19 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Emniyet raporu yayımlandı: PKK uluslararası uyuşturucu ticaretine doğrudan dahildir

Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'ndan, NARKOTERÖR ve PKK ilişkisiyle ilgili rapor yayımlandı. 'PKK ve uyuşturucu ticareti ilişkisi: NARKOTERÖR' başlığı ile yayımlanan raporda, terör örgütü PKK'nın Türkiye ve Avrupa'daki uyuşturucu ticaretine ilişkin veriler paylaşılırken "Yıllardır sistematik şekilde devam ettiği uyuşturucu ticaretinden milyarlarca dolar gelir sağlayan, çocuklarımızı zehirleyen, elde ettiği gelirle terörist faaliyetlerini sürdüren PKK, yandaşları ve NARKOTERÖR'le mücadelede kararlıyız" ifadeleri yer aldı. 'PKK TARAFINDAN, TÜRKİYE ÜZERİNDEN YAPILAN KAÇAKÇILIK FAALİYETLERİNDEN HARAÇ ALINDI' PKK tarafından, Türkiye üzerinden yapılan kaçakçılık faaliyetlerinde haraç alındığı belirtilen raporda "Başlangıçta uyuşturucu suç organizasyonlarının sözde güvenliklerini sağlama karşılığı haraç alan PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü, zaman içerisinde uyuşturucu madde kaçakçılığındaki kazancın büyüklüğünü anlayınca bizzat bu kaçakçılıkta yer almayı tercih etmiştir. PKK/KCK/PYD/YPG artık; uyuşturucu ticaretini bizzat koordine etmekte, ülkemiz üzerinden yapılan kaçakçılık sevkiyatlarında vergi adı altında haraç almakta, Türkiye ve Avrupa sokaklarında üyeleri kanalıyla uyuşturucu satmakta, uyuşturucu imalatına yer ve koruma sağlamakta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki yasadışı kenevir ekiminde ve ticaretinde aktif rol oynamakta ve Avrupa uyuşturucu pazarının büyük kısmını yönetmektedir" denildi. ULUSLARARASI ALANDAKİ TESPİT VE RAPORLAR Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından yayımlanan raporda, terör örgütü PKK ve uyuşturucu ticaretiyle ilgili hazırlanan uluslararası raporlara da değinilerek şu ifadelere yer verildi: "Paris Kriminoloji Enstitüsü tarafından 1996 yılında hazırlanan 'Kürdistan İşçi Partisi' adlı raporda terör örgütü PKK'nın Avrupa genelinde uyuşturucu nakli ve kaçakçılığını organize ettiği tespiti bulunmaktadır. Aynı enstitünün 'Terörizm ve Politik Şiddet' raporunda Avrupa'da uyuşturucu bağlantılı suçlardan yakalanan Türk vatandaşlarının çoğunluğunun PKK militanı olduğu veya bu örgütle sıkı bağı bulunduğu ifade edilmektedir. ABD Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarının 1995 ve 1996 yıllarında yayınladıkları raporlarda, PKK'nın terör eylemlerini finanse etmek amacıyla eroin üretimi ve kaçakçılığı yaptığı belgelenmektedir. Yine ABD Dışişleri Bakanlığının 1998 raporunda PKK'nın uyuşturucu ticaretinden sadece pay almadığı, söz konusu uyuşturucunun Avrupa'ya taşınmasında ve pazarlanmasında da doğrudan rol aldığı vurgulanmaktadır. 1998 yılında Beyrut'ta toplanan BM/UNDCP Orta ve Yakın Doğu'da Yasadışı Uyuşturucu Ticareti ve Bağlantılı Sorunlar Alt Komisyonu'nun nihai raporunda PKK, NARTOTERÖR örgütlerine örnek olarak gösterilmiştir. NATO'nun 2007 tarihli Takviyeli Ekonomik Komite toplantısındaki raporunda uyuşturucunun üretiminden dağıtılmasına, sokaklarda pazarlanmasından Avrupa'da vergilendirilmesine kadar, PKK terör örgütünün narkotik ticaretin her safhasında yer aldığı ifade edilmiştir." 'PKK ULUSLARARASI UYUŞTURUCU TİCARETİNE DOĞRUDAN DAHİLDİR' Terör örgütü PKK'nın uyuşturucu ticaretine doğrudan dahil olduğu aktarılan raporda, "1998 yılı raporlarında İtalya mali polisine göre; PKK uluslararası uyuşturucu ticaretine doğrudan dahildir ve yasa dışı gelir elde etmektedir. EUROPOL tarafından 2011 yılında yayımlanan 'Avrupa Terörizm ve Trendleri' başlıklı raporda, PKK gibi ayrılıkçı terör örgütlerinin, finansman sağlamak amacıyla uyuşturucu ve insan kaçakçılığı suçlarıyla uğraştığı belirtilmektedir. 'Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Eylem Görev Gücü (FATF)' tarafından Ekim 2015'te yayımlanan raporda PKK'nın yasa dışı uyuşturucu trafiğinden gelir elde ettiği ve uyuşturucunun Türkiye üzerinden Avrupa pazarına ulaştırılmasında vergi aldığı belirtilmiştir. Der Spiegel Dergisi Aralık 1995 tarihli sayısında, bölücü PKK terör örgütünün Almanya'da, 8-12 yaş arasındaki çocuklara sokaklarda uyuşturucu sattırarak bu paraları örgüte aktardıkları haberi yer almıştır. EUROPOL tarafından çıkarılan '2013 Terörizm Durumu ve Trend Raporu'na göre; PKK'nın terörist faaliyetlerini finanse etmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığına dahil olduğu ifade edilmiştir" denildi. ABD HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI'NDAN UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI İLANI Raporda, ABD Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 'Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı' ilanında PKK üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok gibi isimlerin yer aldığı belirtilerek, şu ifadeler yer aldı: "BM 2012 Dünya Uyuşturucu Raporuna göre de 'Balkan rotasının bazı bölgelerinde, organize suçların işlendiği yerler ile terörizm faaliyetlerinin yaşandığı yerler örtüşmektedir. PKK'nın uyuşturucu ticaretine dahil olması, 2008'de bazı üyelerin Avrupa'da eroin kaçakçılığı suçundan tutuklanmasıyla daha da gözler önüne serilmiştir. Almanya Başsavcılığı, Avrupa'da yakalanan uyuşturucunun yüzde 80'nin PKK ile bağlantısı olduğunu öne sürmüştür (1994). PKK'nın Avrupa'daki organize suç ve uyuşturucu ticareti faaliyetine vurgu yapmıştır. Şemdin Sakık ve yakalanan birçok PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütü mensubu, örgütün Bekaa Vadisi'nde ve Kuzey Irak'ta uyuşturucu imal ettiği ve Avrupa'da pazarladığını itiraf etmiştir."

1 yıl önce

Tarihi zirve sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Zaporijya' vurgusu! Zelenski'nin isteğini açıkladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zaporijya konusu gerçekten rastgele bir konu değil. Ama birinci derecede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bu işin yakın takibinde olması ve neler yapılması gerektiği hususunda belli bir yükü üstlenmesi lazım. Zelenski bizden şunu özellikle istedi; Rusya’nın buradaki bütün mayın ve benzeri döşemeleri söküp alması ve bu hususun süratle ürkütücü olmaktan çıkması. Çünkü bir tehdit unsuru. ‘Çernobil’i yaşamak istemiyoruz’ derken biraz da onu kastettim" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Pasaport bedellerine fahiş zam gelecek yalanı duvara çarptı! Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü iddiaları yalanladı

https://twitter.com/tcnufus/status/1560992713918619649?s=24&t=bbP1gS-hrqGeqD-Jwa8H8g Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın talimatıyla şubat ayında çalışmalarına başlanan yerli ve milli pasaportta sona gelinmiştir. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ve Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar tamamlanmış olup, yerli ve milli pasaportumuzun 25 Ağustos itibariyle üretimine başlanacaktır. Yerli ve milli olmasının yanında holografik şerit, hayalet resim, harflerle oluşturulan portre fotoğraf, metamorfik desen gibi birçok özellikle de dünyanın en güvenli pasaportu olma özelliğine sahip olacaktır. Pandemi kısıtlamaları sonrasında oluşan uluslararası seyahat ihtiyaçları sonucunda dünyada olduğu gibi ülkemizde de pasaport talebinde olağanüstü artışlar görülmektedir. Küresel ölçekli tedarik zincirinin bozulması nedeniyle pasaport üretiminde kullanılan çip ve diğer malzemelerin temininde tüm dünyada sorunlar yaşanmaktadır. Uluslararası basında yer alan haberlere göre; ABD, Fransa, Avusturalya, İngiltere, İsrail, Norveç ve Kanada gibi ülkeler başta olmak üzere pasaport temininde sorunlar yaşandığı ve buna bağlı olarak pasaport randevusu ve pasaport teslim sürelerinin uzadığı, bazı ülkelerde bu sürenin altı ayı geçtiği görülmüştür. 2022’nin 7 aylık döneminde 1 milyon 360 bin pasaport düzenlendi Dünyada yaşanan bu krize rağmen umumi (bordo) pasaport 30 ve hususi (yeşil) pasaport talepleri en fazla 60 gün içerisinde karşılanmış olup, acil pasaport talepleri ise vatandaşlarımızın mağdur olmaması için ivedilikle karşılanmaktadır. Bu kapsamda 2021 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle 889.855, 2022 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle de %65 artışla 1.360.653 pasaport düzenlenmiştir. Ancak bu yıl içerisinde pasaport alan kişilerden %58'inin yurtdışına çıkış yapmadığı tespit edilmiştir. Hususi (yeşil) pasaportların geçerlilik süresi 5 yıldan 10 yıla uzatıldı Öte yandan hususi pasaportların (yeşil) geçerlilik süresinde uzatılmaya gidilerek yeşil pasaportların kullanım süresi 5 yıldan 10 yıla çıkarılmıştır. Ayrıca Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce bugün itibariyle 76.842.000 kimlik kartı, 8.811.000 pasaport, 17.343.000 sürücü belgesi, 41.000 özel güvenlik kimlik kartı ve 30.000 fahri trafik müfettiş kartı basılarak ülkemizin en uzak noktasındaki vatandaşımıza en geç 3 gün içerisinde teslim edilmiştir. Harç bedellerine yönelik haberler gerçeği yansıtmamaktadır Ülkemizde pasaport, ruhsat ve diğer değerli kağıtların harç miktarlarını belirleme yetkisi bilindiği gibi Hazine ve Maliye Bakanlığına aittir. Yılbaşında belirlenecek olan pasaport harçlarını, 4 ay öncesinden Halk TV ve Karar gibi yayın organlarınca fahiş tahminlerde bulunarak manipülasyon yapılmak ve vatandaşlarımızı gereksiz yere paniğe sevk ederek başvurularda yoğunluk oluşturulmak istenmektedir. Manipülatif amaçlı bu tür ciddiyetten ve toplumsal sorumluluktan uzak haberlere itibar edilmemelidir.

1 yıl önce

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden Cumhuriyet’in “Pasaport bile Kuyruk’la” haberine yalanlama

Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bugünkü Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan "Pasaport bile Kuyruk’la “haberindeki gerçek dışı, çarpıtma bilgiler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur. Bilindiği üzere çip krizinden kaynaklı sürece kadar, pasaport işlemlerinin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredildiği 02 Nisan 2018 tarihinden itibaren pasaport talepleri aynı gün içerisinde basılarak PTT'ye teslim edilmekte, PTT tarafından ülkemizin en uzak noktasındaki vatandaşımıza en geç 3 gün içerisinde ulaştırılmaktadır. Acil durumlarda pasaportlar uzun yıllardır elden teslim ediliyor Pasaport teslim noktası uygulaması; pasaportların Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredildiği günden itibaren aynı gün seyahat ihtiyacı olması, pasaport geçerlilik tarihinin geçtiğinin fark edilmesi gibi acil durumlarda vatandaşlarımızın mağduriyetini engellemeye yönelik yıllardır uygulanan bir ilave kolaylıktır. Ayrıca pasaport teslim noktasına gerek kalmaksızın acil pasaport talepleri, başvuru esnasında nüfus müdürlüklerinde beyan edilmesi halinde MERNiS üzerinden acil başvuru uygulaması veya Alo 199 ya da sosyal medya gibi iletişim kanallarıyla iletilmesi halinde aynı gün basımı yapılarak kişiye teslim edilmek üzere PTT'ye iletilmektedir. Geçen yıla göre bu yıl pasaport basımı yüzde 65 arttı Daha önce de belirtildiği üzere küresel ölçekli tedarik zincirinin bozulması nedeniyle pasaport üretiminde kullanılan çip ve diğer malzemelerin temininde tüm dünyada yaşanan sorunlara rağmen; Türkiye bu süreci iyi yönetmiştir. Bugün itibariyle düzenlenen 77.000.000 çipli kimlik kartın da hiçbir sorun yaşanmamış, vatandaşlarımıza çipli kimlik kartları 1 ile 3 gün arasında teslim edilmiştir. 2021 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle 889.855, 2022 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle de %65 artışla 1.360.653 pasaport basılarak vatandaşlarımıza teslim edilmiş. Pasaportu teslim alan vatandaşlarımızdan %58'inin ise yurtdışına çıkış yapmadığı tespit edilmiştir. Acil yurtdışı seyahati olan vatandaşlarımızın mağdur olmaması için büyük çaba sarf edilmiştir. Öte yandan 25 Ağustos itibariyle yerli pasaportumuzun üretimine başlanacaktır. Ancak Dünyada birçok ülkede yaşanan çip krizi ve tedarik sorununu görmezden gelerek fahiş fiyat tespitleri ile vatandaşlarımızda panik ve başvurularda yoğunluk oluşturmak isteyen Halk TV ve Karar Gazetesi'nden sonra bugün de dezenformasyon içerikli haberlere Cumhuriyet Gazetesi eklenmiş, uzun yıllardır acil durumlarda yapılan elden pasaport teslimlerini çarpıtmıştır. Sorumlu gazetecilik anlayışından uzak, maksatlı ve dezenformasyon içerikli bu haberlerin asıl amacı; kamuoyunda olumsuz algı oluşturarak kamu kurum ve kuruluşlarının işleyişinin hedef almaktır. Tekraren ifade etmek isteriz ki ciddiyetten uzak bu tür haberlere vatandaşlarımız itibar etmemelidir."

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Beni yargılayacaksın, Apo'yu, Selo'yu serbest bırakacaksın

Bakan Soylu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca başlatılan "Yüz Yüze 100 Gün" projesi kapsamında, AK Parti Silivri İlçe Başkanlığında partisinin üç kademe ilçe yönetimi, mahalle başkanları ve meclis üyeleri ile bir araya geldi. Siyasetin, milletin dili, tercümesi ve özü olduğunu dile getiren Soylu, siyaseti farklılaştırmaya, başkalaştırmaya, küçümsemeye ve devre dışı bırakmaya çalışanların aslında milleti devre dışı bırakmak istediklerini söyledi. İl Başkanlığınca düzenlenen "Yüz Yüze 100 Gün" projesinin milletin taleplerini gözden geçirebilmek adına atılan önemli bir adım olduğunu ifade eden Soylu, AK Parti'nin sadece bir değişim ve kalkınma partisi değil aynı zamanda devrim partisi olduğunu belirtti. Soylu, "21'inci asır başlarken karşı karşıya kaldığımız durumu hepimiz biliyoruz. Amerika'dan, Avrupa'dan parmak sallanan Türkiye vardı. Sınırlarımızın hemen dışında terörle mücadele yaptığımız zaman Avrupa'nın başkentleri dahil olmak üzere, Amerika'nın başkentlerinden 'Sen ne yapıyorsun?' diye uyarılan bir Türkiye vardı." diye konuştu. İstanbul'daki yatırımlara vurgu yaparak, İstanbul Havalimanı, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray gibi birçok hizmet olmasa kentin yaşanmaz olacağını kaydeden Soylu, şehir hastanelerinden üniversitelerine kadar Türkiye'de 20 yılda 100 yılın altyapısının oluşturulduğunu anlattı. Türkiye'nin yaptığı devrimler karşısında ya yoksullukla karşı karşıya bırakılmaya çalışıldığını ya da bir takım fay hatlarının tetiklendiğini belirten Soylu, "Türklük, Kürtlük, Alevilik, Sünnilik, laiklik, anti laiklik diye bizim kendi adımıza bir kısmını zenginlik olarak değerlendirebileceğimiz fay hatlarını tetikleyerek bizi kendi kendimize enerjimizi kaybedeceğimiz bir alana doğru itmeye çalıştılar." dedi. Bakan Soylu, Türkiye'de 10 yılda bir darbe yapıldığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim ailelerimize, 'Eğer çocuklarınızı siyasete sokarsanız, yani milletin sesini ifade ederseniz sonunuz Adnan Menderes gibi olur. İdam sehpasını görürsünüz.' Hınçlarını alamadılar, rahmetli Özal'ı böyle tehdit ettiler. Hürriyet Gazetesi'nin 3 ayda bir, 6 ayda bir en sağ köşesinde, her zaman Adnan Menderes'in fotoğrafı bulunurdu. O mesaj hem millete hem de ülkeyi yönetenlere mesajdı. Bunların hepsini 20'nci yüzyıldan, bir daha gelmemek üzere, 21'inci yüzyıldan 20'nci yüzyıla iten AK Parti iktidarıdır. Darbeyi, yokluğu, yoksulluğu, geri kalmışlığı yenen, Doğu ve Batı arasındaki makus tarihi ortadan kaldıran, etrafımızdaki coğrafyada huzursuzluk varsa ona adım atmaya çalışan ve sessiz kalmayan da AK Parti iktidarıdır. Dolayısıyla millettir, siyasetin kendisidir, demokrasinin özüdür. Şimdi tahammül edemedikleri bu." "Beni yargılayacaksın, kimi serbest bırakacaksın?" Bazı muhalefet milletvekillerinin "Yargılanacaksınız." sözünü anımsatan Soylu, şunları kaydetti: "Niye yargılanacağız kardeşim? Yargıladınız, Adnan Menderes'i siz astınız. Adnan Menderes'i Cumhuriyet Halk Partisinin kadroları ve bizatihi İnönü'nün kendisi astırmıştır. O darbeyi yapanların hiçbir zaman gücü yetmez. Amerika'yla Avrupa'yla beraber, ortak bir şekilde onu astırdılar. Bize ne demek istiyorlar? Hürriyet Gazetesi'nde 6 ayda bir koyamadıkları fotoğrafı, şimdi sözleriyle Meclis'te söylüyorlar. Tamam kardeşim, beni yargılayacaksın. Kimi serbest bırakacaksın? Apo'yu serbest bırakacaksın, söylüyorsun. Kimi serbest bırakacaksın? Selo'yu serbest bırakacaksın. Beni yargılayacaksın, ne yapacaksın? S-400'ü geri iade edeceksin. İHA'yla SİHA'ları kullanmayacaksın. Etrafındaki coğrafyaya sessiz kalacaksın. Türkiye'nin bugüne kadar ne büyük kalkınma hamlesi varsa hepsini geri alıp, bütün defteri kapatıp Türkiye'yi, eski Türkiye'de olduğu gibi geçmişe mahkum bırakacaksınız. Yargılayacaksanız PKK'yı, KCK'yı, PYD'yi, hem etrafımızdaki coğrafyaya hem de Türkiye'ye hakim etmeye çalışacaksınız. Bu çok net bir şekilde gözüküyor. Yargılayacaksınız da ne yapacaksınız? Büyükelçilerin talimat verdiği 'şu adamı çıkaracaksınız' dediği talimatları birebir yerine getireceksiniz. Bütün yapmak istedikleri bu." Bakan Soylu, AK Parti olarak sadece altyapı üzerine çalışma yapmadıklarını, Türkiye'nin etrafındaki coğrafyanın ve dünyanın da umudu olduklarını dile getirdi. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı'nı karşılaştıran Soylu, "Cumhur İttifakı idealler ittifakıdır. Yani Cumhur İttifakı sadece bir seçimin kazanılmasına yönelik bir araya gelmiş bir siyasi oluşum değildir. 2023 seçimini kazanalım, 2019'u, 2018'i diye bir araya gelmiş bir anlayış değildir. Tam tersi tarihimizin, medeniyetimizin, değerlerimizin, gelenek ve göreneklerimizin hamuruyla yoğurulmuş ve tarihin içerisinden gelen ve bize emanet bırakılan bütün mirasımıza sahip çıkan, aynı zamanda geleceği de kucaklayan bir anlayışın ta kendisidir. Birbirimize tenakuzumuz yoktur. Millet İttifakı'nın elbette birbirlerine tenakuzları vardır. Biri Doğu'dan konuşur, biri Batı'dan konuşur. Biri aşağıdan konuşur, biri yukarıdan konuşur. Masanın altında başkaları var, üstünde başkaları var. Büyükelçiler başka bir metin yazarlar, kendileri başka bir metin yazarlar. Galip gelen elbette ki büyükelçilerin metinleri olur. Bizim yerlilik ve millilik anlayışımız büyük bir gayretle devam eder, ötekiler de dışarıya el açan anlayışa büyük bir gayretle devam eder." değerlendirmesinde bulundu. Dünyadaki kriz zamanlarında dahi Türkiye'nin hedeflerinden vazgeçmediğini, her krizi kendi adına fırsata çeviren bir anlayışı ortaya koymaya çalıştığını vurgulayan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgeliği ve tecrübesi, Türkiye'nin gücünü, avantajlarını, dezavantajlarını iyi bir şekilde yönetebilme kabiliyeti olduğu için AK Parti'nin 21 yıldır ayakta durduğunu belirtti. "AK Parti, Türkiye'nin üzerinden bu baskıyı kaldırmıştır" İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul, Ankara ve İzmir'de CHP'li belediyelerin hizmet yapmadığını, yapabilecek kabiliyetleri ve takatleri olmadığını ifade ederek, 1989-1994 yıllarında bunları gördüklerini ve milletin CHP'ye bir daha iktidar vermediğini kaydetti. Bugün de bunu yaşadıklarını, tarihin tekerrür ettiğini söyleyen Soylu, şöyle devam etti: "Geçmiş yıllarda hep aynısını yaptılar. Yokluklar, kıtlıklar, özgürlüklerin kısıtlanması... Bu ülkede insanları fişlediler, kıyafetlerini fişlediler, aile yaşantılarını fişlediler. Alevi veya Sünni diye fişlediler. Peki fişlediğiniz, kısıtladığınız insanlar özgür olmazlarsa, kendilerini ifade edemezlerse, özgüvenleri olmazsa neye katkı koyabilirler? Ötekisi olmaya mahkum olurlar. AK Parti Türkiye'nin üzerinden bu örtüyü kaldırmıştır. Türkiye'nin üzerinden bu baskıyı kaldırmıştır ve kaldırmaya devam etmektedir. Biz daha yolun başlangıcındayız. Onun için 2023 seçimleri, 2053 seçimlerinin işarıdır, işaretçisidir. 2071'in işarıdır, işaretçisidir. Çok çalışmalıyız, millet çalışanın yanındadır." Milletin her şeyi en iyi gören, anlayan ve bilen olduğunu vurgulayan Soylu, millete karşı yanlışları, ihanetleri, yarı yolda bırakan bir anlayışları olmadığını, kendi hevesleri, makam ve çıkarları için ülkenin anlayışını ve iradesini başkalarına devretmediklerini, milletin de bunu bildiğini söyledi. Bakan Soylu, milletle beraber olacaklarını ve milletin söylediklerinin tamamını zihinlerine kazıyacaklarını belirterek, "2023 sonrası Türkiye'nin gelecek vizyonunu, gelecek politikasını hem tecrübelerimizle hem de milletimizin bize söyledikleriyle yeniden bina edip, Türkiye'nin geleceğine güçlü adımlarla gideceğiz." dedi. Muhalefetin kendilerine ait bir değerlendirmesi, bakışı ve değerlerine ait bir saygısı olmadığını söyleyen Soylu, şunları kaydetti: "Onlar kazanmak için her yolu mübah gören bir kimliksiz yolun yolcularıdır. Açık ve net. Bunun Akşener'i de öyle, Kılıçdaroğlu'su da öyle, bunun diğerleri de aynı şekilde öyledir. Nereden gelirse... Amerikan'dan mı gelir, eyvallah. PKK'dan, HDP'den mi gelir, eyvallah. Siz kaç puansınız ki bir araya geliyorsunuz, kaç puanı topluyorsunuz ki yüzde 50'yi aşacaksınız? Matematik belli. HDP ve PKK... Kadın Meclis'te söylemedi mi? 'Bizim oylarımızla burada oturuyorsunuz' demedi mi? Akşener bana oradan laf yetiştiriyor; 'İçişleri Bakanı, onlarla sözleşme imzaladı diye beni suçluyor.' dedi. Evet, 2018 seçimlerinde söyledim. Benim söylediğimi Meclis tutanaklarında, PKK HDP milletvekili çıkıp söylemedi mi? Söyledi. Allah, masa altında bu ülkeye ihanet sözleşmesi kimseye imzalatmasın. Allah bize öyle gün göstermesin. PKK'yla HDP'yle her türlü iş birliğini yapacaksınız. Ondan sonra da 'Biz bunu yaptık mı yapmadık mı' diye bir de bizi suçlayacaksınız. Oylarınızda ve milletvekilliğinizde onların imzası ve payı var. Bunu onlar da söylüyor, ben de söylüyorum, matematik de söylüyor. Millet İttifakı nasıl yüzde 50'yi yakalayacak? Üst üste koyuyorsunuz, nasıl yakalayacak?" Bakan Soylu'nun konuşmasının ardından AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Silivri İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu da konuşma yaptı.

1 yıl önce

Bakan Soylu, yerli ve milli pasaportun üretimini başlattı

Soylu, gece saatlerinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünü ziyaret ederek holografik şerit, hayalet resim, metamorfik desen gibi özelliklerle dünyanın en güvenli pasaportu olacak, "üçüncü nesil" olarak adlandırılan yerli ve milli pasaportun üretimini başlattı. Burada gazetecilere açıklamada bulunan Soylu, yeni nesil ehliyet, çipli kimlik kartı ve yeni nesil pasaportlarda bugüne kadar yapılanları anlattı. Ocak ayından bu yana 1 milyon 630 bin pasaport basıldığını ifade eden Soylu, geçen yılın aynı döneminde ise 1 milyon 153 bin pasaport basımının yapıldığını dile getirdi. Dünyada yaşanan gelişmelerden dolayı çipli pasaport üretimlerinde yaşanan sorunlara işaret eden Soylu, mart ayından itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile Darphane Genel Müdürlüğünün yerli ve milli pasaport için çalışma yaptığını aktardı. Yerli ve milli pasaport üretimi için hedefi ağustos ayı olarak belirlediklerini bildiren Bakan Soylu, ağustos ayı tamamlanmadan çalışmaların bitirildiğini belirtti. "Fitnenin, hainliğin sınırı yok" Bakan Soylu, şöyle devam etti: "Yerli pasaportlarda ilk olarak yeşil pasaport basacağız. Burada yüksek bir talep var. Günlük pasaport talebi 7-8 bindir ama son 4-5 aydır bu talep 10 bin-15 bin arasında gidip geliyor. Bu da şundan kaynaklanıyor, özellikle her şeyi siyasallaştırmayı seven bir candaş medya var. Bu medya, toplumu yanlış bilgilendirip meseleyi kaosa döndürebilmek için kasti bir anons yaptı, 'Fahiş fiyata 2023'te pasaport ulaşacak' dedi. Bu tamamen spekülatif bir söz. Öyle bir yayın yaptılar ki başarılı da oldular. Hainliğin sınırı yok. Hakikaten fitnenin, hainliğin sınırı yok. Yaklaşık 7-8 binlik üretim talebimizi 15-16 bine çekiverdiler. Biz ona da yetişiriz. Yılbaşından itibaren 1 milyon 630 bin pasaport verdik ve bunların yüzde 58'i yurt dışına çıkmadı. Pasaport yurt dışına çıkmak için kullanılmadı. Acil durumlarda zaten günü birlik pasaport veriyoruz. Bunu uzun yıllardan beri veriyoruz. O kadar seri çalışıyoruz, gelip buradan bir saat sonra pasaportunu alma imkanına sahip. Bunu da manipüle ettiler, 'Uzun kuyruklar oluşuyor' dediler." Şu anda yaklaşık 112 bin yeşil pasaport talebinin bulunduğu, bunun yaklaşık 57 bininin uzatma istemi olduğu bilgisini veren Soylu, mayıs ayında aldıkları kararla yeşil pasaportların süresini 5 yıldan 10 yıla çıkardıklarını hatırlattı. Bakan Soylu, "Yeşil pasaportta var olan süre uzatımını sağlayabilecek bir gerçekleştirmeyi 29 Ağustos, dün itibarıyla yapabilme imkanına sahip olduk. Bütün nüfus müdürlüklerimiz bunu yapabilecek. Herhangi bir ücret ödemeden, para vermeden, 5 yıllık, 3 yıllık veya 2 yıllık süresi dolan pasaportlarını 10 yıla çıkarabilecekler." dedi. "36 ilave güvenlik ögesi var" Yerli ve milli pasaportların özelliklerini anlatan Bakan Soylu, bu pasaportlarda "Turkey" yerine "Türkiye" ifadesinin yer aldığına dikkati çekti. İçişleri Bakanı Soylu, önceki pasaportlarda 27 güvenlik ögesi bulunduğunu, yerli ve milli pasaportta ise 36 ilave güvenlik ögesinin daha yer aldığını kaydetti. Yerli ve milli pasaportların sayfalarında Türkiye'nin tarihi ve kültürel yerlerinin fotoğraflarının bulunduğunu söyleyen Soylu, Türkiye'nin endemik bitki yapısının da güvenlik ve tamamlayıcı öge olarak kullanıldığını kaydetti. Bakan Soylu, "Türkiye, kendi yerli ve milli pasaportunu bu gece itibarıyla basmaya başlıyor. İlk önce 1000 adet basacağız, ertesi gün 2 bin, ertesi gün 5 bin, ertesi gün 10 bin adet basacağız." bilgisini paylaştı. Basım aşamalarında kontrollerin süreceğinin altını çizen Bakan Soylu, deneme basımlarında yüzde 100 güvenlik başarısının elde edildiğini bildirdi. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Darphane Genel Müdürlüğü yetkililerine teşekkür eden Soylu, Macaristan'la yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye'nin Macaristan'ın yıllık 250 bin, Macaristan'ın da Türkiye'nin 250 bin pasaportunu basacağını, doğal afetlerden kaynaklı süreç söz konusu olduğunda bu ülkelerin birbirlerinin ihtiyaçlarını gidereceğini ifade etti. "Bir problemimiz kalmış değil" Pasaport üretiminde kullanılan yarı mamul üretimine ilişkin de adımlar attıklarını söyleyen Soylu, "Önümüzdeki ayın sonuna kadar yaklaşık 170 bin pasaportu basmış olacağız, bu bir aylık süreç içerisinde. Daha sonra 250 bine, daha sonra 300 bine, daha sonra yükselerek devam edecek." diye konuştu. Bir soru üzerine Soylu, TÜBİTAK'ın kullanılan çiplerin uyumlaştırılmasını sağladığını bildirdi. Vatandaşların pasaport konusunda "Yarın olmayacakmış" gibi bir endişenin içerisinde olmaması gerektiğine dikkati çeken Bakan Soylu, başka ülkeden alınan pasaportların alınmasının süreceğini dile getirdi. Soru üzerine Bakan Soylu, şunları kaydetti: "Yeşil pasaportu bastıktan sonra, hem diplomatik hem umumi hem de gri pasaportu yeni basmaya başlayacağız. Mümkün olduğunca 5-10 gün içerisinde yeşil pasaportun bekleyen talebinin tamamını eritmiş olacağız. Bir üretim planlaması yaptık. Sonra hem vereceğiz hem de stoklamaya başlayacağız. Hem diplomatik hem umumi hem de gri pasaportu, yeşil pasaportun talebinin azalmasını sağlayarak gerçekleştirmiş olacağız. 120 bin umumi pasaport talebi var, şu anda elimizde 100 bin umumi pasaportumuz var. Bir problemimiz kalmış değil. Yeşil pasaport talebini de burada basarak karşılamış olacağız."

1 yıl önce

Hususi (yeşil) pasaportla ilgili flaş gelişme: Bugün başladı

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ve Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar tamamlanarak 25 Ağustos itibariyle yerli ve milli pasaportun üretimine başlandı. Ayrıca yerli pasaporta geçiş süreci tamamlanıncaya kadar vatandaşların acil pasaport talepleri de karşılanmaya devam ediliyor. 5 YIL DAHA UZATILABİLECEK 05 Mayıs itibariyle hususi (yeşil) pasaportun geçerlilik süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkarılması nedeniyle geçerlilik süresi dolan veya dolmasına bir yıldan az süre kalan hususi pasaportların bugünden itibaren geçerlilik süresinde uzatma işlemine başlandı. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada hususi pasaportların geçerlilik süresinin uzatma işlemi kapsamında yapılması gerekenler şöyle sıralandı:  - 01.06.2010 tarihinden sonra düzenlenmiş ve fiziki olarak iptal edilmemiş (delinmemiş, vb) pasaport ile il nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerine şahsen müracaat edilmelidir. - Hususi(yeşil) pasaport uzatma işlemi ücretsizdir. - Süresi uzatılacak pasaportun geçerlilik süresinin dolmuş olması veya dolmasına bir yıldan az süresi kalmış olmalıdır. - Kanunda belirlenen sınırlamaları aşmayacak şekilde hak sahiplerinin pasaport süresi en fazla beş yıl uzatılır. - Basım aşamasında bekleyen başvurular hariç, uzatma işleminde hususi pasaport başvurusunda olduğu gibi çalışanlardan talep formu, emeklilerden ise sistemde kayıtlı değilse emekli belgesi talep edilir. - Hak sahibinin çocuklarına ilişkin başvurularda; Pasaport Kanununda belirlenen yaş sınırı (25 yaş) ve diğer şartlar doğrultusunda uzatma işlemi yapılır. - Ergin olmayanların pasaportlarının süre uzatımı işleminde yasal temsilcilerin muvafakatı alınır.

1 yıl önce

Yunanistan'ın eski Savunma Bakanı Apostolakis: Erdoğan'ın söylemlerini ciddiye almalıyız!

Yunanistan'da ana muhalefetteki Radikal Sol İttifak (SYRIZA) iktidarı döneminde Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı olarak görev yapan Evangelos Apostolakis, SKAI TV'de konuk olduğu bir programda, Türk-Yunan ilişkilerinde son dönemde tekrar tırmanan tansiyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "ERDOĞAN'IN SÖYLEDİKLERİNİ CİDDİYE ALMALIYIZ" Erdoğan'ın "Oyun oynamıyoruz, ciddi konuşuyoruz." mesajı verdiğine dikkati çeken Apostolakis, "Şunu iyi bilmeliyiz ki, bu söylenenleri ciddiye almamız gerek. Erdoğan, 'Bir gece ansızın gelebiliriz' derken, Türkiye'nin istediği şekilde, Ege'nin paylaşılmasına iyilikle razı olmamamız halinde, bunu muhtemelen zorla yaptıracağı tehdidinde bulunuyor." ifadesini kullandı. Apostolakis, sessiz kalmamaları gerektiğini ancak Türkiye'nin bu aşamada tansiyonu Yunanistan'ın tırmandırmasını istiyor olabileceğini öne sürerek bu nedenle de ülkesinin dikkatli olması gerektiğini kaydetti. Atina'nın egemenlik haklarından taviz vermeyeceğini daha net mesajlarla ortaya koyması gerektiğini savunan Apostolakis, "Erdoğan'ın, Türkiye'de iç politikadaki durumdan ötürü böyle konuştuğunu savunmak son derece riskli. Türkiye, metotlu ve stratejik hareket eder." diye konuştu.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 18 19