03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Rusya'dan dünyaya 'Afganistan' çağrısı

Lavrov, başkent Moskova’da Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Aburrahman Al Sani ile bir araya geldikten sonra düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Afganistan’daki olayların insani sonuçlarının çok vahim olduğunu vurgulayan Lavrov, komşu devletlerin topraklarına Afganistan’dan mülteci akınının artması tehdidi konusunda endişelendiklerini belirtti. Mültecilerin çoğunun Avrupa’ya geçmeye çalışacağını ve davet edilmedikleri ülkeler için ciddi sorun oluşturacaklarını ifade eden Lavrov, "Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bunun için başta Afganistan’daki politikaları böylesine üzücü olaylara sebep olanlar olmak üzere bütün ilgili ülkelerin imkanlarını kullanması önemli." şeklinde konuştu. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in mevcut durum ile ilgili olarak eski hükûmeti ve Afganistan Silahlı Kuvvetlerini suçlayan açıklamasını eleştiren Lavrov, NATO'nun Afganistan'daki durumu daha yeterli, nesnel ve öz eleştirel bir şekilde değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. Suriye meselesi ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Lavrov, Suriye Anayasa Komitesinin yakın bir zamanda yeniden çalışmalarına başlayacağını duyurdu. Şam ile ikili kanallardan, Türkiye ve İran ile Astana formatı çerçevesinde çalışmalar hakkında bilgilendirme yaptıklarını kaydeden Lavrov, Cenevre’de rejim ve muhalefet heyetlerinin yakın bir zamanda yeniden anayasa çalışmalarına başlamasını beklediklerini dile getirdi. Lavrov ayrıca Rusya'nın Basra Körfezi’ndeki güvenlik konseptini güncellediğini ve bunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin resmi belgesi olarak dağıttığını da bildirdi. Al Sani: Afganistan’da iç hatlarda uçuş gerçekleşiyor Katar Dışişleri Bakanı Al Sani, Afganistan halkına insani konuda yardım etmek gerektiğini söyleyerek bu ülkede durumun istikrarlı hale getirilmesinin önemine dikkat çekti. Afganistan’da serbest bir şekilde giriş sağlanması gereken havaalanındaki durumu da Lavrov ile görüştüklerini belirten Al Sani, Afgan yönetiminin havaalanında Katar'a, Afganistan sakinlerine serbest bir şekilde hareket imkanı sağlaması gerektiğini ifade etti. Al Sani, "Geçtiğimiz günlerde iki charter seferi gerçekleştirmeyi başardık. Bugün iç hatlarda uçuşlar gerçekleşiyor. Şimdi Afgan yetkililer ile birlikte teknik konuları takip ediyoruz." dedi.

2 yıl önce

Uluslararası Af Örgütü, Lübnan'a Suriye'ye zorla iadeleri durdurma çağrısı yaptı

Uluslararası Af Örgütü, eylül ayı başında Lübnan'dan Suriye'ye iadeleri gündeme gelen ancak konunun medyaya taşınması üzerine iade işlemleri askıya alınan Suriyeli mülteciler hakkında güncel bir açıklama yayımladı. Açıklamada ifadelerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Heba Morayef, 5 Eylül'de, ülkeye yasal olmayan yollarla giriş yapan 6 Suriyeli mültecinin, tüm hayati risklere rağmen Lübnan Kamuoyu Güvenliği Kurumu tarafından iadelerine karar verildiğini hatırlattı. Lübnanlı yetkililerin, mültecilerin iade edilmesi halinde başlarına nelerin geleceğinden çok iyi haberdar olduklarını belirten Morayef, "Kısa bir süre önce Suriye'deki otoritenin, ülkeden kaçanlara dönüşte nasıl işkence, keyfi tutuklama ve zorla alıkoyma gibi yöntemler uyguladığını belgeledik. Söz konusu mültecilerin Suriye'ye iadesi, Lübnan'ın uluslararası normları ihlal etmesi demektir." dedi. Morayef, "Lübnan yetkililerine, zorla iadeleri ivedi bir şekilde durdurmaları, mülteci haklarındaki taahhütlere saygı duymaları ve yasal koruma sağlamaları çağrısında bulunuyoruz." ifadesini kullandı. Lübnan, Nisan 2019 tarihinden itibaren ülkeye yasal olmayan yollarla giriş yapan herkesin ülkelerine iade edileceği yönünde bir karar almıştı. Bu karar doğrultusunda ülkeye gelen Suriyeli mülteciler, iade edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Lübnan Ulusal Güvenlik Müdürü Abbas İbrahim, 8 Eylül'de yaptığı bir açıklamada, iadeleri gündeme gelen 6 Suriyeli mültecinin, Esed rejimine teslim edilmeyeceğini bildirmişti. Uluslararası Af örgütü ise İbrahim'in açıklamasına rağmen, söz konusu mültecilerin pasaportlarının halen Suriye'nin Beyrut Büyükelçiliği'nde bulunduğunu belirtmişti.

2 yıl önce

Büyükada halkından Belediye Başkanı'na istifa çağrısı!

Adalar’da akülü araç kullanımının yasaklanmasını Büyükada sakinleri protesto etti. İlk olarak Adalar Belediyesi İlçe Meclis Toplantısı’na gelen Adalılar, toplantıda Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Engin Çelik konuşmasını yaparken tepki gösterdi. Tartışmanın çıktığı toplantıda Adalılar, alkışlar ve bina girişinde bulunan turnikelere vurarak toplantı salonunu terk etti. Belediye binası önünde toplanan Adalılar, "Ada'ya kayyum istiyoruz, başkan istifa" sloganlarıyla yarın uygulanacak olan yasaya tepki gösterdi. "Adada adalet istiyorum" Adalet istediğini söyleyen ada sakini Şerife Balat, "Akülü araç kullanmak benim hakkım. Ben Adalıyım. Adalet istiyorum. Araçla çocukları günde 10 defa okula çıkarıyorum. Akülü aracımın kaldırılmasını istemiyorum. Adada adalet istiyorum. Bugün ilçe meclisinde akülü araçları tartışmamız gerekirken, işi partiye döktüler. Biz buraya parti konuşmaya gelmedik. Akülü araç konuşmaya geldik" dedi. "Bu şekilde devam ederse bugünden itibaren çocukları okula göndermeyeceğim" Okul için servis talep eden ada sakini, "Bu şekilde devam ederse bugünden itibaren çocukları okula göndermeyeceğim. Okul, 45 dakika uzaklıkta" diye konuştu. Ada sakini Sabriye Yıldırım ise "Bugüne kadar akülü aracıma hiç şarj almadım. Çünkü hiç ihtiyaç duymadım. Sadece çocuklarım okula başladığı için aldım. Belediye okullar için servis aracı koymuyor" ifadelerini kullandı. "Yarın akülü arabamda geceleyeceğim" Ada sakini Hilal Olcay, "Biz burada Adalılar olarak yaşıyoruz. Bize kimse bir şey sormuyor. Oturduğun masadan karar veriyor. İçeride siyaset yapılıyor. Biz buraya çözüm için geldik. Yarın akülü arabamda geceleyeceğim" dedi. Ada sakini Sultan Gülyar, "Belediye bu araçlara ilk önce plaka verdi. Bu plakaların bedeli olarak da bin 500 lira para aldı. Ve bu parayı bağış adı altında aldılar. Madem böyle bir şey vardı belediye neden plaka dağıttı. Biz Adalılar adanın yüksek yerlerinde oturuyoruz. Biz bu akülü araçlara ihtiyacı olan kişileriz. Bizim Adalılar olarak acilen araçlarımız hakkında verilen kararın geri çekilmesini istiyoruz. Yarın aracımı kapımın önüne koyacağım ve hakkımı hukuki yollarla arayacağım" dedi.

2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’den 10 büyükelçinin skandal Osman Kavala çağrısına destek!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. İki lider görüşmenin ardından ortak açıklama yaptı. Akşener, “Parlamenter sistem çalışmamızı takdim ettik. Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıyla Türkiye’ye dair önemli konularda istişarede bulunduk” dedi. Kılıçdaroğlu ise, “Güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Ben şunu ifade etmek isterim: Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok” ifadelerini kullandı. OSMAN KAVALA ÇAĞRISINA DESTEK Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçilikleri, birleştirilmiş Gezi Parkı davası kapsamında Osman Kavala’nın tutukluluğuna ilişkin açıklaması yapmıştı. Akşener, 10 ülkenin “Osman Kavala tahliye edilsin” açıklamasına ilişkin şunları söyledi: “Osman Kavala sizin tanımınıza göre Sorosçu. Soros’la masaya kim oturdu? Ben ve Kılıçdaroğlu değil. Dışişleri Bakanlığı’na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulur muyuz? Hayır bulmayız. Ama böyle taleplerin Türkiye’ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Rahip Brunson’ı hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye’nin uzak durmasını tavsiye ederiz. Bütün bunların önüne geçecek tek yol hukukun işletilmesidir.” CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin sözüne uyacağına karar verdi. Anayasa değişikliği teklifi Meclis’ten oy birliğiyle çıktı. İmza attığınız sözleşmenin gereğini yapmıyor ve arkasında durmuyorsanız itibar kaybeden Türkiye olur. AİHM’nin bir kararı varsa, o kararın da uygulanmasını isteriz. Türkiye demokratik bir ülkeyse, bu çerçevede hareket etmesi lazım.” SINIR ÖTESİ TEZKEREYE NE CEVAP VERECEKLER? İki lidere Irak ve Suriye’ye sınır ötesi tezkereye yönelik partilerinin alacağı tutum soruldu. Akşener şunları söyledi: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelen tüm tezkerelerle ilgili ekip kurarız. Daha evvel de söylemiştim. Bu konunun uzmanı arkadaşlarımız tartışırlar, rapor ortaya çıkarırlar. Sonra da milletvekili arkadaşlarımızla paylaşılır. Bu çalışmayı yaptırdık ve o raporun sonucunda eleştirilerimiz baki kalmak kaydıyla evet oyu vereceğimizi buradan ifade etmek isterim.” CHP lideri Kılıçdaroğlu ise soruyu, “MYK’da bu konuyu ayrıntılı görüşüp kararımızı Parlamento’da ifade edeceğiz” şeklinde yanıtladı. “PERVİN BULDAN’IN SÖZLERİNİ İLK KEZ DUYDUK” Toplantıda HDP Eş Başkan Yardımcısı Pervin Buldan’ın “İktidarın parçası olacağız” açıklaması da soruldu. Akşener, “Ortada seçim yok. Siz şunu yapacaksınız diye parmak sallanıyor. Sayın Buldan’ın ne söylediğini bilmiyorum şu anda sizden duydum. Ama bizim gündemimizde böyle bir durum yoktur” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu ise, “Gerçekten ilk kez duydum. Millet İttifakı’nı nasıl bozacağız diye Cumhur İttifakı’nda arayış olduğunu biliyorum. Bizim tek güvencimiz milletimiz” dedi. “İMAMOĞLU’NA BEN İZİN VERDİM” Son olarak CHP liderine son günlerdeki açıklamaları üzerinden, “Aday olacak mısınız?” sorusu ve adaylık yolunda İmamoğlu ile aralarında bir yarış olup olmadığı soruldu. İBB Başkanı’nın Diyarbakır ziyareti Kılıçdaroğlu’na meydan okuduğu şeklinde yorumlanmıştı. CHP lideri, “İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili bana gelmiş bir talep yok. Ayrıca (Diyarbakır’a) giderken de benden izin aldı” diye konuştu.

2 yıl önce

Soros'un oğlundan Kavala çağrısı: Haksız yere hapsedildi

Gezi olayları ile bağlantılı suçlamalar nedeniyle 18 Ekim 2017’de gözaltına alınan ve 1 Kasım 2017’de tutuklanan Osman Kavala, 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 18 Şubat 2020’de beraat ve tahliyesine karar vermesi sonrası aynı gün 15 Temmuz darbe girişimi davasından gözaltına alındı. Kavala, Silivri Cezaevi’nden çıkmadan "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla tekrar tutuklandı. Kavala'nın tutuklanmasının yıl dönümünde aralarında ABD, Almanya ve Fransa'nın da yer aldığı 10 ülkenin büyükelçisi, görev sınırlarını aşıp Türkiye’ye parmak sallama cüretinde bulundu. Bağımsız yargının kararını yok sayıp 'casusluktan' tutuklu Kavala'nın 'derhal' serbest bırakılmasını isteyen diplomatların tavrı sert tepkilere neden oldu. SOROS'UN OĞLUNDAN "KAVALA SERBEST BIRAKILSIN" ÇAĞRISI Büyükelçilerden cesaret alan Kavala'nın yakın çalışma arkadaşı George Soros'un oğlu Alexander Soros da sosyal medya hesabından "Kavala Serbest bırakılsın" çağrısı yaptı. Kavala'yı Türk hayırsever olarak nitelendiren Soros, "İnsan hakları aktivisti Osman Kavala, yaklaşık dört yıldır haksız yere hapsedildi." dedi. Alexander Soros, Kavala'nın Türkiye yöneticisi olduğu Açık Toplum Vakfı'nın Başkan Yardımcılığı görevini yapıyor. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: SOROS NE İSE KAVALA O Öte yandan geçtiğimiz günlerde gelişmelere ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kavala'nın tahliyesini isteyen 10 batılı ülke elçisine sert tepki göstermiş ve "Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise, Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalışıyor" demişti.

2 yıl önce

HDP’den İYİ Parti ve CHP’ye çağrı: Gizli ittifak istemiyoruz

Başını CHP ve İYİ Parti'nin çektiği Millet İttifakı üyesi siyasi partilerin gizleme çabalarına rağmen, HDP'den 'gizli ittifak yapmayacağız' açıklamaları gelmeye devam ediyor. "GİZLİ SENARYOLARDA YOKUZ" Antalya'da konuşan HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, "Seçimlerde ne yapacağımızı açıkladık. Kapı arkasında gizli senaryolar içinde yokuz biz" dedi. "KİMSE DESTEK BEKLEMESİN" Daha önce HDP'li Pervin Buldan, "Bundan sonraki süreçte kimse bizden aynı tavrı beklemesin" diyerek 31 Mart yerel seçimlerindeki gibi destek vermeyeceklerini söylemişti. "KAPIMIZ MUHALEFETE AÇIK" Buldan, bir başka konuşmasında ise "Artık kimse kapalı kapılar ardında HDP ile ittifak görüşmeleri yapmayacak, yapamayacak. Açık bir ittifak için kapımız bütün muhalefet partilerine açıktır" demişti.

2 yıl önce

BM'den iklim kriziyle mücadele çağrısı: Yok Oluşu Seçme

Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı (UNDP), petrol ve kömür gibi fosil yakıtların insanlar ve çevreye yönelik etkilerine dikkati çekmek için "Yok Oluşu Seçme" kampanyasını başlattı. Kampanya kapsamında hazırlanan kısa videoda, nesli tükenen bir dinozor, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşma yaparak fosil yakıtlardan uzak durulması ve "yok oluşun seçilmemesi" çağrısı yapıyor. UNDP tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yoksul ülkelere iklim kriziyle mücadele için gereken her 1 dolara karşılık, fosil yakıtların finansmanına 4 dolar harcanıyor. Gelişmekte olan ülkelerin iklim kriziyle mücadelesine yardım için gereken finansmanın 4 katı olan 423 milyar dolar, her yıl fosil yakıtları sübvanse etmek için kullanılıyor. BM, gelişmekte olan ülkelere iklim kriziyle mücadele için her yıl 100 milyar dolar finansman sağlanması çağrısı yapıyor. Araştırmada, fosil yakıtlara ayrılan para ile herkese Kovid-19 aşısı yapılabileceğine ya da dünyada aşırı yoksulluğun ortadan kaldırılabileceğine dikkat çekiliyor. Uluslararası Para Fonuna (IMF) göre, fosil yakıtların çevreye olan maliyeti de göz önünde bulundurulduğunda rakam 6 trilyon dolara çıkıyor. Araştırmaya göre, fosil yakıtlara ayrılan bu fonlar iklim kriziyle mücadeleyi engellemekle kalmayıp sosyal eşitsizliği de derinleştiriyor. Gelişmekte olan ülkelerde, fosil yakıtlar için harcanan kamu kaynaklarının yaklaşık yarısı ise nüfusun en zengin yüzde 20'sine fayda sağlıyor. 2015'te varılan Paris İklim Anlaşması'na göre, ikim değişikliğiyle mücadele için küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması hatta 1,5 derece ile sınırlandırılması gerekiyor. BM Çevre Programının (UNEP) son raporuna göre ise 2050'ye kadar sıfır karbon hedefine ulaşılması için verilen mevcut taahhütler, iklim felaketinin önlenebilmesi için yeterli bulunmuyor. Paris İklim Anlaşması'na taraf ülkelerin mevcut taahhütleri ile dünya 2,7 santigrat derecelik sıcaklık artışına doğru ilerliyor. Uzmanlara göre, küresel sıcaklık artışının 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılabilmesi için sera gazı emisyonlarının 2030'a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor.

2 yıl önce

Diyarbakır annelerinden çocuklarına "teslim ol" çağrısı

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin, 3 Eylül 2019'da başlattığı evlat nöbeti 790'ıncı gününde sürüyor. Ellerinde çocuklarının fotoğrafı ile bekleyişini sürdüren annelerden Ayten Elhaman, oğlu Bayram'dan 4 yıldır haber alamadığını söyledi. Evlatlarının ellerinden alındığını ifade eden Elhaman, "Doğru yoldayız. Evladımızı kaybettiğimiz yerde arıyoruz. Oğlum Bayram gel, burada güçlü devletimiz var. Kaçıp, gelin." dedi. Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden Diyarbakır'a gelerek, 6 yıl önce 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Roşhat için eylem yapan Necibe Çiftçi de çocuğuna kavuşmak istediğini belirtti. Çiftçi, "İçimiz yanıyor, içimiz parçalanıyor. Duygularımız çocuklarımızla beraber. Çocuklarımız rüyalarımıza giriyor." diye konuştu. Oğluna seslenen Çiftçi, "Oğlum Roşhat ya öleceksin ya da döneceksin, yeter artık dön." ifadesini kullandı.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 37 38