02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

CHP’de mülteci tartışması! Bekaroğlu, ırkçı belediye başkanı Özcan’a tepki gösterdi

Bolu Belediye Başkanı CHP'li Tanju Özcan, yaptığı açıklamada, şehirde yaşayan yabancı uyruklu kişilerin su faturası ve katı atık vergisi ücretlerine 10 kat zam yapacaklarını söyledi. Özcan, yardımı kesmelerine rağmen yabancı uyrukluların Bolu'dan gitmediğini ifade ederek, "Arkadaş, yardımı kesiyorsun gitmiyorlar. 'İş yeri ruhsatı vermiyorum' diyorsun gitmiyorlar. Biz yeni önlemler almaya karar verdik. Önümüzdeki hafta belediye meclisi var. Yabancı uyruklu kim varsa abonemiz olan, su fiyatlarına, katı atık ücretlerine başta olmak üzere bazı ücretlerde 10 kat zam yapacağız. Türk vatandaşıyla yabancı uyruklu vatandaş aynı fiyattan suyu kullanamayacak. 10 kat suya, 10 kat katı atık vergisi ücretine zam yapacağız" dedi. Söz konusu açıklamaların ardından CHP'de mülteci çatlağı yaşandı. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Özcan'ı eleştirdi. CHP'nin sosyal demokrat bir parti olduğunu ifade eden Bekaroğlu, "Parti programında yabancı düşmanlığı yoktur, böyle nefret söylemi kokan bir girişimi asla kabul etmez" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Yangın ekipmanlarındaki fahiş fiyat artışları inceleye alındı

Birçok bölgede çıkan orman yangınları nedeniyle yangında kullanılan malzemelere fahiş zam yapan kuruluşlara yönelik inceleme başlatıldı. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, yangın söndürme ekipmanlarında fahiş artış yapanların incelemeye alındığını ve suistimallerin cezasız kalmayacağını açıkladı. Bakan Muş "Yangın söndürme ekipmanlarında (Yangın söndürme topu, yangın tüpü, yangın söndürme kıyafetleri gibi..) fahiş fiyat artışları yapıldığına ilişkin iddialar Bakanlığımızca incelemeye alınmıştır. Ülkemizin yangınlarla mücadele ettiği bu dönemde, çalışmaları sekteye uğratacak olan her türlü suistimal cezasız kalmayacaktır ve fırsatçılar cezalandırılacaktır. Bu çerçevede Bakanlığımız Ticaret İl Müdürlükleri tarafından gerekli denetimlere başlanmıştır." dedi. TÜKDES BAŞKANI: FİYATI YÜKSELEN ÜRÜNLERİ BİLDİRİN TÜKDES Genel Başkanı Süleyman Bakal, AA muhabirine, yangın söndürme topu, eldiven, yangın kremi gibi birçok ürün fiyatının birkaç gün içinde yükseldiğine dikkati çekerek, "Tüketicinin muhakkak konu ile ilgili ihbarı Ticaret Bakanlığı, valilik ya da kaymakamlığa bildirmesi gerekir." dedi. Yaşanan orman yangınlarının tüm vatandaşları derinden üzdüğünü dile getiren Bakal, "Yüreğimizi yakan orman yangınları, birlik, beraberlik ve dayanışmamızı zirveye çıkardı. Yangınların söndürülmesi ve yaraların sarılması için millet ve devlet işbirliği had safhada. Herkes fedakarlıkla elinden gelenin daha fazlasını yapma gayreti içinde. Sanatçılar konser gelirlerini bağışladı, çiftçiler yangından etkilenen hayvanlar için yem ve saman gönderdi. Temennimiz, yangınların en kısa sürede söndürülmesi ve yaraların sarılmasıdır. Yangın şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum." diye konuştu.

2 yıl önce

“Süleyman Soylu ile Vatandaşın Suriyeli Tartışması” yalanı

CHP milletvekili Mehmet Göker’in “Vatandaş sormaya sorgulamaya başladıysa Kurduğunuz korku düzeninin sonu yakın demektir!” İfadeleriyle paylaştığı video’nun devamı ortaya çıktı. Video’da İçişleri Bakanı Soylu’nun meseleyi gerekçeleriyle anlattığı görüldü.

2 yıl önce

AK Parti Mersin milletvekilinin polislerle tartıştığı görüntüler hakkında Mersin Valiliği’nden açıklama

Valilikten yapılan açıklama şöyle: “İlimizde bir ay önce, 18.07.2021 günü 18:30 sıralarında Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın arabasının durdurulması olayı ile ilgili olarak,   Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın sosyal medya paylaşımı, olayı tamamen çarpıtmaktadır. Bahse konu olayda Mersin milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın aracı polis memurlarınca ihbar üzerine durdurulmuştur. Karayolları trafik kanununun 71. maddesi g bendinde görev ve hizmet gerekleri ve güvenlik nedenleriyle geçiş üstünlüğüne sahip araçlar sayılmıştır. Bu çerçevede milletvekilinin kullandığı araç bu kapsamda olmasına rağmen polis memurlarınca durdurulduktan ve milletvekili olduğu anlaşıldıktan sonra yarım saat bekletilmiştir. İlgili şube müdürünce sorgulamanın yanlış yapıldığı, aracın kaydının bulunduğu, bu bakımdan milletvekilinin aracının plakasının yanlış bildirildiği ihbarın yanlış olduğu söylenmesine rağmen bekletilmiş, ancak mesele il emniyet müdürüne intikal ettikten sonra çözülebilmiştir. O esnada polis memurlarının yapması gereken eğer tesbit edilen ihlal var ise tutanak tutup ilgili kurumuna göndermektir. Ancak ön tahkikattan anlaşılmıştır ki; görevli memurlar yasal mevzuatın dışına çıkmışlardır. Bunun üzerine haklarında gerekli yasal işlem başlatılmıştır.”

2 yıl önce

Aracını durduran polisle tartışan AK Parti Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz: Özür diliyorum

Olay anını gazeteci Cüneyt Özdemir'in Youtube kanalında katıldığı yayında anlatan ve "Yarım saat boyunca orada alıkonulmamın bilinçli bir işlem olduğunu düşünüyorum" diyen Yılmaz, "Kayıtların alınma şekli usulsüz, yapılan işlem baştan aşağı usulsüz ve o kayıtların alınmaması gerekirken bir de yayınlanması usulsüz" ifadelerini kullandı. 

2 yıl önce

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran: Güven artışı başladı

ENDİŞELER YATIŞTI Aran, şu değerlendirmelerde bulundu: "Çünkü mart ve nisan ayları, her şeyin çok hızlı değiştiği bir dönemdi. O günden bugüne ekonomi politikası yönetimi açısından büyük bir değişikliğin olmadığı, sıkı para politikasının korunması suretiyle risklerin yönetilmesinin amaçlandığı bir dönem yaşadık. Buna aşılama konusundaki olumlu gelişmeler de eşlik etti. Yatırımcı; ekonomik parametrelere bakan, enflasyonda düşüş eğilimi görmeden faiz oranlarını indirmeyen bir Merkez Bankası olduğunu hissetti. 'Merkez Bankası Başkanı değişince acaba para politikasında bir gevşeme olur mu' endişesi yatıştı. Bu önemli bir test süreciydi, bu süreçten geçer not aldığımızı düşünüyorum. Dolayısıyla ben bir güven artışı olduğunu ve ilk adımın gerçekleşmeye başladığını görüyorum. Burada sabırlı duruşun devam etmesi çok önemli." ENFLASYON DÜŞECEK Aran, şu yorumlarda bulundu: "Mevcut duruşumuz bozulmaz devam ederse baz etkisinin de katkısıyla enflasyonu bu yılın sonunda yüzde 16, gelecek sene de yüzde 12-13 seviyelerinde görebiliriz. Beklemeden birtakım kararların alınması durumunda; o noktada artık kimse bir reçete veremez. Bu nedenle bu sınırlı iyileşme kıymetli. Bu fırsatı kaçırmamak gerekiyor." Sene başında, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 3.5 büyüyeceğini öngördüklerini, bu öngörüyü en az yüzde 6 olacak şekilde revize ettiklerini belirten Aran, sene sonunda enflasyonun yüzde 16'ya ineceği beklentisinde olduklarına dikkat çekti. FAİZ İNDİRİMİ İMKANI Bunun Merkez Bankası'na faiz oranlarında indirim imkanı sağlayacağını vurgulayan Aran, "Piyasaların bunu fiyatladığını düşünüyorum. Sürpriz bir şey olmayacak. Bu şekilde faizin indirildiği, piyasayla çatışmayan ve faiz indiriminin kurlarda artışa neden olmadığı bir konjonktürün; hepimize moral vereceğini düşünüyorum. Yüksek faiz ortamından bankalar olarak bizler de şikayetçiyiz" ifadelerini kullandı. HEPİMİZİN MENFAATİ ÜLKENİN KAZANMASI Türkiye'de bir dönem üzerinde çok konuşulan yapısal reformlara dair konuşan Hakan Aran, şunları söyledi: "Politikalarda sabırlı tavır, yapısal reformlara da itibar kazandıracaktır. İzlenen politikaların sonuç vereceğine inanıyorum. Ülkenin kazanamadığı bir yerde, bireysel olarak kazanan birilerinin olacağını sanmıyorum. Hepimizin ortak menfaati, ülkenin kazanmasından geçiyor. Bunun için de her kurum öncelikle kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Zaten her kurum vazifesini layıkıyla yerine getirirse resim kendiliğinden tamamlanır. İş Bankası olarak bu konuda örnek bir davranış sergilediğimize inanıyorum." KRİPTO DÜZENLEMEDE ORTAK ÇALIŞABİLİRİZ Kripto paralara dair de görüşlerini aktaran Aran, bu alana çok hızlı bir şekilde düzenlemeler getirilmesi gerektiğini belirtti. Aran, "Bir banka genel müdürü olarak, mobil bankacılık uygulamalarını doğrudan kodlayan bir insan olarak bu dünyanın karşısında olmam elbette mümkün değil. Uyarı yapmam nedeniyle sanki bunun karşısındaymışım gibi bir algı oluşmasını istemem. Ama insanlar çok fazla düşünmeden, takım tutar gibi davranıyor. Güvenilir bir kurum olarak en azından müşteriyi sahipsiz bırakmamak adına, doğru şekilde ve mevcut düzenlemelerin elverdiği ölçüde bu alana girip, yatırımcıyı güvenli bir alana çekmenin sorumluluğunu hissediyorum. Otoriteyle beraber çalışarak düzenlemeyi peşi sıra getirebiliriz. Bizim için bu dünyada kuralların gerektirdiği şekilde yer almak, 2 aylık bir meseledir." İŞLER AÇILDI, SEKTÖREL GÜVEN YÜKSELDİ Sektörel güven endeksleri yükselişe geçti. Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi ağustosta geçen aya kıyasla, hizmet sektöründe yüzde 1.2, perakende ticaret sektöründe yüzde 0.6 ve inşaat sektöründe yüzde 7.1 arttı. Hizmet sektöründe son üç aylık dönemde iş durumu alt endeksi yüzde 3.6 artarak 116 oldu. Perakende ticaret sektöründe son üç aylık dönemde iş hacmi satışlar alt endeksi yüzde 7.9 artarak 121.3 oldu. İnşaatta ise alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi alt endeksi yüzde 5.4 artarak 83 oldu. Gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi de yüzde 8.5 yükselişle 101.8 değerini aldı. İmalat sanayii genelinde kapasite kullanım oranı da (KKO), ağustosta bir önceki aya göre 0.4 puan artarak yüzde 77.1 seviyesine yükseldi. Diğer taraftan Reel Kesim Güven Endeksi ise, ağustosta bir önceki aya göre 0.9 puan azalarak 113.9'a geriledi.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli’den laiklik tartışmalarına sert tepki: “Ne dine laf söyletir ne de Cumhuriyet’in laiklik sütununu kırdırırız”

İşte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar: Ülkemiz on yıllar boyunca sığ ve kısır tartışmalarla meşgul edilmiş, gücü ve enerjisi devamlı surette içe dönük konu başlıklarında harcanmıştır. Milli ve manevi değerler eksenine tutunan sert kutuplaşmalar zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşarak milli birlik ve dayanışma ruhuna zarar vermiştir. “İSLAM HOŞGÖRÜ DİNİDİR” Bu esnada birbirimize çatık kaşla bakıyorken, haricimizdeki birilerine, hadiselerin bilenmiş akışına müdahale ve mukabelede ne yazık ki geç kalınmıştır. Köprülerin altından sular hızla akıyorken, hala köprü üzerinde cepheleşme hastalığına maruz kalmak talihsiz ve esef verici gelişmelere davetiye çıkarmıştır. İnanç, mezhep, etnik aidiyet, dil ve köken gerilimlerini taammüden kamçılayan, nihayetinde insanlarımızın gönül ve muhabbet bağlarını koparmak için gerginlikleri körükleyen fırsat düşkünleri işin özünde ateşle oynamışlardır. Bir yanda Laikliği siyasi hesapları için acımasızca istismar edenlerle, diğer yanda barış ve kardeşlik dinimizin evrensel mesajlarını çarpıtanlar, görüntüde ayrı, gerçekte aynı kirli maksada kilitlenmiş bağnaz kafalardır. Bilhassa ifade etmek lazımdır ki, kimin Müslüman kimin münafık; kimin mümin kimin münkir olduğunu tayin ve tefrik etme görevi fani insana verilmiş bir ruhsat değildir. İslam hoşgörü dinidir. Rahmet elçisi Efendimizin hayatı, hadisleri; akıl, adalet ve haysiyetle pekişmiş muamele ve mücadelesi hepimize örnektir. “TAHAMMÜLSÜZLÜK ZEHİRDİR” Huzurlu bir toplum hayatı için hoşgörü altın bir davranış kalıbıdır. Tahammülsüzlük zehirdir, girdiği bedeni ve zihni her zaman mahvedecek, bir süre sonra da nefret salgınına dönüşecektir. Manevi hoşgörü acziyet değil, mükâfatını Allah’tan bekleyen ve dileyen ihlaslı bir teslimiyet halidir. Bununla birlikte hoşgörü demek; hiç kimseyi ayıplamamak, kırıcı ve aşağılayıcı olmamak, farklı inanç ve düşüncelere müsamaha göstermek demektir. Onurlu ömründe Resullullah kötülüğe bile kötülükle cevap vermemiştir. Nitekim hoş gören her zaman hoş görülmeye müstahaktır. Camilerimizin, mescitlerimizin, cemevlerimizin sahte anlaşmazlıkların ve sanal ihtilafların merkez üssü haline getirilmesi ağır bir vebaldir. Onun ölüsü camiye girmemeli, bunun cenaze namazı kılınmamalı çağrıları Allah’ın rahmet ve merhametiyle ters düşmektir. Elbette böylesi bir tablonun sonu uçurum, sonucu felakettir. En iyisini hakkıyla bilen Cenab-ı Allah’tır. Din değiştirmedikten ve bazı haller zuhur etmedikten sonra bir Müslüman’ın ölüsüne veya dirisine nasıl yaklaşılacağı, nasıl davranılacağı bellidir. Sevmediğimiz birisinin Camiye sokulmasına, cenaze namazının kılınmasına itiraz etmek demek Türk ve İslam düşmanlarının oyununa gelmek demektir. “LAİKLİK DİNSİZLİK DEĞİLDİR” Düşüncesini, fikriyatını, fiillerini, söylediklerini, yazdıklarını tasvip etmediğimiz her insanın, insan olmaktan kaynaklanan hakları vardır ve herkes bu haklara saygıyla mesuldür. Allah indinde üstünlük takvadadır, kalpleri bilen ve gören yalnızca Allah’tır. Son zamanlarda gazetelerde ve televizyon ekranlarında baş gösteren kaygı verici kamplaşmanın devamı, hatta genişlemesi halinde milli ve manevi hayatımız bir plan dahilinde yürütülen tahrik ve taciz kampanyalarının girdabına kapılacak, bunun bedeli de vahim olacaktır. Bugünkü nazik ve hassas dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve Laikliği eş zamanlı olarak sıcak tartışmaların içine sürüklemek Türkiye’nin aleyhine kulis yapan, yıkım senaryosu hazırlayan zalim mihrakların eline koz vermektir. Türkiye bu karanlık tünelden süratle çıkmalıdır. Bir başka sorun ise Laikliğin Anayasa’dan çıkarılma meselesidir. “NE DİNİMİZE LAF SÖYLETİRİZ, NE DE CUMHURİYET’İN LAİKLİK SÜTUNUNU KIRDIRIRIZ” Bu görüşü seslendiren veya destek verenler Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerini dinamitlemek isteyen, kurucu emanetleri kundaklamak için gün sayan hastalıklı ve hasarlı zihniyetlerdir. Laiklik dinsizlik değildir. Kavramsal çatısı dinle çatışmalı da görülmemelidir. Türkiye laik, sosyal ve hukuk devletidir. Millet, Müslümandır. Herkesin dini inanç ve vicdan hürriyetine hürmet duymak asıldır. Bilinmelidir ki, ne dinimize laf söyletiriz, ne de Cumhuriyet’in Laiklik sütununu kırdırırız. Kötü niyet sahipleri sabırları sınayıp sınır ihlali yaparak milletimizin sinir uçlarıyla oynamaya kalkışmamalıdır. Din Allah’ındır, Müslüman Türk milleti mukaddesatı üzerinde karalama yapmak için devreye girenlere müsaade etmeyecektir. Hiç kimse üstüne vazife olmayan konularda fetva makamı gibi hareket etmeye heveslenmemeli, 2023 vizyonumuzun hızını yapay gündemlerle kesmeyi de aklından geçirmemelidir.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "En kısa sürede enflasyonu kontrol altına alarak raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Ecdanın bize miras bıraktığı bu köklü kurumla iftihar ediyoruz. UNESCO'ya verdiğimiz dosyamızı Azerbaycan ve İran ile birlikte hazırladık. 2021 senesini Ahi Evran yılı olarak ilan ettik. Kardeşlerim ecdadımız dünyada Fetih kabiliyeti yanında devlet kurma kabiliyetiyle de maruftur. Bu devletler sadece kılıçla kurulmadı. Ahi Evran'ın 32 başlık altında sınıflandırdığı ahilik teşkilatı asırlarca bu topraklarda dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Kadıları, ustaları, kalfaları, çırakları ile devleti erkanını ve hatta padişahları da kuşatan bu itibarlı kurumlarımız işte böyle etmiştir. Ahiliğin düsturları her çağda ve şartta geçerli kılan, onun özü ve fıtratıyla insanlığı merkezine almasıdır. Bugün adına toplam kalite yönetimi denen yaklaşımlar, ahilerimiz tarafından asırlardır zaten uygulanmaktadır. Ahiliğin sosyal yönü üreticiyle satıcı arasında olduğu kadar zengin ile fakir arasında kurduğu dengedir.  İnsanlığın bugün geldiği nokta, teknoloji ve bilimde kat edilen mesafe böyle bir birikimin neticesidir. Asırlar öncesinden zemin hazırlayanlar olmasaydı kendimizi şu an çok farklı ve dramatik bir yerde bulabilirdik. Yahya Kemal'in deyimiyle kökleri mazide olan ati olarak bizlere düşen görev tarihimizin iz bırakan olaylarını önce kendimiz hatırlamak sonra herkese hatırlatmaktır. Hedeflerimizi bu şekilde büyüteceğiz. Biz hep bu anlayışla hareket ettik, ediyoruz. İşte bunun için 2023 hedefleri diyoruz, 2053 vizyonu, 2071 vizyonu diyoruz. "ESNAFIMIZI, BUGÜNÜMÜZ VE YARINIMIZIN MANEVİ TEMİNATI OLARAK GÖRÜYORUZ" Ahi olabilmek için öncelikle çalışmak, bir meslek sahibi olmak gerekir. Ahi Evran'ın da deri ustası olduğu riayet ediliyor. Bir ahinin tezgahı halka olduğu kadar Hakka hizmet yeridir. Mesela demiri döven bir zanaatkar o demirle birlikte nefsini de terbiye eder. Sizler böyle bir geleneğin önümüzdeki temsilcilerisiniz. Esnaf sadece alan, satan, ticaret yapan bir meslek değildir. Esnaf aynı zamanda o muhitin gözü, kulağı, yol göstericisidir. Türkiye'de ailesinde esnaf olmayan neredeyse kimseyi bulamazsınız. Bugünkü büyük şirketlerimizin hemen hepsinin de hikayesi küçük bir dükkandan, atölyeden başlar. Esnafımızı, milletimizin emaneti, bugünümüz ve yarınımızın manevi teminatı olarak görüyoruz. Kapısı 72 millete açık olan esnafın olduğu yerde din, dil, ırk ayrımı olmaz. Usta çırak ilişkisiyle kazanılan kabiliyetler, aynı zamanda gençlere vatan ve millet sevgilisi, saygıyı, dürüstlüğü de öğretir. Devirler geçse de dünya değişse de değişmeyecek olan bizim birliğimiz, kardeşliğimizdir. Bu millet ne imtihanlardan geçti. Son 8 yılda yaşadıklarımız bile bir ibret vesikasıdır. Kardeşliğimiz sayesinde, milletimizin desteği, tüm bunlarla beraber hepsinin üstesinden geldik. Bundan sonra da aynı şekilde büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını birlikte gerçekleştireceğiz. KORONAVİRÜS DÖNEMİNDEKİ DESTEKLER 2 yıldır dünyayı sarsan, her ülkeye ağır darbeler vuran bir salgınla mücadele veriyoruz. Bu salgın bizi de etkiledi. Kaybettiğimiz her vatandaşımızla birlikte yüreğimize ateş düşüyor, canımız yanıyor. Ülkemizde vakaların görülmeye başladığı günlerden itibaren salgının esnafımız üstündeki yükünü azaltmak için tedbirler aldık. Halkbank vasıtasıyla işletme kredisi ve ticari kredi kartı desteklerini hayata geçirdik. 760 bin esnafımız yaklaşık 19 milyar TL faiz indirimi kredisi kullandı. 2020 yılı içinde toplam kullanılan kredi miktarı 43 milyar TL'ye ulaştı. Ağustos sonu itibariyle 2021 yılında ise 140 bin esnaf ve sanatkara 17 milyar TL kredi temin ettik. Salgın nedeniyle iş yapamayan esnafımızın kredi sicillerine mücbir sebep kaydı düşülmesine imkan sağladık. Kredilerden yararlanma şartlarını kolaylaştırdık. Gelir kaybı desteği başlığı altında 5 milyar TL'nin üstünde hibe desteği verdik. Toplamda 4.3 milyar TL'nin üzerinde ödeme yaptık. İcra ve haciz takip işlemlerini durdurduk. Yıllık gelir vergisi, beyanname verilme ve ödeme süresini uzatıp SGK prim ödemelerini erteledik. KDV oranlarını asgari düzeye indirdik. Tezgahını açık tutmanızı sağlamak için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Ülkemizde kökünü bir türlü kurutamadığımız endişe havasını yaymak için uğraşsa da sizler bu samimi adımlarımızı biliyorsunuz. Hamdolsun, gelişmiş ülkelerin bile ciddi sarsıntılar yaşadığı dönemde biz kayıplarımızı kısa sürede telafi ederek yolumuza devam ediyoruz. Sıkıntılarımız, sorunlarımız, dertlerimiz yok mu? Elbette var ama hiçbiri üstesinden gelemeyeceğimiz hususlar değildir. Ekonomideki son gelişmeleri sizler de görüyorsunuz. Dünyanın en yüksek büyüme rakamlarına biz ulaştık. İhracatta rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdam salgın dönemi öncesinin dahi üstüne çıktı. "ENFLASYONU KONTROL ALTINA ALARAK FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARININ ÖNÜNE GEÇECEĞİZ" Bu başarıları yakaladığımıza özellikle dikkat çekmek istiyorum. Hayat pahalılığı konusundaki sıkıntıları da biliyoruz. Fırsatçılarla mücadele etmek suretiyle enflasyonu kontrol altına alarak fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz. Her sorunumuz kendiliğinden çözüm yoluna girecektir.  "ŞEKER PANCARI ALIM FİYATI TON BAŞINA 420 LİRADIR" 2021 alım fiyatlarını da açıklamak istiyorum. Geçtiğimiz yıl 23 milyon tonla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmıştık. Bu yıl da bereketli bir yıl geçireceğimize inanıyorum. Bu yılki şeker pancarı alım fiyatımız ton başına 420 liradır. Yüzde 25'lik bir artışı ifade eden şeker pancarı alım fiyatının ülkemize ve çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 16 17