01 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cumhur İttifakı olarak bizden başka derdi millet, devlet, evlatlarına büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olan başka bir siyasi kadro yoktur

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bir kaç gün daha devam edeceği anlaşılan Meclis çalışmalarında başarılar diliyorum. Meclisimiz bugüne kadar 188 kanun teklifini kabul etmiştir. Meclis Genel Kurulumuz, Sayıştay'ın yeni başkanını da belirlemiştir. 10 adet Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştur. 6'sının raporları Genel Kurul'da görüşülerek nihayete erdirilmiştir. Son günlerine geldiğimiz yasama yılında Meclisimiz 101 birleşimde 650 saat çalışmıştır. Meclis çalışmalarının lokomotifliğini Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ve MHP yürütmektedir. AK Parti grubundaki her bir arkadaşımın komisyonlara ve Genel Kurul'a katılım yoklamalarını bizzat takip ediyorum. Mahşeri vicdanının en üst düzeydeki temsilcisi olan Meclis'in medeni bir iklimde faaliyetlerini sürdürmesine önem veriyoruz. Salgın şartları sebebiyle kesintiye uğrayan vekillerle 50-60 kişilik gruplar halinde sohbet toplantılarımızı yeniden başlattık. Bu buluşmaların ilk turunu tamamlamış olduk. Ekim'de Meclis açıldığında bu toplantıları yeniden başlatacağız.  SİYASİ MÜSİLAJI ETKİSİZ HALE GETİRECEĞİZ Normalleşme sürecine paralel olarak il ziyaretlerimizi tekrar hızlandırdık. Bu hafta sonu Erzurum'da olacağız. Ağustos ayı başında da kapsamlı bir Karadeniz programımız olacak. Biz hiç bir zaman vatandaşımızın kapısına seçimden seçime giden bir parti olmadık, olmayacağız. Sahayı güçlü biçimde tutmak mecburiyetindeyiz. Boş bıraktığımız her alanı karşı tarafın yalanla doldurduğunu unutmamalıyız. CHP ve şürekası kendilerince yakaladıkları fırsatları değerlendirmek için yalan çıtasını sürekli yükseltmek suretiyle milletimizin zihnini bulandırmaya çalışıyor. Onların gündemlerinin peşine takılmayacağız. Mümkünse sıkıntısını çözerek, gönlünü alarak vatandaşımıza kendisine verdiğimiz değeri gösterecek duruşu ortaya koymamızdır. AK Parti'yi millet kurmuştur, bu partinin tek sahibi millettir diyoruz. Milletin partisine yakışan, milletin içinde olmaktır. Nasıl kıyılarımızı işgal eden müsilajın üstesinden geliyorsak siyasi müsilajı da aynı şekilde etkisiz hale getireceğiz. CHP içinde gizlenemez hale gelen taciz, tecavüz, hırsızlık, istismar skandallarını gözlerden kaçırmak için başlattığı karalama kampanyalarını başlarına geçireceğiz. HEDEF 2023 HAZİRAN İnsanımız eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, enerjiden spora kadar her alanda yıllardır özlemini çektiği eserlerle bizim dönemimizde buluştu. Türkiye'nin bugünü gibi geleceğini de inşa edecek yegane siyasi yapı yine burasıdır. Türkiye'nin hak ve özgürlükler alanını genişletme konusunda ihtiyaçları mı var? Bunu yapacak olan biziz. Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak bizden başka derdi millet, devlet, evlatlarına büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olan başka bir siyasi kadro yoktur. Biz hiçbir meseleyi, talebi görmezden gelmedik, gelmiyoruz. Milletimiz ne diyorsa onu hayata geçirmek için tüm imkanları kullandık. Karşı çıktıkları hangi hzimet varsa hepsini de önce ve en çok kullananlar kendileri olmuştur. Buradaki mesele muhalefet etmek adına karşı çıkmak adına engellenmek istenen projeler adına samimiyetsiz yaklaşımın milletimize en iyi şekilde aktarılmasıdır. Biz Cumhur İttifakı olarak bu yola kararlı şekilde çıktık. Ve hedef 2023 Haziran. Tek taahhütleri var olanı satmak, dağıtmak olan zihniyetin ülkenin hangi meselesine çözüm üreteceğinin muhasebesini milletimizle birlikte yapmalıyız. Kimi belediyelerin bakanlıklarımızın yaptıkları çalışmaları sahiplenme çalışmalarına karşı dikkatli olmalıyız. Her türlü hırsızlık kötüdür. Siyasi hırsızlık, hizmet hırsızlığı daha da kötüdür.  Karşımızda hala yalan, çarpıtma dışında politika yöntemi bilmeyen, tek parti faşizminin özlemiyle yanıp tutuşan bir muhalefet var. Biz kimin ne dediğine bakmayacağız. Biz kendi işimize bakacağız. Biz derdi millet olan, derdi insan olan, ülke olan, hizmet eseri ve yatırım olan bir partiyiz. Böyle bir ittifakız. İnşallah 2023'te Cumhur İttifakı olarak halkımızın karşısına bu anlayışla çıkacağız. Sanayi üretimi bir kez daha rekor seviyede artarak ülkemizin üretim gücünü teyit etti. Ekonomiyi böyle konuşuyoruz. Ekonominin bel kemiği olan sanayi ile yolumuza devam ediyoruz. Türkiye inşallah adım adım hedeflerine yaklaşıyor.  DİN KİSVESİ ADI ALTINDA BU MİLLETİ SÖMÜRENLERE DE PRİM VERMEYECEĞİZ Yarın 15 Temmuz'un 5. yıldönümü. Türkiye, PKK ve DEAŞ gibi diğer terör örgütlerine karşı yürttüğü mücadeleyi FETÖ ihanet şebekesine karşı da vermektedir. Sinsi yapının ülkeden temizlenmesi kolay değildir. Biz bunları içerde de dışarda da kovalıyoruz. Yakaladıkça Türkiye'ye getiriyoruz. Orta Asya'daki en büyük para olaylarını koordine eden yakalandı, getirildi. Bütün sorgulamaları yapıldı. Diğer terör örgütleriyle mücadelemizi nasıl tavizsiz ve kararlı bir şekilde yürütüyorsak FETÖ'yü de aynı şekilde son mensubu etkisiz hale gelene kadar takip edeceğiz. Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere de prim vermeyeceğiz, bu da böyle bilinsin. Kutsallarımıza saldıranlara prim vermeyeceğiz. Meclisimiz, Külliyemiz buralarda o gece kaç evladımız şehit oldu... Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Külliye'nin karşısında müzemizi bitirdik, açılışını yapacağız. Ülkemizin güvenliği artık sınırlarda değil tehditlerin bulunduğu yerde başlıyor. Diplomatik misyonlarımızın tüm alt birimlerde güçlendirmemizin sebebi budur.  PKK'ya da FETÖ'ye de teyakkuz halimizi sürdüreceğiz. Bu sadece siyasetin sorumluluğunda olan bir mesele değildir. 84 milyon vatandaşımızın tamamı ülkeyi ayakta tutacak bu kutlu davanın tarafıdır. Yeni nesillerin, çocukların bu anlayışı okul öncesinden başlayarak kazanmalarını sağlamak mecburiyetindeyiz. Kültürünü bilmeyen nesiller avuçladığımız su gibi elimizden akıp gitmeye mahkumdur. Hep birlikte bu doğrultuda azimle, cesaretle yolumuza devam edeceğiz. Temmuz ayı içinde göğsümüzü kabartan başarılara imza atan sporcularımızı tebrik etmek istiyorum. İşitme engelli sporcularımız adeta destan yazdılar. Salı günü Kurban Bayramımızla kucaklaşıyoruz. Bizler bir gün öncesinden Kuzey Kıbrıs'a gideceğiz. Geniş bir heyetle KKTC'de olalım diyoruz. KKTC'de Kurban Bayramımızı kutlamış olacağız. Hem bayramlaşacak, hem 20 Temmuz törenlerine katılacağız. Buradan vereceğimiz mesajların hem KKTC'ye moral, tüm dünyaya da kararlılık olarak dalga dalga yayılacağına inanıyorum. 

2 yıl önce

Diyarbakır anneleri Kurban Bayramı'nda evlatlarına sarılmak istiyor

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 685'inci gününde devam ediyor. Kızı Fadime için eylem yapan Hatice Levent, çocuğunu HDP ve PKK'dan istediğini söyledi. Kurban Bayramı'nı kızıyla geçirmek istediğini ifade eden Levent "Fadime'mi almadan bu çadırdan gitmeyeceğim. 7 senedir kızımın peşindeyim. 14 bayramdır Fadime'mi bekliyorum. Ne olur bu bayramı beraber geçirelim. Seni çok özledim. Kokunu özledim. Anne deyişini özledim. Ne olur dön." dedi. Levent, kızına güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu. Oğlu Özkan için evlat nöbeti tutan baba Süleyman Aydın ise çocuğunu almadan gitmeyeceğini belirtti. Evlatları için sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getiren Aydın, "Çifte bayram yaşamak istiyoruz. Bayramlarımız hep buruk geçiyor. Çocuklarımızla bu bayramı geçirmek istiyoruz." diye konuştu. Aydın oğluna seslenerek, "Oğlum güvenlik güçlerimize teslim olun. Bu hasretlik artık bitsin." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Oturma eylemini sürdüren Diyarbakır Anneleri evlatlarını istiyor

Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmak için HDP İl Başkanlığı binası önündeki oturma eylemi kararlılıkla devam ediyor. Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi, 692'nci gününde devam ediyor. Hakkari'den 9 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğlu Emircan için eylem yapan anne Nihal Çiftçi, oğlunun bir Kurban Bayramı günü kandırılarak, dağa götürüldüğünü söyledi. O günden bu yana gönlünce bayram yapamadığını ifade eden Çiftçi, evladına kavuşana kadar eylemi sürdürmekte kararlı olduğunu belirtti. Çiftçi, oğlunun okul çağındayken kendisinden koparıldığını anlatarak, "HDP oğlumu bana versin. Oğlumu istiyorum." dedi. Oğluna seslenen Çiftçi, "Gel, devlete teslim ol. Bu hasretliğe son ver. Oğlumu oraya yakıştırmıyorum. O da kendini oraya yakıştırmasın, gelsin devlete teslim olsun." ifadelerini kullandı. Baba Celil Begdaş da dağa kaçırılan oğlu Yusuf'a kavuşma ümidiyle bekleyişini sürdürdüğünü belirtti. 4 bayramdır evladından ayrı olduğunu aktaran Begdaş, "Bunu bize yaşatmaya kimin hakkı var? Çocuğumu özlemişim. Oğlum gelene kadar buradan kalkmayacağım." diye konuştu. Begdaş, oğluna güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu.

2 yıl önce

Aşı olmasa yoğun bakım patlardı: Geçen yıla oranla hafif seyrediyor

Kovid-19 tablosunda da son iki haftanın zatürree oranı yaklaşık yüzde 5 iken geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 9 olarak kayıtlara geçti. Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sema Turan da vaka sayılarının yüksek olmasına rağmen aşılamanın artmasıyla beraber yoğun bakım doluluk oranlarının geçen yıla göre azaldığını söyledi AŞISIZLAR AĞIR GEÇİRİYOR Vaka tablosuna değinen Turan, “Vaka sayısı pozitifliği çok ama hastaneye yoğun bakım yatış oranlarına bakmak lazım. Geçtiğimiz yılın ağustos ayındaki yoğun bakım hastane talebi ile bu dönemin yoğun bakım hastane talebi birbirinden farklı. Hastalık aşısız bireylerde ciddi ağır geçiyor. Yaygın akciğer tutulumuyla geliyor hastalarımız” dedi. GEÇEN YIL İKİ KATIYDI Turan, “Aşılanma olmasaydı, 2. ve 3. pikte yaşadığımız görüntüyü yaşardık. O dönemlerde günlük ölüm sayıları çok yüksekti. Entübe edilen hasta sayısı her gün artıyordu. Aşılama yapılmasaydı, yoğun bakımlarımızı yeniden revize edip yeni yoğun bakımlar açardık. Yine açmaya başladık ama geçen dönemdeki gibi değil. Şu an 6 tane kovid yoğun bakımım çalışıyor. Yanına bir tane daha eklemek zorunda kaldım bu hafta. Ağır pik dönemlerinde 15 yoğun bakım açıyorduk. Bunun iki katı oranında yoğun bakım açmak zorunda kalıyorduk” ifadelerini kullandı. HATIRLATMA DOZU YAPILMALI Turan, “Aşılama hastalık şiddetini hafiflettiği için çok fazla yoğun bakım ihtiyacı olmuyor. Aşı şemasının tamamlanması hastalığa karşı koruyuculukta en önemli şey. İki doz aşısını olmuş ve üzerinden bir süre vakit geçmiş bireyler daha iyi korunuyorlar.” diye konuştu. 12-15 yaş hedefi Koronavirüs Bilim Kurulu, aşı yaşının 12-15 yaşa çekilmesi konusunu masaya yatırdı. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Turan, 2021-2022 eğitim ve öğretim yılının başlayacağı 6 Eylül öncesinde aşı yaşını risk grubundakiler için 12, diğerleri için 15 yaşa kadar indirme konusunda karar alınacağını açıkladı. Turan, “Hedefimiz okulları açmak. İlk etapta 15 yaşa kadar 12-15 yaş arasında da yüksek riskli grubu aşılama planı var. Bu konuda net karar alınacak yakın zamanda. Okulların açılmasından önce olması tabi ki hedefimiz. Öncelikle okullar açılmadan bu işi yapmak, çocukların yeterli immünizasyonunu sağlamak için düşünülmekte. İlk etapta 15 yaşa kadar 12-15 yaş arasında da yüksek riskli grubu aşılama planı var” diye konuştu.

2 yıl önce

Son dönemde hızla artan kira fiyatlarına çare olacak yeni bir formül üzerinde duruluyor

Son dönemde hızla artan kira fiyatlarına çare olacak yeni bir formül üzerinde duruluyor. Avrupa ülkelerinde uygulanan formüle göre şirketler belli bir süre kiraya verilmek şartıyla ev veya işyeri üretecek. Yapılacak düzenlemeler ile vergi istisnaları uygulanacağı için bu gayrimenkullerin maliyeti piyasadaki benzerlerinden daha düşük olacak. Gayrimenkul sahibi şirketler, kira geliri elde etmenin yanı sıra bu mülkleri bilançolarına değer olarak da işleyebilecek. Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre kira artışını frenlemesi beklenen bu sistemden şu anda sadece satmak için konut ve işyeri üreten TOKİ’nin de faydalanması ve kiralamak üzere de gayrimenkul üretmesi bekleniyor. TOKİ’nin yanı sıra gayrimenkul üreten belediye şirketlerinin de sisteme dahil edilmesi tartışılıyor. AK Parti milletvekillerinin gündeme getirdiği öneri konusunda, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda çalışma başlatıldığı, söz konusu formülün hayata geçirilip geçirilemeyeceğinin incelendiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, özellikle üniversitelerin yoğun olduğu kentler başta olmak üzere kira fiyatlarında bu yaz yaşanan hızlı artış, AK Parti’de de gündem konusu oldu. Ekonomi kurmaylarının yaptığı toplantılarda kira fiyatlarına müdahalenin teknik olarak mümkün olmadığı, ancak kiralık konut ve dükkan üretimine ilişkin düzenlemeler yapılabileceği belirtildi. Bu konuda seçim bölgelerinde çok sayıda şikayet alan vekillerin konuyu Ankara’ya taşıdığı ifade ediliyor. ŞİKÂYETLER ARTTI Özellikle, Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Gaziantep, Antalya gibi illerde fiyatlardaki fahiş değişim üzerine, kiracılar ‘platform’ kurarak çalışmaya başlarken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başta olmak üzere muhalefet, kira fiyatlarına ilişkin çözüm üretilmesi gerektiğini dile getirdiler. Gerçekçi olmayan fahiş fiyat artışlarının önlenmesine için ortaya atılan bazı önerilerin değerlendirmeye alındığı öğrenildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, kira amaçlı konut ve iş yeri üretimine ilişkin yeni düzenlemeler yapabileceği belirtiliyor. Sadece kiralamak amacıyla konut ve işleri üreten şirketlerin, kira gelirlerinden alınan vergi ve KDV’lerden muaf tutulabileceği veyi indirim uygulanabileceği kaydediliyor. Böylece kiralama amaçlı konut ve işyeri üretiminin cazip hale getirilebileceği ifade ediliyor. ÖNERİLER İNCELENİYOR Kiradan alınan vergi tutarlarının, bu amaçla hizmet edecek şirketlerden farklı uygulanması, yasal alt yapının değiştirilmesi, beyanneme zorunluluğu gibi uygulamalarda farklılığa gidilmesi için çalışma yapıldığı belirtiliyor. Yasal alt yapının oluşturulması durumunda, satış amaçlı üretim yapan bazı şirketlerin de bu sistemi dönebileceği ifade ediliyor.

2 yıl önce

Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın avukatları yargı önünde

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuksuz 6 sanık ile avukatları katıldı. İddianamenin okunması ve kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Sanık Cengiz Yürekli, Öcalan'ın 9 yıllık avukatı olduğunu ancak kendisiyle yüz yüze hiç görüşemediğini belirterek, görüşme taleplerinin de geri çevrildiğini, İmralı'ya hiç gitmediğini söyledi. Öcalan'dan başka İmralı Adası'nda 3 müvekkilinin daha olduğunu, onlarla da avukatlar olarak yıllardır görüşemediklerini ifade eden Yürekli, "Tüm bunlar haricinde cezaevine yapılan görüşmeler avukat-müvekkil arasındadır. O dönem Terörle Mücadele Şube Müdürü olan şimdinin FETÖ tutuklusu Ömer Köse, ekibiyle bizim hakkımızda dinleme ve teknik takip kararı vermiştir. Özel yetkili mahkemelerdeki hukuksuzluklar ve hasta mahpuslarla ilgili konuşmalarım dosyaya konulmuş. Dilek Öcalan ile görüşmem var. Dilek Hanım müvekkilimin akrabasıdır ve müvekkile eşya ile kıyafet göndermek istemiştir." diye konuştu. Yürekli, Öcalan ile en son 2015 yılında avukatları olarak bir görüşme yapıldığını, bu tarihten sonra izin verilmediği için basın açıklaması yaptıklarını anlattı. Sanık Mahmut Taşçı savunmasında yalnızca avukatlık faaliyetinde bulunduğunu, iddianamede yer alan tape kayıtlarının hepsinin avukatlık mesleği gereği kendisinden yardım isteyenlerle yaptığı görüşmelere ilişkin olduğunu savundu. "Hakkımdaki iddiaları reddediyorum" Sanık Rezan Sarıca, Öcalan'ın avukatı oldukları için birçok hukuki engelle karşı karşıya kaldıklarını iddia ederek, "Müvekkilin bulunduğu İmralı Cezaevi'ne avukat görüşü için başvuruyoruz. Cezaevi sürekli 'Gemi arızalı olmaz.' diyor. Biz de geminin bozuk olup olmadığına dair dava açtık. Hakkımdaki iddiaları reddediyorum. Yasa dışı bir durum söz konusu değildir. Beraatimi istiyorum." dedi. Savunma yapan diğer sanıklar ve avukatları da beraat talebinde bulundu. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 3 tanığın bir sonraki duruşmada hazır edilmesi için haklarında davetiye çıkarılmasına ve sanıkların PKK/KCK soruşturmaları kapsamında tanık ya da şüpheli olarak ifadesi alınan kişilerin beyanlarında isimlerinin geçip geçmediği hususunun araştırılarak varsa bu hususa dair evrakın ilgili yerden istenilmesine hükmetti. Kamuoyunda "MİT Kumpası" olarak bilinen davanın iddianamesi, tutanakları ve gerekçeli kararının ilgili mahkemeden istenilmesini kararlaştıran heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, sanık avukatların PKK/KCK silahlı terör örgütünün "önderlik komitesi" içerisinde yer alan ve 12 Eylül ile 28 Kasım 2007 tarihlerinde Öcalan ile İmralı Adası'nda görüşme yaptıklarının anlaşıldığı, Öcalan'ın bu görüşmelerde talimat verdiğinin görüldüğü ifade ediliyor. İddianamede, İmralı'daki Öcalan'ın sözde avukatlığını üstlenen sanıkların, sözde "avukat-müvekkil" ilişkisi adı altında örgüt elebaşının örgütün dışarıdaki açık alan yapılanmasına iletmek istediği örgütsel talimatları-mesajları örgütün dışarıdaki mensuplarına ilettikleri anlatılıyor. İddianamede avukat sanıklar Ali Maden, Baran Doğan, Cengiz Yürekli, İnan Akmeşe, Mahmut Taşçı, Mehmet Selim Okçuoğlu, Rezan Sarıca ve Suat Eren'in "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

2 yıl önce

Alman basınından Merkel'e gönderme: Kışın yükselen fiyatlarla bizi yalnız mı bırakacak?

Avrupa, artan enerji fiyatlarıyla konuşuluyor. Kıtada doğalgaz fiyatlarında yükselişler yaşanırken, Almanya'ya gaz aktaran enerji şirketi Uniper'in CEO'su Klaus-Dieter Maubach, geride bıraktığımız haftalarda yaptığı açıklamada, "Fiyatlar tarihi zirvede" dedi. "MERKEL EN SOĞUK KIŞTA BİZİ YALNIZ MI BIRAKACAK" SORUSU "Buzla kaplı Şansölye" başlığını atan Alman basınından Bild gazetesi, "Merkel, en soğuk kışta yükselen fiyatlarla bizi yalnız mı bırakacak?" sorusunu yöneltti. "FİYATLAR REKORA KOŞUYOR" Haberde, "Almanya'nın tamamı rekor bir kışa doğru titriyor. Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatları rekora koşuyor" denildi. "MERKEL DURUMU GÖRMEZDEN GELİYOR" Yaşananlar karşısında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "durumu tamamen görmezden geldiği" belirtilerek, planlanmış bir önlem olmadığı kaydedildi.

2 yıl önce

Almanya’da ekmek fiyatları tartışılıyor

Enerji fiyatlarının Avrupa genelinde olduğu gibi Almanya'da da yükselişe geçmesinin ardından ülke, şimdi yeni bir konuyu tartışıyor. Alman basını, tahıl fiyatının yüzde 34,4 artış kaydettiğini, bunun üzerine endüstriden uyarılar geldiğini yazdı. "EKMEK FİYATLARI ARTACAK" UYARISI Uyarıda, "Küçük yuvarlak ekmekler yakında 1 eurodan fazlaya mal olacak." denildi. Bild gazetesi, daha önce akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatlarının arttığını yazmış, Başbakan Angela Merkel'e işaret edilerek, "Bizi en soğuk kışta yükselen fiyatlarla bizi yalnız mı bırakacaksınız?" sorusu yöneltilmişti. "KAHVALTI SOFRALARINDA FİYAT ŞOKU DALGASI" Aynı gazetenin haberinde bu kez, "Şimdi de fiyat şoku dalgası kahvaltı sofralarımıza ulaşıyor." ifadesine yer verilerek, ülkede hayatın pahalandığı belirtildi. Fırınlar ve perakendecilerin normal ekmek, küçük ekmek ve diğer unlu mamullerin fiyatlarını sıkılaştırdığı kaydedildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19