05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

İddia: Akşener ve İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nu devre dışı bırakmak için anlaştı

CHP ve İYİ Parti'nin başı çektiği Millet İttifakı'nda Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı belirsiziliğini koruyor. 6 muhalefet partisi aday belirlemek için görüşmelerini sürdürürken kulislere dikkat çeken bir iddia yansıdı, Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu adaylık denkleminden çıkarmak için anlaştığını iddia etti. Acet’in köşesine taşıdığı iddiaların satır başları şöyle: “Üç ismin (Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu) birbirlerine karşı durdukları yeri anlatmak ve meseleyi biraz daha somutlaştırmak için küçük bir özet yapalım: 1-Kılıçdaroğlu, muhalefet partileri içinde en yüksek oy kapasitesine sahip partinin başında olduğu için, görünürde en önemli karar verici konumunda. Bu, şu anlama da geliyor: Eğer kendisi, gerçekten aday olmayı kafaya koymuş ama diğer partilerin desteğini alamamışsa, “Birinci turda herkes kendi adayıyla yarışa katılsın” kozunu devreye sokabilir. 2-Meral Akşener, epeyce uğraşmasına rağmen CHP’yi geçip ikinci parti durumuna gelmeyi başaramayınca, B planını devreye soktu. Cumhurbaşkanı adaylığından vazgeçtiğini söyleyip, “Başbakan olmak istiyorum” dedi. Bu manevra ile hem Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırıp adaylıktan vazgeçmeye zorladı, hem de, ilerisi için yeni işbirliklerine yelken açma imkânı buldu. İşaretler, Akşener ile İmamoğlu’nun böyle bir işbirliği için anlaştıklarını, birlikte hareket etmek için uzlaşmaya vardıklarını gösteriyor. Hemen belirtelim, Akşener/İmamoğlu anlaşmasının birinci doğal hedefi, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını taca çıkarmak olacaktır. 3-İmamoğlu ise, kendi adaylığına kendi başına karar verme imkânı olmadığı için, öncelikle CHP yönetimine, eşzamanlı olarak da ittifakın diğer ortaklarına yakın durmak, onların desteğini almak ya da onların istediğini vermek zorunda. İBB Başkanı’nın, İstanbul Belediyesi’nin güçlü imkânlarını, kendisinin cumhurbaşkanı adaylığına destek verebilecekleri bir vasatın oluşması için başta İYİ Partililer olmak üzere 6’lı ittifakın paydaşlarıyla cömertçe paylaştığı bilinmeyen bir şey değil. Bir de tabii, yurtdışı bağlantılı çevrelerden gelen destek, İmamoğlu’nun adaylık için eline güçlü bir koz veriyor. Ama her durumda, Kılıçdaroğlu’nun kendisinin adaylığına net cümlelerle karşı çıkması, İmamoğlu’nun en büyük dezavantajı. Belli ki, daha köprünün altından çok sular akacak. Muhalefetin ortak adayı kim olacak sorusu muamma olarak kaldıkça, son dakikaya kadar bu konu, siyaset kulislerinin en fazla merak celbeden konusu olmaya devam edecek.”

1 yıl önce

Meral Akşener ve Ekrem İmamoğlu 6'lı masayı devirmek için anlaştı mı?

Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet, bugünkü yazısında, "İmamoğlu ve Akşener 6’lı masayı devirme hazırlığı mı yapıyor?” sorusunu gündeme getirdi. “Kulislerde İyi Parti’nin, Meral Akşener’in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 6’lı masayı devirme hazırlığı yaptığı yönünde birtakım söylentiler dolaşıyordu zaten” diyen Acet, şunları kaydetti:  "Muhalefet blokunun oluşturduğu 6’lı masa, 29 Mayıs’ta yeniden toplanıyor.  28 Şubat’ta başlayan buluşmaların 4’üncüsü olacak bu.  Genel başkanların çoğu, söylem düzeyinde her ne kadar güçlü mesajlar verme çabalarını sürdürseler de, şurası açık ki, ilk günlerdeki heyecan ve coşkudan yoksun durumdalar. Bu heyecan eksikliğinin nedeni, hem ortak bir politika belirleme, hem de ortak bir cumhurbaşkanı adayı çıkarma anlamında bir fikir birliği sağlamaktan uzak olmaları. Gerçi burası böyle olsa da, “Adayı birlikte belirleyeceğiz” vurgusunu sık sık tekrarlayan bir isim var: Kemal Kılıçdaroğlu.  CHP lideri, Fikret Bila’ya yaptığı son açıklamalarında da iki konuda bilinen görüşlerini tekrar etti. 1- Cumhurbaşkanı adayımızın taşıması gereken nitelikleri belirledik. Adayı 6 lider birlikte belirleyecekler. 6 lider de bu adayın arkasında olacak. 2- Belediye başkanlarımızın, işlerine kilitlenmeleri gerekiyor. Seçildikleri dönemin sonuna kadar görevlerini sürdürmeliler. Halka verdikleri taahhütleri yerine getirmeleri gerekir. MESAJLARIN ADRESİ AKŞENER VE İMAMOĞLU MU? Kılıçdaroğu’nun bu yaklaşımı üzerine biraz duralım. Normal şartlarda 6’lı masanın etrafında Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen tek isim bile yok. Bu durumda şu soruyu sormamız gerekecek: Masadaki herkes karşı olmasına rağmen, aday olmayı iyice kafaya koyduğu söylenen CHP lideri, neden ısrarla, “6’mız birden karar vereceğiz” şeklindeki söylemini sürdürüyor? Sorunun cevabı, son günlerde karşımıza çıkan kimi gelişmelerle biraz daha belirginleşmiş gözüküyor. Kulislerde İYİ Parti’nin, Meral Akşener’in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 6’lı masayı devirme hazırlığı yaptığı yönünde bir takım söylentiler dolaşıyordu zaten. Akşener’in hem bu konudaki sessizliği, hem de kendisinin söylemek isteyip de söyleyemediği şeyleri söylemesi için o masada tuttuğu Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın paylaşımları, muhalif çevrelerde ümitsizlik havasına yol açmış, “Buradan bir şey çıkmayacak galiba” duygusunu perçinlemişti. Yerine, son günlerde İBB Başkanı İmamoğlu’nun CHP kabul etmezse İYİ Parti’den aday olabileceği, bunun için Akşener’le anlaştığı yönünde yeni söylentiler karşımıza çıktı. İMAMOĞLU’NUN KARADENİZ GEZİSİNDE SÖYLEDİKLERİNE DİKKAT! Düz bir şekilde baktığınızda, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı hususunda Akşener’in ifadesiyle ‘ita amiri’ konumunda olduğu için Kılıçdaroğlu’na direnmesi kolay görünmüyor. Ama söylemlerine, eylemlerine baktığınızda İmamoğlu’nun adaylıktan vazgeçmeye hiç de niyetli olmadığını fark ediyorsunuz. Bu durumda kaçınılmaz olarak bu ‘özgüvenin’ arkasında hangi faktörler olabileceğini düşünmeye başlıyorsunuz. İmamoğlu’nun Ramazan Bayramı’nda Karadeniz’e yaptığı ziyaret, daha çok beraberinde götürdüğü gazeteciler üzerinden patlayan kriz ile tartışıldı. Bu doğal bir şeydi tabii. Ancak bandı azıcık geriye sarıp İmamoğlu’nun o gezide söylediklerine ve sergilediği tutuma baktığınızda, bu türden bir yazının içini doldurabilecek ciddi verilerle karşılaşabiliyorsunuz. İMAMOĞLU, KILIÇDAROĞLU’NUN HER TEZİNE BİR KARŞI TEZ GELİŞTİRMİŞ İmamoğlu’nun Karadeniz çıkarması, zaten “Ben bu işi kafaya koydum” mesajını kendi bünyesinde barındırıyordu. Ancak kafalarda başka bir büyük soru daha var. Kendisi, Kılıçdaroğlu’nun açık şekilde karşı çıkmasına rağmen nasıl aday olabilir? Karadeniz gezisine katılan gazetecilerin o günlerde yazdıklarına bakacak olursanız, İmamoğlu, Genel Başkanının bütün tezlerine karşı tezler geliştirdiğini fark edebiliyorsunuz. Kendisine 6’ı masa hatırlatılıyor, önce “Altılı masanın en önde koşacak neferiyim” deyip, sonra asıl vermek istediği mesajı şöyle veriyor: “Bu yalnız siyasetin işi değil, milletin işi. Şimdi böyle bir ortamda bunu altı siyasi parti çözsün, biz de seyredelim. Böyle bir şey yok. Kılıçdaroğlu’nun “Belediye Başkanları aday olurlarsa Meclis çoğunluğu AK Parti’de olduğu için 2023 sonrası İstanbul ya da Ankara’yı kaybederiz” şeklindeki tezine de kendince bir karşı tez geliştirmiş İmamoğlu. Şöyle bir demeci var: “Sayın Cumhurbaşkanı aynı hafta içinde iki konuşma yaptı. Söylediği şey aynen şu: 2023 genel seçimlerinden hemen sonra İstanbul’un gerçek sahibi AK Parti olacak. 2024 demiyor. Bunu niye demiş olabilir. Cevap bulun. Ondan sonra ben öbürüne cevap vereyim.” Önce şu düzeltmeyi yapalım. Erdoğan’ın 2023’ten sonra İstanbul’a kayyım atanacağı anlamına gelen herhangi bir açıklaması bulunmuyor. İmamoğlu, belli ki, Erdoğan’ın seçimleri İstanbul’da da kazanma iradesini ortaya koyan bazı açıklamalarını, kendi lehine zorlama tezler için kullanmak istemiş. Ama zaten buradaki dikkat çekici olan husus, kendisinin ‘kayyım tezi’ üzerinden Kılıçdaroğlu’nun elindeki en güçlü argümanı almak istemesi Bu cesaret nereden geliyor acaba? Yoksa İYİ Parti lideri ile gizlice anlaştı da, onun rahatlığıyla mı meydan okuyor Kılıçdaroğlu’na?"

1 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’dan Suriye açıklaması: ‘Muhalefet ile rejimi anlaştırmamız lazım’

Suriye’deki terör örgütlerine yönelik olası askeri operasyonlarla ilgili Rusya ile bir takvim üzerinde çalışılıp çalışılmadığına yönelik soruya yanıt veren Çavuşoğlu, “Operasyonlarda başka ülkelerle takvim oluşturmayız. Tabii özellikle kazaların çıkmaması için orada bulunmaması gerekenler de dahil bulunanlara operasyon başladığı zaman bilgi de veriyoruz her zaman. Sonuçta bizim amacımız teröristleri temizlemek. Özellikle Suriye’de hem bize saldıran hem de Suriye içinde bölücü bir ajandası olan teröristleri temizlemek için bu harekatları yapıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye’de sahada terörle mücadelesini sürdürdüğünü ancak Suriye’de diplomasi ve siyaset yoluyla çözüm için Astana Formatının devrede olduğunu belirterek, “Muhalefetle Suriye’deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde kalıcı bir barış olmaz, bunu hep söylüyoruz.” diye konuştu. Suriye’deki savaşın başlamasının üzerinden 11 yıl geçtiğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Çok insan öldü, birçok insan ülkesini terk etti. Bu insanlar dönebilmeli. Türkiye’dekiler de dahil. Bunun için burada kalıcı bir barış olması lazım” ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, yeniden inşa konusunda da adımlar atılması gerektiğini belirterek, “Ateşkes olmadan, barış olmadan yeniden inşa konusunda kimse yardım etmek istemiyor. Buna AB de dahil, dünyanın önemli aktörleri de uluslararası kamuoyu da. Dolayısıyla biz Türkiye olarak elimizden geleni yapıyoruz ama tüm bunların temeli ateşkes. Bu yönde de elbette çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız” dedi. “BAĞLANTISIZLAR TOPLANTISI’NDA SURIYE DIŞIŞLERI BAKANIYLA DA AYAKÜSTÜ KISA BIR SOHBETIM OLDU” Suriye ile istihbaratlar dışında doğrudan diplomatik temasın söz konusu olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, “Şu anda böyle bir temas söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız zaten o soruya cevap verdiler. Sonuçta uzun zamandır zaten (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ve Rus yetkililer ‘Sizi rejimle görüştürelim’… Esad ile Cumhurbaşkanımızı görüştürmek istediler. Cumhurbaşkanımız da istihbaratların görüşmesinin faydalı olacağını söylemişlerdi” yanıtını verdi. Daha önce istihbaratlar arası görüşmelerin olduğunu ancak daha sonra bunda bir kesinti olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Şimdi tekrar başladı. Sonuçta bu istihbaratlar arasındaki görüşmede birçok önemli konular gündeme geliyor. Benim Bağlantısızlar Toplantısı’nda, Belgrad’da ayaküstü diğer bakanlarla sohbet ederken Suriye Dışişleri Bakanıyla da ayaküstü kısa bir sohbetim oldu. O toplantı marjında, yemekten önce. Sonuçta orada da biraz önce söylediğim, bu ülkenin tek çıkar yolunun siyasi uzlaşı olduğunu… Teröristlerin temizlenmesi lazım. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun ama diğer taraftan muhalif olan Suriyelilerle rejim arasında bir barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak da böyle bir durumda buna destek olabileceğimizi de söyledik.” Çavuşoğlu, Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğünü herkesten daha çok desteklediğinin altını çizerek, “Yanı başımızda olan bir ülkenin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü ve barışı bizi doğrudan etkiliyor olumlu anlamda. Tersine gelişmeler bizi ne kadar etkiledi görüyoruz. Sonuçta bölücü terör örgütlerine karşı verilecek mücadeleyi de biz her zaman destekleriz. Sonuçta bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok.” değerlendirmesinde bulundu. Suriye’de birlik beraberlik olmazsa Suriye’nin bölünme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “YPG/PKK’nın tek amacı Suriye’yi bölmek. Suriye’nin bölünmesini engellemek için Suriye’de güçlü bir yönetimin olması lazım, topraklarının her köşesine hakim olabilecek bir irade ancak birlik ve beraberlikle olur. Hep bunu söylüyoruz. Kendilerine de o zaman, bu özel bir görüşme değil, ayaküstü bir sohbet olmuştu. Onun dışında herhangi bir temas olmadı.”

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu Rifkin’le kaç para karşılığında anlaştı?

CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkel’in danışmanı Jeremy Rifkin’i kendisine başdanışman yaptığını ilan edince bir heyecan dalgası oluştu. Ancak Rifkin'in 3 Aralık toplantısında yaptığı sunum hayal kırıklığı yarattı. Böyle olunca da Rifkin'e kaç para ödeneceği tartışılmaya başlandı. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Rifkin'in her sunum için aldığı ücreti ve diğer masraflarını kalem kalem yazdı. İşte Abdulkadir Selvi’nin dikkat çeken yazısı: Rifkin, Kılıçdaroğlu’nun teklifini alınca heyecanlandığını söylemişti. Rifkin’in bu tür sunumlar için günlük ortalama 20 bin dolar ücret aldığı söyleniyor. Artı masraflar... Uçak, otel gibi harcamaların karşılanması gerekiyormuş.  Aylık 5 sunum yapsa 1 milyon dolar... Kılıçdaroğlu ile ne kadara anlaştı, orasını bilemiyorum ama aylık 5 sunum yapsa yıllık 1 milyon dolara denk geliyor. Doğrusu Rifkin’i heyecanlandıracak bir ücret. Çünkü her ağzını açtığında kronometre işleyip para yazacak. Kılıçdaroğlu, ticari sırrın arkasına gizlenmeden Rifkin’le ne kadarücret karşılığı anlaştığını açıklamalı. Çünkü ödeyeceği para kendi cebinden değil, CHP’nin kasasından çıkacak.  Rifkin’in şirketinin bir web sayfası var. Eğer banka hesabınızda yüklü bir miktarda dolarınız varsa siz de Jeremy Rifkin’e, “https://centerforneweconomics.org/people/jeremy-rifkin/” adresinden ulaşıp kendisiyle anlaşabilirsiniz.

1 yıl önce

Dağılan Altılı Masa'da siyasi rüşvet ortalığa saçıldı! Meral Akşener: Milletvekili pazarlığı karşılığı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığında anlaştılar

İYİ Parti'nin Altılı Masa'dan kalkmasıyla masa beşliye dönse de kavga bitmiyor. Meral Akşener masadan kalktı mı, ittirildi mi tartışmasından sonra şimdi de "kim kimi sattı" tartışması başladı.

1 yıl önce

Türkiye ile Mısır anlaştı: Karşılıklı büyükelçi atanıyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mısırlı mevkidaşı Şükri ile ortak açıklama yapıyor. Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:  MISIR İLE KARŞILIKLI BÜYÜKELÇİ ATANMASI KARARI "Temsilcilik düzeyinin büyükelçi seviyesine yükseltilmesi konusunda somut adımlar atıyoruz. Önümüzdeki dönemde ortak bir açıklama ile biz sizleri bilgilendireceğiz. O güne kadar bazı adımlar atmaya da devam edeceğiz. Herhangi bir sorunun olmadığını söylemek isterim. Mısır ile bundan sonra Libya konusunda daha yakın işbirliği içinde çalışacağız." "CUMHURBAŞKANLARI DÜZEYİNDE ZİRVENİN KURULMASI DA SÖZ KONUSU OLACAK" Mısır Dışişleri Bakanı Şükri ise şunları söyledi:  "İlişkilerimizin karşılıklı olarak gelişmesini ve en yüksek seviyeye gelmesini istiyoruz. Bu, herkese yararlı olacak. Her iki ülkeyi bağlayan tarihi ilişkiler mevcuttur, bu ilişkileri daha ileri düzeye taşımalıyız. İlişkiler ve temaslarımız hızlı şekilde gelişiyor. Cumhurbaşkanları düzeyinde bir zirvenin kurulması da söz konusu olacak. Güçlü bir siyasi irade var arkamızda, Türkiye-Mısır ilişkilerinin daha da aktifleştirilmesi ve her alanda yükselmesi için. İsrail'in saldırılarını durdurmamız lazım. Filistinlilerin mallarına mülklerine saldırıyorlar. Bunların önlenmesi gerekiyor."

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhalefete sert tepki: PKK'sından FETÖ'süne tüm terör örgütleriyle anlaştılar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli Şehir Hastanesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Attığımız her adımda olduğu gibi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun da önüne türlü türlü engeller çıkarmak için çalışıyorlar. Ne yaptı bu muhalefet? 7'li bir masa kurdular, kumar masası, yetmedi PKK'sından FETÖ'süne tüm terör örgütleriyle anlaştılar" ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun sadece lafla olmadığını ispatladık. Togg'u, TCG Anadolu'yu gördünüz değil mi? İHA, SİHA, AKINCI, Kızıl Elma'yı beğendiniz mi? Daha da güzellerini yapacağız" dedi.

9 ay önce

Bir telefon yetti! 'Erdoğan ve Putin kesin olarak anlaştı'

AFP 'Putin Erdoğan'dan yardım istiyor' başlığını atarken, 'Sessizlik gümüş, konuşma altın' diyen Rus medyası ayrıca Vladimir Putin'in Moskova'nın pozisyonunu açıkladığı benzetmeyi öne çıkardı.

1 2 3 4 5