06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

Bakan Kasapoğlu’ndan CHP’ye yurt tepkisi: Yalanlarında boğulacaklar

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, öğrenci yurtları üzerinden oluşturulmak istenen algı girişimlerine cevap verdi. Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü bünyesindeki Fatma Hanım Kız Öğrenci Yurdu’nda basın toplantısı düzenleyen Kasapoğlu, “Dünyanın en kapsamlı, kapasitesi en yüksek yurtlarına sahibiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak, adeta dünyanın en modern, en rekabetçi otel zincirleriyle rekabet eder durumdayız. Alt yapımımız ve bu çerçevede ortaya çıkan hizmet Türkiye için bir iftihar tablosudur” dedi. MİLLETİ KANDIRMAYIN 768 yurttan 720 bin öğrencinin faydalandığını anlatan Kasapoğlu, “Salgın sürecine rağmen 216 bin 452 yeni kapasite oluşturduk” dedi. 2017-2018’de başvuru yapan öğrencilerin yüzde 90’ının, 2018-2019’da yüzde 89’unun, 2019-2020’de yüzde 88’inin yurtlara yerleştiğini belirten Kasapoğlu, 2020-2021’de ise salgın nedeniyle öğrenci almadıklarını hatırlattı. Yeni eğitim öğretim yılı için yerleştirmelerin başladığına işaret eden Kasapoğlu, şöyle konuştu: “Belli bir amaçla, kötü algıyla milletimizi kandırmaya çalışanlar çok iyi bilsinler ki her bir öğrencimiz, her bir gencimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal bir devlet olmasının bilinciyle, devletimizin, hükümetimizin güvencesi altındadır. Bu hafta 35 bin yedek yerleştirme yaptık. Yarın yine yedek yerleştirmelerimiz olacak. YALANDA BOĞULACAKLAR Muhalefeti yurt konusunu istismar ederek kara bir tablo sergilemekle suçlayan Kasapoğlu, “Yalana, abartıya, iftiraya, çarpıtmaya her zamanki gibi yine bu konuda da başvurmaktadırlar. Kısa süre önce yaşadığımız yangın ve seldeki anlayışları, o süreçte ortaya koydukları iftira, karalama kampanyaları, ülkemizi düşürmeye çalıştıkları acziyet tabloları, yine bu süreçte de muhalefet tarafından ortaya konulmaktadır. Biz inanıyoruz ki bu iftiralar ve yalanlarda boğulacaklardır. Mavi Vatan’ı inkar eden anlayışla, PKK’ya iltisaklı partilerle yaptıkları iş birlikleriyle, gençlerimizin geleceğini garanti altına alma noktasında açıkçası acziyetlerini görüyoruz.” dedi. 2 YILDIR HALLEDEMEDİLER Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Kılıçdaroğlu, 8 milyon öğrenci üzerinden yapmış olduğu algı çalışmasında, ‘Biz bunu bir yılda hallederiz’ diyor. Muhalefet partisinin yönettiği bir büyükşehir belediyesinin, yapmış olduğumuz 4 bin kapasiteli yurdun foseptiğini, atık suyunu dahi 2 yıldır bağlayamadığını özellikle ifade etmek isterim. Bırakın yurt yapmayı, bırakın kapasite artırmayı, bırakın bu standartları aziz gençlerimize sunmayı, onlar açıkçası bir yurdun su sistemini, atık su sorununu dahi çözmekten acizler. Her alanda karşı oldukları gibi, bu alanda da yine karşı duruş, yine kör muhalefet anlayışını ortaya koydular. Biz onların marifetiyle bazı basın organlarında da pompalanan bu negatif algı çalışmasının neye hizmet ettiğini çok iyi biliyoruz.”

2 yıl önce

Pentagon korkunç raporu yayımladı: 2020'de 580 ABD askeri intihar etti

Pentagon, Amerikan ordusundaki intiharları derleyen yıllık raporunu yayımladı. Raporda, muvazzaf askerler arasındaki intihar oranının 2020 yılında önceki yıla göre yüzde 9,1, 2018 ile 2020 arasında ise yüzde 15,3 arttığı belirtildi. Rezerv kuvvet arasındaki intihar oranının 2020'de önceki yıla göre yüzde 19,2 oranında arttığı ifade edilen raporda, ulusal muhafızlar arasındaki intihar oranının ise yüzde 31,7 yükseldiği kaydedildi. Geçen yıl, muvazzaf, rezerv ve ulusal muhafızlar arasında 580 askerin intihar ettiği ifade edilen raporda, muvazzaf askerler arasındaki intihar oranının 5 yılda yüzde 41,4 oranında artarak 100 bin kişide 28'e çıktığına dikkat çekildi. Rapora ilişkin açıklamada bulunan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, "Bulgular endişe verici. Askerlerimiz ve asker aileleri arasındaki intihar oranları hala çok yüksek ve eğilimler doğru yönde gitmiyor." ifadelerine yer verdi.

2 yıl önce

200 yıldır kapalı olan sahil Galataport İstanbul ile halka açıldı

Galataport nedir? Galataport İstanbul İstanbul Karaköy Vapur İskelesi ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’ne ait bina arasındaki sahil şeridinde yer alan bir  destinasyon projesidir. Boğaz kenarında 1.2 km’ye sahip sahil şeridinde yer alan eşsiz kruvaziyer limanı, seçkin bir otel markası, kafeleri, restoranları, butik mağazaları, ofisleri ve iki önemli sanat müzesiyle dünyanın en önemli destinasyon projeleri arasında yer alıyor.

2 yıl önce

DEVA Partili Metin Gürcan'ın yabancı ülkelere yazdığı raporlar ele geçirildi

DEVA Partisi kurucu üyeleri arasında yer alan emekli asker Metin Gürcan, "siyasal ve askeri casusluk" iddiasıyla gözaltına alındı. Gürcan'ın, bazı NATO üyesi ülkelere Türkiye'deki askeri gelişmelerle ile ilgili raporlar yazdığı tespit edildi. Metin Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020 tarihli soruşturması kapsamında İstanbul'daki evinde gözaltına alındı. Evde yapılan aramanın ardından sağlık kontrolünden geçirilen Gürcan, Ankara'ya götürüldü. ASKERİ-SİYASİ CASUSLUK "Siyasal ve askeri casusluk" suçlaması yapılan Gürcan, 1998-2014 yılları arasında TSK bünyesinde çeşitli görevlerde bulundu. Edinilen bilgiye göre; casusluk suçlamasıyla yaklaşık 1 yıldır süren titiz soruşturmanın ardından gözaltına alınan Gürcan'ın, bazı NATO üyesi ülkelere Türkiye'deki askeri faaliyetler hakkında raporlar yazdığı ortaya çıktı. Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Bir yıldır süren soruşturma kapsamında Gürcan'ın yabancı ülke temsilcileriyle yazışmaları, temasları tek tek deşifre edildi. ÇUVALCI ASKERLERE ÇAY Metin Gürcan'ın, 2003 yılında Süleymaniye'de Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayının ardından, Türk karargahını basan Amerikalı askerlere "Çay Partisi" verdiği için Özel Kuvvetler'den uzaklaştırıldığı da iddia edildi. ÖZEL KUVVETLER BÜNYESİNDE ÇALIŞTI 1976 Osmaniye doğumlu olan Gürcan, 1998-2014 yılları arası TSK'nın değişik birimlerinde çalıştı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Irak, Afganistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da görev yaptı. Özel Kuvvetler bünyesinde yetişen Gürcan, 2008-2010 arası ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü'nde 'Bölgesel Kürt Yönetimi ile Bağdat merkezi yönetimi arasındaki çevre-merkez ilişkisi' adlı teziyle Güvenlik Çalışmaları alanında master derecesi aldı. Ocak 2015'te kendi isteğiyle emekli oldu.

2 yıl önce

CHP'li Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin tahrip borcu 264 milyon lira! Sayıştay raporunda ortaya çıkan skandal

Belediye Başkanı Serhat Oğuz, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), ASKİ ve EGO'nun 2022 yılı bütçelerinin oylandığı büyükşehir belediye meclisinin kasım ayı oturumunda yaptığı konuşmayla konuyu gündeme taşımıştı. Oğuz, Kahramankazan Belediyesi'nin ABB'den 10 milyon TL tutarında zemin tahrip bedeli alacağı olduğunu belirterek, bu tutarın hakları olmasına rağmen geride kalan 2.5 yıllıksüreçte kendilerine ödenmediğini söyledi. Oğuz, "Burada peşin olarak tahsil edilmiş bir paradan bahsediyoruz. Kanun gereği bu para Büyükşehir Belediyesi'nin kasasına giriyor. Siz de bu parayı hakkı olan ilçelere dağıtmakla mükellefsiniz. Kanun gereği de 15 gün içinde dağıtmanız gerekiyor" demişti. Başkan Oğuz'un bu yöndeki çıkışına benzer bir tespit de Sayıştay'ın, ABB ile ilgili hazırladığı 2020 denetim raporunda yer aldı. 24 Aralık 2020 tarihinde ilgili yönetmelikte yapılan değişiklikle ilçe belediyelerinin sorumluluğunda olan alanlarda yapılacak tüm kazılardan elde edilecek gelirlerin doğrudan ilgili ilçe belediyesince gelir olarak kaydedilmesi kararlaştırılmıştı. GÖZLER BÜYÜKŞEHİR'E ÇEVRİLDİ Sayıştay da raporunda, bu tarihten önce ABB hesaplarına yatırılmış bulunan ve sokaklarda yapılan kazı çalışmalarına ilişkin olarak tahsil edilen zemin tahrip bedellerinin ilgili ilçe belediyelerine aktarılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Sabah'ın haberine göre Sayıştay raporunda, "Bazı ilçe belediyelerine aktarılması gereken zemin tahrip bedellerinin yıllar itibari ile arttığı ve 2020 yılı sonu itibarı ile ilgili belediyelerin 264 milyon 625 bin 935 TL tutarında zemin tahrip payı alacağı olduğu tespit edilmiştir" ifadesi yer aldı. Şimdi ABB'nin zemin tahrip bedellerini ne zaman ödeyeceği merak konusu oldu.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'nın Belçika'yı Avrupa'da merkez olarak kullandığı istihbarat raporunda belirlendi

Belçika istihbarat ve güvenlik kurumu VSSE'nin 2020 yılı hakkındaki raporunda PKK, dış kaynaklı aşırıcılık başlığı altında ele alındı. Dış kaynaklı aşırıcılığın Belçika için doğrudan tehdit olmadığı ancak sorunlu bir alan olduğu belirtilen raporda, PKK'nın AB'nin terör örgütleri listesinde yer aldığı, örgütün bazen amaçlarına ulaşmak için aşırı şiddet kullandığı ifade edildi. Buna karşın örgütün Avrupa'da ve Belçika'da "imajını korumak" adına şiddeti desteklemediği savunularak, PKK'nın asıl amacının Avrupa'nın terör listesinden çıkmak olduğu vurgulandı. Raporda, "Belçika, PKK'nın Avrupa yapılarında merkezi bir rol oynamaktadır." denildi ve Belçika'daki PKK yapılanması hakkında bilgi verildi. "Devrim vergisi" topluyor Belçika istihbaratı, PKK'nın yerel dernekler gibi araçlarla siyasi ve mali faaliyetler yürüttüğünü belirtti. Bu faaliyetler içinde "devrim vergisi toplanması" da yer aldı. PKK'nın ayrıca Belçika'da bazı medya şirketlerinin sahibi olduğu, bu şirketler aracılığıyla kendi televizyon ve radyo kanalları için propaganda üretildiği bilgisi verildi. "PKK'nın ülkemize yönelttiği ana tehdit aşırıcılıktır." ifadesine yer verilen istihbarat raporunda, PKK'nın aynı zamanda Belçika'daki diğer aşırı sol örgütlerle bağlarının bulunduğu kaydedildi. Örgüt gerçek amacını gizliyor Örgütün istediğinde kalabalıkları harekete geçirmesinin kamu düzenini bozabildiği ve Belçika'daki Türk toplumu ile bazen şiddet olaylarına varan gerginliğe yol açtığı belirtildi. Belçika istihbaratı ayrıca şu değerlendirmede bulundu: "PKK'nın birçok yapısı ve organının mevcudiyeti aynı zamanda müdahale tehdidine yol açmaktadır. Pek çok uluslararası kuruma ev sahipliği yapan Brüksel, PKK için önemli bir siyasi arenadır. PKK, siyasi amaçlarına ulaşabilmek adına ülkemizde sivil topluma verilen destekten faydalanmaktadır. Bunu yaparken gerçek amacını gizlemekte, sahte isimler ve kılıflar kullanmakta, tüm Kürtleri temsil ettiğini ileri sürmektedir." DEAŞ ve radikalleşme hala tehdit Belçika istihbarat raporunda DEAŞ terör örgütünün yenilgiye uğratılmasının terör tehdidini bertaraf etmediği, radikalleşmenin ve radikalleşmeye neden olan faktörlerin halen devam ettiği vurgulandı. Suriye ve Irak'taki krizin bu bölgeden gelen sığınmacıların artmasına neden olduğu, Belçika'da terör suçlarından hüküm giymiş ve cezalarının sonuna yaklaşan, artık terör tehdidi oluşturmayan önemli sayıda kişiyi topluma yeniden kazandırma zorluğuyla karşı karşıya olunduğu kaydedildi. Kovid-19 salgınının ideolojik aşırıcılık için verimli bir zemin teşkil ettiği, silahlanma eğiliminin arttığı ve hükümetlerin aşırı siyasi kanatlarca giderek daha fazla meşru hedef olarak görüldüğü belirtildi. Raporda ayrıca, Suriye ve Irak’taki savaşın etkilerinin ve sonuçlarının bölgede uzun yıllar hissedileceği ifade edilerek, bunun en yüksek göç alan ülkelerden Belçika için de geçerli olduğu, bazı sığınmacıların Belçika’nın güvenliğine tehdit oluşturduğu, Suriye’de sınırlı sayıda Belçikalı yabancı terörist savaşçının hala bulunduğuna dikkat çekildi. 2020 yılında çatışma bölgesinden kurtulan Belçikalı yabancı terörist savaşçıların çoğunun hapishanede veya PYD/YPG tarafından kontrol edilen kamplarda bulunduğu kaydedilen raporda, Suriye ve Irak'tan 130'dan fazla yabancı terörist savaşçının Belçika'ya döndüğü bilgisi yer aldı.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'na tepki

Dışişleri Bakanı Sözcüsü Tanju Bilgiç, ABD'nin 2020 Yılı Terörizm Raporu'nda Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadelesinin ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkılarının hakkaniyetle değerlendirilmediğini vurgulayarak, raporun bu konuda eksik ve ön yargılı olduğunu söyledi. ''120’DEN FAZLA MASUMUN ÖLÜMÜNE YOL AÇAN  TERÖR SALDIRILARINA YER VERİLMEMESİ KABUL EDİLEMEZ'' ''Türkiye, terörizme karşı mücadelesini terör örgütleri arasında ayrım yapmadan, hukuk temelinde yürütmekte, güvenlik-hak ve özgürlükler dengesini hassasiyetle gözettiğini belirten Bilgiç, şunları söyledi: ''Raporun Suriye bölümünde, PKK iltisaklı grupların ülkemizin Suriye’deki öncelikli terörle mücadele kaygısı olduğunun belirtilmesi, bu gruplar ismen zikredilmese dahi, SDG/PYD/YPG’nin PKK ile aynı olduğunun ikrarıdır. ABD’nin DEAŞ ile mücadele kisvesi altında destek verdiği sözde “SDG”nin PKK’nın güdümünde olduğunu ABD’li muhataplarımız da gayet iyi bilmektedir. Bu nedenle, PKK iltisaklı grupların Suriye’de hastaneler dahil sivilleri hedef alan ve son bir yılda 120’den fazla masumun ölümüne yol açan terör saldırılarının raporda yer bulmaması kabul edilemez. Diğer yandan, sözde “SDG”nin YTS’leri Suriye’de gözetim altında tutmasına atıf yapılan bölümde, uluslararası basınca da belirtildiği üzere örgütün YTS’leri rüşvet karşılığında serbest bırakmasına değinilmemiş olmasını da örgütün gerçek niyetlerini örtbas etme çabası olarak değerlendiriyoruz.'' ''FETÖ FAAL OLDUĞU HER ÜLKENİN GÜVENLİK VE İSTİKRARI İÇİN BİR TEHDİTTİR'' Raporda, Türkiye’nin hain terör örgütü FETÖ’ye karşı haklı ve meşru mücadelesinin, bu sinsi örgütün giriştiği kanlı darbe girişimi ve örgütlü suç faaliyetleri dikkate alınmadan önyargıyla değerlendirildiği söyleyen Bilgiç, sözlerine şu şekilde devam etti: ''FETÖ’nün acımasız bir terör örgütü ve suç şebekesi olduğu somut delillerle ve yargı kararlarıyla ortaya koyulmuştur. FETÖ, sadece ülkemiz bakımından değil, faal olduğu her ülkenin güvenlik ve istikrarı için de bir tehdittir. ABD’den beklentimiz, daha fazla gecikmeden ülkesindeki FETÖ mevcudiyetine ve faaliyetlerine son vermesi, FETÖ elebaşı dahil FETÖ mensuplarına melce sağlamaması, bu alanda Türkiye ile somut işbirliği yapmasıdır. Türkiye, ABD ve müttefiklerinden terörle mücadelede tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım beklentisini muhafaza etmektedir. Bunun dışında kalan tutum ve söylemler, terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi çabaları ve müttefiklik ilişkisinin ruhuyla bağdaşmamaktadır.''

2 yıl önce

Sahte pasaport çıkaran ABD'li diplomat tutuklandı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, 11 Kasım 2021 tarihinde saat 17.00 sıralarında sahte pasaport ile İstanbul Havalimanı'ndan Almanya’ya gitmek isteyen Suriye uyruklu R.S'nin, pasaport noktasında yapılan kontrollerinde başka bir şahsa ait pasaportla yurt dışına çıkmaya çalıştığının tespit edildiği aktarıldı. DİPLOMAT'TAN ALMIŞ Yapılan araştırmalarda, R.S'nin kaçmaya çalışırken kullandığı pasaportun ABD'nin Beyrut Konsolosluğu’nda diplomat olarak görevli olan D.J.K. isimli şahsa ait olduğunun belirlendiği ifade edilen açıklamada, yapılan kamera görüntüleri incelemesinde, iki şüphelinin havalimanı içerisinde buluşarak burada kıyafetlerini değiştirdikleri ve Suriyeli R.S'nin, Amerikalı diplomat D.J.K‘den pasaportu aldığının anlaşıldığı kaydedildi.  Açıklamada, iki şüphelinin de gözaltına alındığı ifade edilerek, şu bilgiler paylaşıldı: "Yapılan üst aramasında ise Amerikan vatandaşı D.J.K. isimli şahıstan zarf içerisinde 10 bin dolar ve yine kendi adına ait diplomatik pasaport çıkmıştır. Adli makamlara sevk edilen şahıslardan sahte pasaport kullanarak ülkeden çıkış yapmaya çalıştığı tespit edilen Suriye uyruklu R.S. isimli şahıs hakkında 'Resmi belgede sahtecilik' suçundan işlem yapılarak serbest bırakılmıştır. Amerikan vatandaşı olan D.J.K. isimli şahıs ise tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir."

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19