19 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Japon uzmandan Türkiye açıklaması: Daha önce böylesini hiç görmemiştim

Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Akbaş, bina yapımına "mesleki yeterlilik sigortası ile yetkin mühendislik şartı" getirilmesi önerisinde bulundu. Akbaş, GTÜ İnşaat Mühendisliği Yapı İzleme Laboratuvarı'nda gazetecilere, Türkiye'nin büyük bir deprem yaşadığını söyledi. "Yüzyılın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili ilk verileri analiz ettiklerini aktaran Akbaş, şöyle devam etti: "Özellikle Hatay ve Kahramanmaraş bölgesindeki yapıların çoğunun, bizim yönetmeliklerde yaklaşık 2 bin 500 senede bir olabilecek tekrarlanma periyodu olan, istatistiki olarak da 50 senede aşılma olasılığı yüzde 2 olan depremlere maruz kaldığını görüyoruz. Bu önemli bir depremdir. Sadece hastanelerimizi, önemli yapılarımızı, kamu yapılarımızı, içinde tehlikeli madde ihtiva eden binalarımızı bu tür deprem seviyelerine göre tasarlıyoruz. Standart binalarımızı ise biraz daha düşük seviyede, yaklaşık 500 senede bir tekrarlanabilen 50 senede istatistiki olarak aşılma olasılığı yüzde 10 olan depremlere göre tasarlıyoruz." Akbaş, özellikle 2000 öncesi yapılan ve tehlikeli olarak görülen binaların mühendislik hizmeti almadığına işaret ederek, "Bunların ne doğru dürüst projesi var. Belediyelerde olan projeler yerinde uygulanmamış. Yapım aşamasında projeler değiştirilmiş. İçindeki donatıları eksik. Beton kalitesi yetersiz. Bunlar bizim tabirimizle sadece kendi kendini taşıyan binalar. Dolayısıyla küçücük bir sarsıntı geldiği zaman dayanımlarını kaybederek göçüyorlar." diye konuştu. Olası İstanbul depremine karşı önlem alınması gerektiğini vurgulayan Akbaş, "Bu acil konudur. İstanbul'da bir sürü çalışmalar yapıldı. Okullarımız, köprülerimiz güçlendirildi fakat bu binalarla ilgili tehlike durmaktadır. Kısa vadede acil şekilde İstanbul'da can kaybına yol açacak depremde göçmesini beklediğimiz binalarla ilgili çalışma yapmak zorundayız." ifadelerini kullandı. Akbaş, çözüm önerilerine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada 2 aşamalı bir çözüm mümkün ve bütün bu yanlışlıkları ivedi şekilde çözecektir. Bunlardan biri; diğer bütün medeni ve ileri ülkelerde uygulandığı gibi yetkin mühendisliği ülkemize getirmemiz lazım. Yani 4 senelik üniversite bitirmiş insanlarımıza hiçbir şekilde imza yetkisi vermememiz lazım. Bunlar belirli sınavlardan geçip tecrübe kazandıktan sonra imza yetkisi kazanmalılar. İkincisi de gerek mühendis gerek proje kontrolü yapan firmalar gerekse müteahhitlik hizmeti veren firmalar, mutlaka ve mutlaka mesleki yeterlilik sigortasını yaptırmak zorundalar. Sigorta işini devreye soktuğunuz anda bir sürü hata kendiliğinden kesilecektir. Hatay'da gördük; aynı müteahhit bir sürü bina yapmış ve hepsi yıkıldı. Böyle bir insanın mesleki yeterlilik sigortasını soracak olsak bu kişinin bundan sonra hiçbir şekilde herhangi bir inşaat yapması mümkün olmaz, değil mi çünkü hiçbir firma bu kişiyi sigortalamaz. Bir anda bu kişiler kendiliğinden inşaat sektöründen çekilmek zorunda kalır. Aynı şey mühendisler için de geçerli. Mutlaka mesleki sigortayı bunun adına ne derseniz deyin sorumluluk sigortası deyin, uygulama noksanlığı sigortası deyin getirmemiz lazım. Bir de yetkin mühendisliği devreye sokmamız lazım." "DEPREME DAYANIKLI BİNALARIN NASIL İNŞA EDİLMESİ GEREKTİĞİ KONUSUNDA DENEYLER YAPIYORUZ" Kagawa Üniversitesinden Prof. Dr. Yoshiyuki Kaneda da Japonya'da 1995 ve 2011'de meydana gelen depremlerden büyük ders çıkardıklarını söyledi. Japon hükümetinin depremlerin ardından sarsma tablası inşa ettiğini aktaran Kaneda, "Depreme dayanıklı binaların nasıl inşa edilmesi gerektiği konusunda deneyler yapıyoruz. Japonya'da deprem uyarı sistemi var. Bu sistem sayesinde depremden 10-20 saniye önce uyarı mesajı alıyoruz. Bu, bulunduğumuz yerden tahliye veya önlem almak için süre sağlıyor." diye konuştu. Daha önce Kahramanmaraş merkezli depremler gibi 2 büyük depremin aynı günde yaşandığına tanık olmadığına işaret eden Kaneda, "Japonya'da buna benzer bir deprem 2016 yılında Kumamoto'da oldu fakat Kahramanmaraş depremleri kadar büyük değildi, daha önce böylesini hiç görmemiştim." ifadesini kullandı. GTÜ Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar ise gelecekte bu tür afetlerde zararın daha az olması için Marmara Afetlerle Baş Edebilir Yapılar İçin Uygulama ve Araştırma Merkezi (MARTEST) Projesini hayata geçirdiklerini kaydetti.

1 yıl önce

Dünya Bankası raporu: Türkiye'deki binaların depreme dayanıklı olmasının bedeli 465 milyar dolar

Kahramanmaraş merkezli 11 ilde yıkıma yol açan depremler, yapıların zayıflığını bir kez daha ortaya koydu. Binaların ülke çapında depreme ve diğer doğal afetlere dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor. Türkiye genelinde dayanıklı binaların maliyeti 465 milyar dolar Dünya Bankası'na göre evleri güvenli hale getirmenin maliyeti 465 milyar dolar. Londra merkezli "Middle East Eye" haber sitesine göre, Dünya Bankası Aralık 2021'de bu konuda bir rapor yayımladı. Rapora göre milyonlarca özel mülkün acilen güçlendirilmesi gerekiyor.
 Dünya Bankası, Türkiye'deki yapı stoğunun büyük bölümünün 2000'den önce inşa edildiğine dikkat çekti. Bu yapıların, depreme ve iklim kaynaklı afetlere "dayanıksız" olduğu vurgulandı. Yapıların depreme ve diğer afetlere dayanıklı hale getirilmesi için güçlendirilmesi ya da yeniden inşa edilmesi gerekiyor. 6.7 milyon binadan sadece yüzde 4'ü yenilendi Rapora göre, Türkiye'de konut olarak kullanılan 6,7 milyon binadan sadece yüzde 4'ü yenilenmiş. Geri kalan binaların yenilenmesi için ek finansal metodlar geliştirilmesine ihtiyaç var. Binaların yenilenmesi için ev sahiplerinin bu fonlara ulaşabilmesi gerekiyor. Böylece orta ve alt gelir grubunun da, kentsel dönüşüm sürecinin parçası haline geleceğine dikkat çekiliyor. Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye finansal destek Dünya Bankası, daha önce Türkiye'ye, kamu binalarının depreme dayanaklı hale getirilmesi için finansal destek verdi. Haziran 2021'de 140 okul, hastane ve diğer kamu binasının yenilenmesi projesine 265 milyon dolar fon sağlandı. 2004'ten 2015'e kadar "İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İSMEP)"e de kamu binlarının yenilenmesi için 550 milyon dolar finansman katkısı sunuldu. Ancak Dünya Bankası'nın 2018'deki raporuna göre özel mülkiyetli evlerin risklerinin azaltıması projesi ise yeterince uygulanmadı. Rapora göre hükümetin özel sektörü finanse etme konusunda endişeleri vardı. 2020'den itibaren ise hükümet, düşük konut kredisi kampanyalarıyla özel konut sektörüne doğrudan müdahaleye başladı. Deprem sonrası 1. 78 milyar dolar yardım vaadi Dünya Bankası, depremin ardından Türkiye'ye 1,78 milyar dolar yardım vaadinde bulundu.

1 yıl önce

Yüksek Seçim Kurulu heyeti, deprem bölgesindeki seçmenin durumunu ve seçim güvenliğini raporlaştıracak

Deprem bölgesinde yaralar sarılmaya çalışılırken bir yandan da gözler seçime çevrildi. Depremde yıkıma uğrayan illerde seçimlerin nasıl yapılacağı merak konusu. Bu konuyu netleştirmek için Yüksek Seçim Kurulu harekete geçti. YSK, bölgenin şartlarını yerinde gözlemlemek için depremden hasar gören illere gidecek. Hafta başında oluşturulan bir heyet 11 ili ziyaret etmeye başlayacak. Depremzede seçmenin durumu, diğer illere tahliye edilenler, seçim güvenliği başta olmak üzerinde bir rapor hazırlanacak. Söz konusu rapor YSK'da ele alınacak. Deprem bölgesinde yaşayanların seçimde nerelerde oy kullanacağı YSK yetkililerinin bölge ziyaretleri sonrasında netlik kazanacak. ÇADIR VE KONTEYNER KENTLERDE OY KULLANILMASINA YÖNELİK ÇALIŞMA YAPILACAK Çadır kentlerde oy kullanılması, oy sandıkları için konteynerler oluşturulması gündeme gelebilecek. Oy kullanılamayacak bölgelerde yakın sandıkların birleştirilmesi de seçenekler arasında. Ayrıca depremzedelerin nüfus kayıtlarını taşımaları durumunda, bulundukları illerde oy kullanabilmeleri için çalışma yürütülüyor. 11 ilin milletvekili sayılarının ise değişmeyeceği ifade ediliyor. Yüksek Seçim Kurulu, seçim sürecinde değişen ihtiyaçlara göre mevzuat değişikliğine gidebilecek. Seçmen kütüğündeki güncellemeler takip edilecek. AFAD çalışanları ile deprem gönüllülerinin bulundukları ilde oy kullanmalarına yönelik genelge çıkarılabilecek.

1 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin Terörizm Raporu'na tepki

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu'nun Türkiye'nin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelesini kasıtlı şekilde çarpıttığını belirterek, ABD'yi müttefiklik ruhuna uygun şekilde Türkiye ile dayanışma göstermeye, terörizmle mücadelede ilkeli, tutarlı, kararlı ve etkili yaklaşım sergilemeye çağırdı. Bilgiç, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi. Sözcü Bilgiç, "ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu, ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelesini kasıtlı bir şekilde çarpıtmaktadır" ifadesini kullandı. Türkiye'nin, PKK/PYD/YPG, DHKP-C, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle hiçbir ayrım gözetmeden yürüttüğü mücadelesini hukuk temelinde sürdürdüğünü ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkı sağladığını bildiren Bilgiç, raporda, PKK terör örgütünün uzantısı olan sözde SDG'nin ABD'nin DEAŞ'la mücadeledeki ortağı olarak zikredilmesinin, "bir terör örgütüyle mücadelede bir diğer terör örgütünün kullanılmasının yanlışlığının ABD makamlarınca halen idrak edilemediğini" ortaya koyduğunu belirtti. Raporda, taraflı basın haberlerine atfen, Türkiye'nin Suriye ve Irak’a yönelik terörle mücadele operasyonlarının sivil kayıplara yol açtığı iddialarına yer verilmesinin de "ayrıca bir garabet" olduğunu vurgulayan Bilgiç, şunları kaydetti: "2016 yılında ülkemizdeki kanlı darbe girişiminin faili olan ve ABD dahil, bulunduğu her ülkede suç faaliyetlerine karışan FETÖ’nün terör örgütü niteliği, Türk yargısı tarafından somut delillere dayanan yargı kararlarıyla ortaya konmuştur. Bu nedenle, raporda FETÖ mensuplarına karşı mücadelemizin siyasi saikli olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. ABD’den beklentimiz, ülkesindeki FETÖ mevcudiyetini ve faaliyetlerini biran evvel sonlandırmasıdır." Bilgiç, öte yandan raporda "kulaktan dolma ve taraflı basın haberlerine dayanan" iddialara yer verilmesinin de, raporun ciddiyeti hakkında şüphe uyandırdığına dikkati çekerek, "ABD’yi müttefiklik ruhuna uygun şekilde ülkemizle dayanışma göstermeye, terörizmle mücadelede ilkeli, tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım sergilemeye çağırıyoruz" ifadelerine yer verdi.

1 yıl önce

Meral Akşener'in kararına tepki gösteren vatandaş siniri krizi geçirdi! Yaşananlar muayene raporuna yansıdı

Altılı Masa'nın dağılmasından sonra sinir krizi geçiren bir vatandaş hastaneye kaldırıldı. Sosyal medyada yapılan bir paylaşımda vatandaşın muayene raporu çok konuşuldu. Doktorun muayene raporunda, "Bugün Meral Akşener, 6'lı masadan ayrıldı. Bütün ümitlerim bitti" diyerek evde her tarafı dağıtmış. Sinir krizi geçirmiş. 112 geldiğinde kendisini yerlere atmış. Polis eşliğinde tarafımıza getirilmiş" ifadeleri kullandı. Vatandaşlar "Bunlar seçim gecesi ne yapacaklar? yorumunda bulundu.

1 yıl önce

Belediyeler Birliği'nin raporuna girdi: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş sınıfta kaldı

CHP'li Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyelerinin deprem bölgesine kurdukları çadır sayısı Belediyeler Birliği'nin raporuna girdi. İki belediyenin sadece 1200 kişilik çadır kurduğu ortaya çıktı. ŞOVLARI ÖNE GEÇTİ ABB ve İBB Başkanları, başkan yardımcılığı hayaline dalıp depremzedeleri unuttu. Lojistik destek, mobil mutfak, tuvalet ve mobil duş desteklerinin dışında en önemli ihtiyaç olan barınma ihtiyacına karşı ABB ve İBB'nin deprem bölgelerinin tamamında toplamda sadece 1200 kişilik çadır kurduğu Türk Dünyası Belediyeler Birliği'nin raporuna yansıdı. Başta Konya, Sakarya ve Gaziantep Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere birçok AK Partili belediyelerin, ABB ve İBB'den katbekat düşük bütçelerine rağmen deprem bölgelerine kurdukları konteyner ve çadır kentler göz doldurdu. Depremin etkilediği illerde binlerce depremzedenin barınma ihtiyacını gideren bu belediyelerden Konya Büyükşehir Belediyesi'nin toplam 400 çadırlık bir kent kurduğu, ayrıca 2 bin konteynerlik bir kent için çalışmaları sürdürdüğü, Rize Belediyesi'nin bin kişi kapasiteli 200 çadır, Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin 550 konteyner, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin kurduğu konteyner kentin yanında 300 ailelik çadır, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin 800 kapasiteli tam teşekküllü çadır kent ve sahra hastanesi kurmak için çalışmalarını sürdürdüğü belirlendi.

1 yıl önce

Etiketlerle algı yapan Mahir Akkoyun'a kontra atak! 'Apo özgür kalsın mı?' 'Oğlun erkek arkadaşı ile evlensin mi?'

CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İzdoğa şirketi çalışanı olduğu ortaya çıkan Mahir Akkoyun'un etiket operasyonuna karşı bir grup tasarımcı dikkat çeken etiketler hazırladı. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş, Mazlum Kobani, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu'nun olduğu etiketlerdeki ifadeler dikkat çekti.

1 yıl önce

CHP'nin 'Sakın Türkler duymasın' dediği raporda ne var?

CHP'nin PKK yandaşı partilere 14 Mayıs için verdiği vaatlerin içeriği merak ediliyor. Kandil'le doğrudan irtibat kurarak bir 'Kürt Raporu' hazırladığı söylenen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, önceki gün verdiği beyanatla dikkatleri üzerine çekti.  Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayıyla yeni bir 'çözüm süreci' başlatacaklarını söyleyen Tanrıkulu, PKK'ya da silah bıraktıracaklarını iddia etti. Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü yazısında Tanrıkulu'nun Kürt Raporu oluştururken HDP Danışma Kurulu'ndaki isimlerden de destek aldığını kaydetti.  Selvi'nin hatırlattığı HDP Danışma Kurulu'nda Hasan Cemal, Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu ve Rıza Türmen bulunuyor. Kandil'le irtibatı bilinen gazeteci Hasan Cemal, PKK'ya müzahir Yeşil Sol Parti'den milletvekili adaylığını açıklamıştı. Hasan Cemal'in ardından gazeteci Cengiz Çandar da "Türk askerini Suriye ve Irak'tan çekeceğiz" vaadinde bulunan partiye dahil oldu.  CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun Kandil'le irtibat halinde hazırladığı raporda hangi maddelerin yer aldığı şimdilik bilinmese de HDP'li isimlerin açıklamaları, buna ilişkin bazı işaretler sunuyor.  HDP'li Sırrı Sakık'ın "Kapalı kapılar ardında söylenenlerin kamuoyuna da deklare edilmesi gerekir" diyerek Kemal Kılıçdaroğlu'na aba altından sopa gösterdiği o vaatler öylesine 'marjinal' ki, Tanrıkulu imzalı rapor partide sır gibi saklanıyor.  Abdülkadir Selvi'ye göre rapor açıklanırsa ülkede büyük bir infial olacak. Zira rapordaki maddeleri okuyan bazı CHP yöneticileri, bunların ilan edilmesi halinde Türk seçmenlerin CHP'ye oy vermeyeceğinden endişe ediyor. Selvi bu konuda aldığı duyumu şöyle aktardı: "CHP kulislerinde konuşulduğuna göre rapor HDP’yi de aşan öneriler getiriyormuş. CHP’ye yakın bazı akademisyen ve gazetecilerin raporun içeriği hakkında bilgisi olmuş. Bu rapor açıklandığında CHP seçimlerde çakılır, Kılıçdaroğlu, Türk seçmenden, özellikle de milliyetçi ve ulusalcı kesimden oy alamaz diye açıklanması yasaklanmış." Sezgin Tanrıkulu'nun Kandil'deki PKK elebaşları ve HDP Danışma Kurulu üyeleriyle birlikte son şeklini verdiği raporda şu maddelerin bulunduğuna kesin gözüyle bakılıyor:  * PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması sağlanacak. * PKK'nın hak iddia ettiği bölgelerde 'özerklik' ilan edilecek. * Muhtariyet verilen il ve ilçelerde resmi eğitim dili Kürtçe olacak. * Suriye'de PKK/YPG tarafından işgal edilen yerler ile Türkiye'de özerklik ilan edilmiş bölge arasında tam entegrasyon devreye sokulacak.

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 18 19