18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Emniyet'ten Meral Akşener'e 'çalışma koşulları' yanıtı

“Sayın Meral Akşener’in dünkü değerlendirmelerine binaen, faydalı ve açıklayıcı olması açısından, yakın geçmişte teşkilatımızın yaşadığı zorlu süreçleri kamuoyuna tekrar hatırlatmak isteriz. 15 Temmuz sonrasında hem güvenlik alanında başarı elde etmek hem de teşkilatımızın çalışma düzenini korumak elbette ki planlı bir  süreç yönetimiydi. Tüm bu süreçleri, buradaki gayret ve çalışmayı siyaset gündeminin konusu yapmak, 15 Temmuz’la karşı karşıya kaldığımız hasarı; etrafımızdaki ateş çemberine rağmen ülkenin huzuru ve asayişi için görev yapan bir teşkilatın başarısını ve fedakârlığını; bu teşkilâtın sadakatini, üniformasının asaletini anlayamamaktır. 15 Temmuz hain darbesini, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve Aziz Milletimizle omuz omuza kahramanca engelleyen, şehitler veren, gazi olan teşkilatımız, sonraki süreçte de içerisindeki FETÖ sızmalarını hızlıca ve titizlikle ayıklamıştır. Darbe girişimi öncesinde 273 bin olan personel sayımız, 34 bin 636 kişinin ihraç edilmesi ile önce 239 bine kadar gerilemiş, soruşturma süresince açığa alınanlarla birlikte 230 binin altına düşmüştür. Personel eksikliğinin, vatandaşımızın huzur ve asayişinin temininde herhangi bir zaafiyete yol açmaması için, yeni personel alımları ve eğitimleriyle giderilinceye kadar, tüm personelimiz, mesai mefhumu gözetmeden yüksek bir fedakârlıkla görev yapmaya devam etmişlerdir. Bu dönemde birçok personelimiz ve Pandemi döneminde de personelimizin bir kısmı, 12/12 çalışma saatleri esasına göre mesaisini büyük bir fedakârlıkla yerine getirirken bununla birlikte, aynı çevrelerin Pandemi sürecinde de sistematik itham ve karalama kampanyalarına maruz kaldığı tüm kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Türkiye’nin o kritik günlerinde Türk Polisi bir taraftan PKK, FETÖ, DHKP/C, DAEŞ gibi terör örgütleri ile mücadele ederken, bir taraftan da uyuşturucu, siber suçlar, organize suçlar, asayiş, trafik gibi tüm görev alanlarındaki mücadelesini başarıyla devam ettirmiş, hemen tüm başlıklarda olumlu trendler yakalamıştır. Tüm bu süreç ilerlerken gerek yeni alımlarla, gerekse Çarşı ve Mahalle Bekçilerimizle, personel eksikliğimiz giderilmiş, niteliği toplum tarafından da kabul edilen hizmetlerimiz milletimizle buluşmuştur.  15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra normalleşmeye başlayan süreçle birlikte 21.02.2020 tarihinde yani 2 yıl önce yayımlanan genelge ile “mesai saatlerinde düzenlemeye gidilmesi ve polis merkezi amirlikleri ile resmi ekiplerde 8/24 ve 12/36 çalışma sistemine geçilmesi” talimatı bakanlığımızca verilmiştir. Sonrasında yapılan çalışmalarda personelimizin % 29’unun 12/24; % 16’sının 12/36 ve 8/24, % 27’sinin 08.00-17.00 (normal mesai), % 27’sinin de operasyonel birimlerin kendi çalışma sistemi doğrultusunda çalıştığı görülmüştür. 12/24 sisteminin moral motivasyonu ve sosyal hayatı olumsuz etkilediği gözlendiği için 30.03.2022 tarihli ‘mesai saatleri’ konulu genelge ile 2020 yılı başında başlayan “mesai saatlerinde değişikliğe gidilmesi” yönündeki çalışmanın hızlandırılması talimatı verilmiştir. Gerek bakanlığımız, gerek genel müdürlüğümüz yazılı ve sözlü talimatlarla periyodik olarak, “polisimizin artık 12/24 çalışmaması, 8/24 veya 12/36 çalışması gerektiğini” defaten bildirmiş, 12/24 çalışma sisteminin kısa zaman içinde tümüyle sonlandırılması hedeflenmiştir. 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan fiili sürecin etkilerinin zamanla giderildiği, tamamen normale geçmek için 2020’den itibaren defaten yazılı ve sözlü olarak, 30 Mart 2022’de de genelge ile çalışma saatleri duyarlılığımızı iletmemize rağmen, “ben söyledim oldu” mantığıyla beyanlarda bulunmak, devlet umuru görmüş bir anlayışla bağdaşmamaktadır.  8 Kasım 1996-30 Haziran 1997 tarihleri arasında 7 ay 22 gün süreyle İçişleri Bakanlığımızı da yapan sayın Meral Akşener’in, polislerimiz ve Emniyet Teşkilatımızla ilgili haksızlık içeren sözlerini; teşkilatımızın çalışma ahengi ve anlayışını bilmesi gereken bir kişi olması nedeniyle teessüfle karşıladığımızı belirtmek isteriz. Üzüntüyle bir not daha vermek isteriz: Uyuşturucu, terörle mücadele ve birçok alanda polislerimiz şehit oldu. Polis uçağımız düştü, kahraman mesai arkadaşlarımız şehit oldu. Tüm bu acılarımızda Sayın Meral Akşener bir kez bile bizi arayıp başsağlığı dileklerini iletmemiştir. Eski İçişleri Bakanı olarak teşkilatımızla kurduğu yegâne irtibatın, defaten yazılı olarak, bir kez de ilgili daire başkanımızla telefonla görüşme talep etmek suretiyle kendi koruma personelinin sayılarının arttırılması hakkında olması da Aziz Milletimizin takdirine havale etmek durumunda olduğumuz bir konudur. 177 yıldır olduğu gibi, milletimizin emrinde ve yanındayız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

2 yıl önce

Et ve Süt Kurumu'nda Kılıçdaroğlu'na yanıt: “Tarım ve Orman Bakanı ile görüşmesi daha uygun”

ESK'nin Twitter hesabından, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Kurumun önünde açıklama yapmasına ilişkin paylaşımda bulunuldu. Kılıçdaroğlu'nun 6 Nisan Çarşamba günü kendilerini arayarak randevu talep ettiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Gerekli cevap verildi' "Randevu talebine 7 Nisan Perşembe günü geri dönülmüş, 'Tarım ve Orman Bakanımız Vahit Kirişci ile görüşmeniz daha uygun olur, zira sizlerin muhatabı kendisidir. Sayın Bakanımız gerekli görürlerse o görüşmeye bizleri de davet eder.' cevabı verilmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun verilen bu cevaba rağmen Et ve Süt Kurumunun önüne gelerek basın açıklaması yapmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz." Kılıçdaroğlu, beraberindeki heyetle Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğüne gitmiş, randevusu bulunmadığı gerekçesiyle içeri alınmamıştı. Kılıçdaroğlu, Kurum önünde basın açıklaması yapmıştı.

2 yıl önce

Nüfus Genel Müdürlüğü'nden veri sızıntısı iddialarına yanıt

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (NVİGM), Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi'nden (MERNİS) kimlik ve adres verilerinin sızdırıldığına dair yalan haberlere ilişkin açıklama yaptı. Bazı sosyal medya hesapları üzerinden yapılan paylaşımlarda "e-Devlet verilerinin sızmış olduğu, sızan veriler arasında kimlik fotoğraflarının ve güncel adreslerin de var olduğu" iddiaları nedeniyle açıklama yapılmasının gerektiği belirtildi. https://twitter.com/tcnufus/status/1513999672712519684?s=21&t=NAN2xb7Fsr_H8enpls2xRQ "Paylaşımların bir oltalama ve dolandırıcılık yöntemi olduğu görülmektedir" Emniyet Teşkilatı siber ve istihbarat birimlerince 3 ay önce yapılan operasyonların değerlendirilmesinde, bu tür paylaşımların bir oltalama ve dolandırıcılık yöntemi olduğu, aynı konuların yeniden gündeme getirilerek devlet büyüklerine ait fotoğraf ve kişisel bilgilerin görüntü düzenleyici programlar vasıtasıyla çipli kimlik kartına yerleştirilip paylaşılmak suretiyle bir sızıntı olduğu görüntüsünün verilmeye çalışıldığı belirtildi: "MERNİS intranet (kapalı devre) çalışan, internet ortamına kapalı bir sistemdir. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce yürütülmekte olan MERNİS'in de içinde bulunduğu tüm sistemler için her yıl sürekli ve düzenli olarak bağımsız farklı firmalara sızma testi yaptırılmaktadır. Yapılan testler sonucunda NVİGM'nin güvenlik sistemlerinin çok iyi olduğu raporlanmış, ayrıca verilerin sızdırılmasına yönelik herhangi bir zafiyetin olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca NVİGM veri tabanlarında fotoğraflı çipli kimlik kartı görselleri de yer almamaktadır. Devletin kurumlarına karşı güveni zedelemeye yönelik ve vatandaşlarımızı paniğe sevk eden bu tür asılsız haberleri yayan kişi/kişiler hakkında Bakanlığımız Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından suç duyurusunda bulunulacaktır." “e-Devlet Kapısı veri sızıntısı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır” Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı, e-Devlet Kapısı veri sızıntısı iddiaları hakkında, “Yapılan detaylı kontrollerde e-Devlet Kapısı alt yapısında herhangi bir veri sızıntısına rastlanmamıştır” açıklamasında bulundu. Yapılan yazılı açıklamada, “12.04.2022 tarihinde ortaya atılan e-Devlet Kapısı veri sızıntısı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Yapılan detaylı kontrollerde e-Devlet Kapısı alt yapısında herhangi bir veri sızıntısında rastlanmamıştır. e-Devlet kapısı vatandaşlarımıza yönelik nüfus, Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı görseli, biyometri, aile, eğitim, çalışma veya sağlık verisi gibi verileri tutmamaktadır; bu verileri tutan sistemleri erişim sağlayan bir kapı niteliğindedir” denildi. https://twitter.com/ekapi/status/1514016540953358338?s=21&t=IeDEfURlGBJ8sMorXuU0Cg

2 yıl önce

Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan İBB Başkanı İmamoğlu'na rakamlarla yanıt verdi

İBB AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, CHP yönetiminde bulunan İBB'nin öğrenci ulaşımına yaptığı yüzde 40'lık zammın, Cumhur İttifakı oylarıyla geri alındığını duyurdu. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Tevfik Göksu, "İstanbullu öğrencilerimize müjde... Öğrenci ulaşımına yapılan %40 zammın geri alınarak İETT’nin sübvanse edilmesi teklifimizi İBB CHP ve İYİ Parti Gruplarının "HAYIR" oyuna rağmen İBB Cumhur İttifakı Grupları olarak meclisimizde kabul ettik." ifadelerini kullandı. UCUZ ULAŞIM VAADİ YALAN OLDU Bu gelişmenin ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da toplu taşımaya yapılan zammın, öğrencilere yansıyan kısmının İBB tarafından karşılanmasına karar verilmesi kararını veto edeceğini söyledi. Göreve gelmeden önce ucuz ulaşım sağlayacağının sözünü veren Ekrem İmamoğlu kendini şu sözlerle savundu: "Mazot 20 lira olmuş. Şu anda öğrenci kartı 109 liraya çıktı. ‘78 liraya sat’ diyorsunuz" SAVCI SAYAN'DAN İMAMOĞLU'NA YANIT İmamoğlu'nun bu açıklamasına Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan'dan tepki geldi. Konuya ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Sayan, Ağrı'da uygulanan öğrenci ulaşım ücretlerini paylaştı. Sayan şu ifadeleri kullandı: "Mazot 6 lira iken Ağrı’da öğrenci bilet ücreti 1.5 TL, tam bilet 2.5 lira idi. Mazot şimdi 20 lira, Ağrı’da öğrenci bileti 0.25 kuruş, tam bilet 1.5 TL, hastabüs 1 TL" https://twitter.com/savcisayan/status/1514686333389877259?s=21&t=qbjWmdFVXRcH8fQ8q_sIow

2 yıl önce

Marmaray'ın resmi hesabından İBB Sözcüsü Murat Ongun'un iddiasına yanıt: Yalancılıkta zirve yaptılar

İBB Ulaşım Daire Başkanı Utku Cihan öğrenci abonmanlarına yapılan zam farkının İBB tarafından karşılandığı takdirde Marmaray'ı sübvanse edeceklerini iddia etti. Konuyla ilgili haberi sosyal medya hesabından paylaşan İBB Sözcüsü Murat Ongun, ise "İBB olarak Ulaştırma Bakanlığı'nı sübvanse etmemiz isteniyor. İstanbulluların takdirine sunarız" ifadelerini kullandı. "YALANCILIKTA ZİRVE YAPTILAR" Ongun'a yanıt Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Marmaray'ın resmi Twitter hesabından geldi. Paylaşımda, "Yalancılıkta zirve yaptılar! Öğrenci tarifesi kararı yürürlüğe girerse Marmaray kendi sübvansiyonunu yapacaktır" denildi. https://twitter.com/marmaraytcdd/status/1514962009493803015?s=21&t=XsIPEtlto-KSpPDdD7cMXw

2 yıl önce

Citroën CEO'su Vincent Cobée: Bu yaz aylarında Citroen'in global bir yeni model tanıtımını Türkiye'de yapacağız

Globelde birçok ülkede satışlar düşerken, ülkemizde satış adetleri ve pazar payı yükselen Citroen hızlı bir büyüme içinde. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye gelen Citroën CEO'su Vincent Cobée, önemli açıklamalarda bulundu. "Gelişimin asıl nedeni Citroën Türkiye'nin performansı" açıklaması yapan CEO, "Türkiye'de Selen Alkım yönetimindeki ekip, Hem hacim hem pazar payı olarak büyümeyi başardı. O yüzden buradayım. Ben onları tebrik etmek, kutlamak için ve performanslarına desteğimi de vermek için buradayım. Ami'yi ilk etapta Türkiye'ye lanse etmeyi planlamıyorduk. Ancak Türkiye'deki ekibin tutkusu karşısında yerel operasyonlarla yaptığımız konuşmalar sonrası bunu gerçekleştirdik. Bizlerle konuşuyorlar ve bize haksızsınız, yapılması gereken doğru şey budur diyebiliyorlar. Umuyorum ki bu konuda başarılı olacağız" dedi. "Türkiye, muhtemelen Citroën'in dünya çapındaki en büyük 5 pazarından bir tanesi olma potansiyeline sahip. Hedefimiz bunu başarmak" diye konuşan CEO, "Türkiye'de eylül ayından itibaren elektrikli C4 modelini satmaya başlayacağız" açıklaması yaptı. DÜNYA BASINI GELİYOR Akşam Gazetesi'nin haberine göre, "Bu yaz aylarında Citroen'in global bir yeni model tanıtımını Türkiye'de yapacağız" açıklaması yapan Vincent Cobée, "Dünya basını Türkiye'ye gelip, modeli Türkiye'de kullanacak. Neden burada yapacağız? Burası birçok medeniyetin doğum noktası, beşiği. Ancak yalnızca bununla kalmıyor, aynı zamanda büyük performansların olduğu bir nokta olduğu için lansmanı burada yapacağız. Burada lanse edeceğimiz araç tam olarak Türkiye pazarına uygun bir araç olacak. Bununla birlikte aslında tüm Akdeniz havzasına, Avrupa'yla, Kuzey Afrika'yla Türkiye'ye ve etrafındaki pazarlara uygun bir araç olacak. Dolayısıyla belki bu şekilde Türk pazarının özüne yanıt vermiş olacağız" dedi.

2 yıl önce

Macron'un emekli maaşı vaadiyle Türkiye'yi aşağılamaya çalışan Şirin Payzın'a rakamlarla yanıt

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 1100 euro emekli maaşı vaadinin ardından Türkiye'yi hedef alan Şirin Payzın'a sert tepkiler geldi. Payzın, Macron'un seçim vaadi olarak emeklilere 1100 euro maaş vereceğini söylemesine vurgu yaparak, bu rakamı Türk Lirası'na çevirdi. Fransa'daki enflasyon artışını hesaba katmayan Payzın, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Macron emekli maaşlarının en az 1100 Euro olmasını vaadediyor.. yani 17 600 TL .. Evet ! İşte AB bizi kıskanıyor ve Fransa yerlerde sürünüyor napsınlar" dedi. Bulduğu her fırsatta AB ülkelerini öven ve Türkiye karşıtı açıklamalar yapan Payzın'ın kışkırtıcı asgari ücret paylaşımına bir sosyal medya kullanıcısı rakamlarla yanıt verdi. "OLMAYAN ŞEYLERİ ANLATIYOR" Kadir Özer isimli sosyal medya kullanıcısı paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Buradan Şirin hanıma soruyorum siz hangi ülkenin vatandaşısınız? O verdiğiniz fiyatın brüt ücret olduğunu biliyor musunuz? Peki Avrupa'da ortalama ev kiralarının 700 euro olduğunu biliyor musunuz? Avrupa'da şu anda en küçük 1 litre ayçiçek yağının 5 euro olduğunu biliyor musunuz? Bunları neden söylemiyorsunuz? Sizin bu algınızı ben anlamakta zorluk çekiyorum. Şirin Hanım ve Şirin Hanım gibi sol cenahın neden kendi ülkesine ve vatanına Avrupa'yı özendirmeye ve olmayan şeyleri anlatmaya çalışmasına anlam veremiyorum."

2 yıl önce

İstanbul Mushafı Tanıtım Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan: Haysiyetimize saldırana eyvallah edecek değiliz…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii Konferans Salonunda düzenlenen İstanbul Mushafı’nı Takdim ve Tanıtım Programında katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: Türk İslam sanatının en güzide eserlerinden biri olarak tarihteki yerini alacağına inandığım eseri hazırlayan Hüseyin Kutlu hocamızı tebrik ediyorum. İstanbul, ecdadın alimlere ve sanatkarlara gösterdiği ilgi, verdiği destek sayesinde asırlar boyunca doğudan ve batıdan gelen pek çok ilim ve sanat erbabına ev sahipliği yapmıştır.  GELENEĞİ OLAN SANATLARIMIZI YOZLAŞMAYA KARŞI KORUMAK MECBURİYETİNDEYİZ Fatih Sultan Mehmet Han'dan günümüze İslam ve Türk coğrafyalarının kültür sanat merkezi olan İstanbul, bu alanlarda da dünyaya yön vermiştir. Hayatımızın her alanını ama özellikle de geleneği olan sanatlarımızı yozlaşmaya karşı korumak mecburiyetindeyiz. Konu Kuran-ı Kerim ise burada asla, riya, kibir sözkonusu olamaz.  Hepimizin bildiği gibi Kuran-ı Kerim'in ilk emri 'oku' ayetidir. Oku ve yaz emri, insana bilmediğini öğretendir. İçeriğinden bağımsız olarak yazının kendisi öylesine kıymetlidir ki büyüklerimizin üzerinde yazı bulunan herhangi bir kağıdın ayaklar altında bulunmasına rıza göstermediğini hatırlıyoruz. Medeniyetimiz, kültürümüz, her türüyle yazıyı işte böyle bir yere koymaktadır.  İÇERİĞİ SİZ ÜRETMİYORSANIZ KISA SÜREDE GÖNÜLLÜ OLARAK SİZİ ESİR ALAN BİR SİLAHA DÖNÜŞÜR Tarih farklı medeniyetlerin yükselişine ve düşüşüne şahitlik etmiştir. Dünyanın son birkaç asrına ise Avrupa ve Amerika merkezli batı medeniyetinin damga vurduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Bu sürecin elbette kölelikten katliamlara, sömürüden istismara kadar uzanan boyutları vardır. Ama batı medeniyeti dünyayı asıl, sanatıyla, kültürüyle, sinemasıyla, dizisiyle, müziğiyle, resmiyle, sporuyla yani modern tabirle yumuşak güç unsurları denen içerik üretimiyle istila etmiştir. Tabii burada teknolojinin bizatihi kendisiyle muhteviyatının ayrımını iyi yapmak gerekiyor. İnterneti, sosyal medyayı ve benzeri uygulamaları kullanmak herkesin hakkıdır. Herkese kolaylık sağlar. Şayet bu teknolojik imkanın içeriğini siz üretmiyor, dilini ve mesajlarını siz yönetmiyorsanız hak ve kolaylık olarak gördüğünüz şey kısa sürede sizi gönüllü şekilde esir alan bir silaha dönüşür. DÜNYA YENİDEN IRKÇILIĞIN, İSLAM DÜŞMANLIĞININ YÜKSELİŞE GEÇTİĞİ BİR DÖNEME GEÇTİ Benzer örnekleri tüm medya mecraları tüm iletişim araçları için vermek mümkündür. Bu mecraların yeni bir faşizm dalgasının araçları haline dönüşmeye başlaması dünyayı ve insanlığı geçmiştekilerden çok daha güçlü bir tehdidin kucağına doğru hızla itmektedir.  Geçmişte yaşanan acılardan, felaketlerden, zulümlerden yeterince ibret alınmamış olacak ki, dünya yeniden ırkçılığın, İslam düşmanlığının, ötekileştirmenin yükselişe geçtiği bir döneme girdi. Avrupa ülkelerindeki seçimlerde ırkçı partilerin iktidara ortak olma, tek başına iktidara gelme seviyesinde desteklere ulaşmaları üzüntü ve kaygı verici. HAYSİYETİMİZE SALDIRANA EYVALLAH EDECEK DEĞİLİZ Müslümanlar olarak bu kötü gelişmelere karşı en büyük gücümüz, en büyük imkanımız hiç şüphesiz inancımızdır, imanımızdır. Onunla birlikte birliğimiz ve beraberliğimizdir. Bunun yanında medeniyetimizin zengin birikimini ihya etme kabiliyetimizi harekete geçirerek maruz kaldığımız ön yargıların, ithamların, dayatmaların hatta saldırıların üstesinden gelebileceğimize inanıyorum. Elbette yüzümüze tokat atana, ayağımıza çelme takana, canımıza kast edene, haysiyetimize saldırana eyvallah edecek değiliz. Devletimizi güçlendirerek, ekonomimiz geliştirerek, siyasi ve sosyal birliğimizi tahkim ederek mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunu yaparken asıl mesafe kat etmemiz gereken yumuşak güç alanlarını, sanatı, kültürü, edebiyatı, akademiyi, medyayı, sporu ihmal etmeyeceğiz. En az diğer hususlar kadar bu alanlara da ihtimam göstereceğiz. Bu anlayışla biz de ülkenin temel altyapı eksiklerini tamamladıkça, milletin demokrasi ve özgürlük taleplerini karşıladıkça vaktimizi ve enerjimizi bu alana daha çok vermeye başladık. Mimarimizi yeni bir yorumla tekrar ihya ettik. Birileri rahatsız olabilir. Varsın onlar rahatsız olsun. Ama biz onlar rahatsız oluyor diye o izi sürmekten geri duramayız. Hatta televizyon dizilerinden müziğe, sinemadan bilgisayar oyunlarına kadar geniş bir alanda özgün kültür ve sanat içeriklerimizle şimdi dünyaya açıldık. Bilim insanlarımız sanatçılarımız, edebiyatçılarımız, sivil toplum temsilcilerimiz uluslararası düzeydeki çalışmaları ve başarılarıyla elhamdülillah takdir topluyor. İstanbul Mushaf'ını da medeniyetimizin bu alandaki inkişafının yeni bir işareti, yeni bir sembolü olarak görüyorum.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 25 26