26 Nisan Cuma 2024
3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüştü

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, avrupa birliği konseyi başkanı charles michel, ab, azerbaycan, doğu akdeniz, Türkiye, gümrük birliği, vize serbestisi, 18 mart mutabakatı, doğalgaz, enerji, ermenistan

3 yıl önce

Avrupa Birliği, mültecilerin açık denize geri itildiğine ilişkin soruşturma başlattı

ab, frontex, sınır ve sahil güvenlik ajansı, fabrice leggeri, yunanistan, mülteci, suç

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Avrupa Birliği mesajı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'nin güçlü bir küresel aktör olmasının önündeki en büyük engelin stratejik sabır ve vizyon eksikliği olduğunu belirterek, "Başta karar alma mekanizmalarının gözden geçirilmesi olmak üzere, Avrupa Birliği'nin yeni bir kurumsal yapıya, yeni bir vizyona, kuşatıcı yeni bir söyleme ihtiyacı vardır." ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Erdoğan, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Avrupa'nın bütünleşmesinin temellerini atan Schuman Deklarasyonu'nun ilanının, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne adaylık statüsünün tescil edildiği 1999 yılından beri Türkiye'de de "Avrupa Günü" olarak kutlandığını hatırlatan Erdoğan, Avrupa Birliği'nin, geliştirdiği ortak politikalarla kıtada ve ötesinde barış, istikrar ve refahın tesis edilmesine önemli katkılarda bulunduğunu vurguladı. Birliğin, son dönemde, mülteci krizi, İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı, finansal ve mali kırılganlıklar, Birleşik Krallık'ın üyelikten ayrılması ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını gibi pek çok meydan okumayla karşı karşıya olduğuna işaret eden Erdoğan, "Birliği ve geleceğini tehdit eden bu sıkıntıların aşılması; dayanışmaya, iş birliğine, cesur ve kuşatıcı bakış açısının yeniden hakim olmasına bağlıdır. Birliğin güçlü bir küresel aktör olmasının önündeki en büyük engel stratejik sabır ve vizyon eksikliğidir. Başta karar alma mekanizmalarının gözden geçirilmesi olmak üzere, Avrupa Birliği'nin yeni bir kurumsal yapıya, yeni bir vizyona, kuşatıcı yeni bir söyleme ihtiyacı vardır." değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu maksatla bugün başlayan "Avrupa'nın Geleceği Konferansı"nın, doğru bir tespitle yola çıktığına, ancak aday ülkelerin davet edilmemesi nedeniyle kendisini dar kalıplara mahkum ettiğine dikkati çekerek, "Tarihi, coğrafi ve beşeri bakımdan Avrupa'nın bir parçası olan Türkiye, Birliğin karşılaştığı sorunların çözümü ve etkinliğinin artırılması hususunda üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Ülkemizin katkısı ve desteği olmadan Birliğin güçlü bir şekilde varlığını devam ettiremeyeceği aşikardır." görüşünü paylaştı. Avrupa Birliği'nin, tam üyelik yolunda Türkiye'ye verdiği sözleri yerine getirmediğini ve Türkiye'nin üyelik sürecinin sürekli yokuşa sürüldüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Bazı üye ülkelerin Türkiye'yle ikili meselelerini Birlik koridorlarına taşıması, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerini esir almış, Birliğin küresel tehditlerle mücadele kapasitesini zayıflatmıştır. Temennimiz, Avrupa Birliği'nin, Türkiye'yle ilişkilerini karşılıklı saygı ve güven üzerine inşa edilen, sağduyulu ve stratejik bir bakış açısıyla yürütme yeteneğini sergilemesidir. Türkiye, maruz kaldığı çifte standarda ve engellemelere rağmen stratejik hedefi olan Avrupa Birliği üyeliği yolunda kararlı tutumunu ve çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye'nin üyeliği, bölgesel ve küresel düzeyde etkin, kendi vatandaşlarının yanı sıra bölgesine ve tüm dünyaya umut aşılayan bir Avrupa'nın yükselişinin önünü açacaktır. Bu düşüncelerle 'Avrupa Günü'nün, Birliğin içine düştüğü stratejik körlükten kurtulmasına vesile olmasını diliyor, başta vatandaşlarım olmak üzere, tüm Avrupalıların 9 Mayıs 'Avrupa Günü'nü tebrik ediyorum."

2 yıl önce

Avrupa Birliği, Wagner Grubunu hedefe aldı!

AB Konseyinden yapılan yazılı açıklamada, yaptırımın Rusya merkezli Wagner Grubunun yanı sıra bağlantılı 8 kişi ve 3 kuruluşu hedef aldığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Wagner Grubu, şiddeti körüklemek, doğal kaynakları yağmalamak ve uluslararası insan hakları hukuku da dahil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal ederek sivilleri korkutmak için özel askeri ajanlar topladı, eğitti ve dünyanın dört bir yanındaki çatışma bölgelerine gönderdi." AB tarafından listelenen kişilerin Libya, Suriye, Ukrayna, Orta Afrika Cumhuriyeti ve ABD dahil olmak üzere faaliyet gösterdikleri bazı ülkelerde işkence, yargısız, kısa yoldan veya keyfi infazlar ile öldürmeler dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlallerine karıştıklarının belirtildiği açıklamada, Wagner'in etkisini Sahel bölgesine de yaydığı ifade edildi. Grubun AB için de bir tehdit arz ettiğinin vurgulandığı açıklamada, yaptırımların AB Küresel İnsan Hakları Rejimi, Libya ve Suriye'deki durumla ilgili olan rejimler ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne gölge düşüren eylemlere yönelik yaptırım rejimleri olmak üzere 4 ana başlığı içerdiği aktarıldı. Listede sayılan bireyler ve kuruluşlar, AB'deki varlıklarının dondurulması ve AB'ye seyahat yasağına maruz kalacak. Ayrıca AB'den bu kişi ve kuruluşlara yönelik direkt ve dolaylı yollardan fon aktarımı yapılamayacak.

1 yıl önce

CHP'li 29 belediyede Avrupa Birliği tarafından finanse edilen LGBT birimi faaliyette

CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un geçen günlerde Meclis gündemine “Eşitlik Şefliği” kurulması teklifini getirdi. Kadın ve Aile Müdürlüğünün yönetmeliğini değiştiren teklif, AK Parti grubunun oylarıyla reddedildi. Ancak Esenyurt Belediyesi'nde reddedilen 'Eşitlik Birimi' 29 belediyede mevcut. EŞİTLİK BİRİMİ NE? Aydınlık'tan Kaan Arslan'ın haberine göre, Avrupa Birliği (AB), ABD, İsveç, Hollanda büyükelçilikleri, Sorosçu Açık Toplum Vakfı tarafından resmen desteklenen Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği (CEİD) birçok belediyeyle Eşitlik Birimi kurulması için görüşme yaptı. Bunun sonucunda bazı belediyelerin kadın çalışmaları müdürlüklerinde Eşitlik Birimi adıyla alt birimler kuruldu. Toplumsal cinsiyet eşitliği adıyla hareket eden birimlerin önceliği LGBT. YABANCI BÜYÜKELÇİLİKLERDEN DESTEK Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği (CEİD) de resmi internet sitesinde derneğin “kuir” ve “feminist” olduğunu, “LGBTİQA+ hareketinde yer aldığını” ve “ikili cinsiyet sistemini sorguladığını” ifade ediyor. Derneğin resmi destekçileri arasında Şişli ve Kadıköy Belediyeleri ile Avrupa Birliği, ABD Büyükelçiliği, İsveç Büyükelçiliği, Hollanda Büyükelçiliği ve ABD merkezli Açık Toplum Vakfı da yer alıyor. Ayrıca derneğin “değerlerimiz” açıklamasında LGBTİ+ hareketi, kuir ve feminizm yer alıyor. FİNANS AVRUPA BİRLİĞİ'NDEN CEİD, 2021’de hazırladığı “Belediye Eşitlik Birimleri Mevcut Durum Analizi” raporunda Beşiktaş, Beylikdüzü, Kadıköy, Şişli, İzmir Büyükşehir, Buca, Konak, Çiğli, Karabağlar, Karşıyaka, Menemen, Çankaya, Eskişehir Büyükşehir, Muratpaşa, Nilüfer, Odunpazarı, Gaziantep Büyükşehir, Kars, Ortahisar, Trabzon Büyükşehir, Seyhan Belediyesi ile eşitlik birimi kurulması yönünde görüşme yaptığını belirtti. Raporda projenin Avrupa Birliği tarafından finanse edildiği de belirtiliyor. İLK KADIKÖY BELEDİYESİ'NDE KURULDU Birimi ilk kuran belediyelerden CHP'li Kadıköy Belediyesi, Toplumsal Eşitlik Birimiyle “toplumsal cinsiyet eşitliğini baz alan politikalarının derinleştirilmesi, bu politikaların sivil toplum işbirlikleriyle geliştirilmesi, kurum içindeki toplumsal cinsiyet eşitliği kültürünün içselleştirilmesine” yönelik çalışmalar yapıyor. Öte yandan Kadıköy Belediyesi Kent Konseyi’nin LGBTİ+ Meclisi de bulunuyor. Belediye bünyesindeki iki birim, birlikte LGBT’ye yönelik faaliyetler yürütüyor. ŞİŞLİ BELEDİYESİ'NDEKİ SORUMLU: AİLE TERÖRDÜR Şişli Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü bünyesindeki Eşitlik Birimi de LGBT konusunda çalışmalar yapıyor. Belediyenin Eşitlik Birimi Sorumlusu Ceren Suntekin, çocuklara yönelik LGBT ve PKK propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında kapatma davası açılan Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin kurucularından... Ailenin “terör” olduğunu savunan Suntekin, LGBT örgütü KAOS-GL’nin internet sitesindeki yazısında çocuğun anne ve babayla olan kan bağının kutsal olmadığını, aile dışında hayatın olduğunu ve bu yöndeki faşizmle de mücadele edilmesi gerektiğini ileri sürüyor. BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ ‘TOPLUMSAL CİNSİYET’ EĞİTİMLERİ YAPIYOR Beşiktaş Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde de Eşitlik Birimi bulunuyor. Müdürlüğün görevi “yerel nüfusun yapısına ve ihtiyaçlarına yönelik sosyal politikalar üretmek, toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını tüm yerel hizmetler alanlarında yaygınlaştırmak” olarak tanımlanırken buradaki Eşitlik Birimi'nin görevi de “Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğümüz ile Sivil Toplum Kuruluşları arasındaki ilişkileri geliştirerek toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik eğitim ve farkındalık çalışmaları düzenler” şeklinde aktarılıyor. İZMİR BÜYÜKŞEHİR’DE CİNSİYETSİZLEŞTİRME ÇOCUKLARDAN BAŞLIYOR İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü de “toplumsal cinsiyet” adı altında cinsiyetsizlik çalışmaları yürütüyor. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Şube Müdürlüğü Çocuk Hakları Birimi de yönergesinde “Çocukların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalıklarını artırıcı çalışmalar yapmak” ifadeleriyle bu çalışmaları çocuklara yönelik de yürüttüğünü açıklıyor. NİLÜFER BELEDİYESİ'NİN LGBT ‘FARKINDALIĞI’ Nilüfer Belediyesi LGBT konusunda resmi çalışmalarda bulunan belediyeler arasında yer alıyor. Belediyenin Kent Konseyinde 9 Aralık 2018’de yapılan Toplum Cinsiyet Eğitiminde, LGBT konusundaki çalışmalar, “Kadın erkek eşitliği, LGBTİ+ farkındalığı, şiddete ve ayrımcılığa karşı mücadele yöntemleri hakkında atölyeler gerçekleştiren gençler, hak arayışları konusunda uzun uzun konuşma fırsatı yakaladılar” sözleriyle ifade ediliyor. Nilüfer Belediyesi Kent Konseyi, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına da tepki gösterdi. Bursa Kadın Platformuyla yapılan ortak açıklamada, “Soruyoruz, neden bu cinayetlere engel olması gerekenler onun yerine kadına yönelik şiddeti önleyecek yasaları dahi iptal etmeye çalışıyor? Her bir cümleniz kadınlara, çocuklara LGBTİ+lara artan şiddet olarak dönüyor” ifadeleri kullanıldı.

1 yıl önce

Avrupa Birliği: Ukrayna bir parçamızdır

AB üyesi 27 ülke tarafından Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 1’inci yıldönümü nedeniyle ortak açıklama yapıldı. Açıklamada, “Bir yıl önce Putin Rusya’sı, Ukrayna'ya karşı vahşi saldırı savaşını başlattı’’ ifadeleri kullanılarak, “Ukrayna halkı anavatanlarını ve uluslararası hukukun temel ilkelerini Rus saldırganlığına karşı savunmada inanılmaz bir direniş gösterdi. Rusya'nın suçlarıyla karşı karşıya kaldıklarında demokrasi ve özgürlüğü savunmada kararlılık, zorluklar karşısında dayanıklılık ve haysiyet gösterdiler’’ denildi "Bu saldırı, barışa karşı bir suçtur" Rusya'nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaşın büyük bir suç olarak nitelendirildiği açıklamada, "Ukrayna halkı dünyaya Ukrayna'nın geleceğine Ukraynalıların karar vereceğini gösterdi. Hiçbir ülkenin komşusunu işgal etme, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etme hakkı yoktur. Bu saldırı barışa karşı bir suçtur. BM Şartı'nı, BM ilkelerini ve insanlık değerlerini ihlal ediyor. Bu tür suçlar karşısında pasif kalamayız ve kalmamalıyız. Rusya sistematik olarak sivilleri hedef aldı, şehirleri yok etti ve Ukrayna kimliğine saldırdı. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırı savaşıyla bağlantılı olarak işlenen savaş suçları ve diğer en ciddi suçlardan sorumlu olan herkesin hesap vermesini sağlamaya kararlıyız” denildi. "Gıda ve enerji, silah olarak kullanıldı" Savaş nedeniyle yükselen gıda ve enerji fiyatlarına dikkat çekilen açıklamada, “Rusya, gıda ve enerjiyi silah haline getirdi, son derece sorumsuz nükleer tehditlerde bulundu ve savaş hakkında yanlış haberler yaydı. Rusya'nın saldırganlık savaşı ve sonuçları, başta küresel ekonomi, gıda ve emtia fiyatları üzerindeki etkisi olmak üzere birçok ülkeyi önemli ölçüde etkiledi. AB, bu etkileri azaltmak ve en çok ihtiyaç duyan ülke ve insanlara yardım sağlamak için ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam edecektir”denildi. "Ukrayna, ailemizin bir parçasıdır" Ukrayna’ya desteğin devam edeceği vurgulanan açıklamada, AB ve ortaklarının hızlı ve birlik içinde hareket ettikleri, Ukrayna ve halkının yanında dimdik ve tam dayanışma içinde durmaya devam edileceği ifade edildi. Açıklamada, "Tüm Ukraynalılar barış içinde yaşamayı hak ediyor. Ukrayna, Avrupa ailemizin bir parçasıdır. Ukraynalılar Avrupa Birliği içinde bir gelecek arzularını dile getirdiler ve biz de Ukrayna'ya aday ülke statüsü vererek bunu kabul ettik. Ukrayna halkının tercihi barış, demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel haklara saygı ve refahtır." denildi. "Dondurulan Rus varlıkları, Ukrayna için kullanılacak" Yaptırımlar ile dondurulan Rus varlıklarının AB ve uluslararası hukuka uygun olarak Ukrayna için kullanılmaya çalışıldığı hatırlatılan açıklamada, bu kaynakların Ukrayna'nın yeniden inşasını desteklemeye kullanılacağı ve savaşın sona erdirmesi için Rusya üzerindeki toplu baskının artırılacağı bildirildi. Açıklamada, "Bu amaçla onuncu yaptırım paketini kabul edeceğiz ve AB yaptırımlarını delmeye çalışanlara karşı adım atacağız. Başkan Zelenskiy'nin barış formülünü destekliyoruz. Uluslararası ortaklarımızla birlikte, Ukrayna'nın kazanmasını, uluslararası hukuka saygı gösterilmesini, barışın ve Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırları içindeki toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasını, Ukrayna'nın yeniden inşa edilmesini ve adaletin yerini bulmasını sağlayacağız. O güne kadar dinlenmeyeceğiz" denildi.

1 yıl önce

Çürümüş Avrupa’nın takdiri Ali Babacan için önemli! Avrupa Birliği'nde bu kalitede iş yok

Altılı masa liderleri, 4 saat süren toplantının ardından adaylarını ve 12 maddelik ortak mutabakat metinlerini açıkladı. Metne ilişkin konuşan Ali Babacan, "Bizim kalitede çalışmayı çok az görürsünüz" dedi.

1 2