Son Dakika:
İstanbul’un Taksim semtinde yer alan İstiklal Caddesi’nde dün saat 16.20 sıralarında bombalı saldırı gerçekleştirildi. Hain saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 6 kişi yaşamını yitirdi, 81 kişi de yaralandı. 10 BUÇUK SAAT İÇİNDE YAKALANDI İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, dün 16.20’de gerçekleşen saldırı sonrasında incelediği 1200 güvenlik kamerası kayıtlarından yola çıkarak bombayı koyan kadın şüphelinin kimliğini ve saklandığı yeri tespit etti. Ekipler, bombayı koyan şüpheliyi 10,5 saat içerisinde düzenledikleri operasyonla gözaltına aldı. SAĞLIK KONTROLÜ İÇİN HASTANEYE GETİRİLDİ Operasyonlarda gözaltına alınan aralarında saldırının faili olduğu tespit edilen terörist kadının da olduğu 8 şüpheli sabah saatlerinde Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildi. Şüpheliler daha sonra sorgulanmak üzere emniyet müdürlüğüne götürüldü. Sağlık kontrolü sırasında polis ekipler hastane çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. 48 ŞÜPHELİ GÖZALTINDA Ekipler, saldırıyla ilgili şu ana kadar çoğu Suriyeli, 37’si yabancı uyruklu 48 şüpheliyi yakaladı. Ekiplerin terör saldırısıyla ilgili operasyonları devam ederken, gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor. İYİ PARTİLİ ÇIRAY’DAN ALGI YARATMA ÇABASI Polis ekipleri saldırıya ilişkin operasyonlarına devem ederken İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, terörist kadının hastanedeki işlemleri sırasındaki görüntülerin kırpılmış halini sosyal medya hesabından yayınladı. Teröristi yalnızca iki polisin hastaneye götürdüğünü öne süren Çıray, toplumda güvenlik algısıyla ilgili algı operasyonuna kalkıştı. https://twitter.com/alierenaygn61/status/1592294278847672320?s=46&t=SSeRqApHK2SRSgAC_-gpRg “HASTANEYE 2 POLİS GÖTÜRÜYOR” YALANI Çıray paylaşımında “Bu kadar tehlikeli bir teröristi adli muayene için kalabalık bir hastaneye 2 polis götürüyor. Sonra da sadece bir kadın polis, suçluyu sokaktan yaya olarak uzun bir mesafe katederek karakola götürüyor. Kaçırılsa vicdan azabı duymayacak mısınız?” ifadelerini kullandı.
Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla terör örgütlerinin algı operasyonuna destek verdi. Taksim’de geçtiğimiz günlerde düzenlenen 6 kişinin vefatı ve 81 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan terör saldırısının faili Ahlam Albasir ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği iddia edilen MHP Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan üzerinde düzenlenen algı operasyonuna Dilipak’tan destek geldi. DİLİPAK'TAN ALGILARA DESTEK Dilipak dün akşam yurt dışından fonlanan T24’ün yaydığı; ‘MHP’li İlçe Başkanı teröristle üzerine kayıtlı telefonla görüşme gerçekleştirdi’ haberine ilişkin yaptığı paylaşımda, İçişleri Bakanlığının failin uyruğunun Suriyeli olduğunu açıklamasının aksine Somalili olduğunu da savundu. Dilipak paylaşımında, “Haydaaaa. Ne oluyor. Daha neler duyacağız..” ifadelerini kullandı. DÜN NELER YAŞANDI? Dün gün içerisinde servis edilen bir haberde Şırnak’ta MHP Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan’ın kendi üzerine kayıtlı bir telefon numarasıyla Taksim saldırganı Ahlam Albasir ile sürekli iletişim halinde olduğu ileri sürülmüştü. Ortaya atılan iddianın ardından basın açıklamasında bulunan İlhan, iddiaları yalanlamış ve hukuki süreci başlatacağını açıklamıştı.
Milli Savunma Bakanlığı, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyine teröristler tarafından Türkiye'ye saldırılarda üs olarak kullanılan bölgelere Pençe-Kılıç hava harekâtı icra edildiğini açıkladı. Sınır ötesinden gelen terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak, terörü kaynağında yok etmek maksadıyla, Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 51'inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakları doğrultusunda gerçekleştirilen harekatta da gerek planlama gerekse icra aşamasında çok hassas davranıldı. Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kılıç Hava Harekatı'nda toplam 89 hedefin imha edildiğini, sözde örgüt yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi. İŞTE TERÖRÜN FİNANSÖRÜ BATI'NIN BASINI! Türkiye'nin teröristlere yönelik harekatı, dünyada büyük ses getirdi. Terör örgütlerinin en büyük destekçisi olan Batı ülkelerinin basın organları, operasyona ilişkin yaptıkları haberlerde ikiyüzlülüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Amerikan The Wall Strett Journal: "Türkiye, İstanbul Bombardımanının Ardından Irak ve Suriye'deki Kürt Hedeflerini Vurdu" PKK'YI GÖRMEZDEN GELİP OPERASYONU ALGI MALZEMESİ YAPTILAR! Yapılan haberlerde, PKK'nın adını kullanılmayarak, "Kürt militan" ya da "Kürt hedefleri" ifadelerine yer verdi. İngiliz BBC: "Türkiye'nin Kürt saldırıları: Pençe-Kılıç Operasyonu militan üsleri hedef alıyor" Avrupa Birliğinin yayın organı Euronews: "Türkiye, İstanbul bombalamasından sonra kuzey Suriye ve Irak'taki Kürt hedeflerine saldırdı" İngiliz The Independent: "Türkiye, İstanbul sokak bombalamasından sonra Suriye ve Irak'taki Kürt hedeflerine saldırdı" İSTİKLAL'DEKİ SALDIRIDA DA PKK'NIN ADINI GEÇİRMEMİŞLERDİ Geçtiğimiz hafta, İstanbul'un en yoğun bölgelerinden Taksim Beyoğlu'ndaki terör saldırısı dünya tarafından alçak ifadelerle manşetlere taşınmıştı. İstanbul'daki saldırı PKK'yı görmezden gelerek sunan Batı medyası, terör ve PKK kelimeleri kullanımında seçici olmuştu. Amerikan New York Times, "Kürt militan" ifadesiyle tepki çekmişti.
Ankara ile Şam arasında başlayan yeniden diyalog kapsamında Rusya'da kritik bir görüşme gerçekleştirildi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Moskova'da üçlü Türkiye-Rusya-Suriye zirvesine katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelişmelere göre kendisinin de Esad ile bir araya gelebileceğini söyledi. Suriyeli mülteciler üzerinden algı operasyonu: Endişeliler ABD merkezli Al Monitor, Ankara-Şam hattındaki duruma yönelik algı oluşturmaya çalıştığı haberinde, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin yaşananları "endişeyle" izlediğini öne sürdü. Haberde, "Türkiye'deki Suriyeliler, Erdoğan Esad ile diyalog kurarken sığınma haklarını kaybetmekten endişe ediyor." denildi. "Mülteci meselesi, Moskova'daki toplantının üst sıralarındaydı" "Erdoğan, Esad ile görüşmeye hazır olduğunun sinyalini verdi." denilen haberde, öncesinde Savunma Bakanları düzeyinde görüşme gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Mülteci meselesinin, dönüm noktası niteliğindeki toplantının gündeminde üst sıralarda yer aldığı belirtilerek, birçok Suriyeli mültecinin "gergin" durumda olduğu iddia edildi. 500 bin Suriyeli güvenli bölgelere yerleştirildi Geri dönüşlere ilişkin verilere işaret edilerek, yaklaşık 500 bin Suriyeli'nin 2016'dan bu yana ülkenin kuzeyinde Türkiye tarafından kurulan güvenli bölgelere yerleştiği kaydedildi. 1 milyon gönüllü dönüş projesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, yeni konut projelerinin 1 milyon Suriyeli'nin daha gönüllü dönüşünü sağlayacağını söylediği ifade edildi. Aynı haberde, "Aralık sonu itibarıyla geçici koruma kapsamında olduğu resmi olarak kaydedilen yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli Türkiye'de bulunuyor." bilgisine yer verildi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken yaptığı algı operasyonlarına Sakarya'da bir yenisini daha ekledi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde son viraja girilen günlerde siyaset kulisleri de hareketlendi. Özellikle 6'lı masaya dahil olan CHP içinde yaşanan adaylık krizleri de her geçen gün kendini göstermeye devam ediyor. Aday olmak için açıkca rakibi olduğu bilinen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu geri çekmeye çalışan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan da algı ve iftiralarına devam ediyor. Kılıçdaroğlu şimdi de ülkücü kesimi hedefine aldı. TAZİYE ZİYARETİNDE ALGI! Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde babasını kaybeden CHP İstanbul Milletvekili Cihangir İslam’ın Sakarya’da yaşayan ailesini ziyaret etti. Ancak buradaki taziye ziyaretinde bile bir algı çalışması yapıldı. Siyaseti yaptığı algı oyunları ve tiyatrolarıyla devam ettiren CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya'da bu yönteme devam ettiler, üstelik CHP medyası da buna alkış tuttu. KENDİNİ 'SAKARYALI ÜLKÜCÜ' OLARAK TANITTI superhaber.tv’den Seçil Balık’ın haberine göre; Kılıçdaroğlu'nun Sakarya ziyaretinde kendini 'Sakaryalı ülkücü' olarak tanıtan bir vatandaş, hayatını kaybeden Sinan Ateş olayının üzerinin örtüldüğünü ve camilerde mevlüt dahi okutturulmadığını iddia etti. Ancak vatandaşın Kılıçdaroğlu'na selam verirken adını açıklamak yerine kendini 'Sakaryalı ülkücü' olarak tanıtması akıllarda soru işareti bıraktı. Bu durumun üzerine konu araştırıldı. "O KİŞİNİN PARTİ YA DA TEŞKİLATLA ALAKASI YOK" Milliyetçi Hareket Partisi Sakarya İl Başkanı Ahmet Ziya Akar'a ulaşıldı. Akar, olayın aslında öyle olmadığını açıkladı. İşte Akar'ın açıklamaları şöyle: "Haberde lanse edildiği gibi değil. Kılıçdaroğlu cenaze müsabeti nedeniyle Sakarya'ya geldi. Geldiğinde de MHP ile çok alakası olmayan, teşkilatlarla bir bağı kalmamış, kent teşkilatlarında kendisine yer bulamamış bir vatandaş Sinan Ateş üzerinden provokasyon yaptı. Buna da itibar eden bazı muhalif çevreler oldu. Ancak bu tam olarak MHP camiasını karşılayan bir durum değil. Kendisi partiyle ya da camiayla alakası olmayan birisi. İYİ Parti, Zafer Partisi ve CHP kanadı bunu malzemeleştirmek istedi. Ancak Sinan Ateş meselesi bizim için netleşmiş durumda. Neyin ne olduğunu biliyoruz, o yüzden istedikleri etkiyi yaratmadı." CHP MEDYASI SORGULAMADAN ALKIŞ TUTTU Bu olayı çarpıtan ve 'ülkü ocaklarının Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdiğini' ima eden CHP medyası bu yalana alkış tuttu.
İstanbul Şişli'deki kasapta karne alan ilkokul öğrencisi çocuğa annesinin kendisine karne hediyesi olarak et aldığını söylettiği ortaya çıkan Habertürk muhabiri Fatmanur Boylu işten çıkarıldı. Kanal yönetiminin ham görüntüleri inceleyerek Boylu'nun çocuğa telkinde bulunduğunu tespit edildi. Habertürk'ten yapılan açıklamada şu satırlara yer verildi: Habertürk TV'de 23 Ocak 2023 tarihinde yayınlanan ve sosyal medyada çeşitli yönlerden "Karne hediyesi et alan çocuk" başlığıyla tartışılan haberle ilgili olarak haberin oluşumunda çocuğun ailesinin iddia ettiği gibi gazetecilik ilkelerine aykırılık oluşturacak şekilde çocuğun konuşmasına muhabir müdahalesi olup olmadığına dair Habertürk TV yönetimince inceleme ve soruşturma başlatıldığı kamuoyunun bilgisine sunulmuştu. Bu kapsamda olmak üzere; haberin tüm ham bantları yetkililerimizce incelenmiş, inceleme öncesi ve sonrası muhabir açıklaması ve savunması alınmış, haberle ilgili süreçte yer alan tüm yetkililer dinlenmiştir. "ÇOCUĞUN BU YÖNLENDİRME DOĞRULTUSUNDA KONUŞTUĞU MAALESEF TESPİT EDİLMİŞTİR" Neticede incelenen ham kayıtların açıkça gösterdiği üzere; muhabirimizin haberde konuşan çocukla gazetecilik ilke ve kurallarına tümüyle aykırı olarak, çocuğa nasıl konuşacağına ilişkin dikte edici ve yönlendirici nitelikte ön konuşma yaptığı ve çocuğun bu yönlendirme doğrultusunda konuştuğu maalesef tespit edilmiştir. Muhabir savunmasında haberin konusunun çocuk olmadığı, çocuğu ailesiyle rastlantı sonucu mağazada gördüğünü ve habere sıcaklık ve neşe katmak için çocukla şaka mahiyetinde konuştuğunu, ancak bu kısa konuşmanın sosyal medya ve diğer medya mecralarında bağlamından koparılarak çarpıtıldığını ve haberdeki bağlamın tamamen dışında bir çerçeveye sokularak kendisinin ve Habertürk'ün aleyhine bir şekle dönüştürüldüğünü ve olayın iradesi dışında getirildiği noktadan büyük üzüntü duyduğunu belirtmiş ise de bu açıklama ve savunma gazetecilik ilke ve kurallarına aykırılık oluşturacak şekilde çocuğa nasıl konuşması gerektiğini dikte eden ön konuşmayı izah ve ikna edici nitelikte bulunmamıştır... Bu haberde muhabirimizin, çocuğun konuşması/konuşturulması ile ilgili kısımda aldığı tutum bu ilkelerin açıkça ihlali niteliğinde görülmüş olduğundan kendisiyle iş ilişkimiz bugün itibarıyla sonlandırılmıştır.
Ahmet Yener'in Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı seçilmesi, CHP tarafından fonlanan Tele 1'in Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve program ortağı Emre Kongar'ı rahatsız etti. Yener'in imam hatip lisesi mezunu olduğunu söyleyen Kongar, "İlginç görüntüler ortaya çıkıyor. YSK Başkanı muhakkak iyi bir hukukçudur kuşkum yok. Çok iyi bir eğitim görmüş, hukuk fakültesi mezunu tabi imam hatipten bu fakülteye gitmiş. Daha da ilginç bir tarafı var." diye konuştu. YANARDAĞ İMAM HATİPLERE NEFRET KUSTU Bu sözler sonrasında araya giren Yanardağ ise, "Kaç tane yüksek yargı organı var. Danıştay, Sayıştay, Yargıtay ve YSK... En üstte Anayasa Mahkemesi var tabi. Dört yüksek yargı kurulu en son itiraz mercii temyiz görevi görüyor. Yüksek yargı kurumundan ikisinin başkanının kardeş olması enteresan." diye konuştu. 2021'en bu yana Sayıştay Başkanı görevini yürüten Metin Yener'i hedef alan Yanardağ, "Metin Yener'e baktım. Gazi Üniversitesi İktisat Bölümünden mezun olmuş. Siyasal bilgiler de hukuk dersi almış olabilirler. 1972 doğumlu, oldukça genç. Gazi Üniversitesi öncesindeki eğitiminden hiç söz edilmemiş. O da imam hatipli olabilir. Bunun önü açıldı artık olabilir" ifadelerini kullandı. “İMAM HATİPLİLER KAYRILIYOR” ALGISI İmam hatip mezunlarının yüksek görevlere geldiğine vurgu yapan Yanardağ, "Böyle bir model oluşmaya başladı" diyerek rahatsızlığını bir kez daha dillendirdi. Sözlerinin devamında YSK Başkanı'nı bir kez daha hedef alan Yanaradağ, "Özel bir biçimde kayrılıp tırmandırıldığına dair iddialar var." diye konuştu. AHMET YENER YSK BAŞKANI SEÇİLMİŞTİ Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkanlığına Ahmet Yener seçildi. Yeni 5 üye ile görev süresi devam eden üyeler Ahmet Yener, Mahmut Akgün, Ekrem Özübek, Orhan Usta, Ali Ürker ve Battal Öğüt arasından gizli oylamayla yapılan seçim sonucunda Ahmet Yener, YSK Başkanı oldu.
Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler Türk ve yabancı bilim insanları tarafından son yüzyılın en yıkıcı depremi olarak tanımlandı. ‘ABD’DE OLSA GÖRÜLMEMİŞ BİR HASARA YOL AÇARDI’ ABD‘nin önde gelen basın kuruluşlarından The Washington Post, Türkiye‘deki depremin hasar yaratma gücü, ortaya çıkardığı enerji ve etkisine ilişkin dikkat çeken bir dosya yayınladı. Deprem nedeniyle Suriye’de 1300 Türkiye‘de ise 5 bin 600 binanın yıkıldığına dikkat çekilirken dünyadaki diğer şiddetli depremlerle kıyaslamalara yer verildi. Gazete, 1989 yılında ABD‘nin Kaliforniya eyaletinde meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki Loma Prieta depremi ile Türkiye depremini kıyasladı. 1989 yılındaki depremde 63 kişinin öldüğü, 3 bin 700’den fazla kişinin ise yaralandığı hatırlatılırken Türkiye depreminin bu depremden 20 kat daha güçlü olduğu ifade edildi. 1989 yılındaki depremde San Francisco Körfez Köprüsü’nün taşıtların üzerine kısmen çökecek kadar sallandığını söyleyen Washington Post, “Türkiye depremi, ABD’de yaşanmış olsaydı görülmemiş bir hasara yol açardı” ifadelerini kullandı. Türkiye depreminin ABD’de olması halinde köprüleri yıkacağına dikkat çekildi. CHP’NİN DEPREM PROVOKASYONUNA CHP’Lİ BAŞKANDAN TEPKİ Depremin ilk saatlerinden itibaren enkaz altındaki vatandaşları kurtarmaya çalışan AFAD ve Kızılay ekiplerini hedef haline getirmeye çalışan ve depremin sorumlusu olarak hükümeti gösteren CHP ve HDP’li isimlere kendi partilileri dahi tahammül edemedi. Depremde büyük yıkıma uğrayan Hatay Samandağ’ın CHP’li Belediye Başkanı Refik Yılmaz, CHP’nin ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in depremin ilk gününden beri izlediği politikaya tepki gösterdi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1623784340181159938?s=46&t=Gg9K8VJD2Z2NmWFzTeHI3g GARO PAYLAN: ‘YARDIM TIRLARINI AFAD’DAN KAÇIRIYORUZ’ HDP Milletvekili Garo Paylan; “Adıyaman’da gelen yardımları AFAD’dan kaçırıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Çünkü el koyuyorlar” sözleriyle CHP tarafından fonlanan Tele1 kanalında skandal bir itirafta bulundu. https://twitter.com/omerarvas/status/1623780300655296514?s=46&t=BH0DbdXjqmTxt-BdYioRlg PKK HESAPLARINDAN KİRLİ PROPAGANDA Depreme uğrayan bölgelerde AFAD ve Kızılay aleyhine kara propaganda yapan pek çok hesabın PKK ile bağlantıları deşifre edildi. AFAD ve Kızılay’ı kötüleyen PKK yandaşı sosyal medya hesapları, kurguladıkları sahte haber ve içeriklerle büyük bir dezenformasyona başladılar. CHP ve İYİ Partili isimlerin de destek verdiği PKK yandaşlarının asıl maksadı ise çok geçmeden fark edildi. PKK YANDAŞLARI SAHADA Depremin vurduğu Hatay’da ‘yardım gönüllüsü’ ve ‘gazeteci’ kılığında PKK yandaşları cirit atıyor. Depremzede halkı provoke eden ve AFAD, Kızılay gibi devlet kurumlarına karşı dolduruşa getirmeye çalışan PKK yandaşları, bölgedeki dezenformasyon içerikli haberlerin de kurgulayıcıları arasında… HATAY’DAN KAÇIRILAN MALZEMELER PKK KAMPLARINA GİDİYOR Deprem yardımlarının AFAD ve Kızılay tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasına engel olmak için kurumlar aleyhine kirli bir algı operasyonu başlatan HDP’li isimlerin asıl gayelerinin Suriye’nin kuzeyindeki YPG-PKK kamplarına yardım malzemesi ulaştırmak olduğu iddiası sosyal medyada gündem oldu.
