06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

Dünyanın konuştuğu kaçış! İsrail basını yazdı…

İsrail'in Yediot Ahronot gazetesi, İsrail polisinin Filistinli mahkumların hapishaneden kaçtıktan sonra yakınlardaki bir bölgede gizlendiği ve toplu hareket etmek yerine gruplara ayrıldığı yönünde soruşturmaya devam ettiğini duyurdu. Haberde polisin Filistinli mahkumların hapishaneden firar ederken dışardan yardım almadıkları ve yaya olarak kaçtıkları düşüncesinde olduğu aktarıldı. Filistinli 6 tutuklu 6 Eylül sabahı, İsrail'in kuzeyinde yer alan yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesi'nden tünel kazarak kaçmıştı. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, Fetih Hareketi'nin silahlı kanadı El-Aksa Şehitleri üyesi Zekeriya ez-Zübeydi ile İslami Cihad Hareketi mensubu Yakub Nufeyat, Muhammed Kasım el-Arıda, Yakub Mahmud Kadri, Eyhem Fuad Kemamci, Mahmud Abdullah el-Arıda'nın cezaevinde aynı koğuşta kaldıklarını ve 10 metrelik tünel kazdıklarını bildirmişti. Dün mahkumlardan 4'ünün yakalandığı duyurulmuştu. İsrail'deki yüksek güvenlikli hapishanelerden biri olan Gilboa Hapishanesi, İrlandalı uzmanların gözetiminde inşa ettirilerek 2004'te açılmıştı.

2 yıl önce

Yunan basını ordusunu uyardı! Türkiye'nin iş birliği kaygı verici

Son dönemde Türkiye ile yarışabilmek için devasa askeri borçların altına giren Yunanistan'da yeni bir panik dalgası baş gösterdi. Yunan basını, Atina'nın dikkatini bir an evvel buraya çevirmesi gerektiğini yazdı. Türkiye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, üst düzey Azerbaycan savunma yetkilileri ve başkent Ankara'da çeşitli alanlarda ikili askeri işbirliğini görüştükleri belirtildi Azerbaycan Genelkurmay Başkanı Korgeneral Karim Valiyev, Türkiye'ye yaptığı resmi ziyarette 12 Eylül'de Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türk mevkidaşı Yaşar Güler ile bir araya geldi. Taraflar, askeri, askeri-teknik, askeri-eğitim, mühendislik ve diğer alanlarda işbirliğinin geliştirilmesini görüştüler. İkili, ülkelerinin orduları arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerine dayalı işbirliğinin başarılı bir şekilde geliştiğini kaydettiler. Azerbaycan ve Türkiye ordusu son zamanlarda çeşitli şekillerde ortak uluslararası askeri tatbikatlar yürütüyor. Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın açıklamasında, "Azerbaycan Donanması, Azerbaycan ve Türk denizaltı saldırı ve savunma ekiplerinin tatbikatlarının tamamlanmasına yönelik bir etkinlik düzenledi" denildi. Bakanlığa göre, törende konuşan Azerbaycan Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Subhan Bakirov, tatbikatlarda verilen görevlerin iki kardeş ülkenin askerleri tarafından başarılı ve profesyonelce yerine getirildiğini kaydetti. 'İTTİFAK YUNANİSTAN ALEYHİNE DERİNLEŞİYOR' Yunan basınında çıkan haberlerde "Türkiye-Azerbaycan askeri ittifakı Yunanistan için tehlikeli bir şekilde derinleşiyo" denilerek şöyle devam etti: Türkiye ile askeri bir çatışma durumunda Yunanistan'ın da Azerbaycan'ı potansiyel bir düşman olarak görmesi gerekiyor. Azerbaycan Hava Kuvvetleri'ne ait dört savaş uçağının 21 Haziran'da Türkiye'de gerçekleştirilen "Anadolu Kartalı 2021" Uluslararası Hava Tatbikatı'na katıldığı hatırlatıldı. Hem taktik hem de stratejik düzeyde, bu, Azerbaycan topraklarından Türk Hava Kuvvetlerine daha fazla stratejik derinlik sağlama olasılığı yaratacak. 'TÜRKİYE'DEKİ TESİSLERİ VURSAK BİLE...' Yunanistan'ın stratejik silahları, hava ve donanma mühimmatı ile Türkiye'nin içinde bulunan kritik hava tesislerini-havalimanlarını imha etmesi durumunda dahi, Azerbaycan'dan gelecek destek Türkiye'nin zararını minimuma indirecek. Mart 2021'in başında Türk Savunma Bakanlığı, Azeri birliklerinin gelişinin ardından Isparta'da 6 hafta sürecek Türk-Azerbaycan ortak askeri tatbikatının yapılacağını duyurmuştu. 'ASKERİ PERSONELİMİZ ENDİŞELENMELİ' Yukarıda sayılan endişeler, çok geç olmadan Yunan askeri personeli ve siyasi liderliğini endişelendirmeli. Yukarıdakiler, "Mavi Vatan" vizyonuyla birlikte Yunanistan'ı Ege için alarm zilini çalmaya itiyor. Yunan askeri kadrosu, ülkeye yönelik Türk askeri operasyonlarına Azerbaycan'ın da katılacağını artık kabul etmek zorunda. Son olarak, Azerbaycan, Türkiye ve Pakistan'ın 12-20 Eylül tarihleri arasında Bakü'de ortak askeri tatbikatlar düzenleyeceklerini belirtmek gerekir. Bunlar, üç ülke arasındaki bu türden ilk tatbikatlar olacak. Azerbaycan Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Üç Kardeş 2021 tatbikatlarının amacı, özel kuvvetleri arasındaki işbirliğini geliştirmek ve bilgi ve deneyim alışverişinde bulunmaktır." dedi. İSRAİL'E BEL BAĞLADI Doğu Akdeniz'de bir türlü istediği etki alanına kavuşamayan ve Türkiye ile girdiği yarış nedeniyle ciddi darbe alan Atina hükümeti, İsrail füzelerinden medet ummaya başladı. Yunanistan ve İsrail, Nisan ayında tarihlerindeki en büyük askeri anlaşmayı imzaladı. İlkbahardan itibaren Yunan medyası İsrail'den alınacak Spike NLOS füze sisteminin özelliklerini yazdı. İlk etapta beşinci nesil tanksavar füze sistemi olarak geliştirilen Spike NLOS, Rafael firması tarafından üretiliyor ve 32 kilometre menzilli. Yunan medyası, füze sisteminin denizde kullanılabilen versiyonuyla da ilgilenen Atina yönetiminin Spike NLOS'ları Türkiye karşısındaki adalara konuşlandıracağını da aktarmıştı. Ordu birliklerini güçlendirecek yerleşik sistemlere ek olarak, Apache saldırı helikopterlerinde İsrail Spike NLOS güdümlü füzelerin konuşlandırılmasına Genelkurmay Başkanlığı tarafından karar verildi. Silahlı Kuvvetlerin silahlanmasının güçlendirilmesine ilişkin yasa tasarısının mecliste yer almasıyla programda son aşamaya gelindi. 25 SİSTEMİN YANI SIRA EĞİTİM VE DESTEK ALINACAK Tanksavar taburlarına, adalardaki birimlere ve Evros'a yerleştirilmek üzere toplam 25 sistem satın alınacak. Ancak buna ek olarak, Ordu Hava Kuvvetleri'ne ait AH-64DHA Longbow Apache saldırı helikopterlerine yerleştirilecek bir dizi füze de satın alınacak. 250 milyon avroya mal olan program, sistem ve füze alımına ek olarak hem eğitim hem de destek sağlıyor. ROTASINI KENDİSİ DÜZELTİYOR Spike NLOS, Spike ailesinin uzun menzilli versiyonu ve hedefe "kilitlenen" ve rotasını sürekli olarak düzelten bir "Ateş Et ve Unut" sistemiyle çalışıyor. NLOS adı, operatörün korunan bir konumdan bile hedefle görsel temas gerektirmeden ateş etme yeteneğini gösteriyor ve bu özelik, bu füzenin en büyük avantajlarından birisi. 25 km'yi aşan uzun saldırı mesafesine sahip füze, İsrail kaynaklı kaynaklarına göre ise zorlu hava koşullarında bile termal sensörlerin yardımı ile 32 kilometreye kadar ulaşıyor. Yunan basınına göre Apache'yi "ölümcül" Spike NLOS ile donatma kararı, Yunanistan'ın hem Ege adaların hem de Evros'un savunması için kritik önem taşıyor. ÇOK AMAÇLI FÜZE SİSTEMİ Başlangıçta bir tanksavar füzesi olarak geliştirilen Spike NLOS, gemilerden, savaş araçlarından ve hatta helikopterlerden ateşlenebilen Çok Amaçlı Elektro Optik Füze Sistemine dönüştü. Yunan basınında, toprağın morfolojisi ve karşı karşıya oldukları tehditler göz önüne alındığında, özellikle adalarda Yunan Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları için hayati öneme sahip olduğu vurgulandı. Her sistemde sekiz fırlatıcı bulunurken, hedeflere bağlı olarak füze seçme yeteneğine bile sahip olacak. DENİZDE KULLANILABİLEN SİSTEMLERE DE TALİP Yunan Apache helikopterleri için alınacak füzeler de benzer yeteneklere sahip olacak. Her bir Spike NLOS'un, güçlü anti-tank Hellfire'ın menzilinin dört katı olması öngörülüyor. Halihazırda İsrail donanması tarafından kullanılan füzenin denizde kullanılan versiyonuna da Yunanistan'ın ilgisi olduğu bildirildi. AKINCI KORKUSU Bir diğer önemli unsur da, Akıncı'nın insansız hava araçları toplu inşasına girişmesi. Yunan medyasındaki yorumlara göre, bu durum Yunan kurmaylarında yoğun endişeye neden oluyor. Türkiye'nin Bayraktar TB2 silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) başlayan devrimine yeni silahlar eklemesi, Yunanistan'dan yakın şekilde izleniyor. Son olarak Baykar grubunun ürettiği Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı'nın (TİHA) Türk ordusunun kullanımına sunulması, Yunan medyasında geniş şekilde yer buldu. 'Ankara tarafından sıcak sonbahar planlandı: Türkiye'nin silahlı insansız hava araçlarının seri üretimi Atina'yı endişelendiriyor' başlıklarını atan Yunan medyası, Türk ordusunun saldırı dronelarında doruk noktasına ulaştığını yazdı. New Post, "Ankara, Yunan-Türk iklimini keskinleştirme konusundaki açık istekliliğini göstermekten çekinmiyor" ifadesine yer verdi ve Akıncı TİHA'nın düşük maliyetli ve yüksek verimiyle tamamen agresif bir silah sistemi olduğunu belirtti. Sitedeki haber, "Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ'da yaygın ve başarılı bir şekilde kullanılan ünlü Bayraktar'dan sonra, Türkiye şimdi daha da gelişmiş Akıncı'nın toplu üretimine devam ediyor" cümlesiyle devam etti: "Türk SİHA'larının yer aldığı savaşlar, oyunun kurallarının değiştiğini gösterdi. Yunan Silahlı Kuvvetleri düzenli ve donanımlı bir ordu olmasına rağmen, modern insansız araçların ordu için ciddi bir risk taşıdığı gözden kaçmamalı." New Post'a göre, Bayraktar TB2'nin Akıncı TİHA ile birlikte kullanılması durumunda hava savunma sistemleri ciddi bir testten geçecek. Bu yüzden, Yunan ordusunun kurmayları büyük bir endişeye sahip. 'TÜRKİYE'NİN 'YENİ AVCISI' GÖKLERDE' 'Türkiye'nin yeni 'Avcı'sı göklerde' başlığıyla haberi sunan Huffington Post Yunanistan, Türkiye'nin filosuna yeni bir drone daha eklediğini ve Akıncı TİHA'nın Bayraktar TB2'nin daha gelişmiş versiyonu olduğunu okurlarına aktardı. Huffington Post'a göre, Türkiye halihazırda hem keşif hem de saldırı dronelarının bulunduğu büyük bir filoya sahip. Akıncı TİHA'nın özellikleri ise tamamen farklı. Akıncı, 900 kilodan fazla füze veya bomba taşıyabiliyor. Ta Nea gazetesine göre ise, 25 saat havada kalabilmesi ve taşıyabildiği füzelerle Akıncı TİHA olağanüstü özelliklere sahip. Ta Nea, Türkiye'nin drone diplomasisine yatırım yaptığını kaydedip Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha geniş bir bölgeyi hedeflediğini bildirdi. Atina'nın Türk dronelarını yakından takip ettiğini belirten Ta Nea, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kurduğu "Bölgemizde bir taşı bile yerinden oynatmak isteyen önce Türkiye'nin iznini isteyecek" cümlesine vurgu yaptı. Kathimerini gazetesi de tıpkı Ta Nea gibi Erdoğan'ın cümlesini manşetten verdi, Cumhurbaşkanlığı'nın Twitter hesabından paylaşılan fotoğrafları haberinde yayınladı. Yunan medyasından Proto Thema 'Türkiye saldırı drone'u da kazandı' başlığıyla haberi sundu, CNN Yunanistan ise 'Türkiye yeni savaş drone'nun üstündeki örtüyü kaldırıp gösterdi' dedi. AP'DEN DRONE ÜSSÜ HABERİ Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Türk insansız hava araçlarına ev sahipliği yapan hava üssünün, Doğu Akdeniz bölgesinde komşu ülkeler arasında tedirginliği artırdığını bildiriyor. AP, ulaştığı bir istihbarat raporunun hava üssünün ek insansız hava araçları, gözetleme uçakları, eğitim uçakları ve gelişmiş savaş uçaklarının planlı bir şekilde konuşlandırılması için yenilendiğini gösterdiğini yazdı. Güney Kıbrıs hükümeti, Türkiye'nin insansız hava aracı konuşlandırmasını güç alanını genişletmek ve potansiyel olarak önemli doğalgaz rezervlerine sahip bölgedeki kontrolünü artırmak için kullandığı bir araç olduğunu ileri sürüyor. İsrailli yetkililer üssü doğrudan bir tehdit olarak görmüyor ve konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçınıyor. Ancak Tel Aviv yönetiminin Doğu Akdeniz krizinde Güney Kıbrıs'ı açık şekilde desteklediği biliniyor. İsrail resmi yorum yapmaktan kaçınsa da, İsrail Bölgesel Stratejik Araştırmalar Enstitüsü analisti Gabriel Mitchell, insansız hava aracı üssünün Türkiye ile 'mevcut gerilimleri artıracak endişe verici bir gelişme' olduğunu savunuyor. AP'ye konuşan Mısırlı bir diplomat ise, KKTC'deki üsse konuşlandırılan ve tüm Doğu Akdeniz'i gözetleme kapasitesine sahip Türk dronelarının endişe yarattığını söyledi.

2 yıl önce

İngiliz basını: İngiltere Türkiye'yi 'kırmızı liste'den çıkarıyor

İngiliz The Times gazetesi, İngiliz hükümetinin bugün gerçekleştirilecek toplantıda, Kovid-19 seyahat kısıtlamalarında Türkiye'yi 'kırmızı liste'den çıkartacağı iddiasında bulundu. KARANTİNA OLMAYACAK Euronews'in haberine göre, karar sonrası Türkiye'den İngiltere'ye giden yolcular artık karantinada tutulmayacak. İngiltere, seyahat edilen ülkeleri salgın durumlarına göre yeşil, sarı ve kırmızı olarak sınıflandırıyor. TAM AŞILIYA PCR YOK Türkiye, mayıs ayından bu yana İngiltere'nin kırmızı listesinde bulunuyor. Habere göre, İngiltere'nin, tam aşılı yolcular için uyguladığı PCR testi zorunluluğunun da kaldırılacak.

2 yıl önce

Kızı hayatını kaybeden polis babasından açıklamalarını istismar eden CHP’li Ali Mahir Başarır’a tepki

Mersin'in Mezitli İlçesinde rahatsızlanan arkadaşının yerine 2 saatliğine görev yapan polis memuru N.E’nin intihar etti.  CHP’li CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın intihar eden polis memurunun babasının iddialarını gündeme taşıyarak istismar etmesi üzerine polis memurunun babası bir açıklama yayınladı. Emekli başkomiser baba Adil Ekiz Facebook hesabında yaptığı açıklamada, “Ben dün akşam kızım vefatı yaşamış olduğum üzüntümü sosyal medyada paylaşmıştım. Ancak benim bu üzüntümü siyasi malzeme olarak görüp yıllarca çalışmış olduğum emniyet teşkilatını yıpratmak amacında olan kişi ve grupların olması beni dahada üzmüştür. Her kurum ve kuruluşta doğru insanlar olduğu gibi yanlış insanlar da bulunmaktadır. Benim amacım ne Emniyet teşkilatını nede herhangi bir siyasi partiyi yıpratmak değildir. Benim amacım yanlış insanların gerekli cezayı almasını sağlamaktır.Bana destek veren herkese teşekkür ederim. Saygılarımla..” dedi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rektörünün arabasının üstüne çıkıp, orada tepinen öğrencilerin olduğu bir Türkiye'yi ben kabullenemiyorum

Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: Saygıdeğer hocalarım, sevgili öğrenciler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Üniversitelerimizin 2021-2022 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Uzaktan da olsa eğitimin devam ettirilmesi elbette önemlidir ancak bunun yüz yüze eğitim tecrübesinin yerini tutmayacağı açıktır. Her türlü tedbiri aldık, eylül ayı başından itibaren okulları açtık. Şu ana kadar sadece 2 okulumuzda karantina uygulamasına gidilmiştir. Vaka durumlarına göre bazı sınıflar karantinaya alınabilir ama okul, ilçe veya il çapında bir kapanma kesinlikle düşünmüyoruz. Üniversitelerimizde de eğitim-öğretimin kesintisiz sürmesi konusunda kararlıyız. 1990'lı yılların sonunda dahi Türkiye'de 18-22 yaşlarındaki gençlerin okullaşma oranı yüzde 15'lerin altındaydı. 1990'lı yılların ortasından itibaren anti demokratik uygulamalarda toplumsal gerilimlerin merkezine yerleşmişti. Hükümete geldiğimiz andan itibaren üzerine en kararlılıkla gittiğimiz alanlardan bir tanesi de gençlerimizin çalışmasını artıracak çalışmalar olmuştur. Türkiye'de her ilimizin kendi üniversitesinin olmasını sağladık. Akademik personel sayımız 70 binden 180 binin üzerine çıktı. Artık 18-22 yaş aralığındaki gençlerimizin yüzde 44'ü yükseköğretime ulaşabiliyor. Bir zamanlar üniversite kapılarından içeri alınmayan kızlarımızın, erkeklerin önüne geçmesi hak ve özgürlüklerin geldiği noktanın göstergesidir. Bugün Türkiye kendi evlatları yanında 230 bin uluslararası öğrenciye de ev sahipliği yapıyor. Bu yıl 3 bin 500 burs için 165 bin başvuru aldık. Yeni kurulan üniversitelerle ilgili zaman zaman haksız değerlendirmeler yapıldığını görüyorum. Bunlar da zamanla arzu ettiğimiz seviyelere çıkacaklardır. OECD ülkeleri arasındaki ortalaması yüzde 1,4 olan yükseköğretim harcamalarına olan oranı 1,7'ye çıkardık. İnsanlarımızın eğitim seviyesi yükseldikçe ülkemizin siyasi, ekonomik gelişmesi de aynı oranda hızlanmaktadır. Yükseköğretim kurumlarının ülke geneline yayılması, refahın da adil yayılması anlamını taşımaktadır. TEKNOFEST'te ülkemizin dört bir yanından gençlerimizin kendilerine fırsat verildiğinde ne büyük başarılara imza attıklarını görüyoruz. Anadolu'daki evlatlarımızın önünü tekrar kesmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Tam tersine tüm gençlerimizin yapacağı her çalışmaya destek olmayı sürdüreceğiz. Yatırımlara devam edeceğiz. Son dönemde yükseköğretim sisteminde yapısal değişiklikler getiren önemli adımlar attık. 11 asıl ve 5 aday üniversitemiz araştırma üniversitesi, 15 üniversitemiz bölgesel kalkınma üniversitesi olarak belirlenmiştir. Tematik ve mesleki ağırlıklı üniversitelerle ilgili de çalışmalar yürütülmektedir. Buna rağmen doktoralı insan kaynağımızın halen hedeflerimizin çok gerisinde olduğunu görüyoruz. Doktora mezunu sayısını daha da yükseltmemiz gerekiyor. Ekonomiye daha çok katkı yapmamız için de doktora mezunu sayısını da artırmamız gerekiyor. Özel müfredatla ve özel hocalarla üstün nitelikli bilim insanları yetiştirmek için öğrencilerimizi destekliyoruz. Gençlerimizin sosyal ve beşeri yönlerini güçlendirmelerine katkı sunuyoruz. Bu yıl taban puanları düşürerek daha fazla sayıda gencimizin üniversite programlarına yerleşmelerini sağladık. Son yıllarda atılan bir diğer önemli adım geleceğin meslekleri projesiyle, ön lisans, lisans programlarının yükseköğretim sistemine kazandırılmasıdır. Staj programının ocak ayında başlayacak 2022 başvurularına tüm gençlerimizi davet ediyoruz. Vakıf üniversiteleriyle ilgili yeni düzenlemelere giderek sorunların çözümü konusunda adımlar attık. Türkiye yükseköğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke konumuna gelmiştir. Elbette temel bilimlere ve ileri teknolojiye dayalı araştırma alanlarına özel önem vereceğiz ama önümüzdeki gerçeklere de gözlerimizi kapatmayacağız. Üniversite kampüslerini toplumdan kopuk alanlardan çıkarmalıyız. Sadece devletten gelen destekle bu hedeflere ulaşılamayacağı açıktır. Ülkemizde de yapmamız gereken işte budur. Bizim gözümüzde başarılı üniversite yöneticisi, bu tür büyük sıçramaları yapabilen kişi demektir. Dünyadaki gelişmeleri yakından izleyerek, potansiyelini harekete geçiren üniversitelerimizin önünde hiçbir engel göremiyorum. Salgın döneminde pek çok alanda gereken altyapıya sahip olduğumuzu hep birlikte gördük. Artık belirleyici konuma gelmemiz gereken bir döneme geldik. Bazılarının her konuda olduğu gibi yükseköğretim konusunda da yapılanları takdir etmek gibi bir derdi olmadığını üzüntüyle takip ediyoruz. Hele hele rektörünün arabasının üstüne çıkıp orada tepinen öğrencilerin olduğu bir Türkiye'yi ben kabullenemiyorum. Böyle öğrenciler bize gerekmez. Rektörünüz aracın içinde, siz önünü kesiyorsunuz ve daha sonra da aracın üzerine çıkıp tepinmeye başlıyorsunuz. Böyle bir öğrenci olamaz. Bunlar olsa olsa ancak üniversitelerin içine sızmış teröristlerdir. Gelişmiş ülkeleri geride bıraktığımız bir kapasite var. Ülkemizde üniversite eğitimi almak isteyen hiçbir gencimizin maddi kaynak sıkıntısı çekmemesi için eşi benzeri görülmemiş adımlar attık. Yurt sayımızı 190'dan 794'e çıkardık. Yurtlarımızın fiziki şartlarını iyileştirdik. Eskiden 30-40 kişilik koğuşlarda kalan öğrencilerimiz artık 3-4 kişilik otel standardında odalara sahiptir. Türkiye'de 1 milyonun üzerindeki yurt yatak kapasitesiyle en fazla barınma imkanı sağlayan ülkedir. Nedir o Allah aşkına? Parklarda bankların üzerinde yatanlar... Bunlar öğrenci mi? Bunlar aynı Gezi'de olduğu gibi teröristler... Biz öğrenciye en büyük saygıyı gösteren bir iktidarız. Göreve geldiğimizde verilen burs 45 liracıktı... Şu an 650 liraya çıktık. Nereden nereye...

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektör’ünün arabasının üzerine çıkan eylemcilerin suç dosyası kabarık!

İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Naci İnci’nin makam aracının önünü kesen ve aracın üzerine çıkarak tepinen göstericiler gözaltına alındı. Üniversitede önceki gün yaşanan ve güvenlik kameraları tarafından da kaydedilen izinsiz gösteri sırasında bir grup, Rektör İnci’nin makam aracının önünü kesti ve gruptan bir kişi otomobilin üzerine çıktı. Bu gösterici, güvenlik görevlileri tarafından aracın üzerinden indirildi. İzinsiz gösterinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında dün 7 kişi gözaltına alındı. YARALAMA, TEHDİT, MALA ZARAR VERME Gözaltına alınan 7 öğrenciden 2’si çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Diğer 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olaylarla ilgili üniversitede görevli güvenlik görevlilerinin de bilgisine başvuruldu. Gözaltına alınanların dosyası kabarık çıktı. Olay sırasında yarı çıplak halde aracın üzerine çıkan Ersin Berke G.’nin çok sayıda suç kaydı bulunuyor. “Mala zarar verme, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, görevli memura mukavemet, yaralama, özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit” bunlardan sadece bazıları. Gözaltına alınan Beliz İ.’nin dosyası da Ersin Berke G.’yi aratmadı. Beliz İ.’nin de “Mala zara verme, Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, hakaret, devletin egemenliğini aşağılama” gibi suçlardan çok sayıda kaydı bulunuyor. Eylemlere katılan Eftelya K., Hamza A., Mehmet İ., Elif B. de benzer suçlara bulaşmış. PKK PROPAGANDACISI Yine eylemciler arasında bulunan Caner Ö.’nün adı da “Cumhurbaşkanı’na Hakaret” dosyasında bulunuyor. İsmail G. ile ilgili de geçmişte PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı için hakkında işlem yapılmış. Ayrıca gruptakilerin bazılarının üniversitedeki LGBT-İ yapılanmasında bulunduğu öğrenildi.

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci: Rektörün arabasının önünü kesmek insani bir davranış değil

İnci'nin açıklamalarından satır başları şöyle: -"Benim rektörlüğe atanmamla birlikte bir sakinleşme oldu. Kampüs normal hayatına dönmeye başladı. Sonra kampüs açıldı. Eğitim öğretime başladık. Ne olduysa bir şekilde bir yerden düğmeye basılmış gibi, rektörün arabasının önünü kesmek, üniversitede huzursuzluk çıkarmak, böyle olaylarla karşılaştık maalesef." "Eylemlerin daha önceki argümanı şuydu: 'Rektör Boğaziçi Üniversitesi'nden biri değildi. Ben buranın 30 yıllık hocasıyım. Oranın asli unsuruyum. Onların bir kısmı benden ders aldı. Şimdiki argüman ise şu: 'Siz daha önceki yönetimde görev aldınız'. Size de teklif edildi. Bütün öğretim üyelerine 'Gelin yardım edin. Üniversite çökmesin. İşler yürüsün' denildiğinde kimse cesaret edip bunu üstlenmedi. Çünkü bir mahalle baskısı kuruyor bazı arkadaşlarımız." "Bunu bütün Boğaziçi Üniversitesi camiasına mal edemeyiz. Bizim 17 bin öğrencimiz var. Ama bunları yapan, bu vandallığı ve bu zorbalığı yapan öğrenciler ve buna destek verenler belki 25-30 kişi." "Kendisini üniversitenin sahibi ve efendisi gören belli bir grup var. İçerisinde emekli olan hocalarımız var ki biz onlara kampüsleri yasaklamadık, derslere devam ediyorlar. Emekli olduktan sonra da ofislerini tutuyorlar ama forumlarda yönetime karşı, yönetimin işlememesi için birçok yazılar yazıyorlar. Öbür öğretim üyelerinin üzerinde bir mahalle baskısı oluşturuyorlar. Bu korkudan dolayı kimse bir görev almak istemiyor." "'İlla biz birisini seçeceğiz, cumhurbaşkanı onu atamak zorunda' inadı var. Bu bizim sorunumuz değil. Bu Boğaziçi Üniversitesi'nde savaşılabilecek bir şey değil. Bunun yeri TBMM'dir. Belli bir zümrenin dayatmasına bu üniversiteyi teslim etmeyeceğim. Hukuk zemininde gerekli bütün mücadeleyi yaparım. Üniversitemi her türlü tehlikeye karşı korumak için bunu yaparım ve yapacağım. "Türkiye birincileri Boğaziçi'ne geliyor. Herkesin hayali olan bir yer. Mezunlarımız burayı bitirdiklerinde bütün kapılar kendilerine açılıyor. Bu 17 bin öğrencimiz tabii ki derslerine konsantre olmak istiyorlar. Böyle şeylerin içerine girip kendi geleceklerini riske atmak istemiyorlar. O yüzden ben onların bu şeye katılmamaları gerektiğini söylüyorum. Bana yazıyorlar 'Hocam üzülmeyin' diye. Esas olan onların en sıhhatli bir şekilde eğitimlerine devam etmeleri." "Hukuk- fakültesinin kurulması devam ediyor. Dekanımız Selami Kuran hocamız saygın bir akademisyen. Dereceleri yurtdışından, en ünlü üniversitelerden. 3 öğretim üyesi alındı. Doktor öğretim üyeleri. Bunların doktoraları yurtdışından, ikisi University of London'dan bir tanesi Lancaster'den. İstihdam devam edecek. Hukuk fakültesi şunun için önemli: O kadar çok istek var ki. Halkın bir talebi var. Boğaziçi'ndeki bir hukuk fakültesine insanlar gelip okumak istiyor." "Bir bakıyorsunuz kapıda başka üniversitelerden gelenler var. 12 kişi gözaltına alınıyor. Bunların 4'ü Boğaziçi Üniversitesi'ne kayıtlı, 8'i başka üniversiteye kayıtlı. Bir bakıyorsunuz bir lisede Whatsapp grubu kuruluyor, Boğaziçi adına mesajlaşmalar oluyor. Liselere yapıyorlar bunu. Ne alakası var. Boğaziçi'ndaki eylemlere destek verilmesinin lisedeki öğrenciyle ne alakası olabilir." "Rektörün makam aracına çıkıp tepinmek her şeyden önce insani bir davranış değil. O protesto falan değil ki. Eğer bu seviyeye getirilmişse öğrenciler bunun arkasında başka güçler var, bir arayüz. Bu bir projenin parçası. O zaman bir proje var." "Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etti. Disiplin amiri dekanlar. Dekana gönderiyorsunuz, örneğin bir fakültenin dekanına 149 tane disiplin soruşturması göndermişiz. Bunların sadece 30-35 tanesine cevap verilmiş ve hiçbirisine suç olmasına rağmen bir ceza verilmemiş. Dedim ya bir mahalle baskısı var. Dekanların ceza vermemesi de o mahalle baskısının bir sonucu. Ceza verseydiniz bunlar devam etmezdi." "Araca çıkan öğrencinin davranışına çok üzüldüm. Siz rektörü bu şekilde durdurarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Eğer güvenlik önemleri alınmazsa bir sonraki adım nedir? Bu Boğaziçi Üniversitesi'ne yakışır bir şey mi?"

2 yıl önce

Alman basınından Merkel'e gönderme: Kışın yükselen fiyatlarla bizi yalnız mı bırakacak?

Avrupa, artan enerji fiyatlarıyla konuşuluyor. Kıtada doğalgaz fiyatlarında yükselişler yaşanırken, Almanya'ya gaz aktaran enerji şirketi Uniper'in CEO'su Klaus-Dieter Maubach, geride bıraktığımız haftalarda yaptığı açıklamada, "Fiyatlar tarihi zirvede" dedi. "MERKEL EN SOĞUK KIŞTA BİZİ YALNIZ MI BIRAKACAK" SORUSU "Buzla kaplı Şansölye" başlığını atan Alman basınından Bild gazetesi, "Merkel, en soğuk kışta yükselen fiyatlarla bizi yalnız mı bırakacak?" sorusunu yöneltti. "FİYATLAR REKORA KOŞUYOR" Haberde, "Almanya'nın tamamı rekor bir kışa doğru titriyor. Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatları rekora koşuyor" denildi. "MERKEL DURUMU GÖRMEZDEN GELİYOR" Yaşananlar karşısında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "durumu tamamen görmezden geldiği" belirtilerek, planlanmış bir önlem olmadığı kaydedildi.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 32 33