06 Mayıs Pazartesi 2024
3 yıl önce

1 kolinin başında 8 CHP’li

Ne olmuştu? Coronavirüs nedeniyle ihtiyacı olan ailelere yardım kolisi dağıtmak isteyen CHP’nin bir koliyi yaklaşık 8 kişiyle birlikte ihtiyaç sahiplerine dağıtması sosyal medyada gündem oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin ve partililerin paylaştığı skandal fotoğraflara tepki yağdı.

3 yıl önce

Salgının başından bu yana İstanbul'da toplu taşıma tam bir fiyasko

İstanbul'da akşam saatlerinde toplu ulaşım araçları ve duraklarda yoğunluk yaşandı. Tüm Türkiye'ye uygulanacak olan 17 günlük tam kapanma sürecine 24 saat kala, İstanbul'da mesai bitimiyle birlikte duraklar doldu taştı. İftar telaşına kapılarak bir an önce evine gitmek isteyen vatandaşlar metrobüs, tramvay, metro duraklarında yoğunluğa sebep oldu. Durakta bekleyenler toplu taşıma araçlarına binmek için birbiriyle yarışırken, sosyal mesafe kuralı hiçe sayıldı.

3 yıl önce

Avrupa basını: Afrika’yı Türkiye’ye kaptırdık

İtalyanca ve İngilizce yayım yapan haber sitesi Inside Over, Türkiye'nin Afrika'daki etkinliğini artırdığına dair dikkat çeken bir yazı yayımladı. Yeni Şafak'ta yer alan haberde, "Türkiye Afrika Boynuzu'nu İtalya'dan nasıl devraldı?" başlıklı yayımlanan haberde İtalya'nın Afrika'yı Türkiye'ye kaptırdığı belirtildi. "OSMANLILAR ERDOĞAN LİDERLİĞİNDE YENİDEN KITADA" Ülkeler bazında Türkiye'nin yaptığı yatırımların sıralandığı haberde, "Osmanlılar, Akdeniz'i çevreleyen Arap limanlarından Sahel'e ve Afrika Boynuzu'ndan Ümit Burnu'na kadar inşa ettikleri kara kıtaya, Erdoğan liderliğindeki Türkiye ile yine girdi" ifadesi kullanıldı. "TÜRKİYE 2011'DEN BERİ DİKKAT ÇEKEN YATIRIMLAR YAPTI" Türkiye'nin kıtadaki yatırımlarından bahsedildiği yazıda, "Türkiye, ciddi bir kıtlık yılı olan 2011'den bu yana dikkat çekici ve yoğun bir şekilde yatırım yapmaya başladı ve sadece on yılda bir yüzyılı aşkın İtalya üstünlüğünü aşındırdı" denildi. AFRİKA BOYNUZU VE ÖNEMİ Afrika'nın Kuzeydoğusu'nda Somali, Cibuti, Etiyopya ve Eritre'nin yer aldığı bölgeye "Afrika Boynuzu" deniyor. Afrika Boynuzu, Avrupa ile Uzakdoğu'yu bağlayan deniz yoluna hakimiyeti nedeniyle siyasi ve ekonomik açıdan önemli bir konumda bulunuyor. Bu nedenle küresel ve bölgesel güçler Afrika Boynuzu'ndaki liman, askeri ve havalimanlarının işletmesini almak için rekabete girmiş durumda.

2 yıl önce

Oda TV terör devleti İsrail'in Gazze'de basın kuruluşlarının binasını bombalama haberini "13 katlı bina çöktü" başlığıyla verdi

Oda TV, işgalci İsrail'in bu vahşetini, "Gazze'de büyük patlama: 13 katlı bina böyle çöktü" başlığıyla servis etti. Gazze'de medya ofislerinin de içinde olduğu binanın bombalanmasını sanki bina kendi kendine yıkılmış gibi göstermeye çalıştı.

2 yıl önce

Babasını işyerine, hediyeler için göndermiş!

DW Türkçe’ye açıklamalarda bulunan eski AA muhabir Musab Turan, “Görüntülerde babamın elindekiler, bana gönderilmiş olan kargo sadece. PR ajanslarından gelen hediyeler gibi şeyler. Babamın o gün daha önceden ajansa gidip kargolarımı almış olması tamamen tesadüf. O gün babam hazır o tarafa geçerken 'Ben evden çalıştığım için gidemiyorum, sen giderken alabilir misin?' dedim. Güvenlik görevlisi de ofisten alıp indirdi, babama verdi. Bu kadar basit aslında. Benim not defterlerim, kendi özel eşyalarım ajanstaki çekmecemde duruyor. 1,5 yıldır evden çalıştığımız için gitmiyoruz da ajansa. Belki de benim çekmecelerdeki özel eşyalarımı da boşaltmışlardır. "Bak işte tamamen terk edilmiş" gibi göstermek için. Birileri bana kötülük yapmak istiyorsa, bunu da yapmış olabilirler diye endişelerim var” açıklamasında bulundu. Turan babası Ali Seydi Turan’ın kurucusu olduğunu öne sürdüğü AK Parti Sultanbeyi İlçe Teşkilatında 2010-2012 yılları arasında Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığını 2012 yılında Anadolu Ajansı’na girdiğini söyledi. Öte yandan Turan, çektiği videoyu sosyal medya hesabından paylaşarak kendisine destek veren Sedat Peker’e de teşekkür etti.

2 yıl önce

27 Mayıs iftiralarla geldi: O iftiracılar yine işbaşında

Darbeye giden süreç, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde başladı. 27 yıllık tek parti CHP’si ağır bir yenilgi alarak yönetimi, Demokrat Parti’ye Adnan Menderes ve arkadaşlarına bırakmak zorunda kaldı. Menderesle birlikte Türkiye’nin yükseliş dönemi başladı. İktidara geldiği ilk günden itibaren ekonomide liberal bir politika izleyen Menderes, serbest piyasa ekonomisine geçişe hız verdi. İthalata getirilen kısıtlamaları kalktı, enflasyon düştü, kredi faizleri düşürülerek özel sektörün önü açıldı. Tarımda makineleşme altın dönemi yaşadı. MİLLETİN DEĞERLERİ İLE BARIŞILDI Artan traktör sayısı ile toprağını daha işleyen çiftçinin mahsulü arttı. Türkiye yabancı sermaye ile de gerçek manada Menderes döneminde tanıştı. Yeni sanayi tesisleri ve bankaların da kurulduğu bu dönemde Türkiye’nin gayrisafi milli hasılası yılda ortalama yüzde 10’lara varan büyümeler yakaladı. Milletin değerleri ile kavgaya da bu dönemde son verildi. Arapça ezanı serbest bırakılması bu adımlardan birisi oldu. Eğitim, sağlık ve ulaştırma alanlarında da önemli icraatlara imza atarak halkın beğenisini topladı. Tüm bu adımlarla sarsılan vesayet odakları, yeniden iktidarını tesis etmek için 1950 ile 1960 yılı arasında defalarca girişimde bulundu. 10 yılda 11 cunta kuruldu, 6 müdahale girişiminde bulunuldu. SUİKAST GİBİ KAZA, PROVOKATİF GEZİLER Algı koalisyonunun yanı sıra bugün bile hala soru işaretleri barındıran meçhul girişimler yaşandı. Kıbrıs Antlaşması’nı imzalamak üzere Londra’ya giden Menderes ve heyetinin içinde bulunduğu uçak, 17 Şubat 1959’da iniş yaptığı sırada düştü. Menderes kazadan sağ kurtuldu. Ortam ısıtılırken İnönü, 1959 Nisan ayında “Büyük Taarruz” adı verilen ziyaretlere Uşak’ta provokasyonlarla başladı. CHP’ye yakın gazeteler ilde yaşanan olayları “İnönü’ye saldırı” diye lanse etti. Darbe hazırlıklarını hisseden Demokrat Parti 18 Nisan 1960’ta, CHP’nin seçim dışı yollar ile iktidara gelme çabasının araştırılması için Tahkikat Komisyonu kurulmasını istedi önerge kabul edildi. CHP lideri İsmet İnönü’nün “Şartlar tamam olduğu zaman ihtilal meşru bir haktır. Bu yolda devam ederseniz sizi ben de kurtaramam” ifadeleri 27 Mayıs’a giden yolun işaretlerinden biri oldu. ÖĞRENCİLER KULLANILDI Üniversiteler de kışkırtıldı. Ankara ve İstanbul’da öğrenci olayları başladı. DP hükümeti aleyhine gösteriler yapan üniversite öğrencileri, sokağa çıktı. “Yüzlerce öğrencinin öldüğü, kuyulara atıldığı, yakıldığı ve kıyma yapıldığı” yalanlarıyla gösterilerin şiddetlenmesi istendi. Şartlar olgunlaşınca dış destekli darbe için düğmeye basıldı. Türkiye, 27 Mayıs 1960 sabahı darbeye uyandı. 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, “DP’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıyla 27 Mayıs’ta sabaha karşı yönetime el koydu. Yassıada’daki yargılamalar, 14 Ekim 1960’ta başladı. Yargılamalar sonucunda Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de sabaha karşı, Adnan Menderes ise İmralı Adası’nda 17 Eylül 1961’de saat 13.21’de idam edildi. İftiralar hiç durmadı İktidara gelişi ile birlikte yerleşik bürokrasi ve yönetimin hedefi olan Menderes ve arkadaşları sistemli bir yıpratma politikasına karşı da mücadele verdi. “Ekonominin iflas ettiği” propagandasıyla halk karamsarlığa itilirken İsmet İnönü, “pahalılık, yokluk, kıtlık” gibi bugünü aratmayan ifadelerle hükümetlere yüklendi. Bununla yetinilmeyerek medya devreye sokuldu. Halkın, hükümete olan güvenini sarsmak için aslı olmayan yolsuzluk haberleri servis edildi. Darbeye giden süreçte “Menderes’in kasası yolsuzluk evrakı ve vesikalarla dolu”, “Polatkan’ın zimmetinde 4 milyon lira çıktı”, “Polatkan’a ait yolsuzluklar açıklandı” manşetleri atıldı. Bu yalanların hiçbiri ispat edilemezken, iftiralar darbe sonrasında da devam etti. Menderes ve parti yöneticilerinin, darbe sonrası 12 uçak dolusu altın mücevherat ve parayla kaçmaya çalışırken yakalandığı yalanı ortaya atıldı. Darbeden sonra da yalanların ardı arkası kesilmedi. Adnan Menderes’in devletin kilitli kasasında erotik resimler ve kadın külodu bulundurmakla suçlandı. Bu iddia Yassıada dosyalarına da girdi. Menderes’e sanatçı Ayhan Aydan üzerinden de bir çok iftira atıldı. “Bebek Davası” bu iftiralardan birisi oldu. Menderes, Aydan’ın karnındaki bebeği öldürtmekle suçlandı. Bebeğin doğum sırasında eceliyle öldüğü tespit edilince dava düştü. Menderes’in örtülü ödenekten usulsüz harcamalar yaptığı iddiaları da medyada çarşaf çarşaf işlendi. İsmet İnönü: Menderes’i asın! 27 Mayıs’a giden süreçte CHP ve lideri İsmet İnönü de aktif rol oynadı. Darbe hevesli askerlere zaman zaman görüşmeler yapan İnönü, Uşak gezisi gibi Menderes’i hedef alan düzmece olayların da merkezinde yer aldı. Menderes ve arkadaşlarının idamında İnönü’nün etkili olduğu, İnönü’nün bu konuda ABD ile pazarlıklar yürüttüğü MBK Genel Sekreteri Albay Mehmet Şükran Özkaya’nın arşivinden çıkan bir itirafla ortaya çıkmıştı. Özkaya 15 Ağustos 1961’de daktilo ettiği bir yazıda İnönü’nün duruşunu şöyle özetlemişti: “İnönü idamlara ilişkin, Yüksek Adalet Divanı’na iletmek üzere ABD, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya, İran ve Pakistan’dan idamların önlenmesine ilişkin yoğun baskı gördüklerini ifade eden bir yazıyı, MBK Başkanı Cemal Gürsel’e iletti. İletilen notun altında, ‘Diğerlerini ömür boyu hapis, Menderes, Zorlu, Polatkan’ın idamını onaylamanızı istirham ederim’ notu diğer sanıklardan Bayar ve arkadaşlarını idamdan kurtarmıştır.” Sivil ‘cumhur’a askeri reis 27 Mayıs’la birlikte üniformalı cumhurbaşkanlarının dönemi de başladı. İlk olarak parlamento dışından aday olabilme imkanı getirilerek askerlere yol açıldı. Ardından da 1961 Anayasası’nın yürürlükte kaldığı sürede 1961, 1965 ve 1973’te cumhurbaşkanı seçimleri yapıldı. Her üç seçimde de asker kökenli olan Cemal Gürsel, Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk cumhurbaşkanı seçildi. Ardından darbe ile gelen Kenan Evren de eklenince Türkiye tam 29 yıl boyunca asker Cumhurbaşkanları tarafından yönetildi. Vesayet kurumsallaştı Darbeden sonda atılan adımlar 27 Mayıs’ı askeri müdahalenin de ötesine taşıyarak ‘darbelerin anası’ haline getirdi. Cuntacıların ihdas ettiği yeni kurum ve kuruluşlar, vesayeti kurumsallaştırdı, bir ucu 15 Temmuz’a kadar uzanan darbe/girişimlere zemin hazırladı. Millet iradesinin tecelli ettiği yasama organı olan TBMM, darbecilerin kurduğu Cumhuriyet Senatosu ve Anayasa Mahkemesi ile vesayet altına alındı. Cumhuriyet Senatosu 1980 anayasası ile kaldırılsa da Anayasa Mahkemesi’nin bazı kararları hala tartışmalara yol açıyor. Çankaya krizleri Darbecilerin kurduğu vesayet sistemi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de tam bir krize dönüştürdü. 1961 seçimlerinde partilerin cumhurbaşkanlığı seçiminde aday göstermesi cuntacıların dayattığı protokolle yasaklanarak Cemal Gürsel, Çankaya’ya kuruldu. Seçimlerde aday olmak isteyenlerde zorla engellendi. Çankaya Köşkü için 1973 yılında yapılan seçimler o dönem ülkeyi gerdi. Görevi sona eren Cevdet Sunay koltuğunu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler’e bırakmak istedi. Gürler görevinden ayrıldı ve TBMM üyesi oldu, 13 Mart’ta seçim süreci başladı. Adalet Partisi (AP) ve DP, Gürler’in adaylığına karşı çıkarak kendi adaylarını gösterdi. Gürler’in karşısında AP’li üyelerce aday gösterilen Tekin Arıburun ve DP’li üyelerce aday gösterilen Ferruh Bozbeyli yer aldı. Arıburun ve Gürler, ilk altı turda seçilmek için gerekli oyu sağlayamayınca 21 Mart’ta adaylıktan çekildi. En çok oy alan iki adayın çekilmesi üzerine iki büyük parti, bir ara çözüm üzerinde anlaşarak görevdeki Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın görev süresini iki yıl uzatacak Anayasa değişikliği üzerinde anlaştı. Ancak bu değişiklik, Millet Meclisi ve Senato tarafından reddedildi. O dönemdeki partiler anlaşamayınca yeni bir aday arayışına girdiler. AP, CHP ve CGP Fahri Korutürk’ün adaylığı üzerinde anlaşma sağladı. Korutürk, 6 Nisan 1973’teki oturumda yapılan 15. tur oylamada Cumhurbaşkanı seçildi. 367 garabetinde 27 Mayıs izi 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri krizinin kökleri de 27 Mayıs darbesine dayanıyor. 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün seçilmesinden önce Türkiye’de, gergin ve tartışmalı günler ile 367 krizi yaşandı. Gül, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda, 357 oy aldı. CHP, oturuma 367 milletvekilinin katılmadığını gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 27 Mayıs ürünü bir kurum olan AYM seçimin ilk turunu iptal etmesi üzerine seçim yenilendi ancak Gül adaylıktan çekildi ve seçim sonuçsuz kaldı. Gül, 22 Temmuz 2007 milletvekili seçiminin ardından yapılan Anayasa değişikliği sonrasında, 28 Ağustos 2007’de yapılan seçimde üçüncü turda Cumhurbaşkanı seçildi. Mağdurlar için komisyon TBMM’de geçen yıl kabul edilen bir teklifle tarihe kara leke olarak geçen Yassıada yargılamaları yok hükmünde getirilirken, mağdurları için de komisyon kurularak hak arama yolu sağlanmıştı. 1960 darbe mağdurlarının zararlarının tazmini amacıyla Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan başkanlığında oluşturulan komisyona başvurular önceki gün sona erdi. Birkan, Komisyonun, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığından 346 bin 510 sayfa, TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığından ise 247 bin 168 sayfadan oluşan dijital belge temin ettiğini bildirdi. Birkan, “Karar vermeye elverişli hale getirilen dosyalar gündeme alınarak karar verme sürecine geçilecektir” dedi. Türkiye büyümesin diye düğmeye basıldı 1960 darbesine ilişkin çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Serhan Yücel, Batı’nın darbeye katkısını şu ifadelerle anlattı: “Türkiye, ekonomik açıdan Batı desteğini alamaması üzerine rotayı Sovyetler Birliği’ne çevirdi. Darbe olmasaydı Menderes, temmuz başında Sovyetler’e gidecekti. Bu tek başına darbenin sebebi değil ama bu gezi en tepedeki faktörlerden biri. Öte yandan Türkiye’nin dış dünyada söz sahibi olmaya başlaması, büyümesi Batı’da rahatsızlığa neden oldu. Bu durumun tehdit olarak görülmesi üzerine Batı’lı güçler düğmeye bastı. Dış dinamikler böyle bir darbeyle ‘Türkiye büyümesin’ düşüncesini sağlayabilmek için Menderes hükümetini uzaklaştırdılar..”

2 yıl önce

15 Temmuz şehidinin babasından Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözler: "Bebek katili Öcalan'ın heykelini dikeceğini söyleyen Selahattin Demirtaş'a ise 'çok saygın' diyor”

Kayseri'nin Bünyan ilçesinde 2019 yılındaki 30 Mart yerel seçimleri öncesinde 18 Mart Şehitleri Anma Günü nedeniyle şehitlikte düzenlenen törene katılan CHP İlçe Başkanı Okan Marzıoğlu ve CHP belediye başkan adayı Mustafa Navruz'a, FETÖ'nün darbe girişiminde Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı'na düzenlenen bombalı saldırıda şehit olan Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit'in babası Yahya Kemal Yiğit tepki göstermişti CHP'lilerden şehit babasına dava CHP'li Marzıoğlu ve Navruz'un şikayeti üzerine 15 Temmuz şehidinin babası Yahya Kemal Yiğit hakkında Bünyan Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'hakaret', 'tehdit', 'darp' suçlarından dava açıldı. 2 bin 180 TL ceza verildi Bünyan ilçesindeki Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, mahkeme heyeti yaptığı yargılama sonucu Yiğit'e 'hakaret' suçundan 109 gün hapis cezası karşılığı 2 bin 180 TL para cezası verdi. Yiğit, 'tehdit' ve 'darp' suçlarından ise beraat etti. "Bana 15 Temmuz'u yeniden yaşattılar" Karar sonrası açıklama yapan baba Yiğit, "Bana 15 Temmuz darbe girişimini yeniden yaşattınız' dedim. Gerçekten yaşadık. Ben bugün karar çıkacak davanın sonucunu şeref madalyası olarak taşıyacağımı da söyledim. Gerekçeli kararı da evimin altına yaptığım müzede çocuğumun fotoğrafının yanına çerçevelettirip gerekçeli kararı asacağımı ilettim" dedi. "Kılıçdaroğlu'na 'sayın' demeye utanıyorum" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Yiğit, "Bugüne kadar PKK denen alçaklar 40 bin Müslüman Türk'ün evladını şehit etmedi mi? Fakat CHP Genel Başkanına 'sayın' demeye utanıyorum. Çünkü saygın bir insan değil. Bunlara terör örgütü bile diyemiyor. "İsyanım Öcalan'ı öven Demirtaş'a 'saygın' demesine" Terör örgütü sevicisi partinin genel başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır meydanında bebek katili Apo'nun heykelini dikeceğini söylüyor. Fakat Selahattin Demirtaş'a Kemal Kılıçdaroğlu 'Sayın Demirtaş çok saygın bir siyasetçi' diyor. Kılıçdaroğlu, senin saygınlığın da bu kadar. Ben bunlara isyan ediyorum" ifadelerini kullandı. "Özür dilersem davadan vazgeçeceklerini söylediler" Yiğit, "Bir önceki duruşmada 'kurumsal kimliğimizden özür dilerse davamızdan vazgeçeceğiz' dediler. Bugün genel merkezden 3 tane avukat göndermişler. Vallahi 3 değil, 103 tane gönderseler vız gelir. Bizim o çocuklarımızı şehit eden teröristler var ya onlardan kurşun yemeyi şeref sayarım ama yine onlardan özür dilemem" dedi.

2 yıl önce

CHP'li Özel'den korumaları gazeteci döven İYİ Partili Türkkan'a destek: Başına çok kötü şeyler geldi

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın Kocaeli-Dilovası'nda kaçak çiftliği olduğu ortaya çıkmıştı. Yıkım sırasında görüntü almak isteyen İHA Muhabiri, Türkkan'ın korumaları tarafından öldüresiye dövülmüştü. Saldırganlar arasında yeğeninin de olduğu ortaya çıkan Türkkan, söz konusu gelişmenin ardından yaptığı açıklamada, "Babasıyla görüştüm, mağduriyetlerini gidereceğiz" demişti. "Türkkan'ın başına çok kötü şeyler geldi" TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuya değinen Özel, "Türkkan'ın başına çok kötü şeyler geldi" dedi. "Tam bir siyasetçinin yapması gerektiği gibi olayı sahiplendi" Türkkan ile sıcağı sıcağına görüştüğünü ifade eden Özel, "Bir basın emekçisi darp edildi. Ben Lütfü Türkkan ile direkt görüştüğümde, ‘Ne yapıyorsunuz’ dedim. Dedi ki, ‘Mustafa Uslu kardeşimizin babasına ulaştım. Üzüntülerimi bildirdim. Bundan sonra ne yapabileceğimi sordum. Hızlıca bir tweet atıyorum’. Tam bir siyasetçinin yapması gerektiği gibi, olayı sahiplenen, kınayan, eleştiren bir tavır sergiledi. Biz de Mustafa Uslu kardeşimize geçmiş olsun diliyoruz" ifadelerini kullandı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 32 33