÜTÜLEN F-16 GÖRÜŞMELERİ Bakan Çavuşoğlu, ABD ile Türkiye arasında devam eden F-16 süreci konusunda bir tıkanıklık olup olmadığı sorusuna, "Aslında tam bir tıkanıklık yok. Yönetimin samimi gayret sarf ettiğini biliyoruz. Türkiye'ye F-16 verme konusunda ya da mevcut uçakların modernizasyonu için gerekli kitleri verme hususunda kararlılar. Kongrede karşı olanlar var, ama yönetimin karşı olanlara yönelik de çaba sarf ettiğini biliyoruz. Olumlu neticeler olabileceğini de tahmin ediyoruz" yanıtını verdi. Çavuşoğlu, ABD'de Joe Biden yönetiminin F-16 konusunda öncelikli olarak Kongredeki itirazları kaldırması gerektiğini, Türkiye'ye F-16 uçağı satışına karşı çıkan Kongre üyelerine yönelik diyalogla çözüm üretilebileceğini dile getirdi. IRAK'TA DÜŞEN HELİKOPTER VE ABD'NİN PKK/YPG'YE VERDİĞİ ASKERİ DESTEK Suriye'nin kuzeydoğusundan kalkıp Kuzey Irak'ta düşen, PKK'lıları taşıyan helikopter konusundaki soruya karşılık Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "ABD'nin Suriye'de YPG/PKK'ya her türlü silah desteği, teçhizat desteği, eğitim desteği verdiği açık, aşikar. Bunu da zaten saklamıyorlar. Bir kılıfları da var, o da 'DEAŞ ile mücadele'. 'DEAŞ ile ne mücadele var?' diye sıkıştırınca, 'Hapishanelerde DEAŞ'lılar var, onlar nezaret ediyor, dolayısıyla o önemli.' diyorlar. Biz de 'Orayı boşaltalım, hepsini ülkesine gönderelim, sırf bunun için terör örgütü desteklenir mi?' diyoruz. Tabii bu helikopterlerin kime ait olduğu önemli. Kim satın almış, kim tahsis etmiş, kime kullandırtmış?" Bakan Çavuşoğlu, Suriye'nin kuzeydoğusundan kalkan helikopterlerden ABD'nin haberi olup olmadığı sorusunu, "Esas bu kısmı önemli. Bu helikopterleri kim, kimden satın aldı ve ondan sonra kime kullandırttı? Helikopteri kullanmak için nasıl eğitim verdiler teröristlere? Ama sonuçta o bölgenin hava sahası kimin kontrolünde? Amerika'nın. Dolayısıyla hava sahası benim kontrolümdeyse, bir dron da geçse, bir kuş da uçsa benim bilgim dahilindedir. Hava sahasını kontrol eden otoriteden izin almadan bir helikopterin kalkması mümkün değil" şeklinde yanıtladı.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde ABD Büyükelçisi Jeffry Flake'i, genel merkezdeki makamında kabul etti. İkili basına kapalı bir görüşme yaptı, bu görüşmenin detayları da açıklanmadı. "ABD'ye ders vermemiz lazım" Bu ziyaret, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dikkatini çekti. Bağcılar Ülkü Ocakları'nı ziyareti sırasında ABD’ye tepki gösteren Cumhurbaşkanı, büyükelçiye de görevini hatırlattı. “Amerika'ya bu seçimlerde bir ders vermemiz lazım.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Senin buradaki muhatabın Cumhurbaşkanı'dır" Joe Biden oradan konuşuyor, Biden'ın buradaki büyükelçisi ne yapıyor? Gidiyor bay bay Kemal'i ziyaret ediyor. Ayıptır, biraz kafanı çalıştır. Sen büyükelçisin. Senin buradaki muhatabın Cumhurbaşkanı'dır. "Kapılar kapandı, haddini bileceksin" Büyükelçi Flake'e kapıların kapandığı aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: Sen bundan sonra hangi yüzle Cumhurbaşkanı'ndan randevu isteyeceksin? Bizim kapılar kapandı ona, bir daha göremezsin. Niye? Haddini bileceksin. Büyükelçi olarak görevini bileceksin. Bir büyükelçi nasıl çalışır, bunu öğreneceksin. "Bu kapı öyle yolgeçen hanı değil, giremezsin" Bunu öğrenmediğin takdirde bu kapı öyle yolgeçen hanı değil, giremezsin. Onun için de inşallah 14 Mayıs'a iyi hazırlanıyoruz, iyi koşturuyoruz. Rabbimin de lütfuyla özellikle 6 milyonu aşkın gencimiz var. Bu gençlerimizin seçimlerdeki duruşu çok çok önemlidir."
Amerika Birleşik Devletleri'nin 'Süleyman Soylu' paranoyası tuhaf bir hâl almaya başladı. ABD Büyükelçisi Jeff Flake hakkında 'bazı Türk gazetecilere Soylu aleyhine yazı yazdırdığı' iddiasından sadece birkaç ay sonra Cumhuriyet gazetesi yazarları Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef alan 'SS' kitabını yayınladı. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı'na Nazi subayı göndermesi yapan kitabın işaretlerini bizzat Soylu vermiş ve geçtiğimiz şubat ayında ABD Büyükelçisi'ne seslenerek şöyle demişti: "Amerikan Büyükelçisi'ne buradan söylüyorum. Hangi gazetecilere yazı yazdırdığını biliyorum. Pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Çok net söylüyorum. Pis ellerini Türkiye'nin üzerinden çek. Neleri yaptırdığınızı, hangi adımları attırdığınızı, Türkiye'yi nasıl karıştırmak istediğinizi net bir şekilde biliyorum. O pis ellerinizi, o maskeli, sırıtan yüzlerinizi Türkiye'nin üzerinden çekiniz!" ABD destekli terör örgütü PKK'yı Türkiye topraklarında bitme noktasına getiren, bu örgütün uyuşturucu ağıyla yoğun bir mücadele yürüten ve PKK'nın siyasi uzantısı HDP'lilerin de 'ruh sağlığını bozan' Süleyman Soylu, Türkiye'deki Amerikan muhiplerinin sık sık saldırılarıyla karşılaşıyor. Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan, Süleyman Soylu nefreti konusunda Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri, PKK'lılar ve mafya eskisi Sedat Peker'le aynı düzlemde buluştu. ABD Büyükelçisi'nin tetikçisi oldukları iddiasıyla zor durumda kalan Cumhuriyet yazarları bugünkü Aydınlık gazetesinin de hedefindeydi. "GAZTENEKECİLERİN SİRARİŞ KİTABI" manşetiyle okurlarının karşısına çıkan Aydınlık'ta şu çarpıcı ifadeler kullanıldı: "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün ABD emperyalizmine karşı Türkiye'nin ön cephesinde kararlı mücadele yürütüyor. Amerika'nın piyonları olan PKK ve FETÖ'yü bastırma ve temizlemede tarihi görev yapıyor. Uyuşturucu ve suç örgütleriyle mücadeleyi başarıyla yürütüyor. CIA ve MOSSAD'ın avucunda olan Sedat Peker'in görevi şimdi, 'sipariş'le iş yapan 'gazeteci' Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'na verildi. Kara propaganda malzemeleri ellerine tutuşturuldu. İkiliye, Soylu'yu hedef alan bir kitap yazdırıldı. Halk, Soylu'yu seviyor ve Atlantik güçlerinin Soylu'yu hedef alan psikolojik harekâtında rol alanların ne yaptıklarının farkında. Soylu, terör partisi HDP’ye karşı da net tavrıyla biliniyor. HDP’nin PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu vurgulayan Soylu, TBMM’de Kasım 2022’de görülen bütçe görüşmelerinde HDP’lilerle tartışma yaşamış, bazı HDP’li vekillere, “Elini kaldırma, terörist bozuntusu terbiyesiz. Otur aşağıya! Sabah akşam polisi suçluyorsunuz, askeri suçluyorsunuz teröristler sizi. Otur aşağıya, Amerika’nın oyuncağı!” ifadelerini kullanmıştı. ABD VE İSRAİL’İN HEDEFİNDE Türkiye’nin güvenliği konusunda kararlı bir tavır gösteren Soylu, yıllardır ABD, İsrail, PKK, FETÖ, Türkiye’deki Atlantikçi muhalefet ve AK Parti’deki Amerikancıların hedefinde. Bu doğrultuda Bakan Soylu, iki kez ABD yaptırımları kapsamına alınarak hedef gösterildi. Soylu’ya yönelik ABD yaptırımlarının ilki Ağustos 2018’de açıklandı. Dönemin Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Pastör Andrew Brunson davası nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e yaptırım uygulama kararı aldığını bildirdi. İkinci yaptırım kararı ise Ekim 2019’da alındı. Eski ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye'ye yönelik yaptırımları kapsayan başkanlık kararnamesini imzalamıştı. Kararnamede İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez yaptırım listesine alındı. ABD Hazine Bakanlığının açıklamasına göre, Akar, Soylu ve Dönmez kara listeye alındı, ABD'de varlıkları donduruldu ve bu bakanlarla ABD'nin ya da ABD ile bağlantılı kurum ve kişilerin işlem yapmasına yasak getirildi. Emperyalizmin hedefindeki Soylu’nun İçişleri Bakanı olduktan sonra ABD'yi, terörü, uyuşturucuyu, tarikatları hedef alan faaliyetleri şöyleydi... TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İLE MÜCADELE 2023 yılının başında yapılan açıklamaya göre, yurt içindeki PKK’lı terörist sayısı 120 civarına düştü. Bu sayı 2016’da 2 bin 800 civarındayken, 2017’de bin 995’e, 2018’de bin 200’e, 2019’da 875’e, 2020’de 320’ye, 2021’de ise 180’in altına düşmüştü. Örgüte katılım da dibe vurdu. 2016’da örgüte 706 kişi katılırken bu sayı 2017’de 161’e, 2018’de 136’ya, 2019’da 130’a, 2020’de 53’e ve 2021’de 48’e düştü. 2016’dan beri PKK’nın çok sayıda üst düzey yöneticisi etkisiz hale getirilirken yurt içi ve yurt dışındaki operasyonlarda da kırmızı listenin üstü tek tek çizildi. BARIŞ’LARIN BATI MERKEZLİ HABERCİLİĞİ Oda TV’de yaptıkları haberlerle Türkiye karşıtı tavırlarını ortaya koyan Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, Şubat 2021’de buradan ayrılarak Cumhuriyet gazetesine geçtiler. Görev değişikliğiyle birlikte Halk TV’de de düzenli program yapmaya başlayan Barış’ların haberciliğini, Batı merkezli politikalar belirlemeye başladı. Barış’ların Soylu’yu hedef alan yayınları ilk değil. Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığı arttıkça Soylu’ya saldırılar da arttı. Terkoğlu ve Pehlivan önce Oda TV’de sonra da Cumhuriyet gazetesi ve Halk TV’de İçişleri Bakanı Soylu’yu her fırsatta hedef almaya başladı. Terkoğlu, 12 Ekim 2020’deki köşe yazısında Soylu’yu hedef alan bir yazı yazarak, “İçişleri Bakanı hangi cemaatten?” diye sormuştu. Bakan Soylu’nun cemaatlerle ilişkisi olduğunu öne süren Terkoğlu bu iddialarını Halk TV’den de yöneltmişti. DEMİRTAŞ’IN MEKTUP ARKADAŞI Barış Terkoğlu, Cumhuriyet’te 28 Ocak 2021’deki köşesinde terör tutuklusu Selahattin Demirtaş’ın mektubuna yer vererek Demirtaş’ı masumlaştırmış, onun “eleştirilerinin” haklı olduğunu belirtmişti. Demirtaş’ın terör örgütü PKK’yla bağını görmezden gelen Terkoğlu, yazısında çözüm sürecinin ardından Demirtaş’ın masanın altında kaldığını belirtmiş, hukuksuzca hapse mahkum edildiğini iddia etmişti. TÜRKİYE'YE NAZİ BENZETMESİ Terkoğlu, 11 Şubat 2021’deki yazısında da Türkiye’yi Nazi Almanyası’na benzeterek Milli Uzay Programı’nı hedef almıştı. Türkiye’nin milli sanayideki atılımlarını küçümseyen Terkoğlu, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı açıkladığı gün Boğaziçi Üniversitesi’nden bazı öğrencilerin karamsarlık yayan sosyal medya paylaşımlarını öne çıkararak Hitler döneminde de faşistlerin uzaya uçtuğunu ancak tutunamadığını söylemiş, Türkiye’yi de Nazi Almanyası olmakla suçlamıştı. MİT MENSUBUNU İFŞA ETTİLER Barış’ların Türkiye karşıtı haberciliklerinden biri de MİT mensubunu ifşa etmeleri olmuştu. 5 Mart’ta, Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenazesine ilişkin haber nedeniyle Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve gazeteci Hülya Kılınç tutuklanmış; OdaTV’ye erişimin engellenmesi kararı verilmişti.
CHP'de Ankara 1. bölge 3. sıradan terör sevici Okan Konuralp aday gösterildi. Konuralp daha önce terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı öven bir paylaşım yapmıştı.
