04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TÜSİAD'a çok sert tepki: Hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfınca Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2021 İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde, ödül sahiplerini tebrik etti. Kendisinin de İlim Yayma Cemiyeti'nden hizmet aldığını ve o hizmetle yetiştiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Rahmetli Menderes'in hakim kıldığı demokrasi ve özgürlük ikliminde, cemiyetimizin öncülüğünde ülkemizin ilk imam hatip okulu açılmıştır. Vakfımızın kurucularından birinin de rahmetli Turgut Özal olduğunu hatırlatmak isterim. Nesiller boyunca elden ele taşınan bu hizmet bayrağı inşallah bizden sonra da aynı şekilde dalgalanmaya devam edecektir. Bugün de cemiyetimiz öğrenci yurtlarıyla eğitim merkezleriyle burslarıyla ödülleriyle yerli ve milli duruşuyla ülkemiz sivil toplum kuruluşları arasında öncü bir role sahip. Mutluyum, özellikle de büyük ödülü, herhangi bir torpil söz konusu değil, Prof. Dr. Zekai Şen hocamızın almış olmasından dolayı da mutluyum. Zira İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Zekai Şen hocamızdan İSKİ'de çok istifade ettik. Zira Veysel Eroğlu hocamızla birlikte onlar da o zaman İSKİ'yi gerçekten tırmandırdılar ve susuz İstanbul'u suya kavuşturdular. Kendilerinden Allah razı olsun." İki gün önce Türkiye Afrika Liderleri Zirvesinin kapanışının yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İstiyorduk ki bu buluşma, bu birliktelik, bu dayanışma nasıl ki buradan farklı bir şekilde hitama erdi yine buradan ayağa kaldırdı. İnsanlığın asırlardır türlü şekilde karşısına çıkan vahşetle, zulümle, sömürüyle, riyakarlıkla, adaletsizlikle yüzleştiği bir dönemde bu elbette çok büyük sorumluluktur. Nitekim attığımız her adımda bu ağır yükün kimi zaman gönül ferahlatan, kimi zaman can acıtan tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Mazlum ve mağdurların gözlerinde beliren umut ışığı bizi ne kadar ferahlatıyorsa çarpık düzenden nemalanan zalimlerin pervasız saldırıları da o derece canımızı yakıyor." "Ekonomik sancılar salgınla birlikte hızlandı" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziya Paşa'nın şiirindeki "Bir abd-i Habeş dehre olur baht ile sultan/Dahhakın eden mülkünü bir Gave perişan/İkbaline idbarına bel bağlama dehrin/Bir dairede devredemez çenber-i devran/Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir/Elbette olur ev yıkanın hanesi viran" dizelerini seslendirerek, insanlara zulmedenlerin o çok güvendikleri evlerinin bir gün viran olmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Tarihin kendini dünyanın ve insanlığın hakimi sanan nice kudret budalasının hüsranına şahitlik ettiğini belirten Erdoğan, bugün o kifayetsiz muhterislerin isimlerini kimsenin hatırlamadığını söyledi. Erdoğan, günümüzün zalimlerin sonunun da farklı olmayacağını dile getirerek, şöyle konuştu: "Küresel yönetim ve ekonomi düzeninde bir süredir zaten yaşanmakta olan sancılar salgınla birlikte hızlanmıştır. Bizim de tek gayemiz işte bu süreci yani dünyanın devranının dönüşündeki değişimi mazlumlar ve mağdurlar lehine yönlendirebilmektir. Elbette bu mücadelenin çok derin ve geniş bir arka planı bulunuyor. Coğrafyamızda Anadolu'nun kapılarının ecdada önce güneyden sonra doğudan açılmasıyla başlayan çok çarpıcı bir hikayemiz var. İstanbul'un fethiyle çağ açıp çağ kapatacak mahiyet kazanan bu hikaye Yavuz'un hilafeti devralmasıyla birlikte oldukça farklı bir seviyeye ulaştı. Anadolu'daki varlığımızı Haçlı seferleriyle başlayıp Çanakkale Savaşlarına, Milli Mücadelemize ve nihayet günümüze kadar uzanan nice badirelere rağmen sürdürmeyi başardık. Çok çile çektik, çok fedakarlık yaptık, çok bedel ödedik ama hamdolsun mücadele sancağını asla yere düşürmedik. Bilhassa son iki asrımız sürekli bir uçtan diğerine savrulduğumuz arayışlarla geçti." Erdoğan, İlim Yayla Cemiyetini kuranların ve onlardan bayrağı devralanların yüreklerini yakan ne kadar mesele varsa hepsinin de yaşanılan bu savrulmaların eseri olduğunu kaydetti. Kudüs davasından, geçtiğimiz yılın temmuz ayında nihayete erdirilen -Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin müzeye çevrilmesi konusuna kadar bunun pek çok örneğin sayılabileceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim düşmana karşı verdiğimiz mücadele vatan topraklarıyla birlikte tüm kutsallarımızı koruma mücadelesiydi. Bizim vesayete karşı verdiğimiz mücadele tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim darbecilere karşı verdiğimiz mücadele varlığımızın gayesi olan özgürlüğümüze, geleceğimize, haysiyetimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim emperyalizme karşı verdiğimiz mücadele hakkı, adaleti, hukuku, hakkaniyeti üstün tutma, insanlığımızı koruma mücadelesiydi. Hangi unvanı taşırsak taşıyalım, hangi görevde bulunursak bulunalım amacımız buydu. Bugün de aynı mücadeleyi veriyoruz. Yarın da inşallah aynı yolda yürümeyi sürdüreceğiz." "Türkiye'nin son 19 yılı yeni bir safhaya geçişin sembolü" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 19 yılının Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim bir mücadelede yeni bir safhaya geçişin sembolü olduğunu vurgulayarak, ülkede sadece demokrasiyi güçlendirmekle, sadece hak ve özgürlükleri genişletmekle kalmadıklarını aynı zamanda asırlık özlemleri de dindirdiklerini söyledi. Attıkları her adımla bu ülkenin insanlarının inançlarıyla değerleriyle kültürleriyle vatan topraklarında var olma azminin asla bitmeyeceğini gösterdiklerini belirten Erdoğan, ülkede eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten spora kadar her alanda kurulan güçlü altyapıyla milleti hak ettiği hayat standartlarına kavuşturduklarını anlattı. "Aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer artık Türkiye küresel krizlere karşı bu derece dayanıklıysa krizleri fırsata çevirme konusunda bu derece özgüven sahibiyse gerisinde işte bu güçlü altyapı vardır. Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz. Aslında son 8 yıldır yaşadığımız her hadisenin bir tarafında ekonomi hep vardı. Gezi olayları sırasında ağaç bahanesiyle hedef alınan projelerimizi tüketmeyin, ekonomiyi çökertin kampanyalarını ekranları başında bizi izleyenlere söylüyorum, hatırlayın. O gün yine ekonomi demiyorlar mıydı? FETÖ ihanet çetesinin 17/25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar başlattığı tüm darbe girişimlerinde ekonomimizi sinsice kıskaca alma çabalarını hatırlayın. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz sınır ötesi harekatları engellemek için uluslararası alanda ekonomimize kur ve faiz üzerinden kurulan kumpasları hatırlayın. Ülkemizin diplomatik ve güvenlik hassasiyetlerini savunduğumuz için ekonomimize mahvetmek amacıyla alenen savrulan tehditleri hatırlayın. Büyüme rakamlarımızla üretimimizle istihdamımızla ihracatımızla bütçe dengelerimizle tüm göstergeler ülkemiz bakımından küresel çapta bir başarıyı işaret ederken kurda yaşanan dalgalanmaları da bu çerçevede değerlendirmemiz gerekiyor. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu." Erdoğan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz rakamları ile enflasyon rakamları arasındaki fark 10 katı bulmuşken, yaptıkları sınırlı faiz indirimlerinin bu tablonun gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, "Amerika'ya bakın, Avrupa'ya bakın. Hepsinde durum bir felaket. Coğrafyamızdaki iki asırlık kavganın gerisinde ne varsa, bugünkü gelişmelerin gerisinde de o vardır. Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan tarihindeki kalkınma hamlelerimizin önünün kesilmesinin sebebi neyse, bu gelişmelerin sebebi de aynıdır." ifadelerini kullandı. "19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon bu durumda değil miydi? Buydu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Biz, aldığımız kararlarla attığımız adımlarla faizi de enflasyonu da ve hatırlayın 6 sıfırı attığımız zaman bana karşı çıkanlar 'Taksim Meydanı'nda anırırım' diyen köşe yazarları şimdi yine aynı şeyleri söylüyorlar. Anırdılar mı? Hayır. Ama bunlar şu anda hala köşe yazarı. Aynı şeyleri bunlar yine yazıyorlar. Anırsalar da anırmasalar da elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil. Diğer ülkeler hayata geçirdiğinde alkışlanan her adım, Türkiye teşebbüs ettiğinde akıl dışı bir saldırıyla karşılaşıyor. Ülkemizin yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyümesi yerine, sanayisiyle, teknolojisiyle, finansıyla, alt yapısıyla dışarıya bağımlı kalmasını isteyenler, var güçleriyle direniyor." Bu kadar altyapı, üstyapı çalışmalarıyla 19 yıldır bir mücadele verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bir yere koymak mümkün mü? Havalimanları, 26 havalimanından 56'ya çıkarken artık Anadolu'dan evine yarım saat mesafede gidebilme imkanını yakalama lüksüne ulaşmış bir Türkiye varken, kimse bunu konuşmuyor. Türkiye büyüyor, kimse bu büyümeyi konuşmuyor. Sıkıntılar var ama unutmayın ki Allah'ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımızdan ben şüphe duymuyorum." dedi. "Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum..." Erdoğan, daha önce vesayetin kirli oyunlarına, dün sınırlara dayanan terör örgütleri üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan karanlık senaryolara hangi inanç ve iradeyle direnildilerse bugün de ekonomide aynı mücadeleyi verdiklerini dile getirdi. Fiyat artışlarının, insanların günlük hayatları üzerinde yol açtığı sıkıntıyı elbette bildiklerini ifade eden Erdoğan, "Kurdaki dalgalanmanın, fiyatlar üzerinde oluşturduğu istikrarsızlığın ve bunun yol açtığı belirsizliklerin elbette farkındayız ama vesayete, terör örgütlerine, darbecilere, küresel güç baronlarına nasıl direndiysek, bunlara karşı da direneceğiz. Şimdi buradan sesleniyorum, çekinme yok. Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum, tek göreviniz var; yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bunda ne yapıyorsunuz? Önce onu ortaya koyun. Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını, versiyonlarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de gayet iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka ama bizim derdimiz bambaşka. Biz, vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle yürüyoruz. Siz ise 'Acaba biz bu hükümeti nasıl çökertir de isteyeceğimiz, sömüreceğimiz bir yönetimi iş başına getirtiriz.' bunun için gayret ediyorsunuz. Bu millet size bu fırsatı vermeyecek." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dün millet olarak kendi canımız ve kanımız pahasına, ülkemizin istiklalini ve istikbalini korumuştuk. Bugün de malımızla, paramızla aynı fedakarlığı yapacağız. Koronavirüs salgını esnasında bu söylediğim kurum, kuruluşlar acaba ne kadar milletin yanında yer aldılar? Acaba kaç tane hastane kurup da devlete yardım ettiler? Biz, en zor anda bile şehir hastanelerimizi kurduk. Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar bunları yaygınlaştırdık, acaba bunlar ne yaptı? Hiç." Türkiye'nin ekonomide olağanüstü hale ihtiyacı olabileceği değerlendirmesinin akıl karışıklığının ötesinde bir durum olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkeyi, emperyalistlerin çizdiği haritaların cazibesine kapılıp bölmeye çalışanların silahlarından çıkan kurşunlara terk etmedik ve terk etmeyeceğiz. Bu ülkeyi 1 dolar karşılığında vatanlarını satanların ellerine de bırakmadık bırakmayacağız. İnşallah bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden şekillendirmek isteyenlere de teslim etmeyeceğiz. Bu vesileyle, sorunsuz açıklamalarla, milletimizi karamsarlığa sürüklemek, yalan yanlış haberler yayarak piyasaları korkutmak isteyenlere itibar edilmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum." ifadelerini kullandı. Hükümetin uyguladığı ekonomi politikasının, kur tarafındaki konjonktürel dalgalanmalar dışında tamamen belirledikleri doğrultuda ilerlediğinin altını çizen Erdoğan, Türk ekonomisinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edeceğini kaydetti. "Döviz kurundaki istikrarı, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız" Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı şekilde kontrollü 'Kambiyo rejimi' gibi zırvalıkları gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz. Döviz kurundaki istikrarı, bu tür zırva yöntemlerle değil, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız. Ekonomide bir kural vardır, dere yatağında akar ve bizim de şu anda takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma, ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin ve hükümetlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almaları çağrısında bulunuyorum. Geldiğimiz noktada sırf daha çok kazanç hırsıyla, fiyatları şişirmekle, stokçuluk yapmakla, dün ülkemizi darbe ile esir almaya çalışanlara destek çıkmak arasında bir fark kalmamıştır. Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. Pazartesi gününden itibaren, ciddi manada finans dünyasında sıkıntılar yaşanacakmış. Ya bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. 'Biz nasıl ayakta dimdik duracağız' demiyor, pazartesiden itibaren bu tür sıkıntıların olacağından bahsediyor. Bunlar aynı zamanda keramet ehli galiba. Merak etmeyin, böyle bir durum söz konusu değil, biz dimdik ayaktayız." Göreve geldiklerinde, Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatan Erdoğan, o dönem Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum, Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyar doların üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette. Toparlayacağız, daha yukarılara bu rakam çıkacak. Herhalde George, Hans bunlar gelip de bizim Merkez Bankamızın döviz rezervini yükseltmeyecek. Biz yükselteceğiz, bundan hiç endişeniz olmasın. Nasıl 27,5 milyar dolardan döviz rezervini alıp buralara getirdiysek şimdi yine aynı şekilde daha yukarılara bunu çıkaracağız ve çıkarıyoruz. Bizim kasamız boş değil, kasa mevcudumuz gayet iyi. Türkiye'ye karşı oynanan oyunun en etkili silahı haline gelen döviz kurunu dengeye oturtmak da fiyatları makul seviyede tutmak da bizim elimizdedir. Şayet bugün, her birimiz üzerimize düşeni yaparsak emin olun birkaç ay içerisinde çok daha güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'nin kapılarının önümüze açıldığını göreceğiz. Biz buna yürekten inanıyoruz. Bize inanan, bize güvenen her vatandaşımızı da seferberlik ruhuyla ülkemizin gelecek yarım asrının, bir asrının belirleyicisi bu vizyona sahip çıkmaya davet ediyoruz."

2 yıl önce

CHP'li Aykut Erdoğdu İnönü'nün 27 Mayıs darbesi öncesi Menderes'e söylediği söz üzerinden Erdoğan'ı tehdit etti: Sizi biz bile kurtaramayız

Daha önce yaptığı bir açıklamada 104 emekli amiralin darbe imalı bildirisini savunan ve iktidara yönelik "Ben onların mahkemelerde yargılandığını göreceğim. Bütün bu yargılamaları da TRT'den canlı vereceğiz. Uluslararası dillerde de vereceğiz" ifadelerini kullanan CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu yine hükümeti hedef aldı. "SİZİ BİZ DE KURTARAMAYIZ" İsmet İnönü'nün 27 Mayıs darbesi öncesi Adnan Menderes iktidarına "Bu yolda devam ederseniz sizi ben bile kurtaramam" sözlerine atıfta bulunan Erdoğdu, "Türkiye Cumhuriyeti'ne, bu 82 milyon güzel insana bu kötülüğü yaparsalar samimi söylüyorum sizi biz de kurtaramayız. Onun için akıllarınızı başlarınıza toplayın." ifadesini kullandı. "DİYECEKLER Kİ İSMET PAŞA'NIN LİSANINI KULLANIYOR" "Diyecekler ki İsmet Paşa'nın lisanını kullanıyor. " diyen Erdoğdu, "Ama bu yaptığınızın sonu yok. Karşıda gördüğünüz ışık trenin sonu değil. Tren üstünüze geliyor." açıklamasında bulundu.

2 yıl önce

İki il arası 40 dakikaya inecek: Cumhurbaşkanı Erdoğan Karaman-Konya Hızlı Tren Hattı'nı açtı

Karaman-Konya hızlı tren hattı açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamaların ardından Karaman-Konya hızlı tren hattının Konya istasyonundan Karaman'a geçmek üzere yola çıktı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan Karaman'da da TOKİ'nin 736 konutunun, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerinin ve yapımı tamamlanan diğer projelerin açılış törenini gerçekleştirecek.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılış törenindeki açıklamalarından notlar; Bir Konya ziyareti değil, Konya ziyaretini sonra yapacağız. Konya-Karaman YHT açılışını yapıyoruz. 11 yıl önce 2011'de ne yaptık, tanıştırdık. Biz buyuz. Ankara'dan trene binmiş Konyamıza kadar hızlı güvenli ulaşım aracının keyfini çıkarmıştık.  Konyalı için artık Ankara-İstanbul-Eskişehir'e trenle gitmek daha kolay. Bu imkanı bir adım öteye taşıyor ve Karaman'a uzatıyoruz. Konya-Karaman YHT açılışı ile yeni dönemi başlatıyoruz.  Cumhuriyetin 10. yılında demirağlarla ördük denerek marşlar yazılmıştı. ancak sonrasında bilinçli şekilde kesintiye uğratıldı. Mevcutları sıfırdan yapmışçasına yenileyen, YHT demiryolu yapımını başlatan kim oldu. Biz olduk biz.  Ülkemizin 10 bin 959 km olan demiryolu hattı uzunluğunu 13 bin 222 km'ye çıkarttık. Örneği olmayan 1213 YHT, 219 km hızlı tren hattını da inşa ettik.  Londra'dan kalkan bir tren Avrupa ve Balkanları geçerek Edirne'den ülkemize girmekte Marmaray'dan geçerek Anadolu'ya ulaşmaktadır. Boğaz'ın altından Marmaray'ı kim yaptı: Biz laf değil iş üretiriz, iş. Boğaz'ın altından Avrasya Tüneli'ni kim yaptı: Laf değil iş üretiriz, iş. Fakat bu Bay Kemal yandaşları bunların yapacağı işler değil. Bunlar ancak bazı çeşmelerin musluklarını yenilerler. Ona da tören yaparlar. Dün de daha önceden temel atmama töreni yapıyorlardı. Şimdi ne olduysa temel atma töreni yaptılar. Bu tren Kars-Tiflis-Bakü'den Asya'ya ulaşıp Pekin'e kadar gidebilmektedir.  Deniz ve hava yük sıkıntıları demiryollarını ciddi alternatif olarak öne çıkarmıştır. En kritik safhaları geride bıraktık. Türkiye'ye diğer pek çok alan gibi demiryolu taşımacılığında merkez ülke haline getirmekte kararlıyız. Buradan Karaman'a kaç dakikada gideceğiz: 50 dakika. Tüm konforu ile Karamanlı kardeşim Konya'ya Konyalı kardeşim Karaman'a ulaşacak. Sizlerden Türkiye'yi yatırım istihdam üretim ihracat büyütme hedefimize katkı bekliyorum. Altından kalkamayacağımız yük yoktur. Gençler sizden çok şey bekliyorum. Siz TEKNOFEST gençlerisiniz. Sizden dua da bekliyorum. Karaman'a hareket için müsaadenizi istiyorum. Karaman'da açılış yapacağız, müjdeler vereceğiz. 

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan Akşener'e sert yanıt: Başaramayacaksın Zafiyet Hanım

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e çok sert yanıt verdi. Partisinin grup toplantısında Emniyet Teşkilatı ve yaşanan sorunlarla ilgili konuşan Akşener'e tepki gösteren Bakan Soylu, "Yapmak istediğin şey, bir FETÖ senaryosu. Başaramayacaksın Zafiyet Hanım" dedi. "Türkiye’nin bugünkü huzur ortamında sadakat ve fedakarlıklarıyla katkısı büyük olan Emniyet Teşkilatımızı istismara, 15 Temmuz öncesi gibi kendisini 'müstakbel başbakan' atayan Zafiyet Hanım da katılmış" diyen İçişleri Bakanı Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Polisimize; Cumhurbaşkanı aday adayı ve avanesi ile uyuşturucu taciri karalamasına, küçük ortağınız HDP tarafından "beyaz toros" suçlamasına ve FETÖ'cülerin alçak iftiralarına, meczupların saldırılarına ses çıkaramayan Akşener; anlıyorum ki, Gaziantep'teki kaptagonculardan kurtulamamış! https://twitter.com/suleymansoylu/status/1509116400467644421?s=21&t=x7zja-DSitf77nUgxEuJSA “SENİ EN İYİ BİZ BİLİRİZ" Şehit ailesine küfreden müptezeli koruyan, çok kıymetli(!) devlet büyüğü;
Çok kıymetli kendi kendini atayan "müstakbel başbakan",
O kadar zayıf oynuyorsun ki; daha önce söyledim;
seni en iyi biz biliriz
Seni en iyi bildiğimizi de en iyi sen bilirsin. Emniyet Teşkilatımız her an başarıdan başarıya koşarken Kahraman Polisimiz ağzına hiç yakışmıyor... Son üç yıldır TÜİK araştırmasında Kamu Hizmetlerinde Vatandaş Memnuniyetinde 1. sıra Asayiş Hizmetleri. Tüm araştırmalarda terör, ülkemiz sorunları arasında artık en alt sıralarda.
Türkiye’nin en güvenilir kurumları arasında polis en ön sıralarda. Yapmak istediğin şey, bir FETÖ senaryosu:
Türkiye’nin en güvenilir noktasına saldırmak. Başaramayacaksın Zafiyet Hanım" AKŞENER NE DEMİŞTİ? Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Akşener şu ifadeleri kullanmıştı; Polis kardeşlerimiz gösterdikleri fedakarlık karşısında, siyasi baskılarla, mobbingle karşılaşıyorlar. Kirli bir düzenle karşılaşıyorlar. İstifalar ve canımızı yakan intihar vakaları artıyor. Koruma polislerinin çektiklerini anlatamam. O insanların AK Partili insanlar tarafından köle gibi görüldüklerini, bu müthiş kişiler tarafından haklarında olumsuz bir kelime söylendiğine katlandıkları psikolojik baskı mı dersiniz... Böyle vahim bir kibirlilik insanları nasıl bir ezme halini hiçbir dönemde görmedim. "EMNİYET TEŞKİLATIMIZIN EMEĞİNİ SÖMÜRÜYORLAR" Bay kriz ve usta İçişleri Bakanı hiçbir sorun yokmuş gibi davranarak, umursamaz tavır takınarak kirli düzeni devam ettiriyorlar. Kul hakkına giriyorlar, emniyet teşkilatımızın emeğini sömürüyorlar. Teşkilatımızın hakkına giriyorlar, 3600 ek göstergede bir gelişme yok. Son olarak da emniyet teşkilatımızın huzuruna göz diktiler. Yeni tayin sistemine göre tayin bölgeleri 4 bölgeye ayrıldı. Bir polis kardeşimiz 4 defa tayin edilecek. Sizler vazifenizi yapmak istiyorsunuz, hak ettiğiniz koşullarda çalışmak istiyorsunuz, emeğinizin karşılığını görmek istiyorsunuz farkındayız. Sizleri kendi iktidarı önüne bir kalkan yapmak istiyor. En doğal haklarınızı lütuf gibi sunuyor. Söz veriyor

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Terör yuvaları Cumhuriyetin 100'üncü yılına varamayacak

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir'de depremzedeler, TOKİ işçileri ve AFAD çalışanlarıyla, Bayraklı ilçesinde sokak iftarında buluştu. Konuşmasında Pençe-Kilit operasyonuna değinen Bakan Soylu, "Bugün evlatlarımız Metina'da, Zap'ta, Avaşin-Basyan'da da ölüme koşuyorlar, şehadete yürüyorlar. Ne için biliyor musunuz? Sizin çocuklarınızın, bizim çocuklarımızın bu ülkede birilerinin tasallutu altında kalmaması için." dedi. 'CUMHURİYETİN 100'ÜNCÜ YILINA VARAMAYACAKLAR' Bakan Soylu, sözlerinin devamında "Hiç merak etmeyin, hiç endişe etmeyin o terör yuvaları Cumhuriyetin 100'üncü yılına varamayacak, varamayacak, varamayacak...." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

6 muhalefet partisi bir kez daha toplanıyor! Demokrat Parti'de büyük hareketlilik: Böcek araması bile yapıldı…

Başını CHP’nin çektiği 6’lı muhalefetin bugün gerçekleşecek üçüncü randevusu sızma ve dinlemelere karşı adeta "kozmik masaya" dönüştü. Güçlendirilmiş parlamenter sistem vaadiyle yola çıkan CHP, İYİ Parti, SP, DP, DEVA ve Gelecek Partisi liderleri bugün Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın ev sahipliğinde buluşacak. Toplantı öncesinde DP’nin Balgat’ta bulunan genel merkezinde hareketlilik zirve yaptı. O İDDİANIN ETKİSİ Mİ? Yeni Şafak gazetesinde yer alan habere göre, hazırlıklarda titiz güvenlik önlemleri ön plana çıktı. Bunda altı liderin 28 Şubat’ta kamuoyu ile paylaştığı güçlendirilmiş parlamenter sistem taslağının bir büyükelçiye düzeltme için gönderildiği yönündeki bilginin dışarıya sızmasının etkili olduğu ileri sürülüyor. GENEL MERKEZ KAPANDI Önlemler çerçevesinde DP yönetimi cuma gününden pazar gününe kadar genel merkezi parti yöneticileri, çalışanları ve güvenlik personeli hariç girişe kapattı. Bunların dışında genel merkeze 6 liderin kurmayları hariç, kimsenin girişine izin verilmeyecek. BÖCEK, JAMMER, ÖZEL GÜVENLİK Alınan tedbirlerde bununla da yetinilmedi. Özel bir şirket tarafından dinleme cihazlarına karşı böcek taraması yapıldığı bildirildi. Kamuoyunda sinyal kesici olarak bilinen jammer kullanımına ise basının yayın yapacağı dikkate alınarak kullanılıp kullanılmamasına toplantı saatinde karar verileceği ileri sürüldü. Parti genel başkanların korumalarının aldığı güvenlik önlemlerinin yanı sıra DP yönetiminin özel bir güvenlik firmasından da hizmet alacağı belirtiliyor. FORMAT YİNE AYNI Güvenlik tedbirlerinin dışında toplantı düzeninin ilk buluşmalardaki gibi olması bekleniyor. 6 liderin yine yuvarlak masa etrafında bir araya gelmesi, toplantı sonrasında ise yazılı açıklama yapılması planlanıyor. Genel Başkanların iftarı birlikte yapacakları, sonrasında da müzakerelerin başlayacağı belirtiliyor. Toplantının sarkması ihtimaline karşı sahur hazırlıklarının da yapıldığı ifade ediliyor.

2 yıl önce

Kalaşnikoflu teröristi İBB'de işe alanlar arşiv taraması yapsaydı neyi görecekti?

İBB'de sosyal hizmetlet uzmanı olarak çalışan Şafak Duran'ın terör örgütü PKK'nın kampında elinde uzun namlulu silahla çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı. Polis ekiplerinin gözaltına aldığı Duran çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Duran'ın görüntülerinin ortaya çıkması İBB'nin işe aldığı personellere güvenlik taraması yapıp yapmadığı merak konusu oldu. İBB'nin PKK'lı terörist Duran'ı sadece E-Devlet'ten alınan savcılık kağıdı ile işe alındığı ancak detaylı bir güvenlik taraması yapılmadığı tespit edilmişti. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, İBB'nin güvenlik soruşturması yapsaydı Şafak Duran hakkında neleri öğrenebileceğini yazdı. Şener, Metina kampında 2,5 ay eğitim alan Duran'ın kod adının 'Diren Amara' olduğunu yazdı. Nedim Şener'in "2.5 ay ‘şerwan’ eğitiminden sonra kod adı ‘Diren Amara’" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle: "Bu yapılsaydı Şafak Duran hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile Roza Amed kod adlı Fatma Yiğit ve Hozan Serhat kod adlı Cahit Karagülle isimli PKK’lı teröristlerin Şafak Duran hakkında verdiği ifade bilgilerinden haberdar olacak, güvenlik araştırması olumsuz geldiği için işe almayacaktı. İki PKK itirafçısı, 2014 yılında PKK’nın Metina kampında 10 bayan 30 erkek olarak iki buçuk ay şerwan yani “savaşçı” eğitimi aldıklarını anlattılar. İfadelerinde yer alan bilgilere göre; PKK’lı teröristlere şerwan eğitiminde Kalaşnikof, Biksi, Bisvink, el bombası, Kanas gibi silahların kullanımı yanında, pusu sızma eğitimleri veriliyor. İdeolojik eğitim adı altında da PKK Tarihi, Kadın Tarihi, Kürdistan Tarihi, Özel Savaş gibi dersler veriliyor. Eğitimi tamamlayan teröristler, tıpkı Şafak Duran’ın ele geçen fotoğrafında olduğu gibi Kalaşnikof silah kuşanıp törenle kimliklerine kavuşuyorlar. İfadelere göre kampta eğitim alanların yarısı Suriye’deki PKK/YPG saflarına katıldı, diğer yarısı ise Türkiye’ye gönderildi. Eğitime katılanları kod adlarıyla teşhis eden iki itirafçı bu kişilerden birisinin de Diren Amara kod adlı terörist olduğunu söylediler. 2016’da PKK’ya yönelik Şırnak/Cizre’de yapılan operasyonlarda 2014 yılında PKK’nın Metina kampında yapılan eğitim sırasında çekilen fotoğraflar ele geçirildi. İstanbul İl Jandarma Kriminal Labratuvarı tarafından yapılan incelemede, kampa katılan kişilerin fotoğrafları tek tek incelendi, isim isim ayrıştırılarak kimlik tespitleri yapıldı. Sonuçta Rosa Amed ve Hozan Serhat kod adlı teröristlerin, Diren Amara kod adlı Şafak Duran olduğu tespit edildi. İBB yasal yükümlülük gereği İstanbul Valiliği’ne güvenlik taraması için bildirmiş olsaydı 1 Haziran 2021’de işe aldığı Şafak Duran hakkında gerekli bilgiye sahip olacaktı. Belki de işe alınmasına engel bir durum oluşmaması için İstanbul Valiliği’ne “Güvenlik Araştırması” için başvurulmadı. Bunu zaman ortaya çıkaracak."

1 2 3 4 5 6 7 8 9