19 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Müfettişten rapor çıktı! Ekrem İmamoğlu terör iltisaklı 120 personeli işten çıkarmıştı! İBB'ye 'terör' soruşturması mı açılıyor?

CHP içinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasında kıyasıya bir Cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışı sürerken son olarak İmamoğlu CHP'nin TBMM toplantısına katıldı.  Burada Kemal Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında samimi konuşmalar gerçekleşti. Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle hapis cezası almıştı. Mahkemeden çıkan bu karar, siyasi kulisleri de bir hayli hareketlendirdi. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya ise köşe yazısında Ekrem İmamoğlu'na ve İBB'ye ikinci bir soruşturma başlatıldığını yazdı.  Sarıkaya'nın yazısının ilgili kısmı şu şekilde: İKİNCİ SORUŞTURMA Şimdi gelelim asıl soruya… Ankara’da yaklaşık üç saat kadar süren görüşme trafiği içinde Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı adaylık konusunu hiç konuştu mu? Yakın çevrelerine aktardığına göre bu konu hiç ele alınmamış, daha çok dava ve gelebilecek soruşturma, kovuşturma ve mahkeme süreçleri üzerinde durulmuş. Özelikle de yeni bir davanın yolda olduğu konusu üzerinde yoğunlaşılmış. Anlattıklarına göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun uzun süre önce dile getirdiği, “belediye kadroları içinde terör ile iltisaklı kişilerin olduğuna” dönük iddiası üzerinden Büyükşehir Belediyesi bir soruşturma geçirmişti. Ancak herhangi bir olguya rastlanmadığı belirtilmişti. Ancak yakın zamanda ikinci bir müfettiş görevlendirilmiş ve Büyükşehir’de yeni bir inceleme başlatılmış. Yine iddialarına göre ikinci müfettiş 105 belediye çalışanını terörle iltisaklı bulduğunu belirten rapor vermiş. TERÖRDEN AÇIĞA ALABİLİR Üzerinde durdukları böyle bir sürecin başlaması halinde İmamoğlu’nun terör örgütleriyle iltisaklı kişileri işe alıp, onlara destek olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılıp görevinden açığa alınması. Bunun Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde olma ihtimali üzerinde de durulmuş. Hukukçular, “Ahmak…” sözünün kanun gereği belediyedeki göreviyle alakalı olmadığı için İçişleri Bakanı’nın açığa alma yetkisinin bulunmadığını anımsatmış. Ancak terör ile ilgili konularda Bakanlık yetkisinin bulunduğuna vurgu yapmış. Buna karşı nasıl bir siyasi taktik geliştirmeleri gerektiği üzerinde durulmuş. Beklenti 6’lı Masa ile de bağlantılı kalarak bu tür gelişmelere karşı kamuoyu oluşumunu sağlamak.

1 yıl önce

Din konuşmayın: CHP'den milletvekillerine talimat raporu

Yargının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kararı ile suların dalgalandığı CHP’de milletvekilleri gelişmeler konusunda “Kol kırılır yen içinde kalır” atasözüyle uyarıldı. Bu tavsiyenin yanı sıra röportaj ve televizyon programlarında laiklik vurgusu ile konuşulması önerildi. KUTLAMA MESAJLARININ DIŞINDA YASAK CHP Genel Merkezi tarafından milletvekillerine haftalık olarak gönderilen bilgilendirme raporunda son gelişmelere ilişkin dikkat çekici öneriler yer aldı. Raporun, “Konuşulmaması Gerekenler ve Dikkat Edilmesi Gereken Konular” bölümünde, “Kutlama mesajlarının dışında dini konulara girilmemesi” tavsiye edildi. KOL KIRILIR YEN İÇİNDE KALIR CHP'nin iç organlarında konuşulması gereken hususların medya önünde konuşulmamasının önerildiği raporda, "Ülkenin menfaati için ilkemiz daima 'Kol kırılır yen içinde kalır' olmalıdır" denildi. Parti içi sorunların çözüm noktasının medya ve kamuoyu değil parti içi organlar olduğuna işaret edilen raporda, “Parti sorunlarını kamuoyunda konuşmak ‘Bunlar daha kendi sorunlarını çözemezken ülkeyi nasıl yönetecekler' algısı oluşturup, CHP'ye ve ülkenin geleceğine zarar vermektedir” denildi. LAİKLİK VURGUSU YAPILMALI Raporda, “Röportaj ve televizyon programlarında konu ile ilgili gelen ısrarlı sorulara, laiklik vurgusu ile dini konuların siyasilerin değil konu ile ilgili çalışan ilahiyat kökenli akademisyenler ile din âlimlerinin vermesi gerektiğine vurgu yapılmalı” önerisi yer aldı.

1 yıl önce

Bakanlığın İBB raporu ortaya çıkardı! PKK'lıları ve FETÖ'cüleri sorgusuz sualsiz işe almışlar

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile bağlı kuruluş ve iştiraklerinde işe alınan personelin işe girişine yönelik hazırlanan rapor tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen 578 sayfalık rapor, Memur Suçları ve Özel Soruşturma Bürosu'na teslim edildi. 25 bin 361 kişinin ilk defa işe alındığı İBB'de 15 bin 125 kişi hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmadığı, ilk defa işe alınacaklar için Değerlendirme Komisyonu oluşturulmadığı belirlendi. 4 BİN 227 KİŞİNİN SİCİLİ BOZUK Yeni Şafak'ın haberine göre; İBB bünyesine 1984, İSKİ'ye 454, İETT'ye 66, İBB iştiraki 30 şirkete ise 22 bin 857 kişinin işe alındığı tespit edildi. Emniyet ve UYAP verilerine göre; İBB'de ilk defa işe alınan 25 bin 361 kişiden 4 bin 227'si hakkında adli soruşturma ve kovuşturmanın bulunduğu tespit edildi. Bu kişilerin 147'si hakkında soruşturmaların "terör örgütleriyle bağlantılı veya anayasal düzene kaşı işlenen suçlardan" olduğu, 66'sı hakkında da mahkumiyet kararı bulunduğu belirlendi. PKK'NIN DEĞER AİLELERİNE KADRO İşe alınan 875 kişinin FETÖ, 432'sinin PKK, 143'ünün DHKP-C, 66'sının THKP-C, 64'ünün TKP-ML, 33'ünün MLKP, 3'ünün DEAŞ, 1'nin El Kaide, 51 kişinin ise diğer terör örgütleri ile irtibatı belirledi. PKK ile irtibatlı olanlar arasında örgütün "değer ailesi" adını verdiği 36 kişinin bulunduğu, 6'sının PKK'nın dağ kadrosunda bulunduğu tespit edildi. KHK'larla ihraç edilen ve kamu görevinde çalıştırılmaması gereken 21 kişinin de İBB şirketlerinde işe alındığı ortaya çıktı. SAPIK VE MADDE BAĞIMLISI DA VAR Terör örgütü üyelerinin yanı sıra uyuşturucu ticareti yapmak, çocuğun cinsel istismarı, nitelikli cinsel saldırı, silahlı yağma gibi suçlardan ceza alan kişiler de İBB'de işe alınmış. Uyuşturucu ticaretinden 7,5 yıl, uyuşturucu satmaktan 3 yıl 1 ay 15 gün, hırsızlıktan 4,5 yıl hapis cezası alan ve çok sayıda benzer mahkumiyeti bulunan 1 kişinin İBB'de işe alındığı ortaya çıktı. "Çocuğun cinsel istismarı"ndan 2,5 yıl, "nitelikli cinsel saldırı" suçundan 10 yıl, "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçundan 2,5 yıl ve "silahla yağma"dan 8 yıl 4 ay hapis cezası alan 3 kişinin de belediyede işe alındığı öğrenildi. 120 KİŞİ İŞTEN ÇIKARILDI İBB'de müfettiş incelemesinin başlamasının ardından, belediye yönetimince daha önce "güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması talep edilmeyen" belediye personeli hakkında İstanbul Valiliği'ne talep yazıları gönderilmeye başlandı. Özel teftişten sonra 120 kişi güvenlik soruşturmaları nedeniyle işten çıkarıldı. TEFTİŞTE PARTİ AYRIMI YOK İçişleri Bakanlığı 31 Mart 2019'dan 2022 yılı sonuna kadar toplam 204 belediyede özel teftiş yürüttü. Bu belediyelerin 72'sini AK Partili, 57'sini CHP'li, 19'unu MHP'li, 2'sini İYİ Partili, 34'ünü HDP'li, 4'ünü bağımsız, 2'sini SP'li, 6'sını da diğer partilerin belediyeleri oluşturdu. Teftiş geçirenler arasında 8 de belediye başkan vekili yer aldı. SEKİZ KİŞİLİK HEYET İNCELEDİ 6 Haziran 2022'de İçişleri Bakanlığı'nın verdiği onayla 1 Ocak 2019-31 Aralık 2021 tarihleri arasını kapsayan teftişte personel, ihale ve iş yeri ruhsatlarına ilişkin mülkiye, ticaret ve maliye müfettişleri ile MASAK uzmanından oluşan 8 kişilik heyet görev yaptı. İBB, İETT, İSKİ ve belediye iştiraki 30 şirket incelendi.

1 yıl önce

Göç İdaresi Başkanlığı’ndan 2022 raporu

https://twitter.com/gocidaresi/status/1609957713756446749?s=46&t=E_wFh17CJLNABK9U2lLBGg Türkiye son dönemde Avrupa güzergahlı düzensiz göçün geçiş noktası haline geldi. Suriye'deki 11 yıllık iç savaş sonrasında Türkiye'nin omuzlarına yüklenen göçmen yükünün yanı sıra, bu göç dalgasına karşı güvenlik güçleri büyük mücadele veriyor. Göç İdaresi'nden 2022 raporu Bu kapsamda Göç İdaresi Başkanlığı 2022 verilerini paylaştı. Buna göre 1 Ocak-31 Aralık arasında göç konusundaki veriler şu şekilde sıralandı: 280 bin 206 kişinin girişi engellendi Ülkemize girişi engellenen düzensiz göçmen sayısı 280 bin 206 oldu. Yakalanan mükerrerlikten arındırılmış düzensüz göçmen sayısı 236 bin 572 oldu. Sınır dışı edilen düzensiz göçmen sayısı 124 bin 441'e ulaştı. Sınır dışı sayısı yüzde 161 arttı Sınır dışı sayısı geçtiğimiz yıla oranla yüzde 161 arttı. Sınır dışı başarı oranı, sınır dışı sınır dışı işlemleri devam edenler ve mükerrer yakalmalar düşüldüğünde yüzde 71 olarak kayıtlara geçti. Geri gönderme merkezlerimizin sayısı 30'a kapasitesi 20 bin 540'a kükseltildi. Türkiye'de 3 milyon 535 bin Suriyeli yaşıyor Ülkemizde yaşayan Suriyeli sayısı 3 milyon 535 bin 898 olarak tespit edildi. Suriye'de güvenli hale getirilen bölgelere 2022 yılında 58 bin 758, bugüne kadar 539 bin 332 Suriyeli gönüllü, güvenli, onurlu dönüş yaptı. Sosyal Uyum ve Yaşam Eğitimleri kapsamında 2022 yılında 1 milyon 395 bin. 55, bugüne kadar 1 milyon 549 bin 680 kişiye eğitim verildi. Uyum ve iletişim faaliyetleri kapsamında erişilen kişi sayısı 1 milyon 605 bin 190 oldu.

1 yıl önce

Yurt içi terörle mücadelede 2022 raporu

Türkiye, yurt içinde ve dışında tüm terör odaklarına karşı büyük bir mücadele veriyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2022'ye ilişkin yurt içi terörle mücadele verilerini paylaştı. 130 bin 981 operasyon Soylu'nun paylaşımına göre 2022'de toplan 130 bin 981 operasyon düzenlendi. 107 terörist öldürüldü Bu operasyonalarda 107 ülü, 22 yaralı olmak üzere toplam 129 terörrist etkisiz hale getirildi. 190 sığınak imha edildi Bu operasyonlarda bin 190 sığınak, 989 silah, bin 131 el bombası, 275 mayın, 7,9 ton patlayıcı, 429 bin 776 mühimmat, 205 adet telsiz ele geçirildi. Yurt içinde terörist sayısı 120'nin altına indi Bu verilere göre 2016 yılında 3 bine yakın terörist yurt içinde faaliyet gösterirken bu sayı kararlı mücadele ile 2022'de 120'ye düştü. "Mücadele aman vermeden devam edecek" Soylu, konuya ilişkin paylaşımını "Terörle mücadelemiz aman vermeden, temizleye temizleye devam Allah'ın izniyle Cumhuriyet'imizin 100. yılında, sınırlarımız içerisinde dağlarda bir tek terörist kalmayacak." notuyle yaptı. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1610299968757108737?s=46&t=iHmGsBMKqSY9pbCa9SDbCg

1 yıl önce

Yalanlarıyla ünlü T24 yazar Tolga Şardan'ın, MİT'in Sinan Ateş cinayetiyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'a rapor sunduğu iddiasına yalanlama

Doğrulama Servisi'nin Twitter hesabından yapılan paylaşımda, "Tolga Şardan'ın T24 haber sitesinde yayımlanan köşe yazısındaki, 'Milli İstihbarat Başkanlığı'nca (MİT) Çukurambar cinayetinden hemen sonra Cumhurbaşkanlığı'na 'özel rapor' gönderildi' iddiası gerçek dışıdır. Böyle bir rapor söz konusu değildir" denildi. https://twitter.com/dogrulamaservis/status/1612733220902125568?s=46&t=JMolnhawai4lihitxwzYSA

1 yıl önce

Japon bilim insanı Shinji Toda: Kahramanmaraş depremine karada olmuş dünyanın en büyük depremi diyebiliriz

Kahramanmaraş’ta yüzeye yakınlığı sebebiyle 11 şiddetinde hissedilen depremler Japon yer bilimcileri bile şaşkına çevirdi. "DÜNYANIN EN BÜYÜK KARA DEPREMİ!" Profesör Shinji Toda, 7,7’lik sarsıntının Japonya Hükûmetinin 2 gün sonra yardım ulaştırabildiği 7,2’lik Büyük Hanşin Depremi ile kıyas bile kabul etmeyeceğini vurguladı. Japon uzman “Maraş’taki en az 10 kat daha güçlü. Hatta dünyanın en büyük kara depremi” dedi. "250 YILDA BİR OLAN ÇOK ŞİDDETLİ DEPREM" Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Kahramanmaraş depreminde yıkılan binaların yüzde 80’inde malzeme kalitesizliği olduğunu söyledi. Arslan “Türkiye, bir deprem ülkesi ve dünyanın en tehlikeli deprem kuşaklarından bir tanesinin üzerinde bulunuyor. Türkiye’de 10 yılda bir orta şiddette, 50 yılda yüksek şiddette, 100-250 yıllık periyotlarda da inanılmaz şiddette deprem olur. Kahramanmaraş’ta yaşadığımız, 250 yılda bir olan çok şiddetli deprem” dedi.  7,6'LIK İKİNCİ DEPREMİ İLK DEPREM TETİKLEDİ  Arslan, “Türkiye’de biri Kuzey Anadolu Fay Hattı, diğeri Doğu Anadolu Fay Hattı olmak üzere iki büyük fay var. Yaşadığımız deprem, ikinci hattın ortasında meydana geldi. 7,6 büyüklüğündeki deprem 7,7 büyüklüğündeki depremin artçısı değil. Bunlar iki ayrı depremdir. Net bir şekilde birinci deprem, ikinci depremi tetikledi” diye konuştu.

1 yıl önce

İspanyol sismolog Jordi Diaz: Türkiye'deki 2 deprem Japonya'daki 9,1'lik depremden 30 kat daha şiddetli

Barcelona kentinde bulunan enstitüde görev yapan Diaz, AA muhabirine, Kahramanmaraş merkezli, 10 ili etkileyen depremlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. "Çok büyük, şiddetli bir deprem, istatistiklere göre Türkiye'deki, yüzyılın en büyük depremi." diyen Diaz, dünyada da bu büyüklükteki depremlerin yılda 10-20 defa meydana geldiğini ama Türkiye'deki depremin, yıkıcılığı bakımından bazı farklıkları bulunduğunu vurguladı. Diaz, bölgedeki 10 ili etkileyen depremin derinliğinin 15-20 kilometre ile yüzeye çok yakın olmasının, merkezinin yerleşim yerlerinde bulunmasının ve dayanıklı binaların inşa edilmemesinin kayıpların fazla olmasındaki ana nedenler olduğunu sıralayarak "Türkiye'deki gibi depremlere biz 'sığ deprem' diyoruz ve ne kadar sığ olursa etkisi o kadar fazla oluyor." ifadesini kullandı. İspanya'nın güneyindeki Lorca kentinde 11 Mayıs 2011'de meydana gelen depremin çok daha sığ bir deprem olduğunu ancak büyüklüğün düşük olması nedeniyle daha az kayıp yarattığını anlatan Diaz, "Lorca'daki deprem, 3-5 kilometre derinlikte çok sığdı ama 5,1 büyüklüğündeydi. Bu büyüklükte dünyada yılda 10 bin kadar deprem olur. Lorca'daki de yerleşim yerinde olmasından ötürü ölümlere yol açtı. Enerji salınımı olarak bakarsak Türkiye'deki deprem, İspanya'dakinin 1000 katından fazlaydı." diye konuştu. Diaz, Türkiye'deki depremleri Ağustos 2016'da İtalya'nın orta bölgesinde meydana gelen ve 280'den fazla kişinin öldüğü 6,2 büyüklüğündeki depremle de kıyaslayarak "İtalya'da dikey bir kırılma vardı. Türkiye'de ise tamamen yatay bir fay hattı. Mekanizmaları tamamen birbirinden farklı depremler." görüşünü dile getirdi. "Türkiye'de deprem, sismik haritada 'kırmızı' olarak belirlenen riskli bir bölgede oldu. Burada deprem olacağı biliniyordu ama geçen hafta mı, gelecek 20 ya da 50 yılda mı olacağı tabii ki bilinmiyordu. Sorun burada." diyen İspanyol sismolog, şöyle devam etti: "Depremlerde, risk bölgesini biliyoruz ama zamanı bilemediğimizden yapmamız gereken şey, en iyi şekilde hazırlıklı olmak ve dayanıklı yapıları inşa etmektir. Bu büyüklükte bir depremde kayıplar önlenemez ama kayıpların daha az ya da daha çok olması birçok faktöre bağlı." Diaz, Japonya'da 2011'de "alışılmışın dışında, olağanüstü denilebilecek" Tohoku'daki 9,1 büyüklüğünde Türkiye'dekine benzer bir deprem olduğunu belirterek "Ama Kahramanmaraş'ta 9 saat arayla 2 büyük deprem oldu. Bu, çok az gördüğümüz bir durum. Japonya'dakine göre salınan enerji miktarının 30 kat daha fazla olduğunu söyleyebiliriz." değerlendirmesini yaptı. "ÇIKACAK VERİLER, SİSMİK RİSKLERİ, MEVCUT KURALLARI DEĞİŞTİREBİLİR" Kahramanmaraş merkezli depremlerin ayrıntılı incelenmesi gerektiğinin altını çizen Diaz, şöyle devam etti: "Türkiye'de iki farklı fay hattında depremler oldu ve bilimsel olarak bunun artçı mı yoksa farklı bir deprem olduğu mu halen tartışılıyor. Büyük bir olasılıkla birinci deprem, ikinciyi tetikledi. Bu kırılmaların nasıl olduğu uzmanlarca çok farklı yönde, üzerinde bilimsel olarak çalışılması gereken bir konu. Bu depremlerden gelen veriler, kesinlikle deprem çalışmalarında ilerleme kaydetmek için kullanılacaktır. Kırılma şekli olarak incelendiğinde bölgesel fay hatlarının jeodinamik durumunun daha iyi anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. Çıkacak veriler, sismik riskleri, mevcut kuralları veya gözetim alanlarını değiştirebilir." İSTANBUL'DA DEPREM RİSKİ Türkiye'de uzmanların deprem riskinin yüksek olduğu yerlerin başında gösterdiği İstanbul'un durumunu da değerlendiren Diaz, şunları kaydetti: "İstanbul, diğer birçok yer gibi büyük ve yıkıcı deprem olma riski olan bir yer. İstanbul, oldukça belirgin bir tehdit ama aynı şekilde Tokyo, Los Angeles, San Francisco, California'da da aynı şekilde büyük depremler bekleniyor. Bu, yanardağ yamacında ya da sel felaketi riski olan bölgelere yakın yerlerde yaşamayla aynı. Risk var ve yapılacak şey en azından yeni binaların depreme en iyi şekilde dayanıklı olarak inşa edilmesi, lojistik desteklerin güçlendirilmesi ve kurtarma ekiplerinin her yönden hazır hale getirilmesidir. Çünkü bu noktadan itibaren mahalleleri tamamen yıkıp yeni evler yapamazsın. Bunun ekonomik ve sosyal yükünü kimse karşılayamaz. Deprem bölgesinde yaşıyorsan bilmelisin ki er ya da geç o deprem olacak. San Francisco'daki büyük deprem, 1906'da oldu. Şimdi herkes orada yeni bir büyük deprem bekliyor." Dayanıklı binaların inşa edilmesinin can kurtardığını, benzer büyüklükte olan Japonya ve Haiti'deki depremlere bakıldığında da görüldüğünü belirten Diaz, "İlk olarak deprem bölgesindeki binaların bir yapım yönetmeliği vardır ve buna uymak gerekir. Bu kurallar da bazı depremlerde hata oluşturabilir ama yıkım şiddeti farklı olur. Bilimsel bir şeye gerek olmadan inşaata ne kadar yatırım yapılırsa, insan kaybı sayısının daha az olacağı çok açıktır. Bu, herkes için geçerli." görüşünü dile getirdi.

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 18 19