07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Afet bilinci bakımında Japonya yolunda olmalıyız

Bakan Soylu, Gölbaşı'ndaki Vilayetler Evi'nde gerçekleştirilen 'Üniversiteler Afet ve Acil Durum Araştırma ve Uygulama Merkezleri Değerlendirme Toplantısı'na' katıldı. Soylu'ya, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, AFAD Başkanı Yunus Sezer eşlik etti. Burada konuşan Bakan Soylu, afet yönetiminin toplumun tamamının katkısı oranında başarısı artan bir süreç olduğunu söyledi. AFAD gibi küresel ölçekte gıpta edilen ciddi bir kurum oluşturduklarını belirten Soylu, şöyle konuştu: "AFAD 2 yılı aşkın bir süredir İçişleri Bakanlığı'na bağlı. Biz ilk deneyimimizi Elazığ ve Malatya'daki depremlerde gerçekleştirdik. İlk kez Türkiye Afet Müdahale Planı orada devreye girdi. Bu bizim ilk deneyimimizdi. AFAD bize bağlandıktan sonra arkadaşlar toplanma alanları ile ilgili önüme bir dosya getirdi. Vatandaşların bilgisi olsun diye 'toplanma alanlarını E-devlette yayınlayalım' dediler. Ben de vatandaşın bilgisi olsun, diye 'yayınlayın' dedim ve yayınlandı. Toplanma alanlarını belirleyen belediyelerdir. Daha sonra toplanma alanları ile ilgili eleştiriler geldi. Toplanma alanlarının olduğu yerlerde apartman yapıldığına dair. Daha sonra ben de baktım evet yapılmış. Bunun da kendi adına bir eğitimi oldu. Burada yediğimiz dayaktan müşteki değiliz. Devlet yönetiminde dayaklar yenilir. Ancak oradan alınan tecrübelerle birlikte eğer doğru adım atılabilirse bir faydası bile olur. Daha sonra çalışma grubu ile o meselenin hem üzerinden geçtik hem de öğrenme sürecini tüm gruplarla beraber geliştirdik. Neticede kişi başına düşen 1,19 metrekarelerden 3,80 metrekareye düşen toplanma alanları payına ulaştığımız yeni bir sistem kurduk. Jandarma Genel Komutanlığımıza 'bu iş senin işin' dedik. Çok titiz bir çalışma sonrası artık mahcup olmayacağımız toplanma alanı oluşturduk" 'GÖÇ MESELESİNİ ANGELİNA JOLİE FOTOĞRAFI İLE ÇÖZMEYE ÇALIŞTILAR' Hırvatistan'daki depreme ilk yetişen ülkenin Türkiye olduğunu belirten Soylu, Avrupa'nın çadır kuramadan, kendilerinin orada konteyner kenti kurduğunu belirtti. Dünyanın şu an 4 temel krizle karşı karşıya olduğunu belirten Soylu, şunları söyledi: "Pandemi, göç, enerji ve bütün bunların oluşturduğu ekonomik kriz. Bunların hepsi küresel sorundur. Pandemi krizinde Dünya Sağlık Örgütü günlerce lal oldu, ne yapacağını şaşırdı. Göç krizinde de bir şey getiremediler. 21'inci asrın başından itibaren Afganistan'da oluşan bu meselenin bütün dünyaya yakıcı bir etki ortaya koyacağı belliydi. Meseleyi Türkiye-Yunanistan, Türkiye-İran ve Türkiye-Suriye sınırında sıkıştırdılar. Göç meselesini, bir sınır meselesi olarak minimize etmeye çalıştılar. Angelina Jolie fotoğrafı ile göç meselesini dünyada çözmeye çalıştılar. Göç meselesi dünyada yeni başladı. Çözüm, bölgesel güçlü ilişkiler, ülkeler arası güçlü ilişkiler, etrafımızdaki coğrafya ile kuracağımız güçlü ilişkiler ve ikili ilişkilerdir. 21'inci yüz yıl önümüze böyle bir tablo koymuştur. Bütün dünyada afetsellik artıyor. Onun için yapılması gereken bunlara ait çözüm üretmek" 'SÖZLEŞMELİ 1101 ARAMA KURTARMA TEKNİSYENİ ALIMI İÇİN İLANA ÇIKTIK İçişleri Bakanı Soylu, su ana kadar 183 üniversiteyle iş birliği protokolü imzaladıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bu kapsamda da akademisyen, idari personel ve öğrencilerden oluşan 2 milyon 8 bin 785 kişiye eğitim verdik. Yine bu kapsamda önümüzdeki dönemde, 43 farklı üniversitenin, 45 farklı uygulama ve araştırma merkezleriyle birlikte önemli çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Ar-Ge meselesine de ciddi miktarda maddi destek sağlıyoruz. 2012 yılında başlatılan destek programıyla günümüze kadar 65 projeye yaklaşık 13 milyon TL destek sağladık. Ayrıca, bütçesi 350 bin TL olan çağrılı ve bütçesi 700 bin TL olan güdümlü projelerden oluşan ulusal deprem araştırma programına; günümüze kadar toplamda 257 proje başvurusu olmuştur. Desteklenen 65 proje; 27 üniversite ve 1 kamu kurumu tarafından yapılmakta olup, bu projelerde 427 araştırmacı 132 bursiyer yer almaktadır. Sözleşmeli 1101 arama kurtarma teknisyeni alımı için ilana çıktık. Bu kadroların 700'ünü, 'Acil Durum ve Afet Yönetimi' veya 'Sivil Savunma ve İtfaiyecilik' ön lisans programlarından mezun olanlar için ayırdık." 'AFET BİLİNCİ BAKIMINDAN JAPONYA YOLUNDA OLMALIYIZ' Bakan Soylu, konuşmasının sonunda salondaki hocalara seslenerek, şunları kaydetti: "Şurası bir gerçektir; raflarda duran bilginin kimseye hayrı yoktur. Ürettiğimiz bilgiyi stratejiye, teknolojiye ve nihayetinde bir anlayışa, yani somut çıktıya dönüştürmemiz lazım. Türkiye'nin bu potansiyeli her zaman vardı. Bizim yapmaya çalıştığımız, bu potansiyeli harekete geçirmektir. Bugün geldiğimiz seviye itibarıyla geçmişle aradaki makası ciddi şekilde kapattık. Son 2 yılda yönettiğimiz afet süreçleri önemli ve ciddi sınavlardı. Acılar yaşadık ama altında ezilmedik. Teşbihte hata olmaz; Afet riski bakımından Japonya'yız. Afetle mücadele, afete hazırlık ve afet bilinci bakımından da Japonya yolunda olmalıyız. Çok mesafe aldık ama hala yürüyecek yolumuz var"

2 yıl önce

Japonya medyası: Türkiye yeniden büyük ülke olma yolunda

Japonya'nın beş ulusal gazetesinden biri olan ve üç milyonluk tirajıyla dünyanın en büyük ekonomi gazeteleri arasında yer alan Nikkei Asia’da (Nihon Keizai Shinbun), kapsamlı bir Türkiye analizi yayımlandı. Makalede şu ifadeler kullanıldı: "ERDOĞAN KALIPLARI KIRDI" "2014'te Türkiye'nin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak iktidara geldiğinden bu yana Erdoğan, Türk siyasetinde onlarca yıllık Batı yanlısı politikanın kalıbını kırdı. Uzun zamandır NATO'nun uysal bir üyesi, Avrupa'nın çevresinde sessiz, laik bir ülke olarak görülen ve sabırla Avrupa Birliği'ne katılmayı bekleyen Türkiye, artık kendini bölgesel bir hegemon olarak görüyor. "MOSKOVA'YLA ÇATIŞMAYA GİRDİ" Erdoğan, zaman zaman Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yakın davrandı, ancak aynı zamanda Suriye'ye asker göndererek, Libya'ya askeri danışmanlar göndererek ve komşu Ermenistan ile bir çatışmada Azerbaycan'a dolaylı ama açık bir şekilde yardım ederek Moskova ile çatışmaya girdi. Türkiye bu noktada Karadeniz'in tek giriş ve çıkış noktası olan Rusya'nın Akdeniz'e açılan tek doğrudan deniz geçidinin anahtarlarını elinde tutuyor." BAYRAKTAR KARDEŞLERE ÖVGÜ Nikkei Asia'nın analizinde, Türk İHA/SİHA'larına da geniş yer ayırıldı. Bayraktar TB2 SİHA'nın, Türkiye'nin yeni keşfedilen sert gücünün bir simgesi olduğu ve Haluk ve Selçuk Bayraktar’ın Türkiye'deki imajının, ABD'deki Elon Musk'ın imajıyla karşılaştırılabileceği dile getirildi. İHA’ların özelliklerine yönelik şu ifadeler kullanıldı: Türkiye'nin insansız hava araçları ucuz ama etkilidir. 2020'nin sonlarında Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki silahlı çatışmada, Bayraktar TB2 hem keşif hem de saldırı drone'u olarak öldürücüydü. Daha pahalı İsrail insansız hava araçlarının yanı sıra düzinelerce Ermeni tankını da imha etti. "TB2'LER SONUCU ŞEKİLLENDİRDİ" Türk İHA'ları, ya doğrudan Türk ordusu tarafından ya da silahları Ankara'dan satın alan devletler tarafından kullanıldığı Azerbaycan, Libya ve Suriye'deki askeri çatışmaların sonucunu şekillendirdi. Baykar'ın insansız hava araçları Türkmenistan gibi Orta Asya ülkeleri de dahil olmak üzere 10'dan fazla ülkeye ihraç ediliyor. UZLAŞMAYA ZEMİN HAZIRLADI Libya'daki olayların gidişatının değiştirilmesinde Türkiye’nin etkin bir güç olduğu herkes tarafından bilinmekle beraber Libya, Türk stratejistlerine tüm jeostratejik konumlarını tek başına yeniden canlandırma yeteneği sundu. Türk tarafı hava üstünlüğünü kurduğunda, Haftar'ın güçleri Libya'nın çöl gibi açık arazisinde etkili bir şekilde faaliyet gösteremedi. Türk insansız hava araçları, gidişatı tersine çevirmeye yardımcı oldu ve savaşan gruplar arasındaki uzlaşma süreci için zemin hazırladı. "TÜRKİYE OYUN KURUCU OLMAK İSTİYOR" Adriyatik'ten Çin sınırlarına kadar, Türkiye ile tarihi, dilsel, etnik veya Ukrayna örneğinde olduğu gibi stratejik bağları olan bir grup ülke var. Türkiye son dönemde gözünü Afrika'ya dikti. Erdoğan, kıtada 30 ülkeyi gezdi. Türkiye jeopolitik takımlar arasında geçiş yapabilir ve bazen ekonomi politikasında olduğu gibi kendi başına hareket edebilir. Kesin olan tek bir şey var: oyun kurucu olmak istiyor.

2 yıl önce

Emniyet, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ‘diplomatik pasaport’ yalanını ortaya çıkardı

ABD Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’da pasaportunu satarken yakalanıp tutuklanan şahsın diplomat olmadığını iddia etti. İstanbul Havalimanı 11 Kasım’da ilginç bir olaya sahne olmuş, ABD’nin Beyrut Konsolosluğu’nda diplomat olarak çalışan David Jack Kojak, kendi pasaportunu 10 bin dolar karşılığında Suriye uyruklu R.S’ye satarken yakalanmıştı. Kendi pasaportu ile Almanya’ya, satın aldığı pasaportla ABD’ye gitmeyi planlayan R.S. serbest bırakılmış ABD’li diplomat ise tutuklanmıştı. İŞTE O PASAPORTLAR ABD’den konu ile ilgili açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, tutuklanan şahsın diplomat olmadığını iddia etti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Washington’un iddasını anında yalanladı. David Jack Kojak adına düzenlenmiş pasaportun görüntüleri paylaşıldı. Pasaportlar, ABD’nin David Jack Kojak adına hem hususi, hem de diplomatik pasaport tanzim ettiğini açıkça ortaya koydu.

2 yıl önce

Sakarya Gaz Sahası için ÇED raporu olumlu sonuçlandı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünün web sitesinde, Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Filyos Endüstri Bölgesinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığınca yapılması planlanan "Sakarya Gaz Sahası Denizaltı Üretim Tesisleri, Denizaltı Nakil Hatları ve Kara Doğal Gaz İşleme Tesisi Entegre Projesine" ilişkin ÇED raporunun, İnceleme Değerlendirme Komisyonunca değerlendirildiği kaydedildi. İlanda, şu bilgilere yer verildi: "Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince komisyon çalışmaları ve halkın görüşleri dikkate alınarak, Bakanlığımızca 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararı verilmiş olup, Zonguldak Valiliği (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü) tarafından kararın halka duyurulması gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu projeye ait nihai ÇED Raporu ve eklerinde belirtilen hususlar ile 2872 sayılı Çevre Kanunu'na istinaden yürürlüğe giren yönetmeliklerin ilgili hükümlerine uyulması, mer'i mevzuat uyarınca ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli izinlerin alınması gerekmektedir."

2 yıl önce

Başkasına ait pasaportla havalimanına gelen PKK'lı yakalandı

İstanbul Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü ekipleri 10 Aralık tarihinde, Znar Kalas ismine düzenlenmiş Avusturya Haymatlos (vatansız) pasaportu ile Türkiye'ye giriş yapmak isteyen yolcudan şüphelenerek incelemeye aldı. Yolcu ile pasaportundaki fotoğrafın birbiriyle uyuşmaması üzerine yapılan parmak izi kontrolünde kişinin Türk vatandaşı Ahmet A., olduğu ve Batman 1'nci Sulh Ceza Hakimliğince PKK terör örgütüne üye olmak suçundan arama kaydığı olduğu tespit edildi. Bunun üzerine göz altına alınan Ahmet A., buradaki ilk ifadesinde askerden kaçtığını, 2011 ve 2014 yıllarında ise Hatay, Şanlıurfa ve İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Türkiye'ye giriş-çıkış yaparak Avrupa'ya gittiği, Avusturya Haymatlos pasaportunun kendisine ait olmadığını ve Viyana'da yasadışı yollarla elde ettiğini söylediği öğrenildi. Yapılan işlemlerin ardından mahkeme çıkarılan Ahmet A., adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. İstanbul Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptıkları çalışmalarda bugüne kadar 21 PKK'lı örgüt üyesinin sahte belgelerle Türkiye'ye giriş çıkış yaparken yakaladı.

2 yıl önce

FETÖ'nün kirli raporu ortaya çıktı! Elebaşı Gülen'in ömrünü uzatmak için çalışmışlar

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, FETÖ'nün derneklerine ilişkin rapor yayımladı. OHAL Komisyonunun raporunda, 15 Temmuz 2016'da FETÖ mensuplarınca darbe girişiminde bulunulduğu ve Anayasanın öngördüğü düzenin ortadan kaldırılmasına teşebbüs edildiği anımsatıldı. Ardından kanun hükmünde kararnamelerle örgütle iltisaklı kişilerin kamu görevlerinden çıkarıldığının hatırlatıldığı raporda, FETÖ güdümündeki dernek, vakıf, sendika, federasyon ve konfederasyonlar, özel sağlık kuruluşları, özel öğretim kurumları, vakıf üniversiteleri, basın kuruluşları, yayınevleri ve dağıtım kanallarının kapatıldığı kaydedildi. Söz konusu kamu görevinden çıkarma, kurum ve kuruluşları kapatma işlemlerine ilişkin yapılan başvuruları değerlendirip karara bağlamak üzere OHAL Komisyonunun kurulduğunun belirtildiği raporda, FETÖ'nün tüzel kişilikler üzerinden yaptığı faaliyetlere yer verildi. Komisyona yapılan başvurulardan örneklerin yer aldığı rapora göre, inceleme sonucunda UYAP sisteminden alınan bilgilerde bir şirketin, FETÖ'nün il mali yapılanması içerisinde yer aldığı, şirket adına başka bankadan kredi çekilerek destek amacıyla Bank Asyaya yatırıldığı, şirketin banka hesabından örgütle bağlantılı yurt dışı merkezli kuruluşa para transferi gerçekleştirildiği belirlendi. Örgüt üyelerinin de şirkete ortak olurken ve hisselerini devrederken herhangi bir sermaye koymamalarına rağmen "hisselerimden vazgeçiyorum" şeklinde alınan feragatnameyle yönetim ve ortaklıktan çıkarıldıkları tespit edildi. Şirketin resmi muhasebe kaydının yanı sıra ikinci bir muhasebe programı kullanarak FETÖ adına toplanan paraların buraya kaydedildiği ve örgüte aktarıldığı belirlendi. KAMU DESTEK PROJELERİNDEN ÖRGÜTE GELİR SAĞLANDI Komisyona yapılan bir başka başvuruya ilişkin inceleme raporuna göre, kapatılmasına karar verilen bir okulun FETÖ'nün eğitim şirketi olarak kurulduğu, şirket müdürünün aynı zamanda örgütün il sorumlusu olduğu ve ilde FETÖ adına toplanan paralar ile elde edilen gelirlerin bu şirketin kasasında toplandığı saptandı. Okulun hesabına aktarılan paraların öğrenci geliri olarak gösterildiği, paraların şirket hesabına aktarılmasında sahte faturalar düzenlendiğinin ifade edildiği rapora göre, kamu kurumlarının destek verdiği projelerden FETÖ'e kaynak sağlanmaya çalışıldığı, fiilen uygulanmayan bu projelerden alınan paraların örgüte aktarıldığı belirlendi. Söz konusu okul müdürünün, kurumda çalışanlara FETÖ'nün yayın organlarına abone olmaları ve örgütün düzenlediği toplantılara katılmaları yönünde telkinlerde bulunduğu da öğrenildi. Bir başka okul adına yapılan başvuruda ise okul personelinin maaşlarından kesinti yapılarak örgüte aktarıldığı, okulda, öğretmenler ve FETÖ'nün ilçe sorumlusunun da katıldığı velilere ve esnaflara yönelik örgütsel toplantılar düzenlendiği de incelemeler sonucu belirlendi. BAĞIŞÇILARI SAHTE FOTOĞRAFLARLA KANDIRDILAR Dernek adına komisyona yapılan bir diğer başvurunun inceleme raporuna göre de FETÖ elebaşının talimatı üzerine kurulan söz konusu derneğin asıl hedefinin, örgütün yurt içi ve dışı faaliyetlerini organize etmek, örgüt mensuplarının ihtiyaçlarını karşılamak, yurt dışında faaliyet göstererek örgütün küresel ölçekte büyümesini ve FETÖ'ye yeni elemanlar kazandırılmasını sağlamak olduğu tespit edildi. Derneğin banka hesabına birçok iş adamı tarafından farklı tarihlerde dernek yöneticilerinin talepleri üzerine para yatırıldığı belirlenirken, evini satarak elde ettiği parayı Afrika'da su kuyusu açılması ve katarakt ameliyatı yapılması şartıyla derneğe bağışlayan ve bunun için belge isteyen kişiye, internet arşivlerinde yer alan ve daha önce katarakt ameliyatı olanların eski fotoğraflarının üzerine bağışçı ismi yazılarak verildiği ortaya çıktı. Raporda, söz konusu usulsüzlüklerin, toplanan kurban paraları için eski kurban resimlerinin tarihlerinin değiştirilerek bağışçılara verilmesi suretiyle de yapıldığının belirlendiği kaydedildi. ÖRGÜT ELEBAŞININ ÖMRÜNÜ UZATMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPMIŞLAR OHAL Komisyonuna yapılan bir başka dernek başvurusunun raporunda ise derneğin yönetim kurulu başkanının FETÖ'nün "sağlık hizmetlerinden sorumlu imam" ve elebaşı Fetullah Gülen'in özel doktoru olduğu ifade edildi. Dernek faaliyetleri kapsamında örgüt elebaşının talimatı doğrultusunda kök hücre projesiyle ilgilenildiğine işaret edilen raporda, "FETÖ'nün tıp alanındaki mütehassıs isimlerini dernek çatısı altında topladığı, belli hastalıkları olan ve örgütün içerisinde 'mesih' olarak görülen örgüt elebaşına kök hücre nakli yapılarak ömrünü olabildiğince uzatmak amacıyla çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir." ifadesine yer verildi. KAPATILAN SENDİKAYA İLİŞKİN BAŞVURU DA RAPORDA YER ALDI Kapatılan bir sendikaya ilişkin başvurunun incelenmesi sonucu da raporda, sendikanın Gülen'in talimatıyla kurulduğu, 6 ayda 30 binden fazla üye sayısına ulaştığı, bunun sendikal bir başarı olmadığı ve örgütsel talimatlı bir hareketten kaynaklandığı anlatıldı. Rapora göre, sendikanın FETÖ'ye ait kurumlara yönelik soruşturmaları protesto etmek amacıyla ülke genelinde gösteri ve eylemler düzenlediği, sadece örgüte ait kurumlarla protokol anlaşmaları yaparak üyelerini FETÖ çatısı altında tutmaya çalıştığı, sendika temsilcileri ve yönetim kadrosunun da örgüte bağlı il sorumlularınca belirlendiği ortaya çıktı. Sendikanın kuruluş tüzüğünde örgüt elebaşının sözlerine yer verdiği, amacının FETÖ'ye yeni üyeler kazandırmak ve örgütten kopmaların önüne geçmek, üyelerden toplanan aidat ve diğer bağışlarla da örgüte mali destek sağlamak olduğu tespit edildi.

2 yıl önce

Japonya ve Kuzey Kore’de peş peşe balistik füze denemesi

Japonya hükümeti, Kuzey Kore'nin bu sabah iki balistik füze denemesi yaptığını bildirdi. Japonya Savunma Bakanı Kişi Nobuo, Kuzey Kore'nin yerel saatle 08.49 ile 08.52'de iki ayrı balistik füze fırlattığını açıkladı. Bakan Kişi, maksimum 50 kilometre irtifada 300 kilometre seyrettiği tahmin edilen füzelerin denize düştüğünü belirtti. Kişi, "Kuzey Kore'nin füze teknolojisini geliştirmeye çalıştığı açık. Son dönemde bir dizi deneme, uluslararası toplum için ciddi sorun." dedi. Japonya Kabine Baş Sekreteri Matsuno Hirokazu, denemelere ilişkin henüz hasar saptanmadığını ifade etti. Tokyo hükümeti resmi tepkisini, Japonya'nın Pekin Büyükelçiliği vasıtasıyla, Pyongyang'a aktardı. Füzelerin büyük olasılıkla Japonya ulusal münhasır ekonomik bölge dışına düştüğü kaydedildi. Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı, kısa menzilli balistik füzelerin başkent Pyongyang'ın dışındaki Sunan Havalimanı'ndan fırlatıldığını duyurdu. Son fırlatılan füzelerle, Kuzey Kore yılbaşından beri 4. füze denemesini yapmış oldu.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu'nun HDP'li Semra Güzel'le ilgili iddiası HTS raporlarıyla çürüdü

Adıyaman'da 2017'de etkisiz hale getirilen PKK'lı Volkan Bora ile fotoğrafları ortaya çıkan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan ek fezlekenin detaylarına SABAH ulaştı. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu işlediği gerekçesiyle dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle hazırlanan fezleke Meclis'e ulaşmasının ardından TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu gönderildi. Komisyon tarafından Güzel'in dosyası 20 Ocak'ta görüşülecek. HDP'Lİ GÜZEL'İN HTS KAYITLARI FEZLEKEDE Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, geçtiğimiz hafta Semra Güzel'i kırsalda Volkan Bora ile görüştüren Hasan Doymaz'ın verdiği ifade sonrasında ek fezleke hazırladı. Hasan Doymaz'ın ifadesinin yer aldığı fezleke, HTS raporlarına da yer verildi. 29-30 Nisan 2016'da terörist Volkan Bora ile görüştüğü tespit edilen ve gözaltına alınan Hasan Doymaz ile HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in toplam 25 kez iletişim kurduğu, Doymaz'ın ifadesinde de söylediği gibi 20 Mayıs 2016'da Diyarbakır'da baz verdiği ortaya çıktı. Sabah'ın haberine göre, Güzel'in 21 Mayıs 2016'da Şanlıurfa'nın Bozova ilçesi sınırlarında ve aynı gün Adıyaman il merkezinde baz verdiği tespit edildi. Güzel'in 21 Mayıs'ta Hasan Doymaz ile 38 saniyelik iletişim kurduğu, aynı günde Akçalı Kötü civarında baz verdiği, kesintisiz olarak saat 20:27'ye kadar Akçalı Köyü'nde toplam 36 kez baz verdiği, aradan geçen süre içerisinde Akçalı bölgesi dışında baz veren herhangi bir baz istasyonu kullanmadığı belirlendi. 22 Mayıs'ta ise 21:16 sıralarında Adıyaman Merkez'de baz vermeye başladığı ardından Kahta Siverek yolu üzerinden Diyarbakır'a döndüğünün tespit edildiği kaydedildi. Semra Güzel'in 5 -6 Haziran 2016'da ikinci kez Adıyaman'a giderek kesintisiz bulunduğu ve toplamda 89 kez baz verdiği anlaşıldı. ÖRGÜT ÜYELİĞİNDE EYLEM YOĞUNLUĞU HDP 27. Dönem Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan ek fezlekede, örgüt üyeliği bağlamında Hasan Doymaz'ın ifadesi ve baz bilgileri birlikte değerlendirildiğinde PKK silahlı terör örgütü üyesi Volkan Bora ile sık sık görüştüğü, Doymaz yardımıyla örgüt mensuplarıyla buluşarak belli bir zaman kırsalda kaldığı anlatılırken, Doymaz aracılığıyla terörist Volkan Bora'nın göndermiş olduğu gizli örgütsel notu teslim aldığı bu sebeple örgüt üyeliği hususunda eylem yoğunluğunun bulunduğu aktarıldı. KIRSALA GİTTİĞİ BULUŞMA FEZLEKE YER ALDI Hasan Doymaz'ın fezlekede yer alan ifadesinde "Volkan Bora, Semra Güzel'i Azikan köprüsünün oraya getirmemi istedi. Orda ben gelip sizi alacam dedi. Aracımla bir petrol istasyonunda beklerken Semra Güzel beni aradı. Bulunduğum yeri sordu. Bende anlaştığımız gibi petrolde olduğumu söyledim. Semra Güzel, kendi aracıyla tek basına petrol istasyonuna yanıma geldi. Benim aracım ile gidelim dedim. Aracı ile getirdiği 3-4 tane içerisinde yiyecek olduğunu gördüğüm poşetleri de aldı. Aracım ile Volkan Bora'nın önceden anlaştığımız yer olan Azikan (Yazıbası) Köprüsünün oraya geldik. Aracı durdurdum. Aşağıya indik, Semra Güzel poşetleri aldı ve kırsala doğru yürümeye başladık. Bu sırada uzaktan bizi izleyen Volkan Bora arazi içerisinde yanımıza geldi. Yanında Nurhak kod adlı Fırat Berkpınar da vardı. Birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar. Hatta Nurhak kod adlı terörist Fırat Berkpınar'da Semra Güzel ile sarıldılar. Bir müddet yanlarında kaldım. Volkan Bora ertesi gün yine aynı saatlerde bu saatlerde gel Semra Güzel'i götür dedi. Ertesi gün aksam üzeri Azikan köprüsünün oraya gittim kırsaldan Volkan Bora ile Semra Güzel geldi. Sarılıp vedalaştılar. Tekrar Adıyaman merkez Karapınar mahallesindeki petrol istasyonuna Semra Güzel'i bıraktım" dedi. TERÖRİSTLERE ERZAK TAŞIMIŞ Terörist Bora ile iletişiminin olduğunun tespit edilmesi üzerine gözaltına alınan Doymaz'ın ifadesinde, Semra Güzel'in kendisi ile buluştuğunda yanında üç dört siyah poşet içerisinde erzak olduğu, bu erzakları kırsal alana götürdüğünü belirtmesi üzerine fezlekede 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet suçu'nu işlediği de belirtilerek suça ilişkin de dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19