20 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: İnsani ateşkesin sahada işlemesi gerekiyor

İşte Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları: "Bugünkü toplantılarımıza katıldığınız için teşekkür ediyorum. Yıkımın bir an önce durdurulması için çaba gösteriyoruz. Bu savaşın devam etmesi halinde kaybedenin ilk masum siviller olacağını vurguluyoruz. Bu savaştan bölge sakinleri de dahil herkes zarar gördü ve görmeye devam edecek. "Her iki tarafla yoğun görüşmelerimiz oldu. Cumhurbaşkanımız her iki tarafın liderleri ile görüştü. Ben mevkidaşlarımla defalarca kez görüştüm. Tarafları ülkemizde bir araya getirdik. Bu toplantının özellikle 'Antalya Diplomasi Forumu' şeklinde düzenlenmesi ayrıca anlamlı. Biz bugün bu görüşmede Türkiye'nin ulusal pozisyonunu saklı tutmakla beraber kolaylaştırıcı bir rol oynadık. İnsani boyutun önceliğine dikkat çektik. Her gün akan kan ve gözyaşı artıyor. Savaşın ortasında kalan sivillerin kurtarılması gerektiğiniz belirttik." "İNSANİ KORİDOR AÇIK TUTULMALI" "İnsani koridorların hiçbir engelle karşılaşmadan açık tutulması gerektiğini bugün bir kez daha vurguladık çünkü sahadaki durumu vatandaşlarımızı tahliye ederken bizzat gördük. Mariupol için bir ateşkes önerdik. Taraflar bunu görüşecek. Rusya şuan bölgelere girmiş durumda, Ukrayna birlikleri de orada. Burada bir eşgüdüm olmazsa sivillerin can sağlığı tehlikeye girebilir." "MUCİZE BEKLENMEMELİ" "Bir görüşmede mucize beklenmemeli ancak bakanlar seviyesindeki  bu toplantı önemli bir başlangıç. Bunun liderler zirvesinde gerçekleştirilmesi gündeme geldi. Zelenski'nin böyle bir görüşmeye hazır olduğu, Putin'in ise prensip olarak böyle bir görüşmeye karşı olmadığı belirtildi. Putin bu fikrini Cumhurbaşkanımızla yaptığı görüşmede de belirtmişti. Ukrayna bu görüşmelerin Türkiye, Rusya ise Belarus'ta olmasını istiyor. Biz severek ev sahipliği yaparız ancak önemli olan yer değil, görüşmelerin bir an önce başlaması. Biz bu süreci desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye'de olursa ev sahipliğini tekrar yaparız. Başka bir yer seçilirse buna da memnun oluruz. Türkiye olarak diplomasiyi öncelik alan çabalarımızı sürdüreceğiz. Davetimizi kabul eden taraflara bize duydukları güven için huzurlarınızda teşekkür ediyorum." "SON DERECE MEDENİ BİR TOPLANTI GERÇEKLEŞTİ" "Bu görüşme kolay bir ortamda gerçekleşmedi. Bir yandan savaş devam ediyor. Tüm zorluklara rağmen son derece medeni bir toplantı olduğunu söyleyebilirim. İki tarafta görüşlerini söyledi ancak kimse sesini yükselmedi, bir gerginlik yaşanmadı. İki heyette de Belarus'taki müzakerelerde yer alan arkadaşlar vardı. Bakanlar düzeyindeki ilk toplantıda bütün kararlar alınamaz, bunu ben de beklemiyordum. Bunun liderler seviyesinde yapılması gerekir. İki taraf da kabul ederse biz yine ev sahipliği yaparız. İki tarafında bize güveninin devam ettiğini görüyoruz." KRİZİN İÇİNDEN ÇIKILMASI DAHA KOLAY BİR HALE GELDİ Mİ? "Bugünkü zirvenin siyasi düzeyde ilk toplantı olması en önemli konu. Bu toplantıdan tüm sorunların çözülmesini kimse beklemiyordu ancak bir başlangıç yapılması gerekiyor. Görüşmeler devam ederse, güven verici adımlarla bir neticeye varılacağını düşünüyorum. Tarafların siyasi olarak bir araya gelmesi ve liderler zirvesine tarafların yeşil ışık yakması hatta Ukrayna'nın direkt hazır olması bizim umutlarımız artırdı." GARANTÖRLÜK TEKLİFİ GELDİ Mİ? "Rusya ile Ukrayna arasında tarafsızlık dahil bir çok müzakere edilen unsur var. Kapsamlı bir barış anlaşmasının imzalanması masada. Ukrayna'nın bu durumda bazı ülkelerin garantör olması istediğini biliyorsunuz. Bunlardan biri de Türkiye'dir. Kuleba bugünkü görüşmelerde bunu tekrar dile getirmiştir."

2 yıl önce

Scholz görüşmesi sonrası kritik mesajlar! Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Rusya-Ukrayna savaşı) Kalıcı ateşkesin tesisi konusundaki çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz."

Almanya ile yakın işbirliği ve diyaloğun sürdürülmesinde kararlı olunduğunu vurgulayan Erdoğan, Scholz ile gerçekleştirdiği görüşmede sadece bölgesel konuları değil dünya gündemini işgal eden Rusya-Ukrayna konusunun da ağırlıklı olarak değerlendirildiğini kaydetti. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Dost ve müttefik Almanya'nın Şansölyesi ülkemize ilk ziyaretini gerçekleştiriyor. Son derece dinamik ve güçlü olan Türk Alman ilişkilerinin boyutları ve yoğunluğu emsalsizdir. İkili görüşmemizin gerek, siyasi, ticari kültürel her yönde ele alma fırsatı bulduk. Bunun yanında da şu anda sadece bölgesel değil, dünya gündemini teşkil eden, Rusya-Ukrayna konusunu da ağırlıklı olarak değerlendirme fırsatı bulduk. Gelişmeler tabi ki dikkat çekici. NATO müttefiki 2 ülke olarak endişelere sahip olduğumuzu teyit ettik. "KALICI ATEŞKES İÇİN ÇABALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ" Gayretlerimiz sonucu, Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanları, Dışişleri Bakanımla Antalya'da bir araya geldiler. Savaşın ortasında bu toplantı, diplomasi zaferi olarak görülebilir. Antalya zirvesi önemli bir başarı. Kalıcı ateşkesin tesisi konusunda çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün yaptığımız görüşmelerde ikili ve diğer birçok meseleyi de değerlendirdik. Almanya ile Yüksek düzeyle istişare mekanizmamızın canlandırılması gerektiğine inanıyorum. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşerek, Yüksek Düzey Toplantımızı Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Almanya Türkiye'nin ihracatta ilk, ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. Ticaret hacmimiz 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette, bu rakamı inşallah 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız. TİCARETTE HEDEF 50 MİLYAR DOLAR Almanya ile Yüksek düzeyle istişare mekanizmamızın canlandırılması gerektiğine inanıyorum. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşerek, Yüksek Düzey Toplantımızı Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Almanya Türkiye'nin ihracatta ilk, ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. Ticaret hacmimiz 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette, bu rakamı inşallah 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız. "AVRUPALI TÜRKLERİ TEŞVİK ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ" İlişkilerimizin önemli bir reçetesini de insani boyut teşkil ediyor. Bizim turizmdeki etkin iki ülkemiz birincisi Rusya, ikincisi Almanya ikinciydi. Almanya'daki bu ilişkimizi yine devam ettireceğimize inanıyorum. Geçen sene Ekim ayında Türkiye-Almanya işgücünün 60. yılını yad ettik. Salgınla mücadelede Özlem Türeci ve Uğur Şahin, hem Almanya'nın hem de Türkiye'nin gururu oldular. Bundan sonra da Avrupalı Türkleri her alanda teşvik etmeyi sürdüreceğiz.  Almanya ile bölgesel konularda yakın ilişkilerde çalışmayı önemsiyoruz. Almanya'nın AB içinde lider konumdaki ülkelerden biri olduğu tartışılmasızdır. Türkiye-AB ilişkilerinin ilerletilmesinde Alman temsilcilerinin tutumunun devam edeceğine inanıyorum. İstanbul'daki Türk-Alman üniversitesi bizim için ciddi sıçrama tahtasıdır. Bunu da Şansölye ile görüştük. Bir an önce Almanya ayağında da Türk-Alman üniversitesini kurmamız, özellikle ilahiyat açığı konusunda da önemli bir fayda sağlayacaktır. Özel temsilcilerimiz İbrahim Kalın Bey ile Çağatay Bey bu çalışmayı yürütecekler. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un açıklamalarından satır başları: "ATEŞKES KONUSUNDA HEMFİKİRİZ" Şansölye olarak Türkiye'de ilk defa bulunmaktan mutluyum. Çok uzun süre bir aradaydık ve konuştuk. Bu iyi bir ilişkimizin olduğunun göstergesi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı devam ediyor. Yaşanan büyük acıların haberlerini alıyoruz. İki ülkenin de vatandaşları TV önünde haberleri izliyoruz, orada hayatlarını kaybeden insanları ve yıkılan şehirleri görünce endişeleniyoruz. En kısa zamanda ateşkese ulaşılması konusunda da hemfikiriz. Siviller için güvenli koridorun sağlanması gerekir. Şunu da her gün her füzeyle Rusya'nın dünya toplumunun birliğinden ayrıldığını göz önünde bulundurmalıyız. Rus liderine çağrıda bulunuyoruz; artık durun. MONTRÖ TEŞEKKÜRÜ İki ülkenin Cumhurbaşkanlarıyla yaptığımız görüşmelerle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Artık sonuçların elde edilmesi ve silahların susması önemli. Türk müttefikimizin de diplomatik çabasını olumlu karşılıyoruz. Ve Rusya-Ukrayna Dışişleri Bakanları'nın Türkiye'de görüşmesini önemli buluyoruz. Biz bunun dışında Ukrayna'nın kendisini savunmasını sağlamasını istiyoruz. Silah, insani yardımla yapıyoruz hem Türkiye, hem Almanya olarak. Montrö'ye göre Boğaz'ın savaş gemilerine kapatılmasını önemli buluyoruz ve teşekkür ediyoruz. "TÜRKİYE VE AB ARASINDAKİ ENERJİ İŞBİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ" Bizim NATO nezdinde işbirliği içinde olmamız son derece önemli. Güvenlik durumu ile karşı karşıyayız. NATO'nun Doğu sınırı ülkelerinde güçlerinin yoğunlaştırılacağı bilgisini verdik. Burada anlamamız gereken şu; hukukun ihlal edilmesi, bizim de güçlü olmamız gerektiğini gözler önüne serdi. Bu nedenle federal ordumuz için 100 milyar euroluk fon ilave verdik. Aynı zaman da ekonomik işbirliği anlamında görüştük. Somut olarak bazı Görüşme formatları konusunda vardık. Aynı zamanda AB ile Türkiye arasındaki enerji işbirliği çok önemli. Biz artık elektriğimizi yenilenebilir enerjiden sağlamak istiyoruz. Bu konuda da diğer ülkelerle uzun süreli işbirliği istiyoruz. Gelecekte bazı ülkelerden ithalatımız olacak. Aynı enerjinin farklı kaynaklardan sağlanması, çeşitli olması ve farklı ülkelerden sağlamamız gerekli ki Rusya'ya bağımlı olmayalım. MİÇOTAKİS VE HERZOG GÖRÜŞMELERİ Burada Afrika kıtası veya Avrupa kıtası arasında enerji terminallerini kurmalıyız. Bu konuda hızlı hareket etmeliyiz, kaynaklarımızı çeşitlendirmek için. Kuzey Amerika'nın ve Batı ülkeleri, burada çok yakın işbirliği içindedir ve güvenliğimizi savunmak zorundayız. Bölgesel konularda da işbirliğimizi geliştirmeliyiz, sizin İsrail Cumhurbaşkanıyla görüşmeniz ve Miçotakis görüşmeleriniz önemliydi. Göç ve mülteciler konusundaki işbirliğimiz çok önemli. Ukrayna konusunda da görüyoruz. Şiddet yaşandığı sürece maalesef insanlar göç edecek ve güvenli yer arayacak. Bunu korumamız bizim sorumluluğumuz. Almanya'da çok sayıda Türk kökenli hemşerimiz var. Artık onlar bizim toplumumuzun canlı birer unsurudur. Federal hükümet ve Meclis'te de çok sayıda milletvekili bakanlarımız var. Onların etkin bir şekilde Almanya'ya katkılarından çok memnunum. İlişkilerimizdeki büyük potansiyeli daha çok değerlendirmek istiyoruz. Tekrar sayın Cumhurbaşkanı beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. SORU-CEVAP RUSYA'YA UYGULANAN YAPTIRIMLARA KATILACAK MISINIZ? Cumhurbaşkanı Erdoğan: Askeri derken NATO'daki işbirliği ne demektir. NATO'daki işbirliği askeri dayanışmanın teşekkül ettiği bir kurumdur. Burada ağır silahlardan tutunuz da diğer silahlara varana kadar NATO'da bunları kullanırsınız. Almanya ile biz iki ortağız ve dostuz. İki NATO ülkesi olarak birlikte neler yapabiliriz, ne gibi eksikleri gideririz bunun değerlendirmesini yaptık. Rusya'dan aldığımız silahlar noktasında bunun cevabını merak ettiğinizi görüyorum. Şu andaki şartlar içerisinde gelecek ne gösterir onu şu an konuşmak erken olur. Şartlar ne getirir ne götürür bunu görmek lazım. Biz sayın Zelenski'yle de Putin ile de dostluğumuzu korumak durumundayız. Yaptırımlara gelirsek; BM içerisinde ne gerekiyorsa biz onu yaptık. NATO ülkelerinin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen yaptık, Ukrayna'ya desteklerimizi sürdürdük. Biz şu anda 50 TIR'ı Ukrayna'ya gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Almanya'nın ABD'nin çok keskin yaptırımlara karar verdiği hususudur. Durumun aslında beklendiğinden çok daha dramatik sonuçlar getirdi bu yaptırımlar ve Rusya'nın her yanında gösteriyor. Bir anlaşma Ukrayna'nın kabul edeceği bir anlaşma olmalı. Biz Putin'le konuşurken, Ukrayna'ya yardım için konuşuyoruz. Ukrayna kendi adına doğru olana karar vermeli. Biz bunu yapamayız. Artık şöyle bir söylenti kalkmalı. Ukrayna bir millet, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar vatanlarını savunuyorlar. ASKERİ ÜRÜNLER KONUSUNDA TÜRKİYE'YE UYGULADIĞINIZ AMBARGO KALDIRACAK MISINIZ? Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Biz NATO'da çok yakın bir işbirliği halindeyiz. Bu işbirliği gittikçe önem kazanıyor. Örneğin ileri güç konusunda NATO'nun batı cephesindeki güçlerini geliştirmek istiyoruz. Burada bir federal ordu için ve NATO bütçesine 50 milyar euroluk katkı sağlıyoruz. Ek bir fon da ayırdık bütçemizden. Almanya'da keskin bir savunma ihracatı politikamız var. Yasayla tespit edilen bir çerçeve içinde hareket etmek zorundayız. ALMANYA'NIN UKRAYNA'YA SİLAH YARDIMI YAPMADIĞI VE ENGELLEDİĞİ İDDİASI Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Müttefiklerimiz ve Almanya, Ukrayna'ya yardımda bulundu. Ukrayna'ya 2014 yılından beri savunma konusunda mali yardım yaptık. Bunu gelecekteki sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Örneğin savunma silahları gibi silahlarda destekte bulunduk.

2 yıl önce

Balkondaki çocuklara aldırış etmeden ateş açmışlardı! İzmir’deki magandalar yakalandı

İzmir'in Menemen ilçesinde geçtiğimiz Pazar günü ilçeye bağlı Yahşelli Mahallesi'nde, düğün konvoyu sokağa geldiği esnada sokakta bekleyenler ve konvoyda otomobillerden inen kişiler, ellerindeki pompalı tüfekle havaya ardı ardına ateş açmaya başladı. O anlar bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerası ile görüntülenirken, ateş açıldığı esnada yakındaki bir evin balkonunda çocukların bulunması dikkat çekti. Olayda herhangi bir ölen ya da yaralanan olmazken, jandarma ekipleri kimlikleri belirlenen şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Başlatılan çalışmalar sonucunda, görüntülerden kimlikleri belirlenen Y.T., M.Y. ve M.Ö. olayda kullandıkları silahlarla birlikte gözaltına alındı. "Ruhsatsız tüfek bulundurmak ve taşımak" suçlarından toplam 2570 TL idari para cezası uygulanan şüpheliler hakkında "genel güvenliği tehlikeye sokmak" suçlamasıyla adli işlem başlatıldığı bildirildi. Şüphelilerin jandarmadaki işlemleri sürdüğü öğrenildi.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ile toplantı notları ifşa oldu... CHP'li Yılmaz Ateş: CHP sırtındaki bu ağır yükle, kamburla yürüyemez!

Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ yöneticileriyle ilişkilerine yönelik yeni bilgilerin ortaya çıkması CHP içinde FETÖ tartışmasını alevlendirdi. CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş orta çıkan yeni bilgilerle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: FETÖ İLE TOPLANTININ VE TELEFON KONUŞMALARININ NOTLARI DEŞİFRE OLDU “Sayın Kılıçdaroğlu’yla 7 yıl çok yakın çalışan bir danışmanı, içinde yer aldığı görüşmelerin bir kısmının notlarını kamuoyuyla paylaştı. Bu notlar CHP genel başkanının, Cumhuriyeti ortadan kaldırmak için darbe yapmaya kalkan, FETÖ terör örgütü lideri ve mensuplarıyla yaptığı toplantı ile telefon konuşmalarının notlarıdır. Yer, zaman, isim verilmektedir: ‘Mustafa Yeşil toplantının sonuna doğru ‘Bizden istedikleriniz veya Fetullah Gülen’e söylemek istediğiniz neler?’ dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Biz dini cemaatleri sivil toplum olarak görüyoruz, sizinle bir sorunumuz yok” dedi. ‘Fetullah Gülen, hükümetin dış politikasının yanlış olduğunu, bunu da, Yurtta sulh, cihanda sulh başlığı ile söylesin’ dedi. Danışmanlık, akıl hocalığı yapmakla kalmayan Kılıçdaroğlu, bir başka toplantıda da, destek istiyor. Danışmanlarının çoğunluğunun bu terör örgütüyle ilişkileri nedeniyle gözaltına alınmaları, tutuklanmaları, hüküm giymeleri kadar, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa uzanması da küresel güçlerin desteğiyle sağlandığının belgeleri kamuoyuna yansıdı. "KILIÇDAROĞLU'NUN 6’LI İTTİFAKIN HAZIRLADIĞI PROGRAMI YABANCI BİR ÜLKE BÜYÜKELÇİSİNİN ONAYINA SUNULMASI KABUL EDİLEMEZ" Merkezi İsveç’te bulunan Silk Road Enstitüsü’nün Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığından önceki (2009 Aralık) raporu çok çarpıcıdır: ‘Deniz Baykal istifa etmek zorunda bırakılır. Onun yerine Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığa seçilir. Kılıçdaroğlu parti politikalarını değiştirir ve bunun üzerine Avrupa’daki bazı partiler tarafından desteklenir.’ Aynen uygulanan bu senaryo kadar Wikleaks belgeleri de CHP’ne kurulan komployu ortaya koymaktadır. 6’lı ittifakın hazırladığı program, partilerin yetkili organlarının onayına sunulmadan, Türkiye kamuoyuna açıklanmadan Kılıçdaroğlu tarafından yabancı bir ülke büyükelçisinin onayına sunulması kabul edilemez. "CHP, 'SIZINTILARIN' YÜKLEDİĞİ BU AĞIR YÜKLE, KAMBURLA YÜRÜYEMEZ" Bu belgeler karşısında susmak, gereğini yapmamak, mandacılığı kabullenmek olur. Mandacılığa bu millet boyun eğmez. CHP, ‘sızıntıların’ yüklediği bu ağır yükle, kamburla yürüyemez. Muhatapları toplumun içine çıkamaz duruma gelecektir. CHP bir an önce ‘sızıntıları’ temizleyerek küresel güçlerin maşası terör örgütlerinin gölgesini üzerinden atmalı, ulusumuzun güven ve desteğiyle iktidara gelmenin yollarını aramaya koyulmalıdır.”

2 yıl önce

Şirin Payzın'dan Kadir gecesi yapılan saygısızlığa destek: Pegasus'a ateş püskürdü

Kadir gecesinde alkollü masadan "Kadir gecesi özel. Rabbim kabul etsin" notuyla paylaşım yapan bir grup Pegasus çalışanı büyük tepki çekmişti. İslam inancına göre kutsal kabul edilen bu özel gecede yapılan paylaşımın ardından birçok sosyal medya kullanıcısı, Pegasus'a yapılan saygısızlığın cezasız kalmaması için çağrıda bulundu. Gelişmelerin ardından Pegasaus'tan beklenen açıklama geldi. Yaşanan olayın kabul edilemez olduğunu vurgulayan Pegasus şu açıklamayı yaptı: "27 Nisan akşamı kişisel bir sosyal medya hesabı üzerinden kişiye özel bir ortamda yapılan bir paylaşımın, farklı mecralarda şirketimiz ile ilişkilendirilmesi nedeniyle açıklama yapmak isteriz. Bu görüş ve ifadeler kişisel olup şirketimizin duruşu ile bir bağı yoktur. Pegasus Hava Yolları olarak; ilgili paylaşımda yer alan dini inanç, toplumsal düşünce ve fikirlerle atfen rencide edici ifadeleri kesinlikle kabul edilemez buluyoruz. Bu çerçevede, konunun acilen şirketimizin etik-ahlak kuruluna aktarıldığını, gerekli aksiyonların ivedilikle alınacağını bildirmek isteriz. Kurullarımız, tüm çalışanlarımız için istisnasız uygulanmaktadır." ŞİRİN PAYZIN PEGASUS'U HEDEF ALDI Pegasus'un açıklaması Halk TV sunucusu Şirin Payzın'ı oldukça rahatsız etti. Ramazan ayında Müslümanların kutsal kabul ettiği bir günde yapılan çirkin paylaşımı savunan Şirin Payzın, "Bir kişinin kendi özel hesabından kendi tercih ettiği gibi yaşadığını, inandığını göstermesi nasıl cezalandırılır?" diye sordu. Pegasus'a tepki gösteren Payzın, "Sana ne benim çalışanımın özel hayatından diyemeyecek kadar eğildiniz mi?" diye ekledi. Payzın'ın bu sözleri takipçilerinin tepkisine neden oldu.

2 yıl önce

Yalanın bini bir para! ‘Esenyurt’ta Suriyeliler halka ateş açtı’ diye servis ettiler, aşiret kavgası çıktı

İstanbul Esenyurt’ta Suriyelilerin halka rastgele ateş açtığı iddiasıyla yayınlanan görüntünün çarpıtma olduğu anlaşıldı. Twitter’da “Hüseyin Hakkı Kahveci” isimli hesap bir görüntü paylaşarak “Yer Esenyurt! Suriye’liler halka rastgele ateş açıyor. Suriye’den sonra sıra burada demek. Halep yerine İstanbul. İşid yerine Suriye’li Mülteci diyoruz. Bunlar olacak, daha fazlası olacak. Gösterimde olan filmi iyi izleyin. Ama film olmadığını yaşayarak öğreneceksiniz.” ifadelerini kullandı. https://twitter.com/hhakkikahveci/status/1526183534867668993?s=21&t=6iMcT_chSuKoymxZDJHtbQ Yayınlanan videonun üzerinde ise Suriyelilerin “Burası artık bizim devletimiz” diye bağırdıkları ve 16 Türk vatandaşını yaraladıkları yazıldı. SURİYELİLER DEĞİL MUŞLU VE SİİRTLİ AŞİRETLERİN KAVGASI Videonun Twitter’da yayılmasından kısa süre sonra ise işin aslı ortaya çıktı. Videonun yeni olmadığı ve ilk olarak 6 gün önce PKK’lı bir şahıs tarafından Tiktok’ta paylaşıldığı tespit edildi. Olayın yeni değil, 1 Mayıs tarihinde gerçekleştiği ve Muşlu aşiretle Siirtli aşiretin kavgası olduğu anlaşıldı.

1 yıl önce

Tarım ve Orman Bakanı Kiriçci buğday ve domates tarlalarını gezdi, çapa yaptı

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde birtakım ziyaretlerde bulundu. Cuma namazını ilçede kılan Kirişci, Kahramankazan Belediyesi’ni ziyaret ederek hatıra defterini imzaladı. Kirişci, belediye ziyaretinin ardından AK Parti İlçe Başkanlığında temaslarda bulundu. AK Parti ziyareti sonrası Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramankazan İlçe Başkanlığına da uğrayan Bakan Kirişci, ardından ilçeye bağlı Bitik Köyü’nde tarlaları inceleyerek çiftçiler ve işçilerle sohbet etti. Tulum giyerek buğday ve domates tarlasını gezen Kirişci, ilçe tarımı ve buğday üretimiyle ilgili çiftçilerden bilgi aldı. Bakan Kirişci’nin Kahramankazan ziyareti, domates tarlasında işçilerle beraber çapalama yapmasıyla son buldu. Bakan Kirişci, bunun gecikmiş bir ziyaret olduğunu belirterek, “Kahramankazan’ı ve üreticilerinin istek, arzularını yerinde dinlemek, bunlarla ilgili bilgi sahibi olmak elbette bizim için çok kıymetli ve değerlidir. Bundan dolayı da çok güzel bilgiler alıyoruz” dedi. Tarımda tüketilen suda sağlanacak tasarrufun önemine değinen Bakan Kirişci, su tüketiminin yüzde 77’sine yakınının tarımda tüketildiğini kaydederek, “Su konusunun ve drenajla ilgili buradaki birtakım sorunların öne çıkması artık hükümet olarak aşamayacağımız konular değil. Su zengini bir ülke değiliz. 574 milimetre gibi dünyanın ortalamasının yarısının biraz üstünde olduğumuzu dikkate aldığınızda su konusunda ne kadar özenli davranmamız gerektiği de daha kolay anlaşılabilir. Su sadece evimizde kullandığımız veya sanayide tükettiğimiz su değil. Bunun yüzde 77’ye yakınını tarımda tüketiyoruz. Tarımda tüketilen suda sağlayacağımız tasarruf daha büyük tasarruf olarak gündeme gelmiş olacak” diye konuştu.

1 yıl önce

Sinsi 'Alparslan' planı! Yunanistan Doğu Akdeniz'de de ateşle oynayacak

ABD ve Avrupa Birliği'nden aldığı destekle Ege Denizi'nde Türkiye karşıtı provokasyon ve gerilim faaliyetlerine hız veren Yunanistan'da, Miçotakis yönetiminin yeni hedefinin Türkiye'nin dördüncü sondaj gemisi Alparslan olduğu ortaya çıktı. Atina yönetimi, Ege'de tırmandırdığı provokatif faaliyetlerini, Alparslan sondaj gemisini hedef alarak Doğu Akdeniz'e genişletmeyi planlıyor. Yunan Ta Nea gazetesinin haberine göre, Alparslan sondaj gemisinin faaliyetlerine göre Doğu Akdeniz'de askeri ve siyasi adımlar atmaya hazırlanıyor. Yunanistan'ın, Alparslan'a müdahale etmeyi ve uluslararası zirvelerde gerilimi tırmandırmayı planladığı kaydedildi. DÖRT SENARYO ÇALIŞTILAR Yeni Şafak'ın haberine göre, Yunan Savunma Bakanlığı'nın Alparslan'ın Doğu Akdeniz'de olası sondaj planlarına ilişkin dört senaryo çalıştığı belirtildi. İlk senaryoda sondaj faaliyetlerinin Türk kıyılarına yakın bölgede gerçekleşmesi ele alındı. İkinci senaryoda Türkiye'nin Kıbrıs münhasır ekonomik bölgesinde sondaj faaliyetinde bulunması. Üçüncü senaryo Alparslan'ın Atina ile Kahire arasında imzalanan münhasır ekonomik bölge anlaşmasıyla belirlenen sınırda faaliyet göstermesi. Dördüncü ve Atina tarafından en istenmeyen senaryo ise Türkiye-Libya deniz yetki sınırları anlaşması çerçevesinde Girit'in güneyinde Alparslan'ın sondaj faaliyeti gerçekleştirmesi olarak belirlendi. ÜÇ AYAKLI MÜDAHALE PLANI Miçotakis yönetiminin bu dört senaryoya göre çeşitli müdahale hazırlıklarını gündeme aldığı kaydedildi. Buna göre ABD'den alınan Mark V hücumbotları müdahale amacıyla hazır tutulacak. Yunanistan geçen yıl ABD'den 4 tane kullanılmış Mark V hücumbotu almış ve bunları modernize etmişti. Yine, Atina tersanelerinde üretilen ve deniz denemeleri tamamlanan, özel kuvvetler operasyonu için tasarlanmış bir geminin de Alparslan'a karşı hazır tutulacağı haberde belirtildi. Ayrıca Yunan ordusunun insansız hava araçları (İHA) ve elektronik harp sistemlerini de müdahale amacıyla test ettiği kaydedildi. NATO ZİRVESİNDE HEDEF ALACAK Miçotakis yönetiminin Türkiye ile arasındaki ikili meseleleri uluslararasılaştırma çabasını, Washington ve Brüksel'den aldığı destek sonrasında Haziran ayında hızlandıracağı belirtildi. Doğu Akdeniz'deki provokasyon hazırlığına paralel, Yunan yönetimi ilk olarak 23-24 Haziran'da düzenlenecek AB Liderler Zirvesi'nde Türkiye'yi hedef alan yalan ve kışkırtma politikasını masaya getirecek. Yine Yunan Başbakanı Miçotakis'in 28-30 Haziran'da Madrid'de düzenlenecek NATO Liderler Zirvesinde de Türkiye'yi, "İttifak'ın güneydoğu kanadını istikrarsızlaştırdığı" yalanıyla hedef alacağı belirtildi. ADALARA SKANDAL ZİYARET Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis önceki gün, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde Ege'de silahtan arındırılması gereken adalara provokatif bir ziyaret gerçekleştirmiş ve instagram hesabından bu adaların birine kazınmış Yunan bayraklı paylaşımda bulunmuştu. Miçotakis'in ziyareti yalan haritalarla Türkiye'yi hedef alan Brüksel ziyaretinden hemen sonra gerçekleşmiş ve Atina'nın Ege'de gerilimi tırmandırma çabalarından biri olarak değerlendirilmişti.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19