05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Diyarbakır Anneleri: Oturma eylemine bir aile daha katıldı

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 864'üncü gününde sürüyor. Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden, 17 yaşında dağa götürülen oğlu Enes için gelen anne Çiğdem Adak da oturma eylemine dahil oldu. Anne Adak, gazetecilere, oğlunun tekstil sektöründe çalışırken dağa götürüldüğünü belirterek, evladına kavuşmak istediğini söyledi. Çocukların ve gençlerin kandırıldığını dile getiren Adak, "Çocuğumu HDP'den istiyorum." dedi. Adak, oğluna seslenerek, "Oğlum korkma her zaman devlet yanımızda. Bir yolunu bul, kaç gel. Çocuklarımızı kandırmasınlar, ellerini çocuklarımızın üzerinden çeksinler. Çocuğumu geri istiyorum." diye konuştu.

2 yıl önce

Annelerin evlat nöbeti büyüyor: 1 aile daha katıldı

PKK'nın HDP aracılığıyla çocuklarını dağa kaçıran aileler zorlu koşullara rağmen mücadelelerini sürdürüyor. Annelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 870'inci gününde kar yağışı altında sürüyor. Kars'tan 16 yaşındayken 2014'te dağa kaçırılan oğlu Yahya'ya kavuşmayı ümit eden anne Kandile Yürek de oturma eylemine dahil oldu. Yürek, yaklaşık 8 yıldır oğlundan haber alamadığını anlatarak, evladı için sonuna kadar eylemi sürdüreceğini söyledi. Kandırılarak kaçırılan oğlunu geri istediğini ifade eden Yürek, şöyle konuştu: "Oğlum geri gel, senin yerin evin. Bütün aile senin için yandık, ciğerlerimiz yanıyor. Ben bir anneyim, ciğerim yanıyor, kor ateş var ciğerimde. Evladımı HDP'den istiyorum. Çocuklarımızı geri versinler. Çocuğumun kaçırılmasından onlar sorumlu, başka kim götürebilir."

2 yıl önce

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinde bir aile daha evladına kavuştu! Evladına kavuşan aile sayısı 34'e ulaştı… Bakan Soylu: Annelerin cesareti ve kararlılığı, tüm terör örgütlerini ÇÖ-KER-TE-CEK

İçişleri Bakanlığı koordinesinde Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen ikna çalışmaları neticesinde; PKK terör örgütünden kaçan 1 örgüt mensubu daha bugün güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan örgüt mensubunun ailesi, 870 gündür Diyarbakır’ da devam eden Evlat Nöbetindeki aileler arasında bulunuyor. Sürdürülen ikna çalışmaları sonucunda, 01 Ocak 2022 tarihinden itibaren teslim olan örgüt mensubu sayısı 5’e yükselirken, “Evlat Nöbeti”nde 34’üncü buluşma gerçekleşmiş olacak.  Soylu: Annelerin cesareti ve kararlılığı, tüm terör örgütlerini çökertecek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinde 34. buluşmanın gerçekleştiğini duyuran Bakan Soylu, paylaşımında, "Diyarbakır’da 870 gündür devam eden Evlat Nöbeti'nde, bu yılın ilk güzel haberi: Evlat Nöbetinde 34. buluşma Diyarbakır Aileleri arasındaki Yıldırım ailesi de, evladına kavuşuyor. İnşallah devamı gelecek. Annelerin cesareti ve kararlılığı, tüm terör örgütlerini ÇÖ-KER-TE-CEK" ifadelerini kullandı. 

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'dan kaçıp teslim olan 2 örgüt mensubu, aileleriyle buluştu

Fransa'dan 2017 yılında PKK'ya katılan örgüt mensubu ile 2014'te İstanbul'dan terör örgütüne katılan ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan aranan kadın örgüt üyesi, ikna çalışmaları sonucu Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaparak, Silopi Emniyet Müdürlüğü'ne teslim oldu. Soruşturmaları Batman İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce yapılan örgüt mensupları, aileleriyle buluşturuldu. Örgüt mensupları, emniyette verdikleri ifadelerinde, çeşitli vaatlerle kandırılmaları sonucu PKK/KCK silahlı terör örgütüne katıldıklarını, yaşı küçük çocukların kandırılıp örgüte katılmalarının sağlandığını söyledi. Örgüt üyesi, ifadesinde, "Örgüt içinden çok defa kaçmaya teşebbüs ettik fakat örgüt tarafından yakalanarak aylarca tutsak kalarak, aç ve susuz bırakıldık. Zor koşullara rağmen sonunda örgütten kaçmayı başararak Batman Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla güvenlik güçlerine teslim olduk. Terör örgütünden kaçma arayışında olan birçok örgüt mensubu var fakat örgütün yapacağı işkence ve verecekleri infaz gibi ağır cezalar ile aç ve susuz bırakılacaklarından dolayı korkuyorlar. Örgütten kaçma arayışı içinde olanların korkmamaları, ailelerin de çocuklarına sahip çıkmaları gerekiyor. Örgütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhinde söylediği beyanların hiçbiri doğru değil. Devlet görevlileri çok sıcak karşıladı. Batman Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polisler çok iyi davrandı. Vermiş olduğumuz bu kararla çok mutluyuz" dedi.

2 yıl önce

Ailesi yabancı uyruklu bir kişi tarafında gasp edildiğini söylemişti! Berkay Köklü: “gasp edilmedim”

“GASP EDİLMEDİM” Berkay Köklü’nün hastanede ifadesi alındı. İfadesinde “Ben gasp edilmedim. O gün ben kıyafetlerimi çıkarıp bir köşeye koydum. O sırada biri almış” dediği öğrenildi. Şüphelinin de ifadesinde montu yol kenarında gördüğünü ve üşüdüğü için giydiğini söylediği belirtildi. Montun cebinde cep telefonunu da fark edince satmaya çalıştığını ifade ettiği kaydedildi. Şüpheli ifadesinin ardından hırsızlık suçundan adliyeye sevkedildi. Ancak savcılık ifadesinin ardından serbest kaldı. Şüphelinin oturma izni olmadığı için sınır dışı edileceği belirtildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, 'Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Toplantısı'nda konuştu: Her gayrete, desteğe açığız

Bazı dönemlerde "Biz getiriyoruz, hakimler ve savcılar serbest bırakıyor." eleştirisinin yapıldığını söyleyen Soylu, "Öyle değil arkadaşlar, dosyayı tamamlamak zorundayız. Herkes görevini yapacak. Cezaevindeki uyuşturucudan tutuklu sayısı 35-36 bindi, bugün 100 bini aştı. Dosyamızı en iyi anlamda oluşturacağız, sonra yargının önüne getireceğiz. O yukarıdan aşağıya bakacak." dedi. Süleyman Soylu, çok sayıda kulvarda aynı anda koşmak durumunda bulunduklarını, karşı karşıya kalınan suçlarla ilgili analiz çalışmalarının yapıldığını ifade etti. Suç Önleme Ofislerinin kurulacağını bildiren Soylu, önleyiciliğin nasıl olacağının ortaya konulduğunda Türkiye'de huzurun ve sükunun sürekli millet lehine geliştiği tablonun elde edileceğini vurguladı. Telefon üzerinden yapılan dolandırıcılık suçlarının üzerinde çalışıldığını kaydeden İçişleri Bakanı Soylu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) bu konuda 1 Mart'ta yeni bir karar alacağını ve bu kararın herkesi rahatlatacağını dile getirdi. "Ben şikayetçi değilim diyenleri de takip ediyoruz" Kadına yönelik şiddet konusunda önemli adımlar atıldığının altını çizen Soylu, kolluk birimlerine gecikmesi sakınca bulunan durumlarda koruyucu ve önleyici tedbir alma yetkisi verildiğini hatırlattı. Halen 499 kişinin elektronik kelepçeyle izlendiğini aktaran Bakan Soylu, Kadın Acil Destek (KADES) Uygulaması'nı cep telefonuna yükleyen kadın sayısının 3 milyonu aştığını açıkladı. KADES'in birçok olayın yaşanmadan önlenmesini sağladığını bildiren Soylu, "Sadece bize intikal eden değil, intikal edip de 'Ben şikayetçi değilim.' diyenleri de takip ediyoruz. Bunu bir hukuki, idari prosedür olarak görüyor değiliz. Bunu bir insanlık meselesi olarak görüyoruz. Buna belki korkmuştur, endişe etmiştir, kendisine o anda bir şey söylenmiştir anlayışıyla bakıyoruz." diye konuştu. Süleyman Soylu, KADES üzerinden yapılan 169 bin ihbarın asıllı olduğunu, tehlike fark edilerek olaylara müdahale edildiğini anlattı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için adımların atılmasına devam edileceğine işaret eden Soylu, "Meselenin her yönüyle ilgileniyoruz, her aracı kullanmaya çalışıyoruz. Tüm aktörlerle, tüm paydaşlarla sürekli yeni çözümler üretmeye çalışıyoruz. Sonuç almak için büyük gayret gösteriyoruz. Bizim sonucumuz şu, sıfır tolerans, sıfır şiddet. Buna biz ulaşmak zorundayız." dedi. Soylu, 2017'de kadın cinayeti sayısının 353 olduğunu, 2021'de bu rakamın 307 olduğunu bildirdi. "Her gayrete, desteğe açığız" İhbarların daha kolay yapılabilmesi için yeni uygulamaların hayata geçirildiğini hatırlatan Bakan Soylu, şöyle devam etti: "Bu konuda ne kadar adım atmak gerekiyorsa o kadar adım atılacaktır. Bir kadının şiddet görmesine, eziyet çekmesine, can güvenliğinden endişe etmesine gönlümüz de razı değil, sorumluluğumuz da buna imkan vermez. Buradaki samimi her gayrete, desteğe, istişareye kapımızın açık olduğunu ifade etmek isterim." Yaşanan olaylara ilişkin hazırlanan haberlerde kullanılan dilin önemine değinen Soylu, bu konuda gazetecilerin de sorumlu olduğunu, tahrik edici değil problemleri ortadan kaldırıcı bir dil kullanılması gerektiğini söyledi. Soylu, "Failin yakalanmış görüntüsü verilirken, kendini haklı gösteren, hatta sanki asıl mağdur kendisiymiş, haksızlığa uğramış gibi yaptığı açıklamaları vermek doğru değildir." dedi. "Karı kocayı barıştırmak en büyük sevaptır ama cinayet en büyük günahtır." diyen Soylu, şiddetin tekrarlanabileceğini, tedbirin alınması ve mağdurun korunması gerektiğini vurguladı. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin uzmanlık gerektirdiğine dikkati çeken Soylu, emniyet ve jandarma birimlerinde bu alanda görev yapanların belli dönem süresince görev yerlerinin değiştirilmemesi gerektiğini kaydetti.

2 yıl önce

Muş'ta çocukları PKK'lı teröristlerce kaçırılan aileler HDP önündeki eylemini sürdürdü

Çocuklarına kavuşma ümidiyle Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme destek veren aileler, her hafta çarşamba günü yaptıkları eylemi devam ettirdi. HDP il binası önünde bir araya gelen aileler, "Yavrumu verin bana", "Anneler direniyor", "Artık yeter yakamızdan düşün" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" yazılı pankartlar açtı. Çocuklarının fotoğraflarını ellerinden düşürmeyen anne ve babalar, evlatlarına teslim olmaları çağrısında bulundu. Aileler, eylemin ardından, slogan atarak partililere tepki gösterdi. Oğlu için eylem yapan baba Zeki Budak, gazetecilere, 8 yıldır çocuğunu aradığını söyledi. Diyarbakır, Muş'ta ve dünyanın neresinde olursa olsun eylemi sürdüreceğini ifade eden Budak, şöyle konuştu: "21 Eylül 2014'ten bu yana oğlumu HDP kaçırıp, PKK'ya teslim etmiş. Yıllardır oğlumu arıyorum bulamadım. Nereye gittiysem kapılar üstüme kapandı. HDP'ye, bu vicdansızlara soruyorum, bu parti başkanlarına soruyorum. Acaba oğlunuz 8 yıl değil de 8 gün yanınızdan ayrılırsa siz ne yapasınız? Ben 8 yıldır uyku uyumuyorum, bayram yapmıyorum. Oğlumu büyütene kadar neler çektim. Oğlum beni duyuyorsan gel ben hayattayken seni göreyim. Ben hayattayken seni evlendireyim, çocuk sahibi yapayım. Eğer imkanın varsa kaç gel. Nerede olursan ol gelemiyorsan bana telefon et gelip seni alayım. Canım pahasına olsun gelip seni alırım." Anne Gülbahar Teker de "Eyleme devam ediyorum. Biz gitmiyoruz, burada kalmakta kararlıyım. Tüm çocuklar dağdan gelinceye kadar eylemi sürdürmeye kararlıyım. 3 senedir Diyarbakır'da, burada eylemimi sürdürüyorum." dedi. Anne Ayten Koçhan da 42 haftadır eylemlerini sürdürdüklerini belirtti. Çocuklarına kavuşmanın hayalini kurduklarını anlatan Koçhan, "Oğlumdan 7 yıldır haber alamıyorum. Oğlum beni duyuyorsan, görüyorsan dön devletine teslim ol. Devlet arkamızda. Bayrak bayrağın üzerine olmaz. Gelin teslim olun, onlar sizi kandırıyorlar. Siz gelene kadar burada eyleme devam edeceğiz. Hiçbir yere gitmiyoruz. Ne soğuk, ne kar, ne kış demeden buradayız." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Evlat nöbetindeki ailelerden Avrupalı Büyükelçi'ye zor soru: Çocuğun 1 saat gelmese ne yaparsın?

Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Danny Annan, Diyarbakır'da yaklaşık 2,5 yıldır terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocukları için HDP İl Binası önünde oturma eylemi yapan aileleri ziyaret etti. Avrupa'nın terör örgütü ile HDP'ye verdiği desteğe dikkat çeken aileler, Annan'a sitem ederek, PKK ve HDP'nin Kürtler için mücadele etmediğini söylediler. Büyükelçi Annan'a, eylemleriyle ilgili bilgi veren ailelerden Süleyman Aydın, "Burası il başkanı değil. Burası Kandil'in şubesidir. Biz eyleme başladıktan sonra kepenk kapatıp giden HDP olmazsa PKK'da olmaz" dedi. HDP'lilerin Kürtler için mücadele etmediğini vurgulayan Aydın; "Yalan söylüyorlar. Ben de Kürdüm, kesinlikle bunlar bizim için mücadele etmiyorlar. Kürtler için mücadele etmiş olsaydı, Kürtlerin çocukları dağda olmazdı." dedi. "Size soruyorum" düye sözlerini sürdüren acılı baba Aydın; "HDP milletvekillerinin çocukları Avrupa'da okuyor, Brezilya'da tatil yapıyor. Bu gördüğünüz anne ve babaların çocuklarını da mağaralarda ölüme mahkum etmişler. Yaklaşık 3 yıldır bu kapıdayız, neden bu feryadımızı görmüyorlar? Size soruyorum? bizim çocuklarımız insan değil mi? Onlara insan hakları yok mu? Bunlar hepsi mağdur Kürt anne ve babalarıdır. Sizin çocuğunuz var mı? Senin çocuğun bir saat eve gelmezse ne yaparsın? Sizden rica ediyoruz, bu anne ve babaların durumunu ülkenizde anlatın!" ifadelerini kullandı.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 30 31