04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Muş'ta çocuklarını terör örgütünden kurtarmak isteyen ailelerin sayısı artıyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı evlat nöbetinin ardından Muşlu aileler de 7 Nisan'dan bu yana yaptıkları eylemlerini kararlılıkla sürdürüyor. Evlatlarına kavuşma ümidiyle çarşamba günleri HDP İl Başkanlığı binası önünde bir araya gelen ailelerin sayısı her geçen hafta artıyor. Kentte iki ailenin başlattığı oturma eylemine katılanların sayısı, bu hafta iki ailenin de katılımıyla 23'e yükseldi. Evlatlarına kavuşacakları günün hayaliyle yaşayan aileler, eylemlerinde hem terör örgütüne tepkilerini dile getiriyor hem de teslim olmaları için çocuklarına seslerini duyurmaya çalışıyor. "SAYIMIZIN ARTMASI BİZE MORAL OLUYOR" Oğlu Ersin Koçhan için eylem yapan Ayten Koçhan, AA muhabirine, çocuğunun 7 yıl önce Bursa'dan kaçırıldığını söyledi. Evlatlarına kavuşma ümidiyle her hafta HDP binası önünde ailelerle bir araya geldiklerini anlatan Koçhan, "Her geçen gün aile sayısı artıyor. Bu bizi mutlu ediyor. Oğlum, beni duyuyorsan gel teslim ol. Onların size faydası yok. Burada 23 aile olduk. Kar kış demeden evlatlarımızı burada bekleyeceğiz. Gelin devletimize teslim olun. Bayrak üstüne bayrak, devlet üstüne devlet olmaz yavrum, gel teslim ol. Beni görüyorsan kaç gel. Yolunuz yol değil, onlar sizi kandırıyor." diye konuştu. Naciye Sönmez Yıldız ise oğlunun 15 yaşındayken Bitlis'in Tatvan ilçesinde okurken kaçırıldığını belirtti. Evladını HDP'den isteyen Yıldız, "Burada her geçen gün aile sayımız artıyor. Her gün burada büyüyoruz. Her gün sesimiz artıyor. İki aile daha bize katıldı. Çocuğum orada, günah. Zavallı oğlum orada ne yapıyor? Bizim çocukların orada işi yok. Her gün oğluma dağda işkence yapıyorlar. Oğlumun babası yok." dedi. "KARDEŞİM GELENE KADAR BURADA OTURACAĞIZ" 2014'te kandırılarak dağa götürülen kız kardeşi Gülizar için eyleme yeni katılan Ayhan Karakaya da tepkisini ve talebini dile getirdi. Bulanık ilçesinden eyleme katıldığını belirten Karakaya, "Kardeşim, geri gel. Gelene kadar burada eylemimizi sürdüreceğiz. Kardeşim inşallah sesimi duyar gelir. İstanbul'da terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını biliyoruz. Kardeşimin evi İstanbul'daydı. 27 yaşında kaçırıldı. Burada ilk defa eyleme katıldım. Kardeşim gelene kadar burada oturacağız. Kardeşim sana sesleniyorum, evine gel." ifadesini kullandı. Kardeşi Atilla için eyleme katılan Ümit Özcan da ilk olarak HDP binası önünde Teker ailesiyle eyleme başladıklarını anlattı. O günden bu yana 21 ailenin daha kendilerine destek vererek eyleme katıldığını aktaran Özcan şunları kaydetti: "Kar, çamur yağmur demeden bu eyleme devam edeceğiz. Kardeşimi HDP ve PKK'dan istiyorum. Evlatlarımız gelene kadar eyleme devam edeceğiz. Allah devletimizden, sayın Cumhurbaşkanımızdan ve İçişleri Bakanımızdan razı olsun. İlk günden bu yana bize destek verdiler. Kardeşim, gel orası senin yerin değil. Senin yerin Türkiye Cumhuriyeti'nin yeridir. Devletine ve polisine teslim ol. Orası senin yerin değil. Seni orada kullanıyorlar. Her gün aile sayısı artıyor. Biz de mutlu oluyoruz. Bilsinler ki biz azalmıyoruz, gittikçe çoğalıyoruz."

2 yıl önce

Diyarbakır’da evlat nöbeti: Diyarbakır annelerinin oturma eylemine bir aile daha katıldı…

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 830. gününde sürüyor. Ankara'da 2015'te 20 yaşındayken dağa götürülen oğlu Macit için gelen baba Seyfetullah Taşkın da oturma eylemine dahil oldu. Oğlunun matbaada çalışırken HDP'liler tarafından kandırıldığını ve evladından bir daha haber alamadığını belirten Taşkın, oğluna kavuşmak için eyleme katıldığını söyledi. Sonuna kadar oturma eyleminde yer alacağını aktaran Taşkın, "Çocuğumu kim kandırıp götürmüşse onlardan istiyorum. Buradan sesleniyorum gelip devletin adaletine sığınsın." dedi. AİLELERDEN, 10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ AÇIKLAMASI Oturma eylemini sürdüren aileler adına 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla açıklama yapan baba Celil Begdaş, oturma eylemini sürdüren anne ve babaların haklarının verilmediğini söyledi. Begdaş, şunları kaydetti: "9 yaşındaki çocuğu dağa götürmek insan hakkı mıdır? Çocuklarımızın hakları nerede? HDP sokağa çıkmış insan haklarından bahsediyor. Ey HDP sende vicdan merhamet olsaydı gelip burada açıklama yapardın. Bu anne ve babaların suçu nedir? Çocuklarımız dağlarda perişan, biz burada perişanız ama HDP insan haklarından bahsediyor. Yeter artık, bu anne ve babalar nereye kadar ağlayacak?"

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, silahlı saldırıda öldürülen Tahir Güven'in ailesini ziyaret etti

Bakan Soylu, beraberinde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan, Belediye Başkanı Mehmet Yarka, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Erkan ile eski AK Parti İlçe Başkanı Cihan Güven'in 4 Aralık'ta otomobiline düzenlenen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden kardeşi Tahir Güven için Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı Ulaş köyünü ziyaret ederek, taziye dileklerini iletti. Ziyarette, Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi. Güven'in yakınlarına başsağlığı dileyen Soylu, Güven'i tanıdıklarını ve sevdiklerini söyledi. Güven'e Allah'tan rahmet dileyen Soylu, "Ülkemizin birçok vilayetinde bulunan, bizim de çok dostlarımız olan Meman aşiretinin kıymetli bir mensubuydu. Kalleş bir tuzakla katledildi." dedi. Sabırlı olmak gerektiğini aktaran Soylu, Allah'ın sabredenlerle beraber olduğunu anlattı. Soylu, şöyle konuştu: "Siz buralarda güçlü bir duruşun sahiplerisiniz. Her zaman size itimat ediyoruz. Hem Müslümanlığa hem milletimizin birliğine sarılan hem bu kadim coğrafyanın etrafındaki her yere huzur ve barış getirmesini temin etmeye çalışan, buradaki birçok dostumuzun varlığıyla bugün huzurun ve birliğin olduğu bir coğrafyadasınız. Diğerini Allah'ın izniyle biz çözeriz, çözüyoruz da. Kanı yerde kalmayacak, bunu da bilmenizi isteriz. Bu kalleşliği, bu büyük tuzağı kim yaptıysa devletimiz güçlüdür, bunun hesabını sormaya muktedirdir." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da menfur saldırı için büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanımızın taziye ve başsağlığı dileklerini iletmek istiyorum. Allah birliğimizi, beraberliğimizi daim etsin. Allah sabrı hiçbir zaman bizden eksik etmesin. Ne kadar birlik ve beraberlik içerisinde olursak bu zor süreci hep birlikte atlatabilme anlayışına sahip oluruz. Ve yapacağımız iş, sabırlı olmak, Kur'an-ı Kerim'e ve Allah'ın emirlerine sarılmaktır. Talimat net ve açıktır bize Cenab-ı Allah'tan. Geri kalan devletin işidir ve bu devlet bugüne kadar hiçbir şeyi eksik ve açıkta bırakmamıştır. Bu evin önüne böyle gelmek istemezdim, ama siz de ben de biliyoruz ki bu coğrafya çok zor süreçlerden geçti. Allah'a hamdolsun önemli zorluklar atlattık devletimizin, sizlerin kadim duruşu sayesinde. Şimdi bambaşka noktalardayız." Tahir Güven'in oğlu Ferzan Güven de ziyaret için teşekkür ederek, şöyle dedi: "Babam aşiretimizin onuruydu, gururumuzdu ama acımız büyük. Sayın Bakanım, siz TBMM bütçe komisyon toplantısından sonra failleri söylediniz. Orada birçok kişi huzursuz oldu. Bunu biliyoruz. Ben de onlara şunu söylüyorum, Sayın Bakanımız Türkiye'nin demir yumruğudur. Biz Meman aşireti olarak Bakanımızı ite, sırtlana yedirmeyiz." Her zaman devletin yanında olduklarını, devletin yanında yol almaya devam edeceklerini dile getiren Güven, "Evet acımız büyük ama yıkılmadık, yıkılmayacağız. Bir Tahir ağa gider bin Tahir ağa gelir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Muş'ta çocuklarını terör örgütünden kurtarmak isteyen ailelerin sayısı 24'e yükseldi

Çocuklarının dağa kaçırılmasından sorumlu tuttukları HDP'nin Muş il binası önünde her hafta çarşamba günü bir araya gelen aileler, bugünkü eylemde "Yavrumu verin bana", "Anneler direniyor", "Artık yeter, yakamızdan düşün", "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" ve "Evlatlarımızı vereceksiniz" yazılı pankartlar açtı. Çocuklarının fotoğraflarını taşıyan anne ve babalar, HDP aleyhine slogan attı, tepkilerini dile getirdi. Dağa kaçırılan kardeşi için eyleme yeni katılan Mustafa Çelik, gazetecilere, kardeşinin 27 yaşındayken İstanbul'da kaçırıldığını söyledi. Yıllardır kardeşini aradığını ifade eden Çelik, "22 yıldır kardeşimden haber alamadım. Hayatta ise bana ulaşsın, gelsin devlete sığınsın." dedi. Şemsettin Özcan da 35 haftadır yürüttükleri eyleme bir ailenin daha katılmasıyla sayılarının yükseldiğini belirtti. Kar kış demeden eylemlerini sürdüreceklerini aktaran Özcan, şunları kaydetti: "Biz çocuklarımızı HDP'den istiyoruz. HDP Kürt değil, Kürt olsa o da burada olurdu, gelip derdimizi sorardı. Çocuklarımızı götürüp satıyorlar. Onların çocukları çalışıyor, bizim çocuklarımız dağ başında. Bunu kabul etmiyoruz. Çocuğumuzu HDP'den alıncaya kadar burayı terk etmeyeceğiz. HDP arada bize haber gönderiyor, 'niye oraya gidiyorsunuz' diyor. Sesimizi duyuyorsanız gelin teslim olun. Sizi kandırıp götürmüşler. Türkiye'de tek bir bayrak var. Bunlar bizi Suriye gibi yapmak istiyor." Anne Ayten Koçhan ise "Bu hafta eyleme yeni katılan aile ile sayımız 24'e yükseldi. Oğlum sizleri bekliyoruz. Çocuklarımızı istiyoruz. Siz gelene kadar burada bekleyeceğiz. Gelin, korkmayın, teslim olun. Yeter artık anne ve babalar ağlamasın." diye konuştu. Terör örgütünden kaçan Ö.S, annelere destek verdi İstanbul'da 2014 yılında kandırılarak dağa götürülen ve 2018'de terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 23 yaşındaki Ö.S. de ailelere destek vererek, teröristlere teslim olmaları için çağrıda bulundu. Çadırı ziyaret eden Ö.S, eyleme katılan annelerin elini öptü. Terör örgütünde bulunduğu dönemde işkence gördüğünü anlatan Ö.S, "Bir sürü şey söylüyorlar 'devlet, işkence yapıyor' gibi. Hiçbiri yok. Ben 3 yıldır dağdan geldim ailemin yanındayım. Dağdaki gençlere sesleniyorum; Annenizin yanına gelin. Anneniz, babanız perişan oluyor. Anne babanızı üzmeyin. Dağdayken gördüğüm işkence nedeniyle psikolojim bozuldu." ifadelerini kullandı. Dağa gittiği ve ailesini üzdüğü için pişman olduğunu dile getiren Ö.S, şunları söyledi: "Sizin için yanan burada gördüğünüz anne ve babalar, başka kimse değil. Dağda ayaklarım zincirdeydi ve 8 kişi beni döverek hücreye soktu. Günde sadece bir defa yemek veriyorlardı. Dağda yanımda 20'den fazla insan vardı ve hepsi geri gelmek istiyordu. Orada cinsel taciz var, ben kendi gözümle gördüm. 10 dakikadır burada anneleri dinliyorum, ciğerim yanıyor."

2 yıl önce

SOHAYKO'dan skandal hamle: Asiye'nin ailesine dava açtılar

Dört yaşındaki Asiye Ateş'in Gaziantep Beştepe Mahallesi'nde, 22 Aralık günü oturdukları sitenin bahçesinde oynarken iki pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğraması sonrasında dehşet veren olaya tepkiler her geçen gün büyüdü. Saldırı sonrasında devlet sokak hayvanlarıyla ilgili alınması gereken önlemler konusunda harekete geçerken çeşitli kuruluşlardan da olayla ilgili açıklamalar yapıldı. Bu kuruluşlardan biri de SOHAYKO Derneği oldu. Dernek sosyal medya üzerinden bir açıklamada bulunarak olayın sorumlusunun Asiye'nin ailesi olduğunu ve aile hakkında şikayetçi olacaklarını duyurdu. Açıklamanın tamamı şöyle: 'ASİYE'NİN DIŞARIDA NE İŞİ VARDI?' “Tekrarlıyoruz.. Gaziantep'te 4 yaşındaki asiye kızımızın evinde süt içmesi çizgi filim izlemesi gerekirken yanında annesi babası olmadan basket sahasında bu köpeklerle ne işi vardı? 'KÖPEKLER NEDEN BİRDEN BİRE SALDIRDI?' Basket sahasına köpeklerle birlikte güle oynaya giren bu köpeklerle sarmaş dolaş fotoğrafları olan asiye kızımıza köpekler neden birden bire saldırdı? 'KÖPEKLERİ KİM TAHRİK ETTİ?' Kim köpekleri Asiye'nin üzerine kışkırttı? Kim bu köpekleri tahrik etti? O sırada anne baba neredeydi? Neden ulusal basın ve tüm haber kanalları Asiye'nin kendi halinde oyun oynarken sahipsiz sokak köpeklerinin saldırısına uğradığını iddia etti? Asiye'nin hayatını tehlikeye atan sorumsuz anne babadan, köpekleri ağızlıksız dolaştıran o sırada Asiye'yi köpeklerin yanına sokan kişilerden, Derneğimiz ve dernek başkanımızı tehdit eden hakaret eden tüm kendini bilmezlerden şikayetçi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.. Bizi susturamayacaksınız..”

2 yıl önce

Diyarbakır anneleri, 250'nci ailenin katılımıyla düzenledikleri yürüyüş ile terör örgütü PKK'ya tepki gösterdi

Evlat nöbeti tutan aileler, Hakkari'den 7 yıl önce kandırılarak dağa götürülen kardeşi Nurettin Timur için Diyarbakır'a gelen ağabey Adil Timur'u şehirler arası otobüs terminalinde, ellerinde Türk bayrakları ile karşıladı. HDP il binası önüne giderek oturma eylemine dahil olan Adil Timur, gazetecilere, kardeşinden 7 yıldır haber alamadıklarını söyledi. Kardeşine kavuşmak istediğini ifade eden Timur, "Annem vefat ettikten bir yıl sonra kayboldu ve kendisinden haber alamadık. Kardeşim gelene kadar oturma eyleminde yer alacağım. Onu almadan buradan gitmeyeceğim. Beni görüyor ve duyuyorsa, güvenlik güçlerine teslim olsun. Sıcak yuvasına kavuşsun." dedi. Oturma eylemini sürdüren aileler de terör örgütü PKK'ya tepkilerini dile getirerek, çocuklarına, güvenlik güçlerine teslim olmaları çağrısında bulundu.  Ailelerden teröre tepki yürüyüşü Aileler "Teröre geçit yok" sloganıyla teröre tepki yürüyüşü gerçekleştirdi. HDP il binası önünde başlayan ve Turgut Özal Bulvarı'nda devam eden yürüyüşte aileler, ellerinde Türk bayrağı ve çocuklarının fotoğrafı ile "Çocuğun dağda ne işi var?", "HDPKK geçit yok", "Artık yeter, düşün yakamızdan" ve "250 aile olduk" yazılı dövizler taşıdı. "Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez", "Annelerin isyanı PKK'yı yenecek" sloganları atan ailelerin yürüyüşü, HDP il binası önünde sona erdi.  Ailelere destek ziyaretinde bulunan Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu, oturma eylemine 250'nci ailenin katıldığına işaret ederek, ailelerin burada kutsal bir mücadele verdiğini aktardı. "Çocukları alıp dağa götürerek, onları kandırarak bir yere varılmaz. Dağdaki çocuklarımızın, ailelerinin yanında olup eğitimlerine devam etmeleri gerekiyor." diyen Beyoğlu, ailelerin dünyaya bir mesaj verdiğini kaydetti. Beyoğlu, her zaman ailelerin yanında olduklarını ve onları desteklediklerini ifade ederek, "Dağda hiçbir çocuk kalmasın. Çocukların yeri dağ değil, sıcak yuvaları, anne ve babalarının yanıdır." diye konuştu.

2 yıl önce

İBB'de Diayder skandalı: Aldıkları maaşları PKK'lı ailelere vermişler

PKK/ KCK'nın amaçları doğrultusunda faaliyet yürüttükleri iddia edilen Din Âlimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyesi 23 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüphelilerin "Silahlı terör örgütüne üye olma" ve "Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından 3,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisleri istendi. Söz konusu soruşturma hakkında edindiği bilgileri sosyal medya hesabından paylaşan TRT Haber muhabiri Hamza Çifti, "PKK propagandası yapan Din Adamları Yardımlaşma Derneği üyeleri hakkında iddianame hazırlandı. Derneğin İBB’ye eleman yerleştirdiği tespit edildi. Bu elemanların maaşlarının bir kısmını derneğe verdiği ayrıca İBB’nin market kartlarını PKK’lıların ailelerine dağıttığı öğrenildi." dedi. Örgütün İBB el değiştirdikten sonra belediyeye sızdığını belirten Çiftçi, "Dernek üyeleri derneğin referansıyla İBB’ye gassal olarak sokuldu. Bu gassallar da dolaylı yoldan PKK’yı destekliyordu. Çünkü maaşlarının 4’te 1’ini derneğe aktarıyordu." dedi.

2 yıl önce

Annelerini evlatlarından ayıran HDP ve PKK ortaklığına karşı ailelerin nöbeti devam ediyor

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutan ailelerin nöbeti 857’nci gününde de sürerken, terör örgütü PKK tarafından zorla dağa kaçırıldığı iddia edilen Zübeyde’nin annesi Esmer Koç, kızına ’geri dön’ çağrısında bulundu. Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 2013’te dağa kaçırılan kızı Zübeyde Koç için eyleme devam eden anne Esmer Koç, evladının yaşayıp yaşamadığını bilmediğini belirterek, kızını almadan eylemden vazgeçmeyeceğini söyledi. Çocuğumu PKK ve HDP kandırıp dağa kaçırdı 2 yıldır evlat nöbetinde olduğunu aktaran anne Koç, "HDP ve PKK’nın milisleri kızımı kandırıp PKK’ya verdiler. 8 yıldır aramadığım ve sormadığım kapı kalmadı. Öldü mü, kaldı mı bilmiyorum. Ben evladımı istiyorum, onun için buradayım” diye konuştu.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 30 31