19 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Teröristlerin annelerini getirip megafonlarla çağrı yaptırıyoruz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Uyuşturucu ve Terörle Mücadele ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.  TRT 1'de ekranlarında Bakan Soylu, "Bu 120 teröristin nerede olduğunu bildiğimiz için 'Madem biliyorsunuz, neden almıyorsunuz' diyorlar... Doğu ve Güneydoğu'da çok ufak bir lokalde yüzlerce mağaranın olduğu bir coğrafya tasarruf edin, biz oralara onların isimlerine yönelik helikopterlerle bildiriler atıyoruz. Ailelerinin çağrılarını atıyoruz. Teslim olanların mektuplarını atıyoruz. Bazen annelerini getiriyor megafonlarla çağrı yaptırıyoruz" dedi. Bakan Soylu'nun yaptığı açıklamaların önemli satır başları şöyle: TÜRKİYE'DE 120'NİN ALTINDA TERÖRİST KALDI Türkiye'de 120'nin altında terörist kaldı. Tendürek Dağı temiz, Amanoslar'da tek bir terörist yok. Teröristlerin sıkıştığı yerler, sınır vilayetleri, Şırnak, Van, Mardin ve Ağrı. Karadeniz tertemiz. Bingöl tertemiz, Erzurum tertemiz. Buraların kırsallarında terörist vardı. Belediyelerin terörden temizlenmesi lazım. Terör koridoru kurmak istediler. Eğer Zeytin Dalı, Barış Pınarı operasyonunu yapmamış olsa idik, Gaziantep'ten Hatay'dan sürekli karşıdan havan yiyen bir anlayışla karşı karşıya kalırdık.  BU YIL SADECE 39 KİŞİ TERÖR ÖRGÜTÜNE KATILDI Terörün finansmanını kestik. İstikrar sadece ekonomik değildir, aynı zamanda güvenlik istikrarıdır. Bu yıl sadece 39 kişi terör örgütüne katıldı, sadece 1 kişiye bile tahammülümüz yok. ANNELERİNİ GETİRİP MEGAFONLARLA ÇAĞRI YAPTIRIYORUZ Türkiye ikna çalışmalarına başladı. İknayla geleni direkt adalete teslim ediyoruz.  Bu 120 teröristin nerede olduğunu bildiğimiz için 'Madem biliyorsunuz, neden almıyorsunuz?' diyorlar... Doğu ve Güneydoğu'da çok ufak bir lokalde yüzlerce mağaranın olduğu bir coğrafya tasarruf edin, biz oralara onların isimlerine yönelik yukarıdan aşağıya helikopterlerle bildiriler atıyoruz. Annelerinin ve babalarının çağrılarını atıyoruz. Kardeşlerinin çağrılarını atıyoruz. 'Ne olur teslim olun, 120'nin altında kaldınız' aynen bu ifadeler. 'Teslim olun, adalete güvenin Türkiye'ye güvenin.' Teslim olanların mektuplarını atıyoruz. Bazen annelerini getiriyor megafonlarla çağrı yaptırıyoruz. Kırsalda 120'nin altında terörist var, bu sayı giderek azalıyor. Biz etkisiz hale getirdik derken, yaralı da etkisizdir, teslim olan da etkisizdir. Terörden etkisiz hale getirilmiştir. Burada Türkiye, tarihin en önemli mücadelesini veriyor. UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE Metamfetamin, insanın hem vücuduna hem aklına çoklu kötü etkileri var. Bütün sağlığınızı altüst eden bir yapıya sahip. 2016-2017 yıllarında metruk binalarla ilgili çalışma yaptık. Bazı yerlerde uyuşturucunun yüzde 48'i buralarda kullanılıyor. Metruk binaların 103 binini metruk olmaktan çıkardık. Bazılarını rehabilite ettik bunlar tarihi binalardı, diğerlerini yıktık. Valiler, böyle bir binanın yıkılması kararını res'en verebiliyorlar, önceden böyle bir şey yoktu. Sigara deyince uyuşturucu kullananlara soruyoruz, uyuşturucudan önce sigara kullanımı var mıydı? yüzde 82'si öyle. Sigaradan da uyuşturucudan uzak durmak için uzak durmak lazım. EN TEHLİKELİ SÖZ 'Benim çocuğum yapmaz' dememeliyiz. En tehlikeli söz budur. BATAKLIK OPERASYONU ŞAHSIMA GELEN BİR TELEFONLA BAŞLADI Türkiye'nin en büyük suç geliri operasyonuydu Bataklık Operasyonu. Bana gelen bir telefonla başladı. Şahsıma gelen bir telefonla başladı. Milyarlarca liraya el kondu. Bu uyuşturucu yakalama operasyonu değil. Uyuşturucudan gelen gelire el konma operasyonu. Bu yapıldı. Onun uluslararası bağlantısı çözüldü. Şimdi oralardan gelecek yargı kararları ile beraber uyuşturucudan gelen gelirlere el konmaktı amaç, o el de konulmuş oldu. UYUMA'YA 46 BİN İHBAR GELDİ Uyuşturucu ile mücadele aplikasyonu UYUMA, 46 bin 668 ihbar gelmiş bugüne kadar. Buradan çok önemli sonuçlar aldık biz. Son zamanlarda 17 ilde kökünü kurutma operasyonları yapmaya başladık. Geçen sabah gece 02:00'de Ankara'dan çıktım, 04:00'de Adana'ya vardım. 04.30'da binlerce polis gecenin zifiri karanlığında hazırlar. Yaklaşık 9 ay boyunca izledik. Bize ihbar edin. Biz bunu yakaladığımız an bilgisiz, belgesiz adliyeye getirdiğimizde hukuk belgeye bakar. Tam 9 ay boyunca o da hakimlerin verdiği izinle, teknik takip yapılıyor. Ve 300'er 300'er bir sabah helikopterler, İHA'larla, polislerle adreslere baskın yapılıyor. Kim bunlar? Sokak satıcıları. Bazen 9 ay, bazen 8 ay sürüyor. ÖNÜMÜZDEKİ AY BAŞKA BİR OPERASYON YAPACAĞIZ, TÜRKİYE BUNU İLK KEZ DUYACAK Önümüzdeki bir ay içinde başka bir operasyon yapacağız. Türkiye bunu ilk kez duyacak. Bu da uyuşturucu ile ilgili. Devletin uyanık olduğunu, takip ettiğini vatandaşımız bilsin. İçeri tıkıldığı zaman satıcının içerden çıkması ihtimali zordur. Biz buna projeli operasyon diyoruz. Bir şebekeyi çözmemiz lazım. Bazen aylar alıyor. Gizli soruşturmacı koyuyoruz, alış-satış yapıyor. Hakimlerin savcıların bildiği isimler bunlar.  AVRUPA UYUŞTURUCU PİYASASINI PKK YÖNETİYOR Biz bu yıl 90 milyon ton kök kenevir yakaladık. Avrupa uyuşturucu piyasasını PKK yönetiyor. Avrupa'nın uyuşturucu raporlarında var. Göründüğünden daha büyük bir tehditle karşı karşıyayız. 'Uyuşturucu satıcısını gördüğünüz zaman bacağını kırın' dedim. Uyuşturucu kullananı değil. Uyuşturucu satıcısı büyük bir networkün büyük bir parçası. Oradan elde edilen para bütün dünya uyuşturucu piyasasını ayakta tutuyor.  EN ÖNEMLİ PROJELERDEN BİRİ NARKOLOG Bize bir yol haritası lazımdı. Biz ne yapmalıyız? En önemli projelerden biri narkolog oldu. Her yakaladığımız uyuşturucu satıcısına bir form verdik. Sen nerede kullanmaya başladın, anne baban var mı, kaç yaşında kullanmaya başladın? Geçen yıl 260 bin civarı gözaltımız vardı. Sana kim alıştırdı? Ailesiz bir yaşantının sana getirdiği olumsuzluk sözkonusu mu? Nerede kullanıyorsun, evde mi metruk binada mı, arabada, parkta mı? İlk kullandığın madde nedir? KANALİZASYONLARDAN ATIK MADDELER ALIYORUZ Dünyada benzeri olan ama çok olmayan ama özellikle illerde üniversiteler ile işbirliği içinde kanalizasyonlardan atık maddesi aldık, alıyoruz. 62 vilayette... Orada neyin, nasıl kullanıldığı.. Her çeyrekte onu önceki yıllarla kıyaslayarak hangi maddede artış var, bütün bunları ortaya koyduk, izlemeye başladık. Aynı zamanda 112 ihbar hattımız var. Artıyor mu azalıyor mu, hangi bölgelerde artıyor? Bütün bunları takip eden bu hattı burada kurmaya başladık İLLERİ 42 KRİTERLE İNCELEMEYE BAŞLADIK Türkiye'de hiç yoktu, dünyanın birçok ülkesinde de hemen hemen yok. İllerimizi 42, ilçelerimizi 32 kriterle incelemeye başladık. Türkiye'nin en uyuşturucu riski olan ili hangisidir?  15 Temmuz olduğunda Türkiye'de hapishanelerdeki uyuşturucu kullanıp satanların sayısı 35 bin civarındaydı. Şu anda 115 binin üzerinde... Biz bu sıkı mücadeleyi ortaya koymasaydık Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı durumla karşı karşıya kalırdık. Avrupa ülkelerinde yaşayanların yüzde 28'i hayatında bir kere uyuşturucu kullanmış, bizde bu oran yüzde 3.1 ENGELLEMEK İÇİN KURDUĞUMUZ SİSTEM BAŞARILI OLDU Bize doğudan geliyor uyuşturucu. Eroin, kök kenevir dediğimiz onun PKK ile de bağı var, doğudan giren uyuşturucuların yüzde 75'i eskiden batıda yakalanırdı. İstanbul, Kocaeli, İzmir, Sakarya, Bolu. Burada 15 Temmuz'dan sonra biz uyuşturucuyu yüzde 74-75'ini üç vilayette yakalıyoruz: Hakkari, Van, Ağrı..  Engellemek için orada kurduğumuz sistem başarılı oldu. Türkiye'ye girmeden caydırıcı bir etki ortaya koyduk. Türkiye'nin uyuşturucu sevkiyatında doğudaki engeli rotayı değiştirdi. Biz 2021'de 22 ton eroin yakaladık, şu anda yakaladığımız ton 7.5 ton. Denizlerde artık eroin yakalamaları bu yıl da Akdeniz rotasında olmaya başladı. Ukrayna - Rusya savaşındaki karmaşıklık yerini biraz daha stabilizasyona alırsa güçlü bir rota da oradan olacak. Ortalama uyuşturucuya başlama yaşı Türkiye'de ortalama 20 idi. Türkiye'de uyuşturucu kullananların yüzde 48'i evinde kullanıyor, 28'i metruk binalarda, yüzde 11'i arkadaşının evinde, yüzde 7-8'i arabada, yüzde 3'ü parklarda kullanıyor Yüzde 55'inin düzenli bir işi var. Yüzde 91'inin anne ve babası yaşıyor. Yüzde 86.7'si aile fertleri ile birlikte yaşıyor. Uyuşturucu kullananların annelerinin yüzde 92'si ev hanımı.. Anne baba arasında şiddet var mı? Yüzde 32.5'u hiçbir şiddet yok diyor. Aslında direkt şiddet olayına bağlı olmadığını gördüğümüz sonuçlar oluşuyor. Yüzde 88'i uyuşturucuya başladığında bekarım diyor. Sokağa indiğim zaman bir anne koluma yapışıyor, 'Beni kurtar' diyor. Oğlu kendisine şiddet uyguluyor ve uyuşturucu kullanıyor, evindeki eşyaları satıyor. Anneyi, aileyi, sosyal hayattan çıkarıyor. Bu onun evladı. Ve bizim devlet olarak da annenin hayatına da çocuğu uyuşturucudan kurtarmaya yönelik elimizi uzatmaya yönelik sorumluluğumuz var.

1 yıl önce

Diyarbakır anneleri çocuklarına kavuşmak için nöbetlerini kararlılıkla sürdürüyor: Evlatlarımızı HDP'den istiyoruz

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1134'üncü gününde devam ediyor. Ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla bekleyişini sürdüren anne Rahime Taşçı, Kars'tan oğlu Faruk'a kavuşma ümidiyle gelerek eylem yaptığını söyledi. Taşçı, "9 senedir Faruk'u görmedim. Faruk oğlum gerekirse 9 sene daha burada kalacağım, bir yere gitmeyeceğim. Oğlum gel, teslim ol." dedi. Siirt'ten 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Yusuf için gelerek evlat nöbetini sürdüren baba Nurettin Ödümlü de tek isteklerinin evlatlarına kavuşmak olduğunu belirtti. Evlatlarına kavuşana kadar eyleme devam edeceklerini anlatan Ödümlü, "Evlatlarımızı HDP'den istiyoruz. Evlatlarımızı alana kadar gitmeyeceğiz." ifadelerini kullandı. Ailelere destek ziyaretleri sürüyor 15 Temmuz Federasyonu Genel Başkanı Emre Şahin, Diyarbakır annelerine destek ziyaretinde bulundu. Beraberindeki heyetle ailelerle görüşen ve onlara karanfil veren Şahin, gazetecilere, ailelerin bir an önce evlatlarına kavuşmasını temenni ettiklerini söyledi. Şahin, "Annelerimize bir sivil toplum kuruluşu olarak kulak verdik. Diğer bütün annelerimizi de buraya davet ediyoruz. Türk, Kürt, Çerkez, Zaza, Alevi, bizler her zaman bir arada bulunmayı başardık. Şu anda da aynı istikrarla bir arada bulunmaktayız. Annelerimizin sesine kulak verelim, onları işitelim. Onların sessiz çığlıklarını duyalım." dedi.

1 yıl önce

Diyarbakır annelerinin oturma eylemine bir aile daha katıldı: “Oğlumun dönmesini istiyorum”

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1162'nci gününde sürüyor. Erzurum'dan gelen baba Faruk ile anne Şenay Koç, 15 yaşında dağa kaçırılan çocukları Abdulmutalip için eyleme dahil oldu. Baba Koç, gazetecilere, oğlunun 2015'te dağa götürüldüğünü belirterek, 7 yıldır kendisinden haber alamadıklarını söyledi. Oğluna güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulunan Koç, oğluna kavuşana kadar eylemi sürdüreceklerini belirtti. Oğlunu HDP'den istediğini ifade eden Koç, "Oğlumun dönmesini istiyorum. Onu özlüyoruz. 7 yıldır hasretini çekiyoruz. Evimizin kapısı ona açık." dedi.

1 yıl önce

Diyarbakır anneleri evlatlarına kavuşmak istiyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi, 1203'üncü gününde devam ediyor. Ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla bekleyişini sürdüren annelerden Hatice Levent, 6 yıl önce 18 yaşında kandırılarak dağa götürülen kızı Fadime'ye kavuşmak için evlat nöbetini sürdüreceğini söyledi. Çocuklarının yolunu gözlediklerini ifade eden Levent, "Kızımı almadan gitmeyeceğim. Bırakın çocuklarımızı. Yavrularımızı almadan buradan gitmiyoruz. O kirli ellerinizi yavrularımızın üzerinde çekin. Yavrularımızın elleri kalem tutuyordu. Ellerinden kalemleri atıp, silah verdiniz. Bırakın evlatlarımızı gelsinler." dedi. Levent, kızına güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu. Baba Abdullah Demir de oğlu Fatih'e kavuşma ümidiyle eylemi sürdürdüğünü belirterek, oğluna kavuşana kadar da mücadeleyi sürdüreceğini söyledi. Eylemlerinde kararlı olduklarını anlatan Demir, "Evlatlarımızı almadan buradan kalkmayacağız. Oğlum kaç gel, seni bekliyoruz. Seni almadan buradan gitmeyeceğim. Hiçbir zaman seni bırakmadım." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

1. Uluslararası Evlat Nöbeti: Diyarbakır Anneleri Kongresi… Bakan Soylu: Ülkemize düşmanlık yaymaya çalıştılar

Soylu, Nevşehir'de bir otelde düzenlenen "1. Uluslararası Evlat Nöbeti Aileleri Kongresi"nde, 1223 gündür evlat nöbetini gerçekleştiren Diyarbakır Anneleriyle ilgili bu meseleyi aylardır masaya yatıran, duymayan kulaklara duyurmaya, görmeyen gözlere göstermeye, kalpleri mühürlü olanlara onların kalplerini hissettirmeye çalışanlara teşekkür etti. Tarihin kendilerine çok şey öğrettiğini ve öğretmeye de devam edeceğini vurgulayan Soylu, bunu hep beraber gördüklerini ve yaşadıklarını söyledi. Çok zor bir dönemden ve zor bir boğazdan geçtiklerine dikkati çeken Soylu, şöyle konuştu: "Geçen gün Şırnak'ın terörle maruf olan, çok sıkıntılı olarak yıllarca ülkemize meydan okuyan bir vadisindeydim. Cudi Dağı'nın Düşümiye Vadisi'nde. Hayatımda gördüğüm en ürkütücü yerlerden bir tanesiydi. Terör örgütünün, kahraman evlatlarımız tarafından temizlendiği en son yer olarak nitelendirebilirim. Elimizi attığımız zaman hemen yerin üstünden 6 bin 500 - 7 bin kalori kömürün çok rahatlıkla alınabileceği bir yerdeydim. Bazen 1000-1500 metrelik diyarlar vadiyi girintili ve çıkıntılı bir hale getirmiş, yüzlerce mağara, herkesin istediği gibi saklanabileceği bir alan tesis etmiş. Tam da Türkiye'yi o düşünmeyen vadisi gibi bir koridora sokmak istediler yıllardır. Her birimize dokundular. Dokunulmadık tarafımız kalmadı. 'Ben inançlıyım.' diyen, 'Ben dindarım.' diyen insanlara dokundular. Geleneğini, göreneğini, kimliğini, annesinin ve babasının öğretisini yaşamaya ve geleceğe aktarmaya çalışan, masumiyetiyle ayakta durmaya çalışan bu milletin her bir birimine dokundular. Pergeli Anadolu coğrafyasının sabit ayağının ortasına koyup etrafımızdaki coğrafyayı, Anadolu'nun özünü çekip istedikleri gibi diğer ayağıyla 360 derecelik bir eksen çizip istedikleri gibi o coğrafyaları teslim alabilmek için bel kemiğimizi almak istediler." Soylu, yıllardır bu operasyonu laik-dindar, Türk-Kürt, Sünni-Alevi, köylü-şehirli üzerinden taşımaya çalışan, bunların üzerinden teslim almaya çalışan bir anlayışla karşı karşıya olduklarını anlattı. "DİYARBAKIR'IN MERKEZİNDE ORTA DOĞU'NUN EN BÜYÜK LOJİSTİK MERKEZİ KURULUYOR" Bingöl'de Sütaş fabrikası kurulduğuna ve bunun bugünkü maliyetle 5 milyar liralık bir yatırım olduğuna dikkati çeken Soylu, bunun ilk etapta ekonomik olarak 10 bin kişiye dokunduğunu dile getirdi. Bunun aynın zamanda o coğrafyadaki yüz binlerce aileyle ticari olarak ilişki içerisinde olduğunu anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi Bingöl'de yaklaşık 600 milyon dolarlık Erdemir tarafından bir demir işleme tesisi kuruluyor. Bingöl Genç'te daha önce kafamızı sokmakta zorlandığımız alanda 100 milyon ton demir cevheri işlenecek. Sadece bir perde fabrikası 2 bin kişi çalıştırmak için inşaatının kabasını bitirmiş, bütün iç hazırlıklarını yapmış ve oranın ekonomisine katkı koyabilmek için gün sayıyor. Tam 450 bin metrekare Diyarbakır'ın merkezinde Orta Doğu'nun en büyük lojistik merkezi kuruluyor. Gabar'da kalitesi çok yüksek olan ve Şırnak'a bir petrol şehri haline getirmiş bulunan petrol bulunduktan sonra vızır vızır arabalar gidip gelmeye başladıktan sonra Şırnaklı hemşehrilerimizin yüzü güldükten sonra bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız. Daha bu başlangıç. İkinci alandaki arama çalışmaları inşallah mart ayı sonunda bize başka bir müjdeyi verecek diye ümit ediyoruz ve bekliyoruz." "DİNSİZ BİR ÖRGÜTTÜR, AMACI TEKTİR" Geçen ay Diyarbakır'da, Lice ve Dicle ilçelerinde dolaşırken, vatandaşların tekstil fabrikası isteği ile karşılaştığını anlatan Soylu, talebin kendilerini bu konuda başka bir şeye teşvik ettiğini ve 3-4 ay içerisinde bunu sağlayabilecek bir anlayışı hep beraber ortaya koyacaklarını belirtti. Terörün bu ülkeye çok bedel ödettiğini aktaran Soylu, terörü sadece Doğu ve Güneydoğu'nun geri kalması olarak tahlil ve tasvir etmeleri halinde bir yanılgıyla karşı karşıya kalacaklarını ifade etti. Hakkari'de 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılında tıp fakültesi kazanan çocuk sayısının sıfır, 2020'de 4, 2021'de 19 ve 2022'de 26 olduğunu vurgulayan Soylu, şunları kaydetti: "Terör sadece bizi birbirimize düşüren bir anlayış ortaya koymadı. İnsan kaynağımızı elimizden çekip aldı. Ümidimizi, geleceğimizi elimizden çekip aldı. Size üç tane terör örgütü söyleyeceğim. Bunlardan bir tanesi PKK. Dinsiz bir örgüttür, amacı tektir. Diğerlerinin hepsini bir tarafa bırakın. Bu ülkenin inanç değerleri ve bu ülkenin birliği üzerine tahribat oluşturmaktır. Bunda geçtiğimiz dönem içerisinde kısmen başarılı olmuştur. Bizim en büyük birlik senedimiz olan dini mubin İslam'ı bölgeden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan tasfiye etmektir. Temel meselelerinden bir tanesi. Bunun akıl sahibi, Amerika'dır. Bunun akıl sahibi Batı'dır ve Avrupa'dır. İki, FETÖ terör örgütü. Derdi İslam'ı başkalaştırmaktır, farklılaştırmaktır. Başka dinlere evirmeye çalışmaktır ama farkında değildir ki dinin sahibi Allah'tır. Üç, DEAŞ terör örgütü. O da bütün dünyaya İslamiyeti, Müslümanlığı tam da bizim karşımızda olanların isteyebileceği bütün malzemeleri verebilmek, meseleyi odağından tamamen ayırıp nefretleştirmek, düşmanlaştırmak ve dini mubin İslam'ı başkalaştırmak için kurulmuş bir organizasyonun kendisidir. Bugün FETÖ'nün barındığı yer Amerika'dır. DEAŞ'ın reşit ettiği El Kide'yi dünyanın başına bela eden de Amerika'dır. Bu kadar açık ve nettir. Avrupa, bütün bu meselelerin taşıyıcısıdır. İmal edicisi ve icat edicisi değildir. Böyle bir yeteneği de söz konusu değildir zaten. Meselenin perspektifinden nereye bakmamız lazım geldiğini kendi tecrübelerim, dünyada gördüklerimle size aktarmaya çalışıyorum. Türkiye, bu kidelerin karşısında milletinin birliği, feraseti tarihinin kendisine vermiş olduğu güç ve anlayışla birlikte ayakta durmaya çalışmaktadır."

1 yıl önce

''1. Uluslararası Evlat Nöbeti Kongresi''nin taslak sonucu Diyarbakır anneleriyle paylaşıldı

Dağa kaçırılan çocukları için HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır anneleri, evlat nöbetini kararlılıkla sürdürüyor. Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi, 1225'inci gününde devam ediyor. Medya Platformu Derneği tarafından 7 Ocak'ta Nevşehir'de düzenlenen "1. Uluslararası Evlat Nöbeti Kongresi"ne katılan sanatçı, akademisyen ve gazeteciler ile kongre kurulu başkanı ve AK Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz, evlat nöbeti tutan aileleri HDP il binası önünde ziyaret etti. Evlatlarının dağa nasıl kaçırıldığını heyete anlatan aileler, terör örgütü PKK ile HDP'ye tepkilerini dile getirdi. Açıkgöz, gazetecilere, kongre kurulu olarak amaçlarının Diyarbakır annelerinin haklı sesini tüm dünyaya duyurmak olduğunu belirtti. Ailelerin gece gündüz, yağmur çamur demeden 1225 gündür evlatlarının peşinde koştuğunu vurgulayan Açıkgöz, şunları kaydetti: "1225 gündür annelerimiz burada evlatları için çırpınıyor. Niye HDP binası önünde duruyorlar? Çünkü HDP il binası eli kanlı PKK terör örgütünün taşeronluğunu yaptı. Bizler Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ve eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin katkılarıyla annelerin sesini duyurmak, onlara destek olmak için buradayız." Kongrenin koordinatörü Prof. Dr. Adem Palabıyık da kongrenin 3 sayfalık taslak sonucunu ailelerle paylaştı. BİR AİLE DAHA EYLEME KATILDI Erzurum'un Karaçoban ilçesinden kandırılarak dağa götürülen kardeşi Mahmut Kaplan için gelen Kasım Kaplan da oturma eylemine dahil oldu. Kaplan, kardeşine güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu.

1 yıl önce

Diyarbakır'a gitti, PKK'ya barış mesajı verdi; Diyarbakır Anneleri'ni ziyaret etmekten korktu!

2023 seçimlerine sayılı günler kalırken, siyasi partiler de parti kongreleri için çalışmalara başladı. Bu kapsamda İyi Parti Lideri Meral Akşener, hafta sonu partisinin 2’nci olağan kongresine katılmak üzere Diyarbakır‘a gitti. Burada partililerle bir araya gelmesinin ardından Şanlıurfa’ya geçen Akşener, 3 Eylül 2019’dan bu yana evlat nöbetinde olan aileleri görmezden geldi. DİYARBAKIR ANNELERİ, AKŞENER’İ KINADI Çocuklarının terör örgütü PKK mensuplarınca dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan aileler, farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek il binası önünde nöbet tutuyor. Bugün bin 239’uncu güne ulaşan direniş kararlılıkla devam ederken aileler, Akşener’in  kendilerini ziyaret etmemelerine tepki gösterdi. ‘KANDİL’DEN TALİMAT ALDIĞI İÇİN BURADAKİ AİLELERİ GÖRMEMEZLİKTEN GELDİ’ Oğlu Ramazan için eylem yapan anne Mevlüde Üçdağ da Meral Akşener’e tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “O da bir anne değil mi, nasıl gelip de yüreği yanık anneyi ziyaret etmedi. Bunlar Siyonist ve Ermenilere hizmet ediyorlar. HDP’ye yandaşlık ederek emirlerinin altında Kandil’den talimat aldığı için buradaki aileleri görmemezlikten geldi. Ben onu şiddetle kınıyorum. 8 yıldır evladımın peşindeyim bırakmadım. HDP olmazsa buradan bir yaprak bile dağa gitmez. Buradaki herkes sağlığından oldu artık yeter evlatlarımızı verin sizin talimatlarınızla bekliyorlar.” HDP VE PKK’YI DESTEKLEDİKLERİ İÇİN DİYARBAKIR ANNELERİNİ GÖRMEDİLER Evladına kavuşan anne Ayşegül Biçer ise dağda tek terörist kalana kadar eyleme devam edeceğini vurgulayarak, Meral Akşener’in ise Siyonistlere hizmet ettiğini iddia etti. Biçer, şöyle konuştu: “Meral Akşener, Diyarbakır ziyareti gerçekleştirdi. Anneleri ziyaret edeceğini umut ediyorduk, bir kez daha bizi yanılttı. Bunlar Türk siyasetçi değil, bunlar haçlı Siyonistlere hizmet eden siyasetçiler. Gelmeyeceğini bilmemize rağmen bekledik. Vicdan kalbine girer aileleri ziyarete gelir diye. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi o da aynısını yaptı. HDP ve PKK’yı destekledikleri için Diyarbakır annelerini görmediler ve duymadılar. Buradan aileler olarak Meral Akşener ve diğer masada oturan siyasetçileri şiddetle kınıyoruz.”

1 yıl önce

Diyarbakır annelerinden Akşener'e tepki: HDP'den çekindi

Diyarbakır anneleri, hafta sonu partisinin il kongresine katılan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendilerini ziyaret etmemesine tepki gösterdi.

1 2 ... 7 8 9 10 11 12 13 ... 16 17