09 Mayıs Perşembe 2024
3 yıl önce

Dünya Bankası: Türkiye, salgını nispeten daha hızlı kontrol altına aldı

dünya bankası, Türkiye, covid 19, kontrol altında

3 yıl önce

Merkez Bankası'nda görev değişikliği: TCMB'nin yeni başkanı Naci Ağbal oldu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal görevinden alınarak, yerine Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal getirildi

3 yıl önce

Merkez Bankası, CHP’nin şova çevirdiği ‘128 milyar dolar nerede’ sorusunun cevabını vermeye hazırlanıyor

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, CHP'nin Merkez Bankası rezervleri üzerinden başlattığı '128 milyar nerede' tartışmasını 'şov malzemesine' çevirdiğini savunarak, "Belli ki, algı operasyonlarıyla karalama kampanyasına devam edecekler. Tabii, AK Partililerin ilk baştaki sessizliği de onların işine yaradı. CHP'liler yalan yanlış bilgilerle kamuoyu oluşturmaya başladıklarında, AK Parti'den birileri çıkıp işin aslını anlatsaydı, meseleyi bu kadar köpürtebilirler miydi? Bence, hayır…" dedi. 'YİNE DE ÇOK GEÇ SAYILMAZ' Güngör, bugünkü yazısında "Maalesef, bu konunun 'öyle değil, böyle' şeklindeki açıklaması da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a düştü. O açıklamalardan sonra AK Partililer topa girmeye başladı. Halbuki devlette devamlılık esastır. İlgili bürokratlar o dönemde çıkıp işin aslını anlatabilirdi. Yapmadılar! Neyse yine de çok geç sayılmaz. Öğrendiğime göre, meselenin sahibi Merkez Bankası bu konuda bir hazırlık yapıyor. Enflasyon Raporu toplantısının ardından rezervlerdeki azalmanın nedenini, paranın nerelerde kullanıldığını, muhalefetin iddia ettiği gibi bir durumun olmadığını kamuoyuna anlatacaklarını duydum. Bu son derece yerinde bir karar…" ifadelerini kullandı. 'MUHALEFETİN YAPMAYA ÇALIŞTIĞI SİYASİ ŞOVLARDAN ÖTE BİR DURUM VAR' Güngör ayrıca, "Zira muhalefetin şu anda yapmaya çalıştığı siyasi şovlardan öte bir durum var. 91 yıllık devletin kurumunu, hem de attığı adımların hepsi internet sitesinde yer alan, şeffaf, belki de Türkiye'de kurumsal yapısı en köklü ve oturmuş bir mekanizmayı sokaklara afişler asarak, siyasete sakız ederek yıpratmaya çalışıyorlar" dedi.

3 yıl önce

Bakan Elvan'dan Merkez Bankası 128 milyar dolar açıklaması

* (Rezerv tartışması hakkında) Merkez Bankası Başkanımız teknik açıklama yaptı. Merkez Bankası'nın 2006'dan bu yana enflasyon hedeflemesi rejimini kullanıyor. Kısa vadeli faiz oranı temel politika amacı olarak belirlendi. Merkez Bankası bu rejim çerçevesinde finansal istikrarı sağlamak için 2 türlü enstrümanı kullanmak zorunda. Zorunlu karşılıklar ve döviz alım satım işlemleri... Geçmişteki alım satım işlemlerinde de 2 yaklaşım görüyoruz. Döviz alım satım ihaleleri ve doğrudan döviz alım müdahaleleri... Döviz alım satım ihalelerinde önceden açıklanmak koşuluyla ihale gerçekleşiyor. Ne kadarlık alım satım gerçekleştiği paylaşılıyor. İkincisi Merkez Bankası olağanüstü bir durumla karşı karşıya kalınca doğrudan alım satım müdahalesi yapıyor. 15 gün sonrasında ne kadar alım satım yapıldığını paylaşıyor.   * Bu yöntemlere ilave 2017'den itibaren Hazine Müsteşarlığı ve MB arasında protokol imzalanıyor. Bu protokol yasal mıdır. Türk parasının dolaşımı ve istikrarı için politikaları Merkez Bankası'yla birlikte oluşturmak ve uygulamak. Yetki verilmiş yasal olarak. Merkez Bankası kanununun 4. maddesinde Hükümetle birlikte Türk Lirasının iç dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak, yabancı paralar ile altın karşısındaki tespit için kur rejimini belirlemek. TL'nin değerinin belirlenmesi için dövizin alım ve satımı, TL ile değişimi, bankanın temel görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. İşlemler tamamen yasaldır. Yasalara aykırı durum söz konusu değildir.  * Merkez Bankası Başkanımız açıkladı. Ama biraz detaylara girmek istiyorum. Süreç nasıl işlemiştir... Hazine hesapları üzerinden döviz alım satım işlemi MB tarafından gerçekleştirilmiştir. Bir muhabir banka aracılığıyla alım satım işlemlerini elektronik platformda gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu platformda yerli yabancı piyasa yapıcı bankalar yer alıyor. Herhangi bir şahıs yok. Bir diğer soru, peki bu döviz alım satım işleminde taraflar birbirini biliyor mu? Hayır kesinlikle bilmiyorlar. Kimin ne kadar aldığını karşı taraf bilmiyor. İşlem tamamlanınca görüyorsunuz.  * Bankalar elektronik işlem platformunda bir TL likiditesi söz konusu oluyor MB'de. Bunu da görebiliyorsunuz. Günlük olarak rahat bir şekilde görebiliyorsunuz. Ne kadarlık döviz alım satımı yapılmış bunların hepsini görüyorsunuz. Bunun örnekleri de var. Böyle ülkeler var. Özellikle Uzak Doğu başta olmak üzere var. Kasım ayından bugüne döviz alım gerçekleştirmesi söz konusu olmadı zaten. MB kayıtlarında zaten tüm bunlar yer alıyor. Bu yöntemi tartışabilirsiniz ama kimseyi yolsuzlukla suçlayamazsınız. Bir yolsuzluk yapması söz konusu değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından talimat verildiği gibi iftiralar yer alıyor. Usulsüzlük yapıldığı şeklinde yaklaşımlar doğru değil. Elbette tartışabilirsiniz ancak yolsuzlukla suçlayamazsınız.  * (Döviz işlemlerine ilişkin veriler hakkında) Merkez Bankamızın uygulamalarında şunu görüyoruz. Döviz alım satım müdahalelerinin kamuoyuna açıklandığını görüyoruz. Geçmişe yönelik swap verilerinin yayınlandığını görüyoruz. Özellikle bilgi kirliliği söz konusu, siyasi malzeme olarak kullanılması söz konusu. Bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından bu verilerin yayınlanmasında fayda görüyorum. Takdir Merkez Bankası'nın.  * Kullandığınız her kelime her cümle yatırımcılar tarafından doğrudan karşılık bulabiliyor. Ülke riskine yönelik değişik algılara yol açabiliyor. Büyük özen ve hassasiyet gösterdim. MB bağımsızlığına müdahale edici kavram ve söylem içinde olmadım. Bu meseleyi de değerlendirdiğimde şunu düşündüm. Merkez Bankası gerçek sahibidir bu işin. Merkez Bankası açıklama yapmadan benim açıklama yapmamın Merkez Bankası'nın bağımsızlığı üzerinde gölge oluşturur diye açıklama yapmak istemedim.  * Yöntemler özet olarak elbette konuşup tartışabilirsiniz. Yapılmasaydı ne tür durumlarla karşı karşıya kalırdık bunları da konuşmak lazım. Yolsuzluk söz konusu değil, gelen para swap üzerinden bankalara kullandırılmıştır.  * (Dünya ekonomisi hakkında) Pandemi tüm dünya ekonomilerini sarstı. Sürece baktığımızda tüm ülkelerin sorunlar yaşadığını görüyoruz. Çok yüksek oranda borçlanmaların gerçekleştiğini görüyoruz. Toplam borç 24 trilyon dolar artıyor. Kamu maliyesinde 16 trilyon dolarlık harcama görüyoruz. Dünyada bazı şeylerin bu süreçte farkına varıldı. Tedarikteki kopukluklar, emtia fiyatlarındaki artış... Pek çok konuşulmayan konu ortaya çıktı. Güçlü bir büyüme bekliyoruz. Türkiye'ye pozitif yansıması olacak. Aşılamaya bağlı olarak covid sürecini gözlemleyeceğiz. Dünya çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldı. Borçlanmada, bütçe açıklarında tüm ülkeler önümüzdeki yıllarla bunlarla mücadele edecek.  * Ülkelerin genel anlamda borçlanmaları söz konusu. Ciddi sorunların ortaya çıkacağını düşünüyorum. Tedarik sorunları artık özellikle tedarik zincirlerinde bölgesel tedarik noktalarının oluşması gerektiğini gösterdi. Çin, Uzak Doğu merkez değil de çok merkezli tedarik noktaları kurulmalı. Türkiye önemli konuma sahip. Güçlü bir altyapıya sahip. Bu sorunların giderilmesi ülkelerin tek alacağı kararlardan oluşmuyor. Uluslararası işbirliği, bölgesel birliktelikler, birlikte hareket etmeli ve ortak kararlar alınmalıdır.  * Hükümet olarak sürdürebilir hareket etmeye çalıştık. Uyguladık, uygulamaya devam ediyoruz. Sağlıklı ve nitelikli büyümeyle sağlanır. Enflasyona yol açmayan, hane halkında aşırı bir borçlanmaya neden olmayan, istihdam, yatırım, üretimin arttığı bir ortam aslında sağlıklı büyümeyi ifade eder. Sağlıklı büyüme hangi oranda gerçekleştiğinden çok sürdürülebilir olması önemli. Temel problem büyümenin finansmanında yatırıyor. İç tasarruflarımız yatırımlarımız için yeterli değil. Bu da cari açıkla karşımıza çıkıyor. Dış tasarrufların akışında aksaklık olduğunda kurlarda oynaklık görüyorsunuz. Bu oynaklık enflasyona baskı yapıyor. 2020'ye gelince. 2020'de G20 ülkelerinde 1,8 rakamıyla Çin'le birlikte büyüyen tek ülkeyiz. 2. çeyrekten itibaren iç talepte canlılık oluştu.  * 2020 zor bir yıl oldu. 2021'e bakınca iktisadi faaliyetler canlı başladı. İhracat potansiyelimiz iyi gidiyor. Ocak-Mart döneminde 50 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. İlk çeyrekte öncü göstergelere baktığımızda yüzde 5,0 civarı bir büyüme öngörüyoruz. İkinci çeyrekte baz etkisiyle çift rakamlı bir büyüme söz konusu olacak. 2021'in büyüme açısından daha olumlu yıl olacağını düşünüyoruz. Kontrollü ılımlı yaklaşımda da hareket etmeliyiz. 

2 yıl önce

Merkez Bankası Başkanı'ndan faiz değerlendirmesi

Kavcıoğlu'nun mesajlarından satır başları şöyle: "Son dönemde aşılamaya dair olumlu gelişmeler, turizm başta olmak üzere salgından olumsuz etkilenen sektörlerde iktisadi faaliyetin normale dönmesine ve cari dengedeki süregelen iyileşmeye önemli ölçüde katkıda bulunacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve 2023 yılında orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşmiş ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edeceğiz. Piyasalardaki haklı bir gerekçeye dayanmayan erken gevşeme beklentilerinin tümüyle ortadan kalkması gerekiyor. Merkez Bankası kanunla kendisine verilmiş fiyat istikrarı amacına bağlıdır."

2 yıl önce

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, haftalık gösterge repo faizinde piyasa beklentileri doğrultusunda değişikliğe gitmedi. TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi yüzde 19,00 olarak kaldı. MERKEZ BANKASI TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMADA ŞU İFADELER YER ALDI; Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla beraber, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.  Yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. İkinci çeyrekte, salgın kısıtlamalarına ve finansal koşullardaki sıkılaşmaya bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın etkisiyle krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte, kredilerin seyri ve kompozisyonu makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir. Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, kredilerdeki yavaşlama, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasının cari işlemler dengesinde başlayan iyileşmeyi hızlandırması beklenmektedir.  Son dönemde ithalat fiyatları kaynaklı maliyet unsurlarının yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.  TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.  Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. "TEMMUZDA MERKEZ BANKASI 100 BAZ PUAN FAİZ İNDİRİMİ YAPAR" İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sefer Şener, CNN Türk'te Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendirdi;  Merkez Bankası beklentileri karşılamış oldu. Piyasanın beklentisi de bu yöndeydi. Bunu gerektirecek birkaç sebep var baktığınızda. Dün açıklanan FED'in faiz kararı. Önceki günlerde açıklanan ECB'nin faiz kararları çok etkili. Çünkü dünyanın tamamında hem enflasyon yükseliyor. Hem de faizler yükseliyor. Merkez Bankası'nın enflasyona vurgu yapması çok önemli. Mayıs ayı enflasyonu 16,59 geldi. İlk defa düşüş eğilimine geçmişti. Merkez Bankası'nın bir sözü çok önemli. O da enflasyonda kalıcı emareler görünene kadar yani düşüşe dair... O zaman faiz düşüşleri gündeme gelir. Merkez Bankası'nın bu kararı almasında 2 etken var. Biri enflasyon etkisi diğeri ise küresel piyasalardaki gelişmeler. Enflasyon noktasında beklenti anketinin 14.50'lerde olması oradaki yıl sonu beklentisinin 15'e yakın bir enflasyonu öngörmesi gerçekleşenin de 16,59 olması önümüzdeki aylarda Merkez Bankası'nın bir faiz indirimine gideceğini görüyoruz. Eğer haziran ayı enflasyon rakamı da mayıstaki gibi ya da biraz daha altında çıkarsa temmuzda Merkez Bankası 100 baz puan faiz indirimi yapacak. Enflasyon önemli Merkez Bankası açısından. Merkez Bankası'nın taahhüdü var. Çünkü Merkez Bankası ben beklenen enflasyonun üzerinde bir reel politika faizi vereceğim diyor. Piyasalara güvence olarak verdi. Bu sözüne devam etmesi gerekiyor. Sözünü Merkez Bankası tutuyor. Enflasyonda kalıcı iyileşmeye kadar değişikliğe Merkez Bankası gitmeyecektir. (Kredilerle ilgili) Tabii faizlerden en çok etkilenen KOBİ ve işletmelerimiz. İş dünyasının talebi faizlerin düşük olması. İş dünyası finansmana erişelim, yatırımlarımızı ve istihdamı artıralım diyorlar. Kredilerde çok yoğun artış yok. Ilımlı artışın devam etmesi gelecek açısından önemli. Şunu diyor Merkez Bankası bu sıkılaştırma devam ettiği için krediler çok hızlı artmıyor. Bundan sonraki süreçte de sıkılaştırma ne zaman gevşetilir, faiz indirimi gelirse o zaman kredilerde artış göreceğiz. Sadece kurum değil bireysel kredilerde de. Merkez Bankası'nın faiz kararı hem tüketici kredilerini hem de işletmelerin finansal kredilerini etkiliyor. Rakamlar olumlu olduğu için son dönemde Merkez Bankası faiz düşüşüyle desteklerse büyüme, cari açıkla ilgili işletmelerin olumlu rakamları konuştuğu döneme gireceğiz.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Merkez Bankası rezervlerimiz şu an 109 milyar dolar seviyesindedir.”

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: Değerli il başkanlarımız, kıymetli belediye başkanlarımız, değerli yol arkadaşlarım sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kuruluşundan bugüne partimizde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. AK Parti geçtiğimiz 20 yılda kazandırdığı eserlerle vatanın her karışına damgasını vurmuş bir partidir. Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamının 3 katı 5 katı 10 katı hizmetlerle Türkiye'ye çağ atlattık. Herkesle savaşa savaşa milli iradenin üstünlüğünü kabul ettirdik. Bugün Türkiye egemenlik haklarını gerçek anlamda kullanabilen az sayıda ülkelerden biridir. Biz ülke olarak önümüze çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmenin çabası içindeyiz. Bu özgüvenin gerisinde 19 yıllık iktidarımızda ülkemize kurduğumuz sağlam altyapı vardır. Salgın döneminde bu altyapının önemini hep birlikte tecrübe ettik. Bazen birileri karşımıza çıkıp 19 yılda ne yaptınız diyecek cüreti gösterebiliyorlar. Yalan ve iftiranın ötesinde olan bu tür ithamlara karşı vereceğimiz en güzel cevap 19 yılda yaptıklarımızı anlatmaktır. Türkiye'nin yıllık ortalama büyüme oranını yüzde 1'in altından aldık, yüzde 5.1 seviyesine getirdik. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, geçtiğimiz yılı 170 milyar dolarla kapattık. Bu yıl inşallah 20 milyar doların üzerine çıkarmış olacağız. Merkez Bankası rezervlerimiz şu an itibariyle 109 milyar dolar seviyesindedir. Önümüzdeki, günlerde 115 milyar doların üzerine çıkacak. "SÜREKLİ VİZYON GENİŞLETİYORUZ" Bir miktar düşen milli gelirimizi inşallah en kısa zamanda trilyon doların üzerine çıkaracağız. Türkiye son 19 yılda 9 milyon vatandaşına iş bulmuş, istihdamını 9 milyon artırmış bir ülkedir. Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında en düşük kamu ve özel sektör borçlanması oranına sahip devletlerden biridir. Geleceği ipotek altında olmayan bir ülke sıfatıyla sürekli vizyon genişletiyoruz. Yaşadığımız afetlerin ve benzeri krizlerin süratle üstesinden gelebiliyor, başkaları gibi ciddi savrulmalarla karşılaşmıyoruz. Ülkemize kazandırdığımız hizmetlere geçmek istiyorum. Eğitimde 2002 yılında bütçemiz 10,3 milyar lira iken 2021 bütçemiz 2 bin 12 milyar liraya ulaştı. Bugüne kadar 693 bin yeni öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Eğitim kademelerini 4+4+4 yaparak zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardık. 44 farklı ülkede 349 okul, yüksek öğretim kurumu, 42 yurt ile eğitim öğretim faaliyetleri yürütüyoruz. Sağlıkta hastane yatak sayımızı 164 binden 255 binin üzerine çıkardık. Hizmete aldığımız toplamda 22 bin 604 yatak kapasiteli 17 şehir hastanemizle hizmet kalitesini artırdık. 13 şehir hastanemizin inşası sürüyor. Gençlik merkezi sayımızı 9'dan 376'ya çıkardık. Yükseköğrenim yurtlarındaki yatak kapasitemiz 717 bine ulaştı. Aile ve sosyal hizmetlerde son 19 yılda toplam 431 milyar lira tutarında sosyal yardım yaptık. 360 sosyal hizmet merkezini hizmete açtık. Çalışma ve sosyal güvenlikte 2002'de 184 lira olan asgari ücret bugün 2 bin 825 liraya ulaştı.  "25 GERİ GÖNDERME MERKEZİ OLUŞTURDUK" Mahalli irade sistemimizi güçlendirmenin yanında daha katılımcı bir yapıya kavuşturduk. Vatandaş-muhtar işbirliği için muhtar bilgi sistemini kurduk. Göç dalgaları için 16 bin kişi kapasiteli 25 geri gönderme merkezi oluşturduk. Gönüllü Suriyeli sayısı 455 bini geçmiştir. Güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok ettik. Karayolu tünel sayımız 83'ten 447 adede, tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 617 kilometreye ulaştı. İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu yatırımlarıyla karayolu yolculuğunun standartlarını yükselttik. Marmara Bölgemizi otoyolla sarmış olacağız. Bu yatırımlar gelecek nesillere miras bırakacağımız eserlerimiz olacaktır. 11 bin 590 kilometre uzunluğundaki demir yollarımızı neredeyse tümüyle yeniledik. Havayollarında 26'dan devraldığımız havalimanı sayımızı 56'ya çıkardık. İstanbul Havalimanı'nı hizmete sunduk. Yat bağlama kapasitemiz 8 bin 500'e 18 bin 545'e çıktı.  Çevre ve şehircilikte son 19 yılda atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu yüzde 35'ten yüzde 90'a ulaştı. 79 ilde 369 adet millet bahçesi projesini hayata geçirmek için kolları sıvadık. 76 adedini tamamladık. TOKİ eliyle 1 milyon 100 bin konut ürettik. Son 19 yılda çiftçilerimize 165 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Orman varlığımızı 22,900 milyon hektara çıkardık. Savunma sanayi projelerimizin bütçesi 75 milyar dolar dolara ulaştı. Sanayi ve teknolojide organize sanayi bölge sayısını 325'e çıkardık. 79 teknopark kurduk. Milli uzay programımızı belirledik. 2023 yılında kendi otomobilimizi yollarda göreceğiz. Enerjide toplam kurulu gücümüzü 98 bin 162 megavata yükselttik. TANAP'ı ve Türk Akımı'nı tamamladık. Karadeniz-Sakarya havzasında Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküp toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik. Restore edilen eser sayımız 46'dan 5 bin 548'e yükseldi. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar sayesinde dünyada mağdurların, kimsesizlerin yanında olduk. "EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 5 BİN 700 LİRAYA YÜKSELDİ" Dün imzalanan kamu çalışanlarına yönelik toplu sözleşmenin ülkemize ve kamu çalışanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Gerek bakanımızı, gerek bu noktada Memur-Sen tarafını, tüm işçi ve memur kesimini, 2022-2023 yılları için memur maaşlarındaki artış oranı ortalama yüzde 31,2 ve miktar olarak 1352 lira olarak gerçekleşmiştir. En düşük memur maaşı 4 bin 348 liradan 5 bin 700 liraya yükselmiştir. 1000 yıldır vatanımız, özellikle birçok çilelerden geçti. Biz de korumak için, nice fedakarlıklar yaptığımız bir coğrafyada bulunuyoruz. Anadolu'nun kapılarını milletimize sonuna kadar açtığımız Malazgirt'ten İstiklal Harbi'ne kadar nice önemli hadisenin yıl dönümü Ağustos ayı içindedir. "ORMANLARIMIZIN KÜLLERİNDEN DOĞDUĞUNU GÖRECEĞİZ" Son dönemde yaşadıklarımızı sizler de görüyorsunuz. Güneyimiz orman yangınlarıyla kavruldu, kuzeyimizde sel felaketleriyle boğuşuyoruz. Bu afetler sadece ülkemize mahsus değildir. Yangınların bir kısmında PKK terör örgütünün sabotajı olsa da afetle karşı karşıya olduğumuz gerçektir. Bu devlet güçlü, bu millet güçlü ve biz bunu başaracağız. Yanan evleri yeniden yapacak, adeta küllerinden ormanlarımızın doğduğunu göreceğiz. Tarım ve hayvancılık zararlarını karşılayacağız.  Görev alan tüm Bakan arkadaşlarımın hepsini kutluyorum. Şu anda da yine dün günübirlik buraya geldiler ve hemen ardından hemen şehirlere gittiler. Bu hafta da bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Çünkü işimiz var, bunları bitireceğiz. Dün MKYK'ya planlamamızı yaptık, geniş ölçekli bir heyetle arkadaşlarımız Karadeniz ve güneyde çalışma yapmak üzere görevlendirmeleri dün gerçekleştirdik. Arkadaşlar bunu diğerlerinde görmek zor. Bizim kadrolarımız bunu yapıyorsa bunun bir sebebi var. Bu bir iman işidir, inanç işidir. Süratle bütün caddeler, sokaklar, her yer şu anda temizleniyor. Alt yapı çalışmalarımız devam ediyor. Dağların tepelerine helikopterlerle jeneratörler indirildi. Bunlar yapıldı. Bu iktidar bunları halletti. Muhalefet ne der, ne demez, yok. Allah ne der. Biz buna baktık ve bunu yaptık. Biz engel tanımıyorduk, bu imkanlar elimizde olduğuna göre bunu yapmak da bizim görevimizdi. Ve hala da hiç aksatmadan, bir yerde su mu kesildi? Hemen oraya anında su ulaştırıldı.  Her fırsatta 2023'ün önemine işaret etmemizin sebebi işte budur. 2023 Haziranına kadar gece gündüz çalışmamız gerekiyor. Önce kendi içimizde birliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmeli, milletimizin tamamının gönlünü kazanacak şekilde hep sahada olmalıyız. Yarın Ahlat'a gidiyoruz, Malazgirt, gidiyoruz, oralardayız. Devlet beyle beraber törenlerimizi yapacağız ve Malazgirt'teki halkla buluşmamızda ve ondan sonraki programımızla birlikte dönecek ve döndükten sonra Doğu Karadeniz'den programlarımızı devam ettireceğiz. Hem felaketten kalan nedir, Artvin'de durum nedir? Bunları yerinde görelim diyoruz. İkizdere Tüneli'nin de açılışlarını yapacağız. Yapılan bu güzel yatırımların da açılışlarını yapmak suretiyle yola devam edelim istiyoruz. Bartın, Sinop, Kastamonu, buraları şöyle bir yerinde heyetlerimizle dolaşacağız. Antalya, Muğla ve planladığımız gibi buraları dolaşacağız. Sembolik olarak bitirilen evler var, belki bu evlerin açılışlarını yapacağız. Kendimiz ve evlatlarımızın geleceği için bu süreci başarıyla neticelendirmemiz gerekiyor. Bu imtihanı da alnımızın akıyla vereceğiz. 

2 yıl önce

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran: Güven artışı başladı

ENDİŞELER YATIŞTI Aran, şu değerlendirmelerde bulundu: "Çünkü mart ve nisan ayları, her şeyin çok hızlı değiştiği bir dönemdi. O günden bugüne ekonomi politikası yönetimi açısından büyük bir değişikliğin olmadığı, sıkı para politikasının korunması suretiyle risklerin yönetilmesinin amaçlandığı bir dönem yaşadık. Buna aşılama konusundaki olumlu gelişmeler de eşlik etti. Yatırımcı; ekonomik parametrelere bakan, enflasyonda düşüş eğilimi görmeden faiz oranlarını indirmeyen bir Merkez Bankası olduğunu hissetti. 'Merkez Bankası Başkanı değişince acaba para politikasında bir gevşeme olur mu' endişesi yatıştı. Bu önemli bir test süreciydi, bu süreçten geçer not aldığımızı düşünüyorum. Dolayısıyla ben bir güven artışı olduğunu ve ilk adımın gerçekleşmeye başladığını görüyorum. Burada sabırlı duruşun devam etmesi çok önemli." ENFLASYON DÜŞECEK Aran, şu yorumlarda bulundu: "Mevcut duruşumuz bozulmaz devam ederse baz etkisinin de katkısıyla enflasyonu bu yılın sonunda yüzde 16, gelecek sene de yüzde 12-13 seviyelerinde görebiliriz. Beklemeden birtakım kararların alınması durumunda; o noktada artık kimse bir reçete veremez. Bu nedenle bu sınırlı iyileşme kıymetli. Bu fırsatı kaçırmamak gerekiyor." Sene başında, ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 3.5 büyüyeceğini öngördüklerini, bu öngörüyü en az yüzde 6 olacak şekilde revize ettiklerini belirten Aran, sene sonunda enflasyonun yüzde 16'ya ineceği beklentisinde olduklarına dikkat çekti. FAİZ İNDİRİMİ İMKANI Bunun Merkez Bankası'na faiz oranlarında indirim imkanı sağlayacağını vurgulayan Aran, "Piyasaların bunu fiyatladığını düşünüyorum. Sürpriz bir şey olmayacak. Bu şekilde faizin indirildiği, piyasayla çatışmayan ve faiz indiriminin kurlarda artışa neden olmadığı bir konjonktürün; hepimize moral vereceğini düşünüyorum. Yüksek faiz ortamından bankalar olarak bizler de şikayetçiyiz" ifadelerini kullandı. HEPİMİZİN MENFAATİ ÜLKENİN KAZANMASI Türkiye'de bir dönem üzerinde çok konuşulan yapısal reformlara dair konuşan Hakan Aran, şunları söyledi: "Politikalarda sabırlı tavır, yapısal reformlara da itibar kazandıracaktır. İzlenen politikaların sonuç vereceğine inanıyorum. Ülkenin kazanamadığı bir yerde, bireysel olarak kazanan birilerinin olacağını sanmıyorum. Hepimizin ortak menfaati, ülkenin kazanmasından geçiyor. Bunun için de her kurum öncelikle kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Zaten her kurum vazifesini layıkıyla yerine getirirse resim kendiliğinden tamamlanır. İş Bankası olarak bu konuda örnek bir davranış sergilediğimize inanıyorum." KRİPTO DÜZENLEMEDE ORTAK ÇALIŞABİLİRİZ Kripto paralara dair de görüşlerini aktaran Aran, bu alana çok hızlı bir şekilde düzenlemeler getirilmesi gerektiğini belirtti. Aran, "Bir banka genel müdürü olarak, mobil bankacılık uygulamalarını doğrudan kodlayan bir insan olarak bu dünyanın karşısında olmam elbette mümkün değil. Uyarı yapmam nedeniyle sanki bunun karşısındaymışım gibi bir algı oluşmasını istemem. Ama insanlar çok fazla düşünmeden, takım tutar gibi davranıyor. Güvenilir bir kurum olarak en azından müşteriyi sahipsiz bırakmamak adına, doğru şekilde ve mevcut düzenlemelerin elverdiği ölçüde bu alana girip, yatırımcıyı güvenli bir alana çekmenin sorumluluğunu hissediyorum. Otoriteyle beraber çalışarak düzenlemeyi peşi sıra getirebiliriz. Bizim için bu dünyada kuralların gerektirdiği şekilde yer almak, 2 aylık bir meseledir." İŞLER AÇILDI, SEKTÖREL GÜVEN YÜKSELDİ Sektörel güven endeksleri yükselişe geçti. Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi ağustosta geçen aya kıyasla, hizmet sektöründe yüzde 1.2, perakende ticaret sektöründe yüzde 0.6 ve inşaat sektöründe yüzde 7.1 arttı. Hizmet sektöründe son üç aylık dönemde iş durumu alt endeksi yüzde 3.6 artarak 116 oldu. Perakende ticaret sektöründe son üç aylık dönemde iş hacmi satışlar alt endeksi yüzde 7.9 artarak 121.3 oldu. İnşaatta ise alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi alt endeksi yüzde 5.4 artarak 83 oldu. Gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi de yüzde 8.5 yükselişle 101.8 değerini aldı. İmalat sanayii genelinde kapasite kullanım oranı da (KKO), ağustosta bir önceki aya göre 0.4 puan artarak yüzde 77.1 seviyesine yükseldi. Diğer taraftan Reel Kesim Güven Endeksi ise, ağustosta bir önceki aya göre 0.9 puan azalarak 113.9'a geriledi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10