18 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Maaşını sorduğu esnaftan beklediği yanıtı alamayan Akşener'in yüzü düştü: 5 bin lira ile de zor geçinilir

Yeni Şafak’ın haberine göre; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Uşak’a gelerek burada çeşitli temaslarda bulundu. Esnafı ziyaret eden Akşener, vatandaşların gelirlerini ve nasıl geçindiklerini sordu. Eşme ilçesinde bir markete girerek esnaf ve ailesinin gelirlerini soran Akşener, aldığı cevap sonrasında şaşkına döndü. "5 BİN LİRA İLE DE ZOR GEÇİNİLİR" Esnafın babasının 5 bin TL maaş aldığını öğrenen Akşener, bu ücretle bile zor geçinileceğini ama maaşın iyi olduğunu söyledi. YÜZ İFADESİ DİKKATLERDEN KAÇMADI Sorulara devam eden Akşener, evde internet ve tablet olduğunu duyduğundaki yüz ifadesi dikkatlerden kaçmadı.

2 yıl önce

Erhan Ayfoncu'dan CHP'ye yanıt: İslam’ın “Ortaçağ”ı yoktur!

Kendi tarihine ve değerlerine “Ortaçağ zihniyeti” diye hakaret edenlerin, tarihimizde böyle bir dönem olmadığından habersiz olduğunu vurgulayan Erhan Afyoncu, "İslam’ın “Ortaçağ”ı yoktur. “Ortaçağ zihniyeti” o dönemin Avrupa’sında ve bugün kendi değerlerinden utananların kafalarındadır" diye yazdı. Erhan Afyoncu yazısında şunları kaydetti; "İslam dünyası, Batı'nın Ortaçağ'ı yaşadığı dönemde çok parlak bir medeniyete ve entelektüel hayata sahipti. Muhittin Macit, İhsan Fazlıoğlu, Mahmut Kaya, Yavuz Unat, Hüseyin Gazi Topdemir ve Bekir Karlığa'nın İslam medeniyetinin Avrupa'ya tesirleri konusunda önemli araştırmaları vardır. Ayrıca Thomas Bauer, "Neden İslam'ın Ortaçağ'ı Yoktu?", Frederick Starr ise "Kayıp Aydınlanma" isimli eserinde bu konuyu teferruatlı olarak anlatırlar. TERCÜME DÖNEMİ İslam medeniyeti, fetihlerle Bizans ve İran medeniyetleriyle karşılaştı. Komşu medeniyetleri anlama ve onlardan faydalanma yoluna gitti. İslam dünyası böylece o dönemdeki Hıristiyan dünyasından çok farklı bir yolda ilerledi. Avrupa'nın rağbet etmediği ve gündeminden düşürdüğü Antik Yunan'a ait bilgiler Arapça'ya aktarıldı. İslam dünyasında ilk çeviriler, Emevi halifeleri döneminde başlasa da sistemli bir tercüme faaliyeti Abbasiler zamanındadır. Beytü'l-Hikme'nin kurulmasıyla önemli âlimler ve mütercimler burada toplandı. Aristo'nun, Öklid'in, Batlamyus'un, Galen'in ve Hipokrat'ın eserleri çevrildi. Beytü'l- Hikme'de yapılan tercüme ve bilimsel çalışmalar, İslam dünyasında bilimin ve düşüncenin gelişmesini sağladı. BİLİMİN PARLAK GÜNLERİ Tıp alanında parlak bir dönem yaşandı. Bağdat, Şam, Kahire ve Kurtuba'da hastaneler kuruldu. Hastalıkların türlerine göre ayrılan hastaneler aynı zamanda tıp okuluydular. Binalarda dershaneler ve kütüphaneler de mevcuttu. Derslerde Hipokrat'tan İbn Sina'ya kadar önemli âlimlerin eserleri okutuluyordu. Eğitimin sonunda yeterli olanlar hekim diploması alıyordu İbn Sina'dan Ebu Bekir Razî ve İbn Nefis'e kadar birçok büyük hekim önemli buluşlara imza attılar. İbn Sina bütün tıp tarihinin en önemli ismiydi. İbn Nefis, Galen'i eleştirerek kalbin anatomisi konusundaki eksikliklerini ortaya koyup küçük kan dolaşımını keşfetti. İslam dünyasında tıp eğitimi ve hastanelerin yanında ilaç yapımı da gelişti. Razî ve Birunî gibi âlimler, mineraloji ve farmakolojiyle uğraştılar. Endülüslü İbnü'l-Baytar'ın üç kıtayı gezip, bitki toplayıp inceleyerek yazdığı eserler ilaç yapımı ve kullanımı alanında başucu kitapları oldular. Muhammed bin Musa el-Harizmî, "cebir"i müstakil olarak ele aldı. Cebir, Harizmî ile denklemler bilimi oldu. Harizmî dışında da İslam dünyasında geometri ve aritmetik alanında birçok önemli âlim önemli buluşlar yaptı. Modern kimyanın oluşumunda İslam âlimleri öne çıktı. Cabir bin Hayyân, teorik ve deneysel araştırmalarıyla modern kimyanın kurucularından oldu. Birçok kimyasal bileşiğin, kimya aletinin, kimya sürecinin uygulayıcısıydı. Minerallerin oluşumuyla ilgili teoriler geliştirirken, kimya sanayiiyle ilgili önemli çalışmalar yaptı. İbn Hayyân, tabiat bilimlerinde deneyin önemini kavrayıp araştırmalarında uygulamıştı. Batı'da "Geber" ismiyle tanındı. Batılı araştırmacılar, İbn Hayyân'ın Boyle, Priestley ve Lavoisier gibi kimyacılarla birlikte ele alınması gerektiğini söylerler. Ortaçağ'ın büyük fizikçisi, matematikçi ve astronom olan İbnü'l- Heysem, optik alanında bir devrim yaptı. Deneysel çalışmalarıyla optiğin ilkelerini ve problemlerini ortaya koydu. Gözün yapısını ve görmenin mahiyetini inceledi. İslam dünyasında Aristo sistemini temel alan "Meşşâiyye" adı verilen felsefe hareketi ortaya çıkmıştı. Farabi, İbn Rüşd, İbn Sina ve Kindî gibi âlimler, felsefe, mantık, ahlak ve siyaset düşüncesinde önemli fikirler geliştirdiler. İslam âlimleri, mekanik, makine yapımı, metallerin işlenmesi, cam yapımı tekniklerinin geliştirilmesi, rüzgâr ve su değirmeni, saat, çeşme ve kaldıraç yapımı konusunda önemli çalışmalara imza attılar. Mekaniğin yasalarını ve birçok cismin yoğunluklarını incelediler. Alkol, gliserin, soda, nitrik, asetik, sülfürik ve hidroklorik asit gibi birçok kimyasal maddeyi keşfettiler. GÖKLERİ KEŞFETTİLER Halife Memun zamanında 9. yüzyılda Bağdat'ta Şemmâsiye Rasathanesi'nin inşa edilmesinin ardından İslam dünyasının birçok yerinde gözlemevleri kuruldu. İslam âlimleri gözlem aletleriyle gökyüzünü izleyip hem pratik hem de teorik çalışmalar yaptılar. Yeni gözlem araçları ve teknikleri geliştirdiler. Ayrıca yer ölçümü çalışmaları da yapıldı. Rasathanelerde ekliptik düzlem ile ekvator düzlemi arasındaki eğim hesaplandı. Bettanî, güneş, ay ve gezegenlerin hareketlerini izleyerek mevsim sürelerini ve güneş yılını büyük bir doğrulukla (365 gün 5 saat 46 dakika 24 saniye) hesapladı. Bîrûnî'nin çalışmaları astronomi alanındaki en önemli ve kapsamlı eserlerdendi. İslam astronomları, Batlamyus'un teorilerindeki eksiklikleri ortaya koyup birçok yeniliğe imza attılar. Nasiruddin-i Tusî'nin 1259'da Meraga'da kurduğu rasathanenin benzeri Avrupa'da ancak 16. yüzyılda kurulabildi. Uluğ Bey'in Semerkand rasathanesi ve medresesi ise büyük bir bilim merkezi oldu. Yapılan çalışmalar "Uluğ Bey Zici" adlı eserde toplandı. Astronominin temel kitabı oldu. Eserde 48 takımyıldızı ele alınıp 1028 yıldızın yeri tespit edilmişti. İSLAM MEDENİYETİNİN BATI'YA TESİRLERİ AVRUPA'DA Hıristiyanlık'tan sonra düşüncenin dini alana yönelmesiyle Antik Yunan bilim ve kültürü dışlanmaya başlandı. Bizans İmparatoru Jüstinyen, 529'da Atina felsefe okulunu kapatınca buradaki âlimler İran'a sığındılar. Batı, Ortaçağ adı verilen dönemde düşünce alanında karanlık bir devre girdi. Aynı yıllarda Ortadoğu, İran ve Maveraünnehir'deki Araplar, İranlılar ve Türkler ise gelişmiş bir medeniyet dönemindeydiler. Müslümanlar, düşünce, bilim ve teknoloji alanında parlak günler yaşadıkları bu dönemde askeri açıdan rakipsizlerken ekonomi ve ticareti de yönlendirdiler. Nitekim Thomas Bauer, "Doğu'nun Antik şehirlerinde büyük taş binalar ayakta kalırken, o dönemin Avrupa'sında bunlar harabe haline gelmişti. Oysa Doğu'da hekimler Galen'in tıbbını devam ettirmişler, doğa bilimleri ve edebiyatta birbirinden eşsiz eserler kaleme alınmıştır. Doğu'nun günlük hayatında bakır, sirke, kiremit, cam gibi gündelik hayatın unsurları yaygın bir şekilde kullanılırken, Avrupalılar bunları ancak Yeniçağ'ın başında tekrar keşfetmişlerdir" der. Batı'da İslam bilim ve düşüncesine karşı ilgi 10. yüzyılın sonunda başladı. İslam bilim ve felsefe mirasının büyük bir kısmı Arapça'dan Latince ve İbranice ile Kastilce ve Katalanca gibi yerel dillere çevrildi. İspanya, Fransa, İngiltere, Sicilya ve Portekiz'de tercüme faaliyetleri oldu. Avrupa kralları, Müslüman halifelerini örnek aldı. İngiliz düşünürü Abelard de Bath (öl. 1142), İslam'ın etkisini şahsında taşıyan ilk aydındı. Toledolu Gerard de Cremone, 71 çeviri yapmıştı. Cremonalı Gerard, Arapça'ya çevrilen Aristo külliyatının büyük bir kısmını Latince'ye tercüme ettiği gibi, Kindî, Farabî ve İbn Sina'nın eserlerinden çeviriler de yaptı. İbn Rüşd'ün ölümünün üzerinden yarım asır bile geçmeden eserleri Batı dillerine çevrilmişti. İslam âlimlerinin Avrupa'ya tesirleri konusunda ciltlerle kitaplar yazılmıştır. Tesirlerin çok az bir kısmı şunlardır: Harizmî'nin matematik alanındaki önemli eseri, Latince'ye 12. yüzyılda Chesterli Robert ve Cremonalı Gerard tarafından çevrilirken, kitabın adında yer alan "el-cebr" kelimesi de "algebra" oldu. İbn Sina'nın "el- Kanun fi't-Tıp" adlı eseri yüzyıllar boyunca Avrupa'da başlıca başvuru kaynağı oldu. 13. yüzyılda yaşayan İbnü'l-Baytar'ın ilaçlara ilişkin eserleri Avrupa'da 15. yüzyıla kadar okutuldu. Nitekim, Paris Tıp Fakültesi'nde Grand Amphitheatre'daki dünyanın en büyük hekimlerini temsil eden resimde İbn Sina ve Ebu Bekir Razî de bulunur. George Sarton, Avrupa'da Al-Haytham ya da Alhazen gibi isimlerle tanınan İbnü'l- Heysem'i "bütün zamanların en büyük optikçisi" olarak tanımlar. Farabî'nin Aristo fiziğini eleştirdiği "Boşluk Üzerine" adlı çalışmasındaki tezler 13. yüzyılda Bacon aracılığıyla Avrupa'da yaygınlaştı. Farabi'nin felsefesi Avrupa'daki düşünce sistemine önemli etkiler yapmıştır. Robert Hammond, 13. yüzyılda yaşayan Batı'nın büyük teolog ve düşünürlerinden Aquinolu St. Thomas felsefesinin Farabî sisteminin bir tekrarı olduğunu söyler. İbn Sina'nın tıbbi ve felsefi görüşleri, 17. yüzyıla kadar Avrupa'da üzerinde en çok tartışılan görüşlerdendi. İbn Sina'nın üslubu, felsefesi ve bilim düşüncesi, Batı dünyasında birçok düşünür için kılavuz ve model oldu. İbn Sina'nın Batı düşüncesi ve bilim geleneği üzerinde derin bir etkisi oldu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’ndan Esenyurt'ta iki grup arasında çıkan kavgayı siyasete alet eden Ümit Özdağ'a yanıt: Yazıklar olsun

Esenyurt’ta Filistinli bir kişiyle sigara isteme nedeniyle başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Bunun üzerine bir grup mahalle sakini yabancı uyruklu kişilerin dükkanlarının bulunduğu alışveriş merkezinin cam ve vitrinlerine zarar verdi. BİR KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve özel harekat ekipleri sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri bölgede çalışma yaparken bir kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, konuyla ilgili Twitter hesabından açıklamada bulundu. BAKAN YARDIMCISI ÇATAKLI: ÜMİZ ÖZDAĞ VE BENZERLERİNE YAZIKLAR OLSUN "Esenyurt’ta Filistinli bir kişiyle sigara isteme nedeniyle başlayan tartışma kolluk kuvvetlerimizin müdahalesi ile sona erdi. Sorumlular gözaltına alındı." diyen Çataklı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'a tepki göstererek şunları söyledi: "Yabancı düşmanlığı üzerinden oy avcılığı yapmaya çalışan Ümit Özdağ ve benzerlerine yazıklar olsun!"

2 yıl önce

Kendilerini '515 Haşimi' olarak tanıtan Suriyelilerin bıçaklı yürüyüşüne 20 sınır dışı

Seyhan ilçesi 19 Mayıs Mahallesi’nde Suriyeli bir grubun sokakta, ellerinde döner bıçakları ve sopalarla yürüdüğü anlar, yine Suriyeli bir kişi tarafından sosyal medyada paylaşıldı. Görüntülerin yayılmasının ardından olayla ilgili haklarında soruşturma başlatılan şüphelilerin tespitine çalışan polis, eşkalleri belirlenen 20 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili çalışmada şüphelilerin, Suriye’de Arap milliyetçiliğini savunan 5 farklı aşiretin mensuplarından oluşan ve kendilerini '515 Haşimi' olarak tanıtan grupta yer aldığı, aralarında uzun süredir fikir anlaşmazlığı yaşandığı belirlendi. Bazılarının araçlarına yazdığı 515 sayısının da Arap Haşimiler Devleti'nin sembolü olduğu tespit edilirken, gözaltına alınan 20 Suriyeli de haklarında yapılan işlemlerin ardından sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildi.

2 yıl önce

Bülent Ersoy'un Anıtkabir ziyareti sırasındaki görüntülere ilişkin inceleme başlatıldı

Ne olmuştu? Bülent Ersoy, dün bir konser için gittiği Ankara'da, Anıtkabir'i ziyaret etti. Anıtkabir'e tekerlekli saldalye ile gelen Ersoy'a, bir denizci askerin yağmurdan korunması için şemsiye tuttuğu görüldü. Bu sırada çekilen fotoğraflar sosyal medyada tartışma yarattı.

2 yıl önce

Adana'da kendilerini '515 Haşimi' olarak tanıtan 19 Suriyeli sınır dışı edildi

Seyhan ilçesi, 19 Mayıs Mahallesi’nde Suriyeli bir grubun sokakta ellerinde döner bıçakları ve sopalarla yürüdüğü anlar yine Suriyeli bir kişi tarafından 11 Ocak'ta sosyal medyada paylaşıldı. Görüntülerin yayılmasının ardından olayla ilgili haklarında soruşturma başlatılan şüphelilerin tespitine çalışan polis, eşkalleri belirlenen 20 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili çalışmada şüphelilerin, Suriye’de Arap milliyetçiliğini savunan 5 farklı aşiretin mensuplarından oluşan ve kendilerini '515 Haşimi' olarak tanıtan grupta yer aldığı, aralarında uzun süredir fikir anlaşmazlığı yaşandığı belirlendi. Bazılarının araçlarına yazdığı 515 sayısının da Arap Haşimiler Devleti'nin sembolü olduğu tespit edilirken, gözaltına alınan 20 Suriyeli de haklarında yapılan işlemlerin ardından Sınır Dışı edilmek üzere Adana İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne teslim edildi. Adana İl Göç İdaresi Müdürlüğü'nde işlemleri tamamlanan 19 Suriyeli sınır dışı edildi. İşlemleri tamamlanmayan bir Suriyelinin ise adli sürecinin devam ettiği bildirildi.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu'nun o yemekten haberi var mıydı? sorusuna İmamoğlu'ndan tek cümlelik yanıt: 'Benim hangi yemeği yediğimi niye takip etsin'

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ataşehir'de katıldığı bir programda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu'na yöneltilen sorulardan biri de kar fırtınası sırasında İngiliz büyükelçi ile yediği yemekten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun haberinin olup olmadığıydı. Bu soruya tek cümlelik yanıt veren İmamoğlu "Genel başkanım o kadar yoğun ki benim hangi yemeği yediğimi niye takip etsin?" ifadelerini kullandı. İBB ÖZEL TEFTİŞ İçişleri Bakanlığı tarafından İBB'ye yönelik başlatılan teftişteki son duruma ilişkin ise İmamoğlu, "Teftiş edilmek kadar doğal bir süreç yoktur. Bunun aklı vardır, bunun hukuku vardır. Bu akılsız ve hukuksuz bir süreç. Biri bağırdı, haykırdı, çağırdı diye bir uygulama başlatıldı. Nereye bakarsanız bakın kardeşim. Allah bu şekilde devam eden siyasilere akıl versin diye devam ediyorum duam tutmadı ama Allah akıl versin demeye devam edeceğim " diye konuştu.

2 yıl önce

Samsun’da Atatürk Anıtı’na saldıran kişiler gözaltına alındı

YAKALANDILAR Atatürk anıtına dün akşam kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından saldırı yapıldı. Saldırganlar, Atatürk’ün üzerinde bulunduğu atın arka bacaklarına ip bağlayıp çekerek yıkmaya çalıştı. Saldırı girişimi başarısız sonuçlanınca, saldırganlar ipleri bağladıkları yerde bırakıp kayıplara karıştı. Polis çevredeki mobese kameralarını incelemeye aldı. Yapılan incelemede parkın içine giren bir aracın tespit edildiği belirtildi. SAMSUN VALİSİNDEN AÇIKLAMA Samsun Valiliği, Atatürk anıtına urgan asılmasıyla ilgili iki şüphelinin gözaltına alındığını bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, sabah saatlerinde İlkadım ilçesi Kale Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan Onur Anıtı’na urgan asıldığına ilişkin Samsun İl Emniyet Müdürlüğü’ne gelen ihbar üzerine ekiplerin ivedilikle olay yerine intikal ettiği belirtildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele yolunda ilk adımı attığı Samsun’da simge haline gelen Atatürk anıtına yapılan bu saygısızlığın asla kabul edilemeyeceği vurgulanan açıklamada, “Kolluk birimleri ilgili aracı tespit etmiştir. Onur Anıtı’na urgan asmak suretiyle saldırı gerçekleştiren 2 kişi, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerimizce yürütülen titiz çalışmayla kısa sürede yakalanmış ve sorgulamalarına başlanmıştır. Bu saygısız menfur saldırının aydınlatılmasına yönelik adli ve idari süreç Valiliğimizce yakinen takip edilecektir.” ifadeleri kullanıldı.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 25 26