03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Schulz: Türkiye ile pozitif bir ajandamızın olmasını istiyoruz

Schulz, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un 14 Mart'ta Ankara'ya yaptığı resmi ziyareti, ikili ilişkileri ve Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin güncel gelişmeleri AA muhabirine verdiği yazılı röportajda değerlendirdi. Almanya Şansölyesi Scholz'un 14 Mart'taki Türkiye ziyaretinin, Almanya'da yeni hükümetin görev yaptığı ilk 100 gün içinde gerçekleştiğine dikkati çeken Schulz, "Bu, özellikle bu zor zamanlarda ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin önemini ortaya koyuyor. İlişkilerimiz çok derin köklere ve uzun bir geçmişe dayanıyor. Türkiye ile pozitif bir ajandamızın olmasını istiyoruz." ifadelerine yer verdi. Schulz, Türkiye ve Almanya'nın, Ukrayna-Rusya savaşı ve ortaya çıkan sürdürülebilir enerji tedariki gibi birçok konuda ortak zorluklarla karşı karşıya kaldığını belirterek "Şansölye Scholz'un ziyaretinin, kendisinin Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan ile yapacağı birçok buluşmanın sadece ilki olduğuna ve bu ziyareti yakın zamanda Almanya'nın yeni hükümet üyelerinin ziyaretlerinin izleyeceğine eminim." değerlendirmesinde bulundu. "ALMANYA VE TÜRKİYE ARASINDAKİ İLİŞKİLER YOĞUN, EMSALSİZ VE ÇOK YÖNLÜDÜR" Bölgesel ve küresel konjonktürün etkisiyle ikili ilişkilerde ivme bekleyip beklemediğine ilişkin soruya Schulz, "Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkiler yoğun, emsalsiz ve çok yönlüdür." yanıtını verdi. Schulz, bu ilişkilerin siyaset, ekonomi, kültür, aile ve arkadaşlar arasındaki özel ilişkiler gibi birçok alanı kapsadığını vurgulayarak şöyle devam etti: "Bizim gibi Türk hükümetinin de Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması ve Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatının (AGİT) temel ilkelerini desteklemesine ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in Ukrayna saldırısına karşı durmasına minnettarız. Türkiye, BM'de anahtar rol üstlendi ve Ukrayna'ya karşı Rus şiddetinin kınandığı kararın hazırlanmasını etkin şekilde destekledi." Son günlerde Putin'in, özgür dünyayı bölme stratejisinde başarılı olmadığının görüldüğünü ileri süren Schulz, "Putin Ukrayna'ya saldırarak uzun yıllardır olmadığı kadar dünyanın birleşmesine sebep oldu. BM Genel Kurul Toplantısı'nda 141 ülke Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını kınadı. Rusya, Belarus, Suriye, Kuzey Kore ve Eritre'den oluşan sadece 5 ülke destek verdi. Bu nedenle savaşa karşı duran ülkeler arasında ilişkilerin hızlanmasını bekliyorum." değerlendirmesinde bulundu. "PUTİN, SAVAŞIYLA RUS HÜKÜMETİNİN BİZİMLE OLAN İLİŞKİLERİNİ TAMAMEN DEĞİŞTİRDİ" Büyükelçi Schulz, Almanya'nın, Batı'da Rusya'ya karşı daha ılımlı ve yapıcı bir yaklaşımın öncüsüyken şu an neden pozisyon değiştirerek ABD ile tam bir uyum içinde hareket ettiğine ilişkin soruyu, "Rusya ve Rus halkı ile yapıcı ve olumlu ilişkilere sahip olma isteğimiz değişmedi. Ancak Putin, savaşıyla Rus hükümetinin bizimle olan ilişkilerini tamamen değiştirdi." diye yanıtladı. Müzakere ve görüşmelerin Almanya için her zaman öncelikli olduğunu belirten Schulz, şunları kaydetti: akşam olabilir "Son aylarda Rusya krizinde diplomasi aracılığıyla barışçıl çözüm bulabilmek için her yolu denedik. Ayrıca Türk dostlarımız gibi biz de diplomatik çözüm için opsiyonları her gün değerlendirmeye devam ediyoruz. Rus hükümeti görüşme tekliflerimize yanıt vermedi. Bunun yerine Putin Ukrayna'ya yönelik askeri saldırı ile dünyanın gözleri önünde uluslararası düzenin ve uluslararası hukukun en temel kurallarını eşi görülmemiş bir şekilde ihlal etmiştir. Rus hükümetinin bunu bir 'barış misyonu' olarak tanımlaması, BM Antlaşmasını saptırıyor. BM'nin, sonraki nesilleri savaş felaketinden korumak için kurulduğunu unutmamalıyız." Schulz, Ukrayna'daki savaşın bir dönüm noktası olduğunu çünkü sadece Ukrayna'yı doğrudan hedef almadığını, bunun aynı zamanda kurallara dayalı düzene de bir saldırı olduğunu vurguladı. Dünyada hiçbir ülkenin, daha güçlü olan komşusu öyle istedi diye egemenliğinin ele geçirilmesini kabul etmeyeceğini kaydeden Schulz, "Uluslararası toplum, başta güç kullanma yasağı olmak üzere BM Antlaşmasının ilkelerinin haksız şekilde ihlal edilmesini kabul edemez. Putin gibi savaş saldırganlarına karşı özgürlüğü, demokrasiyi ve refahı savunup korumalıyız." ifadelerini kullandı. "ALMANYA VE DİĞER AB ÜYESİ ÜLKELER, UKRAYNA'DAN GELEN TÜM SIĞINMACILARI KABUL EDECEK" Schulz, Almanya'nın Ukrayna'ya savunma ve insani durum açısından verdiği desteğe ilişkin de Almanya'nın, Avrupa Birliği (AB) ve diğer ülkelerle Rusya'ya karşı eşi görülmemiş bir yaptırım paketi uyguladığını ifade etti. Alman Silahlı Kuvvetlerinin stoklarından 2 bin 500 Strela tipi uçaksavar füze, 1000 tanksavar silah ve 500 Stinger tipi hava savunma füzesinin Ukrayna'ya gönderildiğini belirten Schulz, "Başka sevkiyatlar da değerlendirilmektedir. Almanya'da üretilen veya Doğu Almanya stoklarından kalan silahları Ukrayna'ya sevk etmeleri için NATO ortakları Hollanda ve Estonya'yı yetkilendirdik. Almanya ayrıca AB'nin Ukrayna'ya silah tedariki için oluşturduğu 450 milyon avro değerindeki fona 100 milyon avro ile katkıda bulunuyor." ifadelerine yer verdi. Schulz, Almanya'nın, Ukrayna'ya ABD ile en büyük sivil desteği ve insani yardımı sağladığını belirterek "Almanya 2014'ten bu yana Ukrayna'ya insani yardım da dahil olmak üzere 2 milyar dolardan fazla destek sağladı. Almanya buna ilaveten 2014'ten beri AB aracılığıyla 3,8 milyar dolar mali yardım sağladı." ifadesini kullandı. Almanya'nın, 5,6 milyon dolara yükselteceği katkıyla Ukrayna İnsani Yardım Fonuna en çok destek sağlayan ülke konumunda olduğunu kaydeden Schulz, bunun yanı sıra Uluslararası Kızılhaça da Ukrayna için 11,2 milyon dolar finansman sağlandığını belirtti. Jürgen Schulz ayrıca AB'nin sivil koruma mekanizmalarının kalbi olarak nitelediği Afet Koordinasyon Merkezi tarafından da Ukrayna'ya ilaç yardımı gibi tıbbi desteğin sağlandığını aktararak "Almanya ve diğer AB üyesi ülkeler, Ukrayna'dan gelen tüm sığınmacıları kabul edecek." ifadesini kullandı. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in, Ukrayna'ya yönelik saldırıları durdurulmazsa Rusya'nın "Berlin Duvarı'na kadar ilerleyeceği yönündeki sözlerini değerlendiren Schulz, "Ülkelerimizi ve değerlerimizi korumaya kararlı olduğumuz konusunda Putin ile iletişim kurmak için AB, NATO ve Batı ile bir bütün olarak gerekli tedbirleri alıyoruz." ifadesine yer verdi. "KOMŞU ÜLKELERİMİZ ARASINDA YER ALDIĞI İÇİN UKRAYNA'YA DAHA ÇOK DESTEK OLACAĞIZ" Büyükelçi Schulz, Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle ortaya çıkan yeni göç krizini Almanya'nın nasıl ele almayı planladığını ve Avrupa'nın mültecilere kucak açma konusunda Ukraynalılar ve Suriyeliler arasında çifte standart gösterdiği yönündeki eleştirileri de değerlendirdi. Almanya'ya 2015'te 1 milyondan fazla Suriyelinin geldiğini belirten Schulz, "Ülkemize gelen insanların resimlerini iyi hatırlıyorum: Tren garına ve kabul merkezlerine varan Suriyelileri selamlayarak karşılayan insanların resimleriydi. Bu insanlar, gelen Suriyelilerin gıda, su ve kıyafet gibi en acil ihtiyaçlarını karşılamışlardı." ifadesini kullandı. Schulz, sonraki aylarda Almanya'da ihtiyaç sahiplerine yönelik büyük bir destek ve dayanışma dalgasının görüldüğünü anımsatarak "Sadece ülkem adına konuşabilirim ama şunu söyleyebilirim: Koruma ve barınmaya muhtaç acil durumdaki Suriyelilere destek olduk, şimdi Ukraynalı mültecilere de aynısını yapacağız. Komşu ülkelerimiz arasında yer aldığı için Ukrayna'ya daha çok destek olacağız." değerlendirmesinde bulundu. "PUTİN ROTASINI BİR GECEDE DEĞİŞTİRMEYECEK" Almanya'nın, G7 başkanlığı çerçevesinde G7 ortaklarıyla dış politikada güçlü ve birbiriyle bağıntılı ortak tutumu desteklediğini belirten Schulz, şöyle devam etti: "Ayrıca AB ile birlikte, ABD ve G7 üyesi ülkelerin yakın iş birliğinde Rusya ve Belarus'a karşı eşi görülmemiş yaptırımları desteklemektedir: Önemli Rus bankaları, bankalar arası iletişim ağı SWIFT'ten çıkartıldı. Rus Merkez Bankası rezervlerin yönetimine ilişkin transaksiyonlar yasaklandı. İhracat kontrollerinden ve ihracat finansman yasağından oluşan ağır ve hedef odaklı yaptırımlar paketi uygulandı. Putin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve 500'den fazla kişiye yönelik yaptırımlar uygulandı. AB hava sahası Rus mülkiyetinde olan, Rusya'da kayıtlı veya Rus kontrolünde olan tüm uçaklar için yasaklandı. Russia Today ve Sputnik'in AB'de yayın yapmasına yasak getirildi. Belarus'a karşı başka yaptırımlar da uygulandı." Schulz, Alman Silahlı Kuvvetlerinin Doğu Avrupa müttefikleri için desteğini genişlettiğini ve genişletmeye devam edeceğini kaydederek Alman ordusunun, Litvanya'da NATO Muharebe Grubunu yönettiğini ve askeri varlığını artırdığını da vurguladı. Romanya'da hava sahası denetiminin uzatıldığını ve genişletildiğini ifade eden Schulz, Almanya'nın Slovakya'da yeni bir NATO Muharebe Grubunun kuruluş sürecinde yer aldığını belirtti. Schulz, Almanya Deniz Kuvvetlerinin Kuzey Denizi, Baltık Denizi ve Akdeniz'de güvenliği sağlamak için ilave gemilerle yardım sağladığını da aktararak şu değerlendirmelerde bulundu: "Almanya, Doğu Avrupa'da NATO müttefiklerinin hava sahasının savunmasına da katılmak için savaş uçakları ve hava denetimi sistemleriyle hazırlanmıştır. Putin rotasını bir gecede değiştirmeyecek. Ancak Rus yönetimi ödeyeceği bedelin ne kadar yüksek olduğunu çok yakında hissedecek. Sadece geçen hafta Rusya'da borsa yüzde 30 değer kaybetti. Bu bize yaptırımların etkili olduğunu gösteriyor. Başka yaptırımları uygulama hakkını da saklı tutuyoruz." "TÜRKİYE 70 YILI AŞKIN SÜREDİR NATO'NIN GÜVENİLİR ORTAĞIDIR" Büyükelçi Schulz, Türkiye'nin NATO üyeliğinin önemine ilişkin de "Coğrafi konumu, Montrö Sözleşmesi'nin koruyucusu ve diplomatik girişimleriyle Türkiye'nin katkısı önemli bir belirleyiciliğe sahip. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve Rusya'nın saldırganlığının hukuksuzluğunu tanımasıyla Türkiye, bu krizde nerede yer aldığını açıkça ortaya koydu." dedi. Ukrayna'ya yapılan bu saldırının, NATO ve her bir üye ülkesinin ne kadar gerekli ve ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu gösterdiğini belirten Schulz, "Türkiye 70 yılı aşkın süredir NATO'nın güvenilir ortağıdır ve savunma ittifakına olan katkısı her zaman olduğu gibi büyük önem arz etmektedir." ifadesini kullandı. "SAVUNMA İŞ BİRLİĞİ ALANINDA TÜRK-ALMAN PROJELERİ ŞİMDİDEN GENİŞ BİR ALANA YAYILMIŞ DURUMDA" Jürgen Schulz, Almanya'nın, Ukrayna'ya büyük bir tehditten doğan acil bir durum karşısında savunmayı sağlayabilmek için silah vermeyi kararlaştırdığını belirterek "Rusya Ukrayna'ya acımasız şekilde saldırdı. Dünyada her ülke gibi Ukrayna da BM Antlaşmasında yer alan kendini savunma hakkına sahip. Uluslararası hukukun geçerli olduğu topraklarda durduğumuz için biz de BM Antlaşmasını birlikte savunmak zorundayız." ifadelerine yer verdi. Almanya'nın, NATO müttefiki Türkiye'ye bazı askeri malzemelerin satışına getirdiği kısıtlamalara ilişkin ise Schulz, şunları kaydetti: "Savunma iş birliği alanında Türk-Alman projeleri şimdiden geniş bir alana yayılmış durumda. Türkiye'nin NATO müttefikimiz olması gerçeği özel bir anlama sahip. Federal Hükümet esasen kısıtlayıcı ve sorumluluk sahibi silah ihracatı politikası güdüyor. Bu nedenle ihracat izni verilmeden evvel tüm başvurular dış ve güvenlik siyasetinin tüm önemli açıları bakımından titizlikle inceleniyor. Bu alanda geleceğe yönelik iş birlikleri hakkında Türk hükümetiyle yoğun bir fikir alışverişi yürütüyoruz."

2 yıl önce

Ankara’da provokasyon girişimi! FETÖ destekçisi Alparslan Kuytul’dan "Soylu ZulmeDoymuyor" etiketi! Yine Bakan Soylu’yu hedef aldılar..

https://twitter.com/genelgundem/status/1505618064678789126?s=21&t=izKcNuKY6Tck_AU39AJQ_A 15 Temmuz'u bir proje olarak tarif edip, darbe girişiminde bulunan FETÖ'cü hainleri de 'kandırılmış saf Müslümanlar' olarak tanımlamasıyla bilinen Alparslan Kuytul ve ekibi, Türkiye’nin çeşitli illerinde provokasyon girişiminde bulunmalarına izin vermeyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ve Emniyet teşkilatını sosyal medyadan "Soylu ZulmeDoymuyor" etiketiyle hedef aldı. https://twitter.com/alparslankuytul/status/1507692240948367364?s=21&t=Z8SO7IT6gYRBUD4tRalW6w PROVOKASYON GİRİŞİMLERİNE FETÖ DESTEĞİ   Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul’un gönüllüleri, FETÖ medyasının da destek verdiği provokasyonlada polislerin ailelerine ve devlet büyüklerine küfürler ediyor, gözaltı başladığı zaman ise cep telefonlarına sarılıyor. Alınan görüntüler hemen WhatsApp gruplarına atılarak FETÖ medyasına ulaştırılıyorlar. https://twitter.com/boldmedya/status/1492471750340358153?s=21&t=jpOlW-MzdQyqFkiEgKwJ0Q

2 yıl önce

Alparslan Kuytul’un FETÖ kanallarından inmeyen eşi Semra Kuytul’dan Ankara’da sivil itaatsizlik

Türkiye’de “dini cemaat görünümünde” terör faaliyetleri yürüten örgütlerin, kirli emelleri için dini duyguları kullanması Türkiye’nin alıştığı bir durum haline geldi. Tarihte Hasan Sabbah ile başlayan ve yüzyıllar boyunca devam eden gelenekte en son Fetullah Gülen ve müritleri tarafından Türkiye Cumhuriyeti işgal edilmeye kalkışılmış ve 15 Temmuz 2016 gecesi kanlı bir darbe girişimi yaşanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kararlı tutumuyla FETÖ terör örgütünün Türkiye’de zayıflatılmasının ardından küresel güçler, boşluğu doldurmak adına yeni ismi ön plana çıkarmaya başladı: “Alparslan Kuytul” DEVLET OTORİTESİNİ TANIMIYOR FETÖ ve PKK terör örgütlerine açıktan destek vermekte bir sakınca görmeyen Kuytul, Türkiye Cumhuriyeti’nde ise devlet otoritesini tanımıyor. Türkiye’nin çeşitli illerinde yapacağı organizasyonlar için devletten izin alma gereği duymayan Furkancılar örgütünün elebaşı, “Türkiye’de muhafazakar kesime şiddet uygulanıyor” algısı oluşturmak için kadınları ön plana sürerek çeşitli şehirlerde provokasyonlara devam ediyor. EŞİ SEMRA KUYTUL’U ANKARA’YA GÖNDERDİ Alparslan Kuytul’un FETÖ kanallarından düşmeyen eşi Semra Kuytul, bugün Ankara’da yine devletten izin almadan bir organizasyon düzenlemek için harekete geçti. Araç konvoyuyla Ankara’ya doğru yola çıkan Semra Kuytul, rutin polis araması uygulamalarını bile sosyal medya hesabında paylaşarak kendisinin engellendiğini öne sürdü. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Polis Teşkilatı’na düşmanlık yapmaktan vazgeçmeyen Kuytul ailesi ve Furkan militanları attıkları her adımı sosyal medya hesaplarında paylaşarak FETÖ’cülerin desteğiyle Türkiye gündemine taşıyorlar. https://twitter.com/genelgundem/status/1507726032631214088?s=21&t=jmLbouW-Q_PAHKWoc7_A4A

2 yıl önce

Ulaşımda en pahalı il Ankara oldu

Başkent'te Sincan'dan Kızılay'a direkt ulaşım sağlayan 512 no'lu otobüs hattının iptal edilerek metro aktarmalı hale getirilmesi, vatandaşları mağdur etti. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı kararla; Sincan'dan Kızılay'a gitmek isteyen yolcular artık metro aktarması yapmak zorunda olduğu gibi metroya da aktarma ücreti ödemesi gerekiyor. Metro ringine dönen 511 ve 512 numaralı ÖHO'lara Sincan'dan, 532 numaralı hatta Elvankent'ten, 541 numaralı hatta Eryaman'dan binen yolcular artık ancak Ümitköy Metro İstasyonu'na kadar gidebilecek. 530 numaralı hatta Etimesgut'tan binenler ise Kızılay yerine Koru Metro İstasyonuna kadar ilerleyebilecek. Sincanlı muhtarlar, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Kızılay'a direkt ulaşım imkanlarını ellerinden alınması kararından geri dönmesini istedi. Sincanlı muhtarların açıklamaları şöyle: "ZENGİN KESİMLERDE NEDEN AKTARMA YOK?" Sincan Ertuğrul Gazi Mahallesi Muhtarı Salim Ayaz: "Sincan'dan Kızılay'a kadar direkt hatlarımız vardı, gidiyorduk. Bunları EGO kaldırdı. Kaldırıldığı için vatandaş iki aktarma yapmak zorunda kalıyor. Bu hem zaman kaybı hem maddi kayıp oluyor. Hem 6.5 TL hem de aktarma 2.5 TL ile birlikte bir gidiş 9 TL oluyor. Eskiden aktarmalar ücretsizdi şimdi Ankara genelinde aktarmalar ücretli olunca Türkiyenin en pahalı ulaşımı Ankara oldu. Bir de şehir hastanesine gitmek isteyen olsa 3 vasıta değiştiriyor. Hastane için direkt hat talebinde bulunduk ret cevabı aldık. Bir şehir hastanesine gitmek için Sincan'dan 3 ayrı arabaya binilir mi? Sincan'da yaşayan insanlar orta düzey ve daha alt düzeyde geliri olan insanlar. Zengin kesimlerde neden aktarma yok? Ayırımcılık yapılıyor. Biz direkt merkeze gitmek istiyoruz. Şehir hastanesine direkt otobüs istiyoruz. Sabah ve akşam olsa da olur. Bir an önce bu yanlıştan dönülmeli. Sayın Mansur Yavaş keşke bizleri çağırsa ve sıkıntıları anlatsak. Dilekçelerimize sürekli ret geliyor. Zengin kesimlerde insanlar direkt merkeze giderken, biz neden gidemiyoruz? "6.5 TL'YE GİDİLİRKEN BİZ NEDEN 9 TL'YE GİDİYORUZ?" Andiçen Mahallesi Muhtarı Yasin Gülmez: Defalarca dilekçe verip yetkililere ulaşamadığımız gibi Sayın Mansur Yavaş'a da ulaşamıyoruz. Mansur bey seçimden buyana 3 yıldır Sincan merkeze hiç gelmedi. Bizim de irtibata geçebileceğimiz hiç kimse yok ve bir kopukluğumuz var. Dünyanın hiçbir yerinde toplu taşımalar kar etmez ama bunu vatandaşına yüklemez. Büyükşehir belediyesinin en az 2 bakanlık kadar bütçesi var. Biz tüm muhtarlar toplandık ve bölge müdürlüğüne gittik, sadece 'Otobüsümüz yok' deniliyor. Sadece Sincan'a mı otobüs yok. Sincan'dan bazı otobüslerin çekilip başka yerlere verildiğini de duyduk ve biliyoruz. Sabahları insanlar çok kalabalık şekilde otobüse biniyor ve sürekli bir tartışma oluyor. Bu şikayetler bize her gün geliyor. Diğer vatandaşlar 6.5 TL ye giderken biz neden 9 TL'ye gidiyoruz? Ankara Büyükşehir Belediyesi bu problemi ve çileyi biran önce çözmek zorunda.. Bu konuda çok sıkıntı çekiyoruz. Vatandaşlar burada çok haklı, biz de Büyükşehir ile irtibata geçemiyoruz maalesef. Muhtarlar arasında bir WhatsApp grubu var ama o da çalışmıyor. Geri dönen yok. 3 tane yağmur mazgalını mahalleme yaptıramadım. "SİNCAN'DA OTURAN İNSANLAR ZATEN DAR KESİMLİ, BU DA CEPLERİNE DOKUNUYOR" Seçuklu Mahallesi Muhtarı Yusuf Uçar: Vatandaş hem aktarma var hem de otobüsler dolu gelmesinden şikayet ediyor.. Vatandaşlar adeta otobüse üst üste biniyor, bazen de binemiyoruz. Benim mahallem biraz Sincan'ın çıkışında olduğu için dolu geliyor. Sincan'da oturan insanlar zaten dar kesimli, bu da ceplerine dokunuyor. Aktarma gelmeden merkeze 45 dakikada giderken şu anda bir buçuk saati geçiyor. Buradan binecek, Ümitköy'e gidecek tekrar binecek ve gidecek. Zamana ve paraya yazık.. "VATANDAŞLAR 'SİZE VE MANSUR YAVAŞ'A OY VERMESEYDİM KEŞKE' DİYOR" Osmanlı Mahallesi Muhtarı Necla Akdeniz: Bizler muhtar olarak çok eziliyoruz. Mahallemin durumu çok zor durumda.. Telefonum susmuyor, vatandaş haklı olarak 'Sana oy verdik gereğini yap' diyor. Biz daha önce dilekçelerimizi verdik. OSTİM'e direkt hat olsun veya Fatih mahallesinden aktarma olsun diye ama başvuruda bulunduk. Elimizdekiler de gitti, Kızılay'a direkt kalktı. 'Her gün hastaneye gidiyorum. Eşim hasta. Çok fazla yol param gidiyor' diyor. Orada akşama kadar kalıyor. Vatandaşlar 'Yemesi içmesi yol ile perişanım' diyor. Örneğin şehir hastanesine sabah 3 akşam 3 direkt hat olabilir. Vatandaşlar çok sıkıntılı. Sincan gerçekten çok dar gelirli bir ilçe.. Bu eziyet niye? Vatandaşlar 'size ve Mansur Yavaş'a oy vermeseydim keşke' diyor. "AKTARMADAN SONRA DİLEKÇE DE VERDİK, 153'Ü ARADIK AMA BİR SONUÇ ALAMADIK" Malazgirt Mahallesi Muhtarı Fadime Gül: Biz ilk seçildiğinde Mansur beye 'hayırlı olsun'a gitsek de görüşemedik. Randevu talebinde bulunduk 3 yıl geçti geri dönüş olmadı. Sincan merkeze seçildikten sonra da hiç gelmedi. Aktarmadan sonra dilekçe de verdik, 153'ü aradık ama bir sonuç alamadık. Benim mahallemin 40 bin nüfusu var vatandaşımız perişan ve dar gelirli kişiler neden fazla ücret versinler. Eskiden aktarma ücretsizdi. Muhtarız diye her gün vatandaşlardan defalarca şikayet geliyor; 'Aktarmalı gidiyoruz hem zamandan, hem maddi yıpranıyoruz' diyorlar. Neden Sincan? Bizlere daha kolaylık göstermeleri lazım.. Maddi sıkıntı çeken vatandaşımız çok. Vatandaşlarımızın çoğunluğu ailelerde tek kişi çalışıyor. Mansur bey bizi duysun, destek çıksın dua alır ama böyle giderse büyük üzüntü yaşayacağız. Ulaşım en büyük sıkıntı işe gidersin hastaneye gidersin nereye gidersen git ulaşımla herkesin arabası yok. 509 hattımızı ve metroya ring istiyoruz. OSTİM'de çalışanımız çok, aktarmaysa buraya aktarma olmalı. "VATANDAŞLAR ŞEHİR HASTANESİNE GİDEMİYOR" Pınarbaşı Mahallesi Muhtarı Gülay Öğüt: Sorunumuz ortak direkt hat kalktı, Sincan perişan oldu. Ulaşım sorunu Sincan'ın kaderi olsun istemiyoruz maalesef bu karar sonunda kaderimiz gibi oldu ama vatandaşımızı bu durum çok üzüyor. Defalarca insanlar ve biz 153'ü arayarak şikayet ettik. Hiçbir şekilde olumlu dönüş olmadı. Sincan bu durumu kaldırmaz, kaldıramaz burada 600 bin küsur nüfuslu bir yerde vatandaşın ilk şikayet ettiği yer muhtarlık. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama sonuç alamıyoruz. Fatih metrosuna aktarma oraya olmalı Kızılay a direkt gidilmeli. Vatandaşlar şehir hastanesine gidemiyor. Mansur bey bu konuya duyarsız kalmamalı bizi çağırsın konuşalım. Daha Mansur bey ile görüşme fırsatımız olmadı Sincan'ı ziyaret etmedi hiç tanışmadım. Biz vatandaşı temsil ediyoruz burada gayet insani bir şey istiyoruz vatandaş size oy verdik muhtarım bunu çözün diyor ama biz de bir yerde yetkimiz kısıtlı "KALDIRILAN DİREKT HATLARI YENİDEN İSTİYORUZ" Vatandaş Ferhat Doğan: Aktarmalar bedavaydı şimdi paralı 3 kez araca bineni düşünün. 30 yıldır Sincan'da yaşıyorum Sincan-Kızılay hattı kapatıldı kapatılma nedeni ise raylı hatların iş yapamadığı iddiası. Bu yapılan uygulama yanlıştır. Bu hattımızda hastaneye giden var, engelliler ve yaşlılarımız var. Mağdur oluyoruz biran önce bu durumun çözülmesi lazım. Önceden 45-50 dakikada gittiğimiz yere şimdi bir buçuk saatten önce gidemiyoruz. Bilet ücretleri arttı, aktarma ücreti geldi daha fazla ücret ödüyoruz. Kış şartları, yaz şartları durakta beklemek bile insanlara zulüm oldu. Kaldırılan direkt hatları hem kendi şahsım adına hem de buradaki vatandaşlar adına istiyoruz halka hizmet hakka hizmet ise gereğini yapınız.

2 yıl önce

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü Julie Eadeh, ABD'li şirketlerin Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak gördüğünü belirtti

Eadeh, ABD-Türkiye ticari ve ekonomik ilişkileri ile ABD Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Marisa Lago'nun ziyaretinin detaylarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. ABD ve Türkiye arasında güçlü ve büyüyen bir ekonomik ilişki olduğunu belirten Eadeh, geçen yıl ABD ile Türkiye'nin toplam ticaret hacminin bir önceki yıla göre yüzde 32 artarak yaklaşık 28 milyar dolara ulaştığına işaret etti. Eadeh, buna karşılık ABD'nin dünyanın geri kalanıyla olan ticaretinin söz konusu dönemde yalnızca yüzde 22 arttığına dikkati çekerek "Türk malları ABD pazarında giderek daha çekici bir hale geliyor. ABD, 2021'de Türk ihracatı için 2 numaralı pazardı." ifadesini kullandı. Geçen yıl Türkiye'nin ABD'ye ihracatının yaklaşık yüzde 45'lik artışla 16 milyar dolara ulaştığını aktaran Eadeh, bu artışın Türkiye'nin en büyük 5 ticaret ortağı arasında kaydedilenlerin en yükseği olduğunu vurguladı. Eadeh, ABD'nin Türkiye'nin en büyük 4. ticaret ortağı olduğunu ifade ederek "Ticari ilişkilerde her iki taraf için de daha fazla büyümeye yer var." değerlendirmesinde bulundu. "ABD şirketleri Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak görüyor." görüşünü paylaşan Eadeh, 2020'de ABD'nin Türkiye'deki doğrudan yabancı yatırım tutarının 5,8 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Eadeh, Türkiye'deki ABD'li şirketlerin 2019'da ülkede yaklaşık 60 bin kişiyi istihdam ettiğini belirterek "ABD-Türkiye Stratejik Mekanizması'nı 4 Nisan'da başlatmaktan çok memnunuz. Lago'nun ekonomik iş birliği fırsatlarını görüşmek üzere bu kadar kısa sürede gerçekleştirdiği ziyaretine müteşekkiriz." ifadesini kullandı. ABD-Türkiye ikili ticaret hacmini genişletme hedefinin detaylarına ilişkin de Eadeh, Büyükelçilik yetkililerinin Türkiye'deki satışlarını ve yatırımlarını artırmak isteyen ABD'li şirketlerle düzenli görüştüğünü belirtti. "ABD, YAKIN GELECEKTE DAHA FAZLA ENERJİ GÜVENLİĞİ İŞ BİRLİĞİNİ BEKLİYOR" Türkiye'nin son yıllarda enerji kaynaklarının güvenliğini ve çeşitliliğini iyileştirmede sağlam ilerleme kaydettiğine ve yenilenebilir enerjinin geliştirilmesinde lider olduğuna işaret eden Eadeh, şu ifadeleri kullandı: "Son iki yılda Türkiye ile ortaklaşa 4'üncü enerji odaklı etkinliğimizi gerçekleştirdik. Bölgesel enerji gelişimi konusunda Türkiye ile yakın şekilde çalışıyoruz. 5 Nisan'da gerçekleştirilen ABD, Kazakistan, Türkiye, Türkmenistan ve Özbekistan'ın yer aldığı Avrasya Küçük Modüler Reaktör (SMR) Forumu'nda da olduğu gibi temiz ve yenilenebilir enerji üretim kaynaklarını geliştirmek için Türkiye ile ortaklık kurmaya kararlıyız. ABD, yakın gelecekte daha fazla enerji güvenliği iş birliğini bekliyor." LAGO'NUN ANKARA ZİYARETİ Açıklamada, Lago'nun 2 günlük Ankara ziyaretindeki temaslara da yer verildi. Lago, ziyarette Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu ile ticari ilişkileri geliştirmek ve tanıtmak amacıyla ikili görüşmeler yaptı. Ankara'daki Avrasya SMR Forumu'na katılan Lago, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliğini de ziyaret etti.

2 yıl önce

Mahir Ünal'dan Ankara ve İstanbul'daki ulaşım zamlarına Kahramanmaraş örneği üzerinden tepki: Demek ki oluyormuş

Ankara ve İstanbul'da ulaşım, su ve ekmek fiyatlarına son günlerde hatrı sayılır zamlar yapıldı. Konuya ilişkin Kahramanmaraş'ta açıklamalarda bulunan AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, CHP yönetimine yüklendi. "DEMEK Kİ OLUYORMUŞ, YAPILABİLİYORMUŞ" Zamlara, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi örneği üzerinden tepki gösteren Ünal, "Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi hem ulaşıma hem ekmeğe ciddi zamlar yaparken Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi bunu yapmadı. Bunu yapmadığı gibi de kendi kaynaklarından bunu sübvanse etmeyi başardı. Demek ki oluyormuş, yapılabiliyormuş." diye konuştu. Özellikle İstanbul'u düşündüklerinde insanların, otobüslerin gittiği her köşe başında yolda kalan bir otobüs gördüğünün ifade eden Ünal, "Hatta bazı otobüslerin gerekli bakımlarının yapılmadığı için sık sık yanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı ve kaynakların maalesef altyapıya, ulaşıma ayrılmak yerine daha çok reklam bütçesine ayrıldığı ve artık algı belediyeciliği dediğimiz ve insanların algılarıyla oynayarak başarılı görünme çabasının da sürdürülebilir olmadığını biliyoruz. Bir, iki, üç gün, üç, beş ay bunu yaparsınız ama sürekli yapamazsınız. Vatandaşı dijitalde, konvansiyonelde ayırdığınız 600-700 milyon dev bütçelerle yaptığınız reklamlarla sürdüremezsiniz. Hele hele Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerde şehrin sürekli büyüdüğü, geliştiği şehirlerde vatandaşın algısıyla bir yere kadar oynayabilirsin. Ondan sonra yalancı çoban misali durumunuz ortaya çıkar." dedi. "TÜRKİYE'DE BİR HİZMET MODELİ ORTAYA KOYDUK" Ünal, AK Parti'yi iktidara yerel yönetimlerdeki başarının getirdiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Kendine aşık değil şehrine aşık belediye başkanları. Kendi için siyaset yapan değil, birtakım siyasi istikbal hevesiyle değil, 'Bu şehir bana emanettir' düşüncesiyle şehri ve insanı için siyaset yapan özverili belediye başkanlarıyla Türkiye'de bir hizmet modeli ortaya koyduk. Şimdi birileri iktidar hayali kurarken o sınavı önce şehirlerde vermeleri gerekiyor. Önce şehirleri adam gibi yönetmeleri, ihtiyaçları karşılamaları ve şehri bir reklam, algı operasyonu alanı gibi kullanmaması gerekiyor ki bu arif millet ona yetki versin. Bu millet öyle kolay kolay kimseye yetki vermez. Milletimizin bir özelliği vardır. Bir insanı, sözünden değil, gözünden anlar. Beş dakika içerisinde onu ölçer, biçer puanını verir. O yüzden bu milletten yetki almak kolay değildir. Bu millet yetkiyi kolay kolay ehil olmayana vermez." Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör de kentte 471 araçla aylık 4 milyon, yıllık da 50 milyon civarında yolcu taşıdıklarını, zor dönemlerden geçen özel halk otobüsü esnafının her zaman yanında olmaya gayret ettiklerini kaydetti. Yeni alınan araçlarla belediye otobüsü sayısını 70'e çıkardıklarını ifade eden Güngör, çevre hizmetleri için 35, itfaiye için de 3 merdivenli araç ve 2 arazözü filolarına kazandırdıklarını vurguladı. Törene, Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç ile ilçe belediye başkanları ve ilgililer katıldı.

2 yıl önce

Ankara Büyükşehir Belediyesi 10 tane Hitit heykeline 58 bin 600 TL ödedi

Sabah’ın haberine göre; Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Denetim Komisyonu 2021 Yılı Raporu'nda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın ihaleleri kapalı kapılar ardında yaptığı tespit edildi. Raporda; Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Özel Kalem Müdürlüğü'nün mal ve hizmet alımının tamamını 22/D doğrudan temin usulü ile gerçekleştirmiş olduğu, toplam mal ve hizmet alımının net bütçe ödeneği içerisindeki gerçekleşen harcama tutarının yüzde 79,56 olduğu bildirildi. 10 TANE HİTİT HEYKELİNE 58 BİN 600 TL ÖDENMİŞ Raporda; Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Özel Kalem Müdürlüğü'nün 925 ayar telkâri gümüşünden olan ve tanesi 5 bin 860 TL olan Hitit heykeli alındığına dikkat çekiliyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 10 tane Hitit heykeline 58 bin 600 TL ödediğine dikkat çekiliyor. Raporda; Özel Kalem Müdürlüğü tarafından doğrudan temin yöntemi ile yapılan mal ve hizmet alımlarının hiçbirisinin Kamu İhale Kurumu'na bildirilmediği, bu hususun da Kamu İhale Kurumu Genel Tebliği'ne aykırı olduğu tespit edildiğine dikkat çekildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Denetim Komisyonu 2021 Yılı Raporu'nda Metin Akdemir, Nihat Yalçın, Gökhan Arslan, Rüştü Biçer imzası yer alıyor. Denetim Komisyonu Başkanlığı'nı Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Keçiören Meclis Üyesi Metin Akdemir yapıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde okunan raporda; Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Özel Kalem Müdürlüğü'nün takı ihalesinin hep aynı kişiye verildiğine dikkat çekiliyor. Raporda; şöyle deniliyor: "(Takı İhalesi) 4 kalemde toplam 316 bin 800 TL tutarında hediyelik eşya alındığı, bu hediyelik eşyaların tamamının gümüşten mamul, çoğunluğunun bayan takı malzemesi olduğu ve 4 ihalenin tamamının da Peri Takı Tunahan Temiz isimli kişinin kazandığı, her ihalede aynı kişilerden teklif alınmış gibi gösterilmesine rağmen, tekliflerin de her seferinde aynı kişiler tarafından verildiği, ihalelerin aynı kişiye verildiği tespit edilmiştir…" "Alınan hediyelik eşyaların tamamı, hediyelik eşya alt kodunda muhasebeleştirilmiştir. Söz konusu hediyelik eşya ile ilgili olarak; hediyelerin kime verildiği tespit edilememiş; bu konuda teslim ve tesellüm fişleri sunulamamıştır. Sadece eşyaların resimlerinin altına "265 adet-35 adet teslim edildi (Mansur Başkan), 15 adet telkari bilezik teslim edildi (Yüksel Çelik'e verildi)" ibareleri yer almaktadır." "Hediyelik ve özellikle gümüşten mamul bayan takılarının belediye bütçesinden alınması ve kime ve ne için verildiğinin gösterilememesi, bunların kişisel amaçla mı yoksa belediyenin temsil ve ağırlaması amacıyla mı yapıldığı hususunda önemli tereddütler oluşturmuştur." "İhalenin hep aynı kişiye verilmesi, tekliflerin de prosedürü tamamlamak için alındığı izlenimini kuvvetlendirmiş ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmadığı sonucunu ortaya koymuştur." "İHALEDE AÇIKLIK VE REKABET KURALININ İHLALİ" "Farklı tarihlerde alınan söz konusu malların hep aynı kişiden ve fakat doğrudan temin yöntemiyle alındığı görülmektedir. Fatura içeriğindeki malları satan birçok firma mevcuttur. Herhangi bir fiyat araştırması yapılmaması, bütçe ödeneklerinin kullanılmasında en az ve en etkili maliyetle en iyi ürünün sağlanması politikasının izlenmemesi, hep aynı kişiden alımların yapılması, bütçe ödeneklerinin usulüne uygun kullanılmadığını göstermektedir…" YAVAŞ: "İHALELER AÇIK İHALE USULÜ YAPILMALI.." Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ihalelerin açık ihale usulüyle yapılması gerektiğini belirterek, "Zaten eğer bu ihale birine verilmek istenseydi, baştan açık ihale yapılmazdı değil mi?" ifadelerini kullanmıştı. "ŞEFFAFIM, HESABINI VERİYORUM. YEMEDİ YEDİRMEDİ, ÇALMADI ÇALDIRMADI DESİNLER BANA YETER" Mansur Yavaş, 9 Kasım 2021 tarihinde Büyükşehir Belediye Meclisinin kasım ayı toplantısında şunları söylemişti: "Şeffafım, hesabını veriyorum, millete soruyorum. Vatandaşı dinliyoruz, 'Ben yaptım oldu' diye bir kavramımız yok. Bunları vatandaş görüyor ve takdir ediyor. (…) Yemedi yedirmedi, çalmadı çaldırmadı, desin bana yeter. Çaldı demesin, çaldırdı demesin. Sokağa çıktığım zaman rahat rahat başım dik gezmek istiyorum. Bundan daha büyük gurur olur mu?"

2 yıl önce

İhalelerde şeffaf ve adaletli davranacağı konusunda namus sözü veren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın ortağının oğluna ihale verdiği ortaya çıktı

İhalelerde şeffaflık için namus sözü veren CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş sözünde durmadı. Ortağı Seyfi Temiz’in oğlu Tunahan Temiz’e ihale verdiği ortaya çıktı. BELGELER ORTAYA ÇIKTI Sabah'ın haberine göre; Beypazarı ilçesinde Mansur Yavaş'ın da ortağı olduğu Saray Gümüş Kuyumculuk Turizm Gıda İnşaat Ticaret Limited Şirketi'nin ortaklarından Seyfi Temiz'in oğlu Tunahan Temiz'in ABB Özel Kalem Müdürlüğü'nden takı ihalesi aldığını gösteren belgeler ortaya çıktı. 316 BİN LİRALIK HEDİYELİK EŞYA Sabah'ın haberine göre, ABB Meclis Denetim Komisyonu 2021 Yılı Raporu'nda, "(Takı İhalesi) 4 kalemde toplam 316 bin 800 TL tutarında hediyelik eşya alındığı, bu hediyelik eşyaların tamamının gümüşten mamul, çoğunluğunun bayan takı malzemesi olduğu ve 4 ihalenin tamamının da Peri Takı Tunahan Temiz isimli kişinin kazandığı tespit edilmiştir" denildi. Raporda; Metin Akdemir, Nihat Yalçın, Gökhan Arslan, Rüştü Biçer imzası yer alıyor. Denetim Komisyonu Başkanlığı'nı Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Keçiören Meclis Üyesi Metin Akdemir yürütüyor. Büyükşehir Belediye Meclisi'nde okunan raporda, Büyükşehir Özel Kalem Müdürlüğü'nün takı ihalesinin hep aynı kişiye verildiğine dikkat çekildi. İŞTE O RAPORDAN "(Takı İhalesi) 4 kalemde toplam 316 bin 800 TL tutarında hediyelik eşya alındığı, bu hediyelik eşyaların tamamının gümüşten mamul, çoğunluğunun bayan takı malzemesi olduğu ve 4 ihalenin tamamının da Peri Takı Tunahan Temiz isimli kişinin kazandığı, her ihalede aynı kişilerden teklif alınmış gibi gösterilmesine rağmen, tekliflerin de her seferinde aynı kişiler tarafından verildiği, ihalelerin aynı kişiye verildiği tespit edilmiştir.." "Alınan hediyelik eşyaların tamamı, hediyelik eşya alt kodunda muhasebeleştirilmiştir. Söz konusu hediyelik eşya ile ilgili olarak; hediyelerin kime verildiği tespit edilememiş; bu konuda teslim ve tesellüm fişleri sunulamamıştır. Sadece eşyaların resimlerinin altına "265 adet-35 adet teslim edildi (Mansur Başkan), 15 adet telkari bilezik teslim edildi (Yüksel Çelik'e verildi)" ibareleri yer almaktadır."

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 30 31