08 Mayıs Çarşamba 2024
2 yıl önce

Beşiktaş’ta ağaç katliamı! Aslı Aydıntaşbaş 134 yıllık erguvan ağaçlarını kesmek isteyen Belediye’ye sordu

İstanbul Beşiktaş'ta bulunan 134 yıllık erguvan ağacı, belediye ekipleri tarafından kesilmek istenmiş, mahalle sakinleri karar sonrası İstanbul 4 Numaralı Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu'na başvurmuş, mahalleli için çok önemli olan ağaçlar kesilmekten kurtulmuştu. Bugün Beşiktaş’ın başka bir mahallesinde 2 ağacın kesildiği sosyal medyada gündeme geldi. Gazeteci Aslı Aydıntaşbaş Beşiktaş Belediyesi’ne, “Ağaç kesiminin nedeni nedir?” diye sordu. https://twitter.com/genelgundem/status/1490662288914796544?s=21

2 yıl önce

Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu'nun İYİ Parti'den tasfiyesinin arka planı ortaya çıktı

TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel, Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu'nun tasfiyesinin arka planına ulaştı. Yiğitel, Akşam Gazetesi'nde şunları yazdı: İYİ Parti'li kaynaklarım, Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu'nun tasfiyesinin arka planını anlattı. İYİ Parti'de Koray Aydın'ın Teşkilat Başkanlığı'ndan alınmasının arkasında, Genel Başkan Akşener'e "Teşkilatlar söz dinlemiyor, partiyi siz mi yönetiyorsunuz Koray Aydın mı?" şikayeti var. Ağıralioğlu'un tasfiyesi ise 'liderlik' potansiyeli yüzünden. İYİ Parti Genel İdare Kurulu'nun Koray Aydın'ı pasif göreve alması ve Yavuz Ağıralioğlu'nu tasfiye etmesi üzerindeki sır perdesi aralanmaya başladı. İYİ Parti kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, seçimlere yaklaşılırken teşkilatın tamamen Koray Aydın'ın hakimiyetine girmesi bu kararda etkili oldu. Akşener, partinin kuruluşunda teşkilatı teslim ettiği Koray Aydın'ı Siyasi İşler Başkanlığı'na getirerek 'ikinci adam' pozisyonuna yükseltmiş gibi görünse de, parti teşkilatından koparmış oldu. O yüzden İYİ Parti teşkilatları, bu atamayı 'terfi' değil tasfiye olarak değerlendirdi. Parti kaynaklarından edindiğim başka ayrıntılar da var. Teşkilatların Koray Aydın tarafından oluşturulması, partinin önde gelen kadrolarının bir kısmında bir süredir rahatsızlık oluşturuyordu. Hatırlayacaksınız, daha önce İYİ Parti'den istifa eden kuruculardan İsmail Koncuk, kendisini ve Ümit Özdağ'ı Koray Aydın'ın tasfiye ettiğini öne sürmüştü. BARDAĞI TAŞIRAN SÖZ O günden sonra da "teşkilatların Aydın'dan başkasını dinlemediği" şikayetleri Akşener'e aktarıldı, fakat Akşener'den bir adım gelmedi. Ancak, şikayetlerin yoğunlaşması ve bir grup milletvekilinin Meral Akşener'e "Koray Aydın'ın atadığı il başkanına laf geçiremiyoruz. Partiyi siz mi yönetiyorsunuz, Koray Aydın mı yönetiyor" demesi bardağı taşıran damla oldu. ÖNCE İKİNCİ ADAM SONRA TASFİYE Akşener'in, Koray Aydın'ı 'ikinci adam' konumuna çekerek teşkilattan gelecek tepkileri azaltmaya çalışsa da, teşkilatta 'süreç içinde bu görevden de alarak tümüyle tasfiye edebileceği' beklentisi var. Peki, Aydın'ın pasifize edilmeye ve teşkilatlarını koruyamayacak pozisyona getirilmeye itirazı olur mu? Bunu İYİ Partili kaynaklarıma da sordum. Akşener'in Koray Aydın'ın 'gidecek başka yeri olmadığı' düşüncesinde olduğunu ve bu nedenle de 'olana rıza göstereceği'ni beklediklerini söylediler. Ancak Koray Aydın'a yakın isimler ise teşkilatın önemsenmesi gerektiğini, Aydın'ın da henüz konuşmadığını belirterek, Koray Aydın'ın tavrının beklenmesi gerektiğini belirtiyorlar. AĞIRALİOĞLU MEDYADAN ÖĞRENDİ Akşener'in parti içindeki ikinci önemli hamlesi de, 'liderlik' özellikleri sergileyen Yavuz Ağıralioğlu'na yönelik oldu. Geçmişte parti içinde birçok görev almış Ağıralioğlu için "parti politikalarının dışında, özellikle HDP'ye karşı söylemlerinin Millet İttifakı ortağı CHP'de rahatsızlık yaratması etkili olmuştur. Akşener de seçime giderken CHP ile bir bir yol kazası yaşamamak için Ağıralioğlu'nu tasfiye etti" değerlendirmesi yapılıyor. Kaynaklar, Yavuz Ağıralioğlu'nun yakın çevresine dayandırarak, "Hiçbir haber verilmeden görevden alınmasına, bundan da basın yoluyla haberdar olmasına çok üzüldüğünü" söylediğini, "Parti için çok emek verdim. Görevden alınmadan önce Genel Başkan beni çağırıp böyle bir tasarrufta bulunacağını açıklayabilir ve gerekçesinin ne olduğunu anlatabilirdi ama bunu yapmadı. Neden görevden alındığımı hâlâ bilmiyorum ve bana hiçbir gerekçe hâlâ sunulmadı" dediğini aktardılar. Edindiğim izlenim, Akşener'in parti içinde kendisinden başka aktör istemediği, liderliği sorgulansa bile alternatif bulunamaması için bu tasfiyeleri yaptığı yönünde. Bu düşüncenin arkasında da, CHP'nin politikaları, CHP'nin kendilerini HDP'yi ve HDP'lileri savunma noktasına sürüklemesine yönelik parti içindeki tepkiler yatıyor.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu ve eşi kandille aydınlandı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2022 yılı başında elektrik fiyatlarına yapılan yüksek zamlardan sonra elektrik faturasını ödemeyeceğini duyurmuştu. Kılıçdaroğlu, bugün konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Elektriğinin kesildiğini duyurdu CHP lideri Twitter'dan paylaştığı videoyla elektriğinin kesildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu videoyu, "Eşimden az önce haber geldi, bugün elektriğimizi kesmişler. Buna maruz kalan milyonlar için çıktım bu yola. Bu eylemim bir sivil itaatsizlik çağrısı değildir. Bir direniştir. Eylemim ülkenin karanlıkta kalan ailelerine, çocuklarına ses olmak içindir." notu ile paylaştı. https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1517071127599845378?s=21&t=ynr0yT1H3zN2RmJAHN1tWA Evinden tüplü ışıkla video paylaştı Yaşanan bu durumun ardından Kemal Kılıçdaroğlu evinden bir video paylaştı. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu'yu da yanına alan Kılıçdaroğlu, kandille aydınlattığı evinden kamuoyuna seslendi. Eyleme devam edecek CHP lideri, bir hafta boyunca eşiyle birlikte karanlıkta oturarak eylemlerini sürdüreceklerini kaydetti. Öte yandan Kılıçdaroğlu'nun 3 aylık elektrik borcunun 1.030 TL olduğu ortaya çıktı. “Bir direniş eylemidir" Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde: "Milyonlar faturalarını ödeyemecek hale geldi. Zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul hale getirildi. Bu zenginler servetlerinin yüzde 1'ini paylaşsalar bütün çocukların eğitim masrafları karşılanır. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu sistem miladi doldurdu. İmkansız görünen düşüncelerin zamanı gelmiştir. Devletler insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. İşte ben bu aç gözlü politikacıların yarattığı karanlığa karşı ayaktayım. Bu eylemin sivil itaatsizlik çağrısı değil bir direniştir. Bu sizin hakkınızı arama mücadelemdir." "Bir hafta boyunca karanlıkta kalacağız" "Eşimle birlikte bir hafta boyunca karanlıkta kalacağız. Adalet için bu ülkede kilometrelerce yol yürüdüm, şimdi karanlıkta oturacağım. Bu dünyada tüm demokratlara sesleniyorum: Samimilerse onlarda halkları için harekete geçsinler. Erdoğan'a sesleniyorum enerjiye yaptığın zamları geri çek. KDV'yi sıfırla. Kimse merak etmesin karanlıkları aydınlığa çıkaracağız." Destek çıkan olmadı Kılıçdaroğlu’nun bu sivil itaatsizliği halkta karşılık bulmadı.

2 yıl önce

CHP'li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun bürokratlarının görevlerini kötüye kullanmaktan yargılandığı davada ceza yağdı

Aydın belediyesine imar tadilatı yapmak suretiyle başvuru yapan kişilerin kanuni haklarının engellenerek görevini kötüye kullandıkları ve kamu zararı oluşturdukları gerekçesi ile Dönemin Belediye Başkan Yardımcıları Sümran Ünal ve Kamil Kaya, hali hazırda Aski Genel Müdür Vekili olan Hakan Olgaç, Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Uçar, Sağlık Daire Başkanı Ahmet Balcı, Dönemin Mali Hizmetler Müdürü Bayram Gül, Hukuk Müşaviri Melike Kallemoğlu, MHP Meclis ve Encümen üyesi Murat Saltık ve bir dönem İmar Müdürlüğü yapan Tamer Toyran 10 ay ile 1yıl 15 gün arasında değişen hapis cezası aldı. Aynı dönemde Başkan Yardımcılığı yapan ve Aski Genel Müdürü Vekili olduğu dönemde Başkan Çerçioğlu tarafından görevden uzaklaştırıldığı konuşulan Cemalettin Küçükerol ise hakkındaki suçlamalardan beraat etti. Ceza verilenler hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı uygulanarak cezalara itiraz etme hakkının da olmadığı belirtildi.

1 yıl önce

Halk TV canlı yayınında Selahattin Demirtaş'a methiyeler düzüldü: Büyük bir aydın

6-8 Ekim olaylarının faili, terör soruşturmaları kapsamında cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, geçtiğimiz günlerde bir haber sitesi için kaleme aldığı yazısında, şaşırtan açıklamalarda bulunmuş ve muhalefete 'birlik' çağrısı yapmıştı. Demirtaş, "Ortak paydamız demokratik cumhuriyettir, ortak evimiz Türkiye'dir, ortak devletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletidir" diye konuşmuştu. HALK TV'DE DEMİRTAŞ'A METHİYELER DÜZÜLDÜ: BÜYÜK BİR AYDIN Söz konusu açıklamalar, CHP tarafından fonlanan Halk TV'de gündeme getirildi. Programa katılanların tamamı tarafından desteklenen açıklamalara, kanalda farklı bir saatte program yapan sunucu Ayşenur Arslan da dahil oldu. Cezaevinden kendilerini izlediğini ifade ettiği Demirtaş'a selam gönderen Arslan, "Demirtaş bu ülkede, demokrasi, kardeşlik ve barış adına çok şey yapmış aydınlardan birisidir." ifadelerini kullandı. HDP'nin de 'altılı masada' yer aldığını ima eden Arslan, "Bazıları masanın dağılması için çabalıyor. Masa dağılmadığı gibi, Demirtaş'ın kardeşlik, demokrasi için birlik mesajı çok kıymetli." dedi. Arslan'ın sözlerine, programın sunucusu Şirin Payzın, "Ben de öyle düşünüyorum. Haziran 2015 seçimlerinde de çok önemli olmuştu mesajı, belirleyiciydi." diyerek destek verdi. "DEMİRTAŞ'IN MESAJI ÇOK KIYMETLİ, HARCAMAMAK LAZIM" Arslan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Aaa Demirtaş bizi izliyordur. Demirtaş bu ülkede, demokrasi, kardeşlik ve barış adına çok şey yapmış aydından birisidir. Bunu öncelikle teslim etmek lazım. Onun birlik çağrısı, bu süreçte her zamankinden daha önemli. Birileri, 'altılı ganyancılar' diyerek hafife almaya çalışıyor. Yürekleri hop hop ediyor, bekliyorlar ki masa dağılsın. O masa dağılmadığı gibi, Demirtaş'ın kardeşlik, demokrasi için birlik mesajı çok kıymetli, harcamamak lazım."

1 yıl önce

Nikos Dendias bile bu kadar ileri gitmedi... Türkiye'nin Yunanistan'a verdiği cevabı beğenmeyen Aslı Aydıntaşbaş neyi temsil ediyor?

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın "Bugün Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın, İmparatorluk Kapısı’ndaki Vandalizm gibi camiye çevrilmesi, tarihe saygı duyan herkesi üzüyor" şeklindeki açıklamasına Milli Savunma Bakanlığı'ndan çok sert tepki gelmiş ve “569 yıl önce fethedilen İstanbul’a, Roma İmparatorluğu’nun veya Bizans’ın hayalini kurarak bakmak, kuruntudan ibarettir. 1000 yıl öncesine özlem duyanlar kimin yayılmacı, kimin barışa engel olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu vesile ile 569 yıl önce İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman ordusunu rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” ifadelerine yer vermişti. Bu cevaba çok bozulan gazeteci Aslı Aydıntaşbaş, MSB'nin tepkisini ‘TSK’nın yeni üslubu’ diye eleştirmişti. Türkiye Gazetesi Yazarı Yusuf Alabarda, eski vesayet günlerini özleyen ve askerlerin siyasete dizayn verdiği günleri hatırlatarak Aydıntaşbaş'ın aslında neyin peşinde olduğunu yazdı. Yusuf Alabarda'nın "Balans ayarı veren TSK özlemi ve Ayasofya" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle: Geçtiğimiz hafta İstanbul’un fethinin 569. yıl dönümü, fethe yakışır etkinlikler ile kutlandı. Kutlamalarda Ayasofya-i Kebir Camii için İletişim Başkanlığınca hazırlanan ışık ve gökyüzü haritalama tekniği muazzam bir görsel şölene dönüştü. Gelgelelim, İstanbul şehrine vurulan Müslüman Türk’ün mührü ve buna dair hatırlatmalar Atina’daki müflis muhterisleri son derece rahatsız etti. Hücrelerine kadar işlediğine bizzat içlerinde yaşayarak şahit olduğum Müslüman Türk nefretinin bir tezahürüyle, Yunanistan Dışişleri makamındaki kifayetsiz muhteris “Ulusal hafızamız için kötü bir gün. Bugün Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın, İmparatorluk Kapısı’ndaki Vandalizm gibi camiye çevrilmesi, tarihe saygı duyan herkesi üzüyor” mesajını paylaştı. Ayasofya-i Kebir Camii, 1453 yılında Müslüman Türk’ün idaresine geçtiğinden bu yana, dünya mirasının bir parçası olarak zaten göz bebeği gibi korunuyor, zira ulu mabet aynı zamanda atamız Fatih Sultan Mehmet Han’ın bizlere emaneti. Dendias’ın bu açıklamalarına MSB’lığı resmî sosyal medya hesabından “569 yıl önce fethedilen İstanbul’a, Roma İmparatorluğu’nun veya Bizans’ın hayalini kurarak bakmak, kuruntudan ibarettir. 1000 yıl öncesine özlem duyanlar kimin yayılmacı, kimin barışa engel olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu vesile ile 569 yıl önce İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman ordusunu rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” diyerek cevap verdi. Verdi vermesine lakin cevap Atina’dan değil, duvarlara ‘Zulüm 1453’te başladı’ diyen zihniyetten geldi. Uluslararası medya kartellerinde zaman zaman ‘Erdoğan’ı durdurmak istiyorsanız ülkenin ekonomisine saldırın’ tadında yazılar yazan Aslı Aydıntaşbaş, MSB’lığının ortaya koyduğu tepkiyi ‘TSK’nın yeni üslubu’ diye eleştirdi. Öncelikle anlaması gereken konu, bu türden siyasi paylaşımlar artık ceketin düzgün bağlanmış düğmeleri mucibince, TSK tarafından değil Bakanlık tarafından yapılıyor. Doğrusu da bu zaten. O yüzden mezkûr açıklama, anakronik kafayı temsil eden Aslı Aydıntaşbaş’ın iddia ettiği gibi TSK tarafından değil, Bakanlık tarafından yapıldı.   ALIŞIK OLDUKLARI TSK... Aslı Hanım ve fikirdaşlarının alışık oldukları ve özlemini duydukları TSK artık ortalarda yok. Demokratik bir ülkede silahlı kuvvetlerin konumlanması nasıl olması gerekiyorsa, Türkiye’de de o hâle geldi, gelmeye devam ediyor. Protokolde ana muhalefet partisi liderinin ve bağlı olması gereken Millî Savunma Bakanı’nın bile önünde yer alan, siyasete dair her konuda söylem üreten ve bunu kamuoyu ile pervasızca paylaşabilen, siyasal otonom alanı alabildiğine geniş bir TSK hakikatine dair tek kelime eleştiri getirmeyenler, Bakanlığın açıklamasını eleştirmekle meşgul. Ne acı… Kendisine açılan alan sayesinde dünyaca bilinen platformlarda yazılar kaleme alan bir yazarın düştüğü acınası durum, bir zamanlar ekranlarda ‘ben vurdum mu oturtan genelkurmay başkanı isterim’ diyen kabzımal ile aynı seviyede olmamalıydı. Elbette konu sadece Aslı Hanım ile mahdut değil, yıllardır kendisine amiral gemisi unvanı yakıştırmış bir gazetede her Yüksek Askerî Şûra sonrası ‘nerede o eski güzel günler’ tadında YAŞ yazıları kaleme alan yazar çizer taifesi için de aynı eleştiriler geçerli. İnşallah bir gün ‘Silahlı Kuvvetlerin Demokratik Gözetimi ve Kontrolü’ teması ile, klişe Samuel Huntington misalleri vermeden, günümüzden çağdaş örnekler yazarsınız da okuduğumuza değer.

1 yıl önce

CHP'li Aykut Erdoğdu; eski eşinin açıkladığı konuşma kaydının ardından hastaneye kaldırılan yeni eşi Tuba Torun'dan özür diledi

Özge Erdoğdu, Aykut Erdoğdu ile konuşmasını ve diyalog esnasında kendi görüntülerini içeren kaydı, “Bu kaydı 3,5 ay önce aldım. Eski eşim Aykut Erdoğdu’nun Tuba Torun la ilişkisini öğrendikten hemen sonra… Aykut Erdoğdu beni Tuba ile ilişkisi olmadığına ikna etmeye çalışırken, ‘50 kişi ile yatmış’ dedi. Daha sonra 50 kişi ile yattı dediği Tuba Torun ile evlendi!” metniyle paylaştı. Aykut Erdoğdu, bu paylaşımdan yaklaşık 3,5 saat sonra, sabah 03.23’te Twitter’dan yaptığı paylaşımda, eski eşinin açıklamalarının ardından “hastaneye kaldırıldığını” duyurduğu CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olan eşi Tuba Torun’dan, “yaşattıkları için” özür diledi. Aykut Erdoğdu ile evliliğinden bir çocuğu bulunan Özge Erdoğdu ile Aykut Erdoğdu yaklaşık üç ay önce ayrıldılar. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, yaklaşık iki hafta önce, 11 Haziran Cumartesi günü CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi avukat Tuba Torun ile İstanbul’da evlendi. Erdoğdu’nun ayrıldığı eşi, Twitter’da, kendi adını taşıyan “Özge” isimli bir hesap açarak cumartesi gecesi saat 23.53’te bir telefon konuşması kaydı paylaştı. Konuşma esnasında kendi görüntüsünün üçüncü bir kişi tarafından kaydedildiği anlaşılan kayıtta Özge Erdoğdu, Aykut Erdoğdu’nun Tuba Torun ile ilişkisi olduğu konusundaki iddialara verdiği yanıtları dinliyor. Kayıtta Erdoğdu, yardımcı olduğunu vurguladığı Tuba Torun’un CHP Parti Meclisi’ne girmesi için beş kez Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradığını öne sürüyor. Erdoğdu, kurultay boyunca kendisi için oy topladığını vurguladığı Tuba Torun’un Parti Meclisi’ne girmesi için kendi adını listeye koymadığını anlatıyor. “Tuba Torun hastaneye kaldırıldı, yaşattıklarım için özür dilerim” Aykut Erdoğdu, eski eşinin konuşma kaydını açıklamasından yaklaşık 3,5 saat sonra, sabah 03.23’te, Twitter’daki hesabından şu açıklamayı yaptı: 1- Bu akşam eski eşimle birkaç ay önce yaptığım bir telefon konuşması sosyal medyaya düştü… Bu konuşma görüntülü olarak kaydedilmiş… Şartlar ne olursa olsun eski eşim ve çocuğumun annesi hakkında kötü birşey söyleyemem… 2- Eşim Tuba şu an hastaneye kaldırıldı… Ben yanında olabilmek için Ankara’dan yola çıktım… Yaşattıklarım için kendisinden bütün kalbimle özür diliyorum… 3- Şu an tek derdim oğlumu ve eşim Tuba’yı bu yaşananların şokundan koruyabilmek… Twitter hesapları kapatıldı Tuba Torun, Aykut Erdoğdu'nun ayrıldığı eşinin paylaşımlarından bir süre sonra, daha önce herkese açık Twitter hesabını, sadece onayladığı takipçilerinin görebileceği "korumalı" statüye aldı. Aykut Erdoğdu'nun açıklamalarından sonra, Twitter'da "Özge" adıyla açılan konuşma kaydının paylaşıldığı hesap da kapatıldı. “Fotoğraflarım, görüntülerim varmış…” Aykut Erdoğdu, yaklaşık bir yıl önce, 4 Mayıs 2021’de bir tartışma üzerine Twitter’da paylaştığı iki mesajda, şu ifadeleri kullanmıştı: “Telefonla arayıp hakkımda sorular sorduğunuz kadınlar bu toplumun en yürekli, en cesur kadınları… Ailemden sonra en yakın olduğum ve hiçbir karşılık beklemeden benim yüzümden bedel ödeyen ve bu gidişle de bedel ödemeye devam edecek olan bu can yoldaşlarımdan özür dilerim… Fotoğraflarım ve görüntülerim varmış… Bunlarla tehdit ediyorlarmış… Elinizde ne varsa yayınlamazsanız şerefsiz, vicdansız ve alçaksınız… Ben sizinle savaştayım… Bu savaşta benim dışımda masum birini üzerseniz mesele benim adıma kişiselleşir… Kavgada yiğit olun…” Aykut Erdoğdu kimdir? Yönetici, siyasetçi, milletvekili, yazar ve CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Aykut Erdoğdu, 28 Ağustos 1972’de Kars’ın Sarıkamış ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Erzurum'da tamamlamasının ardından Erdoğdu, 1993 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden mezun oldu. Erdoğdu ayrıca ABD’de Carnegie Mellon Üniversity’de Kamu Politikaları ve Yönetimi konulu yüksek lisansını yaptı. Erdoğdu, ilk defa 2011 Türkiye genel seçimlerinde 24. Dönem CHP İstanbul 2. Bölge milletvekili olarak meclise girdi. 6 Eylül 2014 tarihinde CHP Parti Meclisi üyesi seçildi. Ancak 23 Ekim 2014 tarihine Parti Meclisi üyeliğinden istifa etti. 25., 26. ve 27 dönem genel seçimlerinde tekrar CHP İstanbul milletvekili olarak meclise girdi.

1 yıl önce

Cüneyt Özdemir, Aslı Aydıntaşbaş ve Osman Kavala'yı böyle savundu

https://twitter.com/cuneytozdemir/status/1556971668681228289?s=21&t=V1p4qXzY0SKNqGyv7GKX7A Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ), 15 Temmuz darbe girişiminde yer almakla suçlanan ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey, darbeden hemen sonra Osman Kavala ile bir yemekte buluştuklarına yönelik iddianamede yer alan buluşma bilgilerini inkâr ediyordu. ASLI AYDINTAŞBAŞ İLE YEMEK YEDİĞİNİ İTİRAF ETTİ Geçtiğimiz günlerde konuya ilişkin sessizliğini bozan Barkey, o gece yemek yediği gazetecinin Aslı Aydıntaşbaş olduğunu itiraf etmişti. Barkey açıklamasında, "18 Temmuz 2016 akşamı Karaköy Lokantası'nda arkadaşım, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile başbaşa yemek yemek için gittim. Aynı akşam sivil toplum lideri Osman Kavala ile Karaköy Lokantası'nda tesadüfen karşılaştık. Kendisi ile birkaç dakika sohbet ettikten sonra Aslı Aydıntaşbaş ile yemeğe oturdum" ifadelerini kullandı. CÜNEYT ÖZDEMİR SAVUNDU Gazeteci Cüneyt Özdemir, canlı yayında Aslı Aydıntaşbaş hakkında "büyük bir karalama kampanyası" yapıldığını öne sürerek "Bütün bunlar Türkiye'de medyanın durumunu da gösteriyor, Osman Kavala'ya yöneltilen suçlamaların boşluğunu da gösteriyor" diyerek Aslı Aydınbaş ve Osman Kavala'yı savundu. 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10